• Sonuç bulunamadı

Üniversitesi I. Ulusal Tarih Kongresi (30 Nisan – 2 Mayıs 1997) Tarih ve Milliyetçilik, s 328.

3.3.2. Yunanistan’ın Eğitim Faaliyetler

3.3.2.1. Arnavut Milliy etçiliğinin Yuvası: Zosimaia Rum İdadis

“Büyük Rum Mektebi” olarak da anılan Zosimaia Rum mektebi, Yanya’daki en önemli Rum mektebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Zosimaia, aynı adı taşıyan Hıristiyan bir ailenin Rusya’da büyük bir servet kazandıktan sonra bu serveti okulun açılışı için harcayan beş bekâr erkek kardeş tarafından kurulmuştur446

. Zosimaia Rum İdadisi, sadece Rumlar için değil aynı zamanda Müslüman Arnavutların da çocuklarının eğitimi için tercih ettikleri bir okul olmuştur. Bu açıdan Yunan okulları içerisinde ayrı bir konuma sahip olmuştur447

.

1828 yılında kurulan bu dört sınıflı lisenin ilk yıllarında yöneticiliğini Tepedelenli Ali Paşa’nın danışmanı Anastasios Sakellarios, yapmıştır. Sekiz yıllık bir eğitim programının uygulandığı okul, klasik ve modern Yunanca, Latince, Fransızca ve İtalyanca derslerin verildiği ve devlet okullarının çok üstünde eğitim verilen bir kurum olmuştur448. Okulda Arnavut milliyetçiliğinin ve Osmanlı siyasî hayatının önemli

simaları eğitim görmüşlerdir: 1843-1847 yılları arasında bu okulda okuyan Jani Vreto, eğitimi esnasında iki arkadaşı tarafından verilen İskender Bey hakkındaki bir kitabı okuduktan sonra onun öyküsünü anlatan bir şiir kaleme almıştır. Nitekim Yunan entelektüel ağları, İskender Bey’in bir Arnavut ulusal kahramanı haline getirilmesinde önemli bir rol oynamışlardır. Jani Vreto dışında, Pelasgos gazetesi başyazarı Anastas Byku/Pykaios, Yeni Ahit’i Arnavutçaya tercüme eden Konstantin Kristoforidhi bu okuldan mezun olmuşlardır449. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra Arnavutluk’un ilk

devlet başkanı olan İsmail Kemal, Abdülhamid döneminin ünlü sadrazamı Avlonyalı Ferid Paşa, Maarif Müfettişi Davud Efendi Boriçi, Abidin Dino, Kamus-ı Türki’nin ve ilk Türkçe roman Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’ın müellifi Şemseddin Sami ve kardeşi Naim Fraşeri, Mehmet Esat Paşa ve Hasan Tahsin Paşa aynı okullun eğitim sisteminde yetişen kişiler olmuştur450. 1850’li yılların sonlarına doğru Zosimaia Lisesinde okuyan

İsmail Kemal Bey, ifadesine göre, okuduğu dönemin ilk ve tek Müslüman ve Arnavut asıllı öğrencisi olmuştur. Bu özelliğinden dolayı öğrenci ve öğretmenlerin özel ilgisine

446 Sommerville Story, İsmail Kemal Bey’in Hatıratı, Çev.: Adnan İslamoğulları, Rubin Hoxha, 1.

Baskı, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul, 2007, s. 14.

447 Clayer, a.g.e., s. 84.

448 Abdülhamit Kırmızı, Avlonyalı Ferid Paşa Bir Ömür Devlet, 1. Baskı, Klasik Yay., İstanbul,

Temmuz 2014, s. 33.

449 Clayer, a.g.e., s. 145.

450Şelçuk Akşın Somel, “Ottoman Islamic Educatioan in the Balkans in the Nineteenth Century”, Islamic

Studies, Vol. 36, No. 2/3, Special Issue: Islam in the Balkans (Summer/Autumn 1997) Islamic Research

Institute, International Islamic University, Islamabad, s. 454.

mazhar olan İsmail Kemal, kendisini en rahatsız eden olayın her ayın ilk günü okulu kutsamak için gelen papazın ısrarlı bir şekilde öpmesi için haçı kendine uzatması olduğunu ifade etmiştir451

.

Sultan Abdülhamid, Prizren Birliği tasfiye edildikten sonra gelişen Arnavut milliyetçiliğini sona erdirmek ve dönemin eğitim politikasına uygun bir şekilde Osmanlıcı ve İslamcı bir nesil yetiştirmek amacıyla 1882 yılında İstanbul dışında açılan ilk idadilerden biri olan Yanya İdadisinin açılmasını sağlamıştır. Böylece Müslüman çocuklarının Zosimaia İdadisine gitmesinin de önüne geçilecek ve bir noktada bu Rum lisesiyle rekabet edilecekti. Her ne kadar Zosimaia İdadisinin yıkıcı bir takım faaliyetlerine engel olunmaya çalışılsa da okulun tamamen kapatılması yoluna gidilmemiştir. Hatta 1901 yılında 2230 hanenin bulunduğu Yanya’da 9374 Rum halkın yaşadığı ve idadi derecesinde faaliyet gösteren tek mektep olduğu gerekçesiyle Zosimaia Mektebinin genişletilerek tekrar inşası için padişah iradesiyle 30 Kasım 1901 yılında izin verilmiştir452

.

Osmanlı makamları, okula yaklaşım tarzlarını meydana gelen siyasî gelişmelere göre tespit etmişlerdir. Yanya Valisi Osman Paşa, Romanya ve İtalya tarafından Yunan çetelerini himaye etmek ve Yunan yanlısı politika takip etmekle suçlanmış ve Sadrazam Ferid Paşa tarafından “Epir’de panhelenizmin” temsilciliğini yaptığı söylenerek görevinden azledilmiştir. Osman Paşa’nın yerine göreve getirilen Seyfullah Paşa, selefinin düştüğü durumu göz önünde bulundurarak Yunanistan sınırındaki bu vilâyette “anti Yunan politikalar” takip etmek zorunda kalmıştır. Bu çerçevede Vali Seyfullah Paşa, göreve başladıktan kısa bir müddet sonra, Zosimaia Rum İdadisinde üç yıldır müdürlük ve muallimlik görevinde bulunan Yunan vatandaşı Falori’nin “Devlet-i Aliyye’den ve şâyân-ı i‘timad takımından” olmadığı halde çalıştırıldığını ve bunun tahkik edilmesi gerektiğini Sadrazama bildirmiştir. Yapılan tahkikat neticesinde bir önceki vali suçlanırcasına “hilaf-ı emr ü nizam” “Şahs-ı müfsid” Falori’nin okulda çalıştırılmış olduğu ve böylece “efkâr-ı Yunaniyye’nin telkin ve ta‘mîmine ve talebe vesairenin ezhânın ifsâd ve tesmîme her nasılsa meydan” verildiği tespit edilmiştir453

.

451 Sommerville, a.g.e., s. 14. 452

BOA, MF.MKT., 600/10, 11 L 1319 (21 Ocak 1902). 1885/1886 yılında Yanya idadisi ileride leyli hale getirilecek şekilde tekrar düzenlenmiştir. 40’tan fazla öğrencisi bulunan okulda üç sınıf bulunuyordu. Mahmud Cevad, a.g.e., s. 233.

Yunanistan, 1861 yılında kurulan Syllogos Cemiyeti454, aracılığıyla Yanya bölgesinde Ortodoks Arnavutları Yunanlaştırmak amacıyla çok sayıda mektep açmıştır. Cemiyet, Berat metropolitliğine büyük miktarlarda ianeler göndermiş; mekteplerde öğretmenler vasıtasıyla Rumca eğitimi yaygınlaştırmak ve Arnavut çocuklarına ana dillerini unutturarak Rumlaştırmak için çalışmıştır455. 1890 yılında Yanya’da bulunan

Rum mektepleri, başta Atina olmak üzere Yunanistan’ın muhtelif kentlerinde bulunan cemiyet ve heyetler tarafından idare edilmiş, böylece ortak bir merkezden idare edilen mekteplerde verilen dersler ve okutulan kitaplar aracılığıyla Hristiyan halk arasında fesat ve nifak tohumlarının ekilmesinin kolaylaştırılması amaçlanmıştır456

. Syllogos Cemiyeti, Arnavutluk coğrafyasında Yunan hükümetinin etkinliğini artırmak amacıyla Yunan konsolosları aracılığıyla metropolitlere büyük miktarda paralar ulaştırarak bunların Rum okullarına dağıtılmasını sağlamıştır. 1900’lü yılların başında Syllogos Cemiyeti tarafından Yanya vilâyetine gönderilen para miktarı 1090 Fransız altınına ulaşırken; aynı dönemde Yunan hükümeti tarafından Osmanlı Devletinde bulunan Rum mekteplerine ve metropolitlere gönderilen para 450 bin Drahmiden 600 bin drahmiye çıkarılmıştır457

. Ahmed Zühtü Paşa’nın hazırlattığı bir raporda Priştine, Prizren, Taşlıca, Yenipazar ve İpek kazalarında 62 Rum, 23 Bulgar, 2 Katolik ve 4 Musevi okul bulunmaktadır. Özellikle Arnavutların yaşadığı bölgelerde Rum okullarının yoğunluğu Helenleştirme çabalarının en bariz ifadesidir458

.

Yunanistan’ın bölgedeki faaliyetlerinin yanı sıra, başta Yanya olmak üzere bölgede yaşayan Hıristiyan halkın çocuklarını yoğun bir şekilde Korfu’daki Yunan mekteplerine göndermesi, Yunanistan’ın izlediği Helenleştirme politikasına önemli bir

454 1861’de Rumlar arasında eğitimi yaygınlaştırmak ve kimliklerini korumalarını sağlamak amacıyla

Beyoğlu’nda kurulmuştur. İlk etapta İstanbul Helen Edebiyat Cemiyeti ismiyle faaliyetlerine başlamışsa da daha sonra Syllogos ismiyle tanınmıştır. Mekteb-i Tıbbiye hocalarından Spiridon Mavroyeni Paşanın Büyükparmakkapı’daki evinde başlayan sanat ve kültür toplantılarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Rum okul ağının yaygınlaştırılması temel faaliyet alanlarından biri olmuştur. Kültürel birlikteliği sağlamak ve millî bilinci geliştirmek için konferanslar düzenlenmiş, kitaplar yayımlanmış, fakir okullara yardımda bulunmuştur. 19. yüzyılın sonlarından itibaren Rum Patrikhanesiyle beraber hareket etmeye başlamıştır. Elçin Macar, “İstanbul’dan Ankara’ya: İstanbul Helen Edebiyat Cemiyeti (Syllogos) Kütüphanesi’nin İzinde”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl: 12, S. 23 Bahar 2013, s. 140-141. Syllogos Cemiyeti; Yunan Konsolosları, Ortodoks metropolit ve piskoposlarıyla Makedonya, Epir, İzmir, Cezayir-i Bahr-i Sefid, Bursa, Ankara ve Konya’daki Rum ileri gelenlerinin yardımıyla Rumcayı yaygınlaştırmak ve Yunan hükümeti tarafından verilen tahsisatı dağıtmakla görevlendirilmiştir. Yunanistan hükümeti tarafından Syllogos Cemiyetine 1892 yılında ayrılan bütçe 730.000 Drahmi, 1893 yılında ise 580.000 Drahmi Olmuştur. BOA, ŞD., 213/1, 2 Ş 1311 (8 Şubat 1894).

455

Çetin, a.g.m., s. 199-200.

456BOA, MF.MKT., 116/152, 15 Ş 1307 (19 Aralık 1899). 457 BOA, MF.MKT., 533/1, 8 B 1318 (1 Kasım 1900). 458Balcı, “Kosova Islahatı…”, s. 19.

katkı sağlamıştır. Korfu’daki Yunan mekteplerine devam eden Hıristiyan çocuklar, aldıkları eğitimle Yunanlılaştırılırken; Yunanistan hükümetinin kanunları gereğince 1890’lı yıllardan itibaren sabahları silahlı olarak askerî eğitim almışlardır459

. 1900’lü yıllarla beraber “efkâr-ı Yunaniye” fikri Güney Arnavutluk ve Yanya civarındaki mektepler vasıtasıyla daha da gelişim göstermiştir. Özellikle Yanya kazasındaki Hıristiyan halkın Rum mekteplerine devam eden çocukları, Yunan asıllı veya Yunanistan’da eğitim almış muallimler tarafından gizliden gizliye Yunanlılık fikrinin telkinine maruz kalmışlardır460. Yanya’da yalnızca Hıristiyan halk değil Müslümanlar

da Rumcayı oldukça yaygın bir şekilde gündelik hayatlarında kullanmıştır. Bununla birlikte Yanya, Ergiri ve Görice’deki okullar sayesinde Arnavutça okuma yazma öğrenenler hem Yunan matbaalarında hem de yabancı matbaalarda basılan yayınları takip ederek Rumlarla birlikte Yunan menfaatleri doğrultusunda hareket etmeye başlamışlardır. Vilâyetlerde valiler, “muzır kitap ve evrakın celp ve kıraatına” engel olmaya çalışmış; evinde bu yayınları bulunduranların hapis cezasına mahkûm edilmeleri sağlanmışsa da bu yayınların yayılmasının önüne geçilebildiğini söylemek mümkün değildir461. “Tahdiş ve tahrik” edici içerikli risalelerin okutulmasını engellemek için

“muzır evrak” olarak nitelendirilen bu yayınların yurda girişinin engellenmesi doğrultusunda bir takım kararlar alınmışsa da gizli yollarla bu yayınların mekteplere ulaştırılmasının önüne geçilememiştir462. Kosova valiliği, Yunan hududunda yaşayan

Müslüman halkın çocuklarını Yunan propagandasından muhafaza etmek için 1901 yılında 3300 adet Eczâ-yı Şerife, Kelâm-ı Kadim ve ilmihâl dağıtmıştır463

.

Bu noktada devlet adamlarının en büyük endişesi, bölgenin demografik yapısından kaynaklanmıştır. Yanya vilâyetinde çoğunluk Hristiyanlarda olduğu gibi Manastır ve Kosova vilâyetlerinde de kontrol altına alınamayan Müslümanların dışarıda tutulması halinde çoğunluk Hristiyanlara ait oluyordu. Hıristiyan unsurların Yunan ve Slavların gayretiyle eğitim açısından her geçen gün ilerlemeleri ve Arnavutçanın yerine Yunanca ve Bulgarcayı kullanmaya başlamaları da ayrı bir tehdit oluşturmuştur. Abdullah Hüsnü’nün layihasına göre Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen nizamname eğer Rumeli’de tatbik edilirse Arnavut lisanı şimdiye değin mekteplerde kullanılmadığı, okunup yazılmadığı için Hristiyan ahalinin kullandığı Yunanca ve

459 BOA, BEO, 310/23227, 2 Ca 1311 (11 Kasım 1893). 460

BOA, DH.MKT., 661/74, 4 Z 1320 (4 Mart 1903).

461 BOA, Y.PRK.MF., 5/20, 2 Ra 1325 (15 Nisan 1907). 462BOA, MF.MKT., 116/152, 15 Ş 1307 (6 Nisan 1890). 463 BOA, MF.MKT., 601/28, 15 L 1319 (25 Ocak 1902).

Bulgarca “lisân-ı mahallî” olarak resmen kabul edilmek zorunda kalınacak ve böylece Osmanlı devleti aleyhinde faaliyet gösteren devletler daha avantajlı hale geleceklerdir464. Ticaret ve sanayide hayli geride bulunan Müslüman halk ise eğitimden geri kalmanın yanında nüfuz ve kuvvet Hıristiyan halka geçecektir465

.

Yunanistan ve Rum patrikhanesi tarafından kurulan cemiyet ve okullar, Helenizm politikasından ziyade Arnavut milliyetçiliğine hizmet etmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere Rumlar tarafından açılan okullarda eğitim alan aydın Arnavutlar, milliyetçiliğin gelişiminde ve bağımsız bir Arnavutluk devletinin ortaya çıkmasında etkili olmuşlardır.