• Sonuç bulunamadı

Araştırmaya Katılan Bireylerin Tüketim Tutumlarına İlişkin Bulgular ve Yorum

1. sırada 2 sırada 3 sırada 4 sırada Toplam X² p

4.4. Araştırmaya Katılan Bireylerin Tüketim Tutumlarına İlişkin Bulgular ve Yorum

Bu bölümde, araştırmaya katılan bireylerin tüketim tutumlarına ilişkin ön test ve son test verilerine yönelik bulgu ve yorumlara yer verilmiştir.

Tablo 40

Öğrencilerin Tüketim Tutumlarına İlişkin Düşüncelerinin Ön Test ve Son Test Verilerine Göre Dağılımı

Ön test Son test

n % n % p Katılıyorum 21 9.6 1 6.9

Bazen 32 14.7 32 14.7 Alışveriş, modayı takip etmek

için yapılmalıdır. Katılmıyorum 165 75.7 171 78.4 Toplam 218 100.0 218 100.0 1.107 .575 Katılıyorum 28 12.8 7 3.2 Bazen 34 15.6 35 16.1

Arkadaşlarda görülen ürünler, fiyatı yüksek olsa bile satın

alınmalıdır. Katılmıyorum 156 71.6 176 80.7

Toplam 218 100.0 218 100.0

13.819 .001

Katılıyorum 27 12.4 10 4.6 Bazen 34 15.6 31 14.2 Reklamlarda görülen ürünler,

fiyatı yüksek olsa bile satın

alınmalıdır. Katılmıyorum 157 72.0 177 81.2

Toplam 218 100.0 218 100.0

8.327 .016

Katılıyorum 43 19.7 12 5.5

Bazen 56 25.7 47 21.6

Fiyatı ne olursa olsun bireyler beğendikleri ürünleri satın

almalıdırlar. Katılmıyorum 119 54.6 159 72.9

Toplam 218 100.0 218 100.0 Katılıyorum 65 29.8 29 13.3

Bazen 61 28.0 48 22.0 Satın almalarda önemli olan

aldığımız ürünün markasıdır. Katılmıyorum 92 42.2 141 64.7 Toplam 218 100.0 218 100.0 25.642 .000 Katılıyorum 53 24.3 31 14.2 Bazen 62 28.4 53 24.3 Satın almalarda önemli olan

aldığımız ürünün ambalajıdır. Katılmıyorum 103 47.3 134 61.5 Toplam 218 100.0 218 100.0 10.521 .005 Katılıyorum 67 30.7 29 13.3 Bazen 71 32.6 58 26.6

Satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün fiyatıdır. Katılmıyorum 80 36.7 131 60.1 Toplam 218 100.0 218 100.0 28.679 .000 Katılıyorum 140 64.2 160 73.4 Bazen 36 16.5 44 20.2

Satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün kalitesidir. Katılmıyorum 42 19.3 14 6.4 Toplam 218 100.0 218 100.0 16.133 .000 Katılıyorum 56 25.7 27 12.4 Bazen 84 38.5 44 20.2 Lüks mağazalarda satılan ürünler daha kalitelidir.

Katılmıyorum 78 35.8 147 67.4 Toplam 218 100.0 218 100.0 43.793 .000 Katılıyorum 48 22.0 34 15.6 Bazen 68 31.2 53 24.3 Kullanmakta olduğumuz ürünler eskimese bile sık sık

yenilenmelidir. Katılmıyorum 102 46.8 131 60.1

Toplam 218 100.0 218 100.0

7.859 .020

Katılıyorum 136 62.4 181 83.0

Bazen 35 16.1 30 13.8

Bireylerin zorunlu olmayan harcamaları aileye zarar verir.

Katılmıyorum 47 21.5 7 3.2

Toplam 218 100.0 218 100.0

36.402 .000

Katılıyorum 90 41.3 125 57.3

Bazen 66 30.3 51 23.4

Bireylerin zorunlu olmayan harcamaları ülkeye zarar verir.

Katılmıyorum 62 28.4 42 19.3

Toplam 218 100.0 218 100.0 Katılıyorum 158 72.5 186 85.3

Bazen 24 11.0 31 14.2

Bireylere bilinçli bir tüketici olmak için gerekli bilgiler

verilmelidir. Katılmıyorum 36 16.5 1 0.5

Toplam 218 100.0 218 100.0

36.278 .000

Katılıyorum 155 71.1 193 88.5

Bazen 25 11.5 22 10.1

Bireyler gelirlerinin bir kısmını mutlaka tasarruf etmelidirler.

Katılmıyorum 38 17.4 3 1.4

Toplam 218 100.0 218 100.0

34.219 .000

Katılıyorum 146 67.0 196 89.9 Bazen 31 14.2 20 9.2 Alışveriş öncesi bir alışveriş

listesi hazırlanmalıdır. Katılmıyorum 41 18.8 2 0.9 Toplam 218 100.0 218 100.0 45.055 .000 Katılıyorum 162 74.3 186 85.3 Bazen 21 9.6 22 10.1 Alışveriş yapılırken aile geliri

dikkate alınmalıdır. Katılmıyorum 35 16.1 10 4.6 Toplam 218 100.0 218 100.0 15.567 .000 Katılıyorum 93 42.7 128 58.8 Bazen 72 33.0 57 26.1 Anne-babanın alışveriş yapma

şekli çocukları etkiler.

Katılmıyorum 53 24.3 33 15.1

Toplam 218 100.0 218 100.0

11.938 .003

Katılıyorum 67 30.7 2 0.9 Bazen 82 37.6 28 12.8 Alışveriş sırasında satış

elemanının “tam size göre” vb. düşünceleri bireylerin o ürünü

satın almasına neden olur. Katılmıyorum 69 31.7 188 86.3

Toplam 218 100.0 218 100.0

142.84 .000

Katılıyorum 50 22.9 30 13.8 Bazen 64 29.4 50 22.9 Satın alma kararı verilirken

başkaları tarafından

beğenileceği düşünülen ürünler

tercih edilmelidir. Katılmıyorum 104 47.7 138 63.3

Toplam 218 100.0 218 100.0

Katılıyorum 118 54.1 199 91.3 Bazen 60 27.5 18 8.3 Yeni bir ürün satın almadan

önce sahip olunan ürünlerle ihtiyacın karşılanıp

karşılanmadığı düşünülmelidir. Katılmıyorum 40 18.3 1 0.5

Toplam 218 100.0 218 100.0

80.410 .000

Katılıyorum 142 65.1 195 89.4 Bazen 37 17.0 20 9.2 Alışveriş, ihtiyaçların önem

düzeyi dikkate alınarak

yapılmalıdır. Katılmıyorum 39 17.9 3 1.4

Toplam 218 100.0 218 100.0

44.263 .000

Katılıyorum 150 68.8 193 88.5 Bazen 33 15.1 20 9.2 Yeni bir kalem satın almadan

önce mevcut kalemlerin yeterli

olup olmadığı düşünülmelidir. Katılmıyorum 35 16.1 5 2.3

Toplam 218 100.0 218 100.0

31.079 .000

Katılıyorum 147 67.4 188 86.2

Bazen 34 15.6 27 12.4

Yeni bir ayakkabı satın almadan önce mevcut ayakkabının yeterli olup

olmadığı düşünülmelidir. Katılmıyorum 37 17.0 3 1.4

Toplam 218 100.0 218 100.0

34.721 .000

Katılıyorum 46 21.1 7 3.2

Bazen 67 30.7 43 19.7

Yemek yemek amacıyla temizlik yönünden fark olmayan iki yerden pahalı olanı tercih etmenin sakıncası

yoktur. Katılmıyorum 105 48.2 168 77.1 Toplam 218 100.0 218 100.0 48.473 .000 ***p<.001 ** p<.01 * p<.05

Tablo 40’da görüldüğü gibi, “alışveriş, modayı takip etmek için yapılmalıdır” görüşüne bireylerin ön testte %9.6 katıldığını, %75.7’si katılmadığını; son testte %6.9 katıldığını, %78.4’ü katılmadığını belirtmiştir. Ön ve son testte bazen diyenlerin oranı %14.7’dir.

Son testte katılanların oranındaki düşüş ve katılmayanların oranındaki artış, verilen eğitim sonrasında bireylerin alışveriş sırasında moda faktöründen etkilenmeme yönünde düşünce geliştirdikleri şeklinde ifade edilebilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “alışveriş, modayı takip etmek için yapılmalıdır” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile karşılaştırılmış (X²=1.107) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı değildir (p>.05).

Ersoy, Arpacı ve Demirci (2004)’in yaptığı araştırmada öğrencilerin sadece %10.3’ü satın aldıkları giysilerin modaya uygun olması gerektiğini, satın almada etkili bir özellik olarak belirtmişlerdir.

Üner ve diğerleri (2007)’nin yaptığı araştırmada mal satın alırken tercih nedenleri arasında moda olmasını öğrencilerin sadece %8,8’i tercih nedeni olarak göstermiştir.

“Arkadaşlarda görülen ürünler, fiyatı yüksek olsa bile satın alınmalıdır” görüşüne bireylerin ön testte %12.8’i katıldığını, %15.6’sı bazen katıldığını, %71.6’sı katılmadığını; son testte %3.2’si katıldığını, %16.1’i bazen katıldığını, %80.7’si katılmadığını ifade etmiştir. Son testte katılanların oranındaki düşüş ve katılmayanların oranındaki artış olduğu görülmektedir. Bu bulgular sadece arkadaşlarında gördüğü için fiyatına bakmaksızın satın alma davranışına yönelmemesi gerektiğinin bireyler tarafından anlaşılmış olabileceği şeklinde algılanabilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “arkadaşlarda görülen ürünler, fiyatı yüksek olsa bile satın alınmalıdır” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile karşılaştırılmış (X²=13.819) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.01).

“Reklamlarda görülen ürünler, fiyatı yüksek olsa bile satın alınmalıdır” görüşüne bireylerin ön testte %12.4’ü katıldığını, %15.6’sı bazen katıldığını, %72..0’ı katılmadığını; son testte %4.6’sı katıldığını, %14.2’si bazen katıldığını, %81.2’si katılmadığını dile getirmiştir. Son testte katılanların ve bazen katılanların oranındaki düşüş ve katılmayanların oranındaki yükseliş, sadece reklamlarda görüldüğü için bir ürünün satın alınmaması yönünde bireylerin tutum geliştirmelerini sağlayan eğitimin etkisi olarak düşünülebilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “reklamlarda görülen ürünler, fiyatı yüksek olsa bile satın alınmalıdır” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=8.327) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.05).

Pınarcı (2007)’ın ilköğretim 6.sınıfta okuyan öğrencilere farklı yöntemlerle verilen tüketici eğitiminin öğrencilerin doğru tüketim bilgi ve alışkanlıklarına etkisini saptamak amacıyla yaptığı araştırmada reklamlarda çıkan bir ürünü hemen almayanların oranı anlatım grubu ön testte %55.9, son testte % 52.9; çoklu zeka grubu ön testte %58.1’i, son testte %71.0’dır.

“Fiyatı ne olursa olsun bireyler beğendikleri ürünleri satın almalıdır” görüşüne bireylerin ön testte %19.7’si katıldığını, %25.7’si bazen katıldığını, %54.6’sı katılmadığını; son testte %5.5’i katıldığını, %21.6’sı bazen katıldığını, %72.9’u katılmadığını belirtmiştir. Son test bulgularında özellikle katılanların oranındaki düşüş ve katılmayanların oranındaki artış dikkat çekmektedir. Bu sonuçlar bireylerin ürünleri beğenmelerine rağmen satın alma davranışını gerçekleştirirken ürün fiyatlarını göz önüne almaları gerektiğini vurguladığı için eğitim rolü olarak değerlendirilebilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “Fiyatı ne olursa olsun bireyler beğendikleri ürünleri satın almalıdırlar” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=24.015) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

Durmaz, Bahar ve Kurtlar (2011)’ın yaptığı araştırmada bireylerin %87.9’u alacağı mal ve hizmetlerin ekonomik durumlarına uygun olması gerektiğini, %10.4’ü gerekmediğini belirtmiştir.

“Satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün markasıdır” görüşüne bireylerin ön testte %29.8’i katıldığını, %28.0’ı bazen katıldığını, %42.2’si katılmadığını; son testte %13.3’ü katıldığını, %22.0’ı bazen katıldığını, %64.7’si katılmadığını ifade etmiştir. Son testteki veriler, günümüzde okul öncesi çocuklarda bile görülen marka düşkünlüğünün verilen eğitim sayesinde aşılabileceğini göstermesi bakımından dikkat çekmektedir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün markasıdır” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş

(X²=25.642) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

“Satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün ambalajıdır” görüşüne bireylerin ön testte %24.3’ü katıldığını, %28.4’ü bazen katıldığını, %47.3’ü katılmadığını; son testte %14.2’si katıldığını, %24.3’ü bazen katıldığını, %61.5’i katılmadığını ifade etmiştir. Son testte ambalajın satın almalarda tek başına yeterli olmadığını belirtenlerin oranının artarken yeterli olduğunu belirtenlerin oranının düşmesi, bireyler tarafından ambalajın ürünü koruma ve saklama işlevlerinin göz önüne alınarak tüketiciye sunma işlevinin geri planda kaldığı şeklinde ifade edilebilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün ambalajıdır” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=10.521) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.01).

“Satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün fiyatıdır” görüşüne bireylerin ön testte %30.7’si katıldığını, %32.6’sı bazen katıldığını, %36.7’si katılmadığını; son testte %13.3’ü katıldığını, %26.6’sı bazen katıldığını, %60.1’i katılmadığını belirtmiştir. Bireylerin düşük fiyatlı ürünlerin her zaman kötü, yüksek fiyatlı ürünlerin de her zaman iyi olmayacağını; ayrıca ürünleri sadece fiyatlarına bakarak değil öncelikle ihtiyaç olup olmadığına göre satın alma davranışına yönelinmesi gerektiğini öğrendiklerini ortaya koyabilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün fiyatıdır” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=28.679) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

“Satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün kalitesidir” görüşüne bireylerin ön testte %64.2’si katıldığını, %16.5’i bazen katıldığını, %19.3’ü katılmadığını; son testte %73.4’ü katıldığını, %20.2’si bazen katıldığını, %6.4’ü katılmadığını ifade etmiştir. Bulgular, bireylerin çoğunluğunun ön testte kaliteye önem verdiğini, son test öncesindeki eğitimin de kaliteye verilen önemin artmasını sağladığı şeklinde yorumlanabilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “satın almalarda önemli olan aldığımız ürünün kalitesidir” sorusuna

vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=16.133) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

Aktuğlu ve Temel (2006)’in yaptığı araştırmanın verilere göre bireylerin %77.6’sının giysi alma tercihlerinde kalitenin her zaman etkili olduğu bulunmuştur.

Kütahya Abdurrahman Paşa İlköğretim Okulu Bilinçli Tüketici Kulübü (2011)’nün yaptığı araştırmaya göre bireylerin alışveriş yaparken %32’sinin genellikle, %41’inin her zaman alışverişte öncelikle kaliteyi tercih ettikleri saptanmıştır.

“Lüks mağazalarda satılan ürünler daha kalitelidir” görüşüne bireylerin ön testte %35.8’i katılmadığını, %38.5’i bazen katıldığını, %25.7’si katıldığını; son testte %67.4’ü katılmadığını, %20.2’si bazen katıldığını, %12.4’ü katıldığını ifade etmiştir. Araştırmaya katılan bireylerden lüks mağazalarda satılan ürünler daha kalitelidir görüşüne son test de katılmayanların oranındaki artış ve katılanların ve bazen katılanların oranındaki düşüş, bireylerin sadece kaliteli ürünlerin lüks mağazalarda satılmayacağı yönünde düşünce geliştirmeleri bakımından önem taşıyabilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “lüks mağazalarda satılan ürünler daha kalitelidir” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=43.793) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

“Kullanmakta olduğumuz ürünler eskimese bile sık sık yenilenmelidir” görüşüne bireylerin ön testte %46.8’i katılmadığını, %31.2’si bazen katıldığını, %22.0’ı katıldığını; son testte %60.1’i katılmadığını, %24.3’ü bazen katıldığını, %15.6’sı katıldığını belirtmiştir. Bu araştırma bulguları, ürünlerin eskimeden sadece moda veya değişiklik istendiği için yenilenmesi gerektiği düşüncesinin yanlış olduğunu, böyle bir davranışın tüketimi tetikleyerek israfa neden olabileceğini algıladıkları şeklinde düşünülebilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “kullanmakta olduğumuz ürünler eskimese bile sık sık yenilenmelidir” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=7.859) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.05).

“Bireylerin zorunlu olmayan harcamaları aileye zarar verir” görüşüne bireylerin ön testte %62.4’ünün katıldığı, %16.1’inin bazen katıldığı, %21.5’inin katılmadığı; son

testte %83.0’ının katıldığı, %13.8’inin bazen katıldığı, %3.2’sinin katılmadığı görülmüştür. Bireylerin ön testte yarısından fazlasının bireylerin zorunlu olmayan harcamaları aileye zarar verir görüşünün son testte de %83.0’a çıkması eğitim sırasında üzerinde durulan ihtiyaç kavramının önemini ve harcamalarda ihtiyaç önceliğine dikkat edilmesi gerektiğini anladıklarını ortaya koyabilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “bireylerin zorunlu olmayan harcamaları aileye zarar verir” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=36.402) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

“Bireylerin zorunlu olmayan harcamaları ülkeye zarar verir” görüşüne bireylerin ön testte %41.3’ü katıldığını, %30.3’ü bazen katıldığını, %28.4’ü katılmadığını; son testte %57.3’ü katıldığını, %23.4’ü bazen katıldığını, %19.3’ü katılmadığını ifade etmiştir. Bireylerin zorunlu olmayan harcamaları ülkeye zarar verir görüşüne ön testte katılanların oranının son testte oranı artmasına karşın bireylerin zorunlu olmayan harcamaları aileye zarar verir görüşüne katılanlardan daha az olduğu görülmüştür. Bu veri, bireylerin yaptıkları harcamaların ve tasarrufların ülke ekonomisine etkisini değerlendirme konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını göstermekle birlikte eğitimle bunun kazandırılabileceği düşünülebilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “bireylerin zorunlu olmayan harcamaları ülkeye zarar verir” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=11.467) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.01).

“Bireylere bilinçli bir tüketici olmak için gerekli bilgiler verilmelidir” görüşüne bireylerin ön testte %72.5’i katıldığını, %11.0’ı bazen katıldığını, %16.5’i katılmadığını; son testte %85.3’ü katıldığını, %14.2’si bazen katıldığını, %0.5’i katılmadığını belirtmiştir. Hem ön testte hem de son testte bireylerin yarısından fazlasının bilinçli tüketici olmak için gerekli bilgiler verilmelidir görüşüne katılmaları bu konuda öğrenmeye açık oldukları izlenimi uyandırmaktadır.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “bireylere bilinçli bir tüketici olmak için gerekli bilgiler verilmelidir” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile

analiz edilmiş (X²=36.278) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

Kaynak ve Akan (2011)’ın yaptığı araştırma göre tüketicilerin %75.1’i tüketici eğitimi ve korunması ile ilgili bir eğitim programına katılmak istediğini, %24.9’u eğitim programına katılmak istemediğini belirtmiştir.

Çavuşoğlu (2006)’ın yaptığı bir araştırmada bireylerin %72.5’i tüketici haklarının korunmasında en etkili yolun tüketicinin eğitilmesi olduğunu, tüketici eğitimi kurslarının verilmesi gerektiğini ve bu kurslara katılmak istediklerini belirtmişlerdir.

“Bireyler gelirlerinin bir kısmını mutlaka tasarruf etmelidir” görüşüne bireylerin ön testte %71.1’inin katıldığı, %11.5’inin bazen katıldığı, %17.4’ünün katılmadığı; son testte %88.5’inin katıldığı, %10.1’inin bazen katıldığı, %1.4’ünün katılmadığı görülmüştür. Elde edilen bulgular, bireylerin gelirlerinin tümünün harcanmaması gerektiği konusunda fikir sahibi olduklarını ve verilen eğitimin bu düşünceyi destekleme yönünde yarar sağladığını şeklinde yorumlanabilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “bireyler gelirlerinin bir kısmını mutlaka tasarruf etmelidirler” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=34.219) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

“Alışveriş öncesi alışveriş listesi hazırlanmalıdır” görüşüne bireylerin ön testte %67.0’ının katıldığı, %14.2’sinin bazen katıldığı, %18.8’inin katılmadığı; son testte %89.9’unun katıldığı, %9.2’sinin bazen katıldığı, %0.9’unun katılmadığı saptanmıştır. Bireylerin son testte tamamına yakınının alışveriş listesi hazırlanması gerektiğine katılmaları ve katılmayanların oranının %17.9’luk düşüşle %1.0’ın altına düşmesi, alışveriş listesinin ihtiyaçların belirlenmesini sağlayarak tüketimi sınırlamada etkisi olduğunun bireylerce anlaşıldığı şeklinde değerlendirilebilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “alışveriş öncesi bir alışveriş listesi hazırlanmalıdır” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=45.055) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

“Alışveriş yapılırken aile geliri dikkate alınmalıdır” görüşüne bireylerin ön testte %74.3’ünün katıldığı, %9.6’sının bazen katıldığı, %16.1’inin katılmadığı; son testte %85.3’ünün katıldığı, %10.1’inin bazen katıldığı, %4.6’sının katılmadığı belirlenmiştir.

Elde edilen veriler, bireylerin gelirlerinin bir kısmını tasarruf etmelidir görüşüne verilen cevaplarla benzerlik taşımaktadır.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “alışveriş yapılırken aile geliri dikkate alınmalıdır” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=15.567) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

“Anne-babanın alışveriş yapma şekli çocukları etkiler” görüşüne bireylerin ön testte %42.7’si katıldığını, %33.0’ı bazen katıldığını, %24.3’ü katılmadığını; son testte %58.8’i katıldığını, %26.1’i bazen katıldığını, %15.1’i katılmadığını ifade etmiştir. Bireylerin anne-babanın alışveriş sürecindeki davranışlarından çocukların etkilenebileceği yönündeki görüşleri son testte artış göstermesine karşın bu oranın istenilen düzeyde olmaması, bu konuya değinilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “anne-babanın alışveriş yapma şekli çocukları etkiler” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=11.938) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.01).

“Alışveriş sırasında satış elemanının “tam size göre” vb. düşünceleri bireylerin o ürünü satın almasına neden olur” görüşüne bireylerin ön testte %30.7’sinin katıldığı, %37.6’sının bazen katıldığı, %31.7’sinin katılmadığı; son testte %0.9’unun katıldığı, %12.8’sinin bazen katıldığı, %86.3’ünün katılmadığı görülmüştür. Son testte satış elemanının “tam size göre” vb. düşüncelerine katılmayanların oranında ön testte göre %50’den fazla artış görülmesi, bir ürünü en iyi, onu kullanacak olan birey tarafından değerlendirebileceğinin anlaşıldığı şeklinde yorumlanabilir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini belirlemek için “alışveriş sırasında satış elemanının “tam size göre” vb düşünceleri bireylerin o ürünü satın almasına neden olur” sorusuna vermiş oldukları cevaplara ait ön test ve son test verileri khi kare testi ile analiz edilmiş (X²=142.84) ve ön test ile son test puanları arasındaki fark istatistikî açıdan anlamlı bulunmuştur (p<.001).

“Satın alma kararı verilirken başkaları tarafından beğenileceği düşünülen ürünler tercih edilmelidir” görüşüne bireylerin ön testte %22.9’u katıldığını, %29.4’ü bazen katıldığını, %47.7’si katılmadığını; son testte %13.8’i katıldığını, %22.9’u bazen katıldığını, %63.3’ü katılmadığını belirtmiştir. Araştırmanın konusunun temelini

oluşturan gösterişe dayalı tüketime gönderme yapan bu görüşte bireylerin başkalarının beğenisine hitap edecek ürünleri satın alma düşüncesinin son testte azaldığı belirlenmiştir.

Araştırmaya katılan öğrencilerin tüketici tutumlarına ilişkin düşüncelerini