• Sonuç bulunamadı

5.1. Tartışma ve Sonuç

5.1.4. Araştırmanın Dördüncü Alt Problemine İlişkin Tartışma ve Sonuç

Araştırmanın dördüncü alt problemi “İlgi merkezleri tekniği temel alınarak oluşturulan farklılaştırılmış görsel sanatlar ders programının uygulandığı deney grubundaki öğrenciler ile öğretim programına müdahale edilmeyen kontrol grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar Dersi Tutum Ölçeği son test puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark var mıdır?” sorusudur.

Deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersine yönelik tutumlarının belirlendiği son test puanlarının deney grubu lehine anlamlı bir şekilde değişip değişmediğini belirlemek üzere yapılan Mann Whitney-U testine göre deney ve kontrol grubu arasında deney grubu lehine istatistiksel açıdan .05 düzeyinde anlamlı bir fark bulunmuştur. Buna göre deney grubundaki öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersine yönelik tutumlarında kontrol grubundaki öğrencilere nazaran anlamlı bir artışın olduğu görülmüştür.

Sanat kısaca hoşa giden biçimler yaratma çabası olarak tanımlanabilir. Sanat bir ifade aracıdır. Bireylerin duydu ve düşüncelerini görsel ifade araçları ile anlatmalarıdır. (Buyurgan & Buyurgan, 2012) Bireyin duygu ve hislerine hitap eden görsel sanatlar eğitimi bireyin bilişsel olarak da gelişmesine olanak tanırken algı ve tutumlarına doğrudan yansıyarak şekillenmesini sağlar (Aslantaş, 2014). Eğitim sistemi öğrencilerin sanat

85

eğitimine olan tutumlarını belli ölçülerde etkilemektedir. Sanat eğitimi oldukça karmaşık ve zaman isteyen bir süreçtir. Böyle bir öğrenme süreci doğru ve dikkatli düşünerek hazırlanmış öğretim programları gerektirir. Öğretim programları incelendiğinde programın amaçlarının belli olmadığı durumlarda öğretmen neyi, niçin öğreteceği amacının ne olduğunu detaylı bir biçimde bilmek durumundadır (Özel, 2004). Aksi durumlar programın uygulanmasını güçleştireceği gibi öğrencilerin derse yönelik tutumlarını da olumsuz etkileyecektir.

Tutum, bilişsel, duyuşsal ve davranışsal boyutları olan, belli bir nesne, durum, kurum, kavram ya da diğer insanlara karşı öğrenilmiş olumlu ya da olumsuz tepkilere bulunma eğilimidir. Bireylerin bir duruma yönelik tutumları belirlenirken bilişsel duyuşsal ve davranışsal özelliklerini ölçebilecek ve tanımlayabilecek bir ölçme aracı geliştirilmelidir. Tutum belirlemede görüşme, gözlem, anket gibi birçok farklı teknik kullanılabilmektedir (Metin, 2014). Tutumlar okul ortamı dışında sosyal ortamı da içini alan geniş bir çevrede meydana gelmektedir. Süre, tutumların olumlu yönde değişmesinde önemli bir etkendir. Ancak nitelikli bir eğitim öğretim süreci; farklı yöntem, teknik ve stratejiler; materyaller, ortam ve eğitim uygulamaları söz konusu değişim sürecini hızlandırabilir (Özsoy & Şahin, 2009).

Öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersine yönelik olumlu tutumlar geliştirmesini sağlamak için öncelikli yapılması gereken işlerden biri bu dersin yalnızca yetenekli bireylerin yapabileceği ön yargısından öğrencileri kurtarmaktır. Bununla birlikte yürütülen öğrenci merkezli bir anlayış ile gereksiz ezber ve zorlamalardan kaçınarak öğrencilerin ilgi, öğrenme hızı ve zekâsı ile ilişkilendirilerek ders daha eğlenceli ve kolay hale getirilebilir. Bu süreçte öğrencilerin tıpkı bir sanatçı gibi ilgileri doğrultusunda incelemeler yapmalarına duygu ve düşüncelerini yansıtabilecekleri yolları yöntemleri keşfetmelerine imkan ve fırsat verilmelidir.

Bu çalışmada görsel sanatlar öğretim programı öğrencilerin ilgi, zekâ alanları, öğrenme hızları ve öğrenme sitilleri göz önünde bulundurularak farklılaştırılmıştır. Öğrenciler araştırma konularını ve yapmış oldukları çalışmalarını bu değişkenleri dikkate alarak araştırmış ve uygulamışlardır. Öğretim programında yapılan bu farklılaştırmanın öğrencilerin tutumlarının olumlu yönde değişmesinde etkili olduğu çıkan sonuç ile ortaya konmuştur.

86

Farklılaştırılmış öğretimin öğrencilerin derse yönelik tutumlarını inceleyen farklı disiplinlerde, farklı çalışma grupları üzerinde yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. Erdoğan (2014) üstün zekâlı ve yetenekli bireylere yönelik yapmış oldukları çalışmasında farklılaştırılmış Fen Bilgisi öğretiminin öğrencilerin derse yönelik tutumlarında anlamlı bir artışın olduğu sonucuna ulaşmıştır. Karataş (2013) yapmış olduğu çalışmasında üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilere yönelik hazırladıkları farklılaştırılmış Matematik öğretim programının öğrencilerin derse yönelik tutumlarını olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Çalıkoğlu (2014) üstün zekâlı ve yetenekli bireylerde derinlik ve karmaşıklığa göre farklılaştırılmış fen öğretiminin başarı, bilimsel süreç becerileri ve tutumlarına etkisini incelediği çalışmasında 5. sınıf öğrencilerinin derse yönelik tutumlarının attığını ortaya çıkarmıştır. Yine Atalay (2014) üstün zekâlı ve yetenekli bireylere yönelik hazırladığı farklılaştırılmış Sosyal Bilgiler öğretiminin öğrencilerin derse yönelik tutumlarında olumlu bir artışın olduğunu göstermiştir.

İlgili literatür incelendiğinde görsel sanatlar alanında farklılaştırılmış öğretimin öğrencilerin tutumlarına yönelik etkisini inceleyen herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Fakat farklı öğretim yöntemi, teknik veya stratejilerin öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersine yönelik tutumlarını inceleyen çalışmalar bulunmaktadır.

Turanlı (2012) Oyuna dayalı müze etkinliklerinin öğrenci erişi ve Görsel Sanatlar Dersine karşı tutumları üzerine etkisini incelediği çalışmasında ilköğretim 6. sınıf öğrencilerine Görsel Sanatlar Dersi Müze Bilinci öğrenme alanı için hazırlamış olduğu oyuna dayalı müze etkinlikleri sonrası öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersine yönelik tutumlarının belirgin bir şekilde arttığını tespit etmiştir. Diğler (2011) İlköğretim 7. sınıf Görsel Sanatlar Dersinde perspektifin işbirliğine dayalı ve geleneksel öğretim yöntemleriyle işlenmesinin öğrenci tutum ve başarılarına etkisi adlı doktora çalışmasında 7. sınıf öğrencilerine uyguladığı işbirlikli öğrenme ile öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersine yönelik tutumlarının arttığını ortaya çıkarmıştır. Yılmaz (2010) yapmış olduğu yüksek lisans çalışmasında yaratıcı dramanın Görsel Sanatlar Dersinde kullanımının 5. sınıf öğrencilerinin Görsel Sanatlar Dersine karşı tutumlarını artırdığını tespit etmiştir.

Sonuç olarak üçüncü ve dördüncü alt probleme yönelik bulguları ve çalışmanın sonuçlarını destekler nitelikteki literatür birlikte değerlendirdiğimizde kontrol gurubu ile deney grubu arasında, Görsel Sanatlar Dersi tutum ölçeği ön test puanları bakımından grupların derse yönelik tutumlarının uygulama öncesinde birbirine denk olduğu; uygulama sonrasında

87

deney grubun öğrencilerinin tutumlarında anlamlı bir farklılığın olduğu sonucuna ulaşılmıştır.