• Sonuç bulunamadı

2.2. Görsel Sanatlar Eğitiminde Bireysel Farklılıklar

2.2.3. Çocukluktan Gençliğe Çizgisel Gelişim Basamakları

Çizgisel gelişim aşamaları, bireyin görsel yeteneğine dair en önemli göstergelerden biridir. Bireyin çizgisel gelişimi; bilişsel, fiziksel, sosyal, dil ve ahlak gelişimi gibi sürekli ve sistematik bir süreç içinde meydana gelir. Çocuk resimlerinin sistematik bir süreç izlediğine yönelik ilk çalışmaları yapan Gustaf Britsch çocuk resimlerinin kendi kuralları içerisinde basitten karmaşığa doğru geliştiğini düşünmektedir (Kırışoğlu, 1991: 81).

Arnheim (1960) çocuğun çizgisi ile algısı arasında bağlantıyı kurarken bu işlemin zihinsel bir süreç içerisinde meydana geldiğini vurgular(akt. Kırışoğlu, 1991: 81). Zihinsel süreçlerle yakından ilgili olan çizgisel gelişim (Artut, 2009: 234) çocuğun sahip olduğu yetenek hakkında fikir sahibi olmamızda etken olabilir. Yaşının üzerinde çizgisel gelişim özellikleri sergileyen çocukların yüksek bir algı ve üstün bir sanatsal yeteneğe sahip olduğu varsayılabilir.

Lowenfeld ve Brittain (1965) çizgisel gelişim dönemlerinin doğal bir süreç içerisinde ilerlediğini düşünür. Çocuğun çizgisel gelişimi; zihinsel gelişimi, kimlik sorunu ve yaratıcılığının sağlıklı gelişmesiyle doğrudan ilişkilidir. Çizgisel gelişim çocuğun toplumsal, zihinsel, bedensel, ruhsal ve yaratıcı yaşantısının bir göstergesidir. Dışardan gelen herhangi bir müdahale bu sürecin doğal akışını engellemektedir (akt. Kırışoğlu, 1991: 81).

Lowenfeld ve Brittain’e (1965) göre çizgisel gelişim aşamaları şöyledir(akt. Kırışoğlu, 1991: 81).

1. Karalama Dönemi (2-4) 2. Şema Öncesi Dönem (4-7)

16

3. Şematik Dönem (7-9)

4. Ergenlik Öncesi Dönem (9-11) 5. Mantık Dönemi (11-13) 6. Ergenlik Krizi (13 ve sonrası)

2.2.3.1. Karalama Dönemi (2-4 Yaş):

Çocuğun sanat ile ilk tanışması, kalem ve tebeşir gibi nesnelerin yüzeyde izler bıraktığını öğrenmesi ile başlar. Çocukta henüz el göz beyin koordinasyonu gelişmediği için bilinçsizce yapılan karalamalar onu heyecanlandırmakta, mutlu etmektedir. Başlangıçta herhangi bir şey temsil etmeyen bu çizgiler zamanla çocuğun ilk anlamlı çizgileri olan ortasından çapraz çizgilerin olduğu ve daha sonra birçok şekle kaynaklık edecek “mandala” şeklini alır (S. Buyurgan ve Buyurgan, 2012, s.44; Abacı, 2005, s.44).

Üç yaşının sonlarına doğru kas ve zihinsel gelişimin ilerlemesi; çevresi ile olan iletişiminin artması ile dairesel karalamalar insan figürlerine döner. Kafa olarak betimlenen daireden kol ve bacaklar çıkar. Yüz ise ayrıntıdan uzak sadece gözler ve ağızdan oluşur. Renk kullanımında kasıtlı bir tercihi yoktur. Renkleri son derce özgür kullanır. Renkler nesnelerin gerçek renginden uzak, canlı, parlak dikkat çeken renkleri tercih ettikleri görülmektedir. Bu dönemde yaptığı bütün tasvirler mekandan bağımsız, kağıt yüzeyinde uçuyor gibi gelişi güzel yerleştirilmiştir (Abacı, 2005, s.46).

2.2.3.2. Şema Öncesi Dönem (4-7 Yaş):

Bu dönemde çocukların dış dünya ile olan ilişkinin niteliği yapmış olduğu resimlerinde de görülmektedir. Çocukların resimlerinde görülen zenginlik çevresi ile kurduğu ilişki ile doğru orantılıdır. Çocuklar çizmek istedikleri nesne ya da kavramlarla düşünceleri arasında ilişki kurmayı beceremedikleri için kendilerine özgü nesne ve kavramlar yaratmaktadırlar. Öznel bir bakış ile resimler yaparlar, karşısında çizmek istediği ağaç aslında zihnindeki ağaç şemasından ibarettir. Resimlerinde görülen nesne ve figürler birbirleriyle olan ilişkileri dikkate alınmadan çizilir. Bir resimde attan büyük kelebek, evden büyük insan çizilebilir (Kırışoğlu, 1991, s.89; Artut, 2009, s.243; Abacı, 2005, s.46). Resimleri sadece çizgilerden oluşmaz çizgilerin oluşturduğu şekillerin iç kısmını da boyayarak renklendirirler. Renk seçimindeki özgür tavrı yavaş yavaş değişmekte sürekli karşılaştığı

17

nesneleri gerçek rengine sağdık kalarak boyamaktadır. Fakat kendi çevresine uzak olan nesneler için hayal gücüne başvurmaktadır (Abacı, 2005, s.47).

Şema öncesi dönem çocuk için önemli olduğu kadar anne baba ve öğretmenleri açısından da önemlidir. Çünkü resimleri ile çocuğun düşünme sürecinin somut bir kaydına ulaşmış olurlar (Yavuzer, 1995, s.41). Bu dönemde çocuklar resimlerinin eleştirilmesinden pek hoşlanmazlar. Bu yüzden resimlerini eleştirmek yerine onlara ortam ve malzeme sağlamak, onları motive etmek gerekmektedir. Dikkat süreleri ve kas gelişimleri düşünülerek büyük boy kağıtlar, kısa zamanda doldurabilecekleri kalın fırçalar pastel boyalar verilmelidir (S.Buyurgan ve Buyurgan, 2012, s.52).

2.2.3.3. Şematik Dönem (7-9 Yaş):

Çocuğun ilkokula başladığı bu dönemi Piaget “somut işlemler dönemi” olarak tanımlamaktadır. Çocuğun dünyasında artık yeni heyecanlar vardır. Ders çalışır, ödev yapar, o güne kadar en fazla zevk aldığı etkinlikler arasına okuma yazma eklenir. Çocuk artık toplumun bir üyesi olduğunu bilir. Bilişsel ve motor becerileri hızlıdır. Sosyal ilişkilerde sürekli bir artış görülür. Yaptıklarının beğenilmesini takdir edilmesini ister. Bu değişimler çocuğun resimlerine yansımaya başlar (S.Buyurgan ve Buyurgan, 2012, s.53; Artut, 2009,s. 248).

Çocuk artık gerçeği yansıtmak ister. Sadece resimlerinde değil konuşma, yazma oyun oynama gibi davranışlarında da gerçeklik sezilir (Kırışoğlu, 1991, s. 96). Resimlerinde önemli gördüğü ayrıntıları abartır. Çocukların ilgi alanlarının cinsiyete göre farklılaştığı görülür. Nesnelerin gerçek renklerini kullanmaya özen gösterir (Abacı, 2005, s. 49). Mekan kavramı gelişmiştir. Figürler tasarlanan mekanlarla özdeşleşmiştir. Resmi yatay olarak ikiye bölen yer çizgisi sıkça görülmektedir (Artut, 2009, s. 250).

Bu dönemde öğrencilerde resim yapamama endişesi görülür. Bu nedenle resimlerinde anlatmak istedikleri şeyler hakkında yazılar yazarak açıklamalar yaparlar. Sıkça görülen bu yazıları eleştirerek onların konuşan resimlerini engellememek gerekir.

18

2.2.3.4. Ergenlik Öncesi (Gerçeklik) Dönem (9-11 Yaş):

Bedensel, zihinsel ve psikolojik olarak değişikliklerin çok hızlı yaşandığı bir dönemdir. Çocuk çevresinin sosyal ve fiziksel yapısını resimlerine yansıtır. 11 yaşından itibaren resimlerinde realist bir anlayışın geliştiği katı gerçekçi yansımalar belirgin bir şekilde görülür. Konu seçiminde cinsiyet etkendir. Erkekler genellikle maceraperestler, avcılar, dağcılar, uçak ve otomobil tercih ederken kızlar, moda, dekoratif süslemeler, bebekler, kadın yüzleri, çiçekler ve romantik resimler yaparlar (Artut, 2009, s.251).

Mekan anlayışı gelişmiştir, her şeyi yerli yerine anlam ve amacına uygun olarak resmetmeye özen gösterir. Fakat üçüncü boyutu yakalama konusunda yeterince başarılı değildir. Yakında olanı büyük uzaktakini küçük çizerek perspektif konusundaki ilk ipuçlarını vermiştir (Abacı, 2005, s.51; Artut, 2009, s.251). Öte yandan öğretmen, aile ve arkadaşları tarafından başarısızlıklarının sıkça gündeme getirilmesi çocuk üzerinde derin izler bırakır. Öğretmenler bu dönemde çocuğun ilgi becerisine uygun yapması konusunda yönlendirmelidirler (Artut, 2009, s.251).

2.2.3.5. Mantık Dönemi (11-13 Yaş):

Bu evrede de çocuğun gerçeği yansıtma isteği devam eder. Çizgilerinde kendine özgü anlatım yolları arar. Karşılaştığı tıkanıklıklar karşısında kendine özgü çıkış yolları bulanlar genelde yetenekli çocuklardır. Bu evrede perspektif sorunu tam olarak çözülmemiştir. Renk ilişkileri, mekanın düzenlenmesi, ışık gölge ve hareket tam olarak yansıtılamamaktadır. Gerekli sanatsal bilgilendirme ve görsel kaynakların yardımı ile etkin öğrenme sağlanmalıdır. Bu dönemde her öğrencinin kendi karakteristik yapısı doğrultusunda eğitim verilmelidir. (Buyurgan & Buyurgan, 2012: 57; Artut, 2009: 251).

2.2.3.6. Ergenlik Dönemi (13 Yaş ve Sonrası):

Bu dönemde giderek sosyalleşen genç çevresi ile daha yoğun iletişim içine girer. Yaşadığı olaylar hakkında yorumlar yapar, değerlendirmelerde bulunabilir. Yeni düşüncelere açıktır. Gelecek hakkında çıkarımlarda bulunur. Etrafında gelişen olayları yorumlayarak kendi düşünce sistemini oluşturmaya başlar. Zengin bir hayal gücüne sahiptir. Soyut düşünceleri yorumlama, kavramsallaştırma ve yansıtma becerisi görülür. Kendi veya başkalarının çalışmalarına yönelik eleştirilerde bulunabilir. Düşünsel anlamdaki bu gelişmeyi

19

çalışmalarına da yansıtmaktadır. Resimlerde kültürel, sosyal konuların yanı sıra duygusal konular da işlenmektedir (S.Buyurgan & Buyurgan, 2012, s.57; Artut, 2009, s.251).

Çizim ve boyama çalışmalarında daha dikkatlidir. Işık-gölde ve oran-orantı konuları üzerinde dikkatle durulur. İki boyutlu bir zemin üzerinde üç boyutluluk hissi verebilir. Perspektifi uygulayabilir ve ayrıntılara inebilir. Figürlerde hareket anını yakalayabilir. Renkleri gerçeğe uygun kullanır. Farklı renk düzenlemeleri kurgulayıp uygulayabilir (Artut, 2009, s.254; Abacı, 2005, s.52).

Bu dönemde anlayışsızlık, hoşgörüsüzlük, tutarsızlık, acımasızca eleştiri çocuğun sanata olan ilgisini köreltebilir. Bunun aksine gerekli ve yeterli malzeme sunularak motive edilmelidir. Öğrencilere sadece uygulama yaptırılmamalı sanat tarihi, estetik konularında bilgilendirilmeli sanat eserine eleştirel bir bakış açısı da geliştirilmelidir (Artut, 2009, s.254; S.Buyurgan & Buyurgan, 2012, s.58).