• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM: 6222 SAYILI KANUN SONRASI, MEDYANIN VE FUTBOL

3.5. BULGULAR

3.5.4. Fark Analizleri

3.5.4.3. Araştırma Varsayımlarına İlişkin Bulgular

Bu bölümde, araştırmanın konusu çerçevesinde oluşturulan varsayımların test edilmesi amaçlanmıştır. Varsayım yer alan değişkenler arasında bir ilişkinin var olup olmadığını incelemek için korelasyon (bivariate correlation) analizi uygulanmıştır.

Korelasyon analizi, "iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi" ifade etmektedir. Korelasyon katsayısı ilişki miktarını gösteren değeri belirtmektedir. Korelasyon katsayısı, değişkenler arasındaki ilişkinin yönü ve derecesi hakkında bilgi vermektedir (Gürbüz ve Şahin, 2015: 255). Sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri ile medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için gerçekleştirilen korelasyon (bivariate correlation) analiz sonuçları Tablo 46’da sunulmuştur.

Tablo 46. Şiddet ile Medya ve Futbol Camiası Arasındaki Korelasyon Analizi Sonuçları

Şiddet Medya

Şiddet PearsonCorrelation 1

Medya PearsonCorrelation 0,382** 1

*p<0,05, **p<0,01

Tablo 46’da yer alan sonuçlara göre anlamlılık oranının 0,01’den küçük olduğu ve değişkenler arasında anlamlı ve doğrusal yönlü bir ilişki olduğu görülmektedir (p=0,000<0,01).

Tablo 46’daki değişkenler arası ilişki düzeyini gösteren Pearson korelasyon katsayıları incelendiğinde; sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri ile medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyleri arasında p<0,01 anlamlılık düzeyinde güçlü derecede ve doğrusal yönlü bir ilişki olduğu görülmektedir. Değişkenler arasındaki doğrusal yönlü bir ilişkinin varlığı iki değişkenin birlikte değiştiğini göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, katılımcıların sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri ile medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyleri birlikte artmakta veya azalmaktadır. Dolayısıyla bu sonuçlara göre 1. ve 2.varsayımlar kabul edilmiştir.

1: Sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri ile medyanın şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyleri arasında doğrusal yönlü bir ilişki vardır.

2: Sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri ile futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyleri arasında doğrusal yönlü bir ilişki vardır.

Değişkenler arası ilişkilerin derecesi ve yönü belirlendikten sonra araştırma kapsamında oluşturulan diğer varsayımları test etmek için basit doğrusal regresyon analizi (simple linear regression) kullanılmıştır.

Regresyon analizi, "bağımlı bir değişken ile bu bağımlı değişken üzerinde etkisi olduğu düşünülen bağımsız değişken veya değişkenler arasındaki ilişkinin bir model ile açıklanmasını" ifade etmektedir. Kısaca, değişkenler arasındaki neden-sonuç ilişkisini araştırmak için kullanılmaktadır (Gürbüz ve Şahin, 2015: 263).

Tablo 47’de medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeylerinin sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi üzerindeki etkisine yönelik basit doğrusal regresyon analizi sonuçları gösterilmiştir.

Tablo 47. Medyanın ve Futbol Camiasının Şiddet Üzerindeki Etkisine Yönelik Basit Doğrusal Regresyon Analizi Sonuçları

Bağımlı Değişken: Şiddet Bağımsız

Değişken R

2 F değeri Sabit

Katsayı

Standart

Beta (β) t değeri p değeri

Medya 0,146 100,288 1,387 0,382 10,014 0,000

Tablo 47’deki sonuçlar incelendiğinde, medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeylerinin sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla basit doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. Medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyi bağımsız değişken, sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi ise bağımlı değişken olarak belirlenmiştir. Basit regresyon analizi sonuçları istatiksel olarak anlamlıdır (p=0,000<0,05). R2 değeri,

bağımlı değişkendeki (sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi) değişimlerin ne kadarının bağımsız değişken (medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyi) tarafından açıklandığını gösterir. Buna göre sporda saldırganlık ve şiddet düzeyinin %14’lük bir kısmı medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyi tarafından açıklanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, katılımcıların sporda saldırganlık ve şiddete yönelik algılamaları %14 medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyine bağlı olarak şekillenmektedir. Ayrıca, değişkenler arasındaki beta (β) katsayısına (β= 0,382) bakarak medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyi algılamalarının sporda saldırganlık ve şiddet düzeyini doğrusal yönde etkilediğini söylemek mümkündür. Medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyindeki 1 birimlik artış, sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi üzerinde 0,382’lik bir artışa neden olmaktadır veya Medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeyindeki 1

birimlik azalış, sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi üzerinde 0,382’lik bir azalışa neden olmaktadır. Dolayısıyla bu sonuçlara göre 3. ve 4.varsayım kabul edilmiştir.

3: Medyanın şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeylerinin sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

4: Futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeylerinin sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi üzerinde anlamlı bir etkisi vardır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Medyanın ve futbol camiasının, taraftarları şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyinin ele alındığı bu çalışmada, taraftarların televizyon, gazete, sosyal medya ve futbol camiasından (yönetim, teknik ekip, futbolcular vs.) etkilenme düzeyleri ve 6222 sayılı kanunun medya ve futbol camiası tarafından anlaşılması ve yeterliliği esas sorun olarak ele alınmıştır. Araştırmada taraftarların sporda saldırganlık ve şiddet etkileşimi düzeyleri de incelenerek, taraftarların davranışsal şiddet, bilişsel şiddet ve duyuşsal şiddete yatkınlıkları da ele alınmıştır.

Bu çalışmayla “6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun” ile birlikte medyanın ve spor camiasının sorumluluklarının ne kadar farkında olduğu gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Medyanın sorumluluk dışı yayınları yüzünden taraftarların daha da çok suç ve şiddete yönelmesi araştırmalarla ortaya konulmuştur. Dolayısıyla taraftarı suça ve şiddete büyük bir oranda yönelmesinde vesile olan medyanın sorumluluk bilincinin öne çıkarılması tez konusunun önemini oluşturmaktadır.

Bu noktadan hareketle çalışmada “6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun”un açıklanarak medyanın ve futbol camiasının bu kanuna göre sorumluluklarının ne kadar farkında olduğunu ve taraftarları ne yönde etkilediğini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, araştırmanın geniş çaplı literatür taraması gerektiren birinci ve ikinci bölümlerinin ilk bölümünde kavramsal ve kuramsal araştırmada bulunarak ikinci bölümünde hukuk ve medya konusu üzerinde durulmuştur. Üçünü bölümde ise istatiksel uygulamalar yer almaktadır.

Araştırmanın evrenini Selçuk Üniversitesi öğrencileri oluşturmaktadır. Selçuk Üniversitesinde kayıtlı öğrenim gören 73.309 öğrenci bulunmaktadır. Araştırmaya katılmayı kabul eden öğrenci sayısı 616’dır. Gürbüz ve Şahin (2015: 127)’e göre %95 güven aralığında evreni temsil edecek örneklem büyüklüğü 398’dir. Öğrenciler tarafından doldurulan veri toplama aracı soru formlarından 26 tanesi veri eksikliğinden dolayı analizlere dâhil edilmezken, analizler 590 soru formu üzerinden gerçekleştirilmiştir.

Belirlenen örneklemden veri toplama aracı ile elde edilen verilerin analizi için SPSS Statistics 24 programı kullanılmıştır. Çalışmada; güvenilirlik analizi, bağımsız örneklemler için t testi (independent samples t-test), tek yönlü varyans analizi (one

way ANOVA), korelasyon (bivariate correlation) ve basit doğrusal regresyon (simple linear regression) gibi analizler kullanılmıştır. Ulaşılan sonuçlar bulgular ve yorum kısmında ayrıntılı ele alınmıştır.

Araştırmada verilerin toplanabilmesi amacıyla birebir olasılıklı örnekleme yöntemi uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama araçları 2 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların şiddet ve saldırganlık düzeyini belirlemek amacıyla Şanlı ve Güçlü (2003) tarafından geliştirilen 21 ifadeli "Sporda Seyirci Saldırganlığı ve Şiddet Ölçeği" ve seyircilerin gözünden medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyini belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından uzman kişilerin de desteğiyle birlikte geliştirilen 11 ifadeli "Medyanın ve Futbol Camiasının Sporda Şiddet ve Düzensizliğe Karşı Tutumunun Analizi Soru Formu" birlikte bulunmaktadır. İkinci bölümde ise araştırmaya katılanların demografik özelliklerini belirlemek amacıyla 17 ifadeden oluşan "Kişisel Bilgi Soruları" birlikte kullanılmıştır. Yapılan güvenilirlik analizinde araştırmada kullanılan “Sporda Seyirci Saldırganlığı ve Şiddet Ölçeği” ve "Medyanın ve Futbol Camiasının Sporda Şiddet ve Düzensizliğe Karşı Tutumunun Analizi Soru Formu"nun tutarlı ve istikrarlı sonuçlar ortaya koyduğu görülmüştür (α>0,70).

Araştırmaya katılan katılımcıların araştırmada yer alan ölçek ve soru formuna verdikleri cevaplar arasında en yüksek ortalamanın, “Sporda Saldırganlık ve Şiddet Ölçeği”ne oranla “Medyanın ve Futbol Camiasının Sporda Şiddet ve Düzensizliğe Karşı Tutumunun Analizi Soru Formu”nda olduğu görülmektedir. Bu sonuç ile birlikte saldırganlık ve şiddete az düzeyde meyilli olan taraftarları bile, medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yönelttiği görülmektedir.

Araştırmaya katılan katılımcıların bilgi envanterinde bulunan “Sporda Saldırganlık ve Şiddet Ölçeği” ile ilgili vermiş oldukları cevaplar, onların sporda şiddet ve saldırganlığın alt boyutları olan, davranışsal şiddet, duyuşsal şiddet ve bilişsel şiddetten aldıkları puan ortalamalarını göstermektedir. Söz konusu olan alt boyutlardan sırasıyla en yüksek ortalama duyuşsal boyutunda yer alırken, ikinci sırada ortalama ile bilişsel boyutunda ve en düşük ortalama davranışsal boyutunda yer almaktadır. “Sporda Saldırganlık ve Şiddet Ölçeği”nin en yüksek ortalamanın duyuşsal boyutunda yer almasının sebebi, takımlarına ve hakeme karşı derinden etkilenmeleri, üzüntü yaşamaları, sinirlenmeleri, öfkelenmeleri ve yenilgiyi kabul

edememeleri gibi duygularını şiddet ve saldırganlık olayına döndürmeden kendi içlerinde yaşamaları, daha zararsız ve suç teşkil etmemesi olarak açıklanabilir. “Sporda Saldırganlık ve Şiddet Ölçeği”nin bilişsel boyutunun ortalama bir değerde çıkması bizlere, taraftarların medya, amigolar ve hakemler gibi etkenlerin kışkırtmasıyla şiddete ve saldırganlığa yöneltildiğini göstermektedir. “Sporda Saldırganlık ve Şiddet Ölçeği”nin davranışsal boyutunun en düşük olmasının sebebi, şiddeti ve saldırganlığı eyleme dökmenin daha zor olması söylenebilir. 6222 sayılı kanunun caydırıcılığı ve kolluk kuvvetlerinin baskısı da sebep olarak gösterilebilir.

Araştırmaya katılan katılımcıların bilgi envanterinde bulunan “Medyanın ve Futbol Camiasının Sporda Şiddet ve Düzensizliğe Karşı Tutumunun Analizi Soru Formu” ile ilgili vermiş oldukları cevaplar, onların medyanın ve futbol camiasının sporda şiddet ve saldırganlığa yöneltme düzeylerinin alt boyutları olan televizyon, gazete, sosyal medya ve futbol camiasından (yönetim, teknik ekip, futbolcular vs.) etkilenme düzeyleri ve 6222 sayılı kanunun medya ve futbol camiası tarafından anlaşılması alt boyutlarından aldıkları puan ortalamalarını göstermektedir. Söz konusu alt boyutlardan sırasıyla en yüksek ortalama sosyal medya boyutunda yer alırken, ikinci sırada televizyon, üçüncü sırada, gazete, dördüncü sırada 6222 sayılı kanunun medya ve futbol camiası tarafından anlaşılma durumu boyutu ve en düşük ortalama futbol camiası boyutunda yer almaktadır. “Medyanın ve Futbol Camiasının Sporda Şiddet ve Düzensizliğe Karşı Tutumunun Analizi Soru Formu”nun en yüksek ortalamanın sosyal medya boyutunda olmasının nedeni, genç kitlenin kitle iletişim araçlarından sosyal medyayı daha fazla kullanması olarak düşünülebilir. Bu sonuçla sosyal medyanın daha az denetime tabi olması, sayfaların insanları etkileyebilecek paylaşımları sebebiyle, taraftarları sosyal medyanın şiddet ve saldırganlığa daha çok yönelttiği düşünülebilir. En yüksek ikinci ortalamanın 6222 Sayılı Kanun boyutunda çıkmasının sebebini ise “6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun” çıkmış olsa da medyanın ve futbol camiasının taraftarları şiddet ve saldırganlığa hala yöneltmeye devam etmesi, taraftarların medyadan ve futbol camiasındaki kişilerin açıklamalarından hala etkilenmeleri olarak açıklayabiliriz. En yüksek üçüncü ortalama ise gazete boyutu çıkmıştır. Gazete boyutunun yüksek ortalamada olmasının sebebi ise spor muhabirlerinin ve yazarlarının haberlerindeki ve köşelerindeki yazmış oldukları yazılarda kullandıkları dilin taraftarları şiddete ve

saldırganlığa yöneltmeleri ve yanlı haber yapmaları olarak açıklanabilir. En yüksek dördüncü ortalamanın televizyon boyutunda çıkması taraftarların kendilerini şiddet ve saldırganlığa televizyonun da yönelttiğini düşünme sebepleri, televizyon programlarının hala taraftarı kışkırtıcı yayınlar yapıyor olduğunu göstermektedir. En düşük ortalama ise futbol camiasının açıklamaları olarak çıkmıştır. Bunun sebebi ise, futbol camiasındaki kişilerin (kulüp başkanı, yönetimi, teknik ekip, futbolcular vs.) açıklamalarında taraftarları kışkırtıcı açıklamalar yapmamaları, şiddet ve saldırganlığa karşı duruş sergileyerek açıklamalarında dikkatli olmaları olarak açıklanabilir.

Araştırma bulgularına bakıldığında, örneklemin cinsiyet durumunun sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi üzerinde anlamlı farklılığın bulunduğu görülmüştür. Erkek taraftarların kadın taraftarlara göre sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri daha fazla çıkmıştır. Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu destekleyen sonuçların olduğu görülmektedir (Demir B., 2009: 110) Araştırmaya katılan katılımcıların cinsiyetleri ile medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyi arasında anlamlı bir fark olup olmadığı araştırılmıştır fakat anlamlı bir fark bulunamamıştır. Medyanın ve futbol camiasının taraftarları şiddet ve saldırganlığa, cinsiyete göre farklılık göstermeksizin yönelttiği söylenebilir.

Örneklemin yaş durumlarına göre sporda saldırganlık ve şiddet düzeyinde anlamlı farklılık bulunamamıştır. Bu noktadan hareketle katılımcıların yaş durumlarının sporda saldırganlık ve şiddet düzeyi üzerinde etkili olmadığı sonucuna varılabilir. Ancak literatürde, araştırmanın bu bulgusuyla farklılık sonuçların olduğu görülmektedir (Demir B., 2009: 111; Şanlı, 2014: 89). Araştırmaya katılan katılımcıların yaş durumlarına göre medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyinde anlamlı farklılık olduğu görülmüştür. 27-29 yaş aralığındaki kişiler medya ve futbol camiasından daha fazla etkilenip şiddet ve saldırganlığa yöneldiği söylenebilir.

Araştırmadan elde edilen bulgular, katılımcıların eğitim durumlarına göre sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri arasında bir farklılık olduğu görülmemiştir. Eğitim durumu ön lisans, lisansüstü öğrencilerinin sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri arasında anlamlı farklılığa rastlanmamıştır. Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu desteklemeyen sonuçlar da bulunmaktadır (Gümüşgül, 2016: 119). Araştırmaya katılan katılımcıların eğitim durumlarına göre medyanın ve futbol

camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyinde anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Bu sonuçlara göre eğitim durumu lisansüstü düzeyinde olanlar ön lisans ve lisans düzeyinde olanlara göre daha fazla medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme etkileşimi tutumlarına sahip olduğu yargısına ulaşılmıştır. Eğitim durumu arttıkça medyanın ve futbol camiasının taraftarları etkileme düzeyinin farkındalığı da arttığı söylenebilir.

Araştırmadan elde edilen bulgular, medeni duruma göre sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri arasında bir farklılık görülmemiştir. Evlilik veya bekârlığın sporda saldırganlık şiddet düzeyi arasında bir fark bulunamamıştır. Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu destekleyen bulguya rastlanmıştır (Şanlı, 2014: 90). Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu desteklemeyen sonuç da bulunmaktadır. Gümüşgül’ün çalışmasında evliler daha fazla sporda şiddet ve saldırganlığa meyilli olarak bulunmuştur (2014: 117). Araştırmaya katılan katılımcıların medeni durumu ile medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyine ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır. Buna göre taraftarların evli veya bekâr olma durumları, medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme durumlarını değiştirmediği söylenebilir.

Araştırmadan elde edilen bulgular, gelir durumuna göre sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri arasında bir farklılık görülmemiştir. Katılımcıların gelirleri ile sporda saldırganlık şiddet düzeyi arasında bir fark bulunamamıştır. Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu destekleyen bulgulara rastlanmıştır (Demir, 2009: 113; Şanlı, 2014: 94). Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu desteklemeyen sonuç da bulunmaktadır. Gümüşgül’ün çalışmasında gelir düzeyi düşük olanlar sporda şiddet ve saldırganlığa meyilli olarak bulunmuştur (2014: 118). Araştırmaya katılan katılımcıların gelir durumu ile medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyine ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır. Buna göre taraftarların gelir durumları, medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme durumlarını değiştirmediği söylenebilir.

Araştırmadan elde edilen bulgular, katılımcıların evde kiminle yaşadığı durumlarına göre sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Anne babasıyla ve yalnız yaşayanlar, arkadaşlarıyla yaşayanlara göre daha fazla sporda saldırganlık ve şiddete yönelebildiği söylenebilir. Literatürde,

araştırmanın bu bulgusunu destekleyen bulguya rastlanmıştır (Şanlı, 2014: 91). Araştırmaya katılan katılımcıların evde kiminle yaşadığı durumlarının medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyine ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır. Buna göre taraftarların evde kiminle yaşadığı durumlarının, medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme durumlarını değiştirmediği söylenebilir.

Araştırmadan elde edilen bulgular, katılımcıların yaşadığı yere göre sporda saldırganlık ve şiddete ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Sonuçlara göre yaşadığı yer kent merkezi olanlar ve köy olanlar, ilçe merkezi olanlara göre daha sporda saldırganlık ve şiddete sahip olduğu yargısına ulaşılmıştır. Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu destekleyen bulguya rastlanmıştır (Şanlı, 2014: 92). B. Demir’in yaptığı çalışmada ise anlamlı bir farklılık çıkmamıştır (2009: 112). Araştırmaya katılan katılımcıların medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyine ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Sonuçlara göre yaşadığı yer durumlarına bakıldığında köyde yaşayanlar, kent merkezi ve ilçe merkezinde yaşayanlara göre daha fazla medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme tutumlarına sahip olduğu yargısına ulaşılmıştır. Köyde yaşayan taraftarlar, kent merkezi ve ilçe merkezinde yaşayanlara göre daha fazla medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltmesine maruz kaldıkları söylenebilir.

Araştırmadan elde edilen bulgular, en uzun yaşadığı yere göre sporda saldırganlık ve şiddet düzeyleri arasında bir farklılık görülmemiştir. Katılımcıların en uzun yaşadığı yer ile sporda saldırganlık şiddet düzeyi arasında bir fark bulunamamıştır. Literatürde, araştırmanın bu bulgusu ile ilgili bulgulara rastlanmıştır. Araştırmaya katılan katılımcıların en uzun yaşadığı yer ile medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyine ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır. Buna göre taraftarların en uzun yaşadığı yerin, medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltme durumlarını değiştirmediği ve etkili bir değişken olmadığı söylenebilir.

Araştırmadan elde edilen bulgular, katılımcıların sigara içme durumlarına göre sporda saldırganlık ve şiddete ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Sonuçlara göre sigara kullananlar, kullanmayanla göre daha fazla sporda saldırganlık

ve şiddete sahip olduğu yargısına ulaşılmıştır. Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu destekleyen bulguya rastlanmıştır (Beşkat, 2016: 80). Araştırmaya katılan katılımcıların sigara içme durumları ile medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyine ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Sonuçlara göre sigara içme durumlarına bakıldığında içenler, içmeyenlere göre daha fazla medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme tutumlarına sahip olduğu yargısına ulaşılmıştır. Sigara kullanan taraftarlar, sigara kullanmayanlara göre daha fazla medyanın ve futbol camiasının şiddet ve saldırganlığa yöneltmesinden etkilendiği söylenebilir.

Araştırmadan elde edilen bulgular, katılımcıların alkol durumlarına göre sporda saldırganlık ve şiddete ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Sonuçlara göre alkol kullananlar, kullanmayanla göre daha fazla sporda saldırganlık ve şiddete sahip olduğu yargısına ulaşılmıştır. Literatürde, araştırmanın bu bulgusunu destekleyen bulgulara rastlanmıştır (Beşkat, 2016: 70; Şanlı, 2014: 95). Araştırmaya katılan katılımcıların alkol durumları ile medyanın ve futbol camiasının şiddete ve saldırganlığa yöneltme düzeyine ilişkin görüşleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Sonuçlara göre alkol alma durumlarına bakıldığında içenler,