• Sonuç bulunamadı

2.1.   Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) Kavramı, Yönetimi ve İşletmelerin

2.1.4. Ar-Ge Yönetimi

Ar-Ge; yeni bir ürün üretilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi, maliyet düşürücü ve standart yükseltici nitelikte yeni tekniklerin uygulanması, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve yeni bir teknolojinin yurt koşullarına uyumunun sağlanması amacıyla bilimsel esaslara uygun olarak yapılan ve her aşaması belirlenmiş çalışmalar bütünü biçimi olarak tanımlanabilir (Ögüt vd., 2007: 417).

Ar-Ge faaliyetleri için yapılan harcamalar önemli bir yatırım niteliğindedir. Ar- Ge ile kara alırken, yatırımın gelecekteki getirisi ve maliyetler yanında Ar-Ge projelerinin teknik başarısı ve pazar başarısı hakkında da tahminde bulunulması gerekmektedir. Ar-Ge faaliyetleri işletmenin büyümesi ile de yakından ilgilidir (Tekin, vd., 2006: 131).

Ar-Ge faaliyetlerinin belirgin özelliği, araştırma faaliyetleri ile yeni bilgini üretilmesidir. Ar-Ge işletmelerde yeni ürün ve üretim süreçlerinin ortaya çıkarılmasına yönelik sistemli ve yaratıcı çalışmalardır (Tekin, vd., 2006: 131).

İşletmeler açısından Ar-Ge fonksiyonunu temel amacı, dinamik bir çevrede faaliyet gösteren işletmelerin ihtiyaç duyduğu değişmeyi sağlamak suretine yaşamını sürdürme, gelişme ve büyümesine yardım etmek olduğu söylenebilir. Ar-Ge fonksiyonu; işletmeyi bir bütün olarak ilgilendiren ve amaçların gerçekleştirilmesinde önemli bir yer teşkil eder. Bu nedenle Ar-Ge fonksiyonun işletmenin bütün faaliyetlerini kapsayacak ve bu faaliyetlerde rasyonellik, verimlilik ve karlılığı en yüksek düzeye çıkaracak etkin bir tarzda organize edilmesi gerekir. Ar-Ge yapan işletmeler kendilerine su soruları sormalılar (Sarıhan, 1998: 55).

• Şirketin refah arttırıcı kapasitesinde farklılık meydana getiren ne gibi yeni buluş yaptık?

• Bu yeni buluşların sayısı, kalitesi bizim piyasamızdaki konumumuz ve çalıştığımız sanayi kolundaki lider pozisyonumuzla uyum sağlamış mıdır? • İhtiyacımız olan pazar konumu ve sanayide birinciliği bize getirecek yeni

buluşlar önümüzdeki beş yılın sonunda hangi buluşları sağlamak zorundadır?

Ar-Ge için kesin bir şey varsa o da Ar-Ge yönetiminin sadece tek bir iyi yolunun olmadığıdır. İyi bir Ar-Ge yönetimini başaracak ne bir reçete nede bir bilgisayar programı modeli vardır. Her işletme ve her rekabetçi çevre tektir ve değişim kendilerine hastır. Ar-Ge yönetimi işletmelerin rekabet çevresinde işletmelerin kaynak ve katılımlarına göre yönetilmelilerdir. Bir havayolu şirketinin Ar-Ge yönetimi bir tekstil şirketinin Ar-Ge yönetiminden farklı olmalıdır (Trott, 2008: 253).

Ar-Ge istatistik ileriki dönemlerde yapılması gerekenleri kararlaştırırken yapılacak analizlerin temel direği olduğu için bir ülkenin ekonomi ve teknoloji politikasını belirleyenler için çok önemli görülüyor. Ar-Ge parlak fikirlerle kısa dönemde alınan sonuçlar demek değil. Ar-Ge başarı belirli bir ekonomik, sosyolojik ve teknolojik strateji doğrultusunda uzun dönemli yapılan bir planlamanın sürekli kontrol edilerek uygulanması sonucunda oluşuyor (www.bilgicagi.com, 2010).

Teknolojik yenilik süreci işletmelerin organizasyon yapılarında zorunlu birtakım değişikliklere neden olmaktadır. İşletme yöneticiliği açıdan teknolojik yenilik yapma sürecinin en önemli boyutunu Ar-Ge birimleri oluşturmaktadır (Yılmaz, 2002: 197-108).

Araştırma ve Geliştirme faaliyetleri nitelik ve kapsam bakımından, temel araştırma, uygulamalı araştırma ve geliştirme olmak üzere üç değişik boyutu bulunmaktadır.

2.1.4.1. Temel araştırma

Belirli özgün bir uygulama veya kullanım düşünülmeden, kurumsal veya deneysel çalışmalarla olguların ve gözlemlenebilir durumların altında yatana ilişkin yeni bilgi edinmeye denir (Öner, 2006: 30).

Bir başka tanıma göre; yeni hipotezler ve kuramlar geliştirerek, varlıkların her türlü olguların değerini, yapılarını ve içsel bağlantılarını çözümleyen çalışmalardır. Temel araştırmayı genellikle üniversiteler, araştırma enstitüleri, çeşitli kamu kurumları ve kar amacı olmayan çeşitli enstitülerce yapılmaktadır (Tekin, vd, 2006: 131-132).

Temel araştırmalar, araştırma amaç ve konularının seçiminde olduğu kadar, bu araştırmalarda kullanılacak sabit donatım ve cihazlarının meydana getirilmesi ve çalıştırılması konularında da bir uluslararası işbirliği programını devamlı olarak başarı ile sürdürülmesini gerekli kılar (Şimşek, 2003: 367).

Şekil-2.1: Yapılabilir Projelerin Etüdü ve Seçimi Temel Araştırma Teknik Araştırma ve Ticari İyileştirme Olası Yenilik ve Buluşlara Sistematik Yaklaşım Uygulamalı Araştırma Kaynak : Özenç, 2008:33.

Temel araştırmada elde edilen bilginin uygulanabilir olup olmaması araştırmacının üzerinde durduğu konu değildir. Araştırmacı yeni hipotezler ve teoriler ortaya çıkarır. Maddelerin yapılarını ve iç bağlantılarını çözümler.

2.1.4.2. Uygulamalı Araştırma

Uygulamalı araştırma, mevcut bilimsel bilgi ve ilkelerin spesifik bazı sorunların çözümlenmesi amacıyla kullanılmasını ifade eder. Başka bir ifadeyle uygulamalı araştırma az çok belirlenmiş pratik veya ticari bir amaç ile yürütülen bilimsel çaba ve incelemeler şeklinde tanımlanabilir. Bu tür araştırmalarda önemli olan, var olan uygulamaları iyileştirme yönünde somut katkılarda bulunabilmektir. Sanayi işletmelerinde uygulamalı araştırma temel araştırmadan daha somut ve faydalı, daha kolay ve çabuk uygulama sonuçları verebilecek özelliklere sahip bulunmaktadır (Zerenler, vd, 2997: 658).

Uygulamalı araştırma büyük ölçüde temel araştırma sonuçlarından faydalanılarak yapılan, uygulamada karşılaşılan problemlerin çözümüne yönelik, ürünle ve üretim süreçleri üzerine yapılan bilimsel ve teknolojik bilgilerin elde edilmesini sağlayan araştırmalardır (Özenç, 1998: 33).

Temel ve uygulamalı araştırma arasındaki en önemli fark; her iki araştırma türünün gayelerindeki farklılıktan ileri gelmektedir. Temel araştırma; bazen araştırılması düşünülmeyen pratik birtakım yeniliklerin ortaya çıkmasına yol açsa bile esas gayesinin bilimsel bilgi sınırlarını açmak olduğu söylenebilir. Buna karşılık, uygulamalı araştırmanın hedefi; daha çok belirli sorunlara pratik çözüm yolu bulma ve bir çıkar sağlamaktır (Yılmaz, 2004: 124).

Birçok akademisyene göre araştırma terimi yeni bilginin keşfi için sistematik yaklaşımdır. Araştırma hem yeni bilimi hemde eski bilimi kullanan (yeni ürünler üretmek için) bir kavramdır. Araştırmanın bittiği yerde geliştirme başlar (Trott, 2008: 252).

2.1.4.3. Geliştirme

Bilginin sistematik kullanımı veya araştırma yada uygulamadaki deneyimlerden sağlanan bilgilerden kazanılan prototipler ve süreçlerin tasarımı ve gelişimini içeren kullanışlı materyallerin, aletlerin, sistem ve metodların üretimine doğru yöneltilmesidir (Jain ve Triandis, 1997: 7).

Araştırmada veya uygulamadaki deneyimlerden sağlanan bilgilere dayalı olarak yürütülen sistematik çalışmalardır (Tekin, vd., 2006: 133).

İşlemelerde geliştirme fonksiyonu; temel ve uygulamalı araştırma sonuçlarının her tür faydalı madde, araç, mamul, sistem ve üretim yöntemleri ortaya çıkarmak veya mevcut olanları geliştirmek amacıyla kullanılmasını ifade eder. Geliştirmenin, temel ve uygulamalı araştırma sonuçlarının faydalı olacak tarzda kullanılmasına

olanak sağlaması nedeniyle bir bakıma araştırma ve üretim safhaları arasında önemli bir köprü işlevi gördüğü söylenebilir. Geliştirme aşamasının temel özelliği bu aşamada deneylerin yoğun olmasıdır. Geliştirme, araştırma ile ortaya çıkarılan durum ve ilkelerin, ekonomik bir şekilde uygulanmasını sağlayacak metotların geliştirilmesi ile ilgili çalışmalara dayanmaktadır (Zerenler, vd., 2007: 658).

Araştırma geliştirme faaliyetleri rekabet ortamındaki işletmeler için başvurulması kaçınılmaz çalışmalardır. Gelişmiş ülkelerde faaliyet gösteren işletmeler, mevcut malların üretiminden daha fazla araştırma ve geliştirme faaliyetine önem vermektedir. İşletmenin yeni bir süreç ve ya yeni bir mamül geliştirmesi üretim maliyetlerini önemli ölçüde düşüreceğinden, kendisine önemli ölçüde pazar payı artışları temin edecektir. Bu nedenle işletmelerin faaliyetlerini karlı bir biçimde devam ettirmek ve eldeki kaynaklarını etkin bir biçimde kullanabilmek bakımından araştırma ve geliştirme faaliyetlerine giderek artan biçimde ihtiyaç duyacaktır (Ertürk, 2005: 400-401).