• Sonuç bulunamadı

Anibal Troilo stilinde melodik ögelerin orkestrasyonu

5. TANGO MÜZİĞİNDE ORKESTRASYON STİLLERİ

5.3 Anibal Troilo Stili Orkestrasyon

5.3.2 Anibal Troilo stilinde melodik ögelerin orkestrasyonu

Troilo stilinde melodilerin kurgusu ritmik ve bağlı arasında sürekli değişkenlik göstermektedir. Ancak burada yine de bir D’Arizenzo veya Di Sarli orkestrasındaki kadar kesitleri ayıran net ve belirgin ayırımlardan söz edilemez. Her ne kadar melodik karakterler incelendiğinde ritmik ve bağlı olarak kategorize edilebilir olsa da, kimi zaman bunların bir arada kullanılarak iç içe geçmesi ve kesitler içerisinde melodik karakter ile birlikte eşlik, orkestrasyon ve tempo gibi birçok ögenin de aynı anda değişmesi sebebiyle ritmik-bağlı melodi ayrımı kesitsel bir özellik olarak daha az öneme sahiptir. Eşlik modellerinden M4, M2, M1&3, senkop türleri ve 3-3-2 gibi neredeyse tüm modellerin kullanılması, orkestrasyonda çok çeşitli renklere yer verilmesi, tuttinin sıkça yer alması, cümleler ile birlikte tempo değişimleri ve fermata’ların kullanımı gibi ögeler de kesitler ile birlikte değişkenlik gösterir.

Elbette bu noktada söz konusu olan tangonun da melodik yapısını göz ardı etmemek gerekir. Ancak, Troilo orkestrasına özgün melodik bir unsurdan söz etmek gerekirse artikülasyon kullanımına değinmek gerekir. Diğer orkestralardan farklı olarak Troilo stilinde uzun aksan (iki bağlı) kullanımı oldukça yaygındır. Öte yandan eşlik modelleri içerisinde sıklıkla kullanılan 3-3-2 modeline paralel olarak, melodilerin de bu şekilde aksanlandığı görülür. Bu noktada 3-3-2’nin sadece bir eşlik modeli olarak değil aynı zamanda melodiye şekil veren bir ritmik öge olarak da kullanıldığını söylemek mümkündür. Daha sonraları Astor Piazzolla’nın müziğinde adeta bir yapıtaşı olacak olan bu modelin yaygın kullanıcıları arasında, Piazzolla’nın da bir

132

dönem bandoneoncu ve aranjör olarak bizzat yer aldığı Troilo orkestrasını saymak yerinde olur.

Troilo stilinde bağlı melodilerdeki cümlelemeler –sololar dışında– tartımsal serbestlikten ziyade tempo değşikliği ve fermata’lar ile sağlandığından partisyona aktarılabilir. Di Sarli stilinde olduğu gibi ölçü içerisindeki zamansal esnemeler veya Pugliese stilinde olduğu gibi hızlanma veya yavaşlamalar (accelerando, ritardando vb.) yoktur. Tartımlar daha belirgindir ve yazıldığı gibi çalınabilir ya da çalındığı gibi yazılabilir. Fermata ile yaratılan zamansal genişleme ve varsa tempo değişimi ile yaratılan fark da partisyonda belirtilebilir açıklıktadır.

Troilo stilinde, çalgı ve çalgı gruplarının kombinasyonları ile birçok orkestral renk ve ton elde edilmiş ve bu şekilde zengin bir orkestrasyon kullanılmıştır. Örneğin sadece yaylı çalgılar grubu rengi içerisinde, orta-alt ses bölgesinde ve genellikle tüm grubun ünison çaldığı koyu bir tona karşılık, ses alanın çokseslilikle birlikte genişletildiği, daha geniş bir dokuya sahip parlak bir ton kullanılması, aynı renk olsa bile ton farkıyla yaratılan zıtlık sayesinde zenginleştirilmiştir. Buna ilaveten yaylılarda pizzicato farklı bir renk olmakla birlikte, bu renge tiz bölgelerde dahil olan piyanonun rengi karıştırılarak arp rengine yakın bir renk elde edilmiştir. Benzer şekilde, yaylı grubu rengine bandoneonların sol elinin dahil olması, yeni bir renk olmaktan ziyade, elde edilen yaylı grubu renginin farklı bir tonu olarak duyulmaktadır. Öte yandan, yaylılar + bandoneonlar (sağ el veya her iki el birlikte), yaylılar + piyano gibi karma renkler de kullanılmakta ve bu karışımın içerisinde viyola ve viyolonselin yer alıyor olması, diğer orkestralarda yer alan kemanlar + bandoneonlar vb. karma renklerinden kendiliğinden ayrılmasına sebep olmaktadır. Tüm bu renklere, yaylı çalgıların solo ve soli olarak kullanımları da eklendiğinde sadece yaylı çalgılar grubu içerisinden, birbirinden ayrışan birçok farklı renk/ton kullanıldığı görülmektedir.

Elde edilen bu renklerin parça içerisinde işlevsel olarak da birbirinden ayrıldığı görülür. Örneğin Nostalgico tangosunda birincil melodi işlevini üstlenen bandoneonların ikincil melodilerde yer almadığı, ikincil melodilerden kontrşan işlevini yoğun olarak üstlenmiş olan yaylıların da birincil melodiler içerisinde saf olarak yer almadığı görülmektedir. Böylelikle Troilo, renkleri işlevlerle de ayırarak orkestrasyonu saydamlaştırmış, daha açık ve anlaşılır hale getirmiştir.

133

Troilo orkestrasında viyolonsel, neredeyse tamamen yaylı çalgılar grubuna, diğer bir deyişle melodi grubuna aittir, neredeyse hiçbir zaman bas grubuna dahil olmaz. Buna karşın kontrbas, tutti içerisinde melodi grubuna dahil olabilmektedir.

Piyanoda sol el genellikle bas partisini katlayarak kontrbas ile birlikte hareket eder. Böylelikle piyanonun alt ses bölgesinden elde edilen hacim daima korunmuş olur. Parçanın formu içerisinde tekrar edilen kesitler, tamamıyla aynı orkestrasyon ile yer almaz. Örneğin iki cümlecikten oluşan bir kesit tekrar edildiğinde mutlaka en az bir cümleciğin orkestrasyonu değiştirilmiştir. Öte yandan, Troilo’nun forma her zaman birebir sadık kaldığından da söz edilemez. Kimi zaman parçaya A kesiti yerine B veya C kesiti ile başlayabilmekte ve kimi zaman kesit aralarında bir veya birkaç ölçü ekleyebilmektedir.

5.3.2.1 Birincil melodiler

Troilo stili orkestrasyonda birincil melodiler için en çok tercih edilen rengin yaylılar + bandoneonlar (Str. + Bnds.) olduğunu söylemek mümkündür. Her iki çalgı grubunun da geniş ses alanları düşünüldüğünde, bu renk karışımının çokseslilik içerisinde oldukça hacimli bir ses rengi ortaya çıkardığı ve adeta bir tutti tınısı yarattığı söylenebilir. Geniş dokuya sahip bu çalgılama, piyano ve kontrbasın oluşturduğu dolgun bir alt yapı üzerinde kullanıldığında Troilo stilinin görkemli ve senfonik tınısı elde edilmiş olur.

Bunun yanı sıra kontrbas ve piyanonun da dahil olduğu tam tutti rengi de orkestrasyon içerisinde sıklıkla kullanılan renklerdendir. Ancak bu kullanımın genelde bir kesitin bir cümleciği ya da daha küçük geçiş, köprü melodilerinde kısa süreler için kullanıldığını unutmamak gerekir. Tüm çalgılar melodik işlevi üstlendiği takdirde, alt yapıda oluşacak olan bas ve eşlik eksikliğinin uzun süreli olması pek tercih edilmez.

Bandoneonlar ve yaylılar da saf olarak birincil melodiler için tercih edilen renklerdendir. Ancak her iki saf renk içerisinde de farklı tonlar kullanılarak monotonluktan uzaklaşılır. Örneğin sadece yaylıların seslendirdiği bir kesitin bir cümleciği pes (orta-alt) ses bölgesinde ınison olarak seslendirilmişse hemen arkasından yine aynı yaylı grubu bu kez çok sesli yazım ile birlikte tüm ses alanına genişleyerek bambaşka bir renk tonu olarak ortaya çıkar. Böylelikle aynı renk içerisinde kalınmasına rağmen hem register hem de doku ile zıtlık yaratılmış olur.

134

Bandoneonlarda da benzer şekilde register ve doku ile yaratılan zıtlıklara ek olarak melodilerin yalnızca sol el, yalnızca sağ el veya her iki el birlikte çalması ile de ton farklılıkları elde edilir.

Birincil melodilerin Troilo stili orkestrasyonunda ön plana çıkan bir diğer öge, çokça solonun yer almasıdır. Troilo’nun adeta imzası niteliğinde olan bandoneon sol el (Bnd. M.I.) soloları neredeyse tüm parçalarında yer almaktadır. Oldukça sakin, adeta sadece tempoyu veren, yalın bir alt yapı üzerine Troilo’nun müthiş ifadeli ve dingin bir şekilde, tamamen serbest tartımlar içerisinde çaldığı bu solo kesitler genellikle arkasından gelecek dinamik kesitlerin hazırlayıcısı olurlar. Kimi zaman grup soli olarak ortaya çıkan bu kesitler bazen de farklı kayıtlarda farklı çalgılama ile ortaya çıkabilmektedir. Örneğin, Quejas De Bandoneon tangosunun son kaydı olan 1958 kaydındaki Bnd. M.I solo, önceki kayıtlarda grup soli olarak yer almıştır.

Benzer şekilde piyano solo da orkestrasyonda olmazsa olmaz kesitlerden sayılabilir. Piyaniste göre değişiklik gösteriyor olsa da genellikle tek sesli, bandoneonun sol el ses bölgesine benzer şekilde orta-alt ses alanından başlayan ve ifadeli (espressivo) bir şekilde yer alan solo genellikle eşliklidir. Bu soloların ifade açısından, Troilo’nun sol el bandoneon sololarına paralellik gösterdiği söylenebilir.

Bunun yanı sıra bandoneonlar ve yaylılar da soli olarak kullanılırlar. Ancak saf renk halindeki grup sololar daha kısa melodi parçacıklarında ortaya çıkar, bir solo kesit kadar uzun olmazlar.

Öte yandan Troilo stilinde sıklıkla kullanılan bir orkestrasyon tekniği de, birkaç çalgının solo olarak diyalog halinde yer almasıdır. Bu genellikle birincil melodinin solo bir çalgı tarafından icra edilmesine karşılık bir veya birkaç solo çalgının ona karşı melodilerle eşlik etmesi şeklinde ortaya çıkar. Bu bir bandoneon – viyolonsel, keman – viyolonsel vb. iki çalgının diyaloğu şeklinde olabileceği gibi, bandoneon – viyolonsel – piyano gibi üç solo çalgının ya da bandoneon – piyano – kemanlar şeklinde solo ve grup çalgıların diyaloğu şeklinde de olabilmektedir. Bu diyalog tekniği de Troilo stili orkestrasyonda sıkça rastlanılan ögelerdendir.

Troilo stilinde varyasyon genellikle bandoneon grubuna aittir. Quejas de Bandoneon tangosunda olduğu gibi kimi zaman literatürde önemli yer edinmiş olan uzun (19 ölçü) ve virtüözite gerektiren varyasyonların yanı sıra finalde daha kısa (4 ölçü) varyasyonlar da bulunmaktadır.

135 5.3.2.2 İkincil melodiler

Anibal Troilo stilinde, ikinci melodilerden kontrşan için en çok kullanılan renk yaylılar rengidir. Bu renkte en çok, orta-alt bölgedeki dar dokulu (unison) yazıma karşılık geniş ses alanında ve geniş dokulu yazım ile ton farkları kullanılmış, buna ek olarak pizzicato rengine de sıkça yer verilmiştir. Kimi zaman yaylı rengine bandoneonun sol eli de eklenerek aynı renge bir ton farkı katılmıştır. Benzer şekilde, yaylıların pizzicato rengine de piyanonun tiz bölgeden eşlik etmesi sağlanarak ton değiştirilmiş, arp benzeri bir etki yaratılmıştır.

Kontrşanlarda yaylılar grubundan elde edilen saf ve karma renkler dışında en çok kullanılan renkler, yine yaylı grubu içerisinden solo renklerdir. Örneğin viyolonsel, birincil melodiyi üstlenmiş olmasa da –ki Inspiracion’da olduğu gibi bazen olabilmektedir– birincil melodiyi yürüten solo bir çalgıya (genellikle bandoneon sol el) kontrşan oluşturacak şekilde solo olarak karşımıza çıkar.

Piyano da yine kontrşan için kullanılan renkler arasında sayılabilmekle birlikte, aslında piyano için yazılmış ayrı bir kontrşandan söz etmek mümkün değildir. Şöyle ki; piyanonun orkestra içerisinde hem bas, hem eşlik, hem de melodi işlevini yürütebilen yegâne çalgı olması ve Troilo orkestrasında piyanonun yoğun ve aktif kullanımı açısından, piyanonun yaptığı bazı motivik ögeler, eşlik içerisinde yapılan kontratempolar belirli bir uzunlukta olduğu zaman bir melodik hat gibi duyulmaktadır. Kısa süreli (birkaç vuruş) olan bu motifler her ne kadar motivik ögeler arasında sayılsa da uzunca olanlar (bir veya birkaç ölçü) kontrşan içerisine dahil olur. Bu durumda piyano da kontrşanlar içerisinde duyulan renklerden biri olarak kabul edilebilir. Ancak burada, alışılageldik melodik hatlardan birini aramamak gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta fayda vardır.

Piyanonun aktif olarak kullanıldığı bir diğer melodik öge, figüratif/melodik ögelerdir. İşlemelerin çok büyük bir bölümü piyano ile yapılır. İşleme figürleri içerisinde tekrarlanan (repetitive) notalar ve campana efekti Troilo stilinde sıkça rastlanılan piyano işleme tekniklerinden ikisidir. Yaylılar, işleme ögelerinde en çok kullanılan ikinci renktir. Geçiş ögelerinde de yine piyanonun yoğun kullanımı karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada piyano ve kontrbasın birlikte yaptıkları motivik öge (ilk vuruşun melodide sus olduğu durumlarda akorun kök sesini öncelem ile

136

çalarak vurgulama) ile piyanoda sıkça duyulan glissando’lar,13 önde gelen figüratif geçiş ögelerinden sayılabilir.

13 Nostalgico’da birisi piyano solonun içinde olmak üzere, farklı uzunluklarda dört çıkıcı, üç inici toplam yedi kez glissando duyulmaktadır.