• Sonuç bulunamadı

Anibal Troilo Orkestrası’nın genel özellikleri

5. TANGO MÜZİĞİNDE ORKESTRASYON STİLLERİ

5.3 Anibal Troilo Stili Orkestrasyon

5.3.1 Anibal Troilo Orkestrası’nın genel özellikleri

Anibal Troilo (1914-1975) orkestrasının öne çıkan müzikal öğelerinin başında görkemli ve zengin orkestrasyon gelir. Öyle ki, bazı tango Dj’leri Troilo orkestrası için halen “Tango Sinfonico (senfonik tango)” tanımlamasını kullanmaktadırlar. Orkestrada viyola ve viyolonselin de kullanılmasıyla, sadece kemanlardan oluşan tango orkestrası yaylı grubunun ses hacmi genişlemiş ve rengi değişmiştir. Bu nedenle daha önce “kemanlar” olarak adlandırılan grup burada “yaylılar” (Str.)

{

{

{

{ Ana Tema Piano f 4 8 f mf f mf f mpf q=120 A.T. Pn. 9 12 16 f f mf sfz mf f 4 4 4 4 4 4 & # # # 3 3 & # # # - -m -> > m . . ? # # # - -‘ m -> -> . . & # # # . > . . >. . . . > . . > . . . > .. . . >. . . . > . . -> . > . > . . & # # # . > > > > -> -> > > -> . > . > . > 3 ? # # # . > > > -> . > > -> . > . > Œ ‰œ J œ œ œœ J œ œ J œ ˙ œ j œ ˙ œ j œ ˙ Œ ‰œ J œ œ œœ J œ œ J œ ˙ œœ#œ œ œ j œœ œ ˙™ Œ Œ Œ œ œ œ Œ œ œœ Œ œ œ œ ˙ ˙ ˙ ˙ ˙ ˙ ˙ ˙ ˙ # œ # j œ œ n œ œ œ œ # Œ œ œ œ Œ œ œœ n Œ œ œ œ ˙ ˙ ˙ ˙ ˙ ˙ ˙ # ˙ ˙ ˙ n œ œ œ # œ j œœ œ œ œ œ j ˙ ˙ ˙ ˙ œ œ œ ˙ ˙ ˙ ˙ œ j œ œ œ œ # j œ œ œ J œ ˙ ˙ ˙ ˙ œ œ œ ˙ ˙ ˙ ˙ # # ˙ ˙ n n œ œ‰œ J œœ œ œ ‰œ J œ œœ œ ‰œ J œ œ Œ œ j œ œ Œ œ j œ œ ‰œ J œ œ œ œœœ œ œ œœ œ œ œ Œ ‰™œ R œ™ œ œ™ œ œ œ œ Œ œ Œ ˙ ˙ ˙ # Œ œ J œ œ ˙ ˙ ˙ ˙ œ™ œ˙ Ó ˙ ˙ ˙ # Œ œ œ œ Œ œ œ œ œ œ œ œ œ œ œ˙ ˙ ˙ ˙ ˙˙ ˙ ˙ n Œ œœ œ œ # # œ œ œ Œ œ œ œ œ # Œ œ œ œ œ œ œ œ Œ ‰ œ œ Œ œ œ œ j œ j œ œ œ œ ˙ ˙ Ó ˙ ˙ œ œ œ œ œ Œ

129

olarak kullanılmıştır. Özellikle viyolonsel, solo olarak da kullanılmasıyla Troilo orkestrasının belirleyici renklerindendir. Ancak bunun yanı sıra çalgı ve çalgı gruplarından elde edilebilecek renkler sıkça değiştirilerek zengin bir orkestrasyon elde edilmiştir.

Troilo stili orkestrasyonda olmazsa olmaz unsurlardan birisi Troilo’nun bandoneonda sol el (M.I.) ile yaptığı lirik sololardır. Anibal Troilo’nun bizzat çaldığı bu sol el soloları kendisi ile özdeşleşmiş ve onun adeta bir imzası haline gelmiştir. Hemen her parçada bir bandoneon M.I. solo yer alır. Bu sol el sololarının kimi zaman grup soli olarak da yer aldığı görülmektedir.

Troilo orkestrasının bir diğer özelliği de tempo değişimlerine sıklıkla yer vermesidir. Troilo orkestrası gibi, dans orkestrası (orquesta para bailar / dans edilmesi için çalan orkestra) kökeninden gelen orkestralar genellikle, dansçıların daha rahat dans edebilmesi için, tempoda tutarlılık göstermektedirler. Ancak zaman içerisinde daha çok konser müziğine doğru eğilim gösteren orkestra, düzenlemelerde de tempo değişiklerini (ritardando, tempo rubato, fermata vb.) sıklıkla kullanmaktan çekinmemiştir. Bu nedenle Troilo’nun son dönem kayıtları, milongalarda çalınmak için DJ’ler tarafından çok tercih edilmese de gösteriler için her zaman kullanılabilmektedir.

Öte yandan, her zaman planlanmış ve maksatlı bir tempo değişimi olmasa bile bazı durumlarda ufak tempo değişimleri görülmekte veya tempo değişmemiş olsa bile değişmiş gibi hissedilmesi mümkün olabilmektedir. Bu iki şekilde olabilir: Birincisi, kesitin karakterine ve eşlik modeline göre tempolarda, icradan kaynaklanan bazı hızlanma veya yavaşlamalar görülebilmektedir. Örneğin rimtik melodi karakterinde olan bir kesit (MM=128), bir fermata’nın ardından bağlı melodi karakterinde bir kesite bağlanıyorsa, tempo tam olarak değişmese bile bir miktar yavaşlama görülebilir (MM=124) ya da hissedilebilir. Bunu planlanmış, partisyonda yer alan bir tempo değişimi olarak nitelendirmek yerine, icradan kaynaklanan bir farklılık olarak değerlendirmek daha yerinde olacaktır. İkinci olarak; nabız değişikliklerinde de tempo maksatlı olarak değişmemiş olsa bile değişiklik hissedilebilir. Genellikle fermata’dan sonra gelen kesitte tempo değişikliği olmasa bile karakter (ritmik-bağlı), nabız (M4-M2) ya da eşlik (senkop, 3-3-2) değişikliği görülür ve bu değişiklik tempo değişim hissini yaratır. Özellikle sıkça kullanılan fermata’lar, temponun da sıklıkla değiştiği hissini yaratabilmektedir. Ancak kimi zaman tüm bu değişiklikler planlı ve

130

belirgin bir şekilde de yapılır. Öyle ki, bazı solo kesitlerde temponun neredeyse rubato olduğu ve orkestranın solisti dinleyerek eşlikte tempo esnekliklerine başvurduğu görülmektedir.

Tüm bunların ışığında Troilo stilinde baştan sona sabit/değişmez bir tempo olmadığını, tempo değişimlerine sıklıkla yer verildiğini ifade etmek mümkündür. Birçok orkestrada olduğu gibi Troilo orkestrasında da piyanonun özgün bir kullanım biçimi bulunur. Orkestranın stilinin şekillenmesinde öncü rol oynayanlardan biri de şüphesiz ki orkestranın ilk kurulduğunda piyanisti olan Orlando Goñi’dir. Arjantin’in ünlü yazar ve tango tarihçilerinden Horacio Ferrer, Goñi için “en büyük tango piyanisti” ifadesini kullanmış, bir başka tango piyanisti Osvaldo Tarantino ise Goñi’nin sol elini bir “devrim” olarak tanımlamıştır (Aktaran: Lavocah, 2012 s. 11, 13). Lavocah’a göre; 1938-45 yılları arasında, orkestranın kurulduğu ilk yıldan itibaren içinde olarak stilin şekillenmesi sürecinde etkin rol oynayan piyanist Goñi’nin marcación bornoneada gibi tangoya kattığı kendine özgü çalım tekniklerinin yanı sıra partisyon kullanmadan, doğaçlama icrasında sol elini gitarın bas telleri, sağ elini ise bandoneon gibi çalması ve Troilo’nun serbest cümlelemelerini taklit edişi ile kolay doldurulamayacak bir yer edinmiştir (Lavocah, 2012 s. 11-13). Sonrasında gelen piyanistler de onun stilini taklit ederek orkestraya uyum sağlamaya çalışmışlardır. Dolayısıyla Troilo orkestrasında piyanonun kullanımı kendine özgü bir stil oluşturmuştur.

Bu piyano kullanımının özelliklerinden bahsetmek gerekirse; öncelikle piyanonun tüm ses alanının kullanılmasıyla orkestraya katılan hacimden söz edilebilir. Sıkça kullanılan çıkıcı ve inici glissando’lar piyanoda göze çarpan efektler arasındadır. Öte yandan, M4 ve 3-3-2 eşlik modelinin aynı anda kullanımı, piyano soloların tek sesli bir melodiyi fraseo ile icrası (Troilo’nun bandoneonda sol el sololarında yaptığına benzer), kontrbas ile birlikte oluşan bas grubundaki dinamik yürüyüşler ve kimi zaman piyanonun üst oktavlarında adeta bir çelesta etkisi veya kırık akorlar ile – bazen yaylıların pizzicato’ları da eklenerek– yaratılan arp etkisi ile melodiye oluşturulan fon vb. piyano renkleri, Troilo stilinde piyanonun kullanımında öne çıkan ögeler arasındadır.

Troilo stilinde kontrbas kullanımı da yine orkestranın ilk yıllarında orkestraya katılan ve 1959 yılında Astor Piazzolla’nın beşlisinde çalmak üzere orkestradan ayrılana dek Troilo orkestrasında yer alan Kicho Díaz oluşturmuştur. Piazzolla, Kicho için

131

“Sanırım tüm kontrbasçıların babasıdır. Tüm beşliyi sırtında taşıyan bir çeşit fil gibiydi.” demiştir (Aktaran; Lavocah, 2012 s.10). Orkestradaki oturaklı ve dolu kontrbas sound’u düşünüldüğünde bu ifade karşılığını bulmaktadır. Kontrbasta pizzicato-arco değişimi sık olarak kullanılır. Özellikle senkoplarda aynı ölçü içerisinde hem yay hem de pizzicato kullanılması, bu geçişlerin hızlıca yapılması gerekliliğini ortaya koymuş ve bu durum da tangoda kontrbas için Fransız tipi yay kullanımını gerekli kılan unsurlardan biri olmuştur.

Tangonun en karakteristik ögelerinden biri olan arrastre kullanımı oldukça seyrektir. Yalnızca bazı cümle başlarında bandoneon ve kontrbasta kısa arrastre’ler duyulur. Ancak arrastre ile senkop modelinin sıklıkla kullanılıyor olmasından ötürü bu eksiklik hissedilmemektedir.