• Sonuç bulunamadı

Latin Amerika’da uygulanan başkanlık sistemleri bu sistemin ikinci bir türü olarak da anılmıştır. Ancak bu ülkelerde sık – sık görülen ihtilaller nedeni ile sistemin sağlıklı bir tahlilide yapılamamıştır. Az gelişmiş ülkelerde başkanlık sisteminin uygulanmasına örnek olarak gösterilebilecek Meksika’da sistemin diğer olumlu yanları ile birlikte asıl karakteristiği hakim politik partiye dayanmasıdır. Diğer Latin Amerika Ülkeleri’nde başkanlık rejimi,

334 Hekimoğlu, s. 47. 335

Sartori, Giovanni, Karşılaştırmalı Anayasa Mühendisliği, Yapılar, Özendiriciler ve Sonuçlar Üzerine Bir İnceleme, Çeviren: Özbudun, Ergun, Yetkin Yayınları, Ankara 1997, s. 119 – 124 .

336 Gönenç, Levent, “Hükümet Sistemi Tartışmalarında ‘Başkanlı Parlamenter Sistem’ Seçeneği”

kabaca kuvvetler ayrılığına dayalı, oligarşinin anlaşması, askeri idare veya şahıs diktatörlüğü şeklinde görülmektedir.337

Uzun sürelilik açısından, Kosta Rika, Venezüella, Kolombiya ve Peru örnek olarak gösterilir. Latin Amerika Ülkeleri başkanlıkçı demokrasilerini 1980’li yıllarda yeniden kurmuşlardır. Ekvator, Bolivya, Dominik Cumhuriyeti, Honduras, Guatemala ve Filipinler gibi ülkelerde başkanlık tipi demokrasinin işleyip işlemeyeceği ya da nasıl işleyeceği belli değildir. Bu halde başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerin sicilleri, bir tek istisna dışında, zayıf ile berbat arasındadır. Akla gelen soru, siyasal sorunun başkanlık sisteminin kendisi olup olmadığıdır.338

Başkanlık sistemi, sosyalist ideoloji ve tek parti sisteminin etkisi altındaki Latin Amerika Devletleri ve Afrika’da kolaylıkla kişisel yönetime dönüşebilmiştir. Bunun sebebi ise sistemin doğrudan doğruya yürütmenin güçlendirilmesi yolu ile yozlaştırılmasıdır. Bu sistemin kırılgan bir yapıya sahip olduğu, düzenli olarak darbe ve çöküşlerin yaşandığı öne sürülmüştür.339

Latin Amerika’da başkanlık yönetiminin güçlüklerinin ekonomik durgunluk, çarpıcı eşitsizlikler ve sosyo – kültürel miras ile ilişkili olduğu ve bunlar üzerinde yoğunlaştığı doğrudur. Ancak sorunların çözümü, çoğu zaman kötü sonuçları ile karşılaşılsa da, iyi siyasettedir. Bu açıdan Latin Amerika Başkanlık sistemlerinin kusuru nedir? Bu konuda ilk belirleme, ABD başkanlık sisteminin enerjik yönetimler için güçlü bir sistem olduğunun tam olarak doğrulanmamış olduğudur. Latin Amerika açısından sorunlardan biri yanlış parti sistemidir. Ancak en temel problem olarak Latin Amerika devletlerinde başkanların göründükleri kadar güçlü olmamalarından kaynaklanmaktadır. Bunun tespiti ile başkanların yetkileri artırılmış, ABD başkanlarından esirgenen, kanunları veto yetkisi ve geniş olağanüstü hal yetkileri tanınmıştır. Ancak bu kez de yaşanan yetki gaspları ve dikta rejimleri onların geniş yetkilerine mal edilerek, yetkilerin kısılması yönünde bir eğilim ortaya çıkmıştır. Öyleyse sorunun temel kaynağı kuvvetler ayrılığı ilkesindedir. Kuvvetlerin ayrılığı Latin Amerika Başkanlık Sistemlerini iktidarın kötüye kullanılması ile iktidar yoksunluğu arasında sürekli ve istikrarsız bir gelgit içinde bırakmaktadır.

Bu durum bir kör düğüm olarak nitelenir. Çözüm düğümü kesmektir. Öneriler arasında sistemin terki ile parlamenter sisteme geçiş vardır. Gerekçe olarak parlamenter rejimin istikrarlı demokratik rejimleri sürdürme olasılığının başkanlık sistemine göre daha fazla olması, katı başkanlık sistemine göre daha esnek olan parlamenter sistemin riskleri azaltacağı gösterilmiştir. Parlamentarizm ile ilgili yapılan belirlemeler doğrudur, ancak başkanlık 337 Özer, s. 20 338 Sartori, s. 124 339 Hekimoğlu, s. 27.

sisteminin katılığını aşacak başka sistemler de söz konusudur ki, bu da yarı – başkanlık sistemidir. Başka bir husus ise, parlamentarizmin anılan özelliklerine rağmen yaşanan yönetilebilirlik sorunun nasıl aşılacağını cevaplamadığıdır.

Latin Amerika İçin parlamentarizm çare midir? Belirlenir ki, parlamentarizm, nispeten tutarlı ve disiplinli bir topluluk içinde sosyalleştirilmiş, kendisi ile uyumlu partilere sahip olmadan var olamaz. Bu durum parlamentarizmin Latin Amerika ülkelerindeki uygulamasının, 1920 ve 930’lara kadar Kıta Avrupa’sında yaşanan meclis hükümetleri uygulamasından iyi olup olmayacağı kuşkuludur. Brezilya örneğinde, politikacılar parti disiplinini seçmenlerin oy hürriyetine müdahale edilemeyeceği gerekçesi ile reddederler. Bu bakımdan ülkede parlamentarizme uygun disiplinli parti oluşumu söz konusu değildir. Disiplinsiz partilere sahip ülkede parlamentarizmin yaşanan kaosa çözüm üretmesi ise imkansızdır.

Şili ve iki partili sisteme sahip Arjantin ve Venezüella parlamentarizme geçişi kaldırabilecek üç büyük Latin Amerika ülkesidir. Ancak güçlü kutuplaşma ile aşırı parçalanmış parti yapısını birleştiren “kutuplaşmış plüralizm” geçmişine sahip Şili için başkanlık sisteminin uygun alternatifi parlamentarizm yerine yarı – başkanlık sistemidir. Sağlam partilere sahip olmayan ve bölünmez bir ödül olan başkanlığı kazanmak adına bir arada bulunan partilere sahip Arjantin için de, parlamentarizm gereksiz bir parti bölünmesine yol açması ihtimali nedeni ile uygun tercih olmayacaktır. İki güçlü ve disiplinli partiye sahip Venezüella ise Latin Amerika’ da parlamentarizm deneyimini göze alabilecek tek ülke olarak görünmektedir. Onda da parti disiplininde gevşemeler söz konusudur. Neticeten Latin Amerika ülkelerinde yaşanacak parlamentarizm deneyimi sonuç olarak en kötü şekli ile meclis hükümetine dönüşecektir.340

Baskıcı, istikrarsız ve darbe yönetimleri ile malul Latin Amerika ülkelerinin aslında ne parlamentarizm ne de başkanlık sistemi ile ilgisi vardır. Sistem kabaca kuvvetler ayrılığına dayanan oligarşinin anlaşması veya askerlerin ya da bir kişinin diktatörlüğü şeklinde işlemektedir. Bunun sebebi ise başkanlık sistemi değil, büyük bölümü okuma yazma bilmeyenlerden oluşan siyasal öğrenimden yoksun halk kitlesinin tutumudur. Bu nedenle Latin Amerika ülkelerinin adının başkanlık sistemi ile birlikte anılması yersizdir, başkalık sistemi ile ilgili akla gelmesi gereken ABD’deki uygulamasıdır.341

340

Sartori, s. 126 – 130.