• Sonuç bulunamadı

2.3 Parlamenter Sistem

2.3.3 Almanya’da Parlamenter Sistem

Tarihi gelişim süreci içerisinde Almanlar’ın Weimar Anayasası zamanına göre ilerici bir belge olarak nitelendirilir. Ancak köklü bir demokratik geleneğe sahip olmayan ülkede anayasanın siyasi istikrarı sağlamak üzere Cumhurbaşkanı’na tanıdığı olağanüstü durum yetkilerinin kullanımı, beklenenin aksine siyasal istikrarsızlığa yol açmıştır. Yapılan tespite göre kurulan parlamenter demokratik yapı ülkenin toplumsal yapısına uygun değildi. Sonuçta parlamenter demokrasinin güç noktaları baştan itibaren anti demokratik ve otoriter yapıların hakim oldukları yerlere dönüşmüştür. Weimar Cumhuriyeti’nin yıkılışı sadece Anayasası’nın eksikliklerine bağlanmamakla beraber Hitler’in yasal yollarla iktidara gelmesi de Anayasası’nın hukuki ve siyasi zaaflarına dayandırılmıştır.417

Yakın tarihinin etkisi altında 23 Mayıs 1949 Tarihinde yapılan Federal Alman Anayasası ise parlamenter rejimin aleyhine olan tarihi sosyal yapının eksikliklerini gidermek üzere bir takım teknik yöntemler geliştirmiştir. Yasama ve yürütme gücü birbirinden kesin olarak ayrılmış, yasama yetkisi parlamentoya bırakılmıştır. 1949 Tarihli Alman Anayasası’nın temel özelliği ise klasik parlamenter rejim kuralları ile yürütmeyi güçlendirmek amacı ile getirdiği kuralların oluşturduğu bir sentez oluşudur.

Başkanlık sisteminden farklı olarak yürütme iki başlıdır. Devletin başında siyasal bakımdan sorumsuz devlet başkanı yer alırken devlet başkanına göre daha güçlü yetkilerle donatılmış başbakan (şansölye) hükümetin başı olarak parlamentoya karşı sorumludur.

İki meclisli bir sisteme sahip Alman parlamenter yapısında Cumhurbaşkanı; doğrudan özgür, eşit ve gizli oyla seçilmiş üyelerden oluşan Bundestag (Federal Meclis) ve “Land”

416 Aslan, s. 94. 417 Çam, s. 280, 283.

parlamentolarınca seçilen temsilcilerden oluşan Bundestag ile aynı sayıda üyeye sahip Özel Federal Meclis tarafından seçilmektedir. İlki iki tur seçimde mutlak çoğunluk arandığı, üçüncü tur seçimde basit çoğunluğu sağlayan adayın Cumhurbaşkanı seçileceği ve iki kez üst üste Cumhurbaşkanı seçilmenin mümkün olduğu görülür.

Weimar Anayasası’nda parlamenter düzenin istismarı sonucunu doğurması üzerine, yeni sistemde Cumhurbaşkanının siyasal sistemin dışında kalmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelere göre; yasaları imzalayıp yayınlatma, başbakanı tayin etme, antlaşmaları imzalama, yüksek memurları, federal yargıçları atama ve işten el çektirme, Meclis’i feshetme Cumhurbaşkanının yetkileri arasında sayılmıştır. 418

Federal Alman Yasama Organı doğrudan seçilen Federal Meclis ( Bundestag ) ve dolaylı olarak seçilen Eyaletler Meclisi’nden ( Bundesrat ) oluşmaktadır. Hükümeti seçen organ Federal Meclis’ tir. Weimar Cumhuriyeti döneminde yaşanan kötü tecrübeler nedeni ile Eyaletler Meclisi’ne ise Federal Meclisle birlikte Federal Hükümeti denetleme yetkisi verilmiştir. Eyaletler Meclisinin denetimi Federal Meclise göre daha etkindir.

Alman Halkı’nın federal düzeyde doğrudan seçilmiş tek meşru temsilcisi olarak anılan Bundestag’ın anayasal görevleri şöyle sıralanmıştır. Hükümeti seçmek ve denetlemek, Cumhurbaşkanı seçiminde rol oynamak, kanunları yapmak ve uygulanmasını takip etmek ve vatandaşların şikayetlerini değerlendirmek. Eyaletler Meclisinin görevleri ise, federal düzeyde kanunların yapılmasında etkin olmak, ülkenin yönetimine eyaletler olarak katılmak, Avrupa Birliği konularında aktif olmak ve Anayasa Mahkemesi hakimlerinin yarısının seçiminde etkin olmak olarak sıralanır.

Alman Parlamenter sisteminde yürütme meclis tarafından belirlenmektedir. Seçimlerden sonra Federal Mecliste salt çoğunluğun oylarını alabilecek aday meclise başbakan adayı olarak Cumhurbaşkanı tarafından önerilmektedir. Mecliste salt çoğunluğun oylarını alan başbakan adayı güvenoyu almış olmakta ve bakanlar kurulu listesini oluşturarak Cumhurbaşkanı’na sunmaktadır. Cumhurbaşkanının onayından sonra hükümet kurulmuş olmaktadır. Kuvvetler ayrılığı prensibi gereği Almanya’ da hükümet kurulduktan sonra başbakan ve bakanların milletvekillikleri askıya alınmaktadır.

Federal Almanya’da yürütmenin ikinci başı olarak tüm kurumların ve ülkenin tepesinde etkisiz temsilci niteliğinde Cumhurbaşkanı yer alır. Cumhurbaşkanının etkisizliği Weimar Cumhuriyeti’nin kötü tecrübelerinden kaynaklanmaktadır. Zira Weimar Anayasası döneminde Cumhurbaşkanı sanki yedek bir imparatormuşçasına yetkiler ile donatılmıştır.

Anayasanın 54. Maddesine göre, 40 yaşını dolduranlar Cumhurbaşkanı adayı olabilmekte ve ikinci kez seçilebilmektedirler. Cumhurbaşkanı seçimleri beş yılda bir Genişletilmiş Meclis tarafından yapılmaktadır. Genişletilmiş Meclis üyelerinin yarısını Federal Meclis üyeleri yarısını ise nüfuslarına göre eyaletlerin parlamentoları oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanının noterlik vasfında yasaları imzalama, federal üst düzey yargıçların, komutanların ve memurların atanmalarını onaylama yetkileri bulunmaktadır.419

1949 Tarihli Anayasa’da başbakanlığın sistem içerisinde anahtar rol olarak ortaya çıktığı ifade edilmiştir. Ancak Federal Yapı, Anayasa Mahkemesi ve baskı guruplarının sisteme yerleştirilmeleri sayesinde sistemin tek adam yönetimine dönüşmesinin engellendiği vurgulanmıştır. Anayasanın yargı gücünün yetkisini büyük ölçüde artırdığı, kimi yazarlarca “yargı devleti” ifadesinin kullanıldığı yapılan tespitler arasındadır.420

419

Aslan, s. 118 – 148

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

2007 DEĞİŞİKLİĞİ SONRASI CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI ve HÜKÜMET SİSTEMİMİZ

3.1 Sorumsuzluğu ve Tarafsızlığı

Monarşi rejimlerinde monark bütün politik nüfuzundan vazgeçerek bütün yetkilerini parlamentoya ya da yetkili parti temsilcisine devredebilmektedir. Böylece politik bir aktör olarak uzun süre ortada görünmez. Ancak partiler üstü tarafsız bir güç olmak, devletin kriz zamanlarında devamlılığını sağlamak gibi fonksiyonlarını yerine getirmek durumunda olduğu zamanlar için tarafsız konumunu muhafaza etmek zorundadır. Tarafsızlığın devamı bir defa sakatlandı mı, bütün gerekçeler artık iflas edecek, devlet başkanı partiler arası mücadeleye dâhil olacak, yapmak istediği şeyler bir partiye mal edilecektir.421 Bu belirleme anayasal olarak Cumhurbaşkanının tarafsızlığını öngören parlamenter rejimler için de geçerli olacaktır.

1924 Anayasası’nın aksine 1961 ve 1982 Anayasaları Cumhurbaşkanının tarafsızlığı ve partiler üstü niteliğini sağlamak adına özel bir çaba gösterirler. Bu husus özellikle Cumhurbaşkanının seçimi ile ilgili hükümlerden anlaşılır.422