• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: EV KELİMESİ VE EV TÜRLERİNE AD OLAN KELİMELER

2.1. Alaçık

BÖLÜM 2: EV KELİMESİ VE EV TÜRLERİNE AD OLAN

KELİMELER

2.1. Alaçık

Clauson (1972: 129), kelimenin asıl şeklinin ‘ala:çu’ olduğunu sonradan oluşan

şekillerdeki son ses -k’ya sahip olmasından hareketle kelimenin alıntı bir kelime

olabileceği üzerinde durur. Sevortyan, Etimologiçeskiy Slovar Tyurkskih Yazıkov (1974:130–132) eserinde alaçık kelimesinin anlamlarını şöyle verir: “1. Şalaş, çadır –

kar, kir, tat, (Drevnetyurskiy Slovar), Brockelmann, Kâşgarî. D., KW; keçe çadırı – Türkiye Türkçesi ağızlarında; 2. Bahçe kulübesi 3. Ev, evcik, kulübe 4. Kuru ot depolama ahırı (Kumuk Türkçesi); at ahırı (Kumuk Türkçesi ağızlarında) 4. Çardak (Karaim Türkçesinin Galitskiy ağzı) 5. Avlu (Tatar Türkçesi ağızlarında) 6. Üstü otla kapalı nesne (Karaim Türkçesi) 7. Banyo odasından önceki oda (Tatar Türkçesi ağızlarında)”. Radloff’a göre bu kelimenin oluşumu, ala = bunt sıfatıyla bağlantı

içerisindedir. Doerfer, kelimenin yapısı için net bir şey söylememiştir.

Rassadin, “Moğolların Kutsal Destanında Türkçe unsurlar” (2010: 214) makalesinde kelimeyi, Türkçe kabul eder ve şöyle açıklar: ‘çadır, kulübe’ (§ 118:… aduuçin Bidan-o

alaçuk-a gurtu gay! … çobanlar için çadırımız hazırdır) Eski Türkçedeki alaçu ‘çadır’

Diğer Türk lehçelerinde alajık, alaçık, alaçuk, ‘kulübe, çadır, evcik, yazlık kulübe’) gibi

şekiller vardır (Adzhumerova- Atmaca, 2010: 214).

Bugün bu kelime Yakutlarda eski dilde bir kelime sayılmaktayken, Pekarskijslarda halen bütün çiftlikler alasa olarak tanımlanmaktadır. Güney Sibirya’da Tuvalarda, Hakaslarda, Altaydaki Türk boylarında, Başkurtlar ve Anadolu’da kullanılan alačyq ve buna benzer kelimeler koni biçiminde kabuklarla örtülmüş direkli çadır anlamına gelir. Rašid Addin de çadırdan bu isimle bahsetmiştir. Keçe ile örtülmüş çadırları Qaš’lar

alačyx olarak adlandırır. Tozhu bölgesinde çadır direğine alažy denir. Vajnštejn alaten

kelimesinin Ketçede ‘çadırın temel direklerinden biri’ anlamına geldiğini söyler, bu nedenle kelime Türkçeden ödünçlemedir. Bugün yıl boyunca sadece Tozhu Tuvaları ve Altayların yoksul halkları bu konutlarda (meskenlerde) yaşarlar. Bu konutları (meskenleri) diğer halklar yazlık ev olarak kullanır. Bu yapıların Karaimlerde düğün çadırı olarak kullanılması, yapının merkezi bir öneminin ve derin bir kök salmışlığının

27

göstergesidir. Buna karşın Anadolu’da bu çadırlar kalıcı konut biçiminde değil, köylerden uzak bahçelerde gözetleme evleri olarak kullanılmaktadır. Türk Dilinin lehçelerinin büyük bölümünde basit yapılar esaslıca alačyq olarak adlandırılır. Kazaklarda, Kazan ve Kırım Tatarlarında, Çuvaşlarda ve eski Orta Asya odaklı birçok kaynakta bu kelime dalların ya da tahtaların bir araya getirilmesiyle elde edilmiş çatı anlamında kullanılmaktadır. Bu bağlamda söz konusu kelime eski Rusça’da da kullanılmıştır. Örnek olarak Kazan Tatarlarında bu kelime timirči alağyqy, Çuvaşlarda

timer’s še lašši = “demircinin çalıştığı kulübe”, veya (Kazan Tatar Türklerinde) tauq alağyqy = “tavukların kaldığı ahşap bölme” olarak kullanılmaktadır. Anadolu’nun bazı

bölgelerinde de bu kelime çobanların köyden uzak bölgelerde geçici olarak ikamet ettikleri ya da uzakta bulunan tarlalarda çalışanların eve dönüş yolunda zaman kaybetmemesi için kurdukları hasırdan, tahtadan veya çalılıklardan hızlıca inşa edilmiş kulübe ve barınaklar için kullanılmaktadır. Bağlarda ve meyve bahçelerinde hem bahçeleri gözetlemek için hem de nispeten daha rahat bir yaz geçirmek için yapılmış bağ evlerine de Anadolu’nun büyük kısmında alačyq denir, bu kullanımda yapının görünüşünün, yapısında kullanılan malzemenin ya da yapının şeklinin önemi yoktur. Aynı durum kelimenin Karaim Türkçesinde, Karakalpak Türkçesinde, Özbek Türkçesinde ve Kırgız Türkçesinde kullanımında da kendini gösterir. Kazan- Tatar ve Kırım Tartar Türkçelerinde ve Kazak Türkçesinde de dalların (çalıların) bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş yaz mutfaklarına alačyq denir. Genelde dört direk üzerine oturtulmuş ve hem gölgesinden faydalanmak hem de çiğden korunmak için kurulmuş üstü dallarla örtülmüş nispeten daha basit yapılı yapılar (standart dil-üstdilde) İstanbul Türkçesinde čardaq olarak adlandırılsa da, daha kırsal bölgelerde genelde bu yapı için

alačyq kelimesi kullanılmaktadır. Bunlar evlerin hemen yanında sıcak havalarda serin

uyuma alanları olarak günledik hayatın daha rahat geçmesi amacıyla kurulmaktadır. Başkurtlar buna karşın bu yapıları basit gölgelikler olarak değil, köylerinin meralarında sık ormanlık bölgelerin içinde, tomruklardan faydalanarak çok daha sağlam bir yapıyla kurdukları ve düzenli olarak kullandıkları blok halindeki kulübeleri alasyq olarak adlandırır. Kuzey komşularından alındığı açıkça anlaşılan bu tahtadan, kalaslardan yapılmış tomruk evlerin yerine Başkurdistan’ın diğer bölgelerinde, ağaç kabuklarından yapılmış yapılardan faydalanılır. Bunların yapısı keçe çadırları andırır. Bu yapıların

28

tamamı yaylalarda ya da evlerin avlularında yılın sıcak zamanlarında konut olarak kullanılmakta ve alasyq olarak adlandırılmaktadır (Ulla Johansen, 1966: 287- 288).

Alaçık kelimesinin tarihî ve çağdaş lehçelerdeki kullanımı şöyledir:

Tarihî Lehçelerde:

EUT’de alaçu ‘alaçık’ (1968: 91); Drevnetyurkskiy Slovar’da alaçu ‘çadır’ (1969:

33); DLT’de alaçu ‘alaçuk, çadır’ (1999: IV -18); Kuman Türkçesinde alaçuk ‘kulübe, baraka, evcik, çalı çırpıdan yapılan barınak’ (1992: 4)

Çağdaş Lehçelerde:

Oğuz grubu lehçelerinde: Türkiye Türkçesinde alaçık ‘üzeri dal ve hasırla örtülmüş

kulübe, çardak; keçeden yapılan çadır’ (2005: 64)

Kıpçak grubu lehçelerinde: Kazak Türkçesinde laşık ‘baraka, çadır’ (2003: 357); Kırgız Türkçesinde capma alaçık ‘keregesiz oba’ (1998: I –178)

Karluk grubu lehçelerinde: Uygur Türkçesinde aliçuk ‘üçgen şeklindeki keçeden ya

da otlardan yapılmış kepe’ (1990: I – 177)

DEĞERLENDİRME

Kelime, taradığımız tarihî kaynaklardan EUT’de, Drevnetyurkskiy Slovar’da ve DLT’de, alaçu biçiminde kayıtlıdır. Kuman Türkçesinde ise kelime aynı anlamda

alaçuk biçiminde kayıtlıdır. Çağdaş lehçelerden Oğuz grubunda ‘çadır’ anlamını

karşılayan alaçu (~ alaçuk) biçiminde kelime tespit edemedik. Kıpçak grubu lehçelerinde kelime, Kazak Türkçesinde laşık, (muhtemelen al ‘ön’ ve aşık ‘açık’ kelimlerin birleşmesiyle meydana gelmiştir), Kırgız Türkçesinde capma alaçık biçiminde kayıtlıdır. Karluk grubu lehçelerinden Uygur Türkçesinde kelime, aliçuk biçiminde ve ‘kulübe’ anlamında kayıtlıdır. Taradığımız Karluk grubu lehçelerinden Özbek Türkçesinde, Sibirya grubu lehçelerinde ve uzak lehçelerde alaçık kelimesini ve ona benzer biçimde kullanılan herhangi bir kelime tespit edemedik.