• Sonuç bulunamadı

Çanta, Çuval, Dağar, Hurç, Heybe, Kese, Torbalar

BÖLÜM 5: EV İLE İLGİLİ ARAÇ VE GEREÇLERİ KARŞILAYAN

5.3. Mutfak Araç ve Gereçleri

5.3.5. Çanta, Çuval, Dağar, Hurç, Heybe, Kese, Torbalar

Drevnetyurkskiy Slovar’da kesürgü ‘çanta, torba’ (yıparlık kesürgü ‘misli torba’)

(1969: 303); yançık (yançuk) ‘çanta, kese’ (1969: 232); yetgak ‘çanta, çuval’ (1969: 259); tagar ‘dağar, torba’ (1969: 526); tagar ‘torba, dağarcık, dağar’ (1968: 219);

EUT’de kesürgü ‘dağarcık, kap’; ‘kırmızı dağarçığa “sanaç kesürgi denir” (1999: IV -

307 ); kapçuk ‘keten torba’ (1968: 166); DLT’de sanaç ‘dağarçık’ (1999: IV – 487);

yançık, yançuk ‘torba, kese, (“ol yançık içre yarmak karvandı” – ‘o, torba içerisinde

para aradı’) (1999: IV – 740); Nehcü’l Feradis’te aratma ‘heybe, artmak’ (2007: 10);

tobra ‘torba’ (Ata, 1998: 428); Kıpçak Türkçesinde camedan (F.) ‘eşya konulan çanta,

meşin kap, heybe’ (2007: 41); cerab (Ar.) ‘dağarcık, torba’ (2007: 92); kapuç ‘kese’ (2007: 126); kabçuk (kapçuk) ‘para kesesi’ (2007: 126); tobra ‘torba’ (2007: 278); tobra ‘torba’ (2007: 278); topra ‘torba’ (2007: 280); torva ‘torba’ (2007: 281); torba ‘torba’ (2007:281); yançık/yançuk ‘kese, para kesesi, torba’ (2007: 310); Kuman Lehçesinde

artmak ‘heybe’ (1992: 12); kamar ‘para kesesi, kemer’ (1992: 88); kapuç ‘kese’ (1992:

89); topra ‘torba’ (1992: 193); yançık, yancık ‘kese, torba’ (1992: 217); Kamûs-ı

Türkî’de cağ ‘bez veya deriden yapılmış büyük torba’ (1901: I – 158); hemyân ‘kese,

torba, çanta’ (1901: I – 497); heybe ‘eşya koymağa yarayan ve hayvanın eyer kaşına geçirilecek şekilde iki tarafı meşin veya kıl vb.den yapılan küçük hurç, çifte torba’

130

(1901: I – 500); kese (F.) ‘küçük torba: şeker, un kesesi; cepte taşınan, akçe koymağa yarayan küçük torba; birtakım şeylerin kumaş vb. şeyden yapılmış kılıfı’ (1901: I – 692); Çağatayca Osmanlıca Sözlüğü’nde halta ‘kise, torba’ (1902: 79); kapçuk ‘kese, cep, desti, çanta, para kesesi’ (1902: 118); kapturkay ‘çanta, büyük kese, dakarcık’ (1902: 118); karçin ‘sele, destar; Türkmenlerin kullandıkları tek hurç’ (1902: 121);

sanaz ‘çuval, dağarcık, tulum’ (1902: 166)

Çağdaş Lehçelerde:

Oğuz grubu lehçelerinde: Azerbaycan Türkçesinde dağar ‘hayvan derisinden

dikilmiş torba’; dağarçıg ‘küçük dağar, küçük deri torba’ (2006: I- 511); torba, torbacık ‘heybe, kese’ (2006: IV –358); Türkiye Türkçesinde torba ‘genellikle pamuk ve kıldan dokunmuş, türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç; genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine öteberi koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma gereci, poşet’ (2005: 1996); Türkmen Türkçesinde gap ‘çuval’ ‘yemek hazırlanan kap’ (1962: 142); garçın ‘giyim eşyaları konulan bir çuval çeşidi’ (1962: 152); tulum ‘sıvı nesneleri saklamak için deri çuval’ (1962: 659); halta ‘bez çuval’ (1962: 699); Urum Türkçesinde çuval ‘çuval’ (2000: 590); dorba ‘torba’ (2000: 151);

torva (dobra, dorba, torba) ‘torba’ (2000: 441)

Kıpçak grubu lehçelerinde: Başkurt Türkçesinde artmak ‘kol çantası, dağar’ (1993:

I – 77); asamay (bepke) ‘arkaya asılan yol çantası, dağar’ (1993: I – 77); kurjın ‘heybe, artmak’ (1993: I – 705); kapkış ‘torba, çuval’ (1993: I – 634); kalta ‘bele bağlanan yançık, torba, kese’ (1993: I – 621); Karaçay-Malkar Türkçesinde artmak ‘küçük çuval, heybe’ (2000: 90); hızen ‘torba’ (2000: 219); kabçık ‘çanta, torba’ (2000: 233);

kanar ‘çuval, torba’ (2000: 240); torsuk ‘heybe’ (2000: 404); totuk ‘deriden yapılmış

heybe’ (2000: 404); Karaim Türkçesinde artmak, artmag ‘çanta, çuval, heybe’ (1974: 75); kapçuh (kaptsuk) ‘kese’ (1974: 290); Karakalpak Türkçesinde dorba ‘torba, kapçık, heybe’ (1984: II – 82); dorbaşa ‘küçük torba’ (1984: II –82); kapşık ‘kanardan biraz daha küçük çuval türü’ (1988: III – 122); kepşik ‘çuval’ (1988: III – 328);

kalta(-şa) ‘küçük çuval, heybe’ (1988: III – 110); kanar ‘çok büyük çuval (yün, pamuk

koymak için)’ (1988: III – 117); korjın ‘yünden dokulmuş iki bölümlü çuval, heybe’ (1988: III – 175); Kazak Türkçesinde dorba ‘torba, çanta, heybe’ (2003: 129);

131

(2003: 288); kalta ‘torba, kese’ (2003: 281); kazankap ‘göç sırasında kazanın karasının diğer kaplara bulaşmaması için kazanın konulduğu kılıf, kazan torbası’ (2003: 272);

korjın ‘iki bölümlü, yünlü heybe, torba’ (2003: 321); Kırgız Türkçesinde baştık ‘torba,

küçük çuval; at baştık: at başı derisinden yapılan torba’ (1998: I - 97); çabadan (F.) ‘kıymetli ev eşyasını saklamak için kullanılan uzun dar çuval’ (1998: I - 240); kalta ‘kese, torba’ (1998: II – 392); kap ‘geniş çuval; kutu, zar, kın’ (kaşık kap ‘kaşık kesesi’;

piyala kap ‘fincan kesesi’) (1998: II - 400); müşök (Rus. ‘мешок’) ‘çuval’ (1998: II -

580); taar ‘dağarcık, torba, sert yünlü kumaş’ (1998: II - 695); zumbal ‘ev tezgâhında dokunmuş yünlü kumaştan yapma uzun çuval’ (1998: II - 809); Kırım Tatar

Türkçesinde kise ‘kese’ (kisenizge bereket, ölülerinizge rahmet ‘eve gelen misafirin

duası’) (2007: 102); Kumuk Türkçesinde çontay ‘kese’ (105); hurcun ‘heybe, hurç’ (412); Tatar Türkçesinde balavız kapçığı ‘içine ballı petek koyulup bal saklamak için kullanılan çuval’ (1977: I – 116); kalta ‘kuşak veya kemere asılan kese’ (1979: II – 32);

kap ‘kalın keçe ya da hasırdan yapılan büyük çuval’ (1979: II – 44); kapçık ‘tahıl

saklamak için kaba kumaş ya da keçeden dikilen çuval’ (1979: II – 47); kurjın ‘heybe, hura’ (1979: II – 195); torba ‘torba’ (1981: III – 118)

Karluk grubu lehçelerinde: Özbek Türkçesinde halta (F.) ‘küçük çuval, çanta’ (surp

halta ‘kumaş çuval’; çarm halta ‘deri çuval’; kogoz halta ‘kağıt çuval’; un halta ‘un

çuvalı’(1981: II – 313); haltaça ‘çok küçük çuval’ (1981: II – 314); işpeç ‘kadınların el işleri için çantası’ (1981: I – 345); sanoç ‘deri kap, deri torba, sıvıları saklamak için özel

şekil deriden yapılan kap’ (1981: II - 19); turva/turba ‘küçük çuval, çanta’ (1981: II –

253); yonçik ‘yancuk, küçük çanta; para kesesi’ (1981: I – 259); Uygur Türkçesinde

halta ‘un çuvalı’ (1991: II – 812); hurcun ‘çanta’ (1991: II – 871); kap ‘eşyaları içine

koymak için kullanılan yünlü, pamuklu kumaştan dikilmiş torba, dağar, yastık kılıfı; kibrit kutusu’ (1994: IV – 2); kapçuk ‘deri ve kumaştan torba’ (1994: IV – 8)

Sibirya grubu lehçelerinde: Altay Türkçesinde kalta ‘tütün kesesi, torba’ (1999: 95);

kap ‘yanları geniş, deri çuval’ (1999: 97); Hakas Türkçesinde adına ‘dağarcık, torba’

(2005: 28); arçımah ‘heybe, torba’ (2005: 48); emdeş ‘keten torba’ (2005: 123);

haboldırıh ‘küçük deri torba’ (2005: 136); hapçıh ‘kap, kese’; tamkılığ hapçıh ‘tütün

kesesi’ (2005: 140); imdis ‘keten torba’ (2005: 218); payba hap ‘çuval’ (tamah

132

torba’ (2005: 462); taarçıh ‘dağarçık’ (tus urcan taarçıh ‘tuz dağarcığı’; tamkı suhçan

taarçıh ‘tütün kesesi’) (2005: 467); tönercik ‘torba, dağarcık’ (2005: 522); tünürcek

‘keçeden yapılmış yuvarlak dağarcık, kap’ (2005: 535); Şor Türkçesinde hançıgaş ‘çanta’ (1995: 66); hançıgaş ‘çanta’ (1995: 66); kap ‘torba, çuval’ (1995: 41); payba ‘çuval, torba’ (1995: 77); Teleüt Türkçesinde kap ‘çuval, torba’ (2000: 47); katla ‘kese, tütün kesesi’ (2000: 45); paştık ‘çanta, çuval’ (2000: 83); Tuva Türkçesinde

inçeyek ‘dağarçık, heybe’ (2003: 59); şooday ‘çuval, torba’ (2003: 102); taalın ‘heybe’

(2003: 105); taar ‘torba’ (2003: 105)

Uzak lehçelerde: Çuvaş Lehçesinde çĭpta ‘çuval, hasır, hasır örgüsü’ (1996: II- 404);

hutaś/hotaś ‘küçük çuval, torba, heybe’ (1996: II- 373); takmak ‘deri çanta (dörekler

için)’ (1996: II- 167); yençek ‘kese, para torbası, tütün kesesi’ (1996: I- 143); Yakut

Lehçesinde kuul ‘çuval’ (1995: 56) Değerlendirme

Taradığımız tarihî kaynaklardan Drevnetyurkskiy Slovar’da kesürgü, yançık (yançuk),

yetgak, tagar EUT’de kesürgü, kapçuk, DLT’de yançık, yançuk, Nehcü’l Feradis’te tobra, Kıpçak Türkçesi sözlüğünde torba, topra, torva, torba, yançık/yançuk, Kuman

Türkçesinde yançık, yancık, topra, Kamûs-ı Türkî’de çağ, heybe, hemyân ve Farsçadan alıntı kese, Çağatayca Osmanlıca Sözlüğü’nde halta, kapçuk, kapturgay kelimeleri ‘çanta’ anlamında kullanılmaktadır. Ayrıca Kıpçak Türkçesi sözlüğünde Farsçadan alıntı camedan, Arapçadan alıntı cerab kelimeleri de ‘çanta’ anlamındadır. Oğuz grubu lehçelerinden Azerbaycan Türkçesinde dağar, dağarcık, torba, torbacık, Türkiye Türkçesinde torba, Urum Türkçesinde dorba, torva (dobra, dobra, torba) kelimeleri ‘torba’ anlamında geçer. Kıpçak grubu lehçelerinden Başkurt Türkçesinde asamay,

kapkış, kalta, Karaçay-Malkar Türkçesinde hızen, Karaim Türkçesinde kapçuh (kaptsuk), Karakalpak Türkçesinde dorba, dorbaşa, Kazak Türkçesinde dobra, dorbaşa, katla, karjın, Kırgız Türkçesinde baştık, Farsçadan alıntı çabadan, katla, taar, Kırım

Tatar Türkçesinde Farsçadan alıntı kise, Kumuk Türkçesinde çontay, Tatar Türkçesinde

kalta, kapçık, torba, Karluk grubu lehçelerinden Özbek Türkçesinde Farsçadan alıntı sanoç, turva/turba, yonçik, Uygur Türkçesinde hurcun, kapçuk, Sibirya grubu

lehçelerinden Altay Türkçesinde kalta, Hakas Türkçesinde arçımah, emdeş, haboldırıh,

133

Türkçesinde kap, paştık, Tuva Türkçesinde inçeyek, şooday, taar, uzak lehçelerden Çuvaş Türkçesinde hutaś/hotaś kelimeleri de ‘çanta’ anlamında kullanılmıştır.