• Sonuç bulunamadı

2. KATALOG

2.3. Akcurun Camii

Bulunduğu Yer: Hacı Ġlyas (Kızılca) Mahallesi, Akcurun Caddesi‟nde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi: 16. yüzyıl Banisi: ġeyh Hacı Davud Mimarı: Bilinmemektedir. Çizim No: 10

Fotoğraf No: 60-81

Mimari ve Yapım Özellikleri: Kilis ağzında curun sözcüğü yalak, havuz anlamına gelmektedir. Caminin içindeki beyaz taĢtan yapılmıĢ kuyunun havuzundan dolayı Akcurun Camii adını almıĢtır. Harimi enine dikdörtgen planlı, mihraba paralel tek sahınlı olarak yapılmıĢtır. Ġki sahınlı son cemaat yeri üç gözlüdür. Akcurun Camii avlusunun kuzeyinde revak, batısında dükkanlar ve doğusunda hücreler mevcuttur (Çizim 10).

Akcurun Camii avlusunun batı ve kuzeyinde birer giriĢ kapısı vardır. Batı kanadındaki dehlizli giriĢ kapısı atnalı-sivri kemerlidir. Kemerin etrafı silme çevrilidir. Atnalı-sivri kemeri taĢıyan sütuncelerden sağdaki günümüzde mevcut iken soldaki mevcut değildir. Solda sadece sütunce baĢlığı kalmıĢtır. Sütunce baĢlığında üç dilimli yaprak motifi yer almaktadır. Kapının giriĢ açıklığı basık kemerlidir. Basık kemer ve kapının sövelerinde sarımsı ve siyah renkli taĢlar münavebeli olarak kullanılmıĢtır (Fotoğraf 60). GiriĢ dehlizi çapraz tonoz ile örtülüdür. Yuvarlak kemer ile avluya açılmaktadır. Güney duvarında dükkana açılan dikdörtgen Ģekilli bir pencere vardır. Avlunu batı kanadı düzgün kesme taĢtan yapılmıĢtır. (Fotoğraf 61).

Batıdaki kapının güneyinde iki kuzeyinde üç dükkan yer almaktadır. Dükkanların batı tarafı tamamen kapıdan oluĢmaktadır. Kapılar yuvarlak kemerlidir. Kuzeyde iki güneyde bir dükkanın doğu duvarında birer mazgal penceresi vardır. Dükkanların üst örtüsü çapraz tonoz olup düz damlıdır. Dükkanlar günümüzde iĢletilmektedir (Fotoğraf 62).

Harimin batı cephesinde düzgün kesme taĢ kullanılmıĢtır. Son cemaat yerine ait oldukça büyük olan sivri kemerli iki pencere ile harime ait dikdörtgen Ģekilli, sivri kemerli iki pencere batı cephesini hareketlendirmiĢtir (Fotoğraf 63). Burada üç çörten mevcuttur.

Avlunun doğu kanadında üç hücre yer almaktadır. Hücrelerin basık kemerli birer kapısı vardır. Betondan yapılmıĢ dört basamaklı merdiven ile avluya inilmektedir. Kapıların yanında basık kemerli ikiĢer pencere bulunmaktadır. Ayrıca hücrelerin doğu duvarında da birer pencere mevcuttur. Üstü düz ahĢap tavan ile örtülüdür. Doğu kanadın avluya bakan tarafı düzgün kesme taĢtan yapılmıĢtır (Fotoğraf 64). Avlunun doğu kanadının kuzeyinde bir mekan yer almaktadır. Sivri kemerli kapısı olan makanın üstü açıktır. Günümüzde burası lavabo, hücreler ise imam odası ve su deposu olarak kullanılmaktadır (Fotoğraf 65).

Avlunun doğu cephesi kesme taĢtan yapılmıĢtır. Cephede iki çörten ile basık kemerli üç pencere vardır (Fotoğraf 66).

Avlunun kuzey kanadında dehliz Ģeklinde bir giriĢ kapısı vardır. Kapı basık kemerlidir. Dehliz beĢik tonoz ile örtülü olup sivri kemer ile avluya açılmaktadır. Yedi basamaklı bir merdiven ile avluya inilmektedir (Fotoğraf 67).

Kuzeydeki giriĢin batısında ve doğusunda sivri kemerli revaklar vardır (Fotoğraf 68). Batıdaki revakta üç niĢ ve bir pencere vardır. Bir serbest ayak ve gömme ayaklar tarafında taĢınan üst örtü çapraz tonozdur. Bu revak eskiden perde duvarı ile kapalı iken 2011 yılında yapılan restorasyonda kemer gözü açık hale getirilmiĢtir. Doğudaki revak da çapraz tonoz ile örtülüdür. TaĢıyıcılar bir sütun ve gömme ayaklardır. Revakta abdest almak için musluklar vardır. Revakların hemen arkasında iki tane çeĢme bulunmaktadır. Kuzeydoğuda çapraz tonoz ile örtülü mekan ise günümüzde lavabo olarak kullanılmaktadır.

Avlunun kuzeybatı köĢesinde minare yer almaktadır. Minarenin kaidesi dikdörtgen Ģekilli olup köĢeleri pahlıdır. Kaidenin güneyinde bir kapı vardır. Kapının üstünde kitabe mevcuttur. Pabuç sekizgen Ģekilli planlıdır. Üstünde iki tane silme mevcuttur. Gövde çokgen olup üzerinde mazgal pencereler vardır. ġerefe altı bir sıra mukarnas ile bezelidir. Silindirik peteğin üzerinde konik külah yükselmektedir.

Külahın üstünde alem vardır. Minare tamamen düzgün kesme taĢtan inĢa edilmiĢtir (Fotoğraf 69). Minarenin kuzeyinde çok küçük bir dükkan yer almaktadır. Dükkanın kuzeyi tamamen yuvarlak kemerli bir kapıdan oluĢmaktadır.

Akcurun Camii avlusunun kuzey cephesi kesme taĢtan yapılmıĢtır. Cephede dört çörten, iki niĢ, iki çeĢme, bir kapı yer almaktadır. Ayrıca minarenin kuzeyindeki dükkanın yuvarlak kemerli kapısı ile batıdaki dükkanın kuzey duvarındaki yuvarlak kemer içerisindeki pencere cepheyi hareketlendirmiĢtir. NiĢler basık kemerlidir. ÇeĢmeler ise sivri kemerlidir (Fotoğraf 70). Bu çeĢmelerin avluya bakan kısmında ise abdest muslukları bulunmaktadır.

Akcurun Camii‟nin güney cephesi kesme taĢtan yapılmıĢtır. Dikdörtgen Ģekilli üç tane pencere mevcuttur. Ayrıca süslemesiz üç çörten de vardır (Fotoğraf 71). Caminin güney cephesinin bir kısmı ile doğu cephesi bir yapı ile bitiĢiktir.

Doğu hücrelerin önünde bir kuyu vardır. Avlu siyah, kahverengi ve beyaz taĢ ile kaplanmıĢtır.

Akcurun Camii‟nin dikdörtgen planlı, kıbleye paralel uzanan iki sahınlı son cemaat yeri vardır. Son cemaat yeri iki serbest yığma ve gömme ayaklara binen üç sivri kemer ile avluya açılmaktadır (Fotoğraf 72). Sivri kemerin üstünde bir kitabe ve iki çörten mevcuttur. Ġçten içe 19.00x7.60 m. ölçülerinde olan son cemaat yeri harimden daha büyüktür. Son cemaat yeri üç serbest yığma ayak tarafından ikiye ayrılmıĢtır. Ġki tanesi 1.50x1.10 m. ölçülerindedir. Diğerinin ölçüsü ise 1.50x1.80 m. dir (Dündar, 1999: 101). Son cemaat yeri çapraz tonoz ile örtülü olup tonozlar beĢ serbest yığma ayak ve gömme ayaklar ile harimin kuzey duvarındaki konsollara binmektedir (Fotoğraf 73). Doğudaki gömme ayaklar arasında kalan boĢluklar iki tane derin niĢ oluĢturmuĢtur (Fotoğraf 74). Batıdaki kemer gözleri camekanlarla kapatılarak pencere Ģeklini almıĢtır. Bu iki pencere sivri kemerlidir. Son cemaat yerinde yuvarlak kemerli, sade iki tane mihrap niĢi bulunmaktadır (Fotoğraf 75).

Son cemaat yerinden harime açılan basık kemerli bir kapı vardır. Kapının üstünde, sağ ve sol tarafında dikdörtgen Ģekilli, düz atkılı birer pencere vardır (Fotoğraf 76). Bir diğer kapı ise son cemaat yerinin güneydoğusunda yer almaktadır. Bu kapı da harime açılmaktadır.

Harim mihraba paralel olarak uzanan tek sahında meydana gelmektedir. Ġçten içe 18.90x4.80 m. ölçülerindedir. Mihrap önü 5.00 m. çapındaki bir kubbe ile örtülüdür. Gömme ayaklar tarafından taĢınan kubbe sivri kemerler üzerine oturmaktadır. Kubbe dıĢardan kurĢun ile kaplıdır. Ġbrahim Hakkı Konyalı, kubbe eteğinde “Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali” isimlerinin yazılı olduğunu söylemiĢtir. Günümüzde bu isimler kubbede yazılı değildir (Dündar, 1999: 101) (Fotoğraf 77).

Yan taraflar sivri beĢik tonoz ile örtülüdür. 1917 yılında cami batıya doğru geniĢletilmiĢtir. Bundan dolayı harimin batı tarafı doğu tarafından daha büyüktür. Harimin batı duvarında sivri kemerli iki pencere yer almaktadır (Fotoğraf 78). Pencereler son yıllarda yapılmıĢtır. Daha önceleri burada büyük bir pencere ve üstünde küçük bir pencere varmıĢ. Doğu tarafta ise niĢler mevcuttur.

Harime açılan kapının üstünde mahfil yer almaktadır. Müezzin mahfili de kapının hemen yanında bulunmaktadır.

Akcurun Camii‟nin mihrabı sivri kemerli bir kuĢatma içerisine alınmıĢtır. 2.90 m. yüksekliğinde 1.75 m. geniĢliğindedir (Butasım, 2016: 143). Yarım daire planlı mihrap sivri kemerlidir. Kavsarası çeyrek küre formundadır. Mihrabın herhangi bir süslemesi yoktur. Mihrabın iki yanında dikdörtgen Ģekilli, düz atkılı birer pencere vardır. Pencerelere merdiven çıkılmaktadır. Mihrabın üstünde de dikdörtgen Ģekilli, düz atkılı bir pencere yer almaktadır. Vaaz kürsü ve minber Cumhuriyet dönemine aittir. Minber oldukça sadedir. Vaaz kürsüsünde on iki kollu yıldız ve bunu çevreleyen oniki adet altıgen motifi vardır. Bu motifin hemen üstünde Allah ve besmele yazılıdır. Yazının üstünde iki sıra halinde zencirek ile bezelidir (Fotoğraf 79).

Tarihlendirme: 1144 H. 1733 M. yılına ait Hurûfât Defteri‟nde “Havass-ı Kilis‟te Kızılca Mahallesi‟nde Akcurun Camii demekle arif Şeyh Davut bina eylediği Camide…” yazısı yazılıdır. 1189 H. 1775 M. yılına ait baĢka bir kayıtta da banisini ismi “Hacı Davud” olarak geçmektedir. Bu kayıtlar bize yapının banisinin Hacı Davut olduğunu göstermektedir (Dündar, 1999: 103).

Son cemaat yerinde tamir kitabesi vardır. Kitabede 1336 H. 1917 M. yılında Akcurun Camii‟nin yenilendiği yazılıdır. Son cemaat yerinin batısındaki serbest yığma ayak diğer ayaklardan daha kalındır. Harimin batı tarafındaki beĢik tonozlu yer diğer yerlerden çok daha büyüktür. Bunlar gösteriyor ki cami kuvvetle muhtemel batıya doğru geniĢletilmiĢtir. Ġbrahim Hakkı Konyalı 1964-1966 yıllarında son cemaat yeri tamir edildiği belirtmiĢtir (Dündar, 1999: 102). 2011 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafında restore edilmiĢtir.

Akcurun Camii‟nin iki kitabesi vardır.

1. Kitabe: Minare kapısı üzerinde yer almaktadır (Fotoğraf 80). 0.30x0.66 m. ölçülerindeki sülüs hatlı, üç satırlık kitabe oldukça yıpranmıĢtır. Arapça kitabede Ģunlar yazılıdır:

Bismillahirrahmanirrahman. İnşete

Hezal mübaraketi el menar küre es Salihe Fatime

Bint-i Hasan esseyide fi şehr-i Ramazan sene 991 (Bebekoğlu ve Tektuna, 2008: 62).

Türkçesi: Esirgeyen ve bağıĢlayan Allah‟ın adıyla. Bu mübarek minareyi Hasan Kızı Seyyide Fatime Allah rızası için 991 H. 1538 M. yılında Ramazan ayında yaptırdı (Bebekoğlu ve Tektuna, 2008: 62).

Minare 991 H. 1583 M. yılında inĢa edilmiĢtir. Minarenin camiye mi medreseye mi ait olduğuna dair herhangi bir bilgi yoktur. Bu nedenle Akcurun Camii‟nin ne zaman inĢa edildiği bilinmemektedir.

Abdulkadir Dündar kitabeyi 921 H. 1515 M. tarihli diye okumuĢtur.

Hurûfât Defterinde 1036 H. 1626 M. yılında “Yirmi seneye aşkın bir zamandan beri bu camide hatiplik yapan Hacı Mehmet‟in bir kusuru yok iken görevine son verilerek yerine Abdülvehhab adlı bir kişinin geçtiği” yazısı yazılıdır. Bu demek oluyor ki 16. yüzyılın sonu 17. yüzyılın baĢında cami ibadette açıkmıĢ (Dündar, 1999: 103).

2. Kitabe: Son cemaat yerinin kemeri üzerinde bulunmaktadır (Fotoğraf 81). 0.40x0.75 m. ölçülerinde olup talik hatlıdır. Oldukça harap olan kitabe 2011 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiĢtir. Kitabede Ģunlar yazılıdır:

………. Adme mâil idi pek engin idi sakfî sukûtundan cemâat her zaman eyler idi hayfî Kilis evkafının me‟mûrı Muhyiddin Efendinin Cedid üslupta tecdîd kıldı himmeti Lutfî Du‟â et ey musallî oku bu târîh-i menkûtun Metin-i dilkûşa tecdîd oldu mescidin sayfî

1336 H. (Bebekoğlu ve Tektuna, 2008: 63).

Günümüz Türkçesi: Yok olmaya eğimli, tavan pek engin idi. AĢağı inmesinden cemaat her zaman korkar idi.

Kilis Vakıflarının memuru Muhyiddin Efendinin Lütfunun himmeti ile yeni üslupta yeni kıldı. Dua et ey namaz kılan oku noktalı tarihin Mescidin yazlığı yeni, sağlam, iç açıcı oldu. 1917 M. (Bebekoğlu ve Tektuna, 2008: 63).