• Sonuç bulunamadı

“Gökyüzünden Şarkılar” (Himmalsange) Danimarka, Teater Refleksion

2+ Yaşındaki Seyirciler için Sahnelenen Oyun

(Oyun fotoğrafları çalışmanın sonundaki ekler bölümünde görülebilir.)

Oyun, Almanya’nın Frankfurt am Main şehrinde TheaterHouse adlı tiyatroda 17. Starke Stücke Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali kapsamında

30 sahnelenir. Tiyatronun bahçesinde bebek arabasında gelen minik seyirciler vardır.

Çocukların bazıları gittikleri okuldaki öğretmenleri, bazıları da aileleri tarafından tiyatroya getirilir. Oyunun seyirci kapasitesi en fazla 40 seyirci ile sınırlıdır. Tiyatro, kalite politikası gereği seyirci sayısına böyle bir sınırlama getirir.

Festivale katılan tiyatro grubu, sahnesini de beraberinde getirir. Sahne, etrafı yıldızlarla kaplı,silindir şeklinde oyun için özel olarak tasarlanan, kumaştan bir sahnedir. Seyircilerin sahneye girmeden önce ayakkabılarını çıkarmaları gerekir.

Ayakkabılarını çıkaran çocukların kimisi merdiven demirlerine tutunarak, kimisi de emekleyerek yerdeki yıldızları takip ederek sahnenin kapısına varır. İçeri girdiklerinde onları bembeyaz bir dünya karşılar. Daire ve silindir şeklinde düzenlenmiş üç farklı boyuttaki oturma yerleri de, silindir sahnenin içinde seyirci için düşünülmüş bir ayrıntıdır. Yavaş yavaş minik seyirciler seyirci koltuğunda yerini alır. Seyricinin hazır olmasıyla birlikte oyun başlar. Oyuncu, yakasına iliştirdiği yıldızı çıkararak gemiye dönüştürür. Gemiyle, çıkılan yolculuğun hikayesini anlatır.

Yerde ve sahne duvarında yer alan üç boyutlu yıldızların içinde gizli olan yerlere yolculuk başlar. Her yıldız, ev, denizaltı, park gibi farklı bir mekânları simgeler.

Aslında, her yıldız farklı bir dünyadır. Kapağı açılan her yıldız seyirciyi şaşırtır ve bir sonraki yıldızın içindekini merak etmesini sağlar. Yıldızların içindeki her şey, aslında bu yaş grubundaki çocuğun yakın çevresinde deneyimlediği yaşantılardan oluşur. Çocuğun kendi yaşamındaki benzer durumları sahnede deneyimlemesi çocuğun ilgisini canlı tutar. Yıldızların gizemli dünyasını seyirci ile paylaşan oyuncuya, kimi zaman müzik, kimi zaman da ışık eşlik eder. Sözlerin çok az kullanıldığı, tasarımın sade bir şekilde yapıldığı, merak duygusunun her daim zirvede

31 olduğu oyunda oyuna karşı ilgisiz çocuk yoktur. Çünkü, oyundaki her şey çocuğun tiyatroyu alımlama biçimine göre ele alınmıştır.

Yaşça küçük çocukların oyunu bu kadar dikkatli seyredebilmelerinin nedeni, çocukların dikkatini çekebilen durumların çok dikkatli bir şekilde tasarlanmış olmasıdır. Seyirci koltuğuna hakkını veren, gözü oyuncuda olan, zaman zaman beğendiğini ifade eden sesler çıkararak gülen minik seyircilerle oyun devam eder.

Aynı oyunu görüp de gözlemlerini yazan Megan Alrutz (2009, 4) da seyirciler için şöyle der: “Hemen yanımda oturan iki yaşındaki çocuk, gözlerini oyuncudan neredeyse hiç ayırmadı.” Schneider’in da dediği gibi erken çocukluk dönemindeki çocukların nasıl seyirci oldukları mutlaka, uygulamalarda görülmelidir.

Bu oyundan da anlaşılacağı gibi erken çocukluk dönemindeki çocukları tiyatro seyircisi olarak görmek, onların yaşamına uygun ve ilgisini çeken oyunlar yapan tiyatro çalışanlarına ve onları tiyatroya getiren yetişkinlere bağlıdır. Erken çocukluk dönemindeki çocuklara nasıl seslenebileceğini bilen tiyatro gruplarıyla, erken çocukluk dönemindeki çocukların seyirci olabilme potansiyelini görmek hiç de zor değildir. Küçük yaş gruplarının seyirci olarak tepkilerini gözlemlemek de onlar, seyirci koltuğunda otururken mümkündür. Dolayısıyla, erken çocukluk dönemindeki en küçük çocuğu bile tiyatroda görmek şaşırtıcı olmamalıdır.

32 IV. ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ İÇİN YAPILAN TİYATRONUN NİTELİĞİ

“Çocuk tiyatrosundaki ‘yüksek standartlar’ aslında yetişkinlerin tiyatrosundaki ‘yüksek standartlar’ ile aynıdır.”

Moses Goldberg

Çocuklar için yapılan tiyatro, sahnelenen oyunların niteliği konusunda da büyük tartışmaların yaşandığı bir alandır. Seyirci yaşı küçüldükçe, tartışmaların da arttığı gerçektir. Taube’ye (2009, 21) göre erken çocukluk dönemi için yapılan tiyatro, bir çeşit azla yetinme sanatıdır; ancak asla kolaycılığın sanatı değildir. Carlos Herans (2009, 28) Erken Çocukluk Dönemi için Neden Tiyatro? (Why Theatre for Early Years?) adlı makalesinde, erken çocukluk dönemi için tiyatro yapmanın neden zor olduğuna değinir. Herans’a göre erken çocukluk dönemi için yapılan tiyatronun sosyal karşılığının sınırlı oluşu ve tiyatro uzmanları arasında yaygın bir karşılığının bulunmayışı, bu durumu zorlaştırır. İtalya’da erken çocukluk dönemi için yıllardır oyun sahneleyen La Baraca Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni Roberto Frabetti erken çocukluk dönemi tiyatrosunun niteliğine atıfta bulunarak “Bu işi yapmanın bir reçetesi/tarifi yoktur.” demektedir. Tiyatroda sahnelenen oyunlar neye göre niteliklidir ya da değildir? Erken çocukluk dönemindeki çocuklar için yapılan tiyatroda nitelik neyi ifade eder? Bu soruların yanıtlanmasıyla birlikte ‘nitelik’

kavramının bu çalışmada neden önemli ortaya çıkacaktır.

Reason (2010, 35) çocuklar için yapılan tiyatroda niteliğin ne anlama geldiğini şöyle açıklar:

33

“Çocuklar için yapılan tiyatrodaki nitelik tamamen ya da kısmen öznel ve modayla ilgili ya da zevk meselesi olarak düşünülebilir. Ayrıca nitelik, basit bir şekilde değil; ama oyunun fiziksel yapısıyla ve standart olarak kullanılan materyallerle de ilgili olabilir. Bu duruma alternatif olarak, ama daha çok sorunsal bağlamda, çocuklar için yapılan tiyatronun niteliği bir bütün olarak toplum üzerinde, okullarda ya da birey olarak çocuklarda yarattığı etkiyle ve sağladığı yararla ilgili olabilir. Bu nedenle nitelik, bazı evrenselleşmiş ve değişmez öznel yargılarla ilgili olabilir ya da belli bir zamanda, belli bir seyirci kitlesinin koşullarına ve özel ihtiyaçlarına indirgenebilir.”

Buradan da anlaşılacağı gibi çocuklar için yapılan tiyatronun niteliğini belirlemek için kesin göstergeler bulunmamaktadır; ancak çocuklar için yapılan tiyatronun niteliği hakkında fikir sahibi olabilmek için oyun sahneleme sürecinde bu süreci olumlu ya da olumsuz etkileyen faktörler üzerinde durulabilir; oyunları değerlendiren tiyatro insanları tarafından belli ölçütler belirlenebilir.

2002 yılında İngiltere’de İngiltere Sanat Konseyi (Art Council of England) tarafından çocuklar için yapılan tiyatronun niteliği üzerine bir seminer düzenlenir.

Seminere, Hamstead Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni Anthony Clark, Guardian’da tiyatro üzerine yazılar yazan eleştirmen Lyn Gardner ve Unicorn Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni Tony Graham katılır. Konuşmacılar çocuklar için yapılan tiyatronun niteliğine farklı açılardan bakar. Bu seminerde çocuklar için yapılan tiyatroda nitelik eksikliği, çocuğa saygı ve çocuklar için yapılan tiyatroya yatırım üzerinde durulur.

Son iki konu, ilk konuyu destekler niteliktedir.

34 Anthony Clark, çocuklar için yapılan tiyatronun niteliğinin nasıl artırılacağını sorgularken, çocuk tiyatrosunun mesleki saygınlıktan yoksun olduğunu dile getirir.

Bunun da çocuk tiyatrosuna yapılan yatırımla ilgili olduğunu ileri sürer. Clark’a (2002, 25) göre çocuklar için yapılan tiyatroya ayrılan bütçe, oyunun nitelikli olacağını garantilemez; ancak oyunda kullanılan materyaller, kostümler ve özellikle tiyatro grubunda yer alan yetenekli oyuncuların varlığı tiyatroya yapılan yatırıma bağlıdır.

Çocuklar için yapılan tiyatroda maddi imkânların önemine değinen Clark, çocuklar için sahnelenen oyunların niteliği için çocukların yaşamından, deneyiminden ve bilinçaltından bir şeylerin oyunda var olmasının önemine de vurgu yapar. Çocuklar için sahnelenen nitelikli oyun örneklerinin mutlaka çocukların deneyimlerini analiz ettiğine, yansıttığına ve sahnede gösterdiğine inanır.

Clark’a (2002, 27) göre nitelik açısından önemli olan bir diğer konu da çocuklar için tiyatro yapan grupların, ulusal ve uluslararası düzeyde iletişim ve paylaşım hâlinde olmaları ve birbirlerinin deneyimlerinden yaralanmalarıdır. Buna örnek olarak, Avrupa ülkeleri arasından kurulan “Small Size” Avrupa Erken Çocukluk Dönemi için Yapılan Sahne Sanatlarını Yaygınlaştırma Ağı (Europen Network for the Diffusion of Performing Art for Early Childhood) adlı iletişim ağı, erken çocukluk dönemindeki çocuklar için sahnelenen oyunların niteliğini arttırmak, tiyatro grupları arasındaki iletişimi sağlamak ve kalıcı hâle getirmek için önemli bir adımdır.

35 Çocuklar için yapılan oyunların biletlerinin, yetişkin oyunlarının biletlerine nazaran daha ucuz satılması, tiyatro çalışanlarını daha az maliyetli yapımlara yönlendirmiş, bu durum oyunların nitelikten yoksun olmasına neden olmuştur.

Ayrıca hem tiyatro grupları hem de okullar için daha az masraflı olmasından dolayı tiyatro grupları, oyunlarını tiyatro yerine okullarda sahnelemeye başlar. Clark (2002, 28) bu durumu şöyle eleştirir:

“Maalesef bu durum, tiyatro sanatı kapsamında yapılan çalışmayı önemsizleştirme gibi olumsuz bir etkiye sahiptir. Çocuğun, işbirliğiyle oluşturulan tiyatro ortamını bütünüyle deneyimlemesini engeller. Belki de tiyatronun niteliğine en çok zarar veren durum da, çocuklar için yapılan tiyatronun zamanla küçük çaplı bir uğraş, okul ve eğitimle eş anlamlı olmaya başlamasıdır.”

Tiyatro eleştirmeni Lun Gardner (2002, 32) yaklaşık yirmi yıldır incelediği çocuk tiyatrosunun ciddi bir şekilde göz ardı edildiğini ve çocuklar için yapılan tiyatronun, kültürün merkezinde yer alan bir sanat olarak kabul edilmediğini dile getirir. Çocuklar için sahnelenen çok sayıda oyun olduğunu ancak bunların nitelikten yoksun olduğunu belirtir. Özellikle, beş yaşın altındaki çocuklar için yapılan tiyatroda bu durumun sıkça görüldüğünü vurgular. Gardner (2002, 33) çocuklar için yapılan tiyatronun nitelikten yoksun oluşunu, sanatçıların çocuklara ve çocukluk kavramına olan yaklaşımlarına bağlayarak şöyle değerlendirir:

“Toplumlar, çocuklarını bu derece küçümserken çocuklar için değerli bir tiyatro yaratmak nasıl mümkün olabilir?”

36 Tony Graham (2002, 36 – 41) çocuklar için yapılan tiyatronun niteliği üzerine yaptığı konuşmasında, çocuklar için nitelikli oyun yapmanın sanatçıların çocuk tiyatrosuna bakışına ve yaratıcılıklarına bağlı olduğunun altını çizer.

Dolayısıyla çocuklar için nitelikli oyun yapmak isteyen tiyatro sanatçılarının, önce kendilerinden başlamaları gerektiğini vurgular. Kendini tanımayan, yaratıcılığını bilmeyen tiyatro insanlarının çocuğu tanımak için bakış açısı geliştiremeyeceğini ve çocuğa sahnede yaratıcılık sunamayacağını ifade ederek dikkatleri önemli bir konuya çeker. Kendinden yola çıkarak her yaştaki çocuğa yönelen sanatçılar yeni çalışma yöntemleri, yeni biçimler ve yeni ortak çalışma imkânları arayarak çocuklar için yapmaya çalıştıkları tiyatronun niteliğini artırırlar; çünkü bu insanlar, yaratıcılık peşinde oldukları için yaptıkları işin zor olduğunun bilincindedirler, çocuklar için yapılan tiyatroyu küçümsemezler.

Graham (2002, 42–45), iyi işlerin zaman gerektirdiğini de ifade eder.

Sahneleme öncesinde oyunun niteliği açısından araştırmaların yapılması gerektiğini, daha çok deneye, daha çok eğitime, daha çok tartışmaya, daha çok yeni yönteme ihtiyaç duyulduğunu belirtir. Bunlar kesinlikle zaman kaybı olarak görülmemeli diyerek, oyunun sahneleme aşamasında daha çok prova yapılmasını gerekli görür.

“Ne kadar çok zaman, o kadar iyi kalite…” diyerek zaman kavramını ön plana çıkarır. Ayrıca, çocuklar için yapılan tiyatronun aynı derecede yetişkinleri de memnun etmesi gerektiği üzerinde durur. Buradan da nitelikli çocuk oyunlarında alt sınır yaşının olacağı ancak üst sınır yaşının olamayacağı fikrini çıkarmak mümkündür.

37 Graham (2002, 45), çocuklar için sahnelenen oyunların nitelikli olup olmadığını, tekrar sahnelenmeyi hak edip etmeyeceğini kendine göre oluşturduğu yöntemle belirlediğini şu sözleriyle dile getirir:

”Nereden başlarsak başlayalım, eğer sonuç seyircimizi bulunduğu yerden başka bir yere taşıyorsa nereden başladığımızın bir önemi var mı? Sahnelenen oyunun niteliğini değerlendirmenin en önemli ölçütlerinden biri, oyunun dönüşümü sağlayan ya da sınırları aşan bir kapasitesinin olmasıdır. Oyunlarda aranan böyle bir özellik, nitelikle ilgili yapılan tartışmanın temelini oluşturur. Oyunun çocuklar için uygun olup olmadığını değerlendirmek için belli ölçütlerden oluşan kendi kontrol listemi oluştururdum:

Oyun çocuklar için önem taşıyor mu?

Oyunda çocukların ilgisini çeken bir şey var mı?

Oyun şiirsel bir duygu yaratıyor mu, ya da akıcı mı?

Oyunda çocuğun bakış açısından bir şeyler var mı?

Oyunun dramatik özelliği var mı?

Oyunun sınırları aşan ve dönüşümü saylayan bir kapasitesi var mı?”

Çocuğun sahnede gördüğü ögeler, daha sonra tiyatronun göstergebilimi bölümünde ayrıntılı bir şekilde incelenecektir. Burada çocuklar için yapılan tiyatronun niteliğinden bahsederken, çocuklar için yapılan tiyatroda niteliğin, çocuğun sahnede gördüklerine ne kadar uzun süre baktığıyla ilgili olduğunu belirtmekte yarar var. Eğer çocuk, sahneden gözünü alamıyorsa, oyunun her ögesi çocuğun ilgisini canlı tutmayı başarır. Reason (2010, 38–39) bu durumun, tiyatro çalışanlarının çocuklar için yaptıkları tiyatroya olan tutkularına bağlı olduğuna inanır. Çocuklar için yapılan tiyatroda tutku, seyirciyi küçük görmemek, seyirciye saygı duymak demektir. Çocuk tiyatrosundaki tutku, aslında çocuğu pasif bir seyirci

38 olma durumundan aktif bir seyirci durumuna dönüştürmektir; fakat burada direkt ya da doğrudan seyirci katılımı yani çocuğun fiziksel olarak sahnede yer alması gerekli değildir. Seyircinin oyuna katılması demek sahnede var olan her şeyin çocukla duygusal ve zihinsel bir bağ kurması demektir. Moses Goldberg (1974, 12) çocuklar için yapılan tiyatroda, çocuk rollerini oynayacak yetenekte çocuklar varsa, çocuklar sahnede yer alabilir düşüncesindedir. Buna karşılık Fransız kanunları çocuklar için yapılan tiyatronun profesyonelliğini ve çocukların psikolojilerini göz önünde bulundurarak çocuklar için yapılan tiyatroyu sadece yetişkinlerin yaptığı sanat olarak kabul eder. Çocuğun ruhsal gelişimine zararlı olacağı düşüncesiyle, çocukların profesyonel oyuna katılmaları hususunu kesin olarak belirleyip yasaklar (Samurçay, 1973, 115). Bu yaklaşım, çocuklar için sahnelenecek oyunlarda duygu atmosferi yaratarak çocuğu oyuna dâhil etmenin önemine dikkat çeker. Önemli olan, çocuğun oyuna duygusal bağlamda aktif olarak katılmasını sağlamaktır.

2011 ASSITEJ (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) Dünya Kongresi’nin genel sekreteri Danimarkalı Peter Manscher ve Theatre Lampe’nin bestecisi ve dramaturgu Peter Jankovic, Danimarka’da çocuklar için yapılan tiyatroda nitelik bakımından bir yaklaşım oluşturabilmek için ‘göz hizasındaki tiyatro (eye–level theatre)’ kavramını geliştirdiklerini ifade eder. Bu kavramı çocuklar için yapılan tiyatronun niteliği bakımından ele alarak şöyle açıklarlar (Reason, 2010, 41):

“Biz, çocukların tiyatroda en nitelikli oyunları hak ettiğine inanıyoruz.

Çocukların da, yetişkinler gibi, yaşam ve ölümle ilgili olan düşüncelerimizi paylaşmaya ihtiyacı vardır.

39

Çocuklara anlayabilecekleri ve ahlak açısından bir sakıncası olmayan, bütünlüğü olan hikâyeler sunulmalıdır, sadece küçük küçük parçalardan oluşan metinler değil.

Oyun, çocukları eğlendirmelidir, şaşırtmalıdır; çocuklar sahnede, tam da önlerinde gördükleri karakterlere duydukları sempati ile bazen gülebilmeli, bazen de ağlabilmelidir.

Çocuklar için tiyatro yapmadaki tutku, basit bir dizi hâlinde devam eden bir oyunculuğun altını çizen bir oyun yaratmak olmalıdır.

Biz, her seferinde sınırlı sayıdaki seyirci için oynarız. Her çocuk, oyun esnasında ve de oyundan sonra oyunu hissetmelidir.”

Buradan da anlaşılacağı gibi nitelikli bir çocuk tiyatrosunda, çocuklar için gerekli olan her şey düşünülmüştür. Bu kavram, çocuklar için yapılan tiyatroda her şeyin hem fiziksel hem de psikolojik anlamda çocukların göz hizasında olması gerektiğinin altını çizer.

Çocuklar için yapılan tiyatronun niteliğine farklı bir yaklaşım getiren Çocuklar ve Gençler için Bir İletişim Aracı Olarak Tiyatro (Theatre as a Medium for Children and Young People) adlı kitabın yazarı Shifra Schonmann (2006, 17), “Küçük çocuklar yetişkinlerin minyatürü değildir.” diyerek çocuklar ve yetişkinler için yapılan tiyatro arasında fark yoktur, görüşündeki yazarları eleştirir.

Bu görüşün, çocuklar için yapılan tiyatronun niteliğini olumsuz yönde etkilediğine inanır. Ayrıca bu durumun, küçük çocuklar için tiyatro yapan tiyatro gruplarını kendi tiyatral tarzlarını geliştirmekten alıkoyduğunu ileri sürer. Sonuç olarak, bu fikrin küçük seyirciye uygun sanatsal sahneleme biçimlerini araştırma konusunda yönetmenlerin ve oyuncuların hayal gücünü ve merakını uyuttuğunu ifade eder.

Böylece, seyirci potansiyelinin çocuklar için yapılan tiyatroda fark yarattığını dile

40 getiren Schonmann’a göre, bunun göz ardı edilmesi yapılan tiyatronun niteliğini düşürür.

Yaşça küçük çocuklar için tiyatro yaparken tiyatrodaki nitelik kavramının her yaştan seyirci için aynı olduğunu kabul etmek, temel bir prensiptir. Seyircinin yaşı, oyunda kullanılan pek çok teatral göstergenin sahnedeki sunumunu değiştirebilir, fakat niteliğini değiştirmez. Tiyatroda oyunun nitelikliğini belirleyen pek çok durum söz konusu olabilir, ancak ‘yaş’ nitelik için belirleyici değildir. Yaşça küçük çocukların tiyatroyu nasıl alımladığını bilmek, tiyatro çalışanlarının tiyatrodaki nitelik sorununu çözebilmeleri konusunda yol göstericidir. Dolayısıyla, tiyatro çalışanlarının nitelikli oyun yapabilmek için, seyircisi ile alımlama çalışmaları yapması son derece önemlidir. Sahneleme sürecinde seyirci ile yapılan her türlü deneme, oyunun niteliğinde belirleyici olabilir. Tiyatroda çocuğa ulaşamayan, çocuk üzerinde estetik bir etki yaratamayan ve çocuğun dikkatli bir seyirci olmasını sağlayamayan hiçbir oyunun niteliğinden bahsemek mümkün değildir. Erken çocukluk dönemi için yapılan tiyatrodaki niteliğin, çocuk seyircinin oyunla kurduğu ilişki ve oyunun çocukta yarattığı merak duygusu ile ölçüldüğü unutulmamalıdır.