• Sonuç bulunamadı

a. Mevcut Durum ve Politikaların Değerlendirilmesi

1.2. EKONOMİK İLİŞKİLER 1. Dış Ticaret

1.2.1. a. Mevcut Durum ve Politikaların Değerlendirilmesi

1. KEİ ülkeleri ile olan dış ticaretimiz incelendiğinde, 1991 yılına kadar SSCB'nin, 1991 yılında SSCB'nin dağılmasından sonra Rusya Federasyonunun en büyük partner olduğu, diğer KEİ ülkeleri ile gerçekleşen dış ticaretimizin ise oldukça düşük olduğu görülmektedir. Büyük ve gelişen bir pazar potansiyeline sahip bu ülkeler ile son yıllarda ticari ilişkilerimizin arttığı ticaret hacminin de genişlediği göze çarpmaktadır.

1992 yılı itibariyle KEİ ülkeleriyle toplam ticaret hacmi 2,8 Milyar dolar olarak gerçekleşmiş; toplam ticaretimiz içindeki payı ise % 7,3 olmuştur. Bu kapsamda, Rusya Federasyonu 1,5 Milyar dolar ve %3,9 oranı ile ilk sırayı almıştır. KEİ'nin Türkiye'nin dış ticaretine yaptığı etkiyi değerlendirebilmek amacıyla, 1993 yılının sekiz aylık dönemi, 1992 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında; ticaretin bu dönemde % 52 oranında arttığı görülmektedir.

Aynı dönemde Türkiye'nin toplam ticaretinin % 20 oranında artış kaydettiği düşünülürse, KEİ ülkeleri ile önemli ölçüde artan bir ticaret hacminin olduğu ortaya çıkmaktadır. Ülkeler bazında incelendiği zaman ise ticaret hacminde aynı dönemlerde, Ermenistan ile % 925, Ukrayna ile % 477, Gürcistan ile % 306, Moldova ile % 179, Romanya ile %132, Arnavutluk ile % 74, Rusya Federasyonu ile % 52, Bulgaristan ile % 15 ve Yunanistan ile % 13 oranlarında artış, Azerbaycan ile % 8 oranında düşüş kaydedildiği göze çarpmaktadır (Tablo 1-2). Azerbaycan ile ticarette karşılaşılan bu düşüş, büyük ölçüde, ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik sorunlardan kaynaklanmaktadır.

Bu ülkelerle ihracat ve ithalat rakamlarımız incelendiğinde ise, KEİ ülkelerinin, 1992 yılı toplam ihracatımız içinde % 6,8, toplam ithalatımız içinde % 7,6 oranlarında paylara sahip oldukları görülmektedir 1992 yılında KEİ ülkelerine yönelik toplam ihracatımız 1.007 Milyon dolar, ithalatımız ise 1.744 Milyon dolar, 1993 yılının ilk sekiz aylık döneminde ise bu değerler, sırasıyla 600 Milyon dolar ve 1.838 Milyon dolar olarak gerçekleşmiştir (Tablo 3-4).

2. Tablo 5-16 arasında bu ülkelerle ticaretimiz, hem diğer ülke grupları, hem de sektörler bazında ele alınmıştır. Bu bölümde sadece 1992 yılı için ayrıntılı inceleme yapılmış; ancak, 1990-1993 dönemi ticaretin genel değerlendirmesi EK ll'de ayrıca ele alınmıştır. 1992 yılında KEİ ülkelerine yönelik ihracatımızın % 43,89'u Rusya Federasyonu'na, % 17,19'u Romanya'ya, %14,47'si Yunanistan'a; ithalatımızın ise % 59.69'u Rusya Federasyonu'ndan, % 14,69'u Romanya'dan, % 5,16'sı Ukrayna'dan gerçekleşmiştir.

1992 yılında KEİ ülkelerine yönelik ihracatımızın % 17,47'si "Tarım (Bitkisel Üretim) Sektörü"nde1, % 6,45'i "Diğer Besin Maddeleri Üretimi Sektörü"nde, % 6,05'i "Elbise, Giyim Eşyası ve Dokuma Sanayi Sektörümde,

1 1974 Uluslararası Standart Sanayi Sınıflandırması (STIC)

Sektörü”nde gerçekleşmiştir. Söz konusu sektörlerin toplam ihracatımız içerisindeki payları ise, "Tarım (Bitkisel Üretim) Sektörü" % 6,68, "Diğer Besin Maddeleri Üretimi Sektörü" % 4,52, "Elbise, Giyim Eşyası ve Dokuma Sanayi Sektörü" % 11,97, "Deniz Ulaşım Araçları Sektörü" % 0,93, "Dokuma Sanayi Sektörü" %26,08'dır. Bahse konu sektörler için, KEİ ülkelerine gerçekleştirilen sektörel ihracatın toplam sektörel ihracat içerisindeki payları, sırasıyla,"Tarım (Bitkisel Üretim) Sektörü"nde % 16,47, "Diğer Besin Maddeleri Üretimi Sektörü"nde % 8,52, "Elbise, Giyim Eşyası ve Dokuma Sanayi Sektörü"nde % 3,45, "Deniz Ulaşım Araçları Sektörü"nde % 43,13, "Dokuma Sanayi Sektörü"nde ise % 1,41'dir.

1992 yılında KEİ ülkelerinden ithalatımızın % 19,60'ı "Ham Petrol ve Tabii Gaz Çıkarımı Sektörü"nde, % 16,65'i "Demir-Çelik Ana Sanayii Sektörü"nde,

% 9,68'i "Kimyevi Gübre Sanayii Sektörü"nde, % 5,95'i "Diğer Metal Ana Sanayii Sektörü'Yıde gerçekleşmiştir. Söz konusu sektörlerin toplam İhracatımız içerisindeki payları ise, "Ham Petrol ve Tabii Gaz Çıkarımı Sektörü"nde % 12,85, "Demir-Çelik Ana Sanayii Sektörü"nde % 8,04, "Kimyevi Gübre Sanayii Sektörün"nde % 1.35, "Diğer Metal Ana Sanayii Sektörü"nde % 1,54'dir. Bahse konu sektörler için, KEİ ülkelerinden gerçekleştirilen ithalatın toplam sektörel ithalat içerisindeki payları, sırasıyla, "Ham Petrol ve Tabii Gaz Çıkarımı Sektörü"nde % 11,63, "Demir-Çelik Ana Sanayii Sektörü"nde % 15,19, "Kimyevi Gübre Sanayii Sektörü"nde % 54,51, "Diğer Metal Ana Sanayii Sektörü"nde % 28,59'dir.

1992 yılında KEİ ülkelerine yönelik "Tarım (Bitkisel Üretim) Sektörü"

ihracatımızın % 47,30'u, "Elbise, Giyim Eşyası ve Dokuma Sanayii Sektörü"

ihracatımızın % 78,37'si, "Deniz Ulaşım Araçları Sektörü" ihracatımızın % 99,28'i, "Dokuma Sanayii Sektörü" ihracatımızın % 49,67'si Rusya Federasyonu'na, "Diğer Besin Maddeleri Üretimi Sektörü" ihracatımızın % 37,84'ü Romanya'ya gerçekleşmiştir.

1992 yılında KEİ ülkelerinden "Ham Petrol ve Tabii Gaz Çıkarımı Sektörü"

ithalatımızın % 96,01'i, "Demir-Çelik Ana Sanayii Sektörü"nde ithalatımızın % 61,33'ü, "Kimyevi Gübre Sanayii Sektörü"nde ithalatımızın % 47,60'ı, "Diğer Metal Ana Sanayii Sektörü"nde ithalatımızın % 32,25'i Rusya Federasyonu'ndan yapılmıştır.

3. KEİ ülkelerinden bazıları ile sınır ve kıyı ticareti de yapılmaktadır.

Ancak, istatistiki veriler oldukça yetersiz olduğundan dolayı; KEİ'ne yönelik bir fikir vermesi amacıyla, Türkiye-BDT sınır ve kıyı ticaretinin dökümü Tablo 17 ve 18'de sunulmaktadır. Buna göre, 1992 yılı verileriyle BDT ile 37 Milyon dolar sınır ticaret hacmi, 12 Milyon dolar kıyı ticaret hacmi bulunmaktadır.

4. İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında 3577 sayılı Kanun ve bu Kanun hükümleri uyarınca yapılacak işlemlerle ilgili usul ve esasları kapsayan İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesi Hakkındaki Yönetmelik 1 Ekim 1989 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu alanda;

- Çeşitli malların Türkiye'ye dampingli fiyatlarla girdiği ve bu durumun yerli üretimde zarara yol açtığı şeklindeki iddialar üzerine yapılan incelemeler sonucunda 32 soruşturma açılmıştır. Bunlardan 30'u karara bağlanmış olup;

2'si halen devam etmektedir.

- Bir veya birden fazla ülkeyi muhatap alan soruşturmalar 25 ülke aleyhine açılmıştır. Birden fazla ülkeyi muhatap alan soruşturmaların, birbirinden bağımsız soruşturmalar olarak ele alınması halinde, açılan toplam soruşturma sayısının 56, önlemle kapanan soruşturma sayısının 24, Önlemsiz kapanan soruşturma sayısının 24 olduğu, 8 soruşturmanın ise devam ettiği görülmektedir.

- KEİ'ne üye ülkelerden; Romanya aleyhine 6 (4 soruşturma önlemle, 1 soruşturma önlemsiz kapatılmıştır, 1 soruşturma halen devam etmektedir), Bulgaristan aleyhine 4 (2 soruşturma önlemle, 1 soruşturma önlemsiz kapatılmıştır, 1 soruşturma halen devam etmektedir), Rusya Federasyonu aleyhine 3 (1 soruşturma önlemle kapatılmıştır, 2 soruşturma halen devam etmektedir), Gürcistan aleyhine ise 1 soruşturma (devam etmektedir) açılmıştır.

- Birden fazla ülkeyi muhatap alan soruşturmaların, birbirinden bağımsız soruşturmalar olarak ele alınması halinde, 1 Ocak 1992-31 Aralık 1992 tarihleri arasında açılan 4 soruşturmadan 3 tanesinin, 1 Ocak 1993-19 Kasım 1993 tarihleri arasında açılan 8 soruşturmadan 6 tanesinin KEİ ülkeleri aleyhine açılmış olduğu tespit edilmiştir. 1 Ekim 1989-19 Kasım 1993 tarihleri arasında KEİ'ne üye ülkeler aleyhine açılmış soruşturma sayısı (SSCB aleyhine açılan 1 soruşturma hariç) ise 14'tür.

1992 yılı içerisinde, AB'nin dünya genelinde (Türkiye hariç) 21 ülke aleyhinde açmış bulunduğu toplam 37 soruşturmanın 7'si, KEİ ülkelerinden Rusya Federasyonu, Gürcistan, Romanya ve Ukrayna aleyhine açılmıştır.

Bu kapsamda, KEl ülkelerinin içinde bulundukları geçiş döneminin etkisiyle, dünya piyasalarına dampingli ihracat yaptıkları izlenimi ortaya çıkmaktadır. Ülkelerin sorunlarına çözüm bulmalarıyla bu durumun düzeleceği tahmin edilmektedir.

1.2.1.b. VII. Plan Döneminde Beklenen Gelişmeler, Hedef ve Politika Önerileri 5. KEİ ülkelerinin coğrafi yakınlığı; istikrarlı ve karşılıklı ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi için çok uygun bir ortam yaratmaktadır. Büyük ölçüde bütünleşmeye giden dünya ekonomisinde KEİ'nin oluşumu, ülkemize ve bölgeye büyük olanaklar sağlayacaktır. Ekonomik yönden tarafların birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olması, bu işbirliğinden sağlanacak kazancın artmasına yol açmakta, dış ticarete konu olabilecek malların çeşitliliği potansiyel ticaretin gelişimine katkıda bulunmaktadır

6. önümüzdeki yıllarda dış ticaret ilişkilerinde daha güvenli ve hızlı çalışan bir ortama geçilebileceği düşünülmektedir. Özellikle, KEİ ülkeleri ile ülkemiz

arasında büyük sorun yaratan kambiyo mevzuatı, gümrük mevzuatı, bankacılık mevzuatı ve sigorta mevzuatında uyumun sağlanması önemini korumaktadır.

Ayrıca, malların Standardizasyonu, ambalajlama standardizasyonu, ulaşım, iletişim, kredi sistemlerinin devreye sokulması konularında imkanların artırılması ve kolaylıkların sağlanmasıyla, ülkemiz ile KEİ ülkeleri arasında dış ticaret hacminin bugünkü durumundan çok daha yüksek boyutlara ulaşacağı beklenmektedir.

7. Türkiye'nin 1995 yılı içerisinde AB ile Gümrük Birliği'ne gireceği ve bu durumun da Türkiye'nin diğer entegrasyon hareketleri ile ilişkilerini kaçınılmaz olarak etkileyeceği bilinmektedir, özellikle, AB'nin ortak dış ticaret politikasına uyum nedeniyle, Türkiye'nin KEİ'ne üye ülkeler dahil, üçüncü ülkelerle ilişkileri yeni bir boyut kazanacaktır.

8. Bu ülkeler ile dış ticaretin artırılmasına yönelik olarak aşağıdaki önerilerin değerlendirilmesi yararlı olacaktır:

- KEİ ülkeleri arasında ticaretin serbestleştirilmesi için, öncelikle ülkelerin dış ticaret rejimleri uyumlu hale getirilmelidir. Bu kapsamda; ticaret ve ekonomi politikaları, yabancı sermaye mevzuatı, ihracat-ithalat rejimleri, ihracatın teşviki, iç pazarın korunması, iç piyasanın özellikleri ve serbest bölgeler hususlarında tarafların birbirlerini bilgilendirmesi gerekmektedir.

- Bu ülkelerle ticari ilişkilerde önem taşıyan bankacılık, sigortacılık ve acentalarla ilgili mevzuatta da uyum sağlanması gerekmektedir.

- KEİ ülkelerinin taraf oldukları ekonomik entegrasyon blokları, gümrük birlikleri ve serbest ticaret alanları ile bilgiler derlenerek; üçüncü ülkelere yükümlülükleri ortaya konmalıdır.

- Dış ticaretin geliştirilmesine yönelik olarak; mevcut ortamda ikili olarak yürütülen ekonomik ve ticari ilişkilerin, fayda görüldüğü ölçüde çok taraflı ilişkiler ve anlaşmalar şekline dönüştürülmesi gerekmektedir.

- KEİ ülkelerinin uluslararası ticaretin serbestleştirilmesini amaçlayan bir kuruluş olan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması'na (GATT) üye olmaları, mevcut sorunların büyük bir bölümünü ortadan kaldıracaktır.

Bu ülkelerin çoğunda bulunmayan gümrük mevzuatının düzenlenmesinde, karşılıklı bilgi değişimi yapılabilecektir.

- Türkiye, dış ticaret alanında sahip olduğu deneyimi KEİ ülkelerine teknik yardım olarak sunabilecektir.

1.2.2. Standardizasyon

1.2.2.a. Mevcut Durum ve Politikaların Değerlendirilmesi

1. Günümüzde ekonomik gelişme ve sanayileşme, dünyada değişen ve gelişen ekonomik sürece uyum sağlamakla gerçekleşebilmektedir. Dış pazarlarda ihracat olanağı bulabilmek veya rekabet edebilmek için ucuz ve yüksek kapasite ile üretimin yanısıra ürünlerin belli bir standarda ve istenilen kaliteye uygun olması zorunludur. Standartlaşma; dışa açılmanın, ihracat olanağı sağlamanın ötesinde ülke ekonomisi, diğer deyişle milli sermaye için koruyucu etkin bir işleve sahip olduğu göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir konudur. Standartlaşma ile özellikle ithalata teknik düzenleme getirilmekte, bunun yanında standartların belirttiği ölçü, nitelik ve diğer özelliklerin dışında kalan malların ülkeye girmesi engellenmektedir.

2. Bu ekonomik amaca öncelikle teknik bilgi akışına uygun koşulların oluşturulması, işgücü eğitimi, planlı üretim ve pazarlamanın organizasyonu ile ulaşabileceği bilinmelidir Üretim planlaması ve üretim sürecinin her aşamasında standartlar esas alınmalıdır. Gelişen teknolojinin desteklenmesi, ticaretin istenilen boyuta gelmesi, tüketicinin huzur ve güven içinde alışverişine imkan sağlanması ve bunun sonucu yaşamın daha kaliteli bir düzeye çıkarılması açısından standartlara olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. 1 Ocak 1993 tarihinden itibaren uygulanmasına başlanmış bulunan Avrupa Tek Pazar olgusu standartlaşmanın önemini artıran ve bu ilgiyi yoğunlaştıran bir başka nedendir. Bu nedenin etkilerinden biri ticarette var olan teknik engellerin aşılması işlevi, pratikteki anlamıyla serbest ticaretin geliştirilmesi, diğeri ise ekonomik gelişmeye olan çok yönlü katkısıdır.

3. Türk Standartları Enstitüsü (TSE), Uluslararası Standartlar Teşkilatı (ISO), Uluslararası Elektroteknik Standartları Teşkilatı (IEC), Avrupa Standartlar Teşkilatı (CEN), Avrupa Elektroteknik Standartlar Teşkilatı'na (CENELEC) üye olmakla birlikte bu Teşkilatlarla olan ilişkileri her geçen gün daha da ileri gitmektedir. (Türkiye Avrupa Birliği'ne üye olmadığından CEN ve CENELEC'de oy hakkı yoktur).

4. Son yıllarda dünyada yaşanan hızlı değişim ve Sovyetler Birliği'nin dağılması neticesinde 1989 yılından itibaren, karşılıklı işbirliğini ve ticareti arttırmak gayesiyle Standardizasyon ve kalite kontrol konularında yeni oluşan Cumhuriyetlerle temas kurulmuş, görüşmeler yapılmış, karşılıklı protokoller imzalanmıştır.

5. İlk olarak Rusya Federasyonuyla görüşmeler yapılmış, Standartlar Teşkilatı GOST ile protokoller imzalanmıştır. 15-25 Aralık 1990 tarihlerinde (AST) Azerbaycan Standartlar Teşkilatı ile Standardizasyon, Sertifikasyon, Kalite Kontrol, Metroloji ve Kalibrasyon konularında çalışmalar yapılmış ve bir anlaşma imzalanmıştır. TSE öncülüğünde Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, K.K.T.C., Özbekistan, Tataristan, Gürcistan, Moğolistan, Moldova, Dağıstan, Başkırdistan, Türkmenistan, Tacikistan, Arnavutluk, Kabardino-Balkariya Devletleriyle (BASB) Bölgeler Arası Standardizasyon Birliği kurulmuştur.

6. KEİ'ne Katılan Devletlerden yukarıda belirtilen Arnavutluk, Azerbaycan, Gürcistan, Moldova ile BASB çerçevesinde ilişkiler sürdürülmektedir. TSE ile Yunanistan Standartlar Teşkilatı (ELOT) arasındaki ilişkiler 1984 yılından beri gerek uluslararası platformlarda (ISO, IEC, CEN, CENELEC) gerekse zaman zaman ihtiyaç duyulan konularda bilgi alışverişi şeklinde sürmüştür. 15-16 Mart 1989 tarihli Balkan Ülkeleri Ekonomik ve Dış Ticaret Bakanlar Toplantısı sonuçlarına istinaden 21.1.1991-12.6.1991 tarihlerinde yapılan işbirliği ve ilişkilerin geliştirilmesi hakkındaki tekliflerimize ELOT tarafından henüz bir cevap gelmemiştir. Ancak, uluslararası toplantılarda yapılan görüşmelerde teklifimizin incelendiği tarafımıza bildirilmektedir. Ermenistan ve Ukrayna'yla bu konuda hiçbir ilişkimiz olmamakla birlikte diğer KEİ ülkeleriyle ikili ve çok taraflı anlaşmalar çerçevesinde ilişkilerimiz bulunmaktadır.

7. Yüzyılımızda ithalat ve ihracat ülke ekonomilerinin ayakta durmasını sağlayan temel bir etken olmuş ve bununla beraber uluslararası ekonomik gelişmeler karşılıklı menfaatlere dayalı yeni düzenlemeleri zorunlu bir hale getirmiştir.

1.2.2. b. VII. Plan Döneminde Beklenen Gelişmeler, Hedef ve Politika Önerileri

- KEİ'ne üye olan ülkelerle iletişimi daha kolay sağlamak, ortak standartları hazırlamak, mevcut standartların uyumlaştırılması gibi faaliyetlerde bulunmak üzere ortak bir standartlar birliği kurma çalışmaları başlatılabilir.

- Ayrıca, yapılabilecek bir takım anlaşmalarla karşılıklı teknik eğitim faaliyetleri, bilgi alışverişi, uzman değişimine gidilerek, standardizasyon alanındaki çalışmalar hızlandırılabilir.