• Sonuç bulunamadı

a. Mevcut Durum ve Politikaların Değerlendirilmesi KAFOS

1.2. EKONOMİK İLİŞKİLER 1. Dış Ticaret

1.2.9. Ulaşım-lletişim 1. Ulaşım

1.2.9.2. a. Mevcut Durum ve Politikaların Değerlendirilmesi KAFOS

16. KEİ kapsamında ticari, ekonomik, kültürel ve sosyal alanda işbirliğini geliştirmek üzere; Karadeniz'de kıyısı olan ülkeler arasında denizaltından telekomünikasyon irtibatı kurulmasına yönelik olarak KAFOS Fiber Optik Denizaltı Kablo Sistemi'nin gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Proje çalışmalarının Türk PTT'sinin önderliğinde yürütüldüğü sözkonusu kablo;

Bulgaristan'da Varna, Romanya'da Mangalia, ülkemizde ise İstanbul ve İğneada'da termine edilecektir. Sistem, Moldova'ya da Romanya üzerinden irtibatlandırılacaktır. Projenin gerçekleştirilmesiyle; ülkemiz üzerinden Akdeniz, Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Orta Doğu ve Uzak Doğu ülkelerine, Romanya ve Bulgaristan üzerinden ise Balkan ülkelerine ulaşılacaktır. Toplam uzunluğu 504 km olan sistemin 1995 yılı sonunda servise verilmesi planlanmaktadır.

DOKAP

17. Doğu Karadeniz Telekomünikasyon Projesi; Karadeniz Ekonomik İşbirliği çerçevesinde Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan'ı birbirlerine irtibatlandıracak 1920 kanal kapasiteli (1x140 Mb/s) sayısal bir radyolink sisteminin tesisini öngörmekte ve kısaca "DOKAP" olarak adlandırılmaktadır.

1995 yılı içerisinde tamamlanması hedeflenen projenin gerçekleştirilmesi ile;

Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan arasında her türlü haberleşmeye imkan verecek sağlıklı bir transmisyon ortamının temininin yanı sıra, sistemin daha sonra Azerbaycan üzerinden Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'ne uzatılması ve ülkemizde termine edilen uluslararası diğer fiber optik kablo sistemleri ile irtibatlandırılması suretiyle, gerek Azerbaycan ve Gürcistan'ın gerekse Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nin Balkan, Baltık, Doğu ve Batı Avrupa, Akdeniz, Orta ve Uzak Doğu Ülkeleri ile haberleşmelerinin ülkemiz üzerinden sağlanması mümkün olacaktır. DOKAP'ın gerçekleştirilmesi için ihtiyaç duyulan 15.330.000 ABD doları tutarındaki kredinin temini hususunda çalışmalar sürdürülmektedir.

İTUR

18. İTUR; İtalya (STET), Türkiye (PTT), Ukrayna (UKRTEC) ve Rusya Federasyonu (INTERTELECOM) arasında 1995 yılı sonunda tesisi öngörülen yaklaşık 3500 km uzunluğunda ve Palermo- İstanbul arasında 2 per, İstanbul-Odessa arasında 1 per ve İstanbul, Novorossijsk arasında 2 perden oluşan 565 Mb/s iletim hızında bir fiber optik denizaltı kablo sistemidir. Akdeniz'de

İtalya'dan başlayarak, Ege Denizi, Boğazlar ve Marmara ile Karadeniz yoluyla Ukrayna ve Rusya Federasyonu'nda termine edilecek olan projenin Türkiye'deki terminal noktası İstanbul olacaktır. Telekomünikasyon hizmetleri için yüksek kaliteyi haiz bir şebeke oluşturacak olan ITUR; Palermo ve İstanbul yoluyla, Avrupa, Kuzey Afrika, Orta ve Uzak Doğu ile Kuzey ve Güney Amerika'yla doğrudan haberleşmeyi mümkün kılan önemli uluslararası kablolarla entegre edilecektir.

TRANS BALKAN LİNKİ (TBÜ)

19. Trans Balkan Linki (TBL); Türkiye, Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk ve İtalya'yı birbirlerine irtibatlandıracak olan ve 1994 yılı sonunda tamamlanması planlanan fiber optik bir kablo projesidir. Projenin gerçekleştirilmesiyle; anılan ülkeler arasında ilk kez sayısal bir fiber optik kablo sistemi kurulmuş olacak ve bölge ülkelerinin diğer ülkeler ile, diğer ülkelerin de bölge ülkeleriyle ülkemizin sahip olduğu uluslararası kablo sistemleri üzerinden haberleşmeleri sağlanmış olacaktır. Anılan projeye ilişkin olarak oluşturulan çalışma grupları, Trans Balkan Link'in tesisi hususundaki çalışmalarını sürdürmektedir.

TÜRKSAT

20. Türkiye'nin ilk haberleşme uydu sistemi olan TÜRKSAT Milli Haberleşme Uydulan'ndan birincisi TÜRKSAT 1B, 30 Temmuz 1994 tarihinde Fransız Guyanası'ndaki uzay merkezinden fırlatılacaktır. Yaklaşık iki ay sürecek olan yörüngeye yerleşme testlerinden sonra, TÜRKSAT, Ekim 1994 tarihinden itibaren tam kapasiteyle çalışmaya başlayacaktır. Yaklaşık olarak 13 yıl ömrü bulunan TÜRKSAT, 6 adedi 72 MHz, 10 adedi ise 36 MHz bandında olmak üzere, toplam 16 adet "transponder" taşımaktadır. 2 "transponder" Batı Avrupa'ya, 3 "transponder" da Orta Asya'ya, haberleşme ve TV naklinde kullanılmak üzere ayrılmış bulunmaktadır. TÜRKSAT ile aynı zamanda 22 televizyon programı yayınlamak mümkün olacaktır.

1.2.9.2. b. VII. Plan Döneminde Beklenen Gelişmeler, Hedef ve Politika Önerileri

21. VII. Plan döneminde iletişim alanındaki bu gelişmeler ışığında, şu öneriler yararlı olabilecektir;

-İletişim projeleri bakımından yukarıda sayılan KAFOS, İTUR, DOKAP TRANS BALKAN LİNKİ gibi sistemlerin diğer uluslararası iletişim sistemlerine entegre edilmesi olanakları araştırılabilir.

-TÜRKSAT'ın faaliyete geçmesinden sonra TV yayınları, telefon, data ve faks haberleşmesi bu uydu üzerinden yapılmaya başlanacaktır. TÜRKSAT, coğrafi koşullar nedeniyle radyolink ve kablolu iletişim şebekesinin kurulmasında güçlük çekilen bölgelerde telefon, faks ve data haberleşmesinde büyük kolaylık sağlayacaktır. TÜRKSAT ayrıca, milli savunma sanayii başta olmak üzere tüm sanayiye özel şirket, banka, otel,

havayolu ve gazetelere bir dizi ekonomik ve ticari kolaylık getirmektedir. Bu kolaylıklardan diğer KEİ ülkeleri de yararlanabilir.

-KEİ ülkelerinde telekomünikasyon politikalarının uluslararası standartlara göre zaman içerisinde liberalleştirilmesi ve uyumlaştırılması da işbirliğinde önemli bir gelişme olacaktır.

1.2.10. Turizm

1.2.10.a. Mevcut Durum ve Politikaların Değerlendirilmesi

1. Turizm insanlar arasında karşılıklı dostluk ilişkilerinin kurulmasına ve geliştirilmesine, kültür, örf-adet ve tarihi geçmişleriyle ilgili bilgiler edinilmesine, doğal, sosyal ve kültürel çevrenin korunması ve değerlendirilmesine olanak tanımaktadır. Böylece ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve hukuksal ilişkilerin iyileştirilmesine neden olmaktadır. Turizm aynı zamanda bir görünmeyen ihracat özelliği taşımaktadır. Ayrıca, inşaat, sanayi, hizmetler ve tarım gibi sektörlerle yakın ilişkisi vardır. Emek-yoğun bir sektör olması niteliğiyle de istihdama olumlu katkıda bulunmaktadır.

2. Bu bakımdan, KEİ ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde turizmin büyük önemi olacaktır. Turizm, KEİ bölgesinde kendini geliştirebilecek yeterli potansiyele sahip faaliyet alanlarından biridir. Bu potansiyel, bölgenin önemli turizm odak noktalarından olan Türkiye ve Yunanistan'ın yanı sıra, Romanya, Bulgaristan ve eski SSCB üyelerinin Karadeniz kıyılarında ve iç bölgelerde gerçekleştirdikleri turizm merkezleri ile tarih, kültür ve doğa zenginliklerinden kaynaklanmaktadır.

3. Dünyada turizm giderek çeşitlendirilmeye ve zenginleştirilmektedir.

Turizmde tüketim kalıpları değişmekte, yeni tip doğaya dönük turistler, geleneksel güneş, kum ve deniz üçgeninin yanı sıra iyi fakat mutlaka lüks olmayan hizmet, temiz çevre ve doğaya dönük değişik turistik faaliyetler talep etmektedirler. Karadeniz bölgesi, her zaman bir arada bulunmayan bu olanakları ayrı ayrı ya da bir arada sunabilecek özelliklere sahiptir.

4. Turizm sektöründe geniş bilgi ve deneyim birikimi olan Türkiye, KEİ çerçevesinde turizm alanındaki işbirliğinde yönlendirici ve yatırımcı olarak önemli bir rol oynayabilecektir. Türkiye, Karadeniz'de sahip olduğu kıyı uzunluğu nedeniyle bir köprü fonksiyonunu düzenleyebilecek durumdadır.

Ayrıca, kendi yarattığı turizm gelişmesini nedeniyle de model bir ülke durumuna gelmiş bulunmaktadır. Son 10 yılda dünya pazarına verilen ve kapasiteleri 300.000'i bulan tesisler tamamen Türkiye'de üretilmiş anahtar teslimi yapılardır. Aynı birikimi pazarlama, işletme ve teknoloji alanlarında da kazanmış Türk turizmcisi KEİ'nde pazar ekonomisi düşüncesini ve işletmecilik tekniklerini aktarabilecek durumdadır.

5. Türkiye ile KEİ ülkeleri arasında (Ermenistan ve Ukrayna hariç) 1963 tarihli

"Uluslararası Turizm ve Seyahat Konulu Birleşmiş Milletler Roma Konferansı Tavsiye Kararı" ve Dünya Turizm Örgütü ilkelerine uygun olarak kararlaştırılmış olan 1980 tarihli "Manila Deklarasyonu" ile 1982 tarihli

"Acapulco Belgesi" esas alınarak ikili turizm anlaşmaları yapılmış ve yürürlüğe konulmuştur.

6. Azak Denizi'nde Avusturya firmaları tarafından başlatılan yat turizmi faaliyetleri; Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi ile ilgili gelişim planları;

Bulgaristan'ın Ren/Tuna kanalının açılmasından sonra daha da önem verdiği yat limanlan projeleri Ukrayna'dan bu kapsamda alınan işbirliği istekleri;

Romanya'nın sahip olduğu kapasite ile Kafkasların çekiciliği gibi pek çok bilinen unsurlar müştereken değerlendirilmeye hazır olarak beklemektedir.

Arnavutluk kıyıları da marinalar ve yat turizmi için belirli olanaklara sahiptir.

Yunanistan da turizm olanakları açısından bölgenin zengin ülkeleri arasındadır.

7. Turistik tesis olarak Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) bölgesinde 2,5 Milyon dolayında turistik yatak kapasitesi olduğu tahmin edilmektedir. Bu kapasite mevcut haliyle 12-15 Milyar dolarlık potansiyel bir turizm geliri anlamındadır. Büyüyen dünya turizmi ile birlikte KEİ'ne yönelik turizm hareketi de canlılık kazanmakta ve yöre, Batı Avrupa yanında ABD ve Japonya pazarındaki tur programlarında da yer almaktadır.

1.2.10.b. VII. Plan Döneminde Beklenen Gelişmeler, Hedef ve Politika Önerileri

8. Daha önce büyük kısmı bir iç pazar ve mübadele ekonomisi ortamında değerlendirilen yukarıda belirtilen potansiyelin hazırladığı işbirliği olanakları, bundan böyle rekabet gücünü artırıcı ve uluslararası serbest pazara geçiş sürecinin gerekleri dikkate alınarak projelendirildiğinde, tesislerin yenilenmesi, yeni kapasitelerin ilavesi ile de gelecek 10 yıl içerisinde 50 Milyar dolarlık turizm gelirlerinin düşünülebileceği bir gelişimin alt yapısını oluşturabilecektir.

9. Bölgedeki ekonomik işbirliği sistemlerinin üyelerinin müşterekliği turizm alanındaki projelerin sadece KEİ üyelerine yönelik olmayacağını göstermektedir. Ren/Tuna kanalı nedeniyle Karadeniz'de yapılacak tesislerinyaratacağı etki Orta Avrupa'da Karadeniz'in diğer kıyılarında gerçekleştirilecek yatırımların etkisi ise Sibirya dahil Rusya, Kafkaslar ve Orta Asya'da görülecektir. Atlantik ve Pasifik bölgelerinden gelecek ortak girişimler, KEİ üyelerinin birbirlerine verecekleri desteklerle tamamlanarak turizmin ekonomik, sosyal ve insancıl etkilerinin ülkelerde, yakın çevrede ve dünyada hissedilmesi için yapılacak yatırımları hızlandıracaktır.

10. 1990-1993 yıllarında BDT ülkeleri vatandaşlarının ülkemize giriş-çıkışları oldukça hareketlenmiştir (Tablo 35). Gelecekte de bunun artacağı tahmin edilmektedir. Bununla beraber, BDT ülkelerinden ülkemize gelen kişilerin büyük çoğunluğunun turist ve turizmin tanımında belirtilen kişiler olmadığı ve bavul ticareti yapmak üzere geldikleri görülmektedir. Bavul ticareti yasaklandığı takdirde, BDT ülkelerinden bu amaçla gelen kişilerin sayısında oldukça düşme gözlenebilir. Nitekim, BDT'den gelen kişilere uygulanan Türkiye'ye giriş harçlarında 1993'te yapılan artış sonucunda gelen kişi sayısı bir hayli düşmüştür.

11. KEİ'ne Katılan Devletlerin turizm işbirliğine yapabilecekleri katkılar şöyle sıralanabilir:

-KEİ bölgesinin turizm envanterinin çıkartılması ve potansiyel turizm alanlarının belirlenmesi; buna bağlı olarak da çevre standardının hazırlanması;

-KEİ bölgesinde turizm işbirliğine yön verecek ve eşgüdümünü sağlayacak bir master plan geliştirilmesi;

-Bölgeye yönelik turist taleplerinin belirlenmesi ve çağdaş bir anlayışla bu talepleri karşılayacak düzenlemelere gidilmesi;

-Turizm işkolu sadece turist kabulü gibi tek bir amacı değil, turizm için yapılan her türlü üretimin bütününü ifade ettiğinden ve bu nedenle de üretimin her aşamasındaki katkıyı ve uluslararası pazar payının artırılmasını sağlayıcı işbirliği faaliyetleri turizm gelirleri ile eşdeğer bir etkiye sahip olduğundan ülkelerin bu yönde politikalar izlemesi;

-Turizm nedeniyle gerçekleştirilecek taşıma, ulaşım, işletme ve pazarlama faaliyetleri ile yan ve destekleyici hizmet ve ürünlerin elde edilmesinde ortak politikalar izlenmesi;

-Bölgenin doğal, kültürel ve tarihi değerlerinin korunması için gerekli önlemlerin alınması;

-Kamu ve özel sektörün tecrübelerinin turizmin geliştirilmesi amacıyla değerlendirilmesi;

-Turizmin ülkeler arasında dengeli dağılımının sağlanması ile faydasının maksimize edilmesi;

-Kamu ve özel kesim turizm kuruluşları arasında işbirlikleri oluşturulması;

-Turizm işbirliğinde KEİ'ne Katılan Devletlerin yerel kurumlarının, belediye ve gönüllü kuruluşlarının katılım ve katkılarının sağlanması;

-Muhtemel gelişmeleri ve turizm değerlerini ön plana çıkaracak ve ortak yararlar sağlayacak projeler üretilmesi;

-Ortak pazarlama projelerinin hazırlanması;

-Turizm projelerinin gerçekleştirilmesinde uluslararası finans kurumlarının desteklerinin sağlanması;

-Turizm gelirlerinin çoğaltan etkisi de dikkate alındığında, uluslararası serbest ticaretteki payın artırılarak ulusal ekonomilerin güçlendirilmesi yönündeki hedeflere ulaşılmasına yardımcı olmak üzere, Karadeniz'in sadece ticari kullanımlara açık bir deniz olmaktan çıkarılması ve dünya turizmine yeni bir katma değer olarak katılmasının sağlanması;

-Turizm müteşebbisliğinin geliştirilmesi;

-KEİ'nin, Karadeniz'in ve hinterlandının modernizasyonu;

-Turizm yatırımlarının hızlandırılması ve bunun için KEİ ülkelerinin mevzuatlarında bu alandaki yatırımlara teşvik önlemlerine yer verilmesi;

-Üçüncü ülkelerden gelecek turizm hareketinin düzenlenmesi;

-Turizmden sağlanacak döviz gelirlerinin maksimize edilmesi;

-Bölgeye yönelik bir turizm fonu oluşturulması;

-Turizm amaçları doğrultusunda ülkelerin daha etkin tanıtılması; bu doğrultuda ulusal ve uluslarararası medyadan da yararlanılması;

-KEİ ülkeleri arasında da turistik mübadelenin artırılması, -KEİ ülkeleri turizm kuruluşları arasında işbirliği geliştirilmesi, -Turistik merkezlerde tesislerin teknolojik yönden iyileştirilmesi, -Turizm altyapısının geliştirilmesi,

-Turizm eğitimi sağlanması ve nitelikli turist rehberleri yetiştirilmesi;

değişik yörelerdeki el sanatları üretiminin sürekliliğinin sağlanması;

-Turizm hizmet ve faaliyetlerine yönelik olarak bu konuda daha tecrübeli olan ülkelerin birikimlerinin diğer ülkelere aktarılmasını sağlayacak teknik yardım programlarının düzenlenmesi;

-Yeni turizm olanakları beklentisi doğrultusunda, ülkelerin sunabilecekleri turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve zenginleştirilmesi; Bu çerçevede Karadeniz kıyı şeridinde deniz ve yat turizmi; 20-80 Km.lik iç şeritte yayla turizmi; yüksek yörelerde dağcılık, kış sporları, kampçılık, avcılık, "trekking", bu yörelerde bulunan nehirlerde "rafting", kayak vb., ayrıca mağaracılık, doğal şifa olanakları sağlanabilir.

-Türkiye, İslam ülkelerinden turist çekebilecek dini eser ve kalıtlara sahip olmasının yanı sıra diğer dinlerin, özellikle Hıristiyanlığın kutsal saydığı yer, eser ve kalıtları da barındırmaktadır. Hıristiyan turistlerin bu bakımdan olabilecek taleplerine cevap verebilecek zenginlikleri sunabilmektedir.

Türkiye'de olduğu kadar, diğer KEİ ülkelerinde de "dinsel turizm" geliştirilebilir.

-Karadeniz bölgesinde turizm işbirliğinde izlenebilecek politikalar, mevcut pazarı paylaşma yerine, yeni pazarların yaratılması; bu pazarlara turizm talebinin artırılması ve buna bağlı olarak KEİ ülkelerinin turizm pazarındaki paylarının genişletilmesine yönelik olmalıdır.