• Sonuç bulunamadı

Açık Denizler (High Seas)

3. Deniz Hukuku ve Alanları

3.2. Deniz Alanları

3.2.3. Devletlerin Egemenliğinde Olmayan Deniz Alanları

3.2.3.1. Açık Denizler (High Seas)

3.2.3.1.1. Tanımı ve Hukuksal Statüsü

Açık deniz kavramının tanımı geleneksel olarak “herhangi bir devletin iç suları ve karasularını oluşturmayan, yani herhangi bir devletin egemenliği altında bulunmayan deniz alanlarının tümü” olarak ifade edilmiştir. Örneğin, “1958 Cenevre Açık Denizler Sözleşmesi (C.A.D.S.)”nin 1. maddesi açık denizleri “bir devletin karasularını veya iç sularını oluşturmayan bütün deniz alanları” olarak tanımlamaktadır.

Ancak, 1958 C.A.D.S.’nin yapılmasından sonra ortaya çıkan ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde düzenlenen münhasır ekonomik bölge alanının ortaya çıkması ile açık deniz kavramının tanımı da değişmiştir. 1982 B.M.D.H.S.’nin 86. maddesi açık deniz kavramını “bir devletin münhasır ekonomik bölgesine, karasularına veya iç sularına dahil olmayan bütün deniz alanları” olarak tanımlamaktadır.

Bu tanımlardan yola çıkarak açık denizin bir devletin egemenliği altında olmayan veya egemen yetkiler kullanamadığı bütün deniz alanlarını kapsadığı ifade edilebilir. M.E.B. alanları da kıyı devletinin egemen yetkiler kullandığı alanlar olduğundan, genel statüsü itibarı ile açık denizlerden sayılmayacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki, M.E.B. ancak sınırlı konularda (doğal kaynaklar ve ilgili bazı konular üzerinde) kıyı devletine egemen yetkiler tanımaktadır ve bu alan diğer açılardan açık denizin sahip olduğu statüye tabidir.

72 Resmi Gazete, 28 Aralık 1987, sayı: 19386. 73 Resmi Gazete, 21 Temmuz 1998, sayı: 23409.

Hem 1958 C.A.D.S. hem de 1982 B.M.D.H.S. açık denizlerin hukuki statüsünü “Serbestlik” olarak ifade etmişlerdir. 1958 C.A.D.S.’nin 2. maddesi ve 1982 B.M.D.H.S.’nin 87. maddesi bu statüyü genel olarak tanımlamaktadır. 1958 C.A.D.S.’ne göre serbestlik ilkesi:

• Açık denizlerin bütün devletlerin yararlanmasına açık olduğu,

• Hiçbir devletin açık denizlerin bir parçası üzerinde egemenlik sahibi olamayacağı,

anlamına gelmektedir.

Devletlerin açık denizlerde sahip oldukları özgürlükleri ise şu şekilde sıralamaktadır:

• Ulaşım özgürlüğü, • Balıkçılık özgürlüğü,

• Denizaltı kabloları ya da boru hatları döşeme özgürlüğü, • Açık denizler üzerinde uçuş özgürlüğü.

Bu özgürlüklerin dışında, uluslararası hukukun genel prensiplerinden doğan diğer özgürlüklerin de geçerli olduğu ifade edilmektedir. Uluslararası hukukun genel prensiplerinden doğan diğer özgürlüklerin neler olduğu düşünüldüğünde bunlar askeri tatbikatlar ve silah testleri gerçekleştirme özgürlükleri olabilecektir.

1982 B.M.D.H.S.’nin 87. maddesi bu hükümlerde ya bazı değişiklikler yapmış, ya da bazı eklemelerde bulunmuştur. Yaptığı değişiklikler;

• Denizaltı kabloları ya da boru hatları döşeme özgürlüğü ile, • Balıkçılık özgürlüğünü,

1982 B.M.D.H.S.’nde belirtilen diğer şartlara bağlamıştır. Ekledikleri ise;

• Uluslararası hukukun izin verdiği yapay adalar veya diğer yapılar inşa etmek,

olarak gözümüze çarpmaktadır.

Her iki sözleşme de devletlerin açık denizlerde sahip oldukları özgürlüklerin sınırsız olmadığını ve bazı şartlar ya da kısıtlamalar çerçevesinde kullanılması gerektiğini ifade etmektedirler. Bu şartlar genel olarak;

• Diğer ülkelerin çıkarlarına ve,

• Deniz yatağının korunmasına ilişkin, gerekli özeni göstermek, şeklinde ifade edilebilir.

Bu sınırlamalar dışında ayrıca uluslararası hukukun genel hükümlerinden kaynaklanan başka sınırlamalar da mevcuttur. Bunlara örnek olarak nükleer silahların test edilmesi, korsanlık, izinsiz yayın yapma, köle ve uyuşturucu kaçakçılığı ve çevrenin kirletilmesinin yasaklanması gibi yasaklar sayılabilir.

3.2.3.1.2. Açık Denizlerde Devletlerin Yetkileri

Açık denizlerin statüsünün serbestlik ilkesine dayanması ve açık denizlerin hiçbir devletin egemenliği altında olmaması prensiplerine rağmen, devletler açık denizlerde bazı konularda egemen yetkiler kullanırken bazı durumlarda da başka devletlerin araç ya da kişileri üzerinde yetkiler kullanabilmektedirler. Devletler açık denizlerdeki kendi uyruğunda bulunan araçlar ve kişiler üzerinde egemen yetki kullanabilirken, bazı suçlardan dolayı ve sıcak takip hakkı gereği başka devlet uyruğundaki gemiler ve kişiler üzerinde de bazı yetkiler kullanabilmektedirler.

Devletin açık denizlerde kendi uyruğundaki gemiler üzerinde münhasır yetkiye sahip olmasına “bayrak yasası” denmektedir. Bu yasa gereği, bir devletin açık denizde bulunan uyruğundaki bir gemisi o devletin açık denizdeki bir ülke parçası gibi kabul edilir. Buna göre bir gemi, bayrağını yani uyrukluğunu taşıdığı ülkenin yasalarına ve cezai ve hukuki yetkisine tabidir ve diğer devletlerin yasaları ve yetkileri dışındadır. O gemi içerisinde bulunan

kişiler de aynı şekilde o devletin ülkesinde bulunan kişiler gibi muamele görecekledir.

Bir devletin açık denizlerde, uyrukluğunda olmayan yabancı gemiler üzerinde de bazı suçlar nedeni ile müdahale etme ve yetki kullanma hakkına sahip olduğunu belirtmiştik. Buna göre, deniz haydutluğu (korsanlık), köle ticareti ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi suçlara ilişkin şüphe oluştuğunda ve izinsiz yayın yapan gemilere ve uyruksuz gemilere bir devlet müdahale etme hakkına sahiptir.74 Bu müdahale, ziyaret hakkı (gemiye çıkma) ve ilgili evrakları inceleme haklarını kapsamaktadır. Deniz haydutluğu ve izinsiz yayın suçlarında yargı yetkisi de bunun içerisinde bulunmaktadır. Deniz haydutluğu suçu ile ilgili bütün devletler ve izinsiz yayın ile ilgili ise zarar gören devlet yargı yetkisi kullanabileceklerdir.

Son olarak bir devlet sıcak takip (kesintisiz izleme hakkı) çerçevesinde açık denizlerde yabancı gemilere müdahale etme ve yargı yetkisi kullanma haklarına sahiptir. Bir yabancı gemi kıyı devletinin yetkisi altındaki bir deniz alanında o devletin yasalarını ihlal ederse, bu suçtan dolayı takibe alındığında bu gemi açık denize kaçar ise, gemiyi takibe devam edilebilir, durdurulabilir, yakalandığında kovuşturma amacı ile limana getirilebilir.75 İzleme hakkı bazı şartlara tabidir. Bunlar:

• İhlal, iç sularda, karasularında takımada sularında ya da oralarda geçerli yasaların ihlali ile ilgili olarak kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge ve oralarda kurulu tesislerin güvenlik alanlarında olmalı,76

• Takibe bu sularda ve gemiye dur emri verilerek başlanmış olunmalı, • Takip, ara verilmeden yetkili devletin gemi ya da uçakları ile yapılmalı, • Takip bir başka devletin karasularına girildiğinde sona ermeli, ve • İzleme ölçülü olmalı, yani orantısız (aşırı) güç kullanılmamalıdır.

74 1982 B.M.D.H.S., Madde 110.

75 Bu hak, 1958 C.A.D.S. ve 1982 B.M.D.H.S.’nde de yer almaktadır.

76 1958 C.A.D.S., Madde 23 (1) gereği sıcak takip; sadece iç sularda, karasularında ya da takımada sularında olan ihlaller için geçerli idi. 1982 B.M.D.H.S., Madde 111 (1, 2) ile bu kapsam genişletilmiş ve Kıta Sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge ve oralarda kurulu tesislerin güvenlik alanlarına kadar da genişletilmiştir.