• Sonuç bulunamadı

Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluk

Belgede Çıplak gemi kira sözleşmesi (sayfa 45-57)

A) Kiraya Veren

2. Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluk

Gemi malikinin, kiracı ile karşılaştırıldığında üçüncü kişilere karşı sorumluluğu

oldukça azdır127. Zaten, çoğu zaman gemi sahipleri, gemilerini, üçüncü kişilere karşı

sorumluluklarını sınırlandırmak için çıplak olarak kiraya verirler128. Başka bir ifade ile

gemi maliki, çıplak gemi kira sözleşmesini şahsi sorumluluğa (in personam) karşı

koruma olarak kullanmaktadır129. Bunun temel nedeni, yine, geminin kullanımının

kiracıya bırakılmasıdır. Ancak her ne kadar gemi malikinin sorumluluğu sınırlı olsa da

gemisini çıplak olarak kiraya vermek gemi maliki için bir o kadar riskli bir işlemdir130.

Zira kiracının gemiyi iyi bir şekilde işletmemesi gemi maliki için bertaraf edilmesi zor olan sonuçlar doğurabilir. Özellikle geminin kiracının borçlarından dolayi ihtiyati

125 CHITTY, s. 480.

126 ÜLGENER, Gemi İşletme Müteahhidi, s. 13.

127 Çıplak olarak kiraladığı gemiyi alt kira sözleşmesi ile kiraya veren kiracının, üçüncü kişilere

karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından sadece kiraya veren gemi malikinin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun incelenmesi icap etmektedir.

128 CHITTY, s. 481. 129 CHITTY, s. 481. 130 PLOMARİTOU, s. 318.

36 haczi ve (veya) üzerinde gemi alacaklısı hakkının doğması geminin, malikinin elinden

çıkması ile sonuçlanabilir131.

a) Geminin İhtiyati Haczi

Bilindiği üzere, ihtiyati haciz para alacakları için söz konusu olmakta ve ileride yapılacak olan takibi, borçlunun malvarlığına el konulması ile güvence altına almak

için Mahkeme tarafından yapılan geçici bir hukuki korumadır132. Bu hukuki

korumanın deniz ticareti açısından konusu gemilerdir. Zira, gemiler, alacakların temin edilmesi açısından önemli servet sayılmaktadır ve yapıları itibarı ile sürekli yer değiştiren mallardır. Alacaklının takip prosedürünü bitirene kadar geminin başka ülkeye kaçırılması ise ona karşı takip işlemini zorlaştıracak veya tamamen imkânsız hale getirecektir133.

Geminin ihtiyati haczi, deniz alacağını teminat altına alınması için Mahkeme

kararı ile geminin alıkonması ve seferden men edilmesidir134. Deniz alacağına dair

dava veya takip sonunda alacaklı haklı çıkarsa geminin ihtiyati haczi kesin hacze

dönüşür ve alacaklı geminin satışını talep edilebilir135 ki, bu da geminin, malikinin

elinden çıkması anlamına gelmektedir. TTK`nın 1353. maddesinin 3. fıkrasına göre,

131 PLOMARİTOU, s. 318.

132 PEKCANITEZ, Hakan, ATALAY, Oğuz, ÖZEKES, Muhammet, İcra ve İflas Hukuku Temel

Bilgiler, 12. Baskı, Ankara 2015, s. 233.

133 İNCE, Faysal, Gemilerin İhtiyati Haczi, İstanbul Barosu Dergisi, C. 82, S. 3, Y. 2008, s. 1323. 134 FARAJ, Omar Mohammed, The Arrest of Ships: Comprehensive View on the English Law,

Lund University Faculty of Law, Master Thesis, 2012, s. 15; AKSOY, Mehmet Ali, Gemilerin İhtiyati Haczi, TBB Dergisi S. 123, 2016, s. 261; GRDİNİĆ, Jelena Nikčević, NİKČEVİĆ, Gordana, Arrest of Ships – The International Conventions on Arrest of Ships, Transactions on Maritime Science, 2012, 02, 103-108, s. 103.

37

deniz alacaklılarından başka alacaklar için gemi ihtiyati hacze konu olmaz136. Deniz

alacakları TTK`nın 1352. maddesinde sayılmaktadır137.

Kiracının gemiyi işletmesinden doğan deniz alacakları da gemiyi ihtiyaten haczetme hakkı verer mi? Öncelikle TTK m. 1369, f. 1 (b)`ye dikkat edilirse kiracının borcundan geminin ihtiyaten haczi için deniz alacağının doğduğu sırasında borçlu olan kiracının, ihtiyati haczin uygulandığı sırada gemi maliki olmasının gerektiği görülür. Bu da sözleşme sonunda geminin mülkiyetinin devrini öngören finansal kiralama

136 TTK`nın gemilerin ihtiyati haczi ile ilgili hükümleri 1999 yılında Cenevre`de kabul edilmiş

“Gemilerin İhtiyati Haczine İlişkin Milletlerarası Sözleşme (1999 MS)”den (bazı değişikler haricinde) tercüme edilerek alınmıştır.

137 a) Geminin işletilmesinin sebep olduğu zıya veya hasar; b) geminin işletilmesi ile doğrudan

doğruya ilgili olarak, karada veya suda meydana gelen can kaybı veya bedensel zararlar; c) kurtarma faaliyeti veya her türlü kurtarma sözleşmesi ve uygulanıyorsa, çevre zararı tehdidi oluşturan bir gemi veya gemideki eşya ile ilgili kurtarma faaliyeti için ödenecek özel tazminat; d) çevreye, kıyı şeridine veya bunlara ilişkin menfaatlere gemi ile verilen zarar ya da zarar verme tehdidi; bu zararı önlemek, sınırlandırmak veya ortadan kaldırmak için alınan önlemler; bu zarar karşılığı ödenecek tazminat; çevrenin eski duruma getirilmesi için fiilen alınan veya alınacak olan makul önlemlerin giderleri; bu zarar ile bağlantılı olarak üçüncü kişilerin uğradığı veya uğrayabileceği kayıplar ve işbu (d) bendinde belirtilenlere benzer nitelikteki zararlar, giderler veya kayıplar; e) gemide bulunan veya bulunmuş olan şeyler de dâhil olmak üzere, batmış, enkaz hâline gelmiş, karaya oturmuş veya terkedilmiş olan bir geminin yüzdürülmesi, kaldırılması, çıkartılması, yok edilmesi veya zararsız hâle getirilmesi için yapılan giderler ve harcamalar ile terk edilmiş bir geminin korunması ve gemi adamlarının iaşesi ile ilgili giderler ve harcamalar; f) bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, geminin kullanılması veya kiralanması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme; g) bir çarter parti düzenlenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, gemide eşya veya yolcu taşınması amacıyla yapılmış her türlü sözleşme; h) gemide taşınan eşyaya (bagaj dâhil) gelen veya bu eşyaya ilişkin zıya veya hasar; i) müşterek avarya; j) römorkaj; k) kılavuzluk; l) geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, teçhizat (konteynerler dâhil) ve bu amaçlarla verilen hizmetler; m) geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, geminin niteliğinde değişiklik yapılması ya da donatılması; n) liman, kanal, dok, iskele ve rıhtım ve su yolları için ödenecek ücretler ve diğer tutarlar; o) ülkelerine geri getirilme giderleri ve onlar adına ödenmesi gereken sosyal sigorta katılma payları da içinde olmak üzere, kaptan zabitle ve gemide çalıştırılan diğer kişilere, gemide çalıştırılmakta olmaları dolayısıyla ödenecek ücretler ve diğer tutarlar; p) geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar; q) geminin maliki veya gemi kiracısı tarafından veya onların adına gemiye ilişkin olarak ödenecek sigorta primleri (karşılıklı sigorta aidatları dâhil); r) geminin maliki veya gemi kiracısı tarafından veya onların adına gemiye ilişkin olarak ödenecek her türlü komisyon, brokaj veya acente ücretleri; s) geminin mülkiyeti veya zilyetliğine ilişkin her türlü uyuşmazlık; t) geminin ortak malikleri arasında çıkan, geminin işletilmesine ya da gemiden sağlanan hasılata ilişkin her türlü uyuşmazlık.; u) gemi rehni veya gemi ipoteği veya gemi üzerinde aynı nitelikteki ayni bir yükümlülük; v) geminin satışına ilişkin bir sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlık.

38 sözleşmesinde olabilir. Ancak kiracının, ihtiyati haczin uygulandığı sırada gemi maliki olması çıplak gemi kira sözleşmesi açısından olağan olmadığından Türk mahkemeleri kiracının deniz alacaklılarına konu olan borçlarından dolayı geminin ihtiyati haczi hakkında karar veremeyeceklerdir. Ancak TTK hükümlerinin alındığı 1999 MS m. 3, f. 1(b)`ye bakıldığında farklı bir durum görülmektedir. Hükme göre, hakkında deniz alacağı ileri sürülen herhangi bir geminin ihtiyati haczi deniz alacağının doğduğu sırada geminin kiracısı olan kişi borçtan sorumlu olup, ihtiyati haczin uygulandığı sırada geminin kiracısı veya maliki ise mümkündür. TTK`nın yukarıdaki bahsedilen hükmünden farklı olarak burada geminin, kiracının deniz alacağına konu olan borcundan dolayı ihtiyaten haczolunmasına olanak tanındığı görülmektedir. Yani,

1999 MS`ye taraf olan devletlerin138 mahkemeleri kiracıların borçları nedeniyle çıplak

gemi kira sözleşmesine konu olan geminin ihtiyaten haczolunması konusunda karar verebilirler. Ancak böyle bir karar 1999 MS`nin 3. maddesinin 3. fıkrası gereğince, ihtiyati haciz için başvurulan mahkemenin ait olduğu Devletin hukukuna göre söz konusu alacakla ilgili ilamın, geminin satılarak icra edilebilir olması halinde mümkündür.

1952 yılında Brükselde kabul edilmiş “Gemilerin İhtiyati Haczine İlişkin Milletlerarası Sözleşme (1952 MS)”nin 3. maddesinin 4. fıkrasına göre de kiracının

geminin işletmesinden doğan ve deniz alacağına139 konu olan borcundan dolayı söz

konusu gemi ihtiyaten haczedilebilir. Bu nedenle İskandinav ülkeleri 1952 MS`ye üye

olmamışlar140. Türkiye gibi bu milletlerarası sözleşmelere üye olmayan Devletler

kiracıların deniz alacaklarına konu olan borçlarından dolayı geminin ihtiyaten haczolunup olunmayacağını kendi hukukları ile belirlemektedirler. Bu yüzden söz konusu mesele ihtiyati haczin istendiği ülkelere göre değişir.

Anlaşılacağı üzere gemi malikinin deniz alacaklılarına karşı sorumluluğu doğrudan değil, dolaylı bir sorumluluktur. Ancak bazı deniz alacakları geminin denize

138 Sözleşmeye taraf devletlerin listesi için bkz. ATAMER/SÜZEL, s. 754. 139 1952 MS`de deniz alacakları 1. maddede açıklanmıştır.

140 İSİKOVA, Nadiya, The Ship Arrest Conventions of 1952 and 1999 : international and Ukrainian

39 elverişsizliğinden ortaya çıkabilir ki, burada da üçüncü kişilere karşı asıl sorumluluğun gemi malikinde mi yoksa kiracıda mı olacağı tartışma konusudur. Bu yönde ABD Federal Temyiz Mahkemelerince verilmiş çeşitli emsal kararları mevcuttur. Altıncı

Circuit141, W G. Bush & Co. v. Sioux City & New Orleans Barge Lines, Inc davasında

çıplak olarak kiralanan geminin denize elverişsiz olarak kiracıya teslim edilmesi sonucu üçüncü kişinin uğramış olduğu zararda gemi malikini üçüncü kişiye karşı sorumlu tutmamıştır. Şöyle ki, mahkeme, hem kiracıların gemi işletme müteahhidi sıfatıyla üçüncü kişilerle ilişkide denize elverişli gemi temin etmekle yükümlü olduğunu, hem de gemi sahiplerinin gemilerini çıplak olarak kiralamakla üçüncü kişilere karşı sorumluluklarından kurtulmak niyetlerinin gerçekleştirilmeli olduğunu vurgulayarak kiracının üçüncü kişinin zararını tazmin etmesi, bundan sonra gemi

malikinin de aynı oranda kiracıyı tazmin etmesi yönünde karar vermiştir142. Buna

benzer şekilde, çıplak olarak kiralanmış gemilerin denize elverişsizliği nedeniyle üçüncü kişilere vermiş olduğu zararlardan gemi malikinin sorumlu tutulmamasına ilişkin kararının verildiği bazı Federal Temyiz Mahkemesi içtihatları da mevcuttur. Söz konusu kararlara karşın Beşinci Circuit, Baker v. Raymond International, Inc. davası kararında, geminin denize elverişsizliğinden meydana gelen zararlarda gemi malikinin sorumluluktan kurtulmamalı olduğunu, zarar görmüş üçüncü kişinin, gemi

sahibine karşı dava açma hakkına sahip olmasının önemli olduğunu ifade etmiştir143.

Gemi sahiplerinin geminin denize elverişsizliği nedeniyle oluşan zarardan üçüncü kişilere karşı sorumlu tutulmaması daha isabetli gözükmektedir. Zira, gemi sahiplerinin denize elverişli gemi temin etmesi sorumluluğu kiracılara karşıdır. Şüphesiz, kiracılar, üçüncü kişileri, onlara verdikleri zararlardan dolayı tazmin ettikten sonra zarar miktarı oranında gemi sahiplerine rücu edebilirler. Yukarıda da belirtildiği

141 “Circuit” ABD`de temyiz mahkemeleri için kullanılan addır. Genel mahkeme sayılan Federal

Bölge mahkemelerinın kararlarından temyiz için Circuit`lere başvurulmaktadır. Ülkeni farklı bölgelere ayıran oniki adet Federal Circuit mevcuttur. Bkz. https://www.justice.gov/usao/justice-

101/federal-courts. E.T. 03.02.2016.

142 W. G. Bush Co. v. Sioux City New Orleans Barge Lines, Inc., 474 F. Supp. 537, 544 (M.Tenn.

1977). Bkz. CHITTY, s. 488-489.

40 gibi gemi maliki çoğu zaman gemisini işletme, üçüncü kişilerle muhatap olma külfetinden kurtarmak için kiraya verir, kiracı da bundan dolayı üçüncü kişilerle ilişkilerde donatanın yetkilerini alır.

Öğretide, meselenin çözümü için üçüncü kişilere karşı verilen zararlarda gemi

malikinin menfaatinin korunduğu, P&I sigortasının144 yapılması önerilmektedir145.

b) Geminin Gemi Alacağına Konu Olması

Belirli deniz alacaklılarına gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tanınmaktadır. Her hukuk düzeni bu alacaklıların deniz alacaklılarından hangilerinin olduğunu

belirlemektedir146. Bu alacaklılar, gemi alacaklıları olarak adlandırılmaktadırlar.

Kanuni rehin hakkı, gemi alacaklısı hakkının verdiği, akdi veya kanuni rehin ve

her türlü diğer alacaklara karşı önceliği haiz kanuni bir himayedir147. Kanuni rehin

hakkı gemi alacaklısına alacağını geminin bedelinden alma hakkını vermektedir148.

144 Tam adı “Protection and Indemnity (Koruma ve Tazminat)” olan P&I sigortasının yaranma

nedeni gemi malikinin tekne/makine sigortasına girmeyen sorumluluklarını teminat altına almaktır. Bkz. SOYER, Barış, Warranties in Marine Insurance, 1st Edition, Cavendish

Publishing Limited, London 2001, s. 116; KENDER, Rayegan, ÇETİNGİL, Ergon, Deniz Ticareti Hukuku (Takip Hukuku ve Deniz Sigortaları ile Birlikte) Temel Bilgiler, 12. Baskı, İstanbul 2009, s. 280-281; FORCE, s. 187; Koruma ve tazminat rizikolarına karşı gemiler, P&I Kulüpleri tarafından sigortalanmaktadır. P&I Kulüplerini donatanlar kurmakta ve kontrolü altında tutmaktadırlar. Bu yüzden hukuki niteliği müşterek sigorta şirketi olan bu kuruluşlar kulüp adlandırılmaktadır. Donatanlar veya gemi sahipleri sigorta karşılığında P&I Kulüplerine aidat öderler. Bkz. KENDER/ÇETİNGİL, s. 281.

145 CHITTY, s. 492.

146 ÖZGENÇ, Zeynep, Gemi Alacaklısı Hakkına Uygulanacak Hukuk Sorunu, İpek Yolu

Canlanıyor: Türk-Çin Hukuk Zirvesi, Uluslararası Hukuk Konferansı, Konferans Bildiri Kitabı, Ankara 2013, s. 226.

147 ÖZGENÇ, s. 226; KANER, İnci, Gemi Alacaklısı Hakkı ve Gemi Alacağı, Marmara

Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi – Özel Sayı “6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu`nu Beklerken” 10 – 11 – 12 Mayıs 2012 – Sempozyum, C. 18, S. 2, İstanbul 2012, s. 487 – 490 (Gemi Alacağı), s. 488; ÜLGENER, Fehmi, Kanuni Rehin Hakkı Sigortası

(Kanuni Rehin),

http://www.ulgener.com/files/upload/files/articles/turkish/06.Kanunirehinhakkisig.pdf, s. 1. E.T. 16.02.2016.

41 Gemi alacaklısı hakları, 1993 MS`nin 4. maddesinde belirtilen ve TTK`nın söz

konusu maddeye atıf yaptığı m. 1320`de sayılan149 geminin malikine, kiracısına,

yöneticisine veya işleteninine karşı doğmuş olan alacaklardır150.

Alacağını tahsil edemeyen gemi alacaklısı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla geminin satışını isteyebilir ki, bu da geminin gemi malikinin elinden çıkması anlamına gelmektedir.

Her ne kadar gemi alacaklarının bir kısmı P&I veya tekne sigortacısı tarafından koruma altına alınsa da (gemi adamlarının veya üçüncü kişilerinin yaralanması veya ölümünden doğan zarar ve masraflar, gemi adamlarının ülkesine iade masrafları, kurtarma ücreti, liman, kanal masrafları, karantina masrafları, çatmadan doğan

sorumluluk vb.151) kiracının sigorta primlerini ödememiş olması152 ya da P&I

kulübünün ortadan kalkmış olması hallerinde bu alacağın ödenilmemesinin

sonuçlarına gemi maliki katlanacaktır153.

149 TTK m. 1320. maddenin 1. fıkrasının (f) bendinde 1993 MS m. 4`deki alacaklara ilaveten gemi

alacaklısı hakkı olarak “müşterek avarya garame payı alacakları” da yer almaktadır. Ancak m. 1323, f. 2 uyarınca müşterek avarya garame payı alacaklarının tescil edilmiş veya edilmemiş diğer rehin haklarına göre öncelik hakkı bulunmamaktadır.

150 Bu alacaklar şöyle sıralanmıştır: a) Ülkelerine geri getirilme giderleri ve onlar adına ödenmesi

gereken sosyal sigorta katılma payları da içinde olmak üzere, kaptan, zabitler ve gemide çalıştırılan diğer kişilere, gemide çalıştırılmakta olmaları dolayısıyla ödenecek ücretlere ve diğer tutarlara ilişkin istemler; b) Geminin işletilmesi ile doğrudan doğruya ilgili olarak, karada veya sudameydana gelen can kaybı veya bedensel zararlardan doğan istemler; c) Kurtarma ücretine ilişkin istemler; d) Liman, kanal ve diğer su yolları için ödenecek resimler ve kılavuzluk ücretlerine ilişkin istemler; e) Gemide taşınan eşyanın, konteynerlerin ve eşyalarının uğradığı zıya veya hasarın dışında, geminin işletilmesinin sebep olduğu maddi zıya veya hasardan doğan ve haksız fiile dayanan istemler. Bkz. ATAMER/SÜZEL, s. 57.

151 P&I sigortasının teminat altına aldığı rizikolarla ilgili detaylı bilgi için bkz. ALGANTÜRK,

Didem, Deniz Sigorta Hukukunda Kulüp Sigortası, İstanbul 2002.

152 Barecon 2011 sözleşmesinin tercihe bağlı 13. maddesiin (a) bendine göre tekne ve P&I sigortası,

masrafları kendilerine ait olmak üzere, kiracılar tarafından yapılmaktadır: “During the Charter Period the Vessel shall be kept insured by the Charterers at their expense against hull and manery, war and Protection and Indemnity risks … in such form as the Owners shall in writing approve, which approval shall not be un-reasonably withheld”.

42 Gemi malikinin, gemisini gemi alacaklılarının takibinden kurtarmak için tek imkânı bulunmaktadır. Bu imkân TTK m. 1061, f. 2, c. 2`de açıklanmaktadır: “Malik, geminin işletilmesinden dolayı gemi alacaklısı sıfatıyla bir istemde bulunan kişiyi, bu işletilme malike karşı haksız ve alacaklı da kötüniyet maliki olmadıkça, hakkını

istemekten engelleyemez154”. Yani, gemi malikinin gemisini gemi alacaklarından

kurtarmak için gemi, malike karşı haksız işletilmeli ve alacaklı da kötüniyetli olmalıdır. Söz konusu hükümde aranan ilk şart geminin haksız işletimesidir. Çalışma konusu açısından geminin kiracı tarafından haksız işletilmesi hangi şekilde gerçekleşebilir? Örneğin, çıplak gemi kira sözleşmesinin süresi bitmiş olmasına rağmen geminin kiracı tarafından kullanılması veya kiracı tarafından sözleşmeye aykırı bir şekilde kullanılması geminin haksız olarak kullanılması sayılır mı?

Doktrinde çoğunluk, sözleşme süresinin bitmiş olmasını geminin haksız

kullanılması olarak nitelendirmektedir155. Buna karşılık, geminin kiraya verenle kiracı

arasındaki sözleşmeye aykırı olarak kullanılmasının geminin haksız kullanılması

sonucunu doğurmadığı savunulmaktadır156. Öğretideki bir görüş ise, akit temelinin

çökmesi ile sözleşmenin feshedilebileceği hallerde geminin haksız kullanıldığı

sonucunun çıkarılabileceğini ifade etmektedir157.

TTK m. 1061, f. 2, c. 2`deki ikinci şart ise, deniz veya gemi alacaklısının kötüniyetli olmasıdır. Çalışma konusu açısından deniz veya gemi alacaklısı kiracının

gemiyi haksız şekilde kullandığını biliyorsa veya bilmesi gerekiyorsa kötüniyetlidir158.

Yalnız belirtilmesi gerekir ki, geminin haksız kullanılması gemi acaklısı hakkının doğmasına engel olmaz. Sadece, gemi malikinin geminin haksız kullanılması ve

154 Her ne kadar burada sadece gemi alacağından bahsedilse de, hüküm deniz alacaklarına da

uygulanabilir.

155 OKAY, Sami, Deniz Ticareti Hukuku I, Giriş-Gemi-Donatan ve Donatma İştiraki-Gemi

Adamları, 3. Baskı, İstanbul 1970, s. 233; SÖZER, 2014, s. 177.

156 ÇAĞA/KENDER, C. 1, s. 138; SÖZER, 2014, s. 177. 157 SÖZER, 2014, s. 177.

43 alacaklının bu durumda kötüniyyetli olmasına dair def`i hakkı, geminin takibe konu

olmasına engel olur159.

c) Petrol Kirliliğinden Sorumluluk

Gemi malikinin üçüncü kişiler karşısındaki bir diğer sorumluluğu ise, geminin petrol kirliliğine yol açmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim, Türkiyenin de katıldığı 1992 yılında Londra`da kabul edilmiş Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Hukuki

Sorumluluğu ile İlgili Milletlerarası Sözleşmenin (1992 MS)160 III maddesinin 4.

fıkrasının (c) bendine göre, “çıplak gemi kiracısı dahil olmakla hiç bir kiracıdan, hasarın, zarar verme kasdı ile veya dikkatsizce veya böyle bir sonucu göz önüne alınarak yapılan kişisel hareket veya ihmalden kaynaklanmaması şartıyla bu Sözleşme ile veya başka bir şekilde kirlenme zararı sebebiyle tazminat talep edilemez”. Bu hükümden anlaşıldığı üzere çıplak gemi kiracısı, kasdı veya ihmali olmadan petrol kirliliğine sebebiyet vermişse bundan sorumlu tutulamaz. Örneğin, petrol kirliliği geminin, maliki tarafından denize elverişsiz olarak teslim edilmesinden kaynaklanmışsa, burada çıplak gemi kiracısının kasdı veya ihmali söz konusu değildir. Böyle bir durumda zararın gemi maliki tarafından karşılanması gerekir. Yukarıda bahsedilen denize elverişsizlik sonucu üçüncü kişilere verilmiş zararların gemi maliki veya kiracı tarafından karşılanacağı tartışması burada geçerli olmayacaktır. Zira, 1992 MS`nin deniz ticaretinde önemli yere sahip olan devletlerin neredeyse hepsi tarafından

kabul edildiği161 dikkate alınırsa bu kural tüm üye devletler açısından iç hukuk normu

haline gelmiştir.

Vurgulamak gerekir ki, gemi malikinin petrol kirliliğinden doğan sorumluluğu da genelde sigortacı tarafından karşılanmaktadır. Şöyle ki, 1992 MS`nin VII maddesinin 1. fıkrası uyarınca, üye devletin sicilinde tescilli ve 2000 tondan fazla hidrokarbon yükü taşıyan geminin maliki petrol kirliliği sorumluluğunun tazminatı

159 ÇAĞA/KENDER, C. 1, s. 138; SÖZER, 2014, s. 178.

160 TTK m. 1336, f. 1`e göre kirlenme zararı hakkında 1992 MS hükümleri uygulanacaktır. Ayrıca

Türkiye 1992 MS`ye 27.01.2000 tarihli ve 4507 ile 4508 sayılı Kanunlarla katılmıştır.

44 için sigorta yaptırmalı veya diğer mali güvenlik sertifikası temin etmek zorundadır. Bu

sigorta da genel olarak P&I klüpleri tarafından yapılmaktadır162.

d) Sorumluluğa Karşı Teminat

Gemi malikinin yukarıda bahsi geçen sorumluluklardan korunması için en önemli aracın P&I sigortası olduğu yukarıda belirtilmişti. Bunun dışında gemi maliki, üçüncü kişilere karşı sorumluluktan korunmak için çıplak gemi kira sözleşmesine farklı hükümler de ekletebilir. Hatta sözleşmeye eklenmemiş olsa bile, gemi malikine böyle bir hak TTK m. 1122 ile tanınmaktadır. Hükme göre “Kiracı, üçüncü kişilerin, geminin işletilmesinden dolayı, kiraya verene karşı yöneltecekleri tüm istemleri karşılamak yükümlülüğü altındadır”. Kiracı, TTK m. 1122 uyarınca söz konusu olan

istemleri karşılamazsa gemi maliki uğradığı zararları kiracıya rücu edebilir163.

Barecon 2001`in 17. maddesindeki “Tazminat” klozu da TTK m. 1122 ile aynı anlam taşımaktadır. Söz konusu klozun (a) bendinin ilk cümlesine göre: ”Kiracılar,

Belgede Çıplak gemi kira sözleşmesi (sayfa 45-57)

Benzer Belgeler