4.3. ÖZELLEŞTİRME VE İMKB
4.3.3. Özelleştirmede Borsanın Şansı
Özelleştirmeyi gerçekleştirmek, siyasilerin en önemli hedeflerinden biri olmuştur. Bu hedef ancak sermaye piyasasının gelişmesiyle daha etkin ve hızlı yapılabilir. Bu da özelleştirmeyi hedefleyen siyasi otoritenin aynı zamanda sermaye piyasasının ve borsanın gelişmesini hedeflemesi anlamına geliyor. Böyle bir hedef, hükümetin, sermaye piyasasının sorunlarını gündemine almasını ve bu sorunlara el atmasını gerektiriyor. Bu, Türkiye gibi bir ülkede önemli bir avantajdır. Gelişmiş ve etkin bir borsa özelleştirmenin de önünü açacaktır.190
Özelleştirme programı çerçevesinde İMKB’nin 20 yıllık döneminde yapılan halka arzlar, piyasaya bir standart getirdi. Özel sektör şirketlerinin de halka açılmasına öncülük etti.
Üstelik özelleştirme çerçevesinde hisseleri halka arz edilen anonim ortaklıklar büyük ölçekliydi. Borsada iyi performans gösterdiler. Böylece özelleştirme, sermaye piyasasını arz yönünden destekledi. Zaman zaman patlayan talep karşısında kamu kesiminden yapılan halka arzlar, borsada arz-talep dengesizliğinin yol açacağı fiyat oynaklıklarını azalttı, piyasanın gelişmesini ve de-
188 FERTEKLİGİL. a.g.e 1993. s.360 189 FERTEKLİGİL. a.g.e 1993. s. 362
190 KARAHAN, Hakan. "Menkul Kıymet Borsalarının Ekonomideki Yeri" İktisadi AraştırmalarVakfı Yayın No:88
rinleşmesini sağladı.
Kamu hisselerini halka arz eden Özelleştirme İdaresi, İMKB'de zaman zaman, kendi hisselerinde sınırlı olmak üzere, piyasa düzenleyiciliği görevini üstlendi. Bu, piyasaya fiyat istikran yönünden katkıda bulunurken, aynı zamanda "market-marker”lik işlevinin uygulanması imkânını getirdi. Aynı "market marker”liği, hisselerini piyasaya arz eden bazı özel sektör şirketleri de üstlendi.191
İlk kez 1988 yılında kamu tarafından halka arz edilen Teletaş hisseleri tüm halka açılmalara örnek oldu, bir standart oluşturdu. Türkiye piyasasında hisselerin halka arz edilebileceğini ve bu konuda bir standardın yerleştirilebileceğini yerli ve yabancı yatırımcılara gösterdi. Teletaş'ın halka arzındaki başarı ve gelen talep, doğru işler yapıldığında piyasanın potansiyelinin ne olduğunu kanıtladı. Yabancıların Türkiye piyasasına bakış açılarını değiştirdi.192
191 YILDIRIM, Abdurrahman. Borsada Dördüncü Perde. Alfa Yayınları. İst. 1996. s. 28–29 192 FERTEKLİGİL. a.g.e 1993. s.359
BEŞİNCİ BÖLÜM
BORSALARDA SPEKÜLASYON VE MANİPÜLASYON 5.1 SPEKÜLASYON VE YATIRIM
Yatırım, öngörülebilir makul bir gelirin (kâr payı, faiz, kira) uygun bir uzun dönemde kazanılması için, varlıkların satın alınması, edinilmesidir. Yatırım kavramı, getirinin kestirilebilirliği ile spekülasyondan farklılaşır. Bir binanın gelecekte sağlayacağı kira getirişi, hisse senedinin, kâr payı şeklinde sağlayacağı nakit akımları için edinilmesi yatırım olarak tanımlanırken, tekrar elden çıkarılmak ve aradan geçen sürede sermaye kazancı edinmek üzere bir varlığın satın alınması spekülasyon olarak değerlendirilmektedir.
Belirtilen anlamıyla yatırım kavramı, firma kuruluş teorisinde de yerini bulur. Teori ikinci bolümde belirtildiği üzere, her hisse senedinin gerçek bir değere sahip olduğunu, bu değerin cari ve gelecekteki kestirirlerle (ki bu kestirimler hisse senetlerini ihraç etmiş bulunan firma kazançlarına ilişkindir), belirlenebileceğini, pazar fiyatı ile bu değerin karşılaştırılmasıyla alım veya satım kararı alınacağından pazar değerinin anlık sapmalarda bulunsa da, uzun dönemde temel ilkeleri yansıtan
gerçek değere eşit olacağını öngörmektedir.193
Spekülasyona vurgu ise ikinci bakış açısında, Keynes-1936 ile literatürde bir ölçüde yerini alan "düş dünyasında işlem" yaklaşımında yapılır. Yaklaşıma, sadece gelecekteki nakit akımlarının değil pazardaki işlemci kitlenin gelecekte nasıl davranacağının, ne düşlerle işlem yapacağının da fiyatın oluşumunda önemli katkısı olduğunu, kitlenin iyimser veya kötümser psikolojisine bağlı olarak sürekli fiyat yükselişlerinin/düşüşlerinin olabileceğini, bazen sonlarının çöküşle noktalanacağını ve tüm bu unsurların temel ilkelerden bağımsız olarak fiyatları ve kaynak tahsisini şekillendireceği vurgulanır.
Böylece kitle tavırlarının tanınmasına, kitle psikolojisinin gelecekte alacağı şekle bağlı olarak alım satım kararı verilmesini önerir. Bu şekilde katılımcı, kendi doğrusunu değil, içinde yer aldığı kitlenin doğrusunu arayacaktır.194
Keynes - 1936 'da bu yaklaşım, yatırıma biçilecek fiyatın, istenilen değerin değil, gelecekte
193 ÖZBAY, Remzi. Hisse Senedi Fiyatlarında Yükseliş ve Çöküşler: Borsalarda Spekülasyan ve Manipülasyon.
SPK Araştırma Raporu. İst. 1990. s. 38
başkasının ona biçeceği değer kestirilerek belirleneceği öngörülmekte, bu durum bir güzellik kraliçesi seçiminde jüri üyesinin takındığı tutumla örneklendirilmektedir. Örnekle, akıllı jüri üyesinin kendi ölçülerinin değil, ortak bakış açısının güzeli belirleyeceğini düşünerek ona göre oy vereceği varsayılır. Böylece her yatırımda, mevcut anlaşmanın gelecekte alacağı şekil kestirilerek karar verilecektir. Malkiel (1981)'de anılan "Daha Akılsızını Bulma Teorisi" (The Greather Foolish Theory) mantığıyla hareket eden bir katılımcının her alışı, gelecekte bu varlığa daha yüksek bir fiyat verecek birilerinin bulunacağı fikri esas teşkil edecektir. Diğer bir deyişle, yatırımdan farklı olarak spekülasyonda, sermaye kazancı esas alınır. Kazancın gerçekleşmesi olasılığı, isteklerde doğacak pozitif değişmelere değil, "yığın psikolojisi" ne ilişkin beklentilere dayandırılır.195
Spekülatif davranışların pazar performansı üzerindeki olumsuz etkisi ise, aşağıda detaylı olarak açıklanacağı üzere istikrarı bozmasında, genel/geleneksel modelde yer aldığı şekilde gerçekle bağın koparak, pazarın yığın psikolojisinin egemenliği altına girmesinde ve böylece sonu çöküşle
sonuçlanacak sapmalara yol açma güçlerinde yatmaktadır.196