• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE SAHA ARAŞTIRMASI

3.2. Veri Analizi ve Bulgular

3.2.1. Örneklemin Demografik Özellikleri

Örneklemin kontrol değişkenleri içinde yer alan demografik özelliklerin detayları Tablo 12’de detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Demografik özellikler motivasyon algısının de-ğişiminin analizi yapılırken çok önemsenmesi gereken ve önemli olan bilgilerdir.

Tablo 12

Örneklemin Demografik Özellikleri DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLER(n=700) (n) % (n) % Cinsiyet Kadın 199 28,5 Yaş Grubu Erkek 500 71,5 20 ve Altı 1 0,1 21-40 493 70,6 Medeni Du-rum Evli 414 59,4 41-60 198 28,4 Bekâr 281 40,3 61 ve üzeri 6 0,9 Diğer 2 0,3 Eğitim Durumu İlköğretim 11 1,6

Mesleğiniz Yönetici İşveren 171 24,5 Orta Öğretim 45 6,5

526 75,5 Lise 286 41,0 Yüksekokul 280 40,2 Aylık Gelir 3000 ve Altı 170 24,3 Üniversite (Master/Dr) 75 10,8 3001-5000 219 31,3 5001-7000 215 30,8 Sakarya’daki İkamet Süresi Doğuştan Beri 399 57,3 7001-10000 72 10,3 1-5 yıl 46 6,6 10001 + 23 3,3 6-15 yıl 118 17,0 16-25 yıl 102 14,7 26 yıl ve üzeri 31 4,5 (*) Tabloda cevaplanmayan değerler (Missing System) girilmemiş, fakat yüzde dağılımında geçerli yüzdeler (Valid Percent) gösterilmiştir.

Demografik değişkenlere ilişkin sorulara verilen cevapların dağılımları gösterilmiş ve yorumları yapılmıştır. Tablo 12’de verilen değerler incelendiğinde, araştırmaya katılan-ların yaklaşık %29’u kadın, %71’i erkek olarak belirtilmiştir. Erkek işveren ve yönetici-lerin sayısının çok olması işletmeyönetici-lerin çalışma alanlarının organize sanayi bölgeleri ol-ması, çalışma şartları ve sürelerinin uzunluğu, yoğunluğu gibi nedenler olabilir.

Örneklemin medeni durum olarak yaklaşık %59’u evli ve %40’ı bekâr şeklinde bilgi verdikleri görülmüştür. Sakarya’da anket çalışması yapılan işletmelerin yönetici ve işve-renlerin önemli bir kısmının evli olduğu görülmüştür. Yaş olarak olgunluk dönemini yaşayan, belli bir yaşam ve iş tecrübesine sahip olan yönetici ve işverenlerin gerek yö-netim gerekse iş sahipliğini başarı ile yürütmeleri düzenli bir yaşamın sonucu olabilir. Genel olarak sosyoloji bilimi teorisyenlerine göre sosyal bir varlık olan insanın belirli

bir oluşuma aidiyet hissettiği yönündedir. Buna bağlı olarak insanın bağlılık hissi yaşa-yabileceği bir aile ortamı olması, evli işveren ve yöneticilerin sayısal çoğunluğunu açık-lıyor olabilir.

İşveren ve yöneticilerin meslek dağılımları incelendiğinde cevap veren örneklemin yak-laşık %24’ü işveren, %76’sının yönetici olduğu görülmektedir. Sonuçlardan anlaşılacağı üzere bir iş sahibi olacak sermaye birikimi, zaman ve diğer faktörler için zorlukların bulunması gibi nedenlerden dolayı işveren sayısının az olma ihtimali bulunmaktadır. Ayrıca işletmelerin şirket statüsünde olsalar dahi sahibi olabilecek insan sayısının sınır-lılığı gibi nedenlerden işveren sayısı az olabilirken, her işletmede organizasyon yapısına göre yukarıdan aşağıya farklı departmanlara göre çok sayıda yöneticiye ihtiyaç duyul-maktadır. Bu sonuç çalışmada yönetici sayısının fazla çıkmasının nedenlerinden olabi-lir.

Örneklemin yaş grubu incelendiğinde, 21-40 yaş altı örneklem oranı yaklaşık %70, 41-60 yaş arası örneklem oranı %28 ve 61 yaş üzeri örneklem oranı ise %9 çıkmıştır. Yaş grupları ile ilgili elde edilen verilerden çıkarılabilecek sonuçları şöyle değerlendirebili-riz; %70 oranında çıkan 21-40 yaş aralığı gerek işveren gerekse yöneticiler için insanla-rın eğitimlerini tamamlayıp, iş hayatına atılmaları için en uygun yaş aralığı olabilir. Yö-neticiler için ise yine eğitimlerin tamamlanıp profesyonel olarak, gerek yaşamlarını idame ettirmek, gerekse yaşam standartlarını yükseltmek için bir alanda yönetim beceri-lerinin gösterilebileceği en uygun yaş aralığı olabilir. 21-40 yaş aralığı işveren ve yöne-ticilerin karşılıklı tam fayda sağlayabilecekleri uygun takvim aralığıdır. Yaklaşık %28 sonucu çıkan 41-60 yaş aralığında işveren ve yönetici değerinden, yaş ilerledikçe insan-ların emeklilik, ölüm, hastalık, terfi kaybı, yetkinin çocuklara devredilmesi gibi neden-lerden işveren veya yönetici statüsünde azalma nedenlerinden olabilir.

İşveren ve yöneticilerin eğitim düzeylerine ilişkin verdiği cevapların analizine göre yak-laşık %41 lise, %40 yüksekokul ve %10 Üniversite (Master/Doktora) seviyesindedir. İlköğretim seviyesinin düşüklüğünün nedeni yönetici olabilmek belirli bir eğitim sevi-yesine sahip olabilmenin gerekliliğinden kaynaklanabilir. %50’ye yakın oranda yükse-kokul ve üniversite mezunu olmasının nedeni eğitim seviyesinin yüksekliğine, hem yö-netici olabilmek hem de bir işveren olarak işin kurulması ve geliştirilmesi için kaynak-lanan ihtiyaçtan olabilir.

Lise, yüksekokul ve üniversite mezunlarının sayısal değerlerine bakıldığında örnekle-min %93’ünü yüksek eğitim düzeyi örneklemden oluşmaktadır. Bu sonuçtan günümüz-de iş dünyasının eğitim gerekliliğinin bilincine varmaya başladığını ve eğitim seviyesi-nin yükseltilmeye çalışıldığı sonucuna varmamıza yol açabilir. Fakat bu durumun yeter-li olmadığı eğitim seviyesinin fazlalığının gerek işveren ve gerekse yöneticilerinin ça-lışma ortamlarına olumlu yansıyacağı düşünülebilir. Günümüzde modern yönetim sis-temlerini benimseyen örgütler sermayedar yönetici uygulamalarını rekabet ortamında yeterli görmeyerek eğitim seviyesi yüksek profesyonel yöneticilerce yönetilmek isteye-bilirler. Bu istek sonraki yıllarda işveren ve yönetici seviyesinde eğitim düzeylerinin yükselmesine sebep olabilir.

Örneklemin ankete verdikleri yanıtlara göre yaklaşık 3.000 TL ve altı kazanan %24 3.001-5.000 TL arası kazanan %31, 5.001-7.000 TL kazanan %30, 7.001-10.000 TL arası kazanan %10 ve 1.0001 TL ve üzeri kazanan %3 oranında olmuştur. Bu sonuçları değerlendirdiğimizde 3.000 TL ve altı kazanan %24’lük kesimin büyük çoğunluğunun 10- 49 arası kişi çalıştıran daha küçük işletmelerin yöneticileri olabileceği düşünülebilir. 10- 49 arası kişi çalıştıran işletmelerin işverenlerinin 3.000TL’den daha fazla kazanaca-ğı öngörü ile yukarıdaki tahmini değerlendirmeyi yapabiliriz.

3.001-5.000 TL kazanan yaklaşık %31 örneklemin yine büyük çoğunluğunun yönetici-lerden oluştuğu düşünülebilir. İşverenlerin belirtilen rakamdan daha fazla kazanması gerekir öngörüsüyle bu tahmini yaparken, ayrıca ankete katılan yöneticilerin oranının %75 gibi yüksek bir oran olmasından da bu çıkarıma varılabilir. 5.001-7.000 TL ile 7001-10.000 TL kazanan yaklaşık %41’lik kesimin yine önemli bir kısmı yönetici olabi-lirken, bir kısmının da 10-49 arası çalışana sahip işletmelerin sahiplerinden oluştuğu tahmin edilebilir. Son olarak ta 10.001 TL ve üzeri kazanan %3’lük küçük kesimin ta-mamen işverenlerden oluştuğu tahmin edilebilir.

İşverenlerin işin sahibi olmasından kaynaklanan, işten elde edilen kârın işletme sahibine ait olacağı tezinden hareketle daha yüksek kazanç elde edeceği düşünülebilir. Bazı iş-letmeler için çok ortaklı olmasından kaynaklandığı için hem yönetici hem de hissedar olan kişilerin kazancından kaynaklanan küçük farklılıklar olabilir. Örneklemin gelir konusunda verdiği cevaplar analiz edildiğinde tahmin edilemeyen, beklenti dışı, olağa-nüstü bir durum söz konusu değildir denilebilir. Örneklemin aylık elde ettikleri gelir

seviyesinin sorgulanmasının amacı verilerin analizinde turizme katılım talebinin harca-nabilir gelir ile desteklenmesi gerekliliğidir. Turizme katılımın zorunlu bir ihtiyaç ol-maması nedeniyle belirli bir gelire sahip olmayanların katılamayacağı bir sektör olması, aylık gelirinden zorunlu giderleri düştükten sonra kalan “harcanabilir gelire” sahip yö-netici ve işverenlerin katılacağı organizasyonlardır.

Çalışma Sakarya’da yapıldığı için işveren ve yöneticilerin sayısal olarak ne kadar süre-dir Sakarya’da ikamet ettiğine dair sorunun soruluş amacı; Sakarya genelindeki işletme-lerin sahipişletme-lerinin kendi şehirişletme-lerine yatırım yapıp yapmadığı ile ilgili bilgi almak ve yö-neticilerin de kendi şehirlerinde çalışmayı, fayda sağlamayı ve sosyal sorumluluğunu yerine getirmeyi düşünüp düşünmediği konusunda fikir sahibi olmak amaçlanmıştır. Anketin ilgili bölümünün analiz yapıldığında %57 gibi yarısından fazla önemli bir ke-simin Sakarya’da doğan; işveren olmuş veya yönetici olmuş yaşamlarını kendi doğduk-ları yerde sürdürmeyi seçmiş kişilerden oluştuğu söylenebilir.