• Sonuç bulunamadı

Öğretmen ve Öğrencilerin Eğitimin Anlamına ve Değerine İlişkin Görüşlerine İlişkin

 Öğretmen ve Öğrencilerin Yüksek Öğrenimin Anlamı ve Değerine ilişkin Görüşlerine İlişkin Bulgular ve Yorumlar:

 Öğretmen ve Öğrencilerin Eğitimde Ölçme Değerlendirme Konusundaki Görüşlerine ilişkin Bulgular ve Yorum:

 Sınavların Öğrenci ve Öğretmenlik yaşantılarına Etkilerine İlişkin Bulgular ve Yorumlar:

 Öğretmen ve Öğrencilerin Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavlarına Yönelik Görüşlerine İlişkin Bulgular ve Yorumlar:

 Öğretmen ve Öğrencilerin Üniversite ve Meslek Seçimine Yönelik Görüşlerine İlişkin Bulgular ve Yorumlar:

4.1.Öğretmen ve Öğrencilerin Eğitimin Anlamına ve Değerine İlişkin Görüşlerine İlişkin Bulgular ve Yorumlar

Bu soruda öğrencilerin ve öğretmelerin eğitime yükledikleri anlam ve değerin ne olduğunu anlamaya ilişkin görüşleri alınmaya çalışılmıştır. Bu yüzden öğretmenlere “Genel olarak eğitim sizin için ne ifade ediyor?”, öğrencilere ise, “Eğitim ne için yapılır?” soruları yöneltilmiştir. Ayrıca alt soru başlıklarında, “Eğitimin toplum için anlamı nedir?” sorusu her iki gruba da yöneltilmiştir.

Alınan yanıtlara göre, öğretmenlerin ve öğrencilerin eğitime ve eğitimli olmaya ilişkin olumlu anlamlar yüklemekte olduğu görülmektedir. Her iki grubun yanıtlarında da eğitimli olan kişilerin hayatta karşılaşacağı sorunları çözmekte daha başarılı olduğu düşünülmektedir. Eğitimin kişinin gelişimi için çok önemli olduğu ve bu yolla bireylerin,

bilinç ve ahlak kazandığı ifade edilmektedir. Ayrıca toplumun ekonomik ve sosyal yönden gelişimi için de eğitimin çok önemli olduğu vurgulanmıştır. Bu görüşlerden bazıları şöyledir:

…Eğitim kişinin gelişmesi için yapılmalıdır. Egomu tatmin etmek için eğitim almak istiyorum. Bilgili olduğum zaman egomu tatmin ederim. Öğrenmek istiyorum her şeyi, eğitim görerek öğrenebilirim (Ögrenci1).

…Eğitim sayesinde daha nitelikli insanlar yetişiyor ve bu ülkenin menfaatine katkı sağlıyor. Bu ülkedeki sistemin işlemesinde nitelikli insanlara ihtiyaç var (Öğrenci 2).

…Benim algıma göre insanları hayata hazırlamak olmalı, insanların mutlu olması olmalı. Yalnızca insanı hayata hazırlamak ta değil tüm canlılığı düşünmek gerekir, ama insanın dünyasında insanı hayata hazırlamak olmalı (Öğretmen 8).

Özsoy’a göre kapitalist toplumda eğitim yalnızca kişilerin kendilerini yetkinleştirme ortamı olarak görüldüğü için değil, eğitim alan kimselerin piyasadaki kaynaklara ulaşım noktasında daha avantajlı konumda olmasından dolayı değerli görülür. Diploma ve statü gibi eğitim süreçleri sonucunda kazanılan yeterlilikler kişilere gerek iş piyasalarında gerekse toplumsal diğer alanlarda bir ayrıcalık kazandırır (Özsoy,2012).

Yukarıdaki görüşlerden öğretmen ve öğrencilerin eğitime ve eğitimli olmaya olumlu bir değer yüklemelerine rağmen, bu anlamın kapitalist ekonominin beklentilerince dönüştüğü de anlaşılmaktadır. Alınan görüşlerden toplumsal yaşantı içinde insanların, eğitimli olmayı yalnızca bir meslek sahibi olup gelir elde edebilmek, bir diploma elde edip statü kazanmak gibi amaçlardan dolayı değerli gördüğü anlaşılmaktadır. Eğitimli olmaya olumlu bir değer atfedildiğinden, görüşmeye katılan öğrenciler eğitimlerine devam etmek isteği içerisindedirler. Hatta bu eğitimi kendi ilgi alanlarına göre de devam ettirmek istekleri görüşmelerden anlaşılmaktadır. Ancak meslek seçiminde ve öğrenme isteğinde bireysel ilgiden çok, toplumda bir ayrıcalık sahibi olma isteği daha motive edici bir sebep olarak görülmektedir. Ayrıca öğretmenlerin ve öğrencilerin bir kısmı eğitimin yalnızca sermayenin nitelikli işgücü ihtiyacını karşılamaya yönelik bir faaliyet olduğunu açıkça belirtmişlerdir. Bu görüşler aşağıdaki ifadelerle dile getirilmiştir.

…Eğitim iyi bir hayat kurmak içindir. Sonuçta biz, maddi beklentilerden dolayı yapıyoruz çok da istediğimiz için trigonometri ya da integral öğrenmiyoruz. Çok işimize yarayacağından değil, maddi kaygılardan dolayı ilerde iyi bir hayat kurabilmek için eğitim alıyoruz (Öğrenci 8).

…Bir iş sahibi olabilmek için. Eğitim diye bir şey yok aslında sadece bir diploma alma durumu var.

Yani kimse insanların nitelikli mi değimli diye, ya da bu insan herhangi bir okula gitmiş ama bu okulun

ne kadarını öğrenebilmiş, değerlendirebilmiş diye bakmıyor. Herkes onun diplomasına önem veriyor.

Eğitim bu şekilde algılanıyor (öğrenci12).

…İlk başta sanayiye eleman kazandırmak için yapılır eğitim. Aynı zamanda belli bir düzeni oluşturmak için eğitim gereklidir. Dağınık olan hareketleri belli bir sistematik hale getirmek için, insanları belli bir yaştan alıp onların ortak hareket etmelerini sağlamak için, farklılıklarını olabildiğince törpülemek gibi sebepler için yapılır. Bu da ilerdeki patronların istediği biçimde bir düzen yaratmaya yarar aslında (Öğretmen2).

Dewey’in görüşlerine göre kapitalist toplumda bireylerden bu ekonomik yapının devamı için ihtiyaç duyulan bilgi ve becerileri edinmesi beklenir. Buna bağlı olarak bireylerde ancak çeşitli üretim sektörlerinde ihtiyaç duyulan becerileri kazanarak, iş piyasalarında kendine yer edinebileceklerini düşünürler. Bu durum eğitimin insan sermayesine yapılan bir yatırım olarak görülmesine ve iktisadi hedeflere endekslenmesine yol açmaktadır. Böylece eğitim sistemi; iktisadi rasyonalitenin bir aracı halini almaktadır (Dewey, 1995).

Alınan yanıtların Dewey’in görüşlerini destekler noktada olduğu anlaşılmaktadır. Bu yanıtlara göre, öğretmenler ve öğrenciler eğitimin kendi içinde taşıdığı değeri yadsımamaktadırlar. Birçoğu ekonomik bir karşılığı olmasa da bilginin, öğrenmenin ve eğitimin yaşantılarında önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Fakat ortaya çıkan görüşlerden bu değerin mevcut eğitim sisteminde ekonomik göstergelerle anlam kazandığı görülmektedir.

Görüşülen öğretmen ve öğrenciler, eğitim sisteminin ekonomik amaçları gerçekleştirmek için gerekli bir faaliyet olduğunu düşünmektedirler. Bu görüşlere dayanarak eğitimin faydacı bir karaktere büründüğünü iddia etmemiz mümkündür. Eğitim, bir şey olabilmek ya da bir şey kazanabilmek için kullanılan bir araç haline gelmiştir. Toplumun iktisadi yapısı gereği ise kazanç olarak ifade edilen şeyler diploma, statü ve para olarak görülmektedir. Velilerin, öğrencilerin ve öğretmenlerin eğitimden beklentileri büyük oranda iktisadi kazanımlara indirgenmiştir. Daha iyi bir istihdam olanağı yakalayabilmek, bu yolla toplumda orta veya üst bir sınıfsal konum elde edebilmek, bilgiyi öğrenmenin kendisinden daha değerli görülmektedir. Ekonomik yaklaşımların eğitim alanı üzerinde etkili olmasını bu gerçek ile açıklamaya çalışmak olanaklıdır.

Görüşmelerden anlaşıldığı üzere, eğitimin aynı zamanda öğrencileri küçük yaşlardan itibaren toplumsal değerleri ve kurumları içselleştirmeye yarayan bir işlevi vardır. Öğretmen ve öğrencilerin verdiği yanıtlardan mevcut eğitim sisteminin öğrencileri tek tipleştirdiği ve farklılıklarını törpülediği düşüncesine ulaşılmıştır. Öğretmenlerin bir kısmı, eğitiminin birey ve toplum üzerinde özgürleştirici bir etki yapması gerektiğini, ancak bugünkü durumun tam

tersi bir etki yaptığını açıklamışlardır. Bu sonuç eğitim sisteminin aynı zamanda bir iktidar aygıtı gibi işlediğine dair bir bulgu olarak kabul edilebilir.

… Eğitim insanları tektipleştirmek için yapılır. Şu an yapılanın hiçbir yararı yok, zaten yaratıcılığımı da köreltti, belki akademik eğitimde bir şeyler yapabilirim, yani bilimsel bir eğitim ortamı içerisinde bir şeyler olabilir. Aslında gelecek kaygısı için eğitime devam ediyorum, Toplumun belli kuralları var, tabuları var; okumasan şöyle olur, böyle olur gibi. Toplumun bireyden beklentileri var, evin olmalı, araban olmalı, eşin çocukların olacak. Biraz da annemizi babamızı kırmamak için eğitim alıyoruz (öğrenci2).

…Eğitimin amacı insanları tornadan geçirmek belirli bir kalıba sokmaktır; onları zihinsel olarak aynı seviyeye çekmek, yukardaysa onu da aşağıya çekmek ve piyasaya salmak bu koyunları. Ben eğitime hiç bir değer ve anlam yüklemiyorum. Ben şu anda güncel yaşanandan bahsediyorum. Bizim toplumumuzda eğitimin tek bir anlamı var. Bitirecek liseyi, meslek lisesini ya da üniversiteyi piyasaya eleman olacak. Çalışacak Ayrıca; Türkiye de nitelikli iş yapabilmenin iyi gelir elde etmenin ön koşulu olarak, özellikle orta ve dar gelirli ailelerin çocukları eğitimi çıkar yol olarak görüyorlar. Yani okuyalım iyi bir iş güç sahibi olalım (öğretmen10).

Görüşme yapılan öğretmenlerden bir tanesi eğitimin kendisi için ne ifade ettiği sorusuna tek cümle ile cevap vermiştir: “eğitimin benim için tek bir anlamı var, oda sınav”. Bu ifade aslında eğitimimin içeriğinin nasıl daraltıldığına dair net bir bulgu olarak görülebilir.

4.2.Öğretmen ve Öğrencilerin Yüksek Öğrenimin Anlamı ve Değerine ilişkin