• Sonuç bulunamadı

Óarîð Masdarda ‘Udûl

1.2. Masdar Kalıbında ‘Udûl

1.2.1. İsim Kalıbından Masdar Kalıbına ‘Udûl

1.2.1.3. Óarîð Masdarda ‘Udûl

Óarîð masdar, mucerred bir anlama delâlet eden, mim harfiyle başlamayan, ken- disinden sonra bir muenneslik tâsı gelen şeddeli zâid bir yâ harfiyle bitmeyen masdarla- ra denir. Örnek: ّهؿاىضًنّ،همٍهىػف.410

Kur’ân’da óarîð masdar kalıplarında gerçekleşen ‘udûlleri aşağıdaki şekilde ince- lemek mümkündür.

1.2.1.3.1. İsm-i Fâil Kalıbından Óarîð Masdar Kalıbına ‘Udûl

el-Murâdî (ö. 749/1348), masdarın ism-i fâil yerine konulmasının sık karşılaşılan bir durum olduğunu vurgular. Bununla beraber söz konusu durumun bazı hükümlerde tercih sebebi bile sayıldığına işaret eder.411

a- ٌلِعاَف Kalıbından لَعُػف Kalıbına ‘Udûl Örnek:

)2(ّىينًقَّتيمٍلًلّىًدُهًّويًفّىبٍيىرّلاّيباىتًكٍلاّىكًلىذّ)1(ّلَا” “Elif Lâm Mîm. Bu, kendisinde hiçbir şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı

gelmekten sakınanlar için yol göstericidir (rehberdir).” 412

Yukarıdaki âyette لنديى kelimesi üzerinde bir ‘udûl meydana gelmiştir. Kur’ân’da

buna benzer başka ‘udûller mevcuttur.413

Değerlendirme: Âyetteki sarf ‘udûlü kelime düzeyinde gerçekleşmiştir.

Ma‘dûlun ‘anh, ïulâïî mucerred ism-i fâil kalıbındaki ّوداىى lafzıdır. Ma‘dûlun ileyh, ïulâïî

410 el-Esmer, el-Mu‘cemu’l-Mufaóóal fî ‘İlmi’ó-Óarf, s. 377.

411 el-Hasen b. Ùâsım el-Murâdî, Şerðu’l-Elfiyye li İbn Mâlik, tah. Fañruddin el-Kabâve, Dâru Mektebe-

ti’l-Me‘ârif li’õ-Õıbâ‘a ve’n-Neşr, Beyrut, 2007, I, 358.

412ّNecm, 53/42.

413 Bkz. Bakara, 2/38, 97, 184; Âl-i ‘Imrân, 3/4, 96; Mâide, 5/46; En‘âm, 6/91, 154, 157, A‘râf, 7/52,

154, 203; Yûnus, 10/57; Yusuf, 12/111; Nahl, 16/64, 89, 102; İsrâ’, 17/2; Tâhâ, 20/10, 123; Hacc, 22/8, 67, Neml, 27/2, 77; Kasas, 28/43, 50; Lokmân, 31/3, 5, 20; Secde, 32/23; Sebe’, 34/24; Ğâfir, 40/54; Fussılet, 41/44; Câsiye, 45/11, 20; Muhammed, 47/17.

mucerred masdar kalıbındaki لنديى kelimesidir.414‘Udûlün yönü (tipi), ïulâïî mucerred

ism-i fâil kalıbından ïulâïî mucerred masdar kalıbına doğrudur.‘Udûlü ortaya çıkaran etken (asıl), metinle ilgili etkenlerden bağlamdır.‘Udûlün sebebi ve anlama etkisinin

mubâlağa yapmak415, vurguyu artırmak ve anlamı genelleştirmek olduğu ifade edilebilir.

‘Udûl olmazsa, ayetteki anlam inceliği kaybolabilir. ‘Udûlün hükmü câizdir. Arap diline

uygun olup şâò veya hata değildir. Kur’ân’da bu tipte otuz yedi tane ‘udûl tespit edil-

miştir.

لنديى kelimesi Kur’ân’da kırk dokuz yerde geçmektedir.ّBunlardan kırk üçünde لنديى şeklinde, altı tanesinde de değişik zamirlere muôâf olarak kullanılmıştır. Zamire

muôâf olarak gelenlerde ‘udûl tespit edilmemiştir. Yine söz konusu kelimenin لنديى şek-

linde kullanıldığı yerlerden üçünde ‘udûl olmadığı belirtilebilir.416

b- ٌلِعاَف Kalıbından ٌلْعَػف Kalıbına ‘Udûl Örnek:

)30(ّوينًعىمّوءاىًبٍِّّميكيًتٍأىيٍّنىمىفّ ًارْوَغٍّميكيؤاىمّىحىبٍصىأٍّفًإٍّميتٍػيىأىرىأٍّليق” “De ki: ‘Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverirse, size kim temiz bir akarsu geti- rir?’” 417

Yukarıdaki âyette ّنارٍوىغ kelimesi üzerinde bir ‘udûl meydana gelmiştir. Kur’ân’da

buna benzer başka ‘udûller de vardır.418

Değerlendirme: Âyetteki sarf ‘udûlü kelime düzeyinde gerçekleşmiştir.

Ma‘dûlun ‘anh, ïulâïî mucerred ism-i fâil kalıbındaki رًئاىغ lafzıdır. Ma‘dûlun ileyh, ïulâïî

mucerred masdar kalıbındaki رٍوىغ kelimesidir.‘Udûlün yönü (tipi), ïulâïî mucerred ism-i

414 Ahmed b. Yusuf es-Semîn el-Ðalebî, ed-Durru’l-Maóûn fî ‘Ulûmi’l-Kitâbi’l-Meknûn, tah. Ahmed

Muhammed el-Ñarrâõ, Dâru’l-Ùalem, Dımeşù, ts., I, 87.

415 es-Semîn el-Ðalebî, ed-Durru’l-Maóûn, I, 87.

416 Bkz. Âl-i ‘Imrân, 3/138; Kehf, 18/13; Meryem, 19/76. 417 Mülk, 67/30.

fâil kalıbından ïulâïî mucerred óarîð masdar kalıbına doğrudur.‘Udûlü ortaya çıkaran etken (asıl), metinle ilgili etkenlerden bağlamdır.‘Udûlün sebebi ve anlama etkisi vurgu- yu artırmak ve anlamı genelleştirmek şeklinde açıklanabilir. ‘Udûl olmazsa, ayetteki

anlam inceliği kaybolabilir. ‘Udûlün hükmü câizdir. Arap diline uygun olup şâò veya

hata değildir. Kur’ân’da bu tipte üç tane ‘udûl tespit edilmiştir.

Şu kelimelerde de ism-i fâil kalıbından maótar kalıbına doğru ‘udûl meydana geldiğini ifade etmek mümkündür: Örnek: “Yûnus, 10/5 (ّناروين); Tâhâ, 20/114 (ُّّقىٍلْاّيكًلىمٍلا); Mü’minûn, 23/116 (ُّّقىٍلْاّيكًلىمٍلا); Furkân, 25/53 (ّهحٍلًم)419.”

1.2.1.3.2. İsm-i Mef‘ûl Kalıbından Óarîð Masdar Kalıbına ‘Udûl

Kur’ân’da bu tipte bazı ‘udûller görünmektedir. Tespit edilen ‘udûlleri şu şekil- de incelemek mümkündür.

a- ٌلوُعْف Kalıbından ٌلِعَف Kalıbına ‘Udûl َم Örnek:

)18(ّىفويفًصىتّاىمّىىلىعّيفاىعىػتٍسيمٍلاّيوَّللاىكّهليًىجَّهرٍػبىصىفّنارٍمىأٍّميكيسيفنىأٍّميكىلٍّتىلَّوىسٍّلىبّىؿاىقّ ٍبِذَكّوـىدًبًّوًصيًمىقّىىلىعّاكيءاىجىك” “Bir de üzerine, sahte bir kan bulaştırılmış gömleğini getirdiler. Yâkub dedi ki: Hayır! Nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabır-

dır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenecek de Allah’tır.” 420

Yukarıdaki âyette بًذىك kelimesi üzerinde bir ‘udûl vardır.

Değerlendirme: Âyetteki sarf ‘udûlü kelime düzeyinde gerçekleşmiştir.

Ma‘dûlun ‘anh, ïulâïî mucerred ism-i mef‘ûl kalıbındaki بكيذٍكىم lafzıdır. Ma‘dûlun ileyh,

ïulâïî mucerred masdar kalıbındaki بًذىك kelimesidir.‘Udûlün yönü (tipi), ïulâïî mucer-

red ism-i mef‘ûl kalıbından ïulâïî mucerred óarîð masdar kalıbına doğrudur.‘Udûlü

419 Bu kelimenin aslının ّهح şeklinde olduğu belirtilemektedir. Bkz. el-Munteceb el-Hemeòânî, ًّلاىم el-Kitâb

el-Ferîd, V, 26.

ortaya çıkaran etken (asıl), metinle ilgili etkenlerden bağlamdır.‘Udûlün sebebi ve anla- ma etkisinin te’kîd olduğu belirtilebilir. ‘Udûl olmazsa, ayetteki anlam inceliği kaybola- bilir. ‘Udûlün hükmü câizdir. Arap diline uygun olup şâò veya hata değildir. Kur’ân’da bu tipte bir tane ‘udûl tespit edilmiştir.

b- ٌلوُعْفَم Kalıbından ٌل Kalıbına ‘Udûl ْعُػف Örnek:

)74( ًارْكُنّنائٍيىشّىتٍئ ًجٍّدىقىلّوسٍفىػنًٍّيرىغًبّنةَّيًكىزّناسٍفىػنّىتٍلىػتىػقىأّىؿاّىقّيوىلىػتىقىػفّناملايغّاىيًقىلّاىذًإّ َّتَّىحّاىقىلىطناىف” “Yine yola koyuldular. Nihâyet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (he- men) onu öldürdü. Musâ, ‘Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? An-

dolsun çok kötü bir iş yaptın!’ dedi.” 421

Yukarıdaki âyette ّنرا kelimesi üzerinde bir ‘udûl gerçekleşmiştir. Kur’ân’da bazıٍّكين

âyetlerde de aynı tipden ‘udûller mevcuttur.422

Değerlendirme: Âyetteki sarf ‘udûlü kelime düzeyinde gerçekleşmiştir.

Ma‘dûlun ‘anh, ïulâïî mezîd ism-i mef‘ûl kalıbındaki رىكٍنيم lafzıdır. Ma‘dûlun ileyh, ïulâïî

mucerred masdar kalıbındaki انرٍكين kelimesidir. ‘Udûlün yönü (tipi), ïulâïî mezîd ism-i

mef‘ûl kalıbından ïulâïî mucerred masdar kalıbına doğrudur. ‘Udûlü ortaya çıkaran

etken (asıl), metinle ilgili etkenlerden bağlamdır. ‘Udûlün sebebi ve anlama etkisinin vurguyu artırmak ve anlamı genelleştirmek olduğu ifade edilebilir. ‘Udûl olmazsa, ayet-

teki anlam inceliği kaybolabilir. ‘Udûlün hükmü câizdir. Arap diline uygun olup şâò

veya hata değildir. Kur’ân’da bu tipte altı tane ‘udûl tespit edilmiştir.

Şu iki örnekte de ism-i mef‘ûl kalıbından maótar kalıbına doğru ‘udûl meydana geldiğini ifade etmek mümkündür: Mâide, 5/95 (ّىدٍيَّصلا); Lokmân, 31/11 (ًّللهاّيقٍلىخّاىذىى).

421 Kehf, 18/74.

1.2.1.3.3. Sıfat-i Muşebbehe Kalıbından Óarîð Masdar Kalıbına ‘Udûl Kur’ân’da bu tipte tespit edilen ‘udûlleri şu şekilde incelenebilir. Örnek:

)125(ًّءاىمَّسلاّ ًفيّيدَّعَّصىيّاّىَّنَّىأىك ًاجَرَحّّناقّْيىضّيهىرٍدىصٍّلىعٍىيَّيوَّلًضييٍّفىأٍّدًرييٍّنىمىكًّـلاٍسًلإًلّيهىرٍدىصٍّحىرٍشىيّيوىيًدهىيٍّفىأّيللهاٍّدًرييٍّنىمىف” “Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun göğsünü İslam’a açar. Kimi

de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar.”ّ423

Yukarıdaki âyette ّناجىرىح kelimesi üzerinde bir ‘udûl vardır.

Değerlendirme: Âyetteki sarf ‘udûlü kelime düzeyinde gerçekleşmiştir.

Ma‘dûlun ‘anh, sıfat-i muşebbehe kalıbındaki ّناجًرىح lafzıdır.424 Ma‘dûlun ileyh, ïulâïî mu-

cerred masdar kalıbındaki ّناجىرىح kelimesidir.425 ‘Udûlün yönü (tipi), sıfat-i muşebbehe

kalıbından ïulâïî mucerred masdar kalıbına doğrudur. ‘Udûlü ortaya çıkaran etken

(asıl), metinle ilgili etkenlerden bağlamdır. ‘Udûlün sebebi ve anlama etkisinin mübâla- ğa, vurguyu artırmak ve anlamı genelleştirmek olduğu ifade edilebilir. ‘Udûl olmazsa, ayetteki anlam inceliği kaybolabilir. ‘Udûlün hükmü câizdir. Arap diline uygun olup şâò veya hata değildir. Kur’ân’da bu tipte bir tane ‘udûl tespit edilmiştir.