• Sonuç bulunamadı

Yetersizlikten etkilenen bireylerin özel eğitim ve destek hizmetlerinden faydalanabilmeleri ve uygun eğitim ortamlarına yönlendirilebilmeleri için tanılanmaları gerekmektedir

20

(Karakoç,2016; Şafak, 2005). Bu doğrultuda çoklu yetersizlikten etkilenmiş görmeyen bireylerin de uygun eğitim ortamlarına yerleştirilme süreci tanılama ile başlamaktadır. Yapılan tıbbi tanılama, var olan yetersizliklerin tür ve etkilenme düzeylerini (derecelerini) belirlemektedir. Tıbbi tanılama sonrasında oluşturulan rapor ile Rehberlik Araştırma Merkezlerine (RAM) başvurulmakta ve burada bireylerin yetersizlikleri doğrultusunda akademik ve akademik olmayan becerilerde yapabildiklerinin ve gereksinimlerinin belirlendiği “eğitsel tanılama” gerçekleştirilmektedir. Bu tanılama sonrasında da yetersizlik türü, derecesi ve gelişimsel performanslar doğrultusunda uygun ortama yerleştirilme yapılmaktadır (ÖEHY, 2006; Şafak, 2005).

Bu bireyler içerisinde yer alan çoklu yetersizlikten etkilenmiş görmeyen bireyler de, yapılan eğitsel tanılama doğrultusunda başat yetersizliğine ya da diğer yetersizliklerine yönelik sınıf veya okullara yönlendirilmektedir. Bu eğitim ortamları; özel eğitim sınıfları (örneğin; görme yetersizliği ve ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin eğitim gördüğü), gündüzlü veya yatılı görme engelliler okulları (görme yetersizliği, orta/hafif düzeyde zihinsel yetersizlik ve/veya fiziksel yetersizliği olan öğrencilerin eğitim gördüğü) olabilmektedir (Çakmak, Karakoç, Şafak & Kan, 2013). Çoklu yetersizlikten etkilenmiş görmeyen bireyler, hangi eğitim ortamından yararlanırsa yararlansın, bireyselleştirilmiş eğitim planı (BEP) oluşturulurken, devam edilen eğitim ortamındaki müfredat temel alınmaktadır. Bu kapsamda, görme engelliler okullarına devam eden bireyler, dördüncü sınıfa geldiklerinde fen bilimleri eğitimi dersini görmeye başlamaktadırlar. Eğitimde eşitlik ilkesi gereği, normal gelişim gösteren bireylerle aynı müfredata sahip olan bu okullarda, bireylerin bilişsel gelişim ve öğrenme süreci boyunca yetersizliklerinden dolayı yaşadıkları dezavantajları ortadan kaldırmak için yetersizliklerine uygun yöntem, teknik ve stratejiler seçilerek, özel olarak tasarlanmış öğretim materyalleri kullanılmaktadır (Cavkaytar & Diken, 2012; Karakoç, 2016). Böylelikle çoklu yetersizlikten etkilenmiş görmeyen bireyler de fen bilimleri dersinde edindikleri bilgileri içselleştirerek, bilişsel yeteneklerde ve kavramsal becerilerde gelişme göstermektedirler.

2.3. Çoklu Yetersizlikten Etkilenmiş Görmeyen Bireyler için Eğitim Ortamlarında Yapılan Düzenlemeler

Çoklu yetersizlikten etkilenmiş görmeyen bireylerin bir kısmı bilgileri dokunsal ve işitsel yollarla edinseler de bir kısmı var olan sınırlı görme becerilerinden faydalanabilmektedir.

21

Görme becerilerini kullanabilen az gören bireyler, çevreden gelen görsel ipuçlarının bir kısmını yorumlayabilseler de topladıkları bu bilgileri etkileşim kurdukları insanlara net bir şekilde aktaramamaktadırlar. Bu durum da görmelerini işlevsel olarak kullanma düzeylerinin aileleri, öğretmenleri ve çevrelerindeki diğer bireyler tarafından yapılan gözlemlere dayalı varsayımlarla sınırlı kalmasına, birçok beceriyi yerine getirirken görmeyi ne kadar kullanabildikleri göz ardı edilmesine sebep olmaktadır (Ayyıldız, 2012; Erin & Spungin, 2004). Böylece, bu bireyler, basit şekilde yapılacak çevre ve materyal uyarlamaları ile yaparak yaşayarak öğrenebilecekleri akademik becerilerden mahrum kalarak, sözel anlatımlı sınırlı bir ortamda eğitim almak durumunda kalabilmektedir. Bireyin, sürecin bir parçası olarak materyallerden yararlanabilmesi, diğer dersler gibi fen bilimleri eğitiminin de verimli geçmesini sağlayacaktır. Scruggs ve Mastropieri (1994) yaptıkları bir araştırmada, yetersizliği olan bireylerin sadece ders kitabına dönük anlatım yöntemleri ile işledikleri fen dersinde başarısız oldukları, bunun yerine aktivite içeren öğretimlerle, bilgileri daha iyi öğrenebilecekleri ve kullanabileceklerini belirtmişlerdir.

2.3.1. Görme Becerilerine Yönelik Düzenlemeler

Az gören öğrencilerin, görme becerilerinin değerlendirilerek bu becerilere uygun olarak düzenlenen ortam ve materyallerle eğitim görmesi, akademik yaşantılarında görme becerilerinden aktif şekilde faydalanmalarını sağlayabilmektedir. İzleyen bölümde, görme becerilerine yönelik olarak yapılan işlevsel görme değerlendirmesi ve bu değerlendirmeye bağlı olarak yapılan ortam ve öğretim uyarlamalarına değinilmektedir.

2.3.1.1. İşlevsel Görmenin Değerlendirilmesi

Az gören bireylerin günlük yaşantılarında görmeyi nasıl kullandıklarını belirlemeye yarayan işlevsel görme değerlendirmesi, bireyin görme becerileri hakkında bilgi sağlayarak öğrenme ortamları içerisinde en etkin olabilecek yöntem, teknik ve materyalin kullanılacağı düzenlemelerin yapılmasına imkân tanımaktadır (Corn & Webne, 2001; Koenig & Holbrook, 2000). Yakın ve uzak görme becerilerini kapsayan bu değerlendirmede standart bir araç gereç seti kullanılmamakla birlikte aile ve öğretmen gözlemleri, öğretmen tarafından hazırlanan ölçüm araçlarından yararlanılmaktadır (Erin & Paul, 2010). Yakın görme becerileri, nesneleri 40 cm mesafeden ayırt etmeyi tanımlarken, uzak görme becerileri 3m öteden nesneleri görebilmeyi ifade etmektedir (Aslan, 2015; Erin & Paul, 2010). Yakın ve

22

uzak görme becerilerinin alt alanlarını oluşturan odaklanma, izleme, kontrast duyarlılığı, görme keskinliği, görme alanı gibi becerilerde yapılacak değerlendirmeler sayesinde eğitim ortamları, çoklu yetersizlikten etkilenmiş az gören bireyler için verimli hale gelebilmektedir (Erin & Spungin, 2004).

Alt alanlardan biri olan izleme becerisi, hareket eden nesneleri takip etme yeteneği iken;

odaklanma becerisi, bir nesneyi tanımlamak için sabit şekilde bakabilmedir (Keeffe,1995).

Bir diğer beceri olan görme alanı, başın hareketi olmadan görülebilen alanı temsil ederken;

görme keskinliği de nesnelerin detaylarını ayırt edebilme becerisidir (Aslan, 2015;

Demiryürek, 2016). Son alt beceri olan kontrast duyarlılığı ise bir ortam ya da bir nesne üzerindeki tonlama farklarını ayırt edebilmedir (Koening & Holbrook, 2000). Bu alanlara göre yapılan değerlendirme, çoklu yetersizlikten etkilenmiş az gören bireylerin görsel yetenekleri hakkında bilgi sağlasa da aile ve öğretmenler tarafından gün boyu yapılacak gözlemler de kritik öneme sahip olabilmektedir. Gözlemlerin bu denli önemli olmasının nedeni, bu bireylerde, az görmenin yanında yer alan ek yetersizlikler sebebi ile görme düzeyinin gün boyunca değişebilmesi, belirli renk ya da hareketlere seçici görsel dikkat oluşturabilme, görsel davranışların ağırlıklı olarak algı, dikkat ve motivasyon yönetiminde olmasıdır.

2.3.1.2. Ortam ve Materyal Düzenlemeleri

Fen bilgisi, sosyal bilgiler gibi görsel materyallerin sıklıkla kullanıldığı derslerin organizasyonunu sağlamak ve çoklu yetersizlikten etkilenmiş az gören bireylerin var olan görme becerilerinden en üst düzeyde faydalanabilmek için yapılabilecek temel ortam ve materyal düzenlemeleri

 Bireylerin bir resim ya da grafik üzerindeki ögeleri rahat görebilmesi için arka plan ile görsel öge arasındaki renk zıtlıklarının sağlanması (örneğin; siyah bir fon üzerine eklenecek ögelerin sarı ve beyaz gibi tam kontrast renklerden seçilmesi);

 Yakın görüş alanında kullanacakları materyallerde, rahat izleyebilmeleri ve odaklanabilmeleri için ayarlanabilir şövalelerin kullanılması,

 Görsel etkinliğin ya da grafiğin önemli özelliklerini görebilmeleri için, materyallerin görme alanlarına uygun şekilde konumlandırılması (örneğin; bireyin görme alanı sağ üst köşe ile sınırlıysa materyallerin sağ tarafa doğru yükseltilerek konumlandırılması),

23

 Ortam aydınlatmasının bireyin görebileceği şekilde (aydınlatmanın materyallerin parlamasının önüne geçecek şekilde düzenlenmesi) ayarlanması şeklinde olabilmektedir (Erin & Spungin, 2004).

2.3.2. Öğretim Sürecine Yönelik Düzenlemeler

Lenz ve Schumaker (1999), yetersizlikten etkilenmiş bireyler için eğitim ortamlarında içerik ve biçim olarak iki tür uyarlama yapılabileceğini belirtmişlerdir. İçerik uyarlaması, öğretilecek bilginin içeriğini ve miktarını değiştirmeye yönelik yapılacak uyarlamalar iken; biçim uyarlaması, bilginin bireylere sunum biçimini değiştirmekle ilgilidir. Bu bireyler için hazırlanan bireysel eğitim planları, genel eğitim müfredatını temel aldığı için, ağırlıklı olarak materyallerin ve öğretim yöntemlerinin düzenlendiği biçim uyarlamasına başvurulmaktadır. Bu grubun içinde yer alan çoklu yetersizlikten etkilenmiş az gören bireylerin eğitim ortamlarında da, işlevsel görme becerileri ışığında yapılan materyal ve çevre düzenlemelerinin yanı sıra görmeyi kullanmalarını teşvik edecek şekilde yapılandırılan eğitsel düzenlemeler oldukça önem arz etmektedir. Goetz ve Gee (1987), söz konusu bireyler için yapılacak düzenlemeleri şöyle sıralamaktadır;

 Görülmesi istenilen nesneye işaret etmek, sözel yönerge vererek nesneyi görmesini istemek (örneğin; masanın üzerindeki resim kartlarına bak yönergesini vermek) veya nesneyi çocuğun dikkatini çekecek şekilde hareket ettirmek;

 Görme alanı sınırlı çocukların öğretim boyunca kullanılacak materyali tanıyabilmesi için yaptığı görsel tarama sırasında, gerektiği takdirde, kafasını hafifçe soldan sağa doğru hareket ettirmek;

 Hedeflenen öğretim için farklı ortamlar kullanmak;

 Öğretilmesi hedeflenen bilgi, beceri veya kavramı küçük basamaklara ayırarak ipuçları kullanmak (fiziksel yardım, sözel ipucu, model olma basamaklarından faydalanmak);

 Bireyi, bir ders süresince görmesini kullanarak tamamlaması gereken her görevi yerine getirdikten sonra sözel olarak pekiştirerek güdülenmesini sağlamak. Bunlarla birlikte, öğretimsel içeriği zenginleştirmek ve bireyin anlatılan konu ile ilgili bir çerçeve çizmesini sağlamak adına şematik düzenleyicilerin de kullanılabilmektedir.

24

Çoklu yetersizlikten etkilenmiş az gören bireylerin eğitimlerinde hedeflenen bu düzenlemelere matematik, sosyal bilgiler, dil ile birlikte dört temel konu alanından biri olan fen bilimleri eğitiminde de yer verilmektedir. Bu bireyler, fen bilimleri eğitimi müfredatına bağlı olarak yapılacak düzenlemeler sayesinde sınıfta yapılan öğretimleri gerçek yaşam konuları ile bütünleştirerek, sorgulama becerilerini geliştirebilecekdir (Patton,1995). Bu nedenle ilerleyen bölümde öncelikle fen bilimleri eğitimi dersinin içeriği, ardından da yetersizlikten etkilenmiş bireyler için fen bilimleri eğitimi ile fen bilimleri eğitiminde kullanılan yöntem ve teknikler hakkında bilgi verilecektir.