• Sonuç bulunamadı

MOTİFLERİ 3.1 . İNSAN FİGÜRLERİ

3.1.4. Çoklu Figürler

3.1.4. Çoklu Figürler

Berlin İslam Sanatı Müzesi deposunda yer alan minai tekniği ile yapılmış sekiz köşeli bir yıldız çinide (Resim 55), laleye benzer büyük çiçeği olan ve muhtemelen hayat ağacı olan motifin iki yanında bağdaş kurarak oturan ve hafif yan cepheden görünen insan figürleri yer alır. Bu iki figür yuvarlak yüzleri, hafif çekik badem gözleri, küçük burnu ve ağzıyla Türk tipini simgeler. Diğer örneklerde olduğu gibi figürlerin başlarındaki haleler, kollardaki tirazları ile saray mensupları oldukları gösterilir.177

2. Kılıç Arslan Köşk’üne ait sırüstü tekniği ile yapılmış, sekiz köşeli diğer bir yıldız çininin (Resim 56) üzerinde ise üç insan figürü cepheden verilmiştir. Çininin bir kısmının kırık olmasına rağmen kompozisyon anlaşılabilmektedir. Figürlerin başlarında haleler vardır. Büyük ihtimalle ortadaki figür tahtında oturan hükümdar, simetrik olarak iki yanında duran figürler de muhafızlarıdır. Ortada oturan hükümdarın koyu mavi giysisi siyah ve kahverengi konturlarla belirginleştirilmiştir. Uzun kolları tirazlı, giysisi yakasız ve kapalıdır. Muhafız figürlerinin giysilerinde ise tiraz yoktur. Hükümdar figürü elinde nar ya da kadeh gibi oval bir nesne tutmaktadır.178

Türklere ait hükümdar sahneleri kompozisyonunun en erken örneği 8. yüzyıla ait Bilge Kağan örneğidir. Burada da tahtında bağdaş kurarak oturmuş olarak muhtemelen Bilge Kağan’ın elinde bir kadehle yansıtılmış olduğu düşünülebilir.179

176 Otto-Dorn K. ve Önder M., 1967, Ön. ver., s.240.

177 Arık R., 2007b, Ön. ver., s.236.

178 Aynı, s.236. 179

59

Resim 55. Resim 56. Sekiz köşeli yıldız çiniler. Minai. Berlin İslam Sanatı Müzesi. Konya Karatay Müzesi.

(Arık R. ve Arık O., 2007b, s.235-236, Resim 174-175)

Buluntularda taht sahnesi geleneğini çeşitli uygarlıklarda, farklı malzemeler üzerinde, dönem ve çevre karakterlerine uygun biçimde görmek mümkündür. İran keramiklerinde sık rastlanan taht-hükümdar tasvirlerinden minai tekniği ile yapılmış bir örnekte (Resim 57), hükümdar ortada, bir tahta bağdaş kurarak oturmuştur. Başının üstündeki taç sanki asılmış gibi durur. Çevre bordürü de insan başlı sfenkslerle bezenmiştir. Bu temanın farklı işlenişleri de vardır. Bu gelenek Sasanilere bağlanabilir. Hükümdar figürü olduğu tahmin edilen bu figürün saçları uzun, örgülü ve göğsüne kadar iner. Sağ elinde de bir kadeh tutar.180 Kaynaklara göre taht sahnelerinde hükümdarın yanındakiler kadın da olabilir. Türk hükümdarlarında kadın, mutlaka kağanın yanında yer alır. Binlerce yıl boyunca kadınlar, dünyanın her ülkesinde devlet yönetiminde genelde perde arkasında kalarak etkili olmuşlardır ya da tahtı ele geçirerek siyaset sahnesinde tarihe adını yazacak örnekler sergilemişlerdir.181 Selçuklu Devleti’nin kurucusu Tuğrul Bey’den itibaren Anadolu Selçuklu sultanı 2. Kılınç Arslan’ın vefatına geçen sürede birçok Türk kadını saraylarda önemli görevlerde yerini almıştır.182

180 Aynı, s.175.

181 Bahriye Üçok, İslam Devletlerinde Türk Naibeler Ve Kadın Hükümdarlar (Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1993), s.5.

182 Zekeriya Kitapçı, Abbasi Hilafetinde Selçuklu Hatunları Ve Türk Sultanları (Konya: Selçuk Üniversitesi Basımevi, 1994), s.5.

Resim 57. Minai tekniğinde yapılmış taht sahnesi. Büyük Selçuklu 13. yüzyıl.

(Öney G. ve Çobanlı Z., 2007a, s.15, Foto 3)

Kubad Abad Küçük Saray buluntuları arasında önemli bir grup, “sır içi boyama” tekniği ile yapılmış mavili lüsterlerdir. Bunların en ilginç örneklerinden biri sekiz köşeli yıldız çinide (Resim 59), kahverengi-sarı lüster ve kobalt mavisiyle boyanan iki insan figürüdür. Çininin yüzeyinde rumi motifli kıvrık dallar fonu süsler. Eğik olarak kesilmiş olan bu çinide bir figürün sadece başı, diğer figür ise dizine kadar görülebilmektedir. Dolgun yüz, yay kaşlar, hafif çekik badem gözler, uzun ince burun, küçük ağız, benler ve uzun örgülü saçlarıyla geleneksel Türk tipinde resmedilmişlerdir.183

Örgülü uzun saç Göktürk heykellerine kadar uzanır. Arkada tek veya çift örgülüdür. Uygurlarda, Abbasilerde ve Cevsak ul-Hakani Sarayı duvar resimlerinde de aynı tip saç örgüleri mevcuttur.184Örgülü saçlara Hun kurganlarında da rastlanır. Bu, eskiden beri kadınların da erkeklerin de uzun örgülü saç kullandıklarının göstergesidir.

Örgülü saç geleneği Türkler tarafından Anadolu’da da devam ettirilmiştir. Bu gelenek Selçuklulardan diğer ülkelere de yayılmıştır. Orta Doğu mitolojisinin kahramanı Samson’un gücünün sırrı saçlarının uzun oluşundandır. Âşık olduğu Dalila, onun saçlarını kesince Samson gücünü kaybeder. Buradan da anlaşıldığı üzere uzun saçın 183 Arık R., 2007b, Ön. ver., s.233-234.

184

61

erkeğe güç verdiği bilinir. Saçların kazınması, bir nevi bedensel haz ve dünya nimetlerinden vazgeçildiğini de gösterir. Tarihi çağlarda Mezopotamya ve İran insanları hep uzun saçlı tasvir edilmiştir. (Resim 58) Yani İslami döneme kadar Asya göçebeleri erkek ve kadınları hep uzun saçlıdır. Buradan da anlaşılabileceği gibi çeşitli toplumlarda süregelen bu geleneğin Selçuklularda da devamlılığı sürmüş ve çeşitli malzemeler üzerinde kullanıldığı görülmüştür. Selçuklu çinilerinde de kendini göstermiş ve ayrıntılarıyla Türk tipini tanıtmada en iyi kaynaklardan biri olmuştur.185

Resim 58. Minai tekniğinde yapılmış tabak. İran 1187. British Museum London.

(http://depts.washington.edu/silkroad/museums/bm/bmpremongolceramic.html (20.10.2013)

Örgülü, uzun saçları olan bu çinide figürlerin mavi şeritli başlıkları vardır. Dizine kadar görünen figürün kulağında halka şeklinde küpe sarkmaktadır. Bilezik, yüzük, kolye, küpe gibi takılar kişinin toplumdaki konumunu gösteren simgelerdir. Selçuklu çini örneklerinde kadın ve erkeklerin ayırt edilemediğini ve her ikisinin de uzun saçlı olduğu daha önce belirtilmişti. Buradan da anlaşılıyor ki bilezik, yüzük, kolye, küpe gibi takıları hem erkekler hem de kadınlar kullanmışlardır. Figürlerin başlarında yine haleler vardır. İran ve Suriye seramiklerinde çok kullanılan spiral motifler, figürlerin kaftanlarını süsler. Kaftanın yakası açık ve buradan mavi renkte, sarı benekli iç giyimi fark edilmektedir. Kollarında mavi boyalı tirazları vardır. Bütüne yakın figürün 185

Mülayim S., 1999, Ön. ver., s.135.

kaftanının yakası altından eli görünmekte, yalnız başı kalan ve ona doğru yönelen diğer figürle bir şeyler konuşmaktadır.186

Kubad Abad çini deposunda yer alan (Resim 60) dikdörtgen formlu kırık bir çini parçasında, birçok insan figürü yan yana görülmektedir. Bu figürler Gaznelilere ait 11. yüzyıldan Leşker-i Bazar Sarayı’nın taht salonundaki duvar resimlerinde yer alan yan yana sıralı asker tasvirlerine benzemektedir. Çini üzerindeki figürlerden en öndeki, lacivert üzerine beyaz benekli giysisi, elinde tuttuğu kadehi ve başındaki halesi ile göze çarpar. Onun hemen yanındaki figürde, giysisi siyah ve beyaz çubuklu bir desene sahiptir. Onu takip eden figürlerden birinin başı, diğerinin ise sadece alnı görünmektedir. Altta kırık parçada yalnız başı görünen figürün de bu çini levhaya ait olduğu düşünülmektedir. Buradaki tüm figürler Orta Asya, Uygur, Türk ve Moğol tiplerinin özelliklerini taşımaktadır. En öndeki figürün elinde bulunan kadehten yola çıkarak, bu figürlerin büyük ihtimalle saray düğünü veya ziyafete davetli konuklar olabileceği düşünülür.187 Saray ziyafetleri ve eğlenceleri Selçuklu sarayları duvarlarını süsleyen en önemli konulardandır. Av sonrası eğlenceler, düğün etkinlikleri gibi tasvirler bu çinide de olduğu gibi çeşitli yerlerde de rastlanır. Uygur duvar resimlerinde vakıf yapan prensler gibi fresklerde de aynı dizilim şekli mevcuttur (Resim 61).

Resim 59. Resim 60. Mavili iki insan tasviri. Lüster. Dikdörtgen formda yan yana insan figürleri. Sıraltı. Konya Karatay Müzesi.

(Arık R. ve Arık O., 2007b, s.332-382, Resim 338-408)

186 Arık R., 2007b, Ön. ver., s.233-234.

187 Aynı, s.382.

63

Resim 61. Uygur prenslerini tasvir eden bir fresk. Bezeklik manastırı. 8.-9. yüzyıl.

http://commons.wikimedia.org/wiki/File:Museum_f%C3%BCr_Indische_Kunst_Dahlem_Berlin_Mai_20 06_063.jpg (20.04.2014)