• Sonuç bulunamadı

Çizim 20. Akantus yaprakları örneği

1. BÖLÜM: TÜRK ÇİNİ SANATI’NIN TARİHSEL GELİŞİMİ VE FIRINLAMA YÖNTEMLERİ HAKKINDA KISA BİLGİ

1.2. FIRINLAMA YÖNTEMLERİ

içindeki en ilginç grup Kâbe ve Medine tasvirli olanlarla, Anadolu’daki kiliseler için yapılan Hıristiyan örgelerle bezeli olanlardır.30

18. yüzyılda İznik ve Kütahya’yla birlikte çiniciliğin tekrar canlandırılması için İstanbul’da Tekfur Sarayı’nda bir atölye kurulmuşsa da, bir müddet sonra çini üretimi tekrar düşüş göstermiş ve uzun süre çini konulacak bina inşa edilmemiştir. Bu imalathanenin yapabildiği çinilerle Ahmet III. çeşmesi, Hekimoğlu Ali Paşa Camii gibi yerler süslenmiştir.31 18. yüzyıldan sonra ise Kütahya’nın önemini yitirmesiyle 19. yüzyılda Çanakkale önemli bir çini merkezi olmaya başlamış, ancak burada daha çok seramik üretilmiş, çini üretimine ilişkin hiçbir bilgi bulunamamıştır.32

Günümüzde halen çini üretimi devam etmekte, çeşitli motifler ve renkler bezemelerde yerini almaktadır. Çini üretimi açısından devamlı üretim gösteren Kütahya çiniciliğinde Osmanlı döneminde olduğu gibi lale, karanfil, tabiattan alınmış yarı stilize çiçekler gibi pek çok motif kullanılmaktadır. Eskiye nazaran değeri görmezden gelinen çini sanatının üretimi alıcıya göre yapılmakta ve ne yazık ki pek fazla sanat değeri taşımamaktadır.

1.2. FIRINLAMA YÖNTEMLERİ

Tarihin en eski zamanlarından günümüze kadar olan süreçte insanoğlu, doğayı her çeşit ihtiyacını karşılamak için kullanmıştır. Yeryüzünün en üst tabakası olan toprak, insanların ihtiyaçlarını karşılayan en zengin kaynak olmuştur.33

Çamur kolaylıkla elde edilen hammaddelerin en eski ve en yararlı olanıdır. Çamuru oluşturan toprak, endogen granit kayaların doğanın aşındırmasıyla ufalanması sonucu oluşur.34 Çamur yataklarının materyalinde tane inceliği, plastisite ve ateşe dayanıklılık gibi değişiklikler görülebilir.35 Plastisite, killerin işlenebilmesi ve şekillendirilebilmeleri

30 Anılanmert, B., Ön. ver., s.407-408.

31 Öz T., Ön. ver., s.136.

32 Anılanmert, B., Ön. ver., s.408.

33 Buket Acartürk, “Toprağın Binlerce Yıllık Macerası”, Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi, Yıl: IV Sayı: 1 (Ocak 2012), s.2.

34 Emmanuel Cooper, Seramik ve Çömlekçilik (Birinci Baskı İstanbul: Remzi Kitabevi, 1978), s.4-5.

35 Yaşar Binici, Seramik Hammaddeleri Ve Teknolojik Özellikleri (Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayınları, 2002), s.36.

açısından önemli bir özelliktir. Bu özellik uygun miktarda su ile yoğrulmuş kile şekillendirme ve bu şekli muhafaza etme özelliği sağlar.36

Çini ve seramik çamurları çeşitli hammaddelerden meydana gelir ve farklı karakteristik özelliklere sahiptir. Bunlar özlü ve özsüz hammaddelerdir.37 Özsüz hammaddeler,

kendilerine uygulanacak öğütme yöntemleri ile kullanır duruma gelirler. Özlü bir hammadde

olan çamur, birçok mineral tiplerini bünyesinde bulundurur.38 Kaolinit, plastik seramik hammaddelerinin esas mineralini oluşturur ve bileşim olarak da su içeren bir aliminyum silikattır.39

Özlü seramik hammaddeler kaolin, kil ve bentonitler olarak gruplanır. Bunlar su ile yoğrulabilen, şekil verildiğinde o şekli dağılmadan koruyan hammaddelerdir. Kendi aralarında oluşum koşullarına göre oluşturdukları tane irilikleri, alabildikleri su miktarıyla özlülük derecelerine göre sıralanırlar. Bu özelliklere göre en özlü hammadde bentonit, az özlü hammadde çeşitli yapılardaki killer ve en son kaolinlerdir.40

Seramik çamurunun üretilmesine başlangıçta çeşitli türdeki seramik hammaddelerin homojen bir şekilde karıştırılması ve gerekiyorsa öğütülmesi ile başlanabilir. Ancak bu işlemlerden sonra bir seramik çamuru şekillendirilmeye hazır duruma gelebilir. Seramik çamurunun şekillendirilmesinde çamurun yapısına ve üretilecek ürüne göre farklı yöntemler kullanılır. Bunlardan birisi kuru yöntem ile şekillendirmedir. Adından da anlaşıldığı gibi şekillendirilecek olan çamurun kuru şekilde olması gerekmektedir. Bu yöntemde pres baskı kullanılarak şekil verilir ve üretilen seramik ürünlerini genellikle yer ve duvar karoları oluşturur. Son yıllarda geliştirilen özel hidrolik presler aracılığıyla tabak, kâse, köşeli tabak gibi sofra eşyaları da kuru olarak preslenebilmektedir. İkinci bir şekillendirme yöntemi ise yarı yaş şekillendirme yöntemidir. Bu yöntemde seri üretim gerektirmeyen parçalar el ile şekillendirilir. Pano, heykel, bahçe seramiği v.b. gibi. Yarı yaş şekillendirme yönteminde çamur tornasından da faydalanabilinir. Öncelikle çömlekçi ürünlerinin; saksı, güveç, vazo v.b. gibi ürünlerin yapımında 36Zehra Çobanlı, Seramik Astarları, (Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları, No: 15, 1996), s.24.

37 Çeken M., 2007a, Ön. ver., s.14.

38 A. Yamık, C. Karagüzel, T.A. Kaskara ve N. Ergül, “Çini Bünyede Kil, Feldspat ve Kaolen Miktarlarının Bünye Fiziksel Özelliklerine ve Sırla Uyumuna Etkisinin Araştırılması” 4. Endüstriyel

Hammaddeler Sempozyumu, (İzmir: 2001), s.164.

39 Ateş Arcasoy, Seramik Teknolojisi, (İstanbul: Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayın No: 2, 1983), s.III

40

15

tornadan yararlanılabilir. Günümüzde en çok kullanılan yöntem ise yaş şekilde üretilenlerdir. Bu yöntemde kullanılan çamur, “döküm çamuru” denilen akışkan bir çamurdur. Yaş çamur ile şekillendirme yönteminde alçı kalıplar kullanılır. Süs eşyaları, vazolar, biblolar, sofra takımları, lavabo, klozet, küvet, çaydanlık gibi birçok gereçler bu yöntem ile şekillendirilir.41

Şekillendirilen bir seramik ürünün pişme işleminden önce suyunun çamurdan uzaklaşması için kurumaya bırakılır. Pişme olarak tanımlanan olay, şekillendirilmiş olan seramik parçanın sıcaklığın etkisi ile sertlik kazanmasıdır. Pişme sırasında oluşan sertlik, zinterleşme sözcüğü ile tanımlanabilir. Zinterleşmenin özellikleri, seramik parçanın hacim olarak küçülmesi ve sertlik kazanmasıdır.42 Toprak ısıtıldığı zaman çeşitli değişiklikler geçirir. Örneğin 100°C’de ısıtılan çamur, suyunu kaybederek tamamen kurur fakat suda yeniden ıslatılarak kullanılır duruma gelebilir. Isı 600-700°C’ye kadar çıktığında çamurun kimyasal yapısında geri çevrilemeyecek değişiklikler oluşur. Bu durumda olan bir seramik ürün yumuşak, ufalanabilir ve su geçirgendir ancak tekrar suda eritilerek yoğrulacak kıvama gelmez. 900-1000°C’de pişirilen bir seramik formda ise daha başka değişiklikler olur. Kil zerreleri birbirleriyle birleşmeye başlar ve güçlenirler. Seramik ürünün rengi parlaklaşır, küçülür ve dayanıklıdır.43

İlk pişirimi yapılmış bir seramik formun üzeri sırlanarak yeniden fırınlama aşaması yapılır. Sır denilen madde, seramik yüzey üzerinde parlak veya mat görünümlü sıvıların geçmesini engelleyen ince bir camsı tabakadır.44 Sır, belirli bir silikat karışımının gerektirdiği sıcaklıkta eritilmesi sonucu elde edilir. Pişme sırasında sırın erimesi, silikat karışımının zinterleşmesine bağlı olarak, yavaş yavaş olur. Artan sıcaklık ile birlikte zinterleşme giderek cama dönüşür.

41 Arcasoy A., Ön. ver., s.65-67-70.

42 Aynı, s.III.

43 Cooper E., Ön. ver., s.12.

44 Faruk İşman, “Seramik Teknolojisi” Sır, Seramik Boyaları Ve Seramik Dekorasyon Teknikleri, (Birinci Baskı İstanbul: Teknik Yayınlar Serisi 1, 1972), s.7.