• Sonuç bulunamadı

MOTİFLERİ 3.1 . İNSAN FİGÜRLERİ

3.2. HAYVAN FİGÜRLERİ

3.2.2. Çift Başlı Kartal

Çift başlı kartal, özellikle I. Alâeddin Keykubad döneminde Selçuklu Devleti’nin ve hanedanın simgesi olarak kullanılmıştır.272 İslam el sanatlarında ve mimarisinde az görülen çift başlı kartalın Anadolu’da yaygınlaşması, Hititlere kadar uzanır. Anadolu’daki tarihsel izleri ilk kez İ.Ö. 2. binyıldadır.273

Çift başlı kartal figürüne İslam sanatında ilk kez 10. yüzyılda bir Büveyhi kumaşında rastlanır. Figür, Fatimiler ve Büveyhiler gibi Türk olmayan kavimlerin hanedan simgelerinin yanı sıra 10. yüzyıldan 15. yüzyıla, Orta Asya’dan Mısır’ kadar uzanır ve birçok devlet hanedanının armalarında görülür. Ayrıca Fatimiler vasıtasıyla Sicilya’ya, Anadolu Selçukluları vasıtasıyla da Bizans’a oradan da Avusturya-Macaristan (Çizim 7) ve Rus İmparatorluklarının armalarına geçer.274

Çizim 7. Efsanevi Sibirya ve Macar arma kartalları.

(Ögel B., 1998, s.365, Resim 45)

270 Öney G., 2007a, Ön. ver., s.14-15.

271 Mülayim S., 1999, Ön. ver., s.112.

272 Alâeddin’in Lambası, 2001, Ön. ver., s.31.

273Doğan Kuban, Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı (2. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2008), s.420.

274 Alâeddin’in Lambası, 2001, Ön. ver., s.31.

Selçuklulara Artuklular aracılığıyla ulaşan çift başlı kartal, sultanın yaptırdığı sarayların çinilerinde, duvarlarında, Konya surlarının kabartmalarında sık sık karşımıza çıkar.275

Öney’e göre kartal koruyucu bir güçtür ve asaleti simgeler. Mezar semboliği olarak köklerini Orta Asya inançlarından alır. Ölünün rehberi ve refakatçisidir. Kutsal ağaç üzerinde de şamanın doğmamış ruhunun simgesidir ve aynı zamanda şamanın kendisidir. Çünkü şaman gökle yerin birleştiği ağaç aracılığıyla göğe yükselir. Ayrıca Öney’e göre kartal aydınlık ve Güneş simgesidir.276

Çift ya da tek başlı kartal Asya genelinde kozmolojik eserlerde ve görsel sanatlarda yaygın olarak kullanılmış göksel bir simgedir. Altay Dağları ve Sibirya bölgesi göçebelerinin dini inançlarında günümüze dek rastlanabilen kartal öğesinin geçmişi prehistorik çağlara dek gider. Bir kült nesnesi olarak kartalın ilk defa Asya göçebe ulusları tarafından ‘kozmik direk’ kavramı ile birlikte tarih öncesi çağlarda Güney’e getirilmiş olması olasıdır. Kartal ile ilgili inançlar ve söylemler kozmolojik bir kavram olarak kartalın anavatanının Kuzey Asya olduğu ihtimalini öne sürer. Bu bölgede Turukhansk Yakutları arasında kartal ilk şamanın yaratıcısı olarak düşünülmüştür. Aynı zamanda Yüce Varlık Ai (Yaratıcı) veya Ai Toyon (Işık Yaratıcısı) adını taşımıştır. Olasılıkla Ai Toyon’u kişileştiren iki başlı kartal Toyon Kotor (Kuşların Efendisi) Dünya Ağacı’nın tepesine yerleştirilmiştir. Yakutlar kartal ve kutsal ağaçlar, özellikle kayın ağacı arasında ilişki kurmuştur. Çünkü Ai Toyon şamanı yarattığı zaman göksel yerleşkesine üzerinde yuvalar olan sekiz dallı bir kayın ağacı da dikmiştir. Şaman rüyasında, tepesinde Dünyanın Efendisi olan kozmik ağaca taşınır. Bu ağacın dalları arasında ilerideki şamanların ruhları bulunurdu.277 Aynı zamanda kartal önemli bir türeme simgesidir. Özellikle Göktürk ve Uygur devirlerinde kartal ve başka yırtıcı kuşlar hükümdar ya da beylerin timsali, koruyucu ruhun aynı zamanda adaletin de simgesiydi. Güneşi, gücü ve kudreti ifade ediyordu.278 Kartal figürünün Güneşi temsil etmesi ya da onun sembolü olmasının bazı sebepleri vardı. Çaycı’ya göre kartal 275Aynı, s.31.

276 Gönül Öney, “Anadolu Selçuk Mimarisinde Avcı Kuşlar, Tek ve Çift Başlı Kartal”, Malazgirt

Armağanı, (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1972) s.165-171.

277 Ali Uzay Peker, “Anadolu Selçukluları’nın Anıtsal Mimarisi Üzerine Kozmoloji Temelli Bir Anlam Araştırması”, (Yayımlanmış Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eylül 1996)

278

99

takımyıldızı Koç burcunun üyesi durumundadır. Koç burcu Güneşin zirvesini teşkil ettiğine göre, kartal da Güneşin zirvesini teşkil etmelidir.279

Orta Asya’da arma ve totem olarak da kullanılan kartal, kuşların da hakanı olarak kabul edilmekte, şans ve bilgelik simgesi olarak görülmektedir. Orta Asya araştırmacısı Josef Strzygowski’nin Asiens Bildende Kunst (Asya Tasvir Sanatı) adlı eserinde kartalın göklerin hâkimi olduğunu, koruyan ve egemenlik kuran iki ruhun veya iki iktidarın güç birliği durumlarında iki kez artırılmış gücün çift başlı kartalla simgelendiği anlatılıyor. Bunun dışında gezegen ve burç tasvirleriyle birlikte bezeme sanatlarında da işlenmektedir.280

Ayrıca kartalın astrolojik boyutuyla ilgili olarak diğer bir kanaat, İkizler burcunun simgesi olan kartaldan çift başlı kartalın ortaya çıktığı şeklindedir. Simya ilminde iki başlı kartal aktif ve pasif değerleri ifade eder. Ortaçağ sonrasında kartalın rolü ise Merkür pozisyonundadır ve karşılıklı geçişi temin durumundadır. Merkür, İkizler burcunun evinde kartal figürü olarak tasvir edilmektedir. Çaycı’ya göre Anadolu Selçuklu süsleme programında hemen hemen bütün malzemede mevcut bulunan kartal veya kartalgiller ailesine mensup bulunan figürleri sadece göksel içeriğe sahip olan gezegen ve burç simgesi olarak sınırlamak doğru bir yaklaşım olmaz. Ama kartalın, Güneş sembolü olabileceğini ileri sürer.281

Mücadele sahnelerinde zafer kazanan hayvan olarak yer alan kartal, olumsuz kavramlara karşı iyi olan unsuru temsil etmektedir.282 Çünkü kartal, şahin, atmaca, doğan gibi kuşlar, Türk mitolojisinde türeyişle ilgili önemli simgesel hayvanlardır. Bunlar kendilerinden türenildiğine inanılan bir hayvan-ata ya da hayvan-anadır. Bu nedenle bu avcı kuşlar birer tözdür. Türk mitolojisinde görülen ve erken devirlerden itibaren ortaya çıkan tözler (ruh), animizm ve fetişizmle ilgilidir.283

Bu kelimenin en eski anlamı; ceddi ala, mebde, menşe, asıl, kök olarak ifade edilir. Türk edebiyatında da

279 Çaycı A., 2002, Ön. ver., s.100.

280 Arık R., 2000, Ön. ver., s.79.

281 Çaycı A., 2002, Ön. ver., s.100.

282 Çoruhlu Y., 2000b, Ön. ver., s.134.

283 Aynı, s.56-111.

ilk kez Ziya Gök Alp kullanmıştır.284

Töz deyimiyle Türkler, hangi hayvandan veya hangi kuştan türemiş olduklarını ifade ederler. Bazı bilim adamları Türklerin töz ve Moğolların da ongon dedikleri şeyin, hayvan veya insan şeklinde yapılmış putlar ve tapılan heykelcikler olduğunu düşünürler. Kuş totemi veya sembolleri ileri toplumlarda görülürdü. Oğuz boylarının sembol kuşları bunun en güzel örneğidir.285 İran tarihçisi Raşit El Din’e göre töz, “kutsanmış, mutlu işaret” anlamındadır. Ona göre töz, Türk kavimlerinin özel hayvanıdır. Çünkü bir kavmin hayvanı o kavmin üyelerince avlanamaz, zarar verilemez ve eti de yenemezdi. Roux, ongonun bir totem hayvanının görüntüsü olabileceğini de söyler. Fakat bazı bilim adamlarının yaptığı gibi onun sadece bir put, heykelcik anlamına geldiğini düşünmenin yanlış olduğunu ifade eder.286Ayrıca yalnızca hayvanlar değil her nesnenin, her yerin, kendi içinde veya dışında bulunan, ona sıkı sıkıya bağlı olan, görünüşte hareketsiz ve cansız olsa bile ona can veren “hâkim sahibi” vardır. Kaya, ağaç, çalılık, dağ, sel, ot, çiçek ve özellikle insan eliyle yapılmış nesneler içlerinde çok özel bir töz taşırlar. Bu ruh yaşamalarını ve hareket etmelerini sağlar. Bu hâkim kavramı, doğayı doğal sahiplere boyun eğiyor olarak gören Sibirya dinsel düşüncesine özgüdür.287

Yakutların soylu kabilelerinin atası kartaldı. Teleütlerden Merkütler birer kara kartaldan, Yurtas kabilesi de beyaz başlı bir kartaldan türediklerine inanıyordu. Ayrıca Şato hükümdarı Li-ko-yung’un kartal yuvasında doğduğu, Macar Arpad sülalesinin bir kartaldan geldiği gibi birçok söylemler araştırmacılar tarafından ortaya atılmıştır.288

Kartalın hükümdarlık, güç, kuvvetle ilgili simgesel anlamları İslamiyet’ten sonra da kendini göstermiş ve bazen arma olarak da kullanılmıştır. Kartal ve diğer yırtıcı kuşlar, hem süsleme sanatları hem de mimari eserler üzerinde kabartma olarak yaygın bir biçimde görülür.289 Kartal figürleri, ikili mücadele sahnelerinde tekil olarak, arma ya da

284Başkürdistanlı Abdülkadir, “(Ongon) Ve (Tös) Kelimeleri Hakkında”, Türk Tarih, Arkeologya ve

Etnografya Dergisi, Sayı: II, (İstanbul: Devlet Matbaası, Temmuz 1934), s.284.

285 Ögel B., 1998, Ön. ver., s.29-31-32.

286 Baldıck J., Ön. ver., s.70. / Roux, La Religion, s.232-233.

287 Roux J.P., 2005, Ön. ver., s.32.

288 Çoruhlu Y., 2000b, Ön. ver., s.111.

289 Aynı, s.134.

101

totem unsuru olabilecek betimlemelerde ise çift başlı veya çift gövdeli biçimde tasvir edilmiştir.290

İç Asya avcı kartalları çok büyük, kara veya kahverengi, bazen alacalı avcı kuşlardır. Zayıf ve adaleli vücutları, uzun ve dağınık tüyleri vardır. Başları küçük ve yılan başına benzer şekilde basık olan gagaları çok büyüktür. Kanatları uzun ve sivri, kuyrukları kısadır ve ekseri kayalıklarda yaşar.291

Resim 118’deki çift başlı kartal kare çini pano, 1946 yılında Diyarbakır Artuklu Sarayı’nda kaleye telsiz direkleri dikilirken bulunmuştur. Bu ve buna benzer kırık çiniler (Resim 119) Selçuklu çini sanatında şimdilik Anadolu’da bilinen en erken çift başlı kartal motifleridir. Karenin tam orasında, cepheden verilen bu tasvir, gövde, kanat, pençe ve kuyruğuyla tüm alanı kaplar. Kartalın başları ise profildendir. Kartalın iki yana açılan kanatlarıyla kesişen kuyruğunun uçlarında volutler oluşmuştur. Bu kartaldaki kuvvetli stilizasyon, kartalın uzun kanatları ve gagalarına da yansımıştır. Gözlerindeki sert ve keskin bakışlar, başlara oldukça güçlü ve gerçekçi bir görünüm kazandırır. Çininin dört köşesinde simetrik biçimde dönemin rumi motifleri yer alır.292

Resim 118. Resim 119. Kare çinide ve kırık çini parçalarında şeffaf türkuaz sırlı çift başlı kartal. Diyarbakır Artuklu Sarayı.

(Arık R. ve Arık O., 2007b, s.246, Resim 189)

290 Çaycı A., 2002, Ön. ver., s.99.

291

Emel Esin, Orta Asya’dan Osmanlıya Türk Sanatında İkonografik Motifler (İstanbul: Kabalcı

Yayınları, 2003), s.173.

292 Arık R., 2007b, Ön. ver., s.246-247.

Kubad Abad’da Büyük Saray ve Küçük Saray çinileri, ilginç ve yalın bir resim üslubuyla Selçukluların simgesel dünyasını yansıtmaktadır. Çift başlı kartal bu dünyanın en önemli figürüdür.293 Selçuklu tek ve çift başlı kartallarının (Resim 120-121-122-123-124) sivri kulakları, kıvrık gagaları, iri pençeleri, yelpazeli kanatları, palmet veya balık kuyruğu biçimi kuyrukları vardır.294

Resim 120-121-122 ve 123 numaralı çinilerin göğüs kısmında yer alan “es-sultan” ibaresi, dönemin sultanının adına vurgu yapmaktadır.

Resim 120. Resim 121. Resim 122. Yıldız çinilerde çift başlı kartal figürleri. Sıraltı. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.74, Resim 53)

Resim 123. Resim 124. Yıldız çinilerde çift başlı kartal figürleri. Sıraltı. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.74, Resim 53)

293 Arık R., 2000, Ön. ver., s.76.

294

103

Kubad-Abad çinilerinde çift başlı kartal motifleri, yıldız ve haç formlu levhalar üzerine resmedilmiştir. Bazıları krem rengi zemin üzerine sıraltı tekniği ile siyah, kobalt ve türkuaz renkli boyalarla işlenmiştir.295

Kubad Abad sarayında yer alan Resim 125’teki kartal motifi, yıldız formunun içini kaplayacak şekilde yerleştirilmiştir. Sır altı tekniği uygulanarak mavi, kobalt ve siyah renklerle bezenmiştir. Beyaz zemin üzerine gövde ve ayaklar kontur şeklinde siyah, baş, kanat, kuyruk ve ayağın bir kısmı da mavi ve tonlarıyla boyanmıştır. Gövde kısmında “es-sultan” yazmaktadır. Kanatlarından sarkan nar meyvesi de bu motifte Sultanın arması olarak karşımıza çıkar.296 Birçok kartal motifinde olduğu gibi bu motifte de (Resim 126) sivri kulaklar, kıvrık gagalar, gaga altından sarkan ibiği dikkati çekmektedir. Gövdeden çıkan ayak formları vücuda paralel değil sola ve sağa doğru daha açılmış gibidir. Pençeleri de oldukça gerçekçi tasvir edilmiştir. Kuyruğu, Anadolu Selçuklu dönemi rumi tepelik motifi şeklinde yapılmıştır.297

Resim 125. Resim 126. Göğsünde “es-sultan” yazan (solda) çift başlı kartal figürleri. Sıraltı. Kubad Abad Büyük Saray ve Kız Kalesi.

(Arık R., 2000, s.78-80, Resim 55-56)

Kubad Abad Küçük Saray’da 1992 yılı yapılan kazılarda ortaya çıkan çiniler arasında çok sayıda yıldızdan oluşan önemli bir grup, krem rengi zemin üzerine, şeffaf sıraltına koyu yeşil, mavi, türkuaz renklerle işlenmiştir. Kartal figürlerinin göğüslerinde dönemin 295 Arık R., 2000, Ön. ver., s.79

296 Otto-Dorn K. ve Önder M., 1967, Ön. ver., s.240

297 Arık R., 2000, Ön. ver., s.76.

iktidar sahiplerinin unvan ibareleri yazılmıştır. Bunlar dört köşe kartuşlar içinde “el-muazzam” (Resim 127-128), “es-sultan” (Resim 129-130-131-132) şeklinde olup, Alâeddin Keykubad’ın unvanlarındandır. Ayrıca kartal figürlerinin iki yanında hayat ağacı motifi yer alır.298

Resim 127. Resim 128. Göğsünde “el muazzam” yazan çift başlı kartallar. Sıraltı. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.82, Resim 59-60)

Resim 129. Resim 130. Göğsünde “es-sultan” yazan çift başlı kartallar. Sıraltı. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.82-83, Resim 61-62)

298 Aynı, s.82.

105

Resim 131. Resim 132. Göğsünde “es-sultan” yazan çift başlı kartallar. Sıraltı. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.74, Resim 53)

Kartal figürü sekiz köşeli yıldızlarda tüm alanı kaplayacak biçimde resmedilmiştir. Gövde ve kanatları cepheden, iki yana yönelen başları ise profilden gösterilmiştir. Öney’e göre kartalın çift olarak resmedilişi evlenme ve politik birleşmeyi yansıtması, aynı zamanda simetri geleneğinden kaynaklanabilirdi.299

Kartalın geniş açılan kanatlar üzerinde yatay, ince beyaz bir şerit, hemen altında kanat tüylerini belirten beyaz, ince, düşey şeritler mevcuttur. Kartal tasvirlerinde genellikle kanat uçları helezonlarla son bulur. Ayrıca palmet (rumi ortabağ) motifine benzer bir kuyruk biçimi de en tipik örneklerdendir. Başlarında sivri kulakları, kıvrık gaga ve bazı figürlerde gaga altından sarkan ibiği andıran sarkıntılar dikkat çekicidir. Kartalın bacaklarının ucundaki pençeleri gerçekçi bir şekilde tasvir edilmiş ve çoğunun göğsünde “es-sultan” yazılıdır. Bazılarında ise göğsünde yazı yerine çeşitli noktalar yerleştirilmiştir.300

Tasvir özellikleri açısından ayrıca ele alınması gereken bir kartal figüründe, diğer kartal figürlerinden ayrılan yönleri dikkat çeker. Bu kartal, (Resim 133) yine cepheden resmedilmiş ve balık pulu tarzında süslenmiş şişkin bir gövdeye sahiptir ancak kanat tüyleri art arda sıralanan kıvrık çizgilerle belirtilmiş ve kanatlar kuyruk ucuna kadar uzatılmıştır. Kanatların ucu yalın rumi motifi ile sonuçlandırılmıştır. Krem rengi fonda sıraltına nefti (koyu yeşil) renkle işlenen kartalın göğsünde, geniş bir kartuş içindeki pullar dikkat çekicidir. Kuyruk da bu kez gövdenin ucunda bir boğum yapıldıktan sonra üç parçalı bir yaprak şekline dönüşmektedir. Kubad Abad Büyük Saray’da çıkarılan bir 299 Öney G., 1972, Ön. ver., s.166.

300 Arık R., 2000, Ön. ver., s.79-80.

başka örnekte ise kartalın (Resim 134) göğsünde yuvarlak bir madalyon bulunmakta ve “kemal” şeklinde okunabilen bir yazı yer almaktadır. Göğsünde yuvarlak madalyon içinde yazıyla çift başlı kartal figürü, şimdilik bilinen tek örnektir.301

Resim 133. Resim 134. Göğsünde “kemal” yazan (sağda) çift başlı kartallar. Sıraltı. Kubad Abad Büyük Saray.

(Arık R., 2000, s.81, Resim 57-58) Yine tasvir özellikleri açısından ilginç olan bir diğer çinide (Resim 135) yer alan çift başlı kartal figürü hurdeli rumi motiflerinden oluşturulmuş ve dönemine göre sağlam bir kompozisyon yansıtır.302Gövde kısmı ortabağ rumi vazifesini görmekte, iri ayırma rumi motifler de kanatlar yerine çizilmiştir. Kanatların birleşiminde yer alan kuyruk motifi rumi tepeliktir. Ayaklar ise gövdenin altından sağ ve sola çıkan yalın rumiler şeklindedir. Kompozisyon devrine göre çok olgun ve sağlamdır.

Sekiz kollu yıldız içine tam oturan çift başlı bir diğer kartal figürü (Resim 136) ise lüster tekniğinde sarı zemin üzerine kahve tonlarında işlenmiştir. Kubad Abad’da Küçük Saray çinileri arasında bu teknikle yapılmış çift başlı kartal figürüne rastlanmaması, bu buluntuya özel bir önem kazandırmaktadır.303

Bu çini Büyük Saray’da bulunan çift başlı lüsterli ve sıraltı teknikleriyle yapılmış çift başlı kartalların aynıdır.

301 Aynı, s.81-82. 302 Aynı, s.84-85.

303 Rüçhan Arık, Türk Sanatı (İstanbul: Dergah Yayınları 1987b), s.353.

107

Resim 135. Resim 136. Rumi motiflerinden oluşan çift başlı kartal. Sıraltı ve lüster. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.84-85, Resim 63-64)

Kubad-Abad kazılarında ortaya çıkarılan haç formlu çiniler, (Resim 137-138-139-140-141) türkuaz şeffaf zemine siyah renkle dekorlanmışlardır. Kartal motifi haç formunun orta kısmına yerleştirilmiş, haç formunun kolları ise, rumi motifleri ile bezenmiştir.304

Buradaki bezeme Selçuklu sanatında çok görülen rumi motifinin iyice gelişmiş halini aksettirmektedir. Örneğin 35-59-74-87-113-118 nolu resimlerde ilk hallerini gördüğümüz rumi motifi bu gruptan daha kaliteli bir bezeme sergilemektedir.

Resim 137. Şeffaf türkuaz sırlı haç formda çift başlı kartallar. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.86, Resim 65-66)

304 Rüçhan Arık, Kubad-Abad 1992 Yılı Kazısı. XV. Kazı Sonuçları Toplantısı II (Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Yayın No: 1677, 24-28 Mayıs 1993), s.535.

Resim 138. Şeffaf türkuaz sırlı haç formda çift başlı kartallar. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.86, Resim 67-68)

Resim 139. Resim 140. Resim 141. Şeffaf türkuaz sırlı haç formda çift başlı kartallar. Kubad Abad Küçük Saray.

(Arık R., 2000, s.74, Resim 53)

Aspendos Sarayı çinileri Selçuklu dönemi diğer saray çinileri gibi geniş repertuar sunar. Burada bulunan çift başlı kartal motifinin (Resim 142) yalnızca başı kalmıştır. Bu çinide kartal beyaz bırakılmıştır, çevresindeki boşluklar kobalt mavisi ve siyah renklerle boyanmıştır.305 Diğer bir çini parçası da (Resim 143) Kubad Abad şantiye alanında bulunmuştur. Bu çini parçasındaki tasvir şimdiye kadar hiç rastlanılmayan bir örnektir. Sekiz köşeli yıldız parçada yer alan çinideki bu tasvir kartala benzemektedir ve gövdesi pul pul işlenmiştir. Cepheden tasvir edilen bu kuşun, bir kanadı ve bacaklarından biri

305 Arık R., 2007b, Ön. ver., s.266.

109

görünebilmektedir. Sarı lüsterle kaplanmış olan bu figürün, kanadının çizgileri kırmızı renkle çizilmiş, bacakları da kırmızı renge boyanmıştır.306

Resim 142. Resim 143. Sıraltı ve lüster tekniğinde yapılan kartal motifleri. Antalya Müzesi. Kubad Abad Şantiye alanı.

(Arık R. ve Arık O., 2007b, s.266-336, Resim 204-347)

Diğer çift başlı kartal (Resim 144) Hamamlı Köşk’te ele geçmiştir. Sıraltı tekniğinde yapılan bu çini farklı bir kompozisyon sunar. Sekiz köşeli bir yıldızda yer alan kartal, krem renk fonda çapraz olarak yerleştirilmiştir. Gövde ve kanatları her zamanki gibi cepheden, baş ise profildendir. Kobalt mavisiyle boyalı bu kartalın çift başının arasında, mavi renkli iri bir laleye benzer bir form yerleştirilmiştir. Kartalın kanatlarının üzerinden de ilk kez görülen siyah noktalarla süslü, pelerini andıran ince bir bordür geçmektedir.307 Diğer çift başlı kartal (Resim 145), şantiye deposu çinileri arasında bulunmuştur. Bu fantastik kuş, kırılmış sekiz kollu yıldız üzerinde yer alır. Dışta siyah, içte beyaz iki konturla çevrelenen bu tasvirde kartal daha gerçekçi ancak geleneksel biçimiyle durur. Zemin boşlukları ise mavi noktalarla ve siyah kıvrık dallarla doldurulmuştur.308 306 Aynı, s.336. 307 Aynı, s.339-340. 308 Aynı, s.362.

Resim 144. Resim 145. Sekiz köşeli yıldız çinilerde çift başlı kartallar. Sıraltı. Kubad Abad Hamamlı Köşk. Çini Deposu.

(Arık R. ve Arık O., 2007b, s.339-362, Resim 352-383)

3.2.3. Yırtıcı Kuşlar

Tarih boyunca spor ve güç gösterisi işlevi gören av, Selçuklularda da en önemli tasvir konularından olmuştur.309 Başlıca av hayvanları geyik, kaz, ördek, keklik ve diğerleriydi. Avcı kuşlar da doğan, şahin, sungur gibi yırtıcı kuşlardı.310

Manas ve Oğulları ile ilgili destanlarda, av kuşları ile av köpekleri kahramanların en yakın arkadaşlarıydı. Avcı kuşlar Türklerin hayatında büyük rol oynamıştır. Bu durumu en açık şekilde gösteren en güzel örnekler arasında Oğuz boylarının kuş tözlerini belirtebiliriz.311

Yırtıcı kuşlardan sungur adı verilen kuş, Kırgız illerinde yetişen ve ak cinsi çok makbul olan bir türdü. Sungurla hem kuş, hem de tavşan, karaca gibi hayvanların avlandığından bahsedilir. Sungur kuşu, döne döne yükselir ve avladığı kuşları hiç incitmeden sahibinin bulunduğu yere kadar indirirdi. Dede Korkut destanlarında da adı geçen sungurun erkeği Türkistan hanlarının ongunudur. Cingiz soyunun simgesi de sungurdur. Cingiz’in tahtı üzerindeki feng-huang olarak nitelendirilen kuşun sungur olduğu ifade

309 Arık R., 2007a, Ön. ver., s.87.

310 Arık R., 2000, Ön. ver., s. 87.

311

111

edilmektedir. Sungur’un belki de daha önce Kırgızların da ongunu olduğu düşünülmektedir.312

Selçukluların ataları olan Oğuzlarda sürek avlarının, av şölenlerinin eğlence törenleri yanı sıra dinsel önemi de vardı. Şahin ve avcı kuşlar özel olarak eğitilir ve değerli bir armağan sayılırdı. Bu gelenek Selçuklularda da devam etmiştir.313Falco, Farsça şahinin karşılığıdır. Şahin için “turna avcısı kara gözlü kuş” denilmektedir. Diğer kuşlardan, daha tıknaz yapısı, koyu renkte tüyleri ve kara gözleriyle ayırt edilir.314

Yırtıcı kuşlar Türklerin milli sembollerindendir. Diğer çeşitli kuşlar da kartal ve öteki yırtıcı kuşlarla beraber Gök unsurunu yansıtan hayvanlardandır. Çünkü kuşların hükümdarı sayılan kartal ve yırtıcı kuşlar dünya ağacının tepesinde yer alırlar. Gök Tanrı’nın da sembolü sayılırlardı.315

Kubad Abad Sarayı’nda Büyük ve Küçük Saray’larda bulunan sekiz kollu yıldız levhalarda şeffaf sıraltına işlenen avcı kuşlar, yırtıcı görünüşleri, keskin bakışları ve şişkin gövdeleriyle her çinide tek figür olarak tasvir edilmişlerdir (Resim 146-147-149-151-152).316 Avcı kuşların duruşları, çift başlı kartala benzer şekildedir, gövde cepheden, baş profildendir.317

Resim 146. Resim 147. Sekiz köşeli yıldız çinide şahin figürleri. Sıraltı. Kubad Abad Küçük ve Büyük Saray.

(Arık R., 2000, s.87-88, Resim 69-70)

312 Esin E., 2003, Ön. ver., s.176.

313 Kuban D., 2008, Ön. ver., s.416.

314 Esin E., 2003, Ön. ver., s.177-178.

315 Çoruhlu Y., 1993, Ön. ver., s.21.

316 Aynı, s. 87.

317 Aynı, s. 89. / Arık R., 2007 b, Ön. ver., s.304.

Saray çinilerindeki avcı kuşlardan başka hayvanlara kadar hepsi Has Bahçenin kadrosunu simgeledikleri düşünülür. Has bahçe, Kubad Abad Saray’ı güneyinde yayılan ve kazıklı bir sınırla çevrilen bahçedir. Büyük av törenleri ve partilerin burada