• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.2. Çocuk Haklarının Tarihsel Gelişimi

2.2.2.6. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin Önemi

Çocuklara sunulan imkânlar ve fırsatlar; çocuğun yararını öncelik alarak fikri, ahlaki, ruhi ve toplumsal yönden gelişimini sağlayacak durumda olması gerekmektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların bu beklenti ve ihtiyaçlarının asgari düzeyde yerine gelmesi için hazırlanmış hukuki bir metindir (Uçuş, 2009). Bu sözleşme diğer

kabul adilmiş insan hakları dokümanları gibi çocukların siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve yurttaşlık haklarını içeren uluslar arsı arenada genel ve geçerliliği olan bir sözleşmedir (Cook, 1996). Sözleşmeyi önemli kılan toplumsal gereklerin başında dünya çocuklarının bugün içinde bulundukları durum ile açıklanabilir. Bugün dünyada çocukların mağdur olduğu görülmektedir, Mağdur oldukları konularının başında açlık, sağlık, silahlı çatışma, cinsel taciz, fiziksel taciz, erken ve ağır işlerde çalıştırılma, dışlanma, eğitimsizlik vb. Gelmektedir.

Çocuk hakları sözleşmesi hem pozitif hem de doğal hukuk açısından da önemli bir sözleşmedir. Doğal hukuk açısından ele alındığında bu sözleşme genel olarak insan hakları kavramından ayrılamaz. Başka bir ifade ile sözleşme, çocuk hakları yaşam, eğitim, sağlıklı yaşam, kişi güvenliği, adil yargılama gibi bireysel insan haklarını özel olarak çocuklar bakımından güvence altına almaya çalışmıştır. Pozitif hukuk açısından ise çocuk hakları sözleşmesi, çocuklarının kişilik bakımından tam ve uyumlu gelişmeleri ve esenlikler ile tabii ortam, ailenin ve toplum içinde kendisinden beklenen sorumlulukları tam olarak yerine getirilmesi için gerekli koruma ve yardımı sağlamaktadır (Karaosmanoğlu, 2002).

Çocuk Hakları Sözleşmesi, üzerinde uluslararası planda mutabakata varılmış, üzerinde pazarlık yapılması mümkün olmayan standartlar ve yükümlülükleri içermektedir. Belge, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır (UNICEF, 2008). Çocuk hakları, çocuk olarak tanımlanan bireylerin sahip olduğu yetkiler ve kazançlardır. Çocuk hakları, insan haklarını temel alarak oluşturulmuş bir yapıdır. Bu haklar tüm çocuklar için ortak iyiyi oluşturmada, çocuğun bir birey olarak temel haklarını ve ödevlerini bilmede, kendisiyle ilgili konularda doğrudan rol almasını sağlamayı amaçlamaktadır (Wald, 1987). Çocuklar bu sözleşme ile kabiliyeti, orijinali ve cinsiyeti ne olursa olsun önemli hak sahibi ve haklarını yerine getirmede olgun insan olarak kabul edilmektedir (Save the Children, 1999). Bu sözleşme çocuk haklarının global bir bilinç kazanmasına yol açmıştır (Libal, 2010). Çocuk hakları sözleşmesi tüm diğer kabul edilmiş insan hakları sözleşmeleri gibi çocuklarla ilgili hakların uygulamasında önemli bir sözleşmedir (Roche, 1999: 488).

Çocuk hakları sözleşmesi şu anda dünyanın her yerinde kabul gören ve çocukların yüksek yararını öncelikli hedef olarak kabul edildiği en önemli sözleşmelerden birisidir. Bu da çocukların öneminin dünyanın her tarafında her geçen gün arttığının ve önemsendiğini gösteren en somut göstergelerdendir (Polat, 2007). Sözleşmede, çocuğun haklarının fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki güvenliğinin korunması ayrıntılı olarak ele alınmış bunlar eksiksiz bir şekilde sözleşmeyi onaylayan devletlerce gerçekleştirilmesi istenmiştir (Akyüz,1999).

Sözleşme, çocuğu anne ve babasının işveren ve devletin üzerinde dilediği gibi tasarruf edebileceği bir nesne olmaktan çıkartıp, çocuğun bağımsız bir kişiliğe onurlu ve saygın bir özneye dönüştürme sürecine ciddi bir katkıda bulunmaktadır (Serozan, 2000). Çocuk Hakları Sözleşmesi çocuk hakları konusunda şimdiye kadar hazırlanmış olan en önemli belge niteliğindedir. Çünkü bu temel belge çocuk haklarına uluslararası nitelik ve boyut kazandırmıştır (Doğan, 2005). Çocuk haklarına dair sözleşme sadece iyi niyet belirtisi olarak çocuk haklarını dile getiren bildiri değil sözleşmeye imza atan tüm devletleri bağlayıp yükümlülük altına alan hukuksal bir yapıdır.

Dünyanın her yerinde, yarının dünyasının inşasından, insanlığın devamında gelecekteki barış ve kardeşliğin temeli olan çocukların sağlıklı, güvenli eşitlikçi ve barışçı yetiştirilmesinde ve insanlığın kendi geleceğini teminat altına alması açısından son derece önemli hukuki bir metindir. ÇHS çocukların medeni, siyasal ve ekonomik sosyal ve kültürel alanlardaki haklarını hem barış hem savaş zamanlarında gözetilmek üzere belli hükümlere bağlayan bir antlaşmadır. Ayrıca bir yandan kısa sürede gördüğü evrensel kabul, bir yandan da geniş kapsamı itibariyle benzeri bulunmayan bir uluslararası hukuk kaynağıdır (Dağı ve Polat, 2004). Bu sözleşme çocuk haklarının işlerliğini sağlayacak ülkelerin sorumluluklarını belirleyecek ve bütün dünyayı kapsayacak standartları belirtmiştir.

Sözleşmede, çocuk bir birey olarak yaşla ve olgunlaşma ile gelişen gereksinimlere sahip bir varlık olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla sözleşme, çocuk hakları ile ana-babaların ya da sorumluluk sahibi diğer kişilerin hakları ve görevleri arasında bir denge kurmaktadır. Ayrıca bugünü ve yarını ilgilendiren konulardan karar süreçlerine katılım hakkını tanıyarak, çocuk hakları ile ilgili imzalayan diğer belgelerin ötesine geçmektedir (Ballar, 1998). Ayrıca bu sözleşme çocuklara ve gençlere temel

insan haklarını, adaletin temel prensiplerini tanıtır. İnsan hakları konularının çocuklar için ne anlama geldiği, günlük hayatta çocukların haklarını nasıl ve ne biçimde koruyacağına dair temel ve kalıcı bilgiler verilmektedir.

2.2.2.6.2. Sözleşmenin Çocuk Hakları Eğitimi Açısından Önemi

Çocuğun temel hakları ve sahip olması gereken temel özgürlüklerinin çocuğa tanıtılması ve öğretilmesi yaşadığımız çağın gerekliliklerinden biri hâline gelmiştir. Çocukların yüksek yararı temel alınarak, çocuk hakları eğitiminin gerekliliği bir hukukî metin olan “Çocuk Hakları Sözleşmesi” (ÇHS) kapsamında ortaya konmuştur.

Çocuk hakları sözleşmesi getirdiği haklar ve standartlarla “nitelikli insanın” yetiştirilmesini temel hedef olarak belirlemiştir. Eğitim yoluyla yetişecek çocuk ve gençlerin kişisel ve sosyal varlık olarak her yönden yetişmeleri; sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal açılardan nitelikli toplumun yaratılmasında etkilidir (Cılga, 1999). Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 42. maddesi gereğince taraf devletler, sözleşme ilke ve hükümlerinin uygun ve etkili araçlarla yetişkinler kadar çocuklar tarafından da yaygın biçimde öğrenilmesini sağlamayı taahhüt etmişlerdir. Bu madde sözleşmenin yaşama geçirilmesi gerekliliğini vurgular. Bu maddeye göre, taraf devletler çocukların sahip oldukları hakların öğretilmesine yönelik bir yükümlülüğe sahiptir. Haklarını bilmeyen bir kişide hak bilincinin ve hakkını kullanma yetisinin oluşması beklenemez. Bilgili, sorumlu, haklarından yararlanma yeteneği gelişmiş çocukların topluma kazandırılabilmesi ancak iyi bir temel eğitim olanağının sağlanmasına bağlıdır. Sözleşme’nin 28. maddesi ile hiçbir ayrım gözetilmeksizin bütün çocukların eğitim hakkına sahip olduğu belirtilmekte, eğitimin kalitesini belirleyen bir çerçeve sunulmaktadır. 29. madde çocuk merkezli bir öğretme ve öğrenme modelini öngörerek; öğrencilerin eğitim sürecine aktif biçimde katılacakları, kendi başlarına sorunlarını çözebilecekleri, yaşam boyu öğrenerek doğru kararlar verebilecek özgüveni kazanacakları bir yapıyı gündeme getirmektedir (Cılga, 2001: 108 akt: Aktürk, 2006). Sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirilen çocuklar, yetişkinlik yıllarında da hakları kullanma, korunmasını sağlama ve başkalarının haklarına saygı duyma konusunda bilinçli insan olacaklardır (Karaman - Kepenekçi, 2000).

Toplumlar çocukları, gelecekteki refahını sağlayacak yeterlilikte ve sorumlulukta birer vatandaş olarak yetişmesini ister. Ancak temel gereksinimleri ve

hakları reddedilen ve yurttaş olarak kabul edilmeyen çocukların, başkalarının haklarına saygı duyan üretici yetişkinler olması beklenemez. Bu bakımdan hakların ihlali sadece kişisel sonuçlar doğurmaz, tüm toplumun geleceğini de etkiler. Kişisel ve toplumsal gelişmenin sağlanması, çocukların hak kavramını anlamaları, hangi haklara sahip olduklarını bilmeleri, kimlerin haklarının reddedildiğini görmeleri ve kendi ve başkalarının hakları için aynı duyarlılığı göstermelerine bağlıdır. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'yi öğrenmek, bu gelişim yolunda bir adım olacaktır (Özdemir Uluç, 2008).