• Sonuç bulunamadı

2.1. Dünyada Yükseköğretim Sistemleri

2.1.6. Çin Halk Cumhuriyeti’nde Yükseköğretim Sistemi

Çin31

yükseköğretim sisteminde eğitim dört kademe olarak düzenlenmiş olup bunlar sırasıyla ortaöğretim sonrası meslek okulları, lisans, yüksek lisans ve doktora şeklindedir. Üniversiteler; bölgesel yönetimlerin eğitim departmanları, ilgili bakanlık ve komisyonlar tarafından yönetilmekte ve finansmanları sağlanmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı; ulusal yükseköğretim gelişiminin sağlanması, yeni okulların açılması, ilgili politika ve düzenlemelerin yapılması, öğretmen ve öğrenciyi ilgilendiren sorunların değerlendirilmesi gibi faaliyetleri yerine getirmektedir. Akademik yönetim bakımdan sorumlu olan rektör de yine bakanlık tarafından atanmaktadır. Çin yükseköğretiminde 211 ve 985 numaralı iki proje hayata geçirilmiş ve Çin üniversitelerinin dünyada saygın bir konum kazanmaları amaçlanmıştır. Bu bağlamda 1995 yılında oluşturulan Proje 211 ile seçilen bazı üniversitelere önemli derecede mali yardımlar yapılmakta ve üniversitelerin kurumsal kapasiteleri geliştirilmektedir. Ayrıca, yükseköğretim kamu hizmeti çerçevesi oluşturularak ve işlevsel rolleri bulunan disiplinler geliştirerek 1. Sınıf Çin üniversitelerinin yaratılması planlanmaktadır. Proje 985 ise yine Proje 211’de olduğu gibi Çin üniversitelerinin dünya çapında birer yükseköğretim kurumları haline gelmesini sağlamak üzere gündeme gelmiştir. Proje kapsamında az sayıdaki üniversite mali açıdan desteklenmekte ve dünyaca ünlü araştırma üniversitelerinin oluşturulması hedeflenmektedir (QAA, 2006: 6-8).

Uluslararasılaşma Çin yükseköğretiminin her kademesinde önemli bir yere sahiptir. Knight (2003: 2) söz konusu kavramı; ortaöğretim sonrası eğitim sunum, amaç ve fonksiyonlarına uluslararası, kültürlerarası ya da küresel bir boyut kazandırmak şeklinde ifade etmektedir. Liu ve Dai (2012: 61) ise uluslararasılaştırma kavramını biraz

31

74 daha genişleterek müfredatın uluslar arası hale getirilmesi yoluyla üniversitelerin öğrenim ve öğretim faaliyetlerine uluslararası, kültürlerarası ya da küresel bir boyut kazandırılması olarak ele almıştır. Çin üniversitelerinin uluslararasılaşması için ilk olarak akademisyenlerin uluslararasılaşması gerekmektedir. Akademisyenlerin uluslararasılaşmasının sağlanması durumunda, öğrencilerin akademik ve entelektüel gelişimlerinin tamamlanması daha etkin olmaktadır. Nitekim uluslararası ve kültürlerarası geçmişe sahip olan akademisyenler, öğrencilerin de uluslararasılaşması için nelerin yapılması gerektiğini daha iyi bilmekte ve bu yönde adımlar atılmaktadır. Sistematik derslerden oluşan müfredatın uluslararasılaşması Çin için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, Çin yükseköğretim müfredatı yeniden tasarlanarak ve geliştirilerek toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeye getirilmelidir. Uluslararasılaşmanın diğer bir etkeni ve sonucu olarak İngilizce, Çin yükseköğretim kurumlarınca son yıllarda uluslararası bir dil olarak görülmekte ve eğitim programlarında İngilizce dili hızla yaygınlaşmaktadır. Uluslararasılaşmış prestijli üniversiteler, diğer uluslararası yükseköğretim kurumlarıyla İngiliz dilinde diyaloglarını sürdürmekte ve geliştirmektedirler. Bu çerçevede Çin üniversitelerinin uluslararasılaşma derecesi ve potansiyeli akademisyenlerin ve öğrencilerin İngilizce seviyesiyle doğru orantılı olarak değerlendirilmektedir. Çin üniversitelerinin yurtdışındaki diğer üniversitelerle yapmakta olduğu ortak çalışmalar ve işbirliği uluslararasılaşma kavramı açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle, Çin üniversiteleri diğer ülkelerdeki üniversitelerle işbirliği yaparak çeşitli akademik faaliyetler gerçekleştirmektedir. Örneğin Çin’de ortalama seviyede bir üniversite olan Jiangsu Üniversitesi; Kanada, ABD, Güney Kore, Tayvan, Almanya ve İngiltere’deki üniversitelerle öğrenci değişim programları, kısa dönemli akademik ziyaret programları ve eğitim programlarında işbirliği gibi faaliyetler gerçekleştirmektedir (Liu ve Dai, 2012: 60-63).

Çin üniversitelerinin uluslararasılaşması için önemli olan diğer bir faktör ise üniversite yönetimlerinin uluslararasılaşmasıdır. Çin üniversiteleri hem ulusal hem de uluslararası bakımdan bir rekabet halinde olduğundan üniversite yönetimlerinin ekonomik yönetim modelini baz alarak politikalar üretmesi gerekmektedir (Liu ve Dai, 2012: 63). Bu çerçevede üniversite yönetimleri, stratejik yönetim anlayışıyla üniversitelerini uluslararası pazara taşıyabilir ve üniversiteler uluslararasılaşma sürecinde daha başarılı sonuçlar elde edebilir (Ayoubi ve Al-Habaibeh, 2006: 381). Her ne kadar Çin yükseköğretiminde uluslararasılaşma kavramına büyük önem verilse ve bu

75 yönde politikalar izlense de, Çin yükseköğretim kurumlarının gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemleriyle arasındaki farkı kapatması için gelişime ihtiyacı olduğu (Chen ve Huang, 2013: 92) ifade edilmektedir.

Çin yükseköğretim kurumlarında öğrencilerin bir kısmının eğitim ücreti devlet tarafından karşılanırken, öğrencilerinin çoğu eğitim ücreti ödemek durumundadır. Devlet tarafından sağlanan bursun sınırlı sayıda öğrenciye tahsis edilmesinden dolayı öğrenciler arasında ciddi bir rekabet yaşanmaktadır. İlk sene burs almaya hak kazanmayan öğrenciler, sonraki yıllarda başarılı bir akademik performans sergilemeleri durumunda bile burslu statüye geçme şansları bulunmamaktadır. Bu nedenle, eğitim ücreti devlet tarafından finanse edilmeyen öğrencilerin motivasyonlarının düştüğüne vurgu yapılmaktadır (Liu, 2012: 109-110).

Çin’de ortaöğretim sonunda yükseköğretime devam etmek isteyen adaylar, yükseköğretime geçiş sınavına girmek zorundadır. Sözü edilen sınava öğrenciler lise son sınıfta girebileceği gibi daha önceki yıllarda da girme hakkı bulunmaktadır (Günay ve Gür, 2009: 237). Yükseköğretime geçişte adaylara sınav yapılmasıyla birlikte geçmişten beri süregelen toplumsal statünün üniversitelere girişteki etkisi azaltılmış ve adaylar arasında eşitlik tesis edilmeye çalışılmıştır. Yine de genel sınavların haricinde birtakım yükseköğretime geçiş için yapılan istisnai uygulamalar bulunmaktadır. Örneğin az sayıda da olsa, eğer bir aday ahlaken, fiziksel eksersiz bakımından ve akademik olarak üstün başarılıysa, şehir çapında yapılan yarışmalarda derece elde etmiş ve mezun olduğu lise tarafından çok iyi referanslara sahipse bu durumunda aday sınavsız olarak yükseköğretime geçmeye hak kazanabilmektedir (Liu, 2012: 108). Diğer bir istisnai uygulama Çin’de ün yapmış en iyi üniversiteler tarafından yapılmakta ve üniversiteler kendilerine başvuran adayları sınava almaktadır. Böylelikle hem iyi üniversiteler öğrenci seçiminde daha özerk hale gelmekte hem de başarılı adaylar istedikleri yükseköğretim kurumlarında eğitim alma şansı elde etmektedir (Zheng, 2008: 142). Çin’de yerel yönetimlerin de yükseköğretime geçiş sürecinde etkili olmaktadır. Öyle ki, şehir dışındaki azınlıklı bölgelerde yaşayan öğrenciler yerel yönetimler tarafından desteklenmekte ve öğrenciler düşük puanlara da sahip olsalar yükseköğretime geçebilmektedir. Bu doğrultuda, şehirlerarasındaki gelişmişlik farkı azaltılmaya çalışılmakta ve %10-20 gibi düşük bir oranda da olsa dezavantajlı bölgelerdeki öğrenciler yükseköğrenim görme fırsatı elde etmektedir (Lewin ve Wang, 1991: 231-234).

76 Çin, yükseköğretime ilişkin yaptığı önemli atılımlar sayesinde dünyanın sayılı ülkeleri arasına girme yolunda işlevsel bir yol kat etmiştir. Benzer biçimde “Japonya’da Yükseköğretim Sistemi” başlığında da yer verildiği üzere, son yıllarda 5 Yılda 5 Bin

Öğrenci Projesi kapsamında ilan edilen lisansüstü öğrenim programları için Çin

bursiyer öğrencilere birer seçenek olarak sunulmaktadır. Bursiyer öğrenciler genel olarak; Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Ulaştırma ve Lojistik, İletişim Bilimleri, Hukuk ve çeşitli mühendislikler alanlarında lisansüstü öğrenim görebilmek için Çin’i seçebilmektedir (YLSY Kılavuzu, 2016). Böylece, uluslararasılaşma ve yükseköğretim alanında gelişimini hızla sürdüren Çin, Türk bursiyer için de önemli bir yükseköğretim ülkesi haline gelmiştir.