• Sonuç bulunamadı

1.1. Çevre Sorunları ve Çevre Sorunlarının Nedenleri

1.1.2. Çevre Eğitimi

1.1.2.2. Çevre Eğitiminin Amacı

Günümüzde küresel ısınma ve insanların doğal kaynakları daha yoğun olarak kullanmaları sonucunda çevre sorunları büyük ölçüde artmaktadır. Ġnsan ile doğa arasındaki iliĢkiler giderek bozulmaya baĢlaması ve bunun sonucu olarak da çevre sorunlarının tartıĢılması gündeme gelmektedir. Sorunların giderilmesi, kalıcı çözümlerin sağlanması ve çevresine daha duyarlı nesillerin yetiĢmesi için okullardaki çevre eğitiminin gerekliliği önem kazanmaktadır (Sungurtekin, 2001, s. 167).

Æevrenin korunması, onu en çok etkileyen bireylerin eğitimi ile sağlanmaktadır (Yılmaz vd, 2002, s. 157). Æevre eğitiminde hedef kitle tüm insanlardır ve amaç da çevreye duyarlı, çevre koruma konusunda olumlu tutum ve davranıĢların geliĢtirilmesidir (Paraskevopoulos and Padeliadu, 1998, s. 55). Æevreci eğitim; bireylere, topluma ve çevrenin kendisine geniĢ çaplı faydalar sağlamaktadır. KiĢisel faydaların bazıları Ģöyledir; sağlığı artırmak (Mind 2007; Pretty vd 2009), doğal alanda oyun oynayan çocuğun geliĢime katkı sağlamak (Gill 2006), iletiĢim ve öğrenme becerileri kazandırmak (Storksdieck, Ellenbogen ve Heimlich 2005), özgüven ve özsaygı oluĢturmada kiĢisel geliĢimi artırmaktır (Schusler vd. 2009). Daha geniĢ bir alanda toplumsal çıkarlar, halkın genel okuryazarlık düzeyini artırmayı içermektedir (Trumbull vd 2000). Halkın okuryazarlık düzeyini artırmak, çevreci politikaların kabulünü; bilimsel ve çevreci araĢtırmalara ayrılan zamanı artırmayı sağlar (Couvet vd 2008). Æevreci hareketler (faydalar), eğitim projeleri üzerinden doğal ekosistemleri yeniden düzenleyerek geliĢtirmeyi ve bahçelerdeki biyoçeĢitliliği artırmayı amaçlamaktadır (Evans vd 2005). Ayrıca çevre eğitimi kültürel bir birikim sahibi, yöresel,

bölgesel, ulusal ve küresel sorunlardan haberdar olan, bu sorunlara duyarlılık ve ilgi ile yaklaĢan, bu sorunların çözümü için gönüllü olarak çaba gösteren, yaĢanabilir bir çevrenin sürdürülebilmesi çabalarına olumlu katkı sağlayan, ekolojik kültürü, çevre ahlakı ve çevre bilinci düzeyi yüksek, çevresel sorumluluk sahibi bireyler yetiĢtirmeyi amaçlamaktadır (Hsu, 2004‘den aktaran Köse, 2010, s. 199; Yılmaz vd, 2002, s. 156; KıĢoğlu vd., 2010, s. 774). VatandaĢların birçoğu bilgiden yoksun değildir. Bunun yerine sorun, kendi içinde bağlantılı inanç ve değerlere dayanan tutumlardır. Bu inançlar sıklıkla ya çevresel ses getirmemiĢ ya da alternatifler ve önlemlerin sonuçları ve de olası bireysel önlemler hakkında bilgi gibi anlamlı bilgilere dayandırılmamıĢtır (Gigliotti, 2010). Farklı ülkelerde uygulanmakta olan çevre eğitiminin öncelikli amacı bireyde olumlu tutum ve davranıĢ kazandırmaktır. Tutumlar hem duygulara, bilgilere ve düĢünceye dayalı, hem de bireysel, toplumsal değerlere ve inançlara bağlı olarak geliĢirler ve insandan insana farklılık göstermektedir. Bir bireyin tutumu onun ne düĢündüğü, neye inandığı, ne hissettiği ve nasıl hareket ettiğinin yansımasıdır (Sakallı, 2001‘den aktaran Kahyaoğlu, Daban ve Yangın, 2008, s. 43).

Æevre sorunlarının ortaya çıkarmasında etkili olan bireylerin bu sorunların giderilmesinde de üzerine düsen görevlerinin neler olduğu ile ilgili bilincin kazandırılması ancak etkin bir çevre eğitimi ile mümkündür. Æevre eğitimi bireylerin doğal çevreyi algılamasını sağlamak, çevreyle ilgili değerleri ve davranıĢları olumlu yönde geliĢtirmek, çevreyi anlamak, geri dönüĢüme katılmak için verilmektedir. Temel amaç; çevre bilinci, doğal çevreyi koruma ve kullanmaya yönelik duyarlılığı artırmak, toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, olumlu ve kalıcı davranıĢ değiĢiklikleri kazandırmak ve bireylerin aktif katılımlarını sağlamaktır (Altın ve dig., 2002; BaĢal, 2003‘den aktaran Kahyaoğlu, 2009, s. 29; Kahyaoğlu, 2009, s. 39).

Æevre sorunlarının çözümü için geliĢtirilen çözüm yollarından en etkili olanı insanların bu sorunlar hakkında bilinçlendirilmesidir. Bunun sağlanması ise toplumun her kesimini kapsayan, yaĢam boyu süren, nitelikli ve etkili bir çevre eğitimiyle mümkün olacaktır. Æevre eğitiminin nihai amacı; toplumda çevre sorunlarının bilincinde olan, çevre okuryazarı bireylerin oluĢturulmasıdır (Atasoy ve Ertürk, 2008; KıĢoğlu vd., 2010, s. 774). Æevre eğitiminin kökleri doğayı ve doğal kaynakları korumaya dayanmaktadır. Ancak çevre hareketi doğayı koruma etkinliklerinden farklı olduğu gibi çevre eğitimi de doğayı ve doğal kaynakları koruma etkinliklerinden farklılık göstermektedir. Æevre eğitiminin hedefleri arasında insanları çevre hakkında bilgilendirmekten öteye gidip onları çevre

yönetiminde istekli ve becerikli katılımcılar haline getirmek yer almaktadır (Altın vd, 2002; BaĢal, 2003‘den aktaran Kahyaoğlu, 2009, s. 29).

Æevre eğitiminin nihai amacı, çevresel okuryazarlığı olan dünya vatandaĢları yetiĢtirmektir. Æevresel okuryazarlık çevresel konuları bireysel olarak ve insanların kararlarının çevre kalitesinin nasıl etkilediğini anlamaktır. Bunun yanı sıra, bu bilgileri kullanarak bilgilendirme çalıĢmaları yapmak, sosyal ve politik konulardaki açıklamalarda ortaya koyulan konular karĢı gerekçesi iyi olan bilgiler ortaya koymaktır. Æevre konularındaki bilgi ve olumlu olarak tanımlanması gereken insani görüĢler de çevreye karĢı koruyu olan tutumlar kadar önemlidir. Birçok tutumun yaĢamda çok erken Ģekillenmekte olmasından dolayı çevre eğitimine erken çocukluk döneminde baĢlamak gerekmektedir. Ana hedeflerden diğerler ise kiĢisel bakıĢ açısı, tutumlar ve doğayla etkileĢimdir ve çocuktan çocuğa olan olumlu deneyimlerin çeĢitliliği kolaylaĢtırıcı bir rol oynamaktadır. Æevre eğitiminde çocuklar kurtçukların nasıl nazikçe onlara zarar vermeden tutulabileceğini öğrenmekte, bitkileri ve yaĢam döngüsü süresinde hayvanların değiĢimlerini izleyebilmekte ve doğal hayata ve canlılara saygı duymayı öğrenmektedirler. Doğal hayata olan duygusal bağlılıkla çevreyi hissedebilen ve kendileri ile doğa arasındaki derin bağı anlayan çocuklar çevresel okuryazar vatandaĢlar haline gelmektedirler. Küçük çocuklar için çevre eğitiminin görevi çocuklar ve doğa arasındaki bağı oluĢturmaktır (ECEEP, 2010).

Æevre eğitiminin amacına ulaĢmasında okullara büyük görev düĢmektedir. Okulların ders programında çevre eğitimine yer verilmesi çevre eğitiminin amacına ulaĢmasını sağlar (Paraskevopoulos ve Padeliadu, 1998, s. 55). Öğrencilerin çevreyi korumaya yönelik olumlu tutum geliĢtirmelerini sağlayabilmek için çevre problemleri sorun tabanlı olarak ele alınmalıdır. Böylece öğrencilerin o konuyu bir problem olarak görmeleri, konu hakkında bilgi toplamaları, doğal çevreyi incelemeleri, analizler yapmaları sağlanarak, bu bilincin geliĢmesinde önemli bir süreç olan sorun hakkında karar verebilme becerilerinin geliĢtirilmesi sağlanabilir (Knamiller 1987‘den aktaran Kıyıcı ve diğ., 2005)

Ayvaz‘a göre, çevre eğitiminin asıl amacı, ―Æevresel sorumluluk bilincine sahip vatandaĢlar yetiĢtirmektir‖ (Ayvaz, 1998, s. 12). Æevre eğitiminin temel amaçlarından birisi, çevre kültürü olan, çevre problemlerinin çözümüne aktif olarak katılabilecek bireyler yetiĢtirmek ve bireyin çevreyle ilgili konularda duyarlılık kazanmasına, çevreyle etkileĢiminde eleĢtirici bir bakıĢ açısı geliĢtirmesine ve gelecek kuĢaklara sağlıklı ve temiz

bir çevre bırakmasının sağlanmasına yardımcı olmaktır (Morgil ve diğ., 2005, s. 587; Erol ve Gezer, 2006, s. 66).

Gelecek nesillere daha iyi bir yaĢam ortamı bırakabilmek için çevre konusunda duyarlı ve bilinçli bireylerin yetiĢtirilmesi gerekliliği kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak bu Ģekilde var olan çevre problemleri ile kolayca baĢa çıkılabilir ve yeni problemlerin oluĢması engellenmiĢ olmaktadır (Köse, 2010, s. 200).

Æevre eğitimi birçok disiplini kapsamakta ve disiplinler arası bir yaklaĢımı gerektirdiğinden, öğrenciler bilgiyi sentezlemeyi öğrenirler, aynı zamanda eleĢtirel düĢünme, problem çözme, karar verme gibi yeteneklerini geliĢtirmektedirler. Yine çevre eğitiminin interdisipliner özelliğinden dolayı, okul öncesi fen eğitimi programlarından baĢlayarak ilköğretim, orta öğretim ve yükseköğretimin çeĢitli düzeylerinde bireylere verilmesi gerekmektedir. Konuları anlamak ve bunlarla mücadele edebilmek için çeĢitli alanlarda bilgi ve yetenek sahibi olmak gerekmektedir (Morgil vd, 2005, s. 586; Uzun, 2005, s. 574; Yılmaz vd, 2002, s. 156).

Æevre eğitiminin temeli doğayı ve doğal kaynakları korumaya yöneliktir. Fakat, hava, toprak, su, bitki ve hayvan varlıklarının nasıl korunacağının anlaĢılabilmesi için de biyosfer, biyomlar ve ekosistemleri içine alacak Ģekilde tüm çevrenin iyi bilinmesi gerekir. Bunun için de hem okul öncesi eğitimde hem de ilköğretimde çocukların duyularını kullanabilecekleri materyal ve ortamlar sağlayarak çeĢitli etkinlikler yaptırmak ve geri bildirimleri göstermek gerekmektedir (Ayvaz, 1998‘den aktaran ġimĢekli, 2001, s. 75). Æocukların eğitimi bilindiği gibi ilk olarak ailede baĢlamaktadır. Aileler çevre bilincine sahip çocuklar yetiĢtirmekle çevrenin korunmasında güçlü bir etki yaratabilecekleri gibi tersine bilinçsizce davranmaları sonucunda da bu sorunların büyümesine neden olabilmektedirler. Bu nedenle, toplumun bütün kesimlerinde olması gerektiği gibi ailenin de çevre eğitimi konusunda bilinçli olması, sorumluluk sahibi olması, çocuğun ilk çevre eğitimi açısından son derece önemlidir (Yılmaz vd, 2002, s. 162; Hayta, 2003, s. 373; Uzun, 2005, s. 30; Aslan vd, 2008, s. 294).

YaĢantımız için tehlike kaynağı olan çevre sorunlarının oluĢumunda ailelere önemli görevler düĢmektedir. Alilerin ve toplumun çevre korunmasında olumlu davranıĢlar kazanması ise ancak etkin bir çevre eğitimiyle mümkündür. Daha çok tüketim ünitesi olan ailelerin bilinçsiz tüketim davranıĢları sonucunda kullan-at yöntemini tercih etmeleri, çevre kirliliğini artırmaktadır. Ailelerin günlük ihtiyaçlarını karĢılamada büyük rol oynayan,

toprak üzerinde atık yığınları oluĢturan plastikler günden güne miktar olarak artan ve çevreye rasgele bırakılan çöpler toprak kirlenmesine yol açarken, ısınma amacıyla kullanılan kalitesiz yakıtlar hava kirliliğine sebep olmakta, evsel atıklar ve biyolojik parçalanmaya dayanıklı deterjanlar ise yaĢamımızın vazgeçilmez bir öğesi olan sularımızın kirlenmesine neden olmaktadır (Hayta, 2006, s. 360-373).

Æevre eğitimi temelde tutumlara yönelik bir eğitimdir ve bireyin bütün hayatı boyunca alması ve uygulaması gereken bir süreç olduğundan bu eğitimde ailelere çocuğa çevre koruma bilincini kazandırmada büyük sorumluluklar düĢmektedir. Ailelerin bilinçli tüketim davranıĢı ile satın almak istedikleri ürünlerin daha sonra çevreye tekrar kazandırılabilir olup olmadığına dikkat etmeleri, yeniden kullanımı olabilen ürünleri satın almaya özen göstermeleri ve bu tür ürünlerin kullanımını alıĢkanlık haline getirerek çocuklarına örnek olmaları gerekmektedir. Æünkü ebeveynlerin davranıĢları çocukların hayatı anlamalarında ve değerlendirmelerinde en önemli faktörü oluĢturmaktadır (Hayta, 2006, s. 373).

Æevre eğitiminin açık hedeflerinden biri de davranıĢ değiĢikliği olduğu için, öncelikle çevresel davranıĢın değiĢmesini kolaylaĢtırmak için çevresel tutumların temelini anlamak faydalı olacaktır. Æevre programları yoğun olarak biliĢsel tabanlı olduğu için, duygusal alan da biraz ilgiyi hak etmektedir. Doğrudan deneyim, duygusal tabanlı tutumlar sağlıyorsa, tutumun dayandığı bilgi kaynağı, bu tutumun daha da geliĢtirilmesi veya ilgili çevresel tutumların geliĢtirilmesi için önemlidir (Julie Ann Pooley ve O‘Connor, 2000) Gerek biliĢsel gerekse duygusal alanın çevre eğitiminde çevresel tutumları anlamada önemlidir. Ġlk olarak, çevre eğitiminde açık bir kavramsal tutum çerçevesi kullanılması önemlidir. Ġkinci olarak, çevresel tutum ve çevresel davranıĢı değiĢtirmeye çalıĢırken, bilgi kaynakları olarak duygusal ve biliĢsel alanların dikkate alınmaları zaruridir. Üçüncü olarak, çevresel sorunlara yönelik tutum hakkında bu çalıĢmadan elde edilen bilginin çevre eğitim programlarına konulmaları ve etkin çevre programlarının sadece okul çocuklarını değil, tüm toplumu hedef almaları gereklidir (Hsu ve Roth, 1996). Ġnsanların çevre konusunda eğitilmelerinde duygu ve inançların özellikle hedef alınması faydalı olabilmektedir. Sadece çevre bilgisinin esas alınması, çevre eğitiminin amacına ulaĢmasını engelleyebilir.

Æevre sorunlarının kalıcı çözümündeki yaklaĢımlarda eğitim faaliyetlerinin önemli bir yer tutmaktadır. Æevre konusunda bilinçli ve duyarlı bireyler yetiĢtirmek, bu sorunların çözümü için en etkili yoldur. Bireyleri çevre konusunda bilgilendirme ve onlara olumlu

tutumlar kazandırarak davranıĢ değiĢikliği oluĢturma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bağlamda, çevre sorunlarını çözmede ve önlemede, verilecek eğitimin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu konudaki baĢarı toplum bireylerinde olumlu tutum ve davranıĢ oluĢturmaktan geçmektedir. Æevreye karĢı olumsuz tutuma sahip bireylerin çevre sorunlarına duyarsız olacağı ve hatta çevreye sorun yaratmaya devam edeceği Ģüphesizdir (Uzun ve Sağlam, 2006, s. 240).

ġimĢekli (2004) ‘ye göre, çevre eğitiminin temeli doğayı ve doğal kaynakları korumaya yöneliktir. Æevre eğitimi bilgi vermenin yanında insan davranıĢını da etkilemelidir. Olumlu ve kalıcı davranıĢ değiĢiklikleri kazandırmak ve sorunların çözümünde bireylerin aktif katılımını sağlamak çevre eğitiminin temel hedefidir (ġimĢekli, 2004, s. 84).

Pek çok çevresel eğitim projesinin içinde bulunan ve bu projeler tarafından ele alınan varsayıma göre; katılım, doğayla etkileĢimi içerdiğinde çevreye duyulan yakınlık artmaktadır (Blanchet-Cohen 2008). Bu durum çevre bağlılığının ve çevreci hareketlerin artmasına sebep olmaktadır. Bahsi geçen varsayım, çevreye ve pro-çevreci davranıĢa sebep veren çevresel bilgiyi artırmanın üzerinde duran ―bilgi açığı modeli‖ (Kollmuss ve Agyeman 2002) olarak isimlendirilmiĢ bir modelin kabul görmesine dayanmaktadır. Ancak, pro-çevreci davranıĢın linner görüĢünü artan bir biçimde etkileyen araĢtırma eleĢtirileri bulunmaktadır. Örneğin; Rickinson ve arkadaĢları (2004b) yüzün üzerinde resmi dıĢ mekan öğrenimi ( okul ve üniversite temelli) olduğunu belirtmiĢ; artan çevre bilgisinin otomatik olarak çevreye olumlu davranıĢlarla geri dönmediğini ve bu davranıĢların pro- çevreci davranıĢa gerektiği Ģekilde çevrilmediğini ortaya koymuĢtur (McKenzie-Mohr ve Smith 1999; Monroe, Day, ve Grieser 2000; Kollmuss ve Agyeman 2002; Bögeholz 2006). Bilgi, tutum ve davranıĢsal eğitim arasında arabulucu olan pek çok faktör vardır. Kollmuss ve Agyeman (2002) bu faktörleri eğitim uzunluğu, kurumsal ve ekonomik engeller gibi dıĢ faktörler, motivasyon ve çevresel farkındalık gibi iç faktörler olarak kategorilendirmiĢ ve pro-çevresi davranıĢların yalnızca çok az bir kısmının çevre bilgisine ve çevresel farkındalığa bağlı olduğu sonucuna varmıĢtır. DavranıĢsal değiĢimi aydınlatma adına baĢarılı olsun ya da olmasın daha fazla projeye ihtiyaç duyulmaktadır (Rickinson vd 2004b).