• Sonuç bulunamadı

BAYRAM geld, yer nde olanlar tat le çıktı, ama her yer ateş pahası. Elde avuçta b r şey kalmadı. Halkın büyük ço- ğunluğu se doğru dürüst

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BAYRAM geld, yer nde olanlar tat le çıktı, ama her yer ateş pahası. Elde avuçta b r şey kalmadı. Halkın büyük ço- ğunluğu se doğru dürüst"

Copied!
48
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

D İşç Sınıfının Savaş Yolunda U R UM

Haber, Yorum, B ld r Sayı: 18 / Ağustos 2021

Devamı 3 . sayfada3

Başyazı

Devamı . Sayfada3

Devamı .2 ve 9. sayfalarda

HDP İzm r l b nasına yapılan saldırıyı ş ddetle lanetl yoruz!

Bu Sayıda

Z lan HAVRAN (S.33) - Boğaz ç Zafer Müm n TOPRAK (S.36) Savaş YENER (S.22) TKP - 1920 (S. /9)2

- 128 M lyar Dolar Nerede?

eR daksiyon (S.3/41)

- Barbarossa Saldısı’nın 80. Yılı - HDP’ye Yapılan Saldırı!

Mehmet ÇALIŞKAN (S. )4 Barış ALPER (S.10) - Başyazı

- Gerçek Demokras Uğruna Jacques DUCLOS (S.15) - Erdoğan’ın İstanbul Aşkı

ürküler m zden Korkuyorlar - T

F yatlar uçuyor, zamlar b tm yor!

B

AYRAM geld ,

g tt . Ama nsan- lar b r kat daha fak rleşt . Hal vakt b raz yer nde olanlar tat le çıktı, ama her yer ateş pahası.

Elde avuçta b r şey kal- madı. Halkın büyük ço ğunluğu se doğru dürüst b r bayram alışver ş b le yapamadı.

-

(2)

2 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

Devamı 9. sayfada HDP'ye böyle b r saldırının gelmekte

olduğu bell d . İkt dar, başta Erdoğan ve küçük ortağı Bahçel ve onların “feda s ” Soylu olmak üzere aylardan ber HDP'y hedef göstermekte, çapulcularını HDP b na- larına saldırtmaktaydılar. Onlar sürekl HDP m lletvek ller hakkında fezlekeler hazırlat- maktalar, Cumhur yet Başsavcısı'na HDP'- n n kapatılması ve 451 HDP'l yönet c s n pol t ka dışı bırakmak ç n davalar açtırtmak- tadırlar. Günlerden ber “Kobane Davası” d - ye düzenlett kler b r uydurma dava le başta Dem rtaş, Yüksekdağ, Kışanak, Tuncel ol- mak üzere 100'den fazla HDP yönet c s n yargılatmaktadırlar. Bu yargılamayla Erdo- ğan HDP'den kaybett ğ 7 Haz ran 2015 se- ç mler n n nt kamını almak sted ğ n açıkça

lan ett . O kt darının geleceğ n HDP'n n ve Kürtler n pol t k yaşamdan bertaraf ed lme- s nde görmekted r. Bunun ç n de sürekl HDP'ye, Kürtlere, Kürt Özgürlük Hareket '- ne, PKK'ye saldırmakta, onlara karşı ötek - leşt r c ve düşmanlaştırıcı b r d l kullanmak- tadır. Bu ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı söylemler- 17 N san 2021 Perşembe günü saat 10.30'da s lahlı “b r k ş ” HDP İzm r l b nasına saldırdı. Saldırıda b nada tek başına çalışmakta olan part çalışanı Den z Poyraz yoldaş katled ld . Fa l bell bu saldırıyı ş d- detle kınıyoruz, HDP le, HDP'l yoldaşlarla dayanışma ç nde olduğumuzu açıklıyoruz.

Katled len Den z Poyraz yoldaşın anısı Kürt ve Türk ye halklarının özgürlük, demokras ve barış mücadeles nde yaşayacaktır.

HDP İzm r l b nasına yapılan saldırıyı ş ddetle lanetl yoruz!

Erdoğan HDP, Kürt ve demokras güçler örgütlü mücadele ett kler sürece kt darının tehl kede olduğunu çok y b lmekted r. Bu- nun ç n O saldırıya HDP'den başladı.

Yargıyı harekete geç rd . Ama tüm hukuksal g r ş mler başarılı olmadı. HDP'y kapatma davası lk aşamada ger tept . Kamuoyunda büyük tepk gördü. Önde gelen HDP'l ler yargılamak ç n düzenlett ğ “Kobane Da- vası”ında HDP yargılanan değ l yargılayan konumuna yükseld . Kamuoyunda HDP haklı konuma geld . Erdoğan ç n se bu du- rumun ac len değ şmes gerek yordu. Bunun

ç n b r plan hazırlandığı ortaya çıkmaktadır.

Bu plana göre 16 Haz ran'da Kobane duruş- ması ve 17 Haz ran'da da İzm r'de 40 k ş n n katılacağı HDP toplantısı basılacaktı. Bu planın ac len uygulanmaya konduğu görülü- yor.

16 Haz ran'da Kobane duruşması, kend - s ne sözde şeh t yakınları denen b r güruhun

“baskınına” uğradı. Kuş uçurulmayan salona güvenl k güçler n n gözü önünde el n - kolunu sallayarak g ren b r güruh HDP'l ler l nç etmeye kalktı, avukatlara saldırdı, “sanı- klara” saldırmaya yeltend . Mahkeme kurulu

se uyarılara rağmen suç duyurusunda bulun- madı. Çünkü plandan haberl yd ler. Fakat bu baskın kamuoyunda “bu kadar da olamaz”

ded rtt . 17 Haz ran'da İzm r'de planlanan le uzun zamandan ber kamuoyunu HDP'ye ve tüm muhalefete karşı hazırlama gayret

ç nde bulunuyordu.

(3)

3

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

Emekl ler n durumu da daha farklı değ l- Kaldırılan korona kısıtlamaları ve şç ler n, emekl ler n durumu İşç ler n, emekç ler n ve emekl ler n durumu se zaten daha 1 Temmuz'da y ce kötüleşmeye başlamıştı. 1 Temmuz'da kaldırılan korona pandem s kısıtlamalarıyla b rl kte şç ve emekç ler ç n de yen b r dönem başlamış oldu. Korona neden yle N san 2020'de konan şten çıkartma yasağı, tek taraflı ücrets z z n düzenlemes , kısa çalışma ödeneğ ve nakd ücret desteğ g b uygulamalar da 1 Temmuz 2021'de kaldırıl- dı. Böylece m lyonlarca şç şs z kalmakla karşı karşıya kaldı. Pandem boyunca zor durumda kalan, flas eden veya kapanan şyerler n n şç ler , çalışma ödeneğ n n de kaldırılmasıyla kend ler n sokakta buldular.

B r yıldan ber şç çıkartamayan şverenler yasağın kalkmasıyla şç çıkartmaya başladı- lar. İşç ler bayram değ l kara ve zor günler bekl yordu. Uçan f yatlar, gelen zamlar onların hayatını cehenneme çev r yordu.

Ç

ARŞIDA pazarda f yatların yanına yaklaşılmıyordu, cep yakıyordu.

Ver len b n l ralık bayram kram yele- r anında uçtu g tt . 1000 l raya ne alab l rs n k , kurbanlık mı, çocuklara bayramlık elb - ses m ? Bunlar esk denm ş, ş md b n l ranın da b r kıymet yok. Enflasyon denen canavar onu da y y p b t rm ş.

1. Sayfadan Devam

F yatlar uçuyor, zamlar b tm yor!

d . Türk ye'de emekl maaşlarına 1 Ocak ve 1 Temmuz tar hler olmak üzere 6 ayda, b r yılda k kez, TUİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına göre zam yapılmak- tadır. Bu Temmuz ayında emekl aylıklarına yapılacak zamlar ç n TUİK bu yılın lk 6 ayında enflasyonun yüzde 8,45 büyüdüğünü açıkladı. Böylece emekl aylıklarına da yüzde 8,45 zam yapılacağı bel rlenm ş oldu.

Emekl maaşlarındak bu artış lk bakışta

“yüksek” geleb l r. Oysa gerçek çok daha farklıdır. Hem enflasyon daha yüksekt r, hem gaza ve elektr ğe gelen zamlar emekl maaşlarına gelen zamları çoktan yutup g t- m şt . Maaşlara zammın emekl ye b r faydası dokunmamıştı.

Her şeyden evvel 6 aylık gerçek enflas- yon TÜİK' n açıkladığı %8,45'den çok daha yüksekt r. Bu TÜİK' n yukardan gelen tal - matlarla enflasyon rakamlarının “tıraşla- masından” bağımsız olarak böyled r, çünkü şu an mutfağa g ren gıda maddeler n n cep yakan f yatları gerçek enflasyonun TÜİK rakamlarından k , üç m sl daha yüksek olduğunu göstermekted r. Her sabah marke- te g d ld ğ nde b r başka f yatla karşılaşı- lmaktadır. Sırf son b r ayda, Haz ran ayında- k bazı gıda maddeler nde görülen artışlar bunu gözler önüne sermekted r.

TÜİK' n tal matlı enflasyon rakamları

Devamı 41. sayfada

(4)

4 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

Ş md ye kadar ortaya çı- kan gerçek, Merkez Ban- kası'ındak bu 128 m lyar do- ların önce Haz ne'ye aktarıl- mış, sonra da oradan satıla- rak er t lm ş, “buharlaştırıl- mış” olmasıdır. Ama bu kadar m lyar doların k mlere satıldığı b r sır g b saklan- maktadır. Saklayan da Cum-

“128 m lyar dolar nere- de?” sorusuna b r türlü ce- vap ver lm yor. Artık bu soruyu sormak b le suç oldu,

“vatan ha nl ğ ” le eşdeğer görülmeye başlandı. Erdo- ğan soruların sorulmasını ancak böyle b r tehd tle en- gellemek st yor. Ama tut- muyor. Çünkü bu para Erdo- ğan'ın kend parası değ l.

Daha tüyü b tmem ş yet m n parası, m llet n parası. Tür- k ye b r gecede 128 m lyar dolar satacak kadar zeng n b r ülke değ l. Bu para m lle- t n aşından, ekmeğ nden ke- s lerek kara günler ç n b r k- t r lm ş, duran paraydı. Özel- l kle bu salgın dönem nde, vatandaşını v rüsten koru- mak ç n aşılayacak aşı alma- ya gerekl dolar bulamayan Türk ye'de gayet tab k , so- runun gerçek cevabı ver l n- ceye kadar 128 m lyar dola- rın hesabı sorulacaktır, Erdo- ğan'ın yakasına yapışılacak- tır.

128 milyar dolar nerede? Elbet bir bilen var!

Mehmet ÇALIŞKAN

hurbaşkanı Ertdoğan'ın ta kend s d r. Yan paranın ne- rede olduğunu b len esasında Erdoğan ve damadı Albay- rak'tır. Belk Sedat Peker de b leb l r. Çünkü o b r v deo- sunda paranın Katar'da oldu- ğunu ma eden sözler sarfet- t . Ama o da açıklamaz, z ra büyük b r ht malle parayı ç edenlerden b r de odur. Ger- çekten de paranın Malta veya Man adası üzer nden Katar'a aktarıldığı ve orada da paraya ABD tarafından el konduğu söylent ler ortalı- kta dolaşmaktadır. Erdo- ğan'ın da bunun ç n ABD'ye yanaşmaktan başka çares kalmadığı bel rt lmekted r.

Bu kadar para yurt dışına nasıl çıkar?

128 m lyar doların k m- lerde ve nerede olduğu açı-

klanmazken böyle büyük b r paranın yurt dışına nasıl ka- çırılacağı da konuşulmakta- dır. Bu kadar paranın gerçek- ten yurt dışına çıkıp çıkma- dığı da b r sorundur. Erdo- ğan her ne kadar paranın Türk ye'de olduğunu bel rt- se ve “Nereye harcandı d ye yaygarası yapılan 128 m l- yar dolar, ne buhar olmuştur, ne de haksız ve hukuksuz yere herhang b r n n ceb ne g r-m şt r. Bu para ve çok daha fazlası, ekonom n n aktörler ve vatandaşımız arasında dolaşıma g rm ş, yan yer değ şt rm şt r” dese de, paranın büyük b r kıs- mının Erdoğan a les ve çev- res tarafından yurt dışına çı- karıldığı tahm n ed lmekte- d r. Ama bu kadar paranın yurt dışına çıkarılması da b r

(5)

5

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

sorundur. Böyles ne büyük b r paranın yurt dışına nasıl çıkarılab leceğ konusunda 2018 senes nde Murat İde le Fat h Altaylı arasında geçen b r tartışmaya b r göz atmak gerek r.

Türk ye'den halkın eme- ğ , alın ter olan bu paraların, dolarların kaçırılması özel- l kle de Erdoğan dönem nde hızla arttı. Yalnız Fethullah- çılar değ l Erdoğancılar da yurt dışında gelecekler n garant altına alab lmek ç n m lyar m lyar dolarlar kaçır- dılar. Erdoğan'ın yurt dışına aktardığı paranın 200-300 m lyar dolar olab leceğ tah- m n ed lmekted r. Bugünler- de Erdoğan'ın g tmekte ol- duğunu gören AKP'l ler n de yurt dışına para kaçırmaya başladıkları bel rt lmekted r.

İşte bu paraların yurt dışına nasıl kaçırıldığı konusunda- k soruya b r cevabı, Murat İde ve Fat h Altaylı'nın 4-6 Eylül 2018 tar hler arasın- dak köşe yazılarında bul- mak mümkündür.

'Durum'da bu konu daha önce de yazıldı. Çünkü Murat İde ve Fat h Altaylı yazılarında 20 m lyar doların yurtdışına nasıl kaçırılab le- ceğ üzer ne tartışıyorlardı.

İnsanlar açlıktan, yokluktan kırılırken, 5 metel ğe kurşun atarken, ömür esk rt rken, bazıları ç n 20 m lyar “çe- k rdek parası” g b uçurul- makta veya yüzdürülmekte- d r. Bunları duyunca nsanın dudakları uçuklamaktadır.

Günümüzde de 128 m lyar üstüne tartışılırken bu para-

nın nereye ve nasıl g tt ğ n n b r haberc s olarak Murat İde'n n ve Fat h Altaylı'nın bundan 3 sene öncek yazı- ları b r örnek olmaktan öteye büyük önem taşımaktadır.

Murat İde 4 Eylül 2018'- de “Dolar dolu uçak nd r l- d m ?” d ye Yen çağ gazete- s ndek köşes nde b r yazı yayınladı. Yazıda Murat İde b r rüya anlatır. Rüyasında b r haval manının hemen ya- nıbaşındak b r kafede oturur ve uçakları zler. İnen kalkan büyük uçakların arasında, n speten küçük özel b r uçak d kkat n çeker. Tam bu es- nada yanı başında aksakallı b r dede bel r r ve der k ;

“Yolcularından b r b r ş a- damı, d ğer b r s yasetç n n oğlu.” Muarat İde merakla bakınca aksakallı dede de- vam der: “Uçağın yolcu ve mürettebat dışında başka b r ağırlığı var b l yor musun?

B r gazetec ye m lyonluk da- va açmış olan ş adamına a t

20 m lyar dolar... Para son yılların gözde b r ş rket n n sah b ne a t… Gerekl gerek- s z, yeterl yeters z onlarca

haley alan f rmanın başı bazı evraklar yüzünden de dertte.. Uzun zaman önce b - r bu f rmaya ve patronuna

"Yürü ya kulum" dem şt ..

Kend bünyes ndek ş rket- lerle g rd ğ haleler b le

başlı başına f yasko ama ne yaparsın, yol ver ld m böy- led r bu düzende...” Murat İde b r ara uyanır, b r su çer, tekrar yatar, aksakallı dede y ne başında d k l r ve “O uçak ne oldu b l yor mu- sun?” d ye sorar ve devam eder: “Havalandıktan b r süre sonra, hava sahasından çıkmadan jetler yanında b t verd .. Zorla nd rd ler..”

Murat İde "Pek ç ndek para ne oldu?" d ye soracak- ken, dede bıyık altından gü- lerek gözden kaybolur.

Ertes gün 5 Eylül 2018'- de Fat h Alataylı Habertürk gazetes ndek köşes nde

“Saçma b r rüyanın anatom - s ” adlı yazısında Murat İde'n n rüyasını anal z eder ve der k : “Murat İde'n n bu rüyası çok c dd ye alındı ve dün pek çok yerde “K m bu şadamı” g b s nden sualler sorulduğunu gördüm. Murat bunu o kadar gerçekç yaz- mış k , olay gerçek g b alg-

ılanmış. K m b l r belk de Murat İde böyle anlaşılsın stem ş. Belk kend de rüya- sına nanmış. B lem yorum.

Ancak s ze şunu söyleyey m.

Böyle b r şey en vahş rüya- larda b le olacak ş değ l.

Neden m ? 20 m lyar doların öyle b r kalemde bankadan çek lemeyeceğ n , bunun bankacılık s stem nde çok

(6)

6 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

c dd b r alarma yol açaca- ğını söyleyecek değ l m. Da- ha f z k b r durumdan söz edeceğ m. Dolar banknotla- rının her b r n n ağırlığı 0,987 gramdır. Yan yuvar- lak hesap dolar banknotları 1 gram ağırlığındadır. 20 m lyar dolar, p yasadak en büyük banknot olan yüz do- larlıklardan oluşursa eğer tam tamına 200 m lyon adet 100 dolarlık banknottan oluşur. Yan 200 m lyon adet 1 gramdır... yaklaşık 200 b n k logram eder. Yan 200 ton.”

Bu hesaptan sonra Altay- lı ancak 20 TIR'la taşınab le- cek böyle b r yükün bırakın b r özel jet n taşımasını yolcu uçaklarının b le taşıya- mayacağını bel rt r, bu yükü dünyada sadece 1 adet bulu- nan Antonov AN 225' n taşıyab leceğ n söyleyerek Murat İde le “dalga” geçer.

Ama ş md b rde ortadan kaybolan 128 m lyar doların kaç ton edeceğ n ve bunun yurtdışına nasıl çıkarılab le- ceğ n düşünün! İmkânsız değ l. B raz sonra sakallı de- de bunu da söyleyecek. Ama önce Fat h Altaylı'nın b r cümles üzer nde durmak ge- rek yor. Altaylı “20 m lyar doların öyle b r kalemde bankadan çek lemeyeceğ n , bunun bankacılık s stem nde çok c dd b r alarma yol aça- cağını söyleyecek değ l m”

d yor. Yan 20 m lyar dolar bankadan çek ld ğ zaman, o ülkede para s stem altüst olur, “alarm” ver r d yor Al- taylı. 20 m lyar dolar çek l n-

Ertes gün 6 Eylül 2018'- de Murat İde Fat h Altaylı'a verd ğ cevapta “O kadar paranın b r uçağa sığmaya- cağını ben de b l yorum..

Ama bakıyorum herkes, o kadar m lyar doların kaç k lo geleceğ nden başlıyor, bankacılık s stem nden fark ed lmeden çıkışının mümkün olmadığından yürüyor..”

ded kten sonra “Türk ye

"Olmaz" den len her şey n çatır çatır olduğu b r ülke...

Türk ye'de yıllardır, doymaz b r ştahla sürüp g den yağ- malar konuşuluyor... Türk - ye, kara para aklayan, külçe altınları madende üret lm ş g b p yasaya süren çeten n genç l der Zarrab'a b le,

"Hayırsever" d yenler n yö- nett ğ b r ülke” d ye bel rt - Aksakallı dede: b r de den z yolu gem c klerle

taşınanlar var ce alarm ver rse, 128 m lyar dolar çek l nce, yok olunca, uçunca ne olur d ye sormaya gerek yok. Bunu Fat h Altay- lı da sormadı. Çünkü bugün Türk ye'de yaşadığımız, ç nde bulunduğumuz du- rum 128 m lyar çek l nce ne olacağının spatıdır. Ülke flasın eş ğ nde, varlık yok- luk mücadeles ç nde, n- sanları aç ve şs z, yönet c - ler n umurunda değ l, onla- rın tuzu kuru. Yurt dışına ka- çırdıkları m lyar dolarlarla 7 sülales n besleyecek du- rumdalar. Acaba ş md Mu- rat İde le dalga geçen, 200 tonu taşıyacak uçak arayan Fat h Altaylı d z n dövüyor mudur?

yor, AKP dönem nde yapılan yolsuzlukları, her ş adamı- nın v llasındak özel kasalar- da 100 m lyon dolarların bulunduğunu, yıllık dönen kayıt dışı paranın 300 m lyar dolar olduğunu söylüyor, 20 m lyar doların büyük para ama dönen dolaba göre ufak para olduğunu bel rt yor ve aksakallı deden n “Mevzu sadece gökyüzünü lg len- d rm yor... İş n den z yolu boyutu da var..” ded ğ n açıklıyor. Artık söz konusu den z yolu, gem ler olunca paranın tonajını hesap etme- ye gerek kalmıyor. 20 m lyar dolar da g der, 128 m lyar dolar da! B nal 'n n çocuk- larının gem c kler ne güne duruyor? Koka n de taşır, dolar da taşır. Bazen de Vene- zuella'ya “hayır” şler ç n de “yük” taşır, hayırsever dokunulmazlığına sah p olur. Bu ülkede Erdoğan'a

“hayırlı” şler yapıp “hayır- sever” unvanına layık görü-

len tek k ş Rıza Zarraf de- ğ ld , b r dönem (2017'de) Sedat Peker de bu unvana la- yık görülmüş, kend s ne “En

(7)

7

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

2018 yılında 20 m lyar dolar kaçırılırken kamuoyu uyanık olup

d ye sorsaydı, hesap ver l- mes n steseyd , Merkez Bankası'na, Haz ne's ne sa- h p çıkab lseyd 128 m lyar dolar belk “buharlaştırıl- mazdı”. Belk d yoruz, çün- kü Erdoğan ç n öneml olan ne Türk ye'n n flası, ne hal- kın yoksulluğudur. Onun - ç n öneml olan rant, saray ve 7 sülales ne yetecek b r servete sah p olmaktır. So- nunda oldu da!

“ne oluyor?”

Hayırsever İş Adamı” ödülü ver lm şt . Rıza Zarraf İran'- la Türk ye arasında val zler- le dolar ve altın taşımacılığı,

“kaçakcılığı” yaptı, hayırse- ver oldu. Ama şu an ABD'de,

“hap shanede”… Erdoğan hakkında ABD'ye fşaatlar- da bulunduğu söylen yor.

Peker kaçak, Arap Em rl k- ler 'nde. O da ABD kontro- lünde Erdoğan'a karşı fşaat- larda bulunuyor. Bunlar ABD karşısında Erdoğan'ın el n kolunu bağlıyor, ABD'- ye tesl m olmaktan başka çares kalmıyor. Burası Tür- k ye! Dünkü hayırseverle bugün düşman!

Osmanlı hanedanlığının b le yurt dışında bu kadar servetler olmamıştır. Hatta b rçoğunun yurt dışında yoksulluk çekt kler de söy- len r. O da b r gün o sarayı bırakıp kaçacaktır. Ama Er- doğan onların durumuna düşmek stem yor. Bunun ç n servet ne servet katma- ya, dışarıya para kaçırmaya doymuyor.

2011'de yakalanan

Erdoğan lk büyük vur- gunu (İstanbul Büyükşeh r Beled ye Başkanlığı döne- m n saymazsak) 2005-2013 yılları arasında İran'da Cum- hurbaşkanı olan Ahmed ne- jat dönem nde bu ülkeyle ya- pılan yasak ve kaçak t caret- ten, kara para aklamaktan vurdu. O dönemde de İran'a uluslararası ambargo uygu- lanıyordu. Erdoğan bu am- bargoyu deld . Bu ş ç n Rı- za Zarraf denen 25 yaşların- da b r genç “ ş adamını” kul- landı. İran petroller n pazar- ladı, yasak t caret yaptı, pa- rayı da Halk Bank üzer nden akladı. Bugün ABD'de Halk Bank'a karşı yürüyen dava bu uluslararası kara para ak- lama davasıdır. Büyük b r h- t malle Türk ye ve Erdoğan bu davadan mahkûm olacak- lar. Erdoğan Trump döne- m nde bu davayı sürekl er- telett , ama B den bu davayı Türk ye'n n ve Erdoğan'ın üstünde Demokles n kılıcı g b sallamaktadır. Sonucun ne olacağı önümüzdek gün- lerde, belk de 14 Haz ran'- dak NATO toplantısında B - den'la yapılacak görüşmede ortaya çıkacaktır.

150 m lyar dolar 17-25 Aralık yolsuzluğunun

haberc s yd

Bu uluslararası kaçak t - caretten ve kara para akla- maktan yapılan vurgunun boyutu, 17-25 Aralık 2013'- de ABD destekl Fethullah- çıların Erdoğan'a karşı lk darbe g r ş m nde ortaya çık- mıştı. Ayakkabı kutularında

1950'lerden ber Türk ye yuvarlandığı bu g rdaplar- dan kurtuluşunun yolu; ta- sarruf, yatırım, üret m ve h- racattır, “ t barda tasarruf ol- maz” anlayışının yıkılması, devlette staf ve savurganlı- ğa son ver lmes , her doların 10 kere çevr lerek harcan- masıdır. Bu se Erdoğan le olmaz. Erdoğan kt darda kaldığı sürece ülken n başı saklanan dolarlar, bakan ço- cuklarının evler ndek para sayma mak naları, Erdoğan'- ın oğlu B lal'ın er temed ğ 30 m lyon doları ne yapaca- ğını babasına sorması g b o- laylar ve Zarraf'ın bakanlara yaptığı “hed yeler” çarşaf çarşaf ortaya o zaman saçıl- mıştı. Olayların merkez nde olan Zarraf kend s n “Tür- k ye bütçes n n % 25'n ben karşılıyorum”d ye savun- maya kalkmıştı. O zaman b r

“Allahın kulu” çıkıp “sen ne d yorsun?” d ye tek kel me söz edemed . Çünkü bu d- d anın gerçek b r yanı vardı.

Türk ye o dönem gereks n m duyduğu döv z bu kara para aklamasından sağlıyordu.

Bunun ç n de döv z kurları, fa zlerle fazla oynamıyordu, görece düşük ve stab ld . Bu

“avantanın” yarattığı böyles b r “durumdan” herkes de memnundu. Bugün böyle b r avanta yok. Türk ye'ye dı- şardan döv z g rm yor. Olan- lar da buharlaştırılıyor. Dö- v z g r ş olmayınca, sürekl buharlaşma olunca kurlar ve fa z sürekl yukarılara fır- lıyor, Türk ye çıkılmaz g r- dapların ç ne sürüklen yor.

(8)

8 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

Eğer Türk ye'de kamuo- yu 2011 senes ndek b r ha- ber n üstüne ardıcıl olarak g tseyd 17-25 Aralık 2013 yaşanmayab l rd , 128 m l- yar kasada kalab l rd , Erdo- ğan'ın defter çoktan dürül- müş olab l rd . 15.04.2011 tar hl Habertürk gazetes n- de yayınlanan b r fotoğrafta Reza Zarraf'ın şoförü ve kur- yeler balya balya dolarlarla görülmekte ve bunların Rus- ya üzer nden kara para traf - ğ yaptıkları haber ver l- mekteyd . Maalesef o zaman bu haber n üzer ne k mse g t- med . Zarraf ve l şk ler sor- gulanmadı. Bu kara para ak- lamasından Erdoğan ve çev- res n n m lyar dolarlar “ka- zandığı” ortaya çıkınca her- kes şaştı ama feryat etmed . Hesap sormadı. Ve Erdoğan da sarayda yaşamını sürdür- meye, Merkez Bankası ve Haz ne'y talan etmeye de- vam ett . Devlet n koka n ve s lah t caret g b karanlık ş- lere nasıl bulaştığını, nasıl vurgunlar vurulduğunu bu- günlerde Sedat Peker v deo- larıyla ortaya dökmekted r.

O zaman da bugün de nsan- lar seyretmekle, “vay ana- dertten kurtulmaz. Halkın, her metel ğ n hesabını sorar duruma gelmes , her b r do- ların ülkeye nasıl ve n ç n g rd ğ n sorgulaması, “a- vantadan” mı, alın ter yle ka- zanılarak mı, yatırım ç n m geld ğ n ve nerelere harcan- dığını b lmes gerekmekte- d r. Yolsuzlukla mücadele her metel ğ n hesabı sorula- rak başlar.

sını” demekle yet n yor, ama harekete geçm yor. Halkın bel bükülüyor, Erdoğan ve çevres m lyar dolarları gö- türüyor. Onlar nsanları m l- yar dolarların “buharlaşa- cağına'' alıştırmaktadırlar.

Eğer bundan hemen he- men üç sene önce ülken n döv zler , yan halkın alın te- r le kazanılan paralar va- l zlerle, uçaklarla, gem lerle m lyar m lyar dolar olarak kaçırılırken ülken n her tara- fında b r feryat b r çığlık kopsaydı, yolsuzlukların üs- tüne g d leb lseyd , kayıt dışı paralar kayıt altına, rantlar, döv z hareketler kontrol al- tına alınab lseyd , bugün 128 m lyar dolar Merkez Ban- kası ve Haz ne'den kolayca kaybolamazdı. Halk kend ü- rett ğ değerlere, Merkez Bankası ve Haz ne's ne sah p çıkmadan, sol ve demokrat k güçler bu konularda halka öncülük etmeden, b r çığlık yaratılmadan bu düzen de-

Sokağa çıkmadan tek adam düzen değ şmez

Esk den 60'lı ve 70'l yıl- larda halk, sol ve demokrat k güçler yolsuzluklar konu- sunda çok duyarlıydılar. O zamank yolsuzlukların bo- yutları da küçüktü, m lyon- lardı. Ş md se m lyarlar. O zaman bu yolsuzluklar sol ve demokrat k güçler n günde- m ndeyd . Halk duyarlıydı.

Bu duyarlılığın neden halk- la bütünleşme d . Bugün de önümüzde duran görev hal- ka bütünleşeb lmekt r. Bu- nun ç n halk arasında çalı- şmak, onun günlük çıkar ve sorunları temel nde örgüt- lenmes n ve bu sorunların çözümü ç n sokağa çıkma- sını, mücadeleye geçmes n sağlamaktır. Halkı pas fl k- ten, seyretmekten, ed lgen olmaktan çıkarıp akt f, etken duruma get rmek sol ve de- mokrat k güçler n önde du- ran görevlerd r. Bu başarıl- dığı ölçüde Erdoğan'ın kt - darına, onun ger c faş zan tek adam rej m ne de son ver lecekt r.

ğ şt rmek çok zor olacaktır.

(9)

9

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

saldırı da gerçekleşt . Ama HDP'n n top- lantıyı b r başka nedenle tesadüfen ertelem ş olmasıyla büyük b r katl amın önüne geç l- m ş oldu. Can b nada bulduğu tek Den z yoldaşı anında katlett ve etrafa ateş etmeğe başladı. Aylardan ber pol s ablukası altında olan b naya el s lahlı b r can n n pol s n müdahales olmadan g rmes , katl am şle- mes em rler n yüksek yerlerden geld ğ n n kanıtıdır. Pol s ve savcı saldırganın “PKK'- dan nefret eden“ sağlık personel tek b r k ş olduğunu, b r bağlantısı olmadığını söyleye- rek saldırının örgütlü b r saldırı olmadığı ka- nısını uyandırmaya çalıştılar. Oysa saldırgan SADAT tarafından Sur ye'de s lahlı eğ t m- den geç r lm ş ve yet şt r lm ş, b r el nde s lah d ğer el yle kurt şaret yapan nternet s tes yle örgütlü b r olduğu tüm çıplaklığı le ortada d . Saldırı planlı ve örgütlüydü.

Şu gerçek b l nmel k , HDP'ye yapılan bu saldırı aylardan ber kt darın tüm demok- ras güçler n ve muhalefet susturmaka ç n örülmekte olan b r planın lk uygulamasıdır.

Bu saldırı yalnız HDP'y hedef almamakta, tüm muhalefet ve demokras güçler n hedef almaktadır. HDP'den sonra sıra d ğer muha- lefet part ler ne ve demokras güçler ne gelecekt r. İkt dar bunun s nyaller n çoktan verm ş bulunmaktadır. R ze'de d renen İk z- dere kadınlarını z yaret sırasında saldırıya uğryan Akşener'e “bunlar y günler... Daha neler olacak neler” d yen Erdoğan böyles ve daha büyük katl amları ma ed yordu. V deo- cu Sedat Peker son açıklamalarında 90'lı yıl- larda kahveler basılıp katl amlar yapıldığı g b , ş md de benzer katl amlar planlanmak-

Gün dayanışma ve b rl kte olma günü- dür.

Hayd , hep b rl kte HDP le dayanışmayı yükseltel m. HDP le dayanışma Erdoğan'ı can ev nden vuracak, kt darına son verecek, Türk ye'y demokrat kleşt recek en güçlü eylemd r.

TKP-1920 17.06.2021

www.tkp-online.com

ta olduğunu açıklamıştı. Z ra Erdoğan böyle- s ne yaratılan b r kaos ortamında seç ml veya seç ms z kt darda kalması mümkün- dür. Önümüzdek günlerde yalnız HDP'ye değ l tüm muhalefete ve demokras güçler - ne bu saldırılar artacaktır. 90'lı yıllar yen den yaşatılacaktır. Erdoğan ç n öneml olan kt darda kalmaktır. Onun ç n katl amlar ve kaos bu “ ş n” fıtratında vardır. Onlar uzun zamandan ber 90'lı yılların ortamını hazırla- mak ç n çalışmaktadırlar. Bunun ç n Çakıcı hap sten çıkarıldı. 90'lı yılların dörtlü çetes , Ağar, Eken, Alan, Çakıcı yayınladıkları fo- toğraflarla hazır ve gelmekte olduklarını lan ett ler. Bu hazırlığın m marı Erdoğan ve Soylu'dur. Çakıcı boşuna Kılıçdaroğlu'nu

“bakla kazığına oturtmak”la tehd t etmed . Bu tehd t yalnız Kılıçdaroğlu'na değ l tüm muhalefete ve demokras güçler ne yönel k- t . Artık “ ş” tehd tten craata geçmeye baş- lamıştır. HDP'l Den z Poyraz lk kaybett ğ - m z canımızdır. Başka canları kaybetmemek

ç n gelmekte olan mafya- kt dar saldırıları- nı, yaratacak kaos ortamını engellemem z gerekmekted r. Bu se HDP dışlanmadan tüm muhalefet n ve demokras güçler n n AKP/MHP kt darına, Erdoğan'ın tek adam rej m ne karşı b r demokras cephes nde b rleşmes yle mümkündür. HDP'ye bu saldırı gelmekte olan tehl ken n şaret d r.

Bugün HDP le b rl k olunmazsa yarın hep - m z ç n çok geç olab l r. Gün ayrıldığımız değ l, b rleşt ğ m z yanların ortaya çıkarı- lması günü olmalıdır. Bu gelmekte olan faş zan rej me karşı görev m zd r. Tar h ve gelecek nes ller b zler bu görev karşısında aldığımız tavırla yargılayacaktır.

2. Sayfadan Devam

(10)

10 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

B

UNDAN 80 yıl ön ce, 22 Haziran 1941 senesinde Hitler or duları Sovyetlere saldırıya geçti. Şimdiye kadar tarihte insanlık dışı, barbarlık örneği görülmemiş; politik, ekonomik, ideolojik bir yıkım, imha ve yok etme savaşı başlamıştı. Alman ordusu 3,3 milyon askerle Baltık Denizi'nden Karade- niz'e ka dar uzanan geniş bir cephede ani, baskın bir saldırı düzenlemişti. “Bar- barossa” adı ve rilen bu saldırıda “yıldırım savaş”

anlayışıyla hızla batı, kuzey ve güneyden Moskova'ya ulaşılacaktı.

- -

-

-

I.Dünya Savaşı, Sovyet- lere bu saldırı ile yeni bir boyut kazanmış, gerçek hedefine, Hitler'in “Yahudi- Bolşevik” güç dediği komü- n i z m i y o k e t m e y e yönelmişti. II. Dünya Savaşı 1 Eylül 1939'da Hitler'in Polonya'ya saldırısıyla başlamış, kısa zamanda Polonya'yı zapt et tikten sonra Hitler savaşı do ğuda sürdürmeyi durdurarak batıya yönelmişti. Çünkü Sovyetlerle Hitler arasında Ağustos 1939'da imzalan mış olan “Saldırmazlık Pak tı” ile Stalin esas olarak Sovyetlere yönelecek olan

--

- -

80 yıl önce 22 Haziran 1941'de Hitler Sovyetler Birliği'ne saldırdı

Bugün Batı, NATO Rusya ve Çin'e saldırmaya hazırlanıyor

Barış ALPER

Hitler ise Polonya işga linden sonra “yıldırım hızıy la” Kuzey, Batı ve Güney doğu Avrupa'ya saldırdı.

Kısa zamanda Norveç ve Danimarka'yı, arkasından Fransa'yı, Benelüks ülkeleri- ni, Yugoslavya ve Yunanis tan'ı işgal etti. İngiltere'ye havadan yoğun saldırıya - --

- savaşı bir müddet Sovyetler 'den uzak tutmaya çalışmıştı.

İngiltere önderliğindeki Batı Bloku Münih Antlaş ması'ndan sonra saldırması için Hitler'e sürekli Doğuyu, Sovyetleri gösteriyordu.

Stalin ise Batı Bloku'nu fa şizme karşı birlikte davran- maya zorluyor, ama Batı bu na yanaşmıyordu. Stalin de savaşı ve saldırıyı önleyebil- mek için savaş isteyen faşist Almanya ile görüşme ve mü zakere yolları aradı. “Saldır mazlık Paktı” bu koşullarda ortaya çıktı.

-

- -

--

geçti. İngilizlerin direnişi karşısında İngiltere'ye hava indirimi yapmaktan vazgeç- ti. Ama Hava saldırısıyla İngiltere'ye nefes aldırt madı. İtalyanlarla birlikte Kuzey Afrika'ya saldırdı.

Burada da İngilizlerle karşı karşıya geldi.

-

Hitlerin Güneydoğu Av rupa saldırısı Türkiye sını rında durdu. Hitler Tür- kiye'ye girmedi, zira Tür- kiye büyük ölçüde faşist Almanya'nın etkisi altına girmişti. O zaman Sovyet- lerle Türkiye arasındaki

“Dostluk ve Yardımlaşma Anlaşması” da bunda belli bir rol oynamıştır. Afrika seferinin başarısızlığı da belli bir katkı yapmıştır.

Türkiye Almanya'ya savaş ilan eden en son ülkelerden biri olmuştur. Son anına kadar hep Sovyetlerin savaşı kaybetmesini ummuştur. Bu - -

(11)

11

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

Alman taraflısı politika yü zünden bir ara Birleşmiş Milletler'in kuruluş toplantı sına bile katılamamakla kar şı karşıya kalmıştı. Savaş sonunda Türkiye Sovyetler- den kopup Batı Blokunun yanında ve içinde yer alma ya başladı ve bugün içinde bulunduğumuz çıkmaz yola girmiş oldu.

- --

-

Bu durum bile “Pakt”a rağmen Sovyetlere Batı cep hesinde sürekli bir askeri ha-

- Sovyetlere karşı

“Yıldırım Savaşı”

Batı, Kuzey ve Güney doğu Avrupa'nın işgali ta mamlanınca artık Sovyetle- re saldırmak Hitler'in günde- mindeydi. O gizlice Sovyet sınırına askeri birlikler yığı yordu. Sovyetler ve Stalin ise ülkenin batısında hiçbir askeri harekete girişmiyor lardı. Böyle bir hareketli liğin Hitler'e bir saldırı için fırsat vereceğinden çekini yorlardı. “Saldırmazlık Pak tı”nın asla bozan tarafı ol mak istemiyorlardı ve bu Pakt'a harfiyen uyuyorlardı.

Bu ise doğru bir tutum değildi. Stalin Hitler'in bir gün Sovyetler e saldıraca ğını çok iyi biliyordu. Çünkü Hitler sürekli Alman halkına

“yaşam alanı”nın Doğuda Sovyetler 'de gördüğünü a çıklıyordu. Alman halkının yaşamak için Ukrayna'nın buğday ambarına, Bakü'nün petrol yataklarına sahip olması gerektiğini ilan edi yordu. Savaşın eninde so nunda Sovyetlere yönelece ği apaçıktı.

- -

-

- - - --

’ -

-

- --

zırlık yapılmasının gereklili ğini dayatıyordu. Hitler'in eline bir saldırı için neden vermemek adına bu askeri hazırlığın yapılmamış olma sının bedeli Sovyetler Bir liği'ne çok pahalıya mal oldu. Bu Stalin'in yaptığı en büyük hatalardan biriydi.

Faşistlerin ne sözüne ne de

“Pakt”ına güvenilirdi. Ken- disi hazırlık yapmadığı gibi, Hitler'in sınıra büyük bir askeri yığınak yapmakta olduğunun da farkına varı lamadı. Alman komünistle rinin verdiği haberler dikka- te alınmadı. Bu da büyük bir eksiklikti. 22 Haziran 1941' de Hitler saldırıya geçtiğinde artık her şey çok geçti.

-

- -

- -

-

Karşısında hiçbir muka- vemetle karşılaşmayan Hit- ler orduları “yıldırım hızıy la” ilerledi. Kısa bir zamanda kuzeyde Leningrad'a, doğu da Moskova'ya, güneydoğu da Stalingrad'a dayandılar.

Ama buralarda durduruldu- lar. Stalin Sovyet halkını ve kaynaklarını hızla harekete geçirdi, her şeyi “Anavatanı Savunmak” için seferber etti.

Kısa zamanda güçlü bir sa vunma hattı oluşturuldu. Le ningrad, Moskova ve Stalin- grad düşmedi. Leningrad O perası nda yapacağı balo Hitler'in kursağında kaldı.

Bu şehirlerde halkın direnişi tarihe geçti. Direnişi büyüt- mek için cephe gerisinde kahramanca savaşan parti- zan birlikleri oluşturuldu.

Hitler ordusu ilk yenilgisini Stalingrad'da aldı. Burada şaha kalkan Kızıl Ordu faşist - --

--

’ -

Hitler'in Sovyetlere sal dırısıyla savaş yeni bir boyut kazanmıştı. Yoğun faşist sal dırı ve tehdidi altında olan başta İngiltere ve ABD ol mak üzere Batı Bloku kendi- leri gibi faşist saldırıya uğ rayan Sovyetler Birliği ile birlikte faşizme karşı ortak bir cephe oluşturma gerek tiğini gördü. Böylece tarihe

“Antihitler Koalisyonu” ola rak geçen Sovyetler, ABD ve İngiltere arasındaki anti faşist cephe oluştu. Bu II.

Dünya savaşından çıkarı lacak en önemli derslerden biridir. Faşizme karşı olan güçler aralarındaki politik ve ideolojik farklılıkları bir kenara bırakıp birleşmeden faşizm yenilmezdi. Bu der- sin bugün Türkiye'de Erdo ğan'ın faşizan tek adam re jimine karşı birleşemeyen muhalefetin kulağına küpe olmalıdır. Erdoğan'ı iktidar- da tutan demokratik muhalif ve demokratik güçlerin bir

- - - -

- - - -

--

- Alman ordusunu önüne katıp 8 Mayıs 1945'de Ber- lin'de i nine girdi, Hitler faşizmini yendi. Reichstag

üzerine Kı zıl Bayrak'ı dikti.

İ n s a n l ı ğ ı f a ş i z m barbarlığından, kurulacak

“bin yıllık'' faşist imparator- luktan kurtardı.

-

-

(12)

12 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

savaş çanları I. Dünya Savaşı sonra sında esen demokratik an tifaşist hava uzun sürmedi, süremezdi de. Çünkü “Anti hitler Koalisyonu ”nu oluş turanlar; ekonomik, politik ve ideolojik olarak birbirine - - -- leşememesi, bir ittifak, cep he oluşturamamalarıdır. -

Yeniden çalan Faşizmin yenilmesinde Batıda faşistlere karşı ABD ve İngiltere öncülüğünde açılan ikinci cephenin de bü yük katkıları olmuştur. Ama Batı cephesinin tüm katkı larına rağmen II. Dünya Savaşı'nın ana yükünü çeken Sovyetler Birliği olmuştur.

27 milyon Sovyet insanı ha yatını kaybetmiştir. Bunun 14 milyonu sivil halktır, yaş lı, çocuk ve kadınlardır. Fa şist ordular geçtikleri yer leri yapıp yıkmışlar, insanla rı kurşuna dizerek ilerle mişlerdi. Faşist barbarlığı tüm çıplaklığı ile ortaya sermişlerdir. Girdikleri her yerde Yahudileri, Sinti ve Romanları, komünistleri, eş cinselleri toplayıp temerküz kamplarında imha etmiş lerdir. Katlettikleri Yahudi- lerin sayısı 6 milyonu bul maktadır. Bunun için komü- nistlerin, antifaşistlerin bu savaştan çıkardıkları en bü yük ders “Bir daha asla sa vaş!” belgisi olmuştur. II.

Dünya savaşı sonunda Bir leşmiş Milletler kurulmuş,

“soykırım” insanlık suçu olarak kabul edilmiş, fa şistler Nürnberg Mahkeme- leri'nde yargılanmışlardır.

- -

- - - -- -

- - -

- - -

-

tamamen zıt ülkelerdi. Sos yalist ülkeler ve emperyalist ülkeler. Emperyalist ülkeler bir müddet sonra sosyalist ülkelere karşı saldırıya geçti- ler. Ama sosyalizme karşı sıcak bir savaşı göze ala madılar. Dünya halkları artık savaş istemiyordu. Savaş madan durmak ise emperya- lizmin doğasına aykırıydı.

Savaşlar sistem savaşına dönüşmüştü. İki sistemden biri diğerini yenecekti. İki sistem arasında kıyasıya her alanda, özellikle de silahlan- ma alanında bir rekabet baş ladı. Sıcak savaşların müm- kün olduğunca kaçınıldığı bu döneme “Soğuk Savaş”

dönemine geçildi. Politik, ideolojik, ekonomik, kültü- rel, insan hak ve özgürlükleri alanında kıyasıya bir savaş başladı. “Kim-kimi” savaşı

“soğuk” sürüyordu. Ama si lahlanma da alabildiğine tır manıyordu. İki sistemin elin de dünyayı bir kaç kez yok edecek nükleer silahlar toplanmıştı. “Dehşet denge- si” denen bu silah dengesi ise yeni bir savaş demekti. Zira dengede olan iki güç savaş madan, biri diğerini yok et meden duramazdı. Bu “kapi- talizmin eşitsiz gelişme ya sası”nın bir sonucu idi. Bu durum 1989 yılına kadar sür dü.

-

- -

-

-- -

--

- - 1989'da Sovyetler ve re el sosyalizm sistem savaşını kaybetti. Başta Gorbaçov olmak üzere oportünist Sovy- et yöneticileri dünya barı şını, insanlığı nükleer yok olmaktan koruma adına -

-

“dehşet dengesi”nin emper- yalist blok lehine çözülmesi- ni sağladılar. Artık dünya yeniden tek boyutlu kapita- list-emperyalist dünya idi.

Bu kapitalist-emperyalist devletler arasında yeni bloklaşmalar oluşacak, bu bloklar birbirleriyle rekabe- te girişecek, aralarındaki so runları ve dünyanın yeniden doğan güce göre paylaşımı için yeni bir dünya savaşına girişeceklerdi. Bu kapitaliz- min doğasında olan bir ya sallıktır. Bugün bu gelişme nin yaratacağı savaşın ayak sesleri gelmektedir.

-

- -

gelişme yasası ve savaş Kapitalizmin eşitsiz Kapitalist ülkelerin eşit siz ekonomik ve politik ge lişme yasası ilk kez Lenin ta rafından 1915 yılında “Av rupa Birleşik Devletleri Slo ganı Üzerine” adlı makale- sinde formüle edilmiştir.

Eşitsiz gelişme, kapitaliz- min doğasında olan bir ka rakteridir. Kapitalin artan konsantrasyonu ve sentrali- zasyonu, tekelleşme ile eşit siz gelişme sıçramalı bir ka rakter kazanır. Kapitalist ge lişmeye sonradan geçmiş olan Almanya, Japonya gibi ülkeler teknolojik gelişme nin sonuçlarını hızla kulla- narak kurdukları yeni mo dern üretim tesisleriyle ra kiplerine hızla yaklaşırlar ve onları geçerler. Böylece gelişen ülkeler dünyada var olan mülkiyet ilişkileriyle çelişkiye düşerler. Bu çelişki dünyada var olan hammadde kaynaklarını ve pazarlarını -- - --

-

- - -

- --

(13)

13

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

İşte yeryüzünün 1.000 milyon kadar insanının bir avuç Büyük Güç tarafından soyulması, kapitalizmin en yüksek gelişme döneminde

“ S e r m a y e , uluslararası ve tekelci h a l e g e l m i ş t i r.

D ü n y a , b i r a v u ç Büyük Güç, yani ulus ların büyük yağmasın da ve ezilmesinde ba şarılı olan güçler ara sında bölünmüştür.

Avrupa'nın dört büyük g ü c ü — İ n g i l t e re , Fransa, Rusya ve Almanya... yeryüzeyi- nin... hemen hemen yarısına sahip olan sömürgeleri ellerinde tutmaktadırlar. Buna, bir “kurtuluş” savaşı vermekte olan yağma cılar tarafından, yani Japonya, Rusya, İn giltere ve Fransa ta rafından şu sırada parça parça edilmekte olan üç Asya devletini, Çin, Türkiye ve İran'ı ekleyin.

Yarı-sömür ge... denebile- cek bu üç Asya ülkesinde 360.000.000 insan vardır...

- - - --

- - -

-

Lenin makalesin- de bunu şu sözlerle ifade eder:

yeniden paylaşımı mücade- lesini gündeme getirir. Bu da ancak bir savaşla çözülebilir.

Bu nedenle kapitalizmin eşitsiz gelişmesi dünya emperyalist savaşlarının dolaysız sebebini oluşturur.

Oluşan yeni güce göre dünyanın yeniden paylaşımı savaştır.

böyle örgütlenmiştir...

Kapitalizm altındaki bir Avrupa Birleşik Devletleri, sömürgeleri paylaşma an laşmasıyla birdir. Oysa kapi- talizm ortamında kuvvetten başka paylaşma temeli, paylaşma ilkesi yoktur. Bir multi milyoner, kapitalist bir ülkenin “ulusal gelirini”,

“yatırılan sermayeye oran tılı olarak” paylaşmak dışın da... başkasıyla paylaşamaz.

Kapitalizm, üretim araç larında özel mülkiyet ve üre timde anarşidir... Bölüşüm

“kuvvet oranının” dışında olamaz. Ve kuvvet, ekonomik gelişmenin ilerlemesiyle de ğişir. 1871'den sonra Alman -

- - - -

- -

Dünyada yeni bloklaşma: Rusya ve Çin'e karşı Batı

ve NATO ya, Fransa ve İngiltere'den üç ya da dört kat daha hızlı güçlenmiş; Japonya ise, Rusya'dan hemen hemen on kat daha hızlı güçlenmiştir.

Kapitalist bir devletin ger- çek gücünün sınanmasında savaştan daha başka bir yol yoktur ve olamaz da. Savaş, özel mülkiyet ilkeleriyle çelişmez — tersine, bu ilkelerin doğrudan ve kaçınıl maz bir sonucudur. Kapitaliz- min koşullarında tek tek girişimlerin, ya da tek tek devletlerin eşit ekonomik büyümesi olanak dışıdır. Kapi- talizm koşullarında dönemsel olarak bo zulan dengenin yeni- den kurulmasında, sanayide bunalımdan ve siyasette de savaş tan başka bir araç yoktur.”

-

-

-

Lenin'in I. Dünya Savaşı koşullarında yaptığı analiz ve orta ya çıkarttığı “kapita- lizmin eşitsiz gelişme yasası” günümüzde özellikle ABD ve Çin, Nato ve Rusya arasın da tüm ç ı p l a k l ı ğ ı i l e o r t a y a çıkmaktadır. Reel sosyalizm çöktükten sonra reel sosya- l is t ül ke le ri n ya ğma sı hemen hemen 10 sene sürdü.

Eski emperyalist ülkeler bu yağ madan semizlenerek çıktı. Ama kapitalizme -

-

-

(14)

14 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

yavaş yavaş ayak uyduran Çin ve Rusya ekonomik, teknolojik ve politik olarak güçlü bir gelişme içine girdi- ler. Özellikle Çin teknolojik olarak büyük bir sıçrama sağladı. Ucuz mal üreten Çin'den kaliteli, marka mal üreten ve yaratan, dünya pazarlarına giren, Afrika, Latin Amerika ve Asya'da hammadde ve Pazar alanları sağlayan, başta ABD ve Avrupa olmak üzere klasik emperyalist ülkelerle reka- bete girebilen yeni bir Çin doğdu. Artık Çin bugün birçok alanda ABD'ye ve Avrupa'ya yetiş meye ve geçmeye başladı. Dünya pazarlarından pay istiyor.

-

Çin'deki bu gelişme di ken gibi ABD ve Avrupa'nın gözüne batmaktadır. Ama Çin'in daha birçok sorunları var. Tam olarak ABD ve Avrupa ile boy ölçüşecek durumda değil. ABD ve Av rupa, özellikle ABD Çin'in bu hızlı yükselişinin dur durulması gerektiğini, aksi takdirde ileride çok büyük sorunlar yaratabileceğini, yani bir dünya savaşı nedeni olabileceğini gündeme ge tirmektedir. Son G7 ve NATO toplantısının ana ko nusu Çin'in ve Rusya'nın na sıl durdurulabileceği sorunu idi. ABD tüm NATO güçle- rinin Orta Doğu'dan, Afri- ka'dan ve diğer bölgelerden çekilerek Uzak Doğu'da Çin'e ve Doğu Avrupa'da Rusya'ya karşı konuşlanma sını istemekte ve müttefik ülkelerin “savunma” gider-

-

- -

- --

-

Rusya teknolojik olarak Çin kadar bir sıçrama yap mış değil. Özellikle Putin ile birlikte ülkenin zenginlik kaynaklarının Batı tara fından yağmalanmasına son verilmesi ve NATO'nun Do ğu Avrupa'ya sızma girişim lerine karşı çıkması, roket ve uzay teknolojisinde hâlâ üstünlüğü elde tutması ve yeni bir dünya gücü olarak ortaya çıkması Batı'nın hiç işine gelmedi. Özellikle Ukrayna'da Kırım ve Don Bas'da Batı'ya sınırlarını göstermesi Rusya'nın yeni- den gemlenmesi gereken bir dünya gücü olduğunu gös- terdi. Bunun üzerine NATO Doğu Avrupa'da Rusya'nın burnunun dibine asker yığ maya, sık sık manevralar yapmaya başladı. En son NATO'nun Baltık ülkelerini kapsayan “Defender 21” tat bikatı Rusya'ya açık bir tehditti. Doğu Avrupa'da politik güç paylaşımı hızla yeni bir dünya savaşına doğru gitmektedir.

-

- --

-

- lerini arttırmasını dayatmak tadır. ABD bu konuda olduk- ça bir mesafe kat etmiş bu lunmaktadır.

- -

Reel sosyalizm sonrasın da dünyada oluşan Çin- Rusya ve Batı-Nato bloklaş ması kapitalizmin eşitsiz gelişme yasası gereği yeni bir dünya savaşı doğuracak niteliktedir. Tüm dünya ka muoyunun uyanık olması, II.

Düya savaşından çıkarılacak derslerle emperyalist savaş lara, talan ve yağmalara, do ğanın ve çevrenin tahribatına

- -

-

- -

Türkiye bir Batı ve NATO ülkesi olarak bu blok laşmada yeri belli, ama üslendiği işlev ve görevler yine taşeronluk ve jandar malıktır. NATO toplantısın da Erdoğan'ın Biden ile yaptığı bir buçuk saatlik toplantının özü; bu işlev ve görevleri üslenmesine yöne- likti. Türkiye Orta Doğu'dan çekilecek olan ABD'nin ye rini doldurmak, Orta Do ğu'nun ABD adına onun jan darması olmak, Kırım konu- sunda Ukrayna'nın yanında yer almak ve Çin'de Uygur sorununu kaşıyarak ABD' nin insan hakları açısından Çin'e saldırmasının tabanını hazırlamaktır. Afganistan'da kalarak, Kabul havaalanının korunmasını üslenerek ise İŞİD ve El-Kaide'nin hedef tahtası haline gelmeyi şim diden kabul etmektedir. Er doğan lanet okunası bu pes paye görevleri üslenmeye çoktan hazır. Oysa üslene- cek bu görevler Türkiye'yi hem içeride, hem bölgede, hem uluslararası ortamda başını büyük dertlere soka- cak niteliktedir.

-

- -

-- -

-

-- - karşı çıkması gerekmekte- d i r. D ü n y a y ı y e n i b i r barbarlık tan kurtarmak halkların elindedir. Bu savaşta şu açık ki, savaş sonunda geriye yaşanacak bir dünya kalma yacaktır.

-

- Dünyadaki yeni bloklaşmalar ve Türkiye

Bir ara Uygurlarla Çin arasında dengeli bir politika götüren Türkiye Çin'den rahatlıkla aşı alabiliyor, hal-

(15)

15

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

kını pandemiden koruma a dımları atabiliyordu. İYİ Parti'nin Çin konsolosluğu önünde yaptığı Uygur pro- testosuyla Türkiye'nin aşı planı altüst oldu. Yine Ukrayna'ya İHA-SİHA'lar satarak, kesin Ukrayna'yı destekleyerek Rusya ile ilişkileri altüst etti. Rusya Türkiye'ye uçuşları kesti, paralı Rus turistlerin gelme- si hayal oldu. Batı'nın da turist göndermeyi reddetme- siyle turizm sektörü birden iflasın eşiğine geldi. Tüm dünya Afganistan'dan asker- lerini çekerken Türkiye'nin orada kalması, ABD ve NATO adına yeni rizikolu görevler üstlenmesi hangi akla hizmettir, bir bilen yok!

-

Hele Orta Doğu'da ABD bekçiliğini üstlenmek Kürt-

lerle sürekli savaş içinde olmak, Kürt sorununda çözümsüzlük demektir. Bu Türkiye, Türk halkı için büyük bir felaket anlamına gelir. Türklerin Kürtlerle savaşmaktan bir çıkarı yok- tur, ama kaybedecek çok şeyi vardır. Halklar arasına yüzyıllar sürecek düşmanlık tohumları ekilecektir. Tür- kiye'nin çıkarı savaşta, çatış mada değil barıştadır. Hem Kürtlerle, hem bölge halk larıyla dostluk ve barış için- de birlikte yaşamaktır.

- -

Son Biden görüşmesiyle Erdoğan Türkiye'yi yeni bir maceraya, felakete sürükle- mektedir. Şimdi demokrasi güçlerinin önündeki ilk gö rev bunu önlemektir. Bunun için de Erdoğan'ın faşizan tek adam rejimine son ver-

-

mektir. Bunun çaresi de II.

Dünya savaşından çıkarılan doğru dersi uygulamaktır.

Nasıl birbirine zıt ülkeler Hitler faşizmine karşı bir koalisyon kurduysa bugün de Türkiye'de HDP dâhil tüm muhalefet faşist Erdo ğan'a karşı bir antifaşist cep hede birleşmelidirler. Aksi takdirde Biden'ın da desteği ni kazanan bir Erdoğan ko lay kolay gitmez.

- - --

Temerküz kamplarında doğan şu belgiyi asla akıldan çıkartmayalım: “Bir daha asla faşizm, asla savaş!”

S

ON aylarda „Durum“da, Uluslararası İşç ve Komün st Hareket 'n n yayın ve tartışma organı olan „Barış ve Sosyal zm Problemler “ derg s n n TKP tarafından yayınlanmış olan Türkçe- s „Yen Çağ“ derg s nden günümüz Türk ye's nde „tek adam rej m “ne karşı mücadeleye, demokrat k b r Türk ye ç n şç ve demokras güçler n n mücadeles ne ışık tutacak yazılar yayınlıyoruz. Bugün de Fransız Komün st Part s 'n n efsane l derle- r nden b r olan Jacques Duclos'un „Gerçek demokras uğruna savaş“

makales n okuyucularımıza sunu- yoruz.

Duclos bu makales nde 50'l yılların sonu 60'lı yılların başında Fransa'da De Gaulle şahsında kt darın „tek b r nsanın“, egemenl - ğ n teknokratların el nde“ top- landığı, parlamentonun yetk ler n asgar ye nd ren tek l der rej m “n n oluşum neden ve sonuçlarını ncele- mekte, bu rej me karşı mücadelede demokrat k güçler n nasıl b r program etrafında b rleşeb lecekler n n lkeler n saptamakta, „tek l der rej - m “n n sonlandırılmasında şç sınıfının ve yığınların eylemler n n önem n vurgulamaktadır. Erdo- ğan'ın faş zan tek adam rej m ne karşı mücadele eden okuyucularımızın mutlaka bu makaleden çıkaracakları çok dersler olacak, mücadeleler ne ışık tutan deneyler bulacaklardır.

Jacques DUCLOS

(Fransız Komün st Part s Merkez Kom tes Pol tbüro üyes )

(16)

16 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

T

ARİHSEL mücadeleler XIX.

Yüzyılın ortalarında başlayan kap - tal zm le sosyal zm savaş hal nde- ler; daha da çok savaşacaklardır. Çünkü amacı barış olsun, demokras veya sosyal zm olsun, her lerleme ancak mücadele le ger- çekleş r. Devlet tekelc kap tal zm şart-ları

ç nde, merkez ve bölgesel dare alan- larında, demokras y sağlamak ç n yürütüle- cek savaş sorununu ncelerken, bu prens b gözden uzak tutmamalıyız.

Tekelc kap tal zm n devlet-tekelc kap - tal zm hal ne gelmes , tekeller n, ülken n bütün hayatı üzer ndek tahakkümünü art- tırmaktadır.

Bu şartlar ç nde, tekelc kap tal stler devlet mekan zmasını kend egemenl kler n korumak ç n kullanıyorlar; sonuç olarak da demokrat k hakları kısmak, m llet n seçt ğ tems lc ler n rolünü azaltmak eğ l m gün- den güne artıyor, total ter dare şek ller ne zem n hazırlanıyor.

Bu durumun k sonucu var: Parlamento yetk ler n n, hükümet üzer ndek kontrol hakkının azaltılması; bütün salah yetler n Komün st ve şç part ler n n 1960 B ld - r s nde bel rt ld ğ g b , kap tal zm n ç ndek çel şmeler «tekelc kap tal zm n devlet te- kelc kap tal zm hal ne gelmes n çabuklaş- tırdı. Devlet tekelc kap tal zm , tekeller n m llet n hayatı üzer ndek egemenl ğ n kuvvetlend rerek, tekeller n gücü le devlet n gücünü tek b r mekan zmada b rleşt r yor.

Amaç, kap tal st düzen kurtarmak, şç sını- fını sömürerek ve gen ş halk yığınlarını so- yarak, emperyal st burjuvaz n n kârlarını yükseltmekt r.»

Devlet tekeller n n müdahales böylece Sayıları g tt kçe artan «Gel şme kom - teler », «Bölgesel gel şme ş rketler », «Kar- ma ş rketler», tekeller n sermayey bel rl ellerde hızla toplamalarına, kâr hadler n yükseltmeler ne yardım ed yor. Tekeller, kred lerden, mal yardımlardan, pr mlerden, devlet garant ler nden yararlanıyorlar; bele- d yeler hesabına yaptıkları şlere karşılık çok yüksek ücretler steyerek, halkı soyuyorlar.

De Gaulle hükümet yle tekelc çevreler arasındak şb rl ğ , başlarında tekeller n tems lc ler yle tekellere bağlı yüksek me- murların bulunduğu kom teler yoluyla sağ- lanıyor. İkt sad pol t kayı ve genel pol t - kayı lg lend ren en öneml meselelerde ka- rar veren bu kom telerd r.

Karma ş rketler ve bunlara benzeyen ör- gütler vasıtasıyla, t caret bankaları, en ufak r z koya g rmeden, büyük yatırımlar yapab - l yor. Haz ne onlara sted kler garant ler sağlıyor, büyük kazançlar elde etmeler ne yardım ed yor. Devletleşt r lm ş bankaların da büyük tekellere yardım etmeler , devletle özel şletmeler arasındak şb rl ğ n n b r del l d r.

Tekeller, teknokratları kullanarak, toplu- mun bütün faal yet alanlarına müdahale ed yorlar. Örneğ n, Fransa'da devlet dares - n n bütün k l t noktaları tekeller n h zmet n- de çalışanların el nded r.

–Fransa'da olduğu g b - tek b r nsanın el nde toplanması.

Yılda altı ay h ç söz hakkı tanınmayan Parlamento, toplandığı zaman da etk l b r faal yet yürütem yor.

Halkın demokrat k haklarını ve seçt ğ tems lc ler n yetk ler n sınırlandırma eğ l - m yle, tekeller n karlarını m llet n zararına arttırma çabaları b rb r ne sıkı sıkı-ya bağlıdır.

Bugünkü şartlar ç nde, çözüm yolu bek- leyen çeş tl , çet n meselelerden yararlanan tekeller, seç lm ş kurulların yeters zl ğ n dd a ed yor, böylece bütün egemenl ğ n teknokratların el nde toplanmasını doğru göstermeğe çalışıyorlar.

(17)

17

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

Parlamentonun yetk ler n asgar ye nd - ren hükümet, tekeller n stekler ne uygun b r

« dar reformlar planı» hazırlamaktadır.

Bugün mevcut dar teşk latı, yan l ve lçe teşk latını tenk t eden bu plan, hükümet salah yetler yle özel menfaatler arasında b rl k kuruyor, merkez n tems lc ler olan va- l ler n yetk ler n arttırıyor.

tekeller n halkı daha çok sömürmeler ne, egemenl kler n gel şt rmeler ne g tt kçe daha çok yardım ed yor.

Tekeller, llerde bütçe şler n n kontrolü- nü l mecl sler n n el nden almaya çalışı- Beled yeler b rleşt rme planı bu amaçla hazırlanmaktadır. Bazı şartlar ç nde bu tedb r n faydaları olab l rse de, bugünkü şartlar ç nde bu plan, seç lm ş tems lc ler yer ne devlet memurları get rme eğ l m n n sonucudur.

Bugün büyük bankalar artık esk s g b aracılar kullanmıyor, doğrudan doğruya hükümet n ç nde tems lc ler n bulunduru- yor.«Par s et Pays-Bas» bankası, «İndoch - ne» bankası, Rothsch ld, «Lazard» ve

«Worms» bankaları devlet mekan zması ç nde çok öneml yerler şgal ed yor. Tekelc kap tal stler egemenl kler n bu bankalar vasıtasıyla dolaysız, açık şek lde uyguluyor- lar.

İdar taks mat alanında, hükümet bugün mevcut beled ye ve v layetler yer ne, ülken n daha az sayıda, ama daha gen ş dar b rl kle- re bölünmes n tekl f ed yor.

«Karma ş rketler» n ve «Gel şme kom - teler »n n kurdukları kumpasların sonucu olarak, l ve lçelerdek beled ye mecl sler - n n bayındırlık ve kamu şler alanındak yetk ler , t caret bankalarına, kap tal st şl- etmelere bağlı, h çb r makama karşı sorum- luluk taşımayan teknokratların el ne geç- mekted r.

Bu pol t ka, halkın zararına ve özel çıkar- ların yararına şl yor. Bayındırlık şler nde, bölge ve l alanlarında, bütün şlerle lg l planlar t caret bankalarına ve müteahh tlere çok büyük kârlar sağlıyor.

M ll bütçeye gel nce: Bugünkü rej m, bütçey h çb r anlamı olmayan b r formal te hal ne get rd . Halkın seçt ğ tems lc ler n bütçelere müdahale hakkını tamamıyla kaldırmaya çalışıyorlar.

De Gaulle Fransa'sında, ülken n gerçek efend ler hal ne gelen tekeller n amacı, memleket n ekonom s n ve mal yes n tamamıyla teknokratların emr ne vermekt r.

Resm çevreler, kamu şler n «yetk l uz- manlar»ın dares ne verme f kr n yaymak ç n, ülke, l ve lçe alanlarında kamu dares - n n karşılaştığı güçlükler ş ş r yorlar; amaç- ları seç ml tems lc ler n artık dare şler yle başa çıkamadıklarını göstermek, bugün dar şlerde ortaya çıkan çet n ve çok yönlü tekn k meseleler n, demokrat k müesseseler n artık

şe yaramaz hale geld ğ f kr n yaymaktır.

yorlar, bu şten de büyük kazançlar umuyor- lar.

Tekn k uzmanlar, seç lm ş tems lc ler n yer n tutamazlar. Bu uzmanlar, sadece bu tems lc ler n kılavuzluğu ve kontrolü altında halkın yararına çalışmalıdırlar.

Ama send kaların ler sürdüğü ücret veya emekl l k s gorta stekler hükümet n ş ne gelmeyeb l r; hükümet bunlara da ma

«s yas stek» damgasını vurab l r ve kolay- ca atlatab l r. Bu da otor ter rej m n sonuçla- rından b r d r.

Parlamentonun yetk ler n asgar ye nd - ren tek l der rej m , halkın kend menfaatler - n savunmak ç n yönet c lere baskı yapma- sını çok zorlaştırmaya, hatta mkânsızlaştır- maya çalışıyor.

Üstel k hükümete göre, send kalar şç le- r n ücret ve ş şartlarıyla lg lenmekle yet n- mel d r, pol t k meselelere karışmamalıdır.

Bu rej m n en ateşl savunucularından, Bu ant -demokrat k f k rler, ülkey b r tek nsanın el ne tesl m etmek ve d ktatorya taraftarlarının ş ne yarayan s yas lg s zl ğ arttırmak ç n yürütülen kampanyanın teme- l n teşk l ed yor. Ama bugünkü meseleler n çok yönlü oluşu, halkın demokrat k kontrol ve dares n ortadan kaldırmak ç n meşru b r sebep olamaz.

(18)

18 DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

«Güven lmek ve b r ne güvenmek» der- ken, Chanlandon tek l der rej m n n amaç- larından b r n açıklamış oluyor: Vatandaş- larda s yas sorumluluk şuurunu yok etme amacı. Gaye, burada, tenk d yanaşmaya g den vatandaşlık ruhunun yer ne, devlet n başında bulunan, başka k msede bulunma- yan h kmet ve b lg y şahsında

toplayan dâh l der n peş nden g den, s yasetle lg lenmeyen ''sürü z hn yet ''n sağlamak- tır.

L der rej m n n uyguladığı pol t kanın kötü sonuçları g tg de artmaktayken, elde ka-

lan demokrat k özgürlükler korumamız ve demokrat k b r rej m uğrunda savaşmamız gerek yor.

Len n' n ded ğ g b : «Demokras n n aza- m gel şmes n sağlamak, bu gel şmen n şe- k ller n aramak, bu şek ller prat kte dene- mek; şte bunlar, toplumsal devr m uğrunda yürütülen savaşın temel ödevler d r. Tek başına demokras , sosyal zm gerçekleşt re- mez. Ama bugünkü şartlar ç nde, demokras de tek başına düşünülemez. Başka unsurlar- la beraber sağlanırsa, demokras kt sad hayata tes r edecekt r, gel şmes n hızlandı- racaktır; kt sad gel şme de demokras y et- k leyecekt r. Yaşayan tar h n d yalekt ğ şte De Gaulle part s n n esk genel sekreter Alb n Chanlandon' a göre, yığınlar, egemen- l ğ n «şahıslaştırılması»nı sterler, buna

ht yaçları vardır, sadece s nemada ve sporda olduğu g b "yıldız»lara taptıkları ç n değ l, bel rl b r nsana ht yaçları olduğu ç n;

ps koloj ler bakımından güven lmeğe ve b r ne güvenmeye büyük önem verd kler

ç n.

Bu durum karşısında, Fransız Komün st Part s , d ğer demokrat k part ve gruplara, otor ter rej m n ye- r ne gerçek demokras y get r- mek amacını güden, ortak b r platforma temel olacak b r program tekl f ett .

1. Seç lm ş kurumların önem n tanıma- lıdır.

Bu sözler ışığında, ortak b r programın temel olarak d ğer demokrat k part lere tekl f ett ğ m z program, ger c güçler n baskısına karşı geleb lecek, halkın, m llet n menfaatler ne h zmet edecek b r hükümet n kurulmasını gerekt r yor. Kanaat m ze göre, yarınk demokrat k hükümet şu k temel şar- tı yer ne get rmel d r:

budur.»

Bütün part ler n ve demokrat k örgütle- r n destekled ğ ortak b r program temel nde b rleşm ş b r çoğunluğun hükümet olmalı- dır.

Kanaat m ze göre, gele- cektek demokrat k rej mde şu s yas müesseseler bulun- malıdır: Kanunları yapmak ve hükümet kontrol etmekle ö- devl b r M llet Mecl s . M llet Mecl s ne karşı sorumlu, çoğunluğun destekled ğ b r programa göre ülkey dare eden st krarlı b r hükümet.

Hükümet n st krarlı n tel ğ n ve gerçek demokras y sağlamak üzere, Komün st Part s şu tekl fte bulunmaktadır: N sp seç mle seç lecek Kurucu Mecl s, hüküme- t n ve M llet Mecl s n n yetk ve ödevler n açıkça tay n ve tesp t eden yen , demokrat k b r Anayasa çıkaracaktır. Bu Anayasa, temel nsan ve vatandaş haklarına etk l garant ler ve şu prens pler n uygulanmasını sağlaya- caktır:

Beled yeler n ve ller n hakları gen şlet - Bütün seç mlerde n sp seç m usulü pren- s b kabul ed lecekt r.

Kamu şler nde, büyük yığınların deste- ğ n kazanması ç n:

2. Emekç lere, emekç teşk latlarına kt sat, toplum ve kültür alanlarında kontrol ve yönet m hakkını tanıma- lıdır.

Demokrat k part lere, send kalara tam b r özgürlük tanınacaktır.

(19)

19

DU UM

İşç Sınıfının Savaş Yolunda

R

Bu amaçların gerçekleşmes ç n se:

Ülken n başlıca servetler tekeller n el nden kurtarılmalı; bütün madd ve manev mkânlar seferber ed lerek m ll ekonom n n gel şmes sağlanmalı; n hayet hayat sev yes sürekl b r şek lde yükselt lmel ; öğret m h çb r engelle karşılaşmadan lerleyeb lme- l d r.

Devlet memurlarının haklarını, çalıştık- ları müesseselerde yönet me katılmalarını garant eden tüzükler yapılacaktır.

Bütün bu amaçları göz önünde tutan programımız, kt sat alanında bazı öneml reformlara yer verm şt r.

Tekl fler m z şunlardır: Dem r-çel k, atom, k mya, uçak sanay tekeller n n, hava yollarının, elektron k sanay nde büyük şlet- meler n, büyük t caret bankalarının, s gorta ş rketler n n devletleşt r lmes ; send kaların yönet me katılmasını sağlayarak, bütün kamu şletmeler n n ve devletleşt r len bütün müesseseler n demokratlaştırılması.

Radyo ve telev zyon, demokrat k b r kontrole tab tutulacaktır.

Bütün enerj kaynaklarının, kömür şlet- meler n n, h droelektr k enerj s n n koord ne ed lmes ve s steml b r şek lde kullanılması.

lecekt r.

Demokrat k b r devlet mekan zması (mahkemeler ve ordu dâh l) kurulacaktır.

Pol s teşk latında büyük b r tem zl k ya- pılacaktır.

K l se devletten tamamıyla ayrı olacaktır.

K l se okullarla lg lenemeyecekt r.

Gerç , ne kadar mükemmel olursa olsun, b r Anayasa, tek başına, halkın egemenl ğ n garant edemez, sosyal ve s yas alanlarda demokras n n tam b r gel şmes n sağlaya- maz.

Bu sonuçlara varmak ç n: İkt sad ve mal ol garş n n, ülken n temel kaynaklarına el koymasına, m ll radey ezmes ne, hükü- mete, Parlamentoya stekler n zorla kabul ett rmes ne son ver lmel d r.

Elektron k, mak ne, k mya, uçak endüst- r s g b en yen sanay kollarının gel şt r l- mes ; halkın ve ülken n yararına gel şecek

İşletmeler n her basamağında şç ler n kontrolünü sağlamak üzere, üret m kom te- ler ne tanınan yetk ler n arttırılması; send - kaların şletmelerde serbestçe ş göreb lme- ler .

Böyle b r programın gerçekleşeb leceğ - ne nanıyoruz. Yeter k , gerçekleşmes ste- n ls n. Kanaat m ze göre, aralarında bazı öneml görüş farkları olsa da, çeş tl demok- rat k part ler n, b rl kler n ve teşk latların programlarında, m lyonlarca Fransızın s- tekler ne uygun düşen ortak amaçlar pek çoktur.

H ç şüphes z, tekl f ett ğ m z pol t kanın başarıya ulaşması, bütün halkın bu pol t - kanın kabulü ç n b rleş p baskı yapmasına bağlıdır. B rl k meseles ne bu kadar önem vermem z bu yüzdend r. Sürekl ve etk l olması ç n, bu b rl k ortak b r program teme- l üzer nde kurulmalıdır.

modern b r sanay n n ht yaçlarına cevap verecek tekn syen, uzman, mühend s, araştırmalar yapab lecek b l m şç ler n n yet şt r lmes .

Böyle b r program, tek l der rej m ne ve ger c güçlere karşı yürüteceğ m z savaşta zafere ulaşmamızın temel şartıdır. Halkın menfaatler ne uygun, gerçekten demokrat k b r pol t ka sağlayacağı ç n bu program bütün vatandaşların desteğ n kazanır.

Aralarındak farklara gel nce: Bunlar, demokrat k part ve teşk latlar arasında gere- ken anlaşmayı mkânsızlaştıracak kadar

Bütün bu mkânların gerçekleşeb lmes ç n, gelecektek demokrat k hükümet, dev- let sektörünün gel şmes n tem n etmel d r;

şç örgütler n n de katılacağı demokrat k b r kt sat, sosyal, kültür plânına göre, kt sad ve m ll hayatın k l t sektörler nde gereken yatırımları garant etmel d r.

Bugünkü tek l der rej m nde, plân ded k- ler , tekeller n egemenl ğ n arttırmak ç n kullanılan b r alett r. Oysa b z m tekl f ett ğ - m z, gerçekten demokrat k b r hükümet n bazı alanlara uygulayacağı planlama metot- ları, tröstlere gem vuracak, kt sadın bütün ülken n yararına gel şmes n sağlayacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğer çocukları bell sosyo ekonom k, kültürel, bedensel özell klerden baret sayarsanız, k aslında hazırladığım anket cevaplayan çocukların bu gruptan olduğunu

% 92,6’sının cinsel yolla bulaan hastalıklar hakkında yeterli bilgi sahibi olduu, bununla birlikte % 85’inin okullarda cinsellikle ile ilgili eitimin gelitirilmesini

Ekolojik faktörler; klimatik faktörler (›fl›k, s›cakl›k, bas›nç, rüzgâr, nem ve ya¤›fl), fizyografik faktörler (enlem, boylam, yükselti, bak›, yeryüzü flekli

•• õnkübatör çal÷maya ba÷ladônda, ilk tam çevirmeyi her zaman izleyerek çevirme mekanizmasnn doôru çal÷p çal÷madôn ve her iki yönde de tam

4-1/(c) bendinde say›lan sigortal›lar›n, ihbar, flikayet ve flüphe hâlleri bulunmad›¤› sürece sonradan verilen ayl›k prim hizmet belgesi kay›t ince- lemesine

B r yüzü mav , d ğer yüzü turuncu olan ve kenar uzunlukları şek ldek g b ver len d kdörtgen b ç m ndek kağıt önce sol üst köşes alt uzun kenarı le çakışacak şek

Petra Ant k Kent se orta doğunun öneml kültürel değerler arasında bulunan Ürdün’de yer alıyor.. Kumtaşı kayalarından oluşan ant k kent, kırmızı renge

14 Mart Tıp Haftası neden yle Adana Tab p Odasını z yaret eden Adana Büyükşeh r Beled ye Başkanı Zeydan Karalar ve CHP İl Başkanı Mehmet Çeleb Cov d-19 pandem s