• Sonuç bulunamadı

OSMANLI'NlN izinde PROF. DR. MEHM.ET ipsirli ~ ARMAGANI. CiL T ll. HAZI RLAYAN LAR Feridun M. Emecen ishak Keskin Ali Ahmetbeyoğ l u

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "OSMANLI'NlN izinde PROF. DR. MEHM.ET ipsirli ~ ARMAGANI. CiL T ll. HAZI RLAYAN LAR Feridun M. Emecen ishak Keskin Ali Ahmetbeyoğ l u"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OSMANLI'NlN iZiNDE

PROF. DR.

MEHM . ET iPSiRLi

~

ARMAGANI

CiL T ll

HAZ I RLAYAN LAR Fe ridun M. Emecen

ishak Keskin

Ali

Ahmetbeyoğlu

(2)

OSMANLI'NIN iZiNDE PROF. DR.

MEHMET İPŞİRLİ ARMAGANI

CİLT U

T1MAŞ YAYINlARI (3028 Osmanlı Tarihi Dizisi IBI

EDiTÖR

Adem Koçal Zeynep Berkraş

KAPAK TASARlM

Ravza Kızıltuğ .

MİZANPA]

İshak Keskin

I.BASia Şubat 2013, İstanbul

ISBN ISBN 978-605-08-0824·7

sll~!l~!lli!III IW!I!I!IJII

TİMAŞ YAYINlARI Cağaloğlu, Alemdar Mahallesi, AJaykö§kü Caddesi, No: 5, Fatih/İstanbul Telefon: (0212) 511 24 24 Faks: (0212) 512 40 00

P.K 50 Sitkeci 1 İstanbul

rimas.com.tr rimas@rimas.com.tr facebook.com/ rimasyayingrubu

twitter.corn/timasyayingrubu

Kültür Bakanlığı Yayıncılık

Serriflka No: 12364

BASia VE CİLT ElmaBasım Halkalı Cad. No: 164 B-4 Blok Sefaköy-Küçükçckm.a /ISTANBUL

Td: (0212) 697 30 30 Matbaa Sutifika No: 12058

YAYlN HAKLARI

© Eserin her hakkı anlaşmalı olar.ak

Timaş Basım Ticaret ve Sanayi Anonitn Şirketi'ne aittir.

hiruiz. yayınlanamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.

(3)

VI. Yüzyıl Anonim Bir Süryani Kaynağının (Pseudo- Zachariah) H unlar Hakkında V erdiği Bilgiler The Information About the Huns Given by an • Anonymous Vllh Century

Assyrıan Source (Pseudo-Zachariah)

Dinçer Koç•

Abstract Assyrian chronicles have importance among the main sources related to Huns. Among them an anonymous chronicle which was c.6mpleted in 569 A. D. is interesting. Iıı this chronicle political relations of Huns w ith the ·Persians and the Byzantine Empire are discussed. ın this connection, it mentions Huns raids into Anatolia. The most important record in this chrorıicle is it gives the names of the Hun tribes among the communities living in Caucasia in year 555 and it provides some clues about their lifestyles. Additionally in the chrorıicles, there are informa- tion about rnissionary activities among the Huns. The chronicle consists of X1I books. The books III-VI taken from Byzantine author Zachariah Rhetor's "Ecclesias- tical History", which could not reach today, which was in andeni Greek and trans- lated into Syriac. For this reason, the name of the author of the work is associated \vith Zachariah Rhetor. Fundament:ally, the information about Huns is available in the sec- tions follmving the book nurnbered VI which was benefited from Zachariah Rhetor.

From the authors own statements it is understood that he wrote cases by hearing di- rectly from people who have taken part in the m. This is making his work important.

Keywords: Assyrian Chronides, Huns, Zachariah Rhetor, Persians, Byzantine.

Giriş

VI. yüzyıl SUryani kaynakları arasında 12 kitaptan müteşekkil olan anonim kronik önemli bir yer işgal etmektedir. Bu SUryanice yazılmış

eserin nüshaları Britanya müzesindeki el yazmaları arasında bulunmuş

ve sonra da Dr. Land tarafından "Zacharice Ep. Mitylenes aliorumque scripta historica Grace plenim.que deperdita" adıyla yayınlanrruşbr1. El

yazması kronik müellif ismi taşımamaktadır, fakat "Dünyada Iyieydana Gelen Olayların izahı" diye basitçe adlandırılmışbr. Vatikan' da SUryani- ce koduyla başka bir eserde ayru kaynaktan (ayru şekilde anonim olarak)

bazı parçalar bulundu~ tespit edilmiştir. Bu parçaların bir açıklaması alıntılarla beraber G. S. Assemani tarafından verilmiş ve bir bütün olarak Latince tercümesiyle 1838 yılında yayınlannuşbr2. Bu Vatikan parçaları arasında Dionysius Bar Meütene tarafından ·"Zachariah Rhetor ve Melitene Piskoposu"nun esennden alınmış bir pasaj bulunmuştur. Bu nedenle Assemani, eserin müellifinin adı olarak Zachariah Rhetor' a atıfta

İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Faktiltesi, Tarih Bölümü: E-mail: dincerkoc23@gmail.com Aııecdota Syrinca, ID, Leyden 1870.

Scriptonmı Vetenıııı N(]l)n Colltctio, X.

(4)

236 Dinçer Koç

bulunmuştur. Daha sonra 12 kitaptan müteşekkil olan eser mevcut bütün kısı.mlarıyla beraber F.

J.

Harnilton ve E. W. Brooks tarafından İngiliz­

ce'ye tercüme edilerek 1899'da yayınlanmıştır3. Aynı yıl Almanca neşri

de yapılmıştır. 1924 yılında eserin Latince tercümesi E. W. Brooks tara-

fından neşredilmiştirs. Eser daha sonra Sovyetler Birliği döneminin ünlü Süryani dili ve tarihi uzmaru N. Pigulevskaya tarafından Rusçaya tercü- me edilerek yayınlaruruşhr6.

Bu Süryanice anonim eserin Zachariah Rhetor' a atfedilmesinin nedeni onun Grekçe yaznuş oldu~ "Kilise Tarihi (Ecclesiastical History)"nden pek çok alınh ihtiv.iı. etmesinden kaynaklanmaktadır. Zira adı bilinmeyen Süryani derlemed eserinin III-IV. kitaplarında Zachariah Rhetor'un Grekçe metninin Süryanice tercümesini vermiştir. V. ve VI. kitaplarda ise

kısmen Zachariah' dan faydalandığıru bizzat ifade etmiştir. Ancak onun metnini kısaltarak ve alınhlar yaparak kullanmışbr. Çünkü Zachariah'ın

metnini aşin derecede çok dilli olarak kabul et:ı:n.iştir. Derlemeciayrıca VI.

kitabın sonunda kaynağuun sona erdiğini belirtmiştir7 Böylece Zachariah Rhetor'un "Kilise Tarihi"nin Grekçe aslı kayboldu~dan an- cak anonim derlemeci tarafından Süryaniceye tercümesi yapılan kısımları zamanımıza kadar ulaşmışhr.

VI. yüzyıl Süryani kaynağuun adına atfedildiği Zachariah Rhetor aynı

zamanda Znc/ıarinfı Melitene (Midillili Zaclıarinlı) ya da Zaclıarinh Sc/ıolnsticııs adıyla da bilinmektedir. Kendisi papaz olan Zachariah 465/6 tarihinde Gazze şehri yakınlarındaki Mnioııma' da do~uş ve 536 yılından

sonia ölmüştür. Zachariah İskenderiye' de retorik ve felsefe, Beyrıırta da hukuk eğitimi almışbr. Bir keşiş olarak geçirdiği gençlik döneminden sonra Konstantinopolis'e avukat olmak için git:ı:n.iştir. VI. yüzyılın ilk on

yılında Midilli Piskoposluğu yapmışhr. 536 yılında Konstnntiııopolis Kon-

SeıJine kahlmışhr. Onun "Kilise Tarihi" esasen Grekçe olarak Moııofizits

Tlıe Syrinc Oıroııicle Known as Tiıat of Zııclıııriıılı of Mityleııe, trans. to English: F. J.

Haınilton and E. W. Brooks, London 1899.

K Ahrens und G. Krüger, Die sogeıııımıte Kirdıengesdıiclıte des Zııclıııriııs Rlıetor in deııtsdıer Überse/zıırıg, Leipzig 1899.

Historiıı ecdesinsticıı Zııdınrine rlıetori vıılgo ntfseripin I-ll, Corpus Scriptorum Christianorum. Scriptares Syri. Ser. m. tom. V-VI, Lo vanini 1924.

N. Pigulevskaya, Sinyskiye İstoçııiki po İstorii Nıırodov SSSR, Moskva-Leningrad 1941, s.

148-167.

7 A. g. e., s. ll.

Monophysite (Monofizitlik) terimi monos (tek) ve physis (tabiat) kelimelerinden türetilmiş olup V. yüzyılın ilk yansında Hz. İsa'run insan mizacında cisimlendirilmesi inancına dayanan ve Nestorianism'e karşı bir reaksiyon hareketi olarak ortaya çıkmış dinsel bir harekettir. Teolojik bir doktrin olarak Monofizitim Hz. İsa'ya dayanan ilah- insan sorununa bir çözüm bulma teşebbüsüydil. Bu bakış açısına göre Hz. İsa aynı zamanda insanclı ve do~al yollarla dünyaya gelmişti, geniş bilgi için bkz.: Tiıe Oxford

DictioıııınJ of Byzııntiımı, ll, Prepared at Dumbartom Oaks and Edited by Alaxander S.

I<azhdan, New York-Oxford 1991, p.1398-1399.

(5)

VI. Yıizyıl Anonim Bir Sıirynııi Knynnğımıı (Pseııdo-Zndıarinlı) Hıııılnr Hnkkmdn Verdifi Bilgiler 237

perspektifiyle yazılnuşbr. Bu eser muhtemelen 492-495 tarihlerinde ya-

zılmış ve 450-491 arası dönemi kapsayan bilgiler içermiştir9

Derlemeci olarak da nitelendirebileceğimiz anoni~ müellif, eserinde en büyük yeri işgal eden bir hacimde (III-VI. kitaplar) faydalandıg-ı

Zachariah'tan başka bir takım kaynaklan da kullanmışbr. Bunlar şahsi hatıralar, rivayetler, mektuplar ve sözlü habederdir. Müellif Amidli meş­

hur Mara'nın Kütüphanesi hakkında bazı bilgiler vermişfulO. Onun ki-

taplarından da yararlandığı anlaşılan kronigin müellifi esasen Amid Kü- tüphanesi ve şehir arşivinden faydalanmışhr. Müellifin yaranna olarak Simeon Betarşam'ın Himyaridier hakkındaki metnini muhafaza ettiğini ifade etmek gerekir. Bunun Halifelik kurulmadan önceki küçük Arap devletler birliği hakkında kendi görüş açısına gö.ç~ malumatlar sunması bakımından ilgi çekici oldu~u söylemek mümkündür. Müellif Amid

arşivinden taze ve canlı yerel malzemeler aktarnuşhr. O, anlaşılan, bu

şehrin yerlisiydi ve bazı bilgileri de sözlü anlatımlardan toplamışh. Onun

tarafından ifade edilen piskoposlann listesi Zachariah Rhetor'un Grekçe tarihiyle baglanhlı değildir. Onlar derlemeci tarafından başka bir kaynak- tan alınnuşhr. Bunun da 529 yılında tamamlandığı anlaşılmaktadır. Ayrı­

ca Amid kaynağından, özel olarak, Pers [Sasaru] Hükümdarı Kavad dev- rinde şehrin muhasarası (Vll. kitap IV-V. bölümler) ve Bizans imparatoru Anastasios devrinde Dara surlannın inşası (VII. kitap, VI. bölüm) hak-

kındaki canlı anlatımlar alınmışbr. Bu malumatların ancak Amid şehri arşivinde muhafaza edilmiş olabileceğini düşünmek yerinde olur. VI.

yüzyılın ellili ve altmışlı yıllannda eserini yazmış olan yazar elbette ki,

yüzyılın başlarında meydana gelen açlık ve savaşları görmüş olan insan-

ları taruyordu ve sözlü rivayetlerden pek çok alınh yapmışh11.

Müellif bazı malumatları Josua Stylite'den almışbru. Mesela Bizans imparatoru Anastasios devrinde meydana gelen deprem ve açlık (VII.

kitap, Il bölüm) ve Pers H~ümdan Firuz'un savaşlan (VII. kitap,

m.

bö-

17ıe Oxford DictioıınnJ of Byznııtiımı, m, Prepared at Dumbartom Oaks and Edited by Alaxander S. Kazhdan, New York-Oxford 1991, s. 2218.

ıo Amidli Mara, Grekçe bilmekteyeli ve en iyi SUryani okullanndan birinde (Apostol Foma Manastınnda) sistematik egitim gönnilşt\1. O yetişmiş bir piskopos olarak uzun süre tutunamad.ı ve Petra'ya ve sonra da İskenderiye'ye sürgün edildi. Süryaıı11erin Grekçe felsefe ve bp okumak için gidip geldi~ bu merkezde bir süre kaldı. O orada pek çok merak uyandına kitaptan meydana getirdi~ küt\lphanesini oluşturdu. Bwılar (kitaplar) omm ölümünden sonra (527) ~d Kilisesi hazinesine taşıiıdı, Pigulevskaya, a. g. e., s. 13.

n Pigulevskaya, a.g.e., s.12-13.

12 Esasen 495-506 yılları arasmda Pers-Bizans siyasi ilişkilerine de~en ve bu münasebetle Hwılar hakkında da öneİnli bilgiler içeren bir kronik yazan VI. yüzyıl müellifi Josua Stylite'nin eseri W. Wriglıt tarafından İngilizce'ye tercüme edilerek neŞred.ilmiştir, 17ıe Oıroııicle of Joslııın tlıe Stıjlite, Composed iıı Syriac A.D. 507, With A Translation into English And Notes by W. Wriglıt, London 1882; Josua'run eseri daha sonra Süryanice' den Rusça ya tercüme edilerek neşredilmiştir, N. Pigulevskaya, Mescpolnmiya ıın Rııbeje V-VI w. N. E.

Sinyskaya Hroııikn İeşıı Stilila kak İsloriçeskiy İstoçııik, Moskva-Leningrad 1940.

(6)

238 Diııçer Koç

lüın) hususunda kaynağının o olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca Pers

hükümdarı Kavad'ın Bizans eyaletlerine yaptı~ seferden farklı vakalar da bu kabildendir. Son vakalar için o, esasen Amid şehrinin arşivini kul-

larmuştır (Vll. kitap, IV-V. bölümler). Sütyani müellif Grek Zachariah'tan sonra takip edece& veya sırasıyla açıklayaca~ belirli bir yegane kaynağa

sahip değildir. VTI. kitaptan itibaren Sütyani kroniği müellif tarafından farklı kaynaklardan istifade edilmiş kendine özgü bir yapının çizgilerini

taşımaktadır. O eserinde tarihi karakterdeki olaylara değinmiş ve taze yerel kaynakları toplamıştır. Onun malumatları detaylı analiz yoluy1a sosyal dÜZenle ilg$ meşelelerin açıklığa kavuşmasına imkan vermekte- dir. Müellifin meziyetlerinden biri de malumatları losaltarak aktarması­

dır. Malzemelerin ve belgelerin haberlerini seçmedel_<i sezgisi de olumlu yönlerindendir. O edebi Sütyani. diline hakimdir. Elbette ki, kronikte müellifin özellikle Bizans kaynaklarını kullandı~ bölümlerde pek çok Grekçe kelhnelerin Sütyanice transkripsiyonlan vardır. Ancak okuyucu- yu bunlarla zorluğa düşürmemiştir. Onun rahat epik tonu ve objektif ol- ma çabası eserini değerli bir kaynak yapmaktadır. Pek çok sayıda belge- leri içermesi ayrıca da carılı ve doğru anlatımları barındırması yönünden bu Sütyanice kronik yakın doğudaki tarihi hadiselerin aydınlatılması açı­

sından ön plana çıkan bir kaynaktır13.

569 yılında tamamlanan kroniğin çeşitli parçaları farklı zamanlarda

yazılmıştır. Nitekim Xll. kitabın IV. bölümü 561 yılında ve Vll. bölümü 555 yılında yazılnuştır. Harnilton tarafından Sütyani yazar Mihail'in kro-

niğindenH alınarak yapılandırılan X. kitabın Xll. bölümü ise 545 tarihinde

yazılnuştır15. Eserin ilk kitabı giriş bölümünden sonra yaratılışla ilgili bil- giler sunar. Daha sonra Joseph ve Asnath'ın tarihini, Silvester'in hareket- lerini, Papaz Lucian tarafından Gamaliel, Nicodemus ve Stephen'in kut- sal emanetlerinin keşfinin kısa bir hikayesini anlatır. ll. kitabın I. Bölümü Efes'teki yedi uyurların hikayesinden bahseder. Sütyani müellif üçüncü kitaptan itibaren ana kayna~ olan VI. yüzyılın ilk yarısı Bizans müellifi Zachariah Rhetor'un kroniğine geçiş yapmaktadır. Vll-IX. kitaplar Roma- Pers münasebetleriyle alakah önemli bilgiler içermektedir. Ne yazık ki, kitaplar parçalar halindedir ve bazı kısımları tamamlanmamıştır. 548 ta- rihine kadar olayların anlatıldığı X. kitaptan kayıp bölümler diğer Sütya-

ru

müellifler Mihail ve Ebu'l-Farac' dan alıntılanılarak yapılandırılmış tır.

XI. kitap tamamen kayıptır. Xll. kitabın sadece IV. bölümünün ortasın­

dan başlayan ve

vn.

bölümüne kadar devam eden 553-556 yıllarını anla- tan kısmı mevcuttur16.

ı3 Pigulevskaya, Si ri yskiye İstoçııiki po İstorii Narodov SSSR, s. 14.

ı< Bkz.: Oıronique De Mic/ıc/ Le Syrieıı Patriardıe Jacobite D'Aııtiodıe (1166-1199), I-Il-III, Par

J. -B. Chabot, Paris 1905.

ıs Tlıe Syriac Oıroııicle Kııoıuıı ns TiıatofZndıarialı ofMityleııe, s. 5.

t6 A.g.e., s. 8-9.

(7)

VI. Yiizyıl Aıtoııim Bir Siin;nııi Knyıınğıııııı (Pseııdo-Zndınrinlı) Hımlnr Hnkkıııdn Verdiği Bilgiler 239

Anonim derlemecinin Zachariah Rhetor'un eserinin tercümesini ak-

tardığı lli-VI. kitapları dışında kendisi tarafından oluşturulan VII-XII. ki-

taplarına atıfta bulunan bazı araştırınacılar aduu Pseudo-Zachanah diye

zikretmişlerdir17

Eser bu yazımızda Hunlarla ilgili bilgileri ihtiva etmesi bakımından tarafınuzca ele alınmaktadır. Türk tarihi açısl!ldan ehemmiyeti de buraya

dayanmaktadır. Eserde Hunlarla ilgili verilen malumatlar Hun genel

adıyla zikredilseler de genellikle Sabirlerle alakalıdır. Bu hususta tercü- mesini vertliğimiz kısırnların sonlarındaki dipnotlarda açıklayıcı bilgiler

tarafımızca verilmiştir. Böylece diğer çağdaş kaynaklarla örtüşen bilgileri içermesi bakırnından kronik Sabir-Pers siyasi münasebetleri hakkında

ana kaynak niteligindedir. Ayrıca Pers Hükümdan Firuz'un Akhunlarla mücadelesine de de~ştir. Roma ordusunda ·savaşan Hun asıllı ko- mutan "Surıica" ile ilgili kayıt da ilgi çekicidir. Kroni.kte V. yüzyılın orta-

larında (555 yılı ci van) Kafkasya' mn etnik yapısıyla alakah olarak verilen malumaten dikkat çekici bilgidir. Müellif bu kaydında Kafkasya' da mes-

kı1n olan halkların listesini vermekte ve bunlar arasmda ağırlıklı olarak Ogurlar, Bulgarlar, Sarıgurlar, Avarlar ve Eftalitleri zikretmektedir. Ayrı­

ca Bulgarların şehirlerinin bulunduğunu dile getirmesi önemli bir detay-

dır. Aynı balUste coğrafi yer adı olarak "Hazar Kapısı"nın zikredilmesi de Türk tarihi açısından önemlidir. Bu da Hazarlar için oldukça erken

sayılabilecek bir kayıt olarak nitelendirilebilinir. Eserde Türk tarihi açı­

sında ilgi çekici olan bir diğer nokta da Hunlar arasında yapılan misyo- nerlik faaliyetlerine dair malumatlar verilmesidir.

VI. Yiizyıl Anonim Sü.ryani Kaynağında H unlar Hakkında Yazılanlar

VU. Kitabın III. Bölümü

Anastasios'unıs hükümdarlığuun on üçüı1eü yılında Pers Kralı Firuz19 kendi ülkesini yönetirken Hunlar, Persler tarafından korunan kapılardan ve oradaki

dağlık bölgeden girdi, ve Pers topraklaruu işgal ettiler. Firuz dehşete kapıldı,

orduyu topladı ve onları karşılamaya gitti. Onlara saldınlarının ve ülkesine gelmelerinin sebebini sorduğunda ona. şöyle dediler: "Pers Devleti'nin haraç olarak biz barbariara verdiklerini yeterli görmüyoruz; bizler ki gözU dönmüş vahşi yırbcılar gibi Kuzeybab bölgesindeki Tanrı'yı reddeder, silahlaı:uruzla,

17 Peter B. Golden, Hnınr Çnlışıııalnn, tre. Egemen Ça~ Mızrak, İstanbul 2006, s. 41;

Karoly Czegledy, Gıiııdoğıısımdmı Gıinbahsııın Boıl.ır Halklnnııııı Göçii, tre. Günay Karaağaç, İstanbul 2009, s.126. ·

1s Anastasios 491 yılında Bizans irrlparatorlugtı tahtına çıkmış ve 518 yılında ölene kadar hüküm sUrmUşi:Ur. Anastasios devrinde Persler Mezopotamya'ya saldırmışlar ve Bizans

şehri Aın.id'i bir süreli~e işgal etmişlerdir, T1ıe Oxford Dictioıınry of Byznııtiııııı, I, ed.

Alaxander S. Kazhdan, New York-O.xford 1991, s. 86-87.

19 Metin'de "Peroz" diye adı geçen Pers Hükümdarı Firuz, babası II. Yezde~erd'in

ölümünden (457) sonra kardeşleriyle giriştiği taht mücadelesini Akhun hükümdarı Ahşunvar'ın askeri yardmu ile kazanarak 458'de Pers ülkesinin Şalu olmuştur Bkz.:

Enver Konukçu, Kıışnıı ve Aklıımlnr Tnrilıi, Ankara 1973, s. 71-78.

(8)

240 Dinçer Koç

yayuruzia ve kılıcıınızia yaşarız, kendimizi etin her türlüsüyle besleriz. Roma' imparatoru yoUadJgt elçileri aracılıgtyla, Perslilerle olan dostlugunuzu ne zaman bozarsanız onl?.nn verdi~ haracın iki kabru sizlere veririm dedi. Bu yüzden hazırlıklannuzı yapb.k ve buralara kadar geldik. Ya siz de Romalıların verdikleri kadar bize verin, böylece sizinle olan anlaşmarnızı tasdik edelim, ya da, yok biz o kadar veremeyiz derseniz, savaşa tutuşalım". Firuz her ne kadar

sayıca kendi ordusundan az olsalar da H unların kararWıklarını sezdi ve onları oyalayıp daha sonra kandırabileceğini düşünerek istedi.klerini vermeyi kabul etti. Hun kumandanların dört yüz adamı toplandJ, onlara kılavuzluk eden

akıllı bir adam olan Apamealı~ tüccar Eustace de onlarla birlikteydi. Firuz da yanındaki dört yüz adamıyla toplanarak, hep birlikte bir dağa çıktılar; bir anlaşma yaptılar;-birlil$te yediler ve ellerini gökyüzüne kaldırarak yemin ettiler. Toplanan· haracı almak için bekleyen dört yüz kişiyle birlikte Hunlardan çok az sayıda adam kaldJ. Hunlann geri kalanları ise kendi ülkelerine dönmek için dagıldı. On gün sorıra Firuz [anlaşmayı) bozdu ve hem ayrılan Hunlara, hem kalan dört yüz adama, hem de onlarla birlikte olanlara

karşı savaşa hazırlandJ. Fakat tacir Eustace (Perslerden) sayıca az olmalarına

ragmen," Hunları paniğe kapılmamaları için cesaretlendirdi. Yemin ettikleri yerde, ateşin közleri üzerine misk otu ve baharat döktüler, Eustace'in tavsiyesiyle yalancıları helak etmesi için Tanrıya adakta bulundular. Firuz'la

savaşa tutuştular, onu ve askerlerinin çogunu öldürdtiler; Pers diyaruu

yagınaladıktan sorıra kendi topraklanna geri döndtiler. Firuz'un vtlcudu bulunamadı; kendi tilkesinde yalana olarak anıldı.

Ondan sorıra hükümdar olan Kavadlı ve onun asilzadeleri Romalılara karşı öfke içerisindeydiler ve Hunlann istilasının, yağmasının ve tilkelerini harap

etmesinüı sebebinin Romalı.lar olduğunu söylüyorlardı. Kavad orduyu topladı

ve Romalıların Ermenistan'ında Theodosiopolis'ell karşı yürüdü ve şehri muhasara etti. Şehir halkına karşı merhametli davrandı; çiinkU halk ona hakaret etmedi; ancak yine de, şehrin yöneticisi Konstantin'i tutsak aldı23 ...

Metinde Roma' dan kasıt Bizans İmparatorlu~' dur.

20 Apamea kalınbları bugünkü Suriye topraklan içerisinde Asi Nehri kenarında yer alan Qal'at al-Mudiq köyünde bulunan Bizans İmparatorlu~un VI. yüzyılda Suriye eyaJetinin başkenti ve başpiskoposlu~un merkezi olan şehirdir, 17ıe Oxford Dictioıınn;

of Byznntiımı, I, s. 127.

21 Kavad 488-531 tarihleri arasında tahtta kalmış önemli bir Pers hükümdarıdır, Konukçu, n.g.e., s. 82.

22 Theodosiopolis bugünkü Erzuruın'un eski adıdır, 17ıe O:iford Dictionnn; of Byzaııtiıım, m,s.2054.

23 Tiıe Syriac CJıronicle Kııown as That of Zadınrinlı of Mityleııe, a.g.e., s. 151-153;

Pigulevskaya, a.g.e., s. 149-150; I<ronikte geçen Hunların saldırısıyla alakalı bu haberde anakronizm mevcuttur, M. İ. Artamanov, Hn%/lr Tan1ıi, Tıirkler, Yalııtdiler, Rıtslnr, tre. D.

Ahsen Batur, İstanbul 20042, s. 96, dn.3; Zira Pers Hükümdan Firuz 484 yılında vefat etmiştir, Bizans imparatoru Anastasios ise 491 yılında İmparator olmuştur. Böylece

kroni~ Hurı.ların saldırılarırun zamanını belirleyen giriş cümlesini dogtu olarak kabul etmek mümkün degildir, Pigulevskaya, n.g.e., s. 65; Pers Kralı Firuz'un Hurı.larla yaıü

Akhunlarla mücadelesini di~er kaynaklardan biraz daha farklı olarak anlatsa da

Pseudo-Zachariah'ı.n bu kaydırun kaynagt hiç kuşkusuz ki Josua Stylite'dir (bkz.: 17ıe CJıronicle of Joslnın 17ıe Stı;lile, Composed iıı Syrinc A.D. 507, s. 7-9; bu eserin ilgili kısmının

Rusça tercümesi için bkz. N. Pigulevskaya, Mesopotnmiyn na Rubeje V-VI vv. ıı.e.

Siriyskııyn Hronika /eşıt Stilitn kak lstoriçeskiy İsloçııik, Moskva-Leningrad 1940, s. 131-132).

(9)

VI. Yiizy1l Anonim Bir Siin;nnf Knynnğuwı (Pseudo-Zndınrinlı) Hımlnr Hnkkmdn Verdiği Bilgiler 241

vm.

Kitabın V. Bölümü

Perslerin Kralı Kavad 500 übre albn ödenmesi talebinde ısrar etti. Bu Roma İmparatorlugtınun HunJara bakan topraklanndaki kapıları koruyan Pers güçlerinin giderleri için Roma imparatorunun kendisine ödediği altın miktarıydı; bu nedenle, zaman zaman kendi Sarazenlerini Roma

topraklarına göndermiş, onlar yakıp yıkmışlar ve esir almışlardır. Aynı şekilde Romalılar da ona ba~lı olan A.rzanene (.Sason) diyarıru ve Nisibisl4 bölgesini işgal etmişler ve zarar vermişlerdir. Bu yüzden, anlaşma yapılmış ve iki hüktimdar da elçilerini göndermiştir, Justin Hypatius ve

asilzade~rden Farzman'ı, Kavad da Asthebid'i göndermiştir; hudutta çok müzakereler olmuş, iki hükümdar habercileri vasıtasıyla müıakerelerden sürekli haberdar edilmiş ancak barışa dair hiçbir mesaj verilmediği gibi birbirlerine olan dtişmanludarı da devam etmiştirE ...

Şimdi bu dokuzuncu yllda, bu yüce İmparatorun saltanabrun beşinci yılında, niyetleTimizi ve amellerimizi bilen efendimiz Tanrınin buyruğuyla hareket eden Justinian16, zamanuruzın imparatoru, adaleti hakim kılmış ve sürgündeki tüm mezheplerin, kaderlerinin onları sürdüğü diyariardan dönmesi için buyruğunu vermiş, inançh piskoposlan da kendi etrafında toplarruşbr.

Dokuzuncu yllda bunlar olduktan sonra, onuncu yllda kalabalık bir Hun ordusu Roma diyarına girdi; şehirlerin dışında bulduklarıru katletti;

Ayru hadiseleri yine Josua Stylite'ye dayanarak doğru bir şekilde Bizans imparatoru Zenon devrinde (474--!91) zikreden XIn. yüzyılda yaşamış di~er bir Süıyaıü mUellifi Abu'I-Farac ise şöyle anlatmaktadır:

"Zenon devrinde, Hunlar İranlıların (Perslerin) hükümdan Firuz'a bir name gönderdiler ve kendilerine verdiği yardımın kafi gelmediıuu, RomaWarın iki misli yardımda bulunduklarını, onun için lranlıların da ayru miktarda yardımda bulurımalan lazım geldiıw, aksi takdirde harbe hazır olduklarını bildirdiler. Firuz bunlara daha büyük yardımda bulunaca~ yalandan vaat etti; elçiler de kalkıp gittiler. Firuz ordusunu kuvvetlendirdikten sonra yardınu almak üzere geride bırakılan Hunlan öldürdü ve gidenlerin peşine takıldı. Bunun Uzerine Apamea'lı bir Yunanlı tacir Hunlarla beraber oldu~ için bunlan teşvik etti ve andın içilmiş olduğu yerde tUtsü yakmalarını, bu sayede Allah'ın yalan söyleyen İranlılan silip süpüreceıw anlattı.

Hunlar bu şekilde hareket ettikten sonra İranlılar ile harp meydanında karşılaştılar ve Firuz'u öldürerek İran'ı harap ettiler; sonra meınlekeUerine döndüler. Bu yüzden Kavad tahta geçti~ zaman RomaWara karşı acı bir kin gütmekteydi", Gregory Abll'l- Farac (Bar Hebraeus), Abıi'I-Fnrnc Tnrilıi, C.I, Süryanice'den İngilizceye Çev. Emest A.

Wallis Budge, Türkçeye Çev. Ömer Riza Doğru!, 3. bs. , Ankara 1999, s. 148-149; Bu arada Hunların Anastasios'un iktidan devrinde (491-518) Kafkas geçitleri üzerinden Pers ve Bizans bölgelerine sald.ırm.alan gerçe~ Bizans yazarlan Malalas ve Theophanes tarafından zikredilmiştir. Üstelik bu yazarlar 515 yılında Bizans ve Pers topraklanna

saldıran bu Hunları "Sabirler'' olarak nitelendirm.işlerdir. Bkz: 11ıe Oıroııide of Jolııı

Mnlnlns, trans. Elizabath Jeffreys.-Michael Jeffreys and Roger Scott, Melbourne 1986, s.

274-275. 11ıe Clıroııicle of17ıcoplınııes Coııfessor Byznııstiııe nııd Nenr Enslenı Histon; AD 284- 813, trans. Cyril Mango and Roger Scott, Oxford 1997, s. 245.

24 Nisibis bugünkü Nusaybin'in Bizans İmparatorluğu devrindeki adıdı], 11ıe Oxford Dictionnn; of Byznntiıım, ID, s. 1488.

:ıs 11ıe Syrinc Cimmide Kııazım ns 17mt ofZııdınrinlı ofMitylene, s. 206; Pigulevskaya, 11.g.e., s. 159.

26 Burada 527-565 yıllannda hükom süren Bizans imparatoru I. Justinian'dan bahsedilmektedir, 11ıe Oxford Dictioıınn; ofByzmıtiıım, m, s.1083-1084.

(10)

242 Di11çer Koç

Euphrates27 Nehrini geçtiler; ve Antiochı.s nuntıkasma ulaşhlar. Tanrının "Ey insanlar, evlerinize girin, gazahım geçineeye kadar kendinizi saklayın"

buyruğuna uygun olarak İmparatorun emriyle doğudaki inananlar yeniden inzivaya çekildi. Onurlu bir adam olan Anastasialı29 keşiş John çölde Hunlarca katledildi; ancak, "boynuzlu" lakaplı Keşiş Simean yaralanmadı3o.

IX. Kitabın III. Bölümü

Persliler gururluydular, böbürlendiler ve kendileriyle övündüler; Mihran ve marzbanlar bir ordu topladı, Onlar Dara ÜZerine yürüdüler, Ammodis

yakınında kamp kurdular, Roma ordusunun savaştan sonra sayısırun azaldığını düşündükleri için şehri· hemen ele geçireceklerini ümit ediyorlardı.

Onlann süvarileri ve piyadeleri hazırlandılar ve kuşatma yapıp şehri ablukaya almak için güneyden· yaklaşhlar. Ne var ki kuİlanna acı çektiren ancak düpedÜZ ölümülı. koliarına atmayan yüce Tarın onların karşısına bir Romalı birlik çıkardı. Romahiara sığınarak, vaftiz edilen Hun aşıllı kumandan Sunica ile Romalı yüksek rütbeli subay Simuth(?) silahlarını alarak her biri yirmişer adamıyla Pers ordusunu birkaç defa şehrin dışına kadar püskürttüler. Onlar kuvvetle orduyu sağlı sollu yararak bir baştan diğerine geçtiler. Onlar kılıç ve

mızrak kullanınada oldukça hünerliydi; onların naralan şicl!detli ve korkunçtu, bu JÜZden onlar ortaya çıktığında Persliler korkudan önlerinde yere

yıkılırlardı: onların (Perslerin) komutanlarından ikisinin yanı sıra epey atlı

askerlerini de öldürdüler; Perslerin piyadeleri olan birçok "faige"yi imha ettiler ve Butzes'in alhnda, şehrin doğusuna doğru; Helurianlara kadar onları kovdular. Persler birçok ölü olduğunu gördüklerinde müteessir oldular, kurnazca hareket ettiler, ve [adamlarını] ne kadar mtimkürıse o kadar yük hayvanı getirmeleri için Nisibis'e ve oradan da hemen Dara'ya geçerek götürebilecekleri kadar ganimet almalan için yolladı1ar. Çok sayıda yük hayvanı getirtildi, hayvaniara kendi ölülerini sardılar ve utanç içinde yurtlarına

döndüler. Ancak, Pers birliğinin kalanı Roma Arabıru işgal etti ve ateşe verdi31.

IX. Kitabın VI. Bölümü

Pers Devletinin Arzanene bölgesinde yaşayan köylüler kişi başına Kralın hazinesi için toplanan çok miktarda haraç ödemekle ve orada hükürndarın valisi olarak duran Ptehasha'ya bakınakla mükelleftir. Yukarda ifade edildiği ÜZere, Dük Bessa bu yurda çok zarar verdi; Ptehasha'nın yeğenini tutsak aldı ve Martyropolis'te32 onu zindana athrdı. Yurdunun talan edildiği haberini

27 Euphrates bugünkü Fırat Nehri'nin Grekçe adıdır (bkz.: 17ıe Oxford Dictio11nn; of

Byzn11tiımı, II, s. 749).

ıs Ant.ioch, bugünkü Antakya ilinin Bizarıs İmparatorluğu devrindeki adıd~, Tiıe Oxford

Dictioıınn; ofByznııtiımı, I, s. 113-116.

29 505-507 tarihinde İnıparatar Anastasios tarafından Bizarıs-Pers sınırında askeri bir gamizon olarak kurulan Anastasiopolis aynı zamanda "Dara"· olarak da adlandınlıruş

bir şehirdir. Günümüzde Türkiye'de Oğuz yerleşiminde bulunmaktadır, Tiıe O:iford Dictionnn; ofByzmıtiımı, I, s. 588.

30 17ıe Syrinc Oıronicle K11own ns 17ınt of Zndınrinlı of Mih;lene, s. 2U; Pigulevskaya, n.g.e., s.

160; Bu hadiseler yaklaşık olarak 531/2 dolaylarında cereyan etmiş olmalıdır, bkz.:

Pigulevskaya, n.g.e., s. 68.

31 Tiıe Syrinc Oıro11icle Kııuıuıı ns Tiınt of'Zııdınrinlı ofMit:yleııe, s. 224-225; Pigulevskaya, n.g.e., 5.161-162

32 Martyropolis bugünkü Silvan'ın eski adıdır. Burası VI. yüzyılda Bizarıs Devleti'nin

Doğu Anadolu'da Ermeni nüfusunun yoğun olduğu önemli bir ticaret şehriydi. Pers Hükümdan Kavad, Martyropolis'i 502 yılında ele geçirırüş ve birkaç yıl hakimiyeti

(11)

VI. Yiizyıl Aııoııim Bir Siin;mıf Kny11nğmm (Pseııdo-Zndınrinlı) Hmılnr Hnkkmdn Verdiği Bilgiler 243 Ptehasha'dan ö~enen hükümdar Kavad çok sinirlendi: HürmÜZ de kuvvet ve

kwnazlıkla mallarını ele geçimıek için Martyropolis'te taş üstünde taş bırakmadı, çilnkU orası Roma ordusunun pusu ve sıgınma yeriydi. Pers ordusunca sözüırı ona bir birlik oluşturuldu: Mihr Girevi çok sayıda Hun

kiralaması ve onları yardım etmeye çagınnası için gönderildi. Onlar hazırlık

yapb.lar ve onuncu yılın başmda Martyropolis'in yakınında toplandılar, orada hendekler, toprak setler ve pek çok kuyu yapb.l~r, onları savaşlarda sıkı.şbrdılar.

Şehirde çok sayıda Roma birlikleri ve Butzes vardı, ve onlar savaşta birçok Persliyi geri püskürtttiler. Şehrin piskoposu Nonnus öldü. Rorna imparatoru Thannuris yakınlannda ve Euphrates kenannda Roma ordusunun Persler tarahndan imha edilnıesinden Belisarius'u sorumlu tuttu, görevine son verildi ve kendisi İmparatorun yanma gönderildi. Dara'da onun yerine Konstantin [göreve] getirildi, O çok kalabalık bir Rorna ordusu topladı; Sittas generaldi ve Arap Kralı Bar Gabala da onurılaydı. Onuncu yılın ~asım ayında Amida'ya33

ulaşb.lar, Piskopos olarak seçilmiş onurlu karaktere sahip bir adam olan

Anasıasialı keşiş John da onlara kab.! dı. Martyropolis' e vardıklarında kış

mevsimiydi (ve ülkede kuzey soğukları vardı), yagtnur ve çarnur Persleri

yavaşlatnuşb, güç!Uklerle boğu.şuyorlardı; bir yandan da Roma ordusunun

sayısından korkuyorlardı; oradayken hükümdarları Kavad öldü; şehri terk etmek için RomaWarla anlaşma yapb.lar. Onlar çekildiklerinde Martyropolis

açıldı, Roma ordusu da geri döndü, [bu sırada] Persler tarafından toplanan çok

kalabalık [bir] halk [olan] Hunlar geldi. Onlar birçok Hıristiyan topraklamu tahrip ettiler ve katliam yapb.lar, köyleri ve mabetieri yakb.lar, Euphrates'i geçtiler ve Aııtioch'a kadar ulaşb.lar. Martyropolis DUkü Bessa haricinde kimse önlerine çıkamadı, o Hunlar geri döndükleri sırada onlardan bazılarının fiZerine

saldırdı, onları öldürerek yaklaşık beş YÜZ at ve pek çok ganimeti ele geçirdi.

Adam zengin oldu. Otharizon kalesindeki Dük, onlardan dört YÜZ kadarını geri püskürtmeyi başardı ve yük ha~anlarını ele geçirdi~ ...

ıx. Kitabın

vn.

Bölümü

İnıparater Justinian kendi hiıkiıniyetindeki Mezopotamya'da meydana gelenleri ö~endi~de ki, ordu Persler tarafından birkaç kez imha edilmişti, köyililer de Hunlar tarafından katiedilmiş ve esir almarak götür!ilmtiştu,

köylü toprakları da yakılmışb, [bu ytizden] o, babası Kavad'tan sonra Kral olan Khosru35 ile çatı.şsm, diye askeri kuvvet göndermeye devam etmek

,

altmda tutmuştu, Ancak daha sonra Bizans tarafından geri alman şehir I. Jus!inian

tarafından tahkirnlendi.rilınişti, Tire Oxford Diclioıınry of Byznıılirmr, ll, s. 1309.

» Amida veya Amid bugünkü Diyarbakır'ın eski adıdır. 349 yılında n. ·constantius

tarafından surlan yaptınlmışbr. Mezopotamya'nın Piskoposluk merkezi olan Amid Perslerle Bizans lmparatorlutu arasmda sık sık mücadele edilen bir şehirdi. Pers Hükümdan Kavad 502 yılında burayı zapt etmişti ancak 504 yılında şehir tekrar Bizans İmparatorlugu.nun hAkimiyeline girmiştir, Tire Oxford Diclioıınn; of Byznıılirmı, I, s. 77.

34 Tire Syrinc Oıro11icle Know11 ns Tlrnt of Znclınrinlı of Mityleııe, s. 227-229; Pigulevskaya, n.g.e., s. 163-164; Rus tarihçilere göre bu haberde bahsi geçen Antakya'ya saldıran

Hunlar "Sabirler"di, Pigulevskaya, n.g.e., s. 68; Artarnanov, n.g.e, s. 98; Zira 53l'de Bizans tarihçisi Procopius'un ifade etti~ üzere oldukça savaşçı bir. halk olan Sabir

Hunlarının Uç bin kişilik bir ordusu ki.ralanar!lk Bizans'la savaşmak üzere Kavad

tarafından oluşturulmuş Pers kuvvetlerine kablrnışlardı, Procopius of Caesarea, Histon;

of Tire Wnrs: Book I 17ıe Persinıı Wnr, trans. N. B. Dewing, B. I. XIV. 1, London 1914, s. 129.

35 Hüsrev Anuşi.rvan 531 yılında Kavad'm ölümünden sonra Pers tahbna çıkmış ve 579 yılına kadar İran'da hüküm sürmüştür, Geniş bilgi için bkz.: N. V. Pigulevskaya, A. YU.

(12)

244 Diuçer Koç

istemedi. O (Khosru) babasına kendisinden sonra onu tahta oturtmasını

tavsiye eden Rufinus'un arkadaşıydı. Kralın bundan haberi vardı ve bu yüzden Rufinus eger kencli ülkesinde onun huzuruna çakarsa, arzu etti~ banş u p a Kralın istediklerini kabul edeceğini taahhüt etti ve onu cesaretlendirdi.

Ve, bu nedenle Rufinus ve nazır Hermogenes on birinci yılda Khosru'ya elçi olarak gönderildi; Onlar Kralla uzun görüşmeler yaptılar. Rufinus o memlekette iyi biliniyordu; daha önce de birkaç defa arkadaşı Kavad'a elçi ola.rak gönderilmişti ve gitti~de kralliğırıın ileri gelenlerine ve Khosru'nun annesi Kraliçeye çokça hediyeler getirirdi; Khosru da onun arkadaşıydı çünkü Kavad'a kendisinden sonra onu kral yapmasını tavsiye ediyordu; öte yandan, annesi de iyileşmesin_den dolayı Tarmel tapınağının muhterem keşişi Musa'ya karşı kendini şükran;borçlu hissediyordu; bu nedenle oğlu Khosru'ya dürüstçe yalvardı, Kral Justi.nian'm elçileri Rufinus ve Hermogenes ile mesajlarının yanı sıra gönderdi~ albrun da hatınna Khosru banş yapb; ve ~arında yazili bir

anlaşma düzenlenerek imzalandı. Gökteki yıldızlar garip bir şekilde dans ederken görüldil; bunların hepsi on birinci yılın yazında oldu. Üçüncil yıla varıncaya !).adar bu barış alb veya yedi yılsi1rdü36.

XII. Kitabın VII. Bölümü

[ ... ] Dilleri Grekçe'ye benzeyen Ermeni diyarı Gurzan'da, Pers Kralına tabi Hıristiyan bir Prens vardır. Ermeni eliyarının kendilerine has dilleri olan inançlı ve vaftiz edilmiş insanların bulundugu Arran ilinde, Pers Kralına tabi Hıristiyan bir prens vardır. Kendi dilleri olan Sisagan'da inançlı insanlar da

vardır, elinsiz imansız insanlar da. Hazar Kapılarına ve denizirıe, Hunların topraklarındaki kapılara kadar uzanan ve onlarla birleşen kendi dilleri olan Bazgun yurdu var. Kapıların ardında kencli dilleri olan elinsiz ve barbar bir halk olan Bulgarlar var; bu halkın şehirleri var; ve Alanlar var, onların beş şehirleri vardır; ve Dadu (?) ırkından insanlar var, onlar dagtarda yaşarlar ve iyi korunan sığınaklan vardır; çadırlarda yaşayan Unnogur halkı var. Ogor, Sabir, Bulgar, Alan, Khorthrigor, Avar, Hasar, Dirmar (?), Sarurgur, Bagrasik, Khulas, Abdel, Ephthalite -bu on üç halk çadırlarda yaşar; sı~ eti, balık ve vahşi hayvanların etleriyle beslenirler ve silahlıdırlar; bu kabilelecin ötesinde pigrnelerin ve köpek adarnların yurdu vardır, onların kuzey babsında, tamamen kendi başlarına yaşayan, at sırtmda savaşan her biri tek memeli Amazonlar vardır; onların araJarında hiç erkek yoktur; ama çiftleşrnek

istedikJerinde, barışsever biçimde ülkeleri yakınındaki bir kabileye giderler, orada bir ay süreyle onlarla cinsi münasebete girerler ve kencli yurtlarına geri dönerler; çocuklan doğduğunda eğer erkekse onu öldürürler, kızsa onu sağ bırakarak büyütürler; ve böylece kencli türlerini devam etti.rirler. Onların yakınında yaşayan kabile de uzun boylu, koca kollu ve hacaklı Haruslar'dır;

bu adamların savaşacak silahlan yoktur ve kol-bacaklanrun büyüklüğünden dolayı atlar bunları taşıyamaz. Doğuda yine kuzey sınırına doğru başka siyah ırk vardJı37.

Yakubovskiy, t S. Petruşevskiy vd., İstoriyn İrn11n s Drevııetjşilı Vremeıı do Ko11tsn XVIIJ Vekn, Lenirıgrad 1958, s. 59-66.

36 T7ıe Syrinc Oıroıricle Kıımuıı as 11uıt ofZncluırinlı ofMityleııe, s. 230-231; Pigulevskay<~. n.g~ .• s.164.

37 11ıe Syrinc Oıroııicle Kııow11 ns 11ınt ofZndınrinlı of Mitylene, s. 328-329; Pigulevskaya, n.g.e., s.

165-166. Bu meşhur kayıtta VI. yüzyılın ortalannda Kafkasya'nın kuzeyinde adları

zikredilen Onogur, Sangur, Bulgar, Kutrigur, Avar ve Sabirler kökenieri Asya Hunlanna dayanan Türk boylanydı. Bu boylar Türkçenin bab lehçesini konuşuyorlardı, Bkz.: N. A

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun üzerine Sencer'den acil yardım isteyen Arslan Han bir süre sonra diğer oğlu Ahmed'in olaylan bastırması üzerine Sencer' e ha_ber gön- derip yardımına gerek

Medeniyet yarışını çöl yolculuğuna benzettiği Dıımıayalım adlı şiirinde Meh- met Akif Ersoy, medeniyet yarışında geri kalanın, ilerlemeyenin öldüğü ve sonsuza

Bu ülkede ilk başarılı akciğer naklinin gerçekleştirildiği Süreyyapaşa’da bugün akciğer nakli yapılmıyorsa, bu ülkede ilk başarılı retransplant akciğer

Bu nedenle, Anadolu Selçuklularının devamı olan Osmanlılar' ın toprak dizenlerinin kökenini araştırırk~n, Türkler'in İslamiyet'i kabul etmeden önceki dö-

Sivastopol önünde gemilerin Türk topunu attığı gün- leri bir daha yad ediyor, meşhur marşı birlikte mırıldanıyoruz, fakat gel gör ki daha dün bizim olan bu tarihi

Ve dervişandan bir kirnesne dahi Hankiihın meydanında ferraş olup de'b-i ma'rCıf üzre eda-i hizmet edip yevmi 2 akçe vazifeye mutasarnf ola ve zikrolunan Hankiihın

Buna göre tö- ren esnasında Eyüp Sultan Türbesi'nde, Edirnekapı dahilinde, Fatih Sul- tan Mehmed Türbesi'nde ve padişah Topkapı SaraJ]'na vardığında ol- mak üzere

~ah Mehmed' e verilmek 24 Ramazanti'l-rntibarek sene 989 Kamil Kepeci nr. Medrese-i Koca Ibrahim Pa~a der istanbul Medrese-i rnezbfue rniiderrisi olan ~ah Mehmed' e