• Sonuç bulunamadı

Y U N A N Ġ S T A N D A Y E N Ġ H Ü K Ü M E T ve A V R U P A B Ġ R L Ġ Ğ Ġ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Y U N A N Ġ S T A N D A Y E N Ġ H Ü K Ü M E T ve A V R U P A B Ġ R L Ġ Ğ Ġ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AVRUPA BİRLİĞİ TEMSİLCİLİĞİ BRÜKSEL

s

Yunanistan’da 25 Ocak, Pazar günü gerçekleşen erken genel seçimlerin ardından Syriza (Radikal Sol İttifakı), AB karşıtı söylemleriyle tanınan sağ parti Bağımsız Yunanlar (Independent Greeks) ile koalisyon hükümeti kurdu. Syriza lideri Alexis Tsipras Yunanistan’ın yeni Başbakanı. Son yıllarda yükselişte olan ve seçim öncesi tüm anketlerde lider konumunda olan aşırı sol parti Syriza oyların %36’sını alarak seçimlerin kazananı oldu. Geçtiğimiz dönemde koalisyon hükümetinin büyük ortağı, eski Başbakan Samaras’ın partisi Yeni Demokrasi ise oyların %28’ini aldı. Syriza’nın seçim kampanyasında ana mesajı kurtarma programları kapsamında Troika olarak adlandırılan AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) üçlüsü tarafından uygulanan kemer sıkma politikalarına son verilmesi gerektiğiydi. Borçların kısmen silinmesi ve yeniden yapılandırılması da Syriza’nın talepleri arasında.

Henüz krizin etkilerinin tam olarak üstesinden gelemeyen AB üye ülkeleri, AB’nin entegrasyonun derinleştirilmesi hedefine şüpheyle yaklaşan ve bu yıl genel seçimler için sandığa gidecek olan İngiltere, deflasyon ve büyüme oranlarında yavaş takip eden toparlanma sonucu hassas bir Euro Alanı, AB kurumlarının ve Almanya başta olmak üzere AB üye ülkelerinin Yunanistan’ın seçimler sonrası izleyeceği ekonomi politikalarını yakından izleyeceği anlamına geliyor. AB basınında geniş yer bulan Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan ayrılabileceği spekülasyonları gerçekçi bir beklenti olarak öne çıkmamakla birlikte, Yunanistan’ın kreditörleriyle başlatacağı olası müzakerelerin ne yönde şekilleneceği henüz net değil.

ECB’nin parasal genişleme programı uygulama kararı ise kısa vadede Syriza lideri Alexis Tsipras için çözüm oluşturmuyor. AB kurumları ve üye ülkeleri ise yeni Yunan Hükümeti’nin AB ve Euro Alanı üzerindeki etkilerine ilişkin olası senaryoları tartışmaya başladı.

Borç Krizinin Ardından Yunan Ekonomisi

Yunanistan Merkez Bankası Yunanistan’ı krize sürükleyen süreci ülkenin Euro Alanı’na katılımı sonrası benimsenen, tasarruf ve yatırımlara değil, tüketime dayanan büyüme modeli, yapısal reform ihtiyaçlarının göz ardı edilmesi ve Euro Alanı’nın üyesi olmanın gerekliliklerinin yerine getirilmemesi gibi bir seri unsurla açıklıyor. Bu dönemde kamu harcamalarında artışın kamu gelirlerinde aynı oranda artış sağlanamayacak kadar hızlı ve yüksek oranlarda gerçekleşmesi sonucunda Yunanistan’ın bütçe açığı ve kamu borcu rekor seviyelere ulaşmıştı. Küresel mali kriz 2008 yılında etkisini hissettirmeye başladığında Yunanistan’ın yüzleşmekte olduğu dengesizlikler ve yapısal sorunlar ülkenin hızla, içinden çıkılması zor derin bir krize sürüklenmesine sebep olmuştu. 2009 yılında George Papandreou göreve geldiğinde bütçe açığı Euro Alanı kuralları dâhilinde izin verilen orandan yaklaşık dört kat daha fazlaydı. 2010 yılının başlarına gelindiğinde ise Yunanistan bütçe açığını kendi finanse edememeye başladı. Takiben Euro Alanı ve IMF’ye mali yardım talebinde bulundu. Sonucunda Mayıs 2010’da kamu harcamalarında, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamda ve asgari ücrette kesintiler, kamu hizmetlerinde özelleştirmeler, sağlık ve sosyal hizmetler

Y U N A N Ġ S T A N ’ D A Y E N Ġ H Ü K Ü M E T v e

A V R U P A B Ġ R L Ġ Ğ Ġ

2 6 O c a k 2 0 1 5

D i l e k A y d ı n T S / B X L / 1 5 - 0 3

(2)

alanında reformlar öngören Ekonomik ve Mali Politikalar Memorandumu imzalandı. Böylece mali yardım karşılığında Troika tarafından gözetim ve değerlendirmeleri yürütülen ekonomi programı başlamış oldu.

Dört yıl sonrasında Yunanistan için uygulanan ikinci kurtarma paketinin beşinci ve son değerlendirmesi tamamlanmak üzere. Avrupa Yatırım Aracı çerçevesinde sağlanan yardım Şubat 2015’de tamamlanacak ve Avrupa İstikrar Mekanizması kapsamında yeni olasılıklar bu noktadan itibaren değerlendirilecek. Programın IMF tarafından yürütülen ayağı ise 2016’nın ikinci çeyreğine kadar sürecek. Troika tarafından yapılan resmi açıklamalar Yunanistan’ın bu zorlu süreçte ekonomik dengenin yeniden sağlanması yönünde önemli ilerleme sağladığına işaret ediyor. IMF’nin Mayıs 2014’de yayımlanan değerlendirmesine göre uzun yıllar sonra 2013 yılının sonunda birincil bütçe dengesi ve cari işlemler dengesi ilk kez artıya geçti. Altı yıllık derin ekonomik durgunluk döneminden sonra Yunan ekonomisi ilk kez 2014 yılında büyüme trendine dönüyor.

Öte yandan geçtiğimiz yıllarda uygulanan ekonomik programlar kapsamında öngörülen kemer sıkma politikalarının Yunanistan’da yol açtığı ekonomik, sosyal ve siyasi kriz de kritik boyutlara ulaştı. 2010 yılından bu yana Yunan ekonomisi %25 oranında küçülürken, bütçe kesintileri ve vergi artışları, gerçek ücretlerde

%30’a yakın azalma, sanayi üretiminde %35’e yakın düşüş, hala %26 oranında seyreden işsizlik oranları sosyal ve siyasi gerilimin artmasına yol açtı. Yaklaşık 3 milyon kişi yoksulluk sınırında veya yoksulluk sınırının altında bulunuyor. Özellikle %50 seviyelerinde takip eden gençler arasında işsizlik oranı ülkenin geleceğine yönelik endişe yaratan en önemli göstergeler arasında. 2010 yılında GSYH’nin %130’u oranında olan kamu borcu ise %175 oranına yükseldi.

Gerek iç gerek dış aktörler Yunanistan’ın önünde zorlu bir süreç olduğu ve kararlılıkla ele alınması gereken yapısal dönüşüm yolunda hızlı adımlar atılması gerektiği konusunda görüş birliği içinde. Ekonominin sürdürülebilir bir büyüme trendi yakalaması, üretimin ve istihdamın artırılması öncelikler arasında. Bu yönde izlenmesi gereken strateji ise yaklaşım farklılıklarına temel oluşturuyor.

Radikal Solun Yükselişi

Eski Başbakan Samaras da dâhil olmak üzere siyasi aktörler halkın talepleri doğrultusunda kemer sıkma politikalarının sürdürülemez olduğu konusunda bir süredir benzer görüşleri seslendiriyor. Bu konuda en radikal söyleme sahip olan lider ise Syriza’nın lideri, yeni Başbakan Alexis Tsipras idi. Syriza’nın Mayıs 2014 Yunanistan yerel seçimlerinden ikinci parti olarak çıkmasının ardından aynı ay Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde Yeni Demokrasi’ye karşı elde ettiği zafer, partinin ekonomik krizden bu yana istikrarlı yükselişinin en net göstergelerinden birini oluşturmuştu. AP seçim sonuçları derin ekonomik sorunlarla yüzleşen ülkelerde seçmen eğiliminde ana akım partilerden aşırı partilere doğru bir kayma yaşanması beklentisini doğrular nitelikteydi. AP’de Syriza 6 sandalye elde ederken Yeni Demokrasi 5 ve diğer koalisyon ortağı Pasok’un içinde bulunduğu Elia Birliği ise 2 sandalye elde etmişti.

Mayıs seçimlerinin esas endişe yaratan sonucu ise yerel seçimlerden ve AP seçimlerinden üçüncü parti olarak çıkan, AP’de 3 sandalye elde eden neo-nazi parti Altın Şafak’ın yükselişi olmuştu.

İlerleyen dönemde AP çatısı altında Avrupa Birleşik Solu/Kuzey Yeşil Solu (GUE/NGL) Grubu’nun AB Komisyonu Başkan adayı olarak kampanya yürüten Tsipras, genel seçim kampanyasında “Yunan

(3)

trajedisine” son vermeyi vaat etti. Yeni Başbakan bu yönde kurtarma programının yöneticileri Troika ile Yunanistan’ın borçlarının hafifletilmesi ve yeniden yapılandırılması, program şartlarında ek esneklik sağlanması üzerine müzakere masasına oturmayı planlıyor. Güney Avrupa ülkeleri ve Yunanistan için Avrupa Borç Konferansı gerçekleştirilmesi de Tsipras’ın somut önerileri arasında. Ayrıca Syriza’nın hazırladığı ulusal program kapsamında insani krizin ele alınması, ekonominin güçlendirilmesi ve vergi adaletinin sağlanması, istihdamın artırılması ve demokrasinin derinleştirilmesi için siyasi sistemde dönüşüm gerçekleştirilmesi olmak üzere dört temel başlık üzerinden öneriler de listeleniyor.

Syriza’nın Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan çıkmasıyla sonuçlanacak adımlar atarak Yunan ekonomisini büyük bir tehlikeye sürükleyeceği mesajı genel seçimlerde gerek ulusal düzeyde gerek AB düzeyinde partiye karşı yürütülen kampanyanın temel unsurunu oluşturmaktaydı. Öte yandan yapılan araştırmalar kemer sıkma politikaları sonucunda işsizlik ve yoksulluk tehdidiyle yüzleşen Yunan halkının Euro’ya desteğinin sona ermediğini gösteriyor. Nitekim özellikle seçime yaklaşılan günlerde Tsipras’ın AB’yi destekleyen bir parti olduklarına işaret eden söylemlerinde artış, partinin seçilmesiyle Tsipras’ın daha ılımlı bir politika izleyeceği şeklinde yorumlanmıştı. Syriza’nın radikal veya AB karşıtı olmayan gençler ve orta sınıftan aldığı oy oranı düşünüldüğünde de Euro Alanı’ndan çıkış gibi radikal ve tek taraflı adımlar atılması beklenmiyor. Ancak 2013 seçimlerine kadar sol partiler arasında bir ittifak olan ve 2013’te resmi olarak tek parti yapısına kavuşan Syriza’nın içinde de görüş birliği olduğunu söylemek mümkün değil. Partinin özellikle radikal kesiminin liderlerinin müzakere sürecinde Tsipras’ın atabileceği geri adımlara ve ılımlı politikalara sert bir muhalefet oluşturması bekleniyor. AB entegrasyonuna karşı duruşuyla tanınan Bağımsız Yunanlar Partisi ile kurulan koalisyon da, Syriza’nın radikal kesiminin taleplerinde yalnız kalmayacağına işaret ediyor. Tüm bu olasılıklar Tsipras’ın Troika ile yürütmeyi planladığı müzakerelerde pozisyonunu belirlemesini zorlaştıracak unsurlar arasında.

Euro Alanı’nın Geleceği

Yunan halkının Euro’ya devam etmekte olan desteği, Tsipras’ın söyleminde son dönemde değişiklikler ve hepsinin ötesinde olası Euro Alanı’ndan çıkışın orta ve uzun vadede Yunan ekonomisi üzerinde olumsuz etkileri temelinde Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan çıkışı yüksek bir olasılık olarak değerlendirilmiyor. Ancak Tsipras’ın zaferi Euro Alanı’nın ve genel olarak AB’nin geleceğine ilişkin önemli ipuçları taşıyor.

2015, son dönemde toparlanma sürecine girmiş olsa da ekonomik krizin etkileriyle sarsılan Ġspanya ve Portekiz’in yanı sıra AB üyeliğini referanduma taşıma ihtimalini değerlendiren Ġngiltere’de de genel seçim yılı.

İddialı bir çalışma programı ile göreve başlayan yeni AB Komisyonu ise AB içerisinde yeni yönetimin fark yaratacağını göstermek istiyor. AB Komisyonu bu yönde kamuoyu ile paylaştığı ilk çalışmalarda büyümeyi destekleyecek yatırımlara odaklanıyor. Yatırım Planı’nın önemli ayaklarından birini oluşturan Stratejik Yatırımlar

İçin Avrupa Fonu’nun (EFSI) oluşturulmasını ön gören yasa tasarısını takiben yayımlanan Ġstikrar ve Büyüme Paktı kapsamında öngörülen esneklikten en iyi şekilde faydalanılması üzerine tebliğ, yapısal reformların ve yatırımların (özellikle üye ülkelerin EFSI’ye katılım ve katkılarının) teşvik edilmesi için İstikrar ve Büyüme Paktı mali hedeflerine yönelik ek esneklik sağlıyor. Bu gibi adımlar AB Komisyonu’nun AB

(4)

içerisinde ekonomik büyümenin güçlendirilmesi için yeni bir anlayış benimseyeceğinin ilk işaretleri olarak okunuyor. ECB’nin Yunanistan seçimleri öncesi Almanya’nın desteklemediği parasal genişleme programını uygulayacağını duyurması da önümüzdeki dönemde AB içerisinde dengeleri belirleyecek önemli unsurlardan bir diğeri. Geçmişte ABD, Japonya ve İngiltere tarafından uygulanan ve farklı düzeylerde olumlu sonuçlar yaratan bu politika seçeneğinin, hali hazırda faiz oranlarının düşük olduğu AB ekonomisin sorunlarına çözüm yaratıp yaratmayacağı konusunda farklı görüşler hakim. Yunanistan ise ECB’ye olan mevcut borçları ve sürmekte olan kurtarma programının değerlendirmesinin de tamamlamış olması gerekliliği göz önünde bulundurularak Temmuz ayına kadar devlet tahvil alımları kapsamına giremeyecek.

2014’de ekonomik, sosyal ve siyasi boyutlarıyla AB’de değişimin kaçınılmaz olduğu görüşü büyük oranda kabul gördü. Tüm bu gelişmeler Yunanistan’da Euro Alanı için önemli sonuçları olacak yönetim değişikliğiyle başlayan 2015’in bu değişimin ne yönde olacağına dair belirleyici bir yıl olacağına işaret ediyor. Bu dönüşümün önemli gündem maddelerinden biri kemer sıkma politikalarının sorgulanması olacak. Kısa vadede mali disiplinin yeniden sağlanması için anlamlı bulunan kemer sıkma politikalarının, ekonominin yeniden güçlenmesine kaynak ve kronikleşen işsizlik sorununa cevap oluşturamayacağı görüşü önemli oranda kabul görüyor. Troika programları kapsamında olan AB üye ülkelerinde yaklaşmakta olan seçimler de göz önünde bulundurulduğunda konunun saydam ve açık bir tartışma ortamında değerlendirilmesi ve programlar kapsamında büyümeyi destekleyecek değişikliklere gidilmesinin yapıcı bir yaklaşım olacağı değerlendiriliyor. Bu gelişmeler ışığında AB yönetiminde ve Euro Alanı’nda önemli bir güce sahip olan ve Syriza yönetimine şüpheyle yaklaşan Almanya’nın katı tavrının değişim gösterip göstermeyeceği anahtar olacak.

Ġlk Değerlendirmeler

Alman dergisi Der Spiegel’in seçim öncesi yayımladığı makaleye göre Alman resmi temsilcilerinden gelen ilk sinyaller bu yönde bir değişim olmayacağı yönünde. Seçimler sonrası Alman Şansölyesi Angela Merkel’in sözcüsünden gelen ilk açıklamalar Yunanistan’ın yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği yönünde. Öte yandan Belçika Maliye Bakanı Parasal Birliğin kurallarına uyulması gerektiğini hatırlatmanın yanı sıra, belirli oranda esneklik sağlanabileceğini dile getirdi. Hollanda Maliye Bakanı ve Euro Alanı Başkanı Dijsselbloem ise borçların kısmen silinmesi görüşüne AB içerisinde yeterli destek olmadığını belirterek, kurallara uyulması gerektiğini hatırlattı. Ancak kurtarma programının uzatılmasının Euro Grup toplantısının gündeminde olduğunu ekledi. AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker ise mali disiplin vurgusu yaparak, AB Komisyonu’nun Yunanistan’ın ekonomik hedeflerine ulaşması yönünde destek sağlamaya devam edeceğini belirtti.

Resmi temsilcilerin açıklamaları temkinli olmakla birlikte Yunanistan seçimlerinin Yunanistan dâhil olmak üzere Euro Alanı ülkeleri ve AB’nin geleceği için bir fırsat olarak kullanılması gerektiği görüşü savunuluyor.

Bu yöndeki temel mesajlar şu şekilde:

Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan çıkışı Euro Alanı ve Yunanistan için olumlu sonuçlar doğurmayacak.

Borç krizinin patlak verdiği dönemde mali disiplin sağlanması yönünde olumlu sonuçlar doğuran kemer sıkma politikaları orta ve uzun vadede Yunan ekonomisinin sorunların cevap oluşturamamakta.

İstihdam artışı ve ekonomik büyüme için yeni alternatifler değerlendirilmeli.

(5)

Yeni Yunan Hükümeti yapısal dengesizliklerin ele alınması için iddialı bir yapısal reform gündemi ve eylem planı belirlemeli ve hızla uygulamaya başlamalı.

Troika temsilcileri Yunanistan ile ekonomi programı üzerine başlatılacak müzakerelerde yapıcı bir tutum sergileyerek, büyüme odaklı ek esneklikler sağlamalı. Bu görüşmelerde belirlenecek model, ekonomik durgunlukla yüzleşen diğer AB üye ülkeleri için de model oluşturacak şekilde değerlendirilmeli.

Yunanistan’da siyasi istikrar toplumsal kutuplaşma ve demokratik değerlere tehdit oluşturan Yeni Şafak gibi aşırı sağ partilerin yükselişine engel olmak adına önem taşıyor. Syriza – Bağımsız Yunanlar koalisyon hükümeti bu tehdidi göz önünde bulundurarak uygun adımlar atmalı.

TÜSİAD’ın üyesi olduğu Avrupa iş dünyası temsil kuruluşu BUSINESSEUROPE’un Genel Direktörü Markus Beyrer’in de seçimler sonrası yaptığı ilk açıklamada işaret ettiği temel ilkeler bu noktalarla uyum içerisinde.

Beyrer AB ortaklarını ve Yunan liderleri sorumluluk çerçevesinde hareket etmeye davet ediyor. Beyrer aynı zamanda yeni Başbakan Tsipras’ın kreditörlerine karşı Yunan Hükümeti tarafından kabul edilen yükümlülüklerine saygı göstereceği inancında olduklarını belirterek, Yunanistan’ın reform sürecine devam etmesi gerektiğini dile getiriyor. Beyrer ECB parasal genişleme programı kararının, düşük petrol fiyatlarının ve zayıf seyretmekte olan Euro’nun Yunanistan’ın ekonomik toparlanma sürecine ek destek sağlayabileceğine dikkat çekiyor.BUSINESSEUROPE Bağlantısı İçin

Alexis Tsipras seçimlerin Yunanistan kadar AB için de yeni bir dönemin başlangıcı anlamına geldiğini dile getirmişti. AB paydaşları kemer sıkma programlarını değerlendirmeye hazır görünmekle birlikte Troika’nın programlar kapsamında anahtar reform beklentileri ve borçların silinmesi konusunda geri adım atması beklenmiyor. Önümüzdeki dönemde Yunan Hükümeti’nin AB politikalarında dönüştürücü bir etki sağlayabilmesi Tsipras liderliğindeki Hükümetin gerçekçi, dengeli ve tutarlı bir politika izleyebilme kapasitesine bağlı olacak.

* * *

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğrenci yemekhane Sayısı: … Adet Öğrenci yemekhane Alanı: … m2 Öğrenci yemekhane Kapasitesi: … KiĢi Personel yemekhane Sayısı: … Adet Personel yemekhane Alanı: …

Sivil Havacılık ĠĢletmeciliği Bölümünde, hem birinci hem de ikinci öğretim lisans programı, Uçak Mühendisliği Bölümünde ise sadece birinci öğretim

Ahşap, alçı vb yüzeyler, mobilyalar, antik mobilya restorasyonları, pirinç veya bakır yüzeylerin dekorasyonu için ve dış cephe altındaki metal yüzeyler,

Nefret söylem son üç yıllık dönemde kamu yetk l ler tarafından doğrudan üret ld ğ nden, toplum ve kamu görevl ler tarafından LGBTİ+’lara yönel k şlenen nefret suçları

''Babam bütün sorumluluğu üzerine aldı.'' NOT: Ebeveynler çocuklarıyla birlikte kelime anlamının ne olduğu hakkında evde sohbet edip.. cümle

MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) – Sayın Öztürk’ün demek istediği Ģu: Artık iĢsizlik diye bir sorun var ve tabii ki bunun birçok nedeni var, Ģimdi hükûmet politikalarına

• Şubat ayı boyunca gerek üniversitede gerekse İstanbul ve diğer kentlerde düzenlenen gösterilerde çok sayıda kişi fiziksel şiddet kullanılarak gözaltına

Ayrıca ilk felsefeci Türk kadın olarak da kabul edilen Fatma Aliye Hanım, edebiyatımızda kadın haklarından ve kadın-erkek eşitliğinden ilk kez bahseden yazarımız