• Sonuç bulunamadı

ESKİ SU TESİSLERİNDE MENBA BAŞLARINA KONAN N İ Ş A N T A Ş L A RI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ESKİ SU TESİSLERİNDE MENBA BAŞLARINA KONAN N İ Ş A N T A Ş L A RI"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ESKİ SU TESİSLERİNDE

MENBA BAŞLARINA

KONAN

N İ Ş A N T A Ş L A R I

Yazan : Dr. SAADİ NİRVEN

Profesör Celâl Esat ARSEVEN'e Şekil 1

İstanbul'a su temini işi, bu güzel şehrin ilk kuruluş yıllarındanberi, en önemli mese-lelerden biri olmuş ve bilhassa Osmanlı sul-tanları zamanında yapılan bendler, havuzlar, akadükler, su terazileri, çeşme ve sebillerile bir su medeniyetini senbclize edebilecek bir hal iktisab etmiştir. Bu eserlerdeki süs ve tezyinat, sanatte güzellik mefhumunun be-yaz mermerlere oyularak nasıl manalaştırı-lıp şekilleştirildiğini ifade ederken, aynı za-manda o yüz yıllarda, Türklerin su ilminde-ki derin vukuflarını da bildirmektedir. Bu-rada ilk defa olarak, Türklerin su tesisleri sırasında bir yer almak üzere menba başla-rına konmuş nişan taşlarını bahis konusu etmek istiyoruz.

Türkler bir yere su getirmek istedikleri zaman bu işi geniş bir nizam ve kadro i-çinde organize etmiş oldukları görülür. Şe-hirdeki çeşme, sebil ve saire gibi hayrat-larının tesisi sırasında, kırların vadilerin boş tenhalıkları içinde süzülüp giden suları bir yol içine almadan evvel, suyun çıkış yerine mermer bir nişan taşı dikerlermiş. Bu su-retle hem suyun kimin tarafından şehirdeki hangi çeşmeye akıtıldığı öğrenildiği gibi, hem de menbaın civarını daima korumak ve suyun yerini kolayca tayin etmek kabil olur-muş. Nişan taşları şekillerinde de devrin üs-lûp ve tarzına uygunluk gösterilmiş, bazan bir dikdörtgen, bazan da yuvarlak silindir şekline gidilmiştir. İnce kokulu kır çiçekleri-nin, mavi dikenli otların birbirine karıştığı, garip ağaçların sınırlarında solmuş yeşillik-lerile, örselenmiş eski bir dekor gibi gölge-lendiği boş tarlalar içinde, asırlarca evvel di-kilmiş bu mermer taşlar günlerin gölgeleri, boşluğun sükûn ve rüyalarında, geçmişten silik bir hayal gibi duruyor. Kuzey rüzgârla-rının ince bir yeşil yosun tabakasıyla üzeri örtülmüş yazılarında hayrat sahiplerinin ha-lâ adları okunulabilen bu taşlar, denizlerin sahillerin kumları üzerinden çekilişlerinde bıraktıkları çakıl taşları gibi. Zaman onları

o ezeli huzur ve sükûna terk edip geçip git-miş.

İstanbul'un kuzey rüzgârlarının tatlı esin-tileri içinde taze renklerle parıldayan kırla-rında dolaşırken rastladığımız bu mermer taşlardan birinin kitabesini okuyoruz (No. 1).

Fatih Yemen Gazi Siııaıı Paşanın Irğat Pazarında sebilin maı lezizi rnenbaıdır

Taşın altı kırık tarih okunamıyor. 156° da Yemen isyanını bastırarak Yemen fatihi olarak şöhretlenen ve beş defa Sadırazam olan koca Sinan Paşanın İstanbul'daki sebi-linin suyunun menbaı burası olduğu an-laşılıyor. Buraların adı eski kayıtlarda De-mir kapı diye geçer. Topkapı dışında Sağ-macılar köyünün arazisi, şimdiki adı Altın tepsi.. Su vaktile Fatih suyunun ana yolu-na bağlı bir katma su imiş.

Diğer bir başka nişan' taşına şehirden ol-dukça uzak bir yerde Atış okulunun yolu civarında, eskiden Ermeni mekânı denilen beş taialar içinde buluyoruz. Yuvarlak mermer taşı üzerinde (No. 2)

Hasbenellah

İ'dyiiz aitmiş bsş senesinde Fetva Emini Ahmed Efendinin

Aî pszarı başında b:sa eylediği çsşmenin

fnıyusııdur

vaz'lı. Fatih suyunun katmalarından olan bu su da şehirde Hacı Muhittin mahallesin-de, Tetemmeler sokağında, Fetva Emini Ah-med Efendinin çeşmesinden akarmış.

Şehirden daha uzaklaşınca, Halkalı su-larının toplandığı tarihi Cicoz çiftliği hara-belerinden kalıntılar civarında, başka bir işaret taşına rastlanılıyor. Toprak üstünden bir buçuk metre yüksekliğinde ve kırk

san-tim genişliğinde olan bu taşın üzerinde, (No. 3)

Asıtanei saadette Nuri dede Mahallesinde Bakizade Elhaç İsmail Efendinin müceddeten bina eylediği çeşmenin rnenbaıdır

sene 1177

yazılı. Bu iki yüz senelik taşta, Fatih Sultan Mehmed vakfından Turunçluk su yoluna bağlı bir katma suyuna ait. Baki zade bu suya, İstanbul'da Yüksek Kaldırım semtin-de Nuri semtin-desemtin-de mahallesinsemtin-de Topkapı soka-ğında bir mermer çeşme yaptırmış. Güneşin altında, kırların nereden estiği his edilme-yen esintileri içinde dolaşırken Kirazlı köy civarında boş tarlalar içinde başka bir men-ba taşı görüyoruz. Bundan bir buçuk asır evvel, II. Sultan Mahmud Topkapı sarayı için Beylik suyu adı altında eski Aypah bu günkü Kirazlı köy civarındaki müteaddit

j

(2)

3 4

kaynaklardan toplanan suları şehre isale et-tirmişti. Bunların eski Kalfa köyü civarın-da ve köyün kısmen kuzey cihetinde ekin tarlaları içinde bir nişan taşı kalmış. Taşın hususiyeti üzerinde II. Sultan Mahmud'un Adli yazılı tuvrasını taşıması (No. 4). 236 tarihinin altında,

Menbaı evvel Sarayı Hümayun

işlenmiş. Köyün içinde Halkalı sularından Siileymaniye sularına ait bir su deposuyla bunun yakınında geniş yalağına şakır şakır sular akan büyük bir çeşme bulunuyor. Mus-luğunun üzerinde «Cennet mekan Sultan Süleyman Han hazretlerinin çeşmesidir» ya-zılı. Kitabenin yanında motifli bir taş, za-manın elinden, bütün çevresini süsleyenler-den yalnız arta kalabilmiş (No. 5).

Şehre dönerken yolumuzun üzerinde, dört köşe şeklile diğerlerinden ayrılan başka bi-rini görüyoruz. Edirnekapı, Arnavutköy Yassıviran asfalt yolunun atış alanı köyü ve okula ayrılan yol ile cimri deresinin baş-langıç noktası arasına tesadüf eden kısmın-da ve asfalt yol kenarınkısmın-da bulunan, evvel-ce Mihrimah sultan suyuna, sonradan kış-lalara tahsis edilen Devecioğlu maslağı su-yu adıyla anılan maslağa gelen susu-yun işa-ret taşı. Üzerinde güzel bir yazı okunuyor, (No. 6)

İstanbul

Ycîurda Zincirli kuyu civarında vaki

r "ıibiil hayrat

Nişancı cedîd Mehmed P?«anın Kuyuları menbaı

Artık adetleri çok azalmış bu menba taşları

arasına «İstanbul'da Fatih II. Sultan Meh-med devri Türk su Meh-medeniyetinde bir neb-ze bahis ettiğim Mahmut Paşa suyu katma-larından Gürcü Mehmed Paşa suyu nişan taşıyla bir kaç tanesini daha koymak belki mümkün.

Bütün bu nişan taşları kimsesiz kırlarda, sürülmüş ıslak tarlalarda menekşe rengine boyanan gölgeler üzerinde soluk sarı yal-dızlı ışık parçalarının titreştiği akşam sa-atlerinde, altlarından süzülüp künklerinde toplanan sulardan sızıyormuş zannını veren renklerle daha beyazlaşan, hayal ve gölge aleminden bakı kalan son hikayeciler gibi. Birbirinin peşinden akıp gitmiş mevsimler, üzerlerindeki hatlarını, yazılarını ince yo-sunlarla örtmeğe uğraşırken her şey onları toprağa doğru itmekte. Ne yazık ki zaman-dan daha kuvvetli bir çok sebebler, geçmi-şin bir su sanatinin bu taştan şahitlerini de daha çabuk yok etmekte.

Referanslar

Benzer Belgeler

Miken veya Girid vazolarını süsleyen, ahtapot- ların, mercan balıklarının Lys ve Crocus'ların Dipy- lon'un büyük Pythoi'larmı donatan hendesî motifler ekseriya güzel renkleri

Sarf edilecek meblâğlar yoldan istifade derecesine bağlanınca da varidatın yolların artmasile mütenasip o- larak artması için bu paraların yollardan daha çok vesa-

Şehirin ol- dukça kalabalık bir kavuşak noktasında yapılan bu bina şakulî iskân prensiplerine uygun bir misal teşkil etmektedir..

Vücutlarla birlikte mahfolup gidecektir.» O zamanlar bu hamamı g ö r d ü ğ ü m vakit, henüz Türkiye hakkında hiç bir şey bilmiyordum, fakat her halde Kanuni Süleyman

Burada Türkiye'den çok değişik olan birşey daha var.. Otomobil veya otobüsler asla korna çalmıyorlar, galiba herkes yapacağı işi o kadar iyi biliyor ki buna hacet

Bu sistemin çok iyi işlediğinin en büyük delili İngil- tersde ki mahallî idarelerin vatandaşlar için evler, mektepler, hastaneler, sıhhat merkezleri, yollar, ve tedris

Yapılacak işin ehemmiyetine göre işçi araştınl- ması ve istenilen evsaftakilerin bulunması, bir inşaat şantiye teşkilâtı için pek de kolay bir şey değildir.. Bilhassa

Şartnamede, nazarı dikkatimizi çeken birkaç noktayı bu münasebetle zikretmek istiyoruz.. Memleketimizde jüri azalıklarına icabeden ehemmiyeti vermemiz