• Sonuç bulunamadı

DENTAL TRAVMALAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DENTAL TRAVMALAR"

Copied!
84
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DENTAL TRAVMALAR

Prof.Dr.Serap ÇETİNER

(2)

Gelişmekte Olan Dişlerde Yaralanmalar

Küçük bir çocukta dişlerin yaralanmasının renklenme, malformasyon veya kayıba yol açan ciddi ve uzun süreli sonuçları olabilir.

Bu nedenle çocukları tedavi eden hekimler için;

1)Travmatik yaralanmaların tedavi teknikleri hakkında bilgili olmak

2)Tedavi edebilmek için mesai saatlerinde ve sonrasında ulaşılabilir olmak önemlidir.

(3)

Süt Dişlenmede Travmanın Etiyolojisi Ve Epidemiyolojisi

Süt dişlenmede en sık yaralanan diş maksiller kesicilerdir.

(4)

Küçük çocuklarda kemiğin spongioz

yapısından ve daha düşük kök/kron boyu oranına sahip olmaları nedeniyle

lüksasyon yaralanmaları kırıklardan daha sıktır.

(5)

5 yaş itibariyle erkeklerin 1/3’i ve kızların ¼’i dişlerinden

yaralanmışlardır.

En çok yaralanmalar çocukların hareket kabiliyetlerinin geliştiği 2-4 yaş arasında olur.

(6)

Sınıf II maloklüzyonlarında olduğu gibi, protrüze keserleri olan çocuklar normal overjetli çocuklara göre 2-3 kez daha

fazla travma olasılığına sahiptirler.

(7)

Küçük çocuklarda dental

yaralanmalarının diğer bir nedeni trafik kazalarıdır.

(8)

Kronik nöbet rahatsızlığı olan

çocuklarda dental travma sıklığı artar.

Bu yüksek riskli çocuklar koyucu

headgear takar ve bu çocuklara özel ağız koruyucuların yapılması endikedir.

(9)
(10)
(11)

Küçük çocuklarda diğer bir ciddi dental yaralanma nedeni çocuk istismarıdır.

(12)

ANAMNEZ

1.Hastanın adı,yaşı,cinsiyeti sorulur.Apeksi

kapanmamış genç sürekli dişlerde,uygulanacak tedavi pulpanın korunabilmesi ve apeksin

kapanmasının sağlanması açısından önemlidir.

2.Yaralanmanın zamanı kaydedilir.Örnegin avülse dişlerde geçen süre son derece önemlidir.

3.Travmanın meydana geldiği yer tetanoz proflaksisi açısından önemli olabilir.

(13)

4.Nasıl meydana geldiği direkt veya indirekt oluşu yaralanmanın tipini belirleyebilir.

5.Daha önceden tedavi yapılıp yapılmadığı sorulur.

6.Hastanın daha önce bir travma geçirip geçirmediği öğrenilir.Daha önce geçirilen travmalar nedeniyle pulpanın vitalitesi

veya dokuların iyileşme kapasitesi etkilenmiş olabilir.

(14)

7.Hastanın genel sağlık durumu

kaydedilmelidir.Alerjik reaksiyonlar,epilepsi veya hemofili gibi hastanın genel sağlığı ile ilgili bilgiler alınır.

8.Travma sırasında veya sonrasında

amnezi,baygınlık,kusma ve baş ağrısı gibi

durumların ortaya çıkıp çıkmadığı sorulur.Bu tip bulgular hastada beyin ile ilgili sorunları akla getirebilir.Böyle bir durumda acilen

önlem alınarak hasta muayene ve gözlem için bir hastaneye yönlendirilir.

(15)

9.Dişlerde spontan ağrı olup olmadığı sorulur.Spontan ağrılar dişin destek

dokularında veya pulpadaki hasarı göstermesi açısından önemlidir.

10.Sıcak-soğuk,tatlı-ekşi gıdalara duyarlı olup olmadığı sorulur.

11.Dişlerin dokunma sırasında duyarlılığına bakılır.

(16)

KLİNİK MUAYENE

1.Öncelikle ağız dışı yaralanmalar

incelenir.Yüz iskeletinin palpasyonu yüz kemiklerinin ve çene kemiklerinin

kırıklarından şüphelenmek açısından önemlidir.

2.Ağız mukozası ve dişeti yaralanmaları

önemlidir.Dudakta oluşan yaralar,dişten kopan parçanın dudak içine gömülmesinin bir işareti olabilir.Dudakta görülen yaralanmalarda

dudaktan alınan bir periapikal radyografi ile böyle bir durum varsa tespit edilir ve cerrahi olarak parça çıkarılır.

(17)

3.Yaralanan diş üzerindeki artıklar

temizlenerek dişte oluşması muhtemel mine çatlakları ünitin ışık demetinin dişin vertikal aksına paralel tutulması ile gözlenerek tespit edilir.

Ayrıca,dişte bir kron kırığı varsa,kırık

çizgisinin mine veya dentinde mi oldugu,kırık nedeniyle pulpanın açılıp açılmadığı tespit

edilir.Kırık çizgisinin yeri tedavi açısından önemlidir.Kırık hattındaki dentin dokusunun pulpayı çok ince örttüğü durumlarda pulpa pembe renkli olarak görülür.Böyle

durumlarda sondla muayene

yapılmamalıdır,aksi halde pulpada perforasyon oluşturma riski vardır.

(18)

4.Klinik muayenede travmaya uğrayan dişin rengi tespit edilerek daha sonraki

değişikliklerle karşılaştırılır.

5.Okluzyonun muayenesinde dişlerdeki yer değiştirmeler tespit edilir.Okluzyondaki

anormallikler alveol ve çenedeki kırıklara da işaret eder.

6.Dişler tek tek mobilite açısından horizontal ve aksiyal yönde muayene edilmelidir.Tek dişin

muayenesinde komşu dişlerin birlikte mobilite göstermeleri alveol kırıklarına da işaret etmesi açısından önemlidir.Kök kırıklarının

lokalizasyonuna göre dişte lüksasyon

görülür.Kök kırığının mobilitesi kırık hattı krona yaklaştıkça artar.

(19)

7.Perküsyona duyarlılık periodontal liflerdeki yaralanmalara işaret eder. Perküsyon

muayenesine öncelikle sağlam dişlerden

başlanır. Küçük çocuklarda sondlama yerine parmak basıncıyla kontrol etmek daha az

ürkütücüdür.

(20)

8.Pulpa Testleri :

A)Mekanik stimulasyonlar

B)Termal testler

C)Vitalometre ile elektrik akımı uygulamaları

(21)

RADYOLOJİK MUAYENE

Yaralanmalar en sık üst kesiciler bölgesinde oldugu için dislokasyonun boyutunu ve kök

kırıklarını tayin etmek için 3 farklı açıdan film almak gerekir.2 film orta ve yan keserlerin

ortasından geçen ışın ile 3.film ise santral

ışının 2 orta keserin arasına verilmesiyle elde edilir.böylece dislokasyonlar ve kök kırıkları ortaya çıkar.

Okluzal filmler de dişlerdeki dislokasyonların görülmesinde yardımcı olurlar.

Bu durumlarda ekstraoral radyografilerden de yararlanılır.Özellikle çenelerdeki kırıkların

tespitinde gereklidir.

(22)

Diş yaralanmalarının sınıflandırılması

Diş kırıkları kron, kök veya her ikisini birden kapsayabilir.

(23)

Kron fraktürleri mine ile sınırlı olabilir, dentini kapsayabilir veya pulpayı

kapsayabilir. Pulpa yaralanması acil tedavi gerektiren ve en komplike olanıdır.

(24)

Mineyi içeren kron kırıkları: Acil durum vakalarından değildir.

Mine- dentini içeren kron kırıkları:

Medikaman kalsiyum hidroksit, geçici dolgu çinko oksit öjenol

Kron kırıkları

(25)

Mine- dentin ve pulpayı içeren kırıklar:

pulpa kapaklaması veya kalsiyum hidroksit ile parsiyel amputasyon/ kanal tedavisi

Ranalli, 2002

(26)

Apikal kök kırıkları: Ağrılı ve mobil değildirler.

Orta bölge kök kırıkları: Perküsyona veya hastanın ısırırken dişe uyguladığı basınca karşı hassasiyet vardır. Diş mobil olabilir.

Kök kırıkları:

(27)

Servikal kök kırıkları: Kök kanal tedavisi, periodontal kron boyu uzatma, ortodontik ekstrüzyon ve post-core kron gibi kapsamlı tedaviler gerekebilmektedir

(28)

Süt dişinde en yaygın yaralanma tipi

lüksasyon yaralanmasıdır. Bu yaralanmalar

periodontal ligament ve alveol kemiğine zarar verir. Periodontal ligament dişi soketinde

destekleyen fizyolojik hamaktır. Tüm

lüksasyon yaralanmalarında dişin vitalitesini korumak esastır.

(29)

Çeşitli tipte lüksasyon yaralanmaları vardır:

1) Konküzyon (sadme): diş ısırma basıncı ve perküsyona karşı duyarlı olacak şekilde

iltihaplıdır. Diş mobil değildir.

(30)
(31)

Sadme tedavisi:

Dişler

yaralanmadan kısa bir süre sonra

muayene edilirse, gingival yarıkta kanama belirtileri görülebilir. 2 hafta boyunca yumuşak diyetle beslenmesi gerekir ve oral

hijyene dikkat etmesi önerilir.

(32)

2) Sublüksasyon:

Diş gevşemiştir ama soketinden çıkmamıştır.

Periodontal

aralıkta genişleme olur.

(33)
(34)

Sublüksasyon tedavisi:

Hasta 2 hafta

boyunca yumuşak besinlerle

beslenmeli, oral hijyene dikkat

etmeli, gerekirse dişler

splintlenmelidir.

Konküzyon ve sublüksasyon

durumunda dişlerde hafif renklenmeler olabilir.

(35)

3)İntrüzyon:Diş soketine doğru girmiştir. Bu

periodontal ligamenti sıkıştırır ve kök yüzeyi mobilitede azalmayla sonuçlanacak şekilde sıkıca alveolar kemiğe basınç yapar.

Perküsyonda metalik bir ses oluşur. Ödeme veya hemorajiye bağlı sıklıkla şiş bir üst dudak

gözlenebilir.

(36)
(37)

İntrüzyon tedavisi:

Süt dişinin kökü daimi dişin labial yüzeyine yakındır. Süt dişinin kökü daimi dişin kronuna doğru itilmişse, gelişmekte olan diş germine zarar verebilir. Süt dişinin çekilmesi,

basıncı kaldırabilir ve zararı en aza indirgeyebilir. Bu nedenle

yaralanmadan sonra, süt dişinin kökünün daimi dişe temas edip

etmediği belirlenmelidir. Daimi dişi riske sokmayan intrüze dişler

kendiliğinden tekrar sürmesi için

bırakılabilinir. Tekrar sürme 2-3 hafta içinde başlar ama 6 aydan daha fazla da gecikebilir. Böyle bir durumda

ortodontik ekstrüzyon işlemi bir alternatiftir.

(38)

4)Ekstrüzyon: Dişin soketinden merkezi bir dislokasyonudur.

Genellikle periodontal ligament bu

yaralanmada yırtılır.

(39)

Ekstrüziv lüksasyon: Ekstrüze olmuş diş parmak ucu basıncı kullanılarak nazikçe yerine yerleştirilir. Lokal anezteziye gerek yoktur.

(40)
(41)

ekstrüzyon

(42)

Sol üst

maksiller kesicinin sublüksasy onu ve

komşu

kesicinin hafif

ekstrüzyon u

Her iki dişin periodontal ligamentlerinde genişlemeyi gösteren radyografi

(43)

5)Lateral

lüksasyon: Diş labial, lingual

veya laterale yer değiştirir.

Periodontal

ligament yırtılır ve destekleyen alveoler kemikte ezilme veya

kırılma olur.

(44)
(45)

Lateral lüksasyon

(46)

Ekstrüzyon ve lateral lüksasyon tedavisi:

Her ikisinde de dişin mobilitesinde artış ve perküsyon hassasiyeti vardır. Dişin etrafında kanal belirtileri görülebilir. Periodontal

ligamentte genişleme göstericektir. Diş alveoler soketten daha fazla dışarı çıktıkça, kan desteğinin bozulması ve pulpa nekrozu gelişme şansı daha çok artacaktır.

Ekstrüzon lateral lüksasyona benzer; bu nedenle her iki tip yaralanmada da yaklaşım benzer

olmalıdır. Lingual lüksasyonda dişin apeksi ile

labial kemik plağının kırılmasına bağlı üst dudak çoğu kez hemoroji belirtileri ile şişmiştir. Lükse diş etkilenmemiş komşu diş ile karşılaştırıldığında kısalmış ve daha opak bir görüntü verir. Bu

yüzden intrüzyon ile ayırt etmek zordur.

(47)

Ekstrüzyon ve lateral lüksasyon tedavisi:

Altındaki daimi dişin zarar görme

potansiyali nedeniyle şiddetli lüksasyonu olan süt dişlerinin çekimi tavsiye edilir.

Ancak diş korunmak isteniyorsa çocuk yaralanmadan kısa süre sonra ve

koagülüm oluşmadan önce görülebilirse diş yeniden konumlandırılabilir. Sonra diş 7-14 gün için splintlenmelidir ve şiddetli lüksasyon vakalarında pulpa kan

desteğinin kesilmesinden dolayı kanal tedavisi endikedir.

(48)

Ekstrüzyon ve lateral lüksasyon tedavisi:

Açık kapanış vakalarında dilin fonksiyonel kuvveti kronu labial bir konuma itebilir.

Yaralanmadan birkaç saat sonra kan pıhtısı oluştuktan sonra ve ciddi labial kemik kırığı vakalarında lükse dişin çekimi endikedir.

(49)

6) Avülsiyon: Diş tamamen

alveolden çıkar.

Periodontal

ligament yaralıdır ve alveol fraktüre olabilir.

(50)

Avülsiyon vakaları, en erken zamanda müdahale edilmesi gereken acil travma

vakalarındandır.

Avülsiyonlar:

Andreasen, 2002

(51)

30 dakika içinde replante edilmeli

Acil müdahale

Fuss, 1985 Chamorro, 2008

(52)

Kataryzna, 2010

(53)

Tüm spor kulüplerinde, spor salonlarında,

yüzme havuzlarında ve sahalarda dental

travmalarda ilk yardımı açıklayan posterler

bulunmalıdır. Dental Travmatoloji Birliği’nin yürüttüğü kampanyada bir çok dili kapsayan,

‘Save Your Tooth’

(Dişini Kurtar) isimli posterin oluşturulması güzel bir örnek

olmuştur

Kataryzna, 2010

(54)
(55)
(56)

Avülsiyon

(57)

Süt dişi Avülsiyon tedavisi:

Süt dişi avülsiyonu küçük çocuklarda dental travmanın yaygın bir sonucudur. Süt kesici avülsiyonu olan vakaların yaklaşık %75’inde gelişen daimi diş zarar görür..

Kökün sokete geri yerleştirmesi sırasında daimi diş zarar görebileceğinden yerinden çıkmış süt dişi reimplante edilmez!!!!!!!!

(58)

Diş sert dokularının yaralanması:

Pulpanın açığa çıkmadığı mine ve dentin çatlakları ve fraktürleri:

Süt dişlerinde dentinin açığa çıktığı

kırıkların bile sağlığa zararlı etkisi olmadığına ve kapatılmasına gerek olmadığına inanılır.

Daha büyük kırık vakalarında, estetiği

sağlamak için tedavi sıklıkla endikedir. Strip kronlar, prefabrik estetik kronlar ve openface çelik kronların kullanımı düşünülmüştür.

(59)

A)Paslanmaz çelik kron , B)open-face çelik kron, C),D) sınıf III amalgam

(60)

Eğer çocuğun yaşı ve davranışları nedeniyle kron restorasyonundan kaçınılmaya karar

verilmişse, kırık hattındaki keskin bölgeler dil ve dudaklarda irritasyonu önlemek için

abreziv disklerle yumuşatılabilir.

(61)
(62)

Pulpanın açığa çıktığı mine ve dentin fraktürleri:

Süt dişlerinde pulpanın açığa çıktığı kron kırıkları için;

1) Amputasyon 2) Kanal tedavisi 3) Çekim

Pulpa dokusu canlıysa servikal amputasyon yapılabilinir.

(63)

Pulpa ekspozisyonu bazen gözden

kaçar, dolayısıyla pulpa enfekte olur.

Bunu takiben şişme veya fistül oluşur.

Şiddetli iltihabik kök rezorpsiyonu olursa veya alttaki daimi diş

tomurcuğunun folikülünde iltihap

olursa, diş mümkün olduğunca çabuk çekilmelidir. Eğer iltihabi eksternal kök rezorpsiyonu yoksa, pulpektomi ile diş kurtarılmaya çalışılır.

Enfekte ve kanal tedavisi görmüş süt kesicilerinin altındaki daimi

kesicilerde hafif mine defektleri görülebilir.

(64)
(65)

Kron-kök fraktürleri:

Hem kron hem de kökün dahil olduğu süt dişi yaralanmaları nadirdir. Dişler, bir ana parçanın yerinde kaldığı ve diğer parçanın periodontal fibrillerin yaralanmasına bağlı olarak gevşek hale geldiği iki veya daha

fazla parçaya ayrılırlar.

Pulpanın açığa çıkıp çıkmadığını belirlemek için iki parça ayrılmalıdır. Esas parçada

ortaya çıkmış dentini gözlemlemek için gevşek parça çıkarılmalıdır. Bu tür

kırıklarda tedavi; amputasyondur. Eğer kırık periodontal cep oluşturacak şekilde alveol içine doğru derine gidiyorsa her iki parça çekilmelidir.

(66)

Palatal parça mobil ve sadece gingival fibrillerle tutuluyor.

(67)

Kök fraktürleri:

Kök kırıkları süt dişlerinde nadirdir. Diş hafif mobilite ve perküsyonda hassasiyet gösterir. Eğer koronal parça kökün apikal kısmından uzağa itilmişse, oklüzyonu

engeller. Bu durumda koronal parça çekilmelidir.

Apikal parçanın çekilmesinden

kaçınılmalıdır, çünkü böyle bir girişim altta gelişen daimi dişe zarar verebilir. Bu apikal parçalar, dişin yer değiştirmesinin fizyolojik sürecinin bir parçası olarak çoğunlukla

rezorbe olurlar. Çocuğun oklüzyonu

etkilenmemişse (açık kapanışı olanlar) diş tedavi edilmeden bırakılabilir.

(68)

Maksiller santral

kesicide kök fraktürü Koronal parçaları

çekildikten sonra kesicilerin apikal parçaları

(69)

Çene ucu yaralanmaları:

Simfizis, mental ve subkondiler alanlarda mandibula kırığı olabilir. Bu yaralanmalar servikal spina kırıkları ile birlikte

ilişkilendirilmiştir.

Çene ucu yaralanmaları mandibular dişlerin maksiller karşıtları ile aniden kuvvetli bir şekilde kapanmasına yol

açabilir. Sonuç olarak posterior dişlerde

küçük mine kırıkları, dentinin açığa çıktığı kırıklar, pulpanın açığa çıktığı veya

çıkmadığı kron-kök kırıkları ve periodontal ligament yaralanmaları dahildir.

(70)

Çene ucuna travma nedeniyle bir bebekte mandibula kırığı

(71)

Diş travmasında patolojik sekel

1) Geri dönüşümlü pulpitis

2) Periodontal ligament enfeksiyonu 3) Geri dönüşümsüz pulpitis

4) Pulpa nekroz ve enfeksiyonu 5) Koronal renklenme

6) İnflamatuar rezorpsiyon 7) Replasman rezorpsiyonu 8) Pulpa kanalı obliterasyonu

(72)

1) Geri dönüşümlü pulpitis:

Pulpanın travmaya ilk cevabı

pulpitistir. Geri dönüşümlü pulpitisi olan dişlerde, periodontal ligament iltihaplı ise perküsyona duyarlı

olabilir(örneğin; lüksasyon yaralanması).

(73)

2) Periodontal ligament enfeksiyonu:

Lüksasyon yaralanmasında,

periodontal ligamenti enfekte edecek şekilde kök boyunca

mikroorganizmaların invazyonuna izin verdiğinde, periodontal ligament

enfekte olur. Alveoler kemik desteği kaybı periapikal radyografi üzerine görülebilir. Bu durum desteleyici dokuların iyileşme potansiyelini azaltır. Gingival yarıktan püğ

eksudasyonu ve diş mobilitesindeki artış dişin çekimini gerektirir.

(74)

Ataşman enfeksiyonu, kökün medial yüzeyinde

alveolar kemik kaybıyla sonuçlanmış(sol maksiller kesicide).

(75)

3) Geri dönüşümsüz pulpitis:

Geri dönüşümsüz pulpitis akut veya

kronik, parsiyel veya total olabilir. Pulpa iltihabına eşlik eden eksuda açılamazsa, diş yaralanmasını takiben akut, geri

dönüşümsüz pulpitis ağrılı olabilir.

Ancak, çocuklarda iltihabi eksuda açılır ve pulpitis kronik, ağrısız bir duruma geçer.

(76)

4) Pulpa nekroz ve enfeksiyonu:

Pulpanın açıldığı kron faktürü vakalarında ve lüksasyon

yaralanmalarındaki iskemi, pulpanın nekrozu ile sonuçlanabilinir. Ancak

tüm lüksasyon yaralanmaları nekrotik pulpa ile sonuçlanmaz. Şaşırtıcı bir

şekilde intrüze olan süt dişleri, daimi dişlerin aksine pulpa vitalitelerini

korurlar. Ekspoze pulpalı tedavi

edilmemiş dişlerin şişmesi veya fistül geliştirmesi beklenirken, avasküler nekrozlu dişler klinik ve radyografik olarak asemptomatik kalabilirler.

(77)

Nekrotik anterior dişlerde, granülom veya kist periapikal radyografilerde barizdir. İlave olarak ilgili dişin apeks seviyesinde klinik olarak bir parulis (dişeti apsesi) görülür.

Kronik nekrotik pulpalı süt anterior dişlerin tedavisi; gelişmekte olan daimi diş germlerine zarar verme potansiyeli nedeniyle bu dişlerin çekimi endikedir.

Genel olarak kök yapısında büyük kayıp olan,

ilerlemiş internal ve eksternal rezorpsiyon bulunan veya alttaki diş germini içeren periapikal

enfeksiyonlu süt dişlerinde pulpektomi kontrendikedir.

(78)

KORONAL RENKLENME

Normal renkte travmatize diş çok nadir

periapikal inflamasyon gösterir.Travmadan

hemen sonra gözlenen gri ton açılabilir ve diş normal rengini alabilir.Bu dişler herhangi bir periodontal patoloji ve enfeksiyon belirtisi

göstermeden normal eksfoliasyon zamanında düşebilir ancak grimsi renk kalırsa,nekrozdan şüphelenilir ve diş başlangıçta 1. ve 2.

aylarda olmak üzere daha sonra 6.ve 12.

aylarda takip edilir.

(79)

Renk çeşitleri geleneksel olarak 3 ana gruba ayrılır:

Pembe – kırmızı

Sarı

Gri-kahverengi-siyah

Yaralanmadan kısa süre sonra gözlenen pembe renklenme intrapulpal hemorojiyi temsil

edebilir.

Yaralanmadan uzun süre sonra dikkati çeken kırmızımsı ton çoğunlukla pulpa odasının

internal rezorpsiyonuna bağlıdır.

Hemoroji sonunda çözülüp

kaybolurken,rezorpsiyon süreci devam eder ve kronun erken kaybıyla sonuçlanır.

(80)

Süt dişlerinin sarı renklenmesi,dentin kalın ve pulpa odası normalden daha dar oldugu

zaman görülebilir.Bu durum pulpa kanalı obliterasyonu olarak adlandırılır.PKO

patolojik bir süreç olmakla birlikte bilinen zararlı bir etkisi yoktur,bu nedenle takip dışında herhangi bir tedavi gerektirmez.

Koyu renkli süt dişleri şişlik,fistül veya

periapikal radyolusensi gibi ilave belirtiler

gösterirse pulpa nekrozu teşhisi kolaydır.Koyu koronal renklenmenin dişin travmaya

uğradığının tek kanıtı olduğunda durum tartışmalıdır.

(81)

PULPA KANAL OBLİTERASYONU

PKO ,hızlandırılmış dentin apozisyonu ile sonuçlanan yoğun odontoblast

aktivitesinin bir sonucudur.Pulpa boşluğu radyografi üzerinde görünemeyecek

düzeye kadar daralır.Travmatik

yaralanmalardan sonra PKO yaygın bir bulgudur.Vakaların çoğunda oblitere diş düşme zamanına kadar etkilenmemiş

olarak kalır.Ancak yinede küçük bir oranda periapikal inflamasyon oluşabilir.

(82)
(83)

KÖK REZORBSİYONU

Eksternal kök rezorbsiyonu genellikle intrüsiv bir lüksasyondan sonra görülürken,internal

rezorbsiyon hem sublüksasyon hem de lüksasyon yaralanmaları sonucu

oluşabilir.Dişte ankiloz oluşursa,gelişmekte olan daimi dişin ektopik yada geç sürmesine neden olabilir.Kök rezorbsiyonlarının her

tipinde tedavi seçeneği çekimdir.

(84)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Septoria tiritici tarafından meydana getirilen Septoria yaprak lekesi hastalığı da ülkemizde yaygın olarak

dalların yüzey toplamına eşit veya daha fazladır... Kazık kök: Ana kök ve yan köklerden oluşur. Fasulye,lahana ve havuç kökleri bu tür köke örnektir. Saçak kök: Ana

Ancak yapraklar birbirini gölgelediğinden, bir pancar bitkisinde ancak 3000 cm 2 ’lik yaprak alanı fonksiyoneldir...

 Bu konuda en belirleyici etmenlerin başında bitkilerin sahip olduğu kök sistemleri gelir. Geniş kök sistemine sahip bitkilerde değinim yüzeyi daha fazla olacağı için

Bilişim-Biyoinformatik başlı- ğıyla üç, Doku Mühendisliği başlığıyla bir, Hematolo- ji-Onkoloji başlığıyla üç, Hüc- resel Tedavi ve Rejeneratif Tıp başlığıyla on

dünya savaşı sonuçlarına (Hiroşima ve Nagazaki) bağlı olarak Reckers ve arkadaşları tarafından hematopoietik kök hücre ile ilgili çalışmalar radyasyondan

Aksiyal mezoderm hücreleri, hücre ayrışması bir dış epidermal tabaka, merkezi olarak konumlanmış bir nöral doku ve her ikisinin arasında bir mezodermal doku ile

Genellikle, belirli organların dokularını yenileyen ve onaran bu kök hücreler sadece sınırlı hücre tipini oluşturabilme yeteneğine sahiptirler.... •