• Sonuç bulunamadı

Kök Hücreler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kök Hücreler"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

48 Ekim 2006 B‹L‹MveTEKN‹K

Bilim ve Teknik Kulübü

Bilim ve Teknik Kulübü hakk›nda ter türlü bilgiyi, mektup, telefon, faks ya da e-posta arac›l›¤›yla edinebilirsiniz. ‹letiflim kurabilece¤iniz adreslerse flöyle: Bilim ve Teknik Kulübü, Atatürk Bulvar› No:221 Kavakl›dere- Ankara,

B

BTTKK::ÖÖnncceelliikkllee bbiizzee kköökk hhüüccrreelleerr hhaakkkk››nnddaa bbiillggii vveerriirr mmiissiinniizz??

Günümüzde ‘kök hücre’ olarak adland›rd›¤›m›z hücreler, esas itibar›yle organizmam›zda bulunan normal vücut (somatik) hücrelerimizden baz› li farkl› özelliklere sahip. Bu özelliklerden en önem-lileri, yüksek ço¤al›m kapasitelerine ve vücudumu-zun di¤er birçok hücre çeflidine farkl›laflma yetene-¤ine sahip olmalar›. Canl›da (in-vivo) ve laboratuvar koflullar›nda (in-vitro) uzun dönemler boyunca fark-l›laflma yeteneklerini kaybetmeksizin ço¤alabilme (kendini yenileme) ve uygun sinyallere (canl›da ge-nellikle hasar sinyalleri, laboratuvardaysa çeflitli kimyasal uyaranlara) yan›t olarak bulunduklar› ya da farkl› doku/organlar›n hücrelerine farkl›laflabil-me yetenekleri nedeniyle günümüzde hücre esasl› tedaviler baflta olmak üzere, deneysel amaçl› geli-flimsel biyoloji, ilaç toksisite çal›flmalar› ve hastal›k-lar›n kökenini anlamada kullan›labilecek önemli bir biyolojik materyal haline geldi.

Kök hücreler yüksek ço¤al›m potansiyellerini, sahip olduklar› yüksek telomeraz enzim aktiviteleri sayesinde devam ettirirler. Farkl›laflmadan bu ifllevi devam ettirmeleriniyse, baz› sinyal yolaklar›n›n (Wnt, Notch ve Jak/Stat3 gibi) aktivasyonuna ba¤-l›d›r.

B

BTTKK:: KKöökk hhüüccrreelleerrii nneerreeddeenn eellddee eeddeebbiilliirriizz?? Ç

Çoo¤¤uunnlluukkllaa bbuulluunndduukkllaarr›› yyeerrlleerr nneerreelleerr??

Kök hücreler, elde edildikleri kaynaklar (embri-yon, fetüs ve eriflkin gibi) ve yukar›da bahsedilen iki önemli özelliklerini (farkl›laflma ve ço¤alma po-tensiyellerini) kullanabilmelerinde sahip olduklar›

güçleri oran›nda farkl› isimlerle an›l›rlar. Embriyo-nik geliflim sürecinin erken dönemlerinde (yaklafl›k 5. gün) blastosistin iç hücre kitlesinden elde edilen embriyonik kök hücreler (EKH), embriyonik karsi-noma hücreleri ve embriyonik germ hücreleri (EGH; primordiyal germ hücrelerinden elde edilirler) ol-mak üzere embriyon kökenli kök hücrelerdir. Yan› s›ra, fetal kök hücreler (fetal dönem süresince elde edilirler), embriyonik olmayan kaynaklardan elde edilen kök hücreler (embriyonik olmayan kök hüc-reler; dokuya özgün kök hüchüc-reler; do¤um sonras› dönemdeki kök hücreler), kanser kök hücreleri ve partenotlar da vard›r. Görüldü¤ü gibi birçok farkl› kaynaktan kök hücre elde etmek olas›. Ancak, gü-nümüzde tedavi amaçl› hücresel tedavilerde kulla-n›lmakta ve/veya kullan›lmas› düflünülen ve üzerin-de en çok çal›fl›lan kaynaklar, embriyonik kök hüc-reler (EKH), hematopoietik kök hüchüc-reler (HKH) ve mezenkimal kök hücreleri (MKH) içeren kemik ili-¤i kök hücreleridir (K‹KH) ki, bu hücreleri embriyo-nik olmayan kök hücreler ya da eriflkin kök hücre-ler olarak s›n›fland›r›yoruz.

B

BTTKK:: BBiizzee kköökk hhüüccrreelleerriinn,, hhüüccrree tteeddaavviissiinniinn ttaa--rriihhççeessiinnii aannllaattrr mm››ss››nn››zz??

Tedavide canl› hücrelerin kullan›lmas›n›n tarih-çesi 1960’l› y›llara kadar uzanmakta. O y›llarda ön-celeri kemik ili¤imizde bulunan bir grup hücrenin kan sistemini oluflturan hücreleri yapt›¤› belirlendi, sonralar›, kemik ili¤indeki bu hücrelerin tüm kan sistemi hücrelerini (k›rm›z› ve beyaz kan hücreleri gibi) oluflturma yetene¤inden oldukça yararlan›ld›. Baflta lösemiler olmak üzere birçok genetik kan hastal›¤›n›n tedavisinde, bu hücrelerin sa¤l›kl› bi-reylerden hastalara nakliyle (halk aras›nda “ilik nakli” olarak bilinir) baflar›l› sonuçlar elde edildi.

Kemik ili¤i nakilleriyle kan yap›c› sistemin yenilen-mesi protokolleri uygulanmaya devam ederken, ay-n› yap›daki hücrelerin dolafl›m sisteminde de varl›-¤› saptand›. Bu kez, araflt›rmac›lar periferik kanda-ki bu hücreleri daha fazla say›da ve daha özgün fle-kilde elde etmenin yollar›n› arad›lar. Sonuçta, “afe-rez” diye adland›r›lan “hücre ayr›flt›rma” cihazlar›y-la bu hücreleri uygun flekilde elde etmek ve nakil tedavilerinde (özellikle otolog) kullanmak mümkün oldu. Bu yöntem, daha az giriflimsel teknikleri içer-mesi ve ekonomik olmas› gibi nedenlerle tercih edilmekte. Sonraki y›llarda gerçeklefltirilen in-vitro ve in-vivo araflt›rmalar, kemik ili¤imizde ve perife-rik kan›m›zda yerleflik ve kök hücre olarak tan›mla-nan bu tip hücrelerin yaln›zca bulunduklar› doku ya da organ›n hücrelerini oluflturmay›p ayn› zamanda farkl› germ yapraklar›ndan köken alan hücrelere de (sinir, kas, k›k›rdak, kemik ve ya¤ hücresi gibi) farkl›laflabildikleri (plastisite yetene¤i) gösterildi. Sonralar›, yine çok eskilerden beri vücudumuzdaki varl›¤›ndan haberdar oldu¤umuz fakat yaln›zca bu-lunduklar› doku ya da organlar›n rejenerasyonun-dan sorumlu hücreler olarak tan›mlad›¤›m›z baz› hücrelerin de benzer yeteneklerde olduklar› tespit edildi. Günümüzdeyse, di¤er birçok organlar›m›z›n (pankreas, karaci¤er, olfaktor mukoza, böbrek vb. gibi) yan›nda rejenerasyon yetenekleri olmayan ya da çok k›s›tl› olarak tan›mlanan kalp ve merkezi si-nir sistemi organlar›m›zda (beyin ve omurilik gibi) da ‘kök hücre’ ya da ‘öncül hücre’ olarak adland›-r›lan hücreler tespit edildi.

B

BTTKK:: FFaarrkkll›› ttüürrlleerr aarraass››nnddaa tteeddaavvii aammaaççll›› oollaarraakk kköökk hhüüccrreelleerrii kkuullllaannaabbiilliiyyoorr mmuuyyuuzz??

Farkl› türler aras›nda doku ve organ nakilleri düflüncesi uzun y›llard›r devam etmekte ve hatta ba-z› uygulamalar› da denendi. Domuz karaci¤eri ve kalbi gibi organlar›n insanlara naklini esas alan bir-çok deneysel giriflim ya da çaba oldu. Benzer dü-flünceden hareketle, çeflitli hayvanlarda insanlara nakledilebilir nitelikteki hücre ya da dokular›n üre-tilmesi de halen az›msanmayacak say›daki bilim in-san›n düflü olarak devam etmekte. Bu amaçla, bafl-ta sinir hücreleri olmak üzere insana ait birçok hüc-resel komponent (üreme hücreleri, pankreatik ada-c›klar gibi) domuz ve primatlarda çeflitli genetiksel dönüflüm (transgenik) mekanizma ve insan kök hücre nakillerinin kombinasyonuyla üretildi. Ancak, insan sinir ya da sperm hücreleri tafl›yan domuz ya da farelerin yafl›yor olmas› düflüncesi olaya etik ve dinsel yönden bakan kifli ya da kurulufllarca çok hofl karfl›lanmad›. Soru kabaca fluydu; erkek üreme hücresi üreten bir fare ile difli üreme hücresi üre-ten di¤er bir farenin bir flekilde kafeslerde biraraya gelmesi sonucu ne olurdu?

6-9 Eylül tarihleri aras›nda Trabzon’da gerçeklefltirilen II Ulusal Kök Hücre Kongresi’ni Konya mu-habirimiz Mustafa Çevik izledi. Mustafa, Kongrenin organizasyon komitesinde görevli ve Kocaeli Üni-versitesi’nde Ö¤retim Üyesi olan Prof. Dr. Erdal Karaöz ile kök hücreler üzerine bir söylefli yapt›.

Programlanabilir Çaylaklar...

Kök Hücreler

G

ü

l

g

û

n

A

k

b

a

b

a

(2)

49

Ekim 2006 B‹L‹MveTEKN‹K

Bilim ve Teknik Kulübü

Tel: (312) 467 32 46- 468 53 00/1067, Faks: (312) 427 66 77 e-posta: gulgun.akbaba@tubitak.gov.tr

B

BTTKK:: GGeerreekk üüllkkeemmiizzddee ggeerreekkssee ddii¤¤eerr ddeevvlleettlleerr--ddee kköökk hhüüccrree ççaall››flflmmaallaarr›› kkoonnuussuunnddaa eettiikksseell vvee hhu u--kkuukkssaall kkaayygg››llaarr vvaarr mm››??

Bilindi¤i gibi günümüzde kök hücreler birçok farkl› kaynaktan elde edilebilmekte. Bunlar aras›n-da, yüksek ço¤al›m ve her türlü hücreye dönüflebil-me yetene¤i kriter olarak al›nd›¤›nda en önemli kay-nak Embriyonik Kök Hücreler (EKH). Kök hücrele-rin bu çeflidi 5-5,5 günlük blastosist aflamas›na gmifl insan embriyonlar›n›n iç hücre kitlelerinden el-de edilmekte. Bu neel-denle el-de dini ve etik yönel-den bir hayli tart›flma konusu olmufllar. ‘Embriyon ne za-man insan olur’ sorusuyla bafllayan bu tart›flma bir-çok aç›dan geçmiflten günümüze gelmifl ve devam etmekte. Sürecin önemli aflamalar›ndan biri olan 2001 y›l›ndaki ABD Baflkan› Bush’un EKH çal›flma-lar›n› önemli oranda k›s›tlayan genelgesinin etkileri günümüzde ülkemizde de sürmekte. 2005 y›l›nda Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n yay›mland›¤› bir genelgeyle ül-kemizde insan EKH çal›flmalar› durdurulmufl. Sonuç olarak, insan EKH araflt›rmalar›n›n önündeki bu tür engellemelere ra¤men bilim insanlar› kök araflt›r-malar›na devam etmenin çeflitli yollar›n› aramakta-lar. Difli yumurta hücresi oosit’in partenogenetik in-duksiyonuyla elde edilen embriyonlardan EKH’lerin üretilmesi, implantasyona uygun olmayan kötü kali-tedeki embriyonlar›n bu amaçla kullan›lmas›, bir blastomerin izole edilmesi ve bu hücreden yeni EKH dizisi elde edilmesi ve son olarak ‘de¤iflmifl somatik

hücre transferi’ (altered somatic cell nucleus trans-fer) denilen teknikle klasik anlamda klonlamada kullan›lan tekni¤e benzer olarak fakat bu kez verici hücrenin genetik yap›s›n› de¤ifltirerek elde edilen embriyonlar›n kullan›lmas› flimdiye dek denenen yöntemler. Ayr›ca, EKH’lere alternatif olarak eriflkin kök hücrelerin kullan›lmas› ve var olan somatik hüc-re ya da somatik (eriflkin) kök hüchüc-renin yeniden programlanarak (dedifferensiasyon-geri yönde fark-l›laflma) daha ilkel kök hücreler elde edilmesine yö-nelik çabalar devam etmekte.

B

BTTKK:: KKlliinniikkttee kköökk hhüüccrree uuyygguullaammaallaarr››nn››nn m meevv--ccuutt dduurruummuunnuu vvee ggeelleeccee¤¤iinnii ddee¤¤eerrlleennddeerriirr mmiissiinniizz??

Kök hücrelerin, t›bb›n birçok alan›nda klinikte rutin uygulanabilir bir medikal unsur olabilmesi ko-nusu biraz karmafl›k. Öncelikle, insanlara uygulama-da kullan›lan materyal biyolojik materyal, yani canl› hücrelerden oluflmakta. Dolay›s›yla, bu hücrelerin nakledildikleri insan organizmas›ndan nas›l davra-naca¤›n›n çok iyi bilinmesi gerekmekte. Örne¤in, yap›lan deneysel çal›flmalar ve klinik denemelerde EKH’lerinin teratom (tümör) oluflturma riski var. Bunun yan›nda, en iyi sonucun hangi formdaki hüc-reyle elde edilece¤i sorusunun kesin yan›t› verilme-li. Kök hücre format›nda m›? Yoksa farkl›laflm›fl hüc-reler olarak m›? Bu hüchüc-reler hangi yolla verilmeli? Damar yoluyla m›? Yoksa do¤rudan hasarl› organa m›? fiayet, nakledilen hücreler istedi¤imiz özgün hücreler yerine baflka hücreleri oluflturmaya

bafllar-sa hangi ifllemlere baflvurulacak? ‹fller yolunda git-mezse uygulad›¤›m›z tedavi protokolünü nas›l son-land›raca¤›z? fiayet, kullan›lan hücreler baflka birey-lerden elde ediliyorsa, bu kez nakledilen hücrelerin ba¤›fl›k reddini engellemeye yönelik toksik olmayan stratejilerin gelifltirilmesi gerekmekte. Yine, hastal›-¤›n kökeninde genetik bir bozukluk söz konusuysa böyle bir kiflinin kök hücrelerinin izole edilerek, ay-n› kifliye nakledilmesiyle sorun çözülebilecek mi? Eriflkin kök hücrelerinin ço¤alabilme yetenekleri embriyonik kök hücrelere oranla daha s›n›rl›. Yafl ilerledikçe ço¤alma h›zlar› azal›r. Eriflkin kök hücre-leri günefl ›fl›¤›na, toksinlere ve yaflam süresi boyun-ca DNA replikasyonunda yani DNA'n›n kendini eflle-mesinde meydana gelebilecek hatalar, dolay›s›yla daha fazla DNA hatas› içerebileceklerine iliflkin bul-gular mevcut. Eriflkin kök hücrelerinin elde edilme-sinde güçlükler söz konusu. Örne¤in, sinir kök hüc-resi elde etmek için bir insan›n beynine müdahale etmenizin birçok güçlü¤ü var.

Bilim dünyas›, tüm bu soru ya da sorunlar›n ya-n›tlar›n› aramakla meflgul. Birçok bilim otoritesinin belirtti¤i gibi biraz daha zamana gereksinim var. Ancak, günümüzde gerek laboratuvarlarda gerekse klinikteki baflar›l› denemeler, teknolojideki geliflme-ler ve kök hücre araflt›rmalar›na verilen destekgeliflme-ler (örne¤in, ABD California eyaleti bu tür araflt›rmalar için üç milyar dolarl›k bir fon ay›rd›) gelece¤e umut-la bakmam›za neden olmakta.

NASA Gelecek Nesiller Keflif

Konferans› ve Küresel Keflif

Stratejisi

Gelecekteki uzay keflif görevleri için stratejisini belirlemekte olan NASA, genç nesil araflt›rmac›lar›n görüfllerini almak ama-c›yla 16-18 A¤ustos tarihlerinde bir toplant› düzen-ledi. NASA “Gelecek Nesiller Keflif Konferans›” (NA-SA Next Generation Space Conference) ad›n› tafl›yan bu toplant›, ABD’den ve di¤er ülkelerden gelen genç temsilcilerin kat›l›m›yla Kaliforniya’daki NASA Ames Araflt›rma Merkezi’nde gerçekleflti.

Özellikle insanl› uçufllarla Ay’a geri dönüflün ve Mars görevlerinin tart›fl›ld›¤› toplant›dan ç›kan öne-riler, NASA Genel Merkezi taraf›ndan de¤erlendirile-cek ve NASA’n›n Küresel Keflif Stratejisi’ne (Global Exploration Strategy) dahil edilecek. NASA’n›n bu strateji belgesini, 4-6 Aral›k tarihlerinde Houston’da yap›lacak olan 2. Uzay Keflfi Konferans›’nda kamu-oyuna duyurmas› bekleniyor. E¤er bu strateji hayat geçerse, NASA’n›n önümüzdeki ony›llardaki uzay et-kinliklerini büyük ölçüde flekillenmifl olacak.

Küresel Keflif Stratejisi, ana hatlar›yla flu aflama-lar› içeriyor:

• Uluslararas› Uzay ‹stasyonu’nun tamamlanmas›. • Uzay Mekiklerinin 2010 y›l›na kadar güvenli bir flekilde kullan›lmas›.

• Orion uzay arac›n›n (eski ad›yla Mürettabat Keflif Arac› – Crew Exploration

Vehicle) en geç 2014’e kadar ilk uçuflunu ger-çeklefltirmesi (hedef 2012 y›l›).

• Ay’a insanl› uçufllarla en geç 2020’ye kadar geri dönülmesi.

• ‹nsano¤lunun Günefl Sistemi ve ötesindeki varl›¤›n›n geniflletilmesi.

• Makul bir bütçeyle ve sürdürülebilir flekil-de insanl› ve robotik keflif görevlerinin

ge-lifltirilmesi.

• Bu görevleri destekleyecek yenilikçi teknoloji, bilgi kaynaklar› ve altyap›lar›n gelifltirilmesi.

• Uzay›n keflfinde özel sektöre ve uluslarara-s› kat›l›ma daha çok yer ayr›lmauluslarara-s›.

Bu hedeflerden de anlafl›labilece¤i gibi, NA-SA’n›n gelecekteki uzay görevleri Apollo dönemin-deki Ay görevlerinden büyük farkl›l›klar gösteriyor. 1960’lardaki uzay yar›fl›n›n yerini uluslararas› iflbir-li¤ine aç›k, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir strateji al›yor. Gözlemciler, bu yeni stratejinin, uzay›n keflfi-ni bir yar›fl olmaktan ç›kar›p, insano¤lu için ortak bir yolculu¤a dönüfltürmek üzere tasarland›¤›n› be-lirtiyor. Bir di¤er konuysa Mars’a gidecek ilk insan-l› görev. Bu hedefin k›sa ve orta vadede gündemde olmad›¤› ve NASA’n›n ancak Ay’a geri dönüflü taki-ben Mars’a insanl› bir keflif görevi üzerinde çal›flaca-¤› anlafl›l›yor.

ABD’nin bu stratejini bir parças› olarak Avrupa ülkeleri, Rusya, Kanada ve Japonya baflta olmak üzere uluslararas› ortaklarla görüflmeleri bafllatt›¤› da belirtiliyor. Bu yeni ortakl›k oluflumundaki en kri-tik geliflmelerden birisiyse Çin’in yeri olacak. ‹lk afla-malarda görüflmelerde yer alan Çinli yetkililerin, da-ha sonraki toplant›lara kat›lmad›¤› ve henüz ulusla-raras› iflbirli¤i ile ilgili net bir strateji belirlemedi¤i belirtiliyor.

Tüm bu geliflmeler ›fl›¤›nda, umuyoruz ki ülke-miz de çok geç olmadan bu yolculuktaki yerini ala-cak.

NGEC web sitesi: http://ngec.arc.nasa.gov

NASA Keflif Sistemleri Görev Dairesi: http://www.exploration.nasa.gov

Ay Tutulmas›

7 Eylül tarihinde gerçekleflen parçal› Ay tutulma-s›na ait çekti¤im foto¤raf› dergimiz okurlar›yla pay-laflmak istedim. Foto¤raf› bir dürbün ve dijital foto¤-raf makinesiyle çektim.

Özge Kahraman Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji A.B.D.

Yüksek Lisans Ö¤rencisi

D Düüzzeellttmmee:

A¤ustos ay›nda yay›mlanan “18. Ulusal Biyolo-ji Kongresi” adl› yaz›n›n son paragraf›nda "Boz ay›-n›n Türkiye'de ilk defa canl› olarak yakalanmas› ve radyo-verici yöntemiyle Artvin-Yusufelin'de

izlenme-si” bafll›kl› araflt›rma hakk›nda bilgi verilmiflti. Bu çal›flmay› yapan araflt›rmac›lar›m›z: Orta Do¤u Tek-nik Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Hüseyin Am-barl› ve C. Can Bilgin ve Artvin Orman Bölge Mü-dürlü¤ü’nden Esin Durmufl'tur.

(3)

Üniversiteli ö¤rencilerce yay›mlanan Matematik Panomuzdergisinin ilk say›s› ç›kt›. Özgünlü¤ünü, dinamik ve merakl› gençlerden alan dergi, matema-ti¤e gönül vermifl kiflilerin önderli¤inde, gençlere matemati¤i somutlaflt›rma çabas› içerisinde olan bir yay›n anlay›fl›yla tasarland›. Kâr amac› güdülmeksi-zin matemati¤i sevdirmek için ve e¤itim amac›yla düzenlendi. Okudu¤unu anlayabilen ve yorumlaya-bilen gençleri teflvik ederek yazma al›flkanl›¤› ka-zand›rmaksa derginin birincil amaçlar›ndan. ‹çeri-¤iyle matematik merakl›lar›na hitap etti¤i gibi e¤i-tim fakültesi ö¤rencilerine de kucak açmakta.

Günümüzde genç yetenekleri zaman›nda ortaya ç›karman›n en mükemmel yollar›ndan biri de TÜB‹-TAK’›n bünyesinde düzenlenen matematik proje ya-r›flmalar›. Bu yar›flmalara kat›lan ya da daha lise ça-¤›nda matemati¤e merak sarm›fl gelece¤in büyük matematikçilerinin sundu¤u projeleri Matematik Panomuz dergisinde yay›mlayarak hem bu gençleri heveslendirmek, hem de bu tip projelerin ço¤alma-s›na arac› olmak da derginin bir di¤er amac›. Genç-lerin sürekli sorgulay›c› ve merak eden bireyler olmas›n› sa¤lamak ve buna teflvik etmekse derginin en büyük ideali.

Dergi matemati¤e ilgi duyan herkesi yazar kad-rosunda kabul etti¤inden yay›nlanacak yaz›lar›n ma-tematikle ilgili olmas› d›fl›nda herhangi bir k›s›tla-mas› yok. Örne¤in matematiksel düflüncenin de¤i-flik alanlardaki uygulamalar›n› vurgulayabilecek ya-z›lar; y›llard›r çözüm bekleyerek yeni çözülmüfl ya da çözülememifl ünlü problemlerin tan›t›m›; mate-mati¤e ilgi duyan ö¤rencilerin kendilerini aflmas›na yard›mc› olabilecek problemler; matematiksel kav-ramlar tarihi ve matematikçilerle ilgili söylefliler; daha sa¤l›kl› bir müfredat program›n› oluflturmaya yönelik inceleme, elefltiri ve alternatif öneriler; ma-tematik dünyas›ndan güncel haberler; Tübitak pro-je yar›flmalar›nda derece alm›fl propro-jelerin özetinin sunulmas› derginin içeri¤inde yer alabilecek konu-lardan.

‹lk Say›da Neler Var

Matematik Panomuz dergisinin ilk say›s›nda ka-pak konusu fraktallar. Bu makale ‘özbenzeflik kü-me’ ad› verilen türden fraktallar› tan›mlayan mate-matiksel yap›lar›, birtak›m gerekli önbilgileri vere-rek, ama derin problemlere girmeden aç›kl›yor. Bu yaz›yla üniversite 1. -2. s›n›f düzeyinde matematik-sel argüman ve ispat deneyimi olan okurlar konuyu bilmeseler dahi sunulan matematiksel argümanlar› izleyebilecekler. Yaz› flu anda Washington Üniversi-tesi Matematik Bölümü doktora ö¤rencisi Kemal Il-gar Ero¤lu taraf›ndan haz›rland›.

Dergi kapak konusu d›fl›nda da önemli zengin-likler tafl›yor. Söylefli sayfas›nda ‹stanbul Bilgi Ün-versitesi Matematik Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Ali Nesin ile matematik üzerine yap›lm›fl bir söylefli yer almakta. 2000’de Kore’de yap›lan Uluslararas›

Ma-tematik Olimpiyat›’nda (UMO) gümüfl madalya alan; ayn› y›l Balkan Matematik Olimpiyatlar›’nda da ikin-ci olarak alt›n madalyaya de¤er görülen ve flimdiler-de Amerika’da Massachusetts Institute of Techno-logy (MIT) üniversitesinde ö¤renci olan Alp fiimflek

ile yap›lan bir söylefli de dergi içeri¤inde yer al›yor. Matematik Panomuz ilk say›s›nda, “ODTÜ Fizik Bölümü Emekli Ö¤retim Üyesi Doç. Dr. Haluk Berk-men’in ‘Modern Fizi¤in Düflündürdükleri’ adl› ma-kalesine de yer veriyor. Bu y›l 8. si düzenlenen Uluslararas› Matematik Proje Yar›flmas›’nda (IMPC-2006) ülkemizi temsil etti¤i projesiyle, dün-ya ikincisi olan Denizli Özel, Servergazi Fen Lisesi 2. s›n›f ö¤rencisi Bekir Dan›fl’›n “Tam Kare Topla-m›” adl› ödüllü projesinin özeti de bu say›n›n içeri-¤ini oluflturuyor. Dergide, daha önce, Meksika’da düzenlenen Matematik Olimpiyat›’nda bronz madal-ya ve ulusal olimpimadal-yatlarda bir gümüfl, bir bronz madalya alm›fl ve son olarak TÜB‹TAK’›n bu y›lki proje yar›flmas›nda ‘Üretici Fonksiyonlar’ projesiyle ikincilik ödülünün sahibi olan Özel Samanyolu Fen Lisesi son s›n›f ö¤rencisi Metehan Özsoy’un projesi hakk›nda bir bölümünün özetine de yer veriliyor.

“Çeviri bölümünde ise flu an Alberta Ünversite-si’nde matematik bölümü ö¤retim üyesi Yard. Doç. Dr. Ted Lewis’in, ABD’de süreli olarak ç›kan Pi in The Sky adl› dergisinde ç›kan bir yaz›s›n›n çevirisi var. Ayr›ca Bilkent Ünversitesi Go Toplulu¤u ekibin-de yer alan ve matematik bölümü 3. s›n›f ö¤rencisi Deniz Kutluay’›n Go Oyunu üzerine bir yaz›s›n› da zevkle okumak olas›. Matematik Panomuz’da mate-matikle dopdolu baflka baflka konular, e¤lenceli sayfalar da var.

50 Ekim 2006 B‹L‹MveTEKN‹K

Matematik Panomuz dergisi, Amasya E¤itim Fakültesi ‹lkö¤retim Matematik Ö¤retmenli¤i Bölümü ö¤rencilerinin haz›rlad›¤›, yay›n hayat›na yeni girmifl bir dergi. Derginin editörü de, Ondokuz May›s Ünversitesi Amasya E¤itim Fakültesi ‹lkö¤retim Matematik Ö¤retmenli¤i 3.s›n›f ö¤ren-cisi ‹hsan Yücel. Matematik sevgisiyle dopdolu bu gençlerin yay›mlad›¤› Matematik Panomuz’u bizlere derginin editörü ve Amasya muhabirimiz ‹hsan Yücel tan›t›yor. ‹hsan haberinde ilk say›n›n içeri¤i konusunda da bilgi veriyor. Bu haberden sonra e¤er Matematik Panomuz’la ilgilendiyse-niz, ‹hsan (ihsan_einstein@yahoo.com (cep tel) 0536 314 16 90) ile ba¤lant›ya geçebilirsiniz.

Matemati¤e Gönül Verenler Müjde...

“Matematik Panomuz” Dergisi ç›kt›

Benim Ad›m Efe. Hayvanlar› Koruma Gününde ‹nsanlara Bir

Mesaj›m Var: Hayvanlar Olarak, Art›k Y›l›n Bütün Günleri

4 Ekim Olsun ‹stiyoruz!

Referanslar

Benzer Belgeler

Fakat mezenki- mal kök hücreler bulundukları ortam itibarıyla ok- sijenin nispeten düşük olduğu koşullarda yaşayabil- dikleri için uzmanlar bu hücrelerin ölümden sonra

Böylelik- le, art›k her yetili olduklar› anlafl›lan kök hücreler, kültür çanaklar› içinde yaln›zca yumurtaya dönüflmekle kal- mam›fllar, çevrelerindeki kök

Her 3 gruba günde 1gr kalsiyum ilave edilmifl risedronat gruplar›nda 2 y›l sonundaki spinal ve femur kemik yo¤unlu¤unda artma istatistiksel olarak anlaml› bulunmam›fl, 3

Kademe ka- deme farklılaşmalar geçiren pluripotent hücreler, hematopoetik kök hücreler, mezenkimal kök hüc- reler ya da organlardaki kök hücreler gibi, daha

Daha sonra öteki araş- tırmacılarla birlikte bunları, ya tek tek, ya da kök hücrelerin kültürde oluştur- dukları ve "neurosphere" diye adlandı- rılan sinir kök

B al­ kan harbinde binbaşılığa terfi ederek, sıhhiye riyaseti, seferberlik m ü dürlüğüne tay in olunm uştur.. Asım

Farklılaşma – yaşam boyunca ölmüş veya hasarlı hücrelerin yerini alırlar. 1

Türk Dermatoloji Derneği çalışma grupları her geçen gün birbirinden değerli yayınlar yapmaktadır. Akne ve Rozase de bu kitapların en