TIBBĠ HĠZMETLER VE TEKNĠKLER/ ĠLK VE ACĠL
YARDIM PROGRAMI
SAĞLIK HĠZMETLERĠ MESLEK YÜKSEKOKULU
AYP118-RESÜSİTASYON
Öğr. Gör. Dr., Asuman ŞENER
Defibrilasyon, Kardiyoversiyon ve Monitörizasyon
Hafta-8
AYP118-RESÜSİTASYON
Defibrilasyon
• Kalbin kaotik atımlarını sonlandırmak amacıyla göğüs üzerine iki kutuplu
elektrotlar yerleştirilerek, yüksek akımlı elektrik enerjisi uygulanmasına
defibrilasyon denir.
Kardiyoversiyon
• Elektrik akımını senkronize şekilde uygulayarak kardiyak aritminin sinüs ritmine çevrilmesi işlemine ise
kardiyoversiyon denir.
Defibrilasyon, Kardiyoversiyon
• Verilen akım ventriküler fibrilasyon ve nabızsız ventriküler taşikardi ritmini sonlandırıyorsa defibrilasyon;
• Verilen akım atriyal fibrilasyon, atrial flatter ve diğer kardiyak aritmileri
düzenliyorsa kardiyoversiyondur.
Defibrilatör
• Miyokardın üzerinden geçirilen elektrik
akımı ile kalpte ventriküler fibrilasyon (VF) ve nabızsız nabızsız ventriküler taşikardi (VT) ritimlerini sonlandırıp organize bir
ritmin sağlanması işlemine defibrilasyon, elektrik akımını vermek için kullanılan
cihaza da defibrilatör denilmektedir.
Başarılı Defibrilasyon
• Verilen şok sonrası en az 5 saniye VT ya da VF ritminin oluşmaması başarılı
defibrilasyon olarak tanımlanır.
Defibrilatör Olmadığında Kalp Masajı Yap
• Kalp, fibrilasyon durumunda enerjisini hızla tüketir.
• Maruz kalınan süreyle orantılı olarak hayati organların hipoksik kalmasıyla hasar oranı artar.
• Hızlı defibrilasyonla birlikte titreşim halinde olan kalp eski haline döndürülmeye çalışılır.
• Defibrilatör olmadığı durumlarda kalp masajı yapılması hayati organların perfüzyonu için önemlidir.
• Hastane öncesi alanda ise önce ambulans içine portable defibrilatör yerleştirilmiştir.
1979‟da ise Otomatik Eksternal
Defibrilatörlerin (OED) hastane öncesi ortamda kullanılabileceği fikri ortaya
çıkmıştır. 1990 yılının başlarında bifazik defibrilatörler kullanılmaya başlanmıştır.
Defibrilatörler
• Monitör,
• Güç kaynağı,
• Kondansatör,
• Elektrotlar
• ve Yazıcı bölümünden oluşmaktadır.
Defibrilatörler
• Monitör: Defibrilatör elektrotları ya da Elektrokardiyografi (EKG) kabloları
vasıtasıyla kalbin elektriksel aktivitesini algılayarak LCD ekran özelliğiyle
izlenmesini sağlar.
Defibrilatörler
• Güç Kaynağı (Akü, Batarya): Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo
eden, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren bölümdür.
• Defibrilatörler, elektriğe takılı olsa dahi akü ile çalışır.
• Bu nedenle akü sürekli dolu olmalıdır.
Defibrilatörler
• Kondansatör (Kapasitör): Elektrik
depolamada, elektrik akımları arasında dönüşüm sağlamada ve bilgi kaybını engellemede kullanılan elektronik bir devredir.
• Ayarlanmış seviyede enerjiyi şarj edebilme özelliğine sahiptir.
Defibrilatörler
• Yazıcı (Kayıt Ünitesi): Her defibrilasyon uygulaması sonrasında otomatik olarak kayıt yapan, uygulanan enerji miktarı ile tarih-saat gibi bilgileri kayıt altına alan bölümdür.
• Verilerin yazdırıldığı bölümdür.
Defibrilatörler
• Elektrotlar: Elektrik enerjisini hastaya iletmek için iki adet elektrot bulunur.
• Kondansatörün deşarj edilmesiyle elektrik enerjisi hastaya verilir.
• Jelli (paddle), kaşık tipi ve ped tipi elektrotlar kullanılır.
Defibrilatörler
• Kaşık şekilli olanlar metal yapıda olup doğrudan kalbe uygulanır.
• Paddle tipi göğüs duvarına basınçla uygulanır.
• Ped tipi jelli ve kendinden yapışkanlı olup göğüs duvarına yapıştırılarak
uygulanmaktadır.
Defibrilatörler
Defibrilatörlerin Sınıflandırılması
Defibrilatörler, kullanım şekillerine göre
• Otomatik eksternal defibrilatör
• ve Manuel defibrilatör olmak üzere iki çeşittir.
Otomatik Eksternal Defibrilatör
• Sesli ve görsel komutlar kullanarak
defibrilasyon işlemini yönlendirebilen hafif, kullanışlı ve hayat kurtarıcı cihazlardır
• İlk yardım eğitimi almış herkes tarafından kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır.
Eksternal Defibrilatörler
Eksternal defibrilatörler;
• Tam otomatik eksternal defibrilatörler
• ve Yarı otomatik eksternal defibrilatörler olmaküzere iki çeşittir.
Tam Otomatik Eksternal Defibrilatör
• Ritmi tanımlayarak gerektiğinde
uygulayıcıdan bağımsız olarak şok verir.
Yarı Otomatik Eksternal Defibrilatör
• Ritmi tanımlayarak ses ya da görüntülü olarak uygulayıcıyı yönlendirir.
• Şok butonuna basınca defibrilasyon işlemi tamamlanır.
• Standart OED‟ler 25 kg üzeri çocuklarda (8 yaşından büyük) uygulanılır.
Yarı Otomatik Eksternal Defibrilatör
• 1-8 yaş pediyatrik pedler ve pediyatrik mod ayarlanarak işlem uygulanılır.
• Pediyatrik pedin olmadığı durumlarda OED olduğu gibi kullanılır.
• 1 yaş altındakilerde ise OED kullanımı önerilmemektedir.
OED Uygulama
1. Hasta ve çevrede bulunan kişilerin güvenliği sağlanır.
2. Hastanın bilinci kapalı ve hasta normal solumuyorsa OED temini ve 112 bildirimi için birisi görevlendirilir.
3. TYD kılavuzuna göre KPR‟ye başlanılır
4. OED gelir gelmez çalıştırılır ve pedler hastanın göğsü üzerine yapıştırılır.
Eğer birden fazla kurtarıcı varsa bu işlem yapılırken KPR‟ye devam edilir.
5. Sesli ve görsel uyarılar takip edilir. OED sesli uyaran ile ritim analiz düğmesine basılmasını ister.
6. Ritim analizi sırasında hiç kimsenin hastaya dokunmaması gerekmektedir 7. OED ritmin defibrilasyon gerektirip gerektirmediğini yine sesli uyaranla tanımlar. 8. Eğer şok endikasyonu varsa hiç kimsenin hastaya dokunmaması gerekmektedir. “Şok uyguluyorum, lütfen uzaklaşın‟‟ komutu verilerek, etrafa bakarak da kontrol edilmelidir.
9. Şok düğmesine tarif edildiği gibi basılır (Tam otomatik OED kendi uygular).
10. Sesli ve görsel uyarılar izlenerek işleme devam edilir.
11. Sağlık ekibi gelip hastayı devralınca, hasta normal soluyunca veya kurtarıcı tükeninceye kadar OED uyarıları takip edilmelidir.
Manuel Defibrilatörler
• Manuel defibrilatörler dalga boylarına göre monofazik ve bifazik olmak üzere 2‟ye
ayrılır.
Monofazik Defibrilatörler
• Monofazik defibrilatörler şok dalgasını tek yönde iletir.
• Göğüs duvarına verilen akım tek yönde ilerler, uygulama sonrası azalarak sıfıra yaklaşır.
• Etkili olması için hastaya, yüksek seviyeli bir şok dalgası uygulanması gerekir.
• Verilecek doz erişkin için bütün şoklarda 360 Joule olarak önerilmektedir
Bifazik Defibrilatörler
• Bifazik defibrilatörler şok dalgasını göğüs duvarına pozitif ve sonrasında negatif
yönde olmak üzere iki yönlü iletilir.
• Birinci fazda, akım monofazik
defibrilatörde olduğu gibi, bir elektrottan diğerine akar. İkinci fazda ise akım, ters yönde tekrar akmaya başlar.
Bifazik Defibrilatörler
• Bifazik şok uygulamalarında, başlangıç dozu 150-200J olarak önerilmektedir.
• Uygulayıcı, manuel bifazik defibrilatör
kullanıyor ve VF‟yi sonlandıracak etkili doz sınırlarını bilmiyorsa, başlangıç dozu
olarak 200J, ikinci ve sonraki şoklar içinse, aynı veya daha yüksek dozlar kullanabilir
Defibrilasyon Uygulama Aşamaları
1. Tanık olunmamış vakalarda şok verilmeden önce 5 siklus KPR uygulanır.
2. Defibrilatör on/ off düğmesi ile açılır.
3. Lead select düğmesi ile DII derivasyonu seçilir.
4. Enerji select düğmesi ile bifazik defibrilatör için 150–200 J,
monofazik defibrilatör için 360 J enerji seviyesi seçilir. Defibrilatörün özelliği bilinmiyorsa en yüksek enerji düzeyi seçilir.
5. Elektrotlara yeterli miktarda elektro jel sürülmeli, elektrotlar arasında jel bağlantısı olmaması için elektrotlar aynı elde tutulmamalıdır.
6. Elektrotlar, göğüs duvarına anterior apeks pozisyonunda yerleştirilir. Sternum üzerine yerleştirilmemelidir.
7. Monitörden ritim değerlendirmesi yapılır. 8. Eğer ritim VF ya da nabızsız VT ise charge düğmesi ile cihaz, şok vermek için hazır hale getirilir. Elektrotlar sadece hastanın göğsünde iken şarj edilmelidir.
Defibrilasyon Uygulama Aşamaları
9. Defibrilatörü kullanan kişi KPR ekibini enerji temasından korumalıdır.
Bu nedenle uygulayıcı, çevre ve giysilerin kuruluğundan ve hastaya temas olmadığından emin olmalıdır. Her şok öncesinde ve şarj
sonrasında yüksek sesle tüm ekibi uyarmalıdır.
• “3 deyince şok vereceğim”
• “1. Ben hazırım, çekildim” sedye, ekipman ve hasta ile temasının olmadığından emin olunur.
• “2. Siz de çekilin” hasta ve sedyeye hiç kimsenin
dokunmadığından emin olunur. Özellikle IV infüzyon ve ventilasyon yapan kişinin trakeal tüp dahil olmak üzere ekipmana
dokunmadığından emin olunur. Oksijen veriliyorsa oksijen ve
ekipmanı uzaklaştırılır. Açık olan oksijen kaynakları kapatılır; hasta mekanik ventilatörden ayrıldıysa ventilatörün ucuna test balonu bağlanır
• “3. Herkes çekilsin” şok uygulamadan önce son defa kontrol edilir.
Defibrilasyon Uygulama Aşamaları
10. Elektrotlar göğüs duvarına sıkıca bastırılıp 10 kg‟lık kuvvet uygulanır.
11. Her iki elektrot üzerinde bulunan discharge düğmesine, aynı anda basılır.
12. Şok verildikten hemen sonra 5 siklus KPR uygulanır.
13. Monitörden ritim takibi ve dolaşım kontrolü yapılır.
14. Ritim, nabızsız VT ya da VF ise 2. defibrilasyon uygulanır.
15. 2. defibrilasyon, bifazik defibrilatör için 150–360 J, monofazik defibrilatör için 360 J enerji seviyesi seçilerek uygulanır.
Defibrilasyon
• Çocuklarda defibrilasyon, 1–8 yaş arasında uygulanır.
• Bebeklerde defibrilasyon uygulanmaz.
• 10 kg altındaki çocuklarda, çocuk elektrotları kullanılmalıdır.
• Çocuklarda birinci defibrilasyonda en
uygun enerji seviyesi, monofazik ve bifazik defibrilatörler için 4 J/kg‟dır.
• İkinci ve sonraki defibrilasyonlar için de enerji seviyesi 4 J/kg‟dır
Defibrilasyon Başarısını Etkileyen Faktörler
Transtorasik Impedans (Göğüs Duvarı Direnci)
• Göğüs duvarı, akciğer dokuları ve miyokardın, defibrilasyon ya da
kardiyoversiyon uygulaması esnasında verilen enerji akışına karşı oluşturduğu dirençtir.
• Başarılı bir defibrilasyon için bu direncin minimum seviyeye indirilip, miyokard
boyunca elektrik enerjisini etkin bir biçimde dağıtılabilmelidir.
Defibrilasyon Başarısını Etkileyen Faktörler
• Böylece miyokard depolarize edilip,
bozulmuş olan elektriksel iletim fizyolojik sinüs ritmine döndürülür.
• Normal erişkinde transtorasik impedans 70-80 ohm‟dur.
Transtorasik İmpedansın En Aza İndirilmesini Etkileyen Faktörler
1.Göğüs duvarının tıraş edilmesi
• Göğüs duvarı kıllı olan hastalarda elektrotların altında hava kalabilir ve elektrot cilde tam
yapışmayabilir. Bu nedenlede transtorasik impedans artar, defibrilasyon başarısı azalır, elektrottan cilde veya elektrottan elektrota
kıvılcım oluşma riski artar, göğüs duvarında
yanık oluşma riski artar. Göğüs duvarının tıraş edilmesi gerekebilir; fakat bu zaman
kaybettirecekse defibrilasyon geciktirilmemelidir.
Transtorasik İmpedansın En Aza İndirilmesini Etkileyen Faktörler
2.Elektrot (paddle) boyutu
• Yetişkinler için 8–12 cm‟lik elektrot kullanımı uygundur. Daha küçük elektrotlar,
transtorasik impedansı yükseltir. Daha büyük elektrotlar ise daha düşük
transtorasik impedansa neden olur ancak miyokarddan geçen elektrik akımını azaltır.
• 10 yaş altı çocuklar için metal elektrotların iç kısmında 4,5 cm çapında elektrotlar
kullanılır.
Transtorasik İmpedansın En Aza İndirilmesini Etkileyen Faktörler
3.İletken ajanlar
• Cilt yanıklarını ve transtorasik impedansı
azaltmak için iletken bir ajan kullanılmalıdır.
Elektrojel bunu azaltmaktadır ve kullanımı önerilir. Elektrot üzerine jel yeterli miktarda
sürülmelidir, az olması iletkenliği sağlayamaz çok olması elektrotlar arasında jel
bağlantısına yol açarak kıvılcım oluşturabilir.
OED elektrotlarında hazır jeller bulunduğu için OED pedlerine ekstra jel sürülmez.
Transtorasik İmpedansın En Aza İndirilmesini Etkileyen Faktörler
4.Elektrotların pozisyonu
Defibrilasyon sırasında eğer fibrile olan kalp alanı direkt olarak elektrotlar arasında yer
alacak şekilde yerleştirilirse transmiyokardiyal akım en üst düzeyde olacaktır.
Transtorasik İmpedansın En Aza İndirilmesini Etkileyen Faktörler
4.Elektrotların pozisyonu
Genel olarak anterolateral, anteroposterior, anterior-sol infraskapular ve anterior-sağ
infraskapular pozisyonların etkili olduğu
düşünülür. İşlem kolaylığı açısından antero- lateral yerleşim başlangıç için uygun olabilir.
Başarılı işlem için akım vektörünün kritik bir kas kütlesi üzerinden geçmesi gerektiği için başarısız işlemler elektrot yerleri
değiştirilerek tekrarlanabilir.
Defibrilasyonda Oksijen Kullanımı
• Oksijenden zengin bir ortam tam
yerleşmemiş elektrottan çıkan kıvılcım ile yangına neden olabilir. Bu nedenle oksijen maskesi veya nazal kanül hastanın
göğsünden en az 1 metre uzaklaştırılmalıdır.
• Trakeal tüp veya supraglottik havayolu araçlarına bağlı olan ventilasyon balonu elden bırakılmaldır.
Defibrilasyonda Oksijen Kullanımı
• Eğer hasta mekanik ventilatöre bağlı ise göğüs kompresyonları yeterli tidal volüm verilmesini engellemediği sürece ventilatör trakeal tüpe bağlı kalabilir.
• Ancak ventilatör hastadan ayrılmışsa
kapatılmalıdır, çünkü ventilatör, hastaya bağlı olmadığında da yoğun oksijen akımı oluşturabilmektedir.
Kardiyopulmoner Resüsitasyon
Defibrilasyon resüsitasyon başarısını etkileyen en önemli faktördür.
Enerji Seviyesi
• Defibrilasyonda uygulanan enerji,
VF/nabızsız VT ritimlerini yok etmeli ve
miyokardiyumda depolarizasyon oluşturup senkronize elektriksel aktivite oluşmasını sağlamalıdır.
• Başarılı bir defibrilasyon için gereken enerji gereksinimi ile vücut büyüklüğü arasında belirgin bir ilişki yoktur.
Enerji Seviyesi
• Defibrilasyon için optimal enerji, minimum miyokardiyal hasara yol açarken defibrile etmeyi de başarabilmelidir. Uygun enerji seviye seçimi, miyokardiyal hasara yol
açacak olan tekrarlayan şokların sayısını da azaltacaktır.
• Seçilen enerji düşük olduğunda VF/nabızsız VT normal sinüs ritmine dönüşmez yüksek enerji de miyokard ve ciltte hasar
oluşturabilir.
Defibrilasyon Uygulamasının Komplikasyonları
Yumuşak doku yaralanmaları
• Genellikle1.derece yanıklara rastlanır.
• Göğüs duvarında kan, kusmuk, transdermal ilaç flasteri vb. kıvılcım oluşturabilecek
unsurlara yanık açısından dikkat edilmelidir.
Defibrilasyon Uygulamasının Komplikasyonları
Miyokardiyal yaralanmalar
• Elektrik akımına bağlı termal yaralanma
olabilir. Yüksek enerji seviyesinde uygulanan defibrilasyon, ST segmentini yükseltebilir.
Defibrilasyon Uygulamasının Komplikasyonları
Kalp ritim bozuklukları
• Defibrilasyon uygulaması, ventriküler ve supraventriküler aritmilere veya asistole neden olabilir.
• İnatçı VF‟de ya da yüksek enerji uygulamalarında ritim bozuklukları görülebilir.
Defibrilasyon Uygulamasının Komplikasyonları
Sağlık çalışanlarında yaralanmalar
• Sağlık çalışanlarında defibrilasyon
esnasında hasta, hasta yatağı, sedye, IV veya ventilasyon ekipmanına temas
neticesinde yanık veya fibrilasyon veya ritim bozuklukları görülebilir.
Defibrilasyon Uygulamasının Komplikasyonları
Diğer
• Özellikle yapısal kalp hastalığı olanlarda, kardiyoversiyon sonrası nadiren pulmoner ödem gelişebilir.
• Kardiyoversiyon sırasında verilen enerji sayısı ve miktarına bağlı olarak ciltte
yanıklar gelişebilir. Bu yanıkların yaklaşık
%25‟i orta-ciddi seviyededir
Kardiyoversiyon
• Elektriksel kardiyoversiyon; defibrilasyona benzer şekilde yapılan fakat endikasyonları ve yapılış şekli defibrilasyondan farklı olan bir uygulamadır.
• QRS kompleksi ile eşzamanlı olarak defibrilatör ile kalbe şok verilmesidir.
Kardiyoversiyon
• Elektriksel kardiyoversiyon=senkronize kardiyoversiyon
• Defibrilasyon ile kardiyoversiyon
arasındaki en önemli fark defibrilasyon işleminin “asenkron”, kardiyoversiyon işleminin ise “senkronize” olarak
yapılmasıdır.
Kardiyoversiyon
• Defibrilasyon işleminde hiçbir değişkene bağlı kalmaksızın elektrik akımını
istediğimiz zaman verebiliyor iken
kardiyoversiyon işleminde defibrilatör
(genelde tüm defibrilatörlerin senkronize kardiyoversiyon yapma özelliği de
mevcuttur) R dalgalarını takip eder, analiz eder ve R dalgasının geldiği anda akımı hastaya verir.
Kardiyoversiyon
• R dalgasına senkronize edilmesinin sebebi hastada şiddetli kısır bir döngü “reentry”
mekanizması olmasıdır. Bu döngüyü
bozmak için kalp üzerinden belli bir miktar akım geçirmek gerekmektedir. Bu akım
kesinlikle T dalgası üzerine verilmez eğer verilirse hastanın VF‟ye girme ihtimali
artar.
Kardiyoversiyon Endikasyonları
• Hemodinamik açıdan “anstabil” olarak tariflenen ve/veya kimyasal
kardiyoversiyondan (Kimyasal
kardiyoversiyon=İlaç tedavisi) fayda görmeyen nabızlı VT gibi geniş QRS
kompleksli taşikardilerin, atriyal fibrilasyon, atrial flatter ve SVT‟lerin tedavisinde
uygulanır.
Taşiaritmili hastaya anstabil tanısı koyduran belirti ve bulgular
• Hipotansiyon,
• Senkop,
• Bilinç bulanıklığı,
• Hastada taşikardi nedeni ile gelişen göğüs ağrısı,
• Yüksek taşikardi hızları ve nabızlı VT,
• Kalp yetmezliği ve miyokard infarktüsü,
• Şok durumundaki hasta
Kardiyoversiyon Uygulamasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
1.Defibrilasyon işlemindeki tüm güvenlik önlemlerine aynen uyulmalıdır.
2.Kimyasal kardiyoversiyondan yarar görmeyen hastalarda uygulanacak ise, ağrılı bir işlem olduğu için, elektriksel
kardiyoversiyon öncesi hastalar sedatize edilmelidir.
3.Defibrilatör çalışır duruma getirilerek, monitör kabloları hastaya bağlanır.
4.Defibrilatör üzerindeki “SYNC”, “Senkron” ya da
“synchronized” tuşuna mutlaka basılmalı ve ekranda ilgili yazının çıktığına emin olunmalıdır.
5.Uygun enerji düzeyi seçilmelidir.
6.Kaşıklara jel sürülerek göğüs duvarına yerleştirilmelidir.
Hastanın göğsü ıslak ise kurulanmalı ve gerekirse tıraş edilmelidir.
Kardiyoversiyon Uygulamasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
7.„‟Charge‟‟ düğmesine basılmalı, hastayla kimsenin temas edip etmediği kontrol edilmeli, emin olunduktan sonra,
hastaya dokunulmaması için yüksek sesle uyarı verilmelidir.
8.Kaşıklara yeterli kuvvet uygulanarak, her iki „‟discharge‟‟
düğmesine aynı anda basılmalı ve şoklama işlemi olana kadar basılı tutulmalıdır.
9.Defibrilasyondaki gibi “shock” düğmelerine basılıp hemen bırakılmamalı, bir süre basılı tutulup, cihaz akımı verdikten sonra bırakılmalıdır. Birkaç saniye kaşıklar uygun basınçla tutularak kardiyoversiyonun gerçekleşmesi beklenir.
10.Kardiyoversiyonda her şoktan sonra defibrilatörler
kendilerini defibrilasyona hazırlamak için otomatik olarak
“asenkron” moda geçerler. Bu nedenle mutlaka her
kardiyoversiyon öncesi SYNC veya senkron modu aktif edilmelidir.
Kaşık/ Paddle Seçimi ve Yerleşimi
• Hem yapışkan pedler, hem de standart defibrilatör kaşıkları ile kardiyoversiyon işlemi yapılabilir.
• Yapışkan pedler güvenlik açısından daha avantajlıdır.
• Kaşıkların yerleşimi defibrilasyon
işlemindeki yerleşim ile aynıdır. 10 kg altı çocuklarda 4,5 cm çapındaki pediyatrik kaşıklar kullanılmalıdır.
Kaşıkların yerleşimi açısından sıklıkla kullanılan pozisyonlar
• Sternum Apex Yerleşimi; Sternum yazan kaşık sağ midklavikular hat 2-3 interkostal aralığa, apex yazan kaşık sol midaksiller hat 4-5 interkostal aralığa yerleştirilir.
• Anteroposterior Yerleşim: Apex yazan kaşık prekordiuma, diğer kaşık ise
infraskapular alana yerleştirilir. Bu pozisyonda hasta sağ yan tarafına
yatırılmalı ve güvenlik önlemlerine daha fazla özen gösterilmelidir
Defibrilasyon- Kardiyoversiyon Enerji Seçimi
• Kardiyoversiyon uygulamalarında seçilen enerji düzeyi, defibrilasyon
uygulamalarında seçilen enerji düzeyine göre daha düşüktür.
• Uygulanacak enerji düzeyi defibrilatörün çeşidine göre değişiklik göstermektedir
Defibrilasyon İşleminde
• Monofazik defibrilatörlerde 360 Joule (J),
• Bifazik defibrilatörlerde 150-200 Joule düzeyinde uygulama yapılır.
• Pediyatrik vakalarda (VF/Nabızsız VT) 4 J/kg‟dır.
Dar Kompleksli Taşikardiler
• Pediyatrik hastalar; supraventriküler taşikardi (SVT) de başlangıç dozu 1
J/kg‟dır. İkinci şok için 2 J /kg olmalıdır.
• Yetişkin hastalar; dar QRS‟li taşikardiler 70- 120 Joule (bifazik defibrilatör),
• Yetişkin hastalar; dar QRS‟li taşikardiler 100 Joule (monofazik defibrilatör)
Geniş Kompleksli Taşikardiler
• Yetişkin hastalar; geniş QRS‟li taşikardiler 120-150 Joule (bifazik defibrilatör),
• Yetişkin hastalar; geniş QRS‟li taşikardiler 200 Joule (monofazik defibrilatör) dur.
Defibrilasyon ve Kardiyoversiyon Sonrası Yapılması Gerekenler
Defibrilasyon ve kardiyoversiyon öncesinde;
• hastanın ritmi,
• uygulama zamanı,
• uygulanan akım miktarı,
• şok verme sayısı,
• ekip üyelerinin ve uygulamayı yapanın adı soyadı ve imzaları,
• uygulama öncesi ve sonrasında alınan ritim örnekleri,
• sedasyon yapılmış ise kullanılan ilaç ve dozları ile yapılan tüm girişimler kaydedilmelidir.
Defibrilasyon ve Kardiyoversiyon Sonrası Yapılması Gerekenler
• Defibrilatör kullanıldıktan sonra bir sonraki kullanım için hazır hale getirilmelidir.
• Nöbet teslimi sırasında defibrilatör kontrolü yapılmalıdır.
• Bataryasının kontrolü yapılmalıdır; her kullanımdan sonra cihaz şarj edilmelidir.
• EKG kağıdı takılı bulunmalıdır.
• Elektrojel yanında mutlaka bulundurulmalıdır.
• Elektrotlar kullanıldıktan sonra temizlenip cihazın üzerindeki yerine yerleştirilmelidir.
• OED kullanımında ise elektrotlar kullanıldıktan sonra yeni elektrot takılmalıdır.
Monitörizasyon
• Monitörizasyonun amacı hastada meydana gelen klinik değişiklikleri
belirlemek, kullanılan ilaçların etkinliğini izlemek, hastanın tedaviye verdiği cevabı değerlendirmek ve fizyolojik
parametrelerini izlemektir.
• Monitörizasyon, invaziv ya da noninvaziv şekilde uygulanmaktadır
Kardiyak Monitörizasyon
• EKG izleme cihazları ya da defibrilatörler aracığıyla kalbin elektriksel aktivitesi, hızı, ritmi ve kan basıncı takip edilebilir.
EKG Monitörizasyonu
• EKG‟nin sürekli izlenmesi ile kalbin
elektriksel aktivitesi, kalp hızı ve kalp ritmi monitörize edilerek izlenmiş olur.
• Göğüs duvarı üzerine yerleştirilen
elektrotlara bağlı çıtçıtlı ya da klipsli hasta kablosunun takılması ile monitörizasyon sağlanır.
• Defibrilatörün elektrotlarıyla da EKG monitörizasyonu sağlanabilir.
Kan Basıncı Monitörizasyonu
• Kardiyovasküler sistemin
değerlendirilmesinde kullanılan en sık
yöntem arteriyel kan basıncı ölçümüdür.
• Arteriyel kan basıncı, doğrudan kardiyak output ve vasküler dirence bağlıdır.
• Kan basıncı, doku perfüzyonunu
göstermede yetersiz kaldığı için kalp hızı ile birlikte değerlendirilmelidir.
Solunum Monitörizasyonu
• Solunum monitörizasyonu ile solunum
sayısı, kan gazları, kandaki oksijen miktarı ve ekspirasyon havasındaki karbondioksit konsantrasyonu izlenebilir.
• Hastanın havayolu ve solunumu hakkında bilgi verir.
• Solunum problemlerine EKG değişiklikleri eşlik ettiği için kardiyak monitörizasyon ile solunum monitörizasyonu birlikte
sağlanmalıdır.
Arteriyel Kan Gazları ve pH
• Arteriyel kan gazları ölçümü; solunumun etkinliğini, dokuların perfüzyonunu ve
oksijen tedavisine verilen yanıtı en iyi şekilde gösteren yöntemdir.
• Asit-baz ve solunum dengesini belirlemek için arteriyel kanda, oksijen (PaO²) ve
karbondioksit (PaCO²) parsiyel basıncı, oksijen satürasyon yüzdesi (SaO²), pH ve bikarbonat gibi önemli parametreler kan gazı alınarak analiz edilmektedir.
Asit baz dengesi (pH)
• Asitlik veya bazlık derecesini tarif eden ölçü birimidir (power of hydrogen,
hidrojenin gücü).
• Hayati işlevlerin sürdürebilmesi için
organizma, vücut sıvılarındaki hidrojen iyonu (H+) konsantrasyonunu belirli bir dengede tutmak zorundadır.
• Hastanın asidoz ya da alkalozda olduğunu gösterir.
pH Değerleri
• Kanın normal pH değerleri 7.35- 7.45‟tir.
• pH>7.45 = Alkaloz
• pH<7.35 = Asidoz
Parsiyel oksijen basıncı
Parsiyel oksijen basıncı (PaO2, PO2)
• Arteriyel kandaki oksijenin parsiyel basıncıdır.
• Oksijenizasyonun derecesinin değerlendirilir.
PaO2 Normal değerleri: 80- 100 mmHg
Parsiyel karbondioksit basıncı (PaCO
2, PCO
2)
• Arteriyel kandaki karbondioksitin parsiyel basıncıdır. Alveolar ventilasyonun
göstergesidir.
Normal değerleri 35- 45 mmHg‟dir.
• pCO2 >45 = Asidoz
• pCO2 <35 = Alkaloz
Bikarbonat (HCO3
¯)
• Bikarbonat iyonunun serum konsantrasyonudur.
• Kanda önemli bir tampondur, asit- baz dengesinin metabolik bileşenini
değerlendirmede kullanılır.
• Standart bikarbonat: Standart koşullarda (37°C sıcaklık ve 40 mmHg PCO2) kanda bulunması gereken bikarbonat değeridir.
Bikarbonat (HCO3
¯)
Aktüel bikarbonat
Kanda bulunan gerçek bikarbonat değeridir.
Artmış değerler metabolik alkalozu, azalmış değerler metabolik asidozu gösterir.
• Bikarbonat Normal değeri = 22- 26 mEq/L‟dir.
• HCO3 >26 = Alkaloz
• HCO3 <22 = Asidoz
Periferik Oksijen Satürasyonu
• Oksijen satürasyonu, kanda oksijene bağlanmış hemoglobinin toplam
hemoglobine oranı olarak tanımlanır.
Kandaki oksijen miktarı oksimetre ile ölçülür.
• Oksimetre; oksijen tedavisi takibi,
ventilatör tedavisinin sonlandırılması,
hipokseminin önlenmesi veya aşırı oksijen uygulamasından kaçınılması amacıyla
kullanılır.
Periferik Oksijen Satürasyonu
• Periferik oksijen satürasyonu, pulseoksimetre ile ölçülür.
• Dokuda yayılan ışığın absorbsiyonu bir sensör aracılığı ile ölçülerek belirlenir.
• Bir ışık kaynağı ve ışık dedektöründen oluşan sensörün arasına parmak ucu, kulak memesi, burun gibi iyi perfüze olan dokulara
yerleştirilir.
• Probe, disposable veya tekrar kullanılabilir özellikte olabilir. SpO2 ya da SaO2 şeklinde ifade edilir, normal değeri %94 – 98‟dir
End- tidal Karbondioksit
• Akciğerlerde gaz değişiminin sonucu
olarak ekspirasyonda atık ürün olan CO2 (karbondioksit) gazı ortaya çıkar.
Ekspirasyon sırasında bu karbondioksit gazının sayısal olarak ölçülmesine
kapnometri, ölçüm yapan cihaza ise kapnometre denir.
• Kapnometre endotrakeal tüp ile solunum sağlayıcı ekipman (balon- valf maske/
ventilatör) arasına bağlanır.
End- tidal Karbondioksit
• Ekspirasyonda normal ETCO2 değeri 30- 45mmHg‟dır. Kardiyak arrest olgularında CO2 ölçümü önemli avantajlar sağlar.
• Endotrakeal tüpün doğru yerleştirilip yerleştirilmediği kapnometri ile tespit
edilebilir.Başarısız entübasyon varlığında kapnometrede CO2 değeri
ölçülemeyecektir. Kapnometri ile kardiyak kompresyonların etkinliği de değerlendirilir.
End- tidal Karbondioksit
• Kardiyak kompresyonlar sonucu başlayan dolaşım ile birlikte akciğerlerde gaz
değişimi gerçekleşir ve ekspirasyonda ETCO2 ölçülebilir. Bu durum kardiyak kompresyonların etkili olduğunun
göstergesidir.
• KPR sırasında ETCO2 değerinin hızla
normal değerler arasına gelmesi, spontan dolaşımın geri döndüğünün en erken
habercisidir.
End- tidal Karbondioksit
• Etkili bir kardiyopulmoner resüsitasyon uygulamasına rağmen ilk 10 dakikada içerisinde ETCO2 seviyesinin 10 mmHg‟
nın üzerine çıkmaması kötü prognoz ile ilişkilidir.
Kolorimetrik Kapnometre
• Kapnometre CO2 varlığının belirlenmesine yardımcı olan bir diğer kapnometre ise
kolorimetrik kapnometredir.Cihazın orta kısmında pH‟ya duyarlı renk değiştiren bir kağıt vardır. Renk değişimi ile CO2 varlığı saptanır. Kenar kısımlarında
karbondioksitin farklı konsantrasyonlarını gösteren renk kodlu alanlar bulunur.
Kolorimetrik Kapnometre
• Entübasyonu takiben balon valf maske ile hastaya 6 kez solunum yaptırılır. Sonra
kapnometrenin rengi değerlendirilir.
• Kapnometre filtresinin rengi normalde
mordur. Dolaşımı ve ventilasyonu yeterli olan hastada cihaz filtresinin rengi, açık kahverengiden sarıya doğru değişir
(ekspirasyon havasındaki CO2 ile karşılaştığında oluşur).
Kolorimetrik Kapnometre
• Kapnometre mor ise tüp havayolunda değildir.
• Renk, açık kahverengi ise tüpün
havayolunda olup olmadığı şüphelidir.
• Renk, sarı ise tüp havayolundadır
Ders Kitabı / Malzemesi / Önerilen Kaynaklar
• Akbaba Ö, Defibrilasyon, Kardiyoversiyon ve Monitörizasyon. Editörler; Usta G, Sarı A, Tüm Yönleriyle Kardiyopulmoner Resüsitasyon (KPR) Uygulamaları, Yayınevi:
Kongre Kitabevi, ISBN: 978-605-80509-6-9, Sayfa 151-164, YIL: 2019
• ERC Kılavuzu 2015