• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE. ÇOCUK ve OYUN İÇİNDEKİLER HEDEFLER OYUN ETKİNLİKLERİ II. Yrd. Doç. Dr. Oya RAMAZAN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE. ÇOCUK ve OYUN İÇİNDEKİLER HEDEFLER OYUN ETKİNLİKLERİ II. Yrd. Doç. Dr. Oya RAMAZAN"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İÇ İN DE KİL ER • Erken Çocukluk Eğitiminde Oyunun Yeri ve Önemi

• Erken Çocukluk Eğitiminde Oyunun Çocuğun Gelişimine Etkileri

HED EF LER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Erken çocukluk eğitiminde oyunun önemini

kavrayabilecek,

• Oyunun farklı gelişim alanlarını nasıl etkilediğini kavrayabilecek,

• Farklı gelişim alanlarını destekleyen oyunlar oluşturabileceksiniz.

OYUN ETKİNLİKLERİ – II

ÇOCUK ve OYUN

Yrd. Doç. Dr. Oya RAMAZAN

ÜNİTE

7

(2)

Eğitim, oyun

GİRİŞ

İnsanlık tarihi kadar eski olan oyun her çağda ve her toplumda var olmuştur ve var olmaya da devam edecektir. Çocuğun olduğu her yerde mutlaka oyun vardır. Dünyanın her yerinde çocuklar her koşulda oyun oynar, bu açıdan oyun evrensel bir dil ve çocuğun hayattaki en önemli işidir denilebilir. Oyun çocuk için yaşamın anlamıdır, var oluşunu oyunla sürdürür. Çocukların her eylemi oyun olmamakla birlikte zamanlarının önemli bölümünü oyun oynayarak geçirirler.

Küçük çocuklar her eylemlerini oyunlaştırma eğilimindedir. Yemek yemek, giyinmek, tuvaletini yapmak, seyahat etmek vb. bir oyun değildir, ama çocuklar için bu eylemler sırasında oyun oynamalarına engel yoktur. Oyun, çocuğun kendini adadığı bir iş, bir uğraştır. Oyun, çocukların gereksinimi, ilgisi ve hakkıdır.

Oyun, çocuğun gelişimi ve eğitiminde çok önemli bir yere sahiptir. Oyun ve oyuncaklar çocuklar için eğlenceli, keyif verici araçlardır, ancak onları yalnızca keyif vericiler olarak düşünmek oyunun gelişimsel ve eğitimsel değeri açısından haksızlık olur. Oyunla ilgili yapılan pek çok tanımın ortak noktası, oyunun çocuğun öğrenme dili ve kişisel keşif alanı, çocukluğun gücü; çocuk için önemli ve gerekli olduğudur.

Doğal olan çocuğun oyun oynamasıdır.

Oyun geliştirir, öğretir ve sağlıklı olarak büyümeyi garantiler. Çocukların keşfetmek ve öğrenmek için doğal bir eğilimleri vardır. Çocuklar dünyaya geldikleri ilk andan itibaren öğrenmek ve keşfetmek için büyük bir heves duyarlar; aktif bir şekilde çevrelerini keşfederler, çevrelerindeki insanlar ve nesneler ile duyuları yoluyla etkileşime girerler, iletişim kurmayı öğrenirler ve çevrelerinde gördükleri şeylere dair fikirler oluşturmaya başlarlar, bu yolla da öğrenirler. Oyun, bilgi üretim merkezidir. Çocuk için oyunun anlamı ve amacı araştırmak, bulmak, tanımak, yeni bilgiler edinmek, eski bilgilerini kullanmak, bilgilerini yeniden düzenlemek ve yapılandırmaktır. Çocuk daha sonra bu bilgilerin gerçekten işe yarayıp yaramadığını yaşantılarıyla keşfeder; bazılarını söndürür, bazılarını

kullanarak geliştirir. Elkind’e göre, çocukluk yıllarında tatmin edici koşullarda oyun oynayan çocukların okul başarısı, disiplin ve davranış sorunları diğer çocuklara oranla daha iyi durumdadır.

ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİNDE OYUNUN YERİ VE ÖNEMİ

Oyun, en etkili ve en kolay öğrenme yoludur. Oyunun gücünü çocukların gelişmesinde bir araç olarak kullanabilmek önemlidir. Okulların ‘çocuk dostu’

olabilmesi için ‘oyun temelli öğretim’ yollarının kullanılması ve çocukların gelişimlerini destekleyecek oyun materyalleri ile zenginleştirilmiş ortamların çocukların hizmetine sunulması gerekir.

Oyun, bütün gelişim alanlarına ait becerileri etkileyecek güçtedir, yani çocuğun tüm alanlarda gelişmesini sağlar. Çocuklar oyun oynadığı için mi gelişir yoksa geliştikçe mi oyun oynar? sorusunun yanıtı şudur: Oyun dinamik bir süreçtir.

(3)

Oyun, bilgi üretim merkezidir.

Çocuklar hem oyun oynayarak gelişimsel ilerleme gösterir hem de gelişim sürecinde doğal olarak oyun oynarlar. Oyun, gelişimin kendisi, aynı zamanda da gelişimin destekleyicisidir. Bu durum, oyunun pedagojik değerine dikkat çekmek açısından çok önemlidir.

Çocuklar için yaşamı öğrenme aracı olan oyun, eğitimin her alanında kullanılmakla birlikte erken çocukluk eğitiminin temelini oluşturur. Bu nedenle çocuklara oyun olanakları verilmeli, verilecek eğitim oyunla zenginleştirilmelidir.

Oyun aracılığıyla eğitim daha kolay gerçekleşir. Oyunla eğitime ‘etkin öğrenme, yaşayarak öğrenme’ de denir.

ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİNDE OYUNUN ÇOCUĞUN GELİŞİMİNE OLAN ETKİLERİ

Oyun; çocuğun fiziksel ve psikomotor, bilişsel, dil, yaratıcılık, sosyal ve duygusal alanlarda gelişimini sağlayan bir araçtır. Bu gelişim alanları birbirini etkiler. Çocuk oynayarak gelişir, geliştikçe oynadığı oyunlar, oyunlarda sergilediği beceriler, tercih ettiği oyun malzemeleri değişir.

Oynanan her oyun tüm gelişim alanlarını az ya da çok etkiler. Örneğin, daha çok bedensel gelişimi destekleyen hareketli bir oyun hız, mesafe algısı, engellerle baş edebilme, problem çözme gibi becerileri gerektiriyorsa aynı zamanda bilişsel gelişime de katkı sağlar. Öğretmen hangi oyunların hangi gelişim alanlarını daha çok etkilediğini iyi bilmeli, farklı alanları destekleyici oyunları, bunlara uygun ortamları ve materyalleri oluşturmalı, hazırlamalıdır.

Oyun oynamayan çocuğun bedensel, zihinsel ve ruhsal yönden sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Çocuğun gelişimine çok büyük katkıları olan oyunun gelişim alanlarına etkilerinin ayrı ayrı incelenmesi oyunun önemini anlamak açısından önemlidir.

Oyunun Çocuğun Fiziksel ve Psikomotor Gelişimine Olan Etkileri

Büyüme ve gelişim, yaşamın başından sonuna kadar devam eden dinamik bir süreçtir. İnsan gelişiminin temel alanlarından biri, birbirleriyle ilişkili olan

‘fiziksel (bedensel)’ ve ‘psikomotor (devinsel)’ gelişimdir.

Fiziksel gelişim genel olarak boy, ağırlık, hacim gibi beden oranlarında ve fiziksel görünümde meydana gelen değişimle birlikte bedeni oluşturan alt sistemlerin büyüme ve gelişimini ifade eder. Fiziksel gelişim, bütün bir gelişimin temelini oluşturduğu için gelişimin öteki alanları üzerinde de önemi vardır. Sağlıklı bir gelişim sağlıklı bir beden gerektirir. Birey, her gelişim döneminin kendine özgü gelişim görevlerini yaparken bedenini kullanmak zorundadır.

(4)

Oyun geliştirir, öğretir ve sağlıklı olarak büyümeyi garantiler.

Oyun çocukların aynı zamanda hareket dilidir. Çocuğun hareket etmesi, hareketli oyunlar oynaması kas-iskelet sistemini kuvvetlendirir, kalp-dolaşım- solunum sistemini güçlendirir. Hareketli oyunlarda kalp atışı, kan dolaşım hızı ve solunum normalin üzerine çıkar; bu sayede kana bol oksijen geçer ve kan akışı yoluyla dokulara daha çok oksijen ve besin taşınır. Açık havada oynanan oyunlar çocuğun güneşten ve temiz havadan yararlanmasını sağlayarak bedensel gelişimini hızlandırır.

Çocuğun yürüme davranışını ya da kalem tutup yazma davranışını zamanında ve uygun bir biçimde yerine getirebilmesi için kas, iskelet, sinir sistemlerinin olgunlaşmış olması gerekir. Çocuk hareket ederek kendi bedeninin dünya üzerindeki etkisini ve kontrolünü öğrenir, kendini çevresinden ayırır, nesnelerin arasında hareket ederek mesafe ve mekanda konum kavramlarını geliştirir. Çocuk hareket ettikçe fiziksel olarak gelişir, geliştikçe yapabildiği hareketler daha karmaşıklaşır.

Psikomotor gelişim, fiziksel büyüme ve gelişme ile birlikte merkezi sinir sisteminin (beyin-omurilik) gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Çocuğun kol ve bacakları ile tüm organlarını kullanmak için güç ve hız kazanmasında, beden organları arasında eşgüdüm (koordinasyon) sağlamasında ve onları denetim altına almasında becerikli duruma gelmesine psiko-motor gelişim denir. Psikomotor gelişim sürecinde kazanılan hareket modelleri ‘büyük kas hareketleri (kaba motor beceriler)’ ve ‘küçük kas hareketleri (ince motor beceriler)’ olmak üzere iki kategoride toplanır. Küçük kas

hareketlerinin gelişimi büyük kas hareketlerinin gelişimini izler.

Büyük kas hareketleri; emekleme, yürüme, koşma, atlama, yuvarlanma, kayma, tırmanma, zıplama, sıçrama ve sekme gibi hareketlerdir. Bu hareketlerin her biri çeşitli şekillerde birleştirilerek yeni hareketlerin üretilmesinde kullanılır.

Bunların yanısıra ayakta dik durumda dönme, eğilme, itme, çekme gibi yer değiştirmeden yapılan hareketler ile denge hareketleri de büyük kasların

kullanımını içerir. Denge aslında tüm hareketlerde önemli bir faktördür. Örneğin, topa ayakla vurma ya da bisiklete binme çocuğun dengesini kaybetmeksizin bir nesneyi hareket ettirme sürecidir.

Küçük kas hareketleri ise manipülatif beceri olarak tanımlanan eli ve ayağı kullanma ve nesne kontrol becerilerini kapsar. Tutma, bırakma, sıkma, yoğurma, koparma, delme, düğme ilikleme, çözme, bağlama, açma-kapama, katlama, makasla kesme, yapıştırma, buruşturma, boyama, çizme, yazı yazma, örme, ipe geçirme, piyano çalma, topu havada ya da yerde, elle, raketle, sopayla ya da ayakla kontrol altına alma gibi hareketleri yapabilmek için küçük kasların gelişmiş olması gerekir. Küçük kasların gelişmesi için su, kum, kil, çamur, tuz seramiği, plastirin, oyun hamuru gibi materyallerle yapılan çalışmalar; karalama, çizme, boyama gibi kalem, boya, fırça kullanımını gerektiren etkinlikler, ipe boncuk dizmek, makasla kesmek, katlamak gibi etkinlikler önemlidir.

(5)

Bilişsel gelişim bebeklikten itibaren

oyunla desteklenir.

Oyunun Çocuğun Bilişsel Gelişimine Olan Etkileri

Biliş; insanların dünyayı öğrenmelerini ve anlamalarını içeren zihinsel faaliyetler olarak tanımlanır ve dikkat, algı, bellek, bilme, tanıma, anlama kavrama, düşünme, akıl yürütme, problem çözme, öğrenme, yaratıcılık, dil gelişimi, okuma- yazma gibi zihinsel süreçleri içerir. Bilişsel gelişim ise bu zihinsel süreçlerde yaşla birlikte meydana gelen değişim ve ilerlemeleri ifade eder.

Önemli bilim adamları bilişsel gelişimin bebeklik döneminden itibaren oyun ile başladığı konusunda hemfikirdir. Çocuk akıl yürütme, seçim yapma, sebep- sonuç ilişkileri kurma, dikkatini toplama gibi bilişsel gelişimle ilgili pek çok kavramı oyun içinde öğrenir. Oyun; nesnelerin tanınmasına, isimlendirilmesine, işlevlerinin ve nasıl kullanıldıklarının öğrenilmesine, farklı özelliklerinin keşfedilmesine

yardımcı olur. Matematiksel düşünme becerisini geliştirir. Büyük-küçük, ince-kalın, uzun-kısa, hafif-ağır, sıcak-soğuk, tatlı-ekşi, hızlı-yavaş gibi duyularımızla algılanan pek çok kavramla birlikte eşleştirme, sınıflama, sıralama, analiz ve sentez yapma, problem çözme gibi zihinsel işlemler oyunla kendiliğinden ve kolayca öğrenilir.

Şekil, renk, boyut, ağırlık, hacim, ölçme, sayma, tartma, zaman, mekân, uzaklık ile ilgili kavramların kazanımı; erime, kuruma, buharlaşma, soğuma gibi doğa

olaylarını öğrenme oyunla gerçekleşir.

Oyun, bilişsel süreçlerden biri olan problem çözme becerilerini geliştirmede de etkilidir. Sorunların çözümünde çocuğun kendi bulduğu yöntemleri

uygulamasına fırsat tanır. Çocuk ayrıca oyun yoluyla kazandığı bu deneyim ve bilgiler arasında ilişkiler kurarak bu bilgileri, daha sonra gerçek yaşamda karşılaştığı problemleri çözmede kullanabilme becerisi kazanır.

Oyunun Çocuğun Dil Gelişimine Olan Etkileri

Dil gelişimi, bilişsel gelişimin bir parçasıdır. İnsan sosyal bir varlıktır ve dil sayesinde başka insanlarla iletişim ve etkileşime girer. Dil; düşünce, duygu ve isteklerin bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan, çok yönlü ve gelişmiş simgesel bir dizgedir. Dil, biliş demektir ve insanların öğrenme, düşünme ve hatırlamasının en önemli yoludur. Çocuk gerçek yaşamda olduğu gibi oyun içinde de diğer insanlarla iletişim kurabilmek için dili kullanmak zorundadır.

Oyunun dil gelişiminde de önemi büyüktür. Yapılan araştırmalar; oyun oynayarak büyüyen çocukların düzgün konuşma ve ifade becerilerinin yeterince ve nitelikli oyun oynamamış çocuklara göre daha düzgün, kelime dağarcıklarının daha zengin olduğunu göstermektedir. Oyun yoluyla çocuk yeni bilgiler edinir, bilgilerini başkalarına aktarır, bilgi dağarcığını geliştirir. Nesneleri, araç-gereçleri tanır, isimlendirir; durumları, kişilerle ilgili sözcükleri kavramsallaştırır, böylece sözcük dağarcığı gelişir, zenginleşir.

(6)

Oyun çocuğun yaratma ortamıdır.

Oyun, çocuğun sözlü olarak anlatılanları kavrama yeteneğini geliştirir, çocuk anlatılanı daha iyi ve çabuk anlar. Dinleme becerisi gelişir. Soru sormayı ve cevap vermeyi; doğru ve düzgün cümle kurmayı öğrenir, dolayısıyla kendini, duygu ve düşüncelerini daha iyi ve rahat ifade eder, kendini ifade etmenin farklı yolları olduğunu görür. Çocuk oyun aracılığıyla dilin tüm yapılarını öğrenir. Bruner, çocukların zarflar, sıfatlar, iyelik ve soru ekleri gibi dilin en karmaşık dilbilgisi yapılarını oyunda öğrendiklerini belirtir.

Çocuk oyunda nesneler ve olaylar arasındaki fark ve benzerlikleri ifade etmeyi, çeşitli sesleri ve bunlara verilen isimleri öğrenir; sadece sözel değil, sözel olmayan dil becerilerini de geliştirir. Oyun çocuğun sesleri ve tonlamaları doğru kullanma becerisi kazanmasına yardım eder. Çocuğu okuma ve yazmaya hazırlar.

Oyunun Çocuğun Yaratıcılığına Olan Etkileri

Yaratıcılık, bilişsel gelişimin içinde ele alınan zihinsel süreçlerden biridir;

bilinen nesneleri, yapıları, olayları, duyguları yeni bir biçimde kullanmak veya farklı bir biçimde birleştirmektir. Bireysel farklılıklar gösteren yaratıcılık yeteneği, çocukların anlatım ve yorumlarında kendine özgü ses, sözcük, düşünce, davranış, tasarım, çizgi, renk vb. kullanarak algılamalarını yansıtmalarıdır. Her çocukta yaratıcı olma yeteneği bulunur. Bu yeteneğin kaybolmaması, gelişmesi için çocuğun yeteneklerini sonuna kadar kullanabileceği ortamın ve özgürlüğün sağlanmış olması gerekir.

Oyun yaratıcılığın kaynağı, çocuğun yaratma ortamıdır, çünkü çocuklar oyunlar sırasında sürekli olarak farklı şeyler yapar, farklı malzemelerle oynar, onları gerçek kullanımlarının dışında da kullanabileceklerini keşfeder, farklı kimliklerin rol ve sorumluluklarını alma fırsatı bulurlar. Çocuk yalnız büyüklerden gördüğünü oyuna aktarmakla kalmaz, kendi yeteneğini de bunlara katarak yeni şeyler yaratır.

Yaratıcılık klasik anlamda sanat etkinlikleriyle bağdaştırılır, oysa her alanda ortaya çıkar. Çocuk gerekli ortam ve malzemeyi bulduğunda bedeniyle,

hareketleriyle, duyularıyla, duygularıyla ve anlatımıyla her zaman yaratmaya, yoktan var etmeye yönelir. Yaratıcılık, yaşam sürecinde karar verirken, problem çözerken, yorum yaparken kullanılan stratejilerin kaynağını oluşturur. Çocuklar kendi gerçeklerini yapılandırırken, kendilerini tanıma yolunda yaşanmış

deneyimlerini temsil ederken bir çok imge ve senaryolar kullanırlar. Yeniden yaratma eğilimlerine konuşmalarında, çizgi ve boya çalışmalarında, elişi etkinliklerinde, müzik, dans ve dramada tanık oluruz.

Öğretmen, çocukların yaracılıklarını ortaya koyabilmeleri ve

geliştirebilmeleri için yaratıcı potansiyeli yüksek oyunları teşvik etmeli, çocuğu motive eden, merak ve ilgisini uyanık tutan materyalleri seçmeli, çocuğun kendi oyun malzemesini kendisinin yapmasına da fırsat tanımalıdır. Ayrıca etkinliğe yeterli zamanı vermeli; çocuk ile arasındaki iletişimi her zaman açık tutmalı,

(7)

Çocuk oyun yoluyla kendini tanır.

çocuğu soru sormak, yardım istemek, fikir üretmek, verdiği kararı açıklamak için cesaretlendirmelidir.

Öğretmen, etkinliklerde esnek olmalı, çocukların etkinliğe kendilerinden bir şeyler katmasına izin vermelidir. Çocukların oynadıkları oyunlarda hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını kullanarak sergiledikleri davranışlar, konuşmalar, sanat

etkinliklerinde ortaya koydukları ürünler yetişkinlere anlamsız ve saçma gelebilir.

Bu nedenle çocuklara müdahale edilmemeli, çocuklar engellenmemelidir.

Oyunun Çocuğun Sosyal ve Duygusal Gelişimine Olan Etkileri

Duygular, bireyin içinde bulunduğu durum ya da mevcut faaliyetlerin hoşnutluğunu ya da hoşnutsuzluğunu yansıtan davranışlarla kendini gösterir.

Çocuklar oyundan zevk alır, eğlenir, çoğunlukla olumlu duygusal yaşantılar edinirler. Oyun, çocuğa duygu zenginliği sunar; oyunlar sırasında kızgınlık, kıskançlık, rekabet, mutluluk, acı, öfke, merak, hayret, korku, sevinç, üzüntü, güven duyma gibi çok değişik ve karmaşık duyguları ardı ardına yaşayabilir ve her birinin deneyimi ile öğrenir ve olgunlaşır.

Oyun, çocukların gerginliklerini çözümledikleri rahatlama alanıdır; iç dünyalarındaki duygusal gereksinimlerini oyunlarında nesnelere, durumlara ya da arkadaşlarına aktararak gerginlikten, çatışmalardan arınırlar. Olumsuz yaşantılarla baş etmek için oyun çocuğa prova yapma olanağı sunar. Çocuğun ilkel, henüz olgunlaşmamış duygularını kontrol altına alabilmeyi öğrenmesi için de etkili yoldur, yani oyun çocuğun duygularını denetlemesini sağlar. Duygusal tepkilerin dramatize edilmesi, oyunlaştırılması çocuğun kendini tanımasına yardımcı olur.

Çocuk, oyun yoluyla benmerkezcilikten ayrılır. Başkalarının duygularını,

gereksinimlerini anlar, Kendine olan güveni gelişir. Çocuğun olumlu ya da olumsuz duygularını öğrenip onu doğru yönlendirebilmek oyunla mümkün olur.

Sosyal gelişim, çocuğun toplumda geçerli olan kültürel değerleri öğrenerek yetişkinlerin dünyasına hazırlanması ve yetişkinlerin davranış biçimlerini

yaşantısına uygulayabilir duruma gelmesidir. Bir başka deyişle toplumsallaşma, çocuğun kendisiyle ve başkalarıyla iyi geçinme ve olumlu etkileşim kurma yeteneği kazanmasıdır. Çocuk, toplumun kural ve gereklerini ve bunlara uymayı en kolay ve zararsız biçimde oyun sırasında öğrenir.

Çocuk oyunda arkadaş olma, akranları ile iyi ilişkiler kurma, paylaşma, iş birliği yapma, yardımlaşma gibi olumlu sosyal beceriler geliştirmek için doğal bir

Örn ek

• Yaptığı resimdeki adamı yeşile boyayan bir çocuğa “niye bunu yeşile boyadın, yeşil insan olur mu?” diyerek müdahale etmemeli ya da oyunda iskemleyi ters çevirerek üstüne oturan çocuğa doğru oturması söylenmemelidir.

(8)

Başkalarının bakış açısını öğrenmek için

oyun gelişimsel bir fırsattır.

ortam bulur; arkadaşlarıyla beraber hareket etmenin kurallarını öğrenir, böylece benmerkezcilikten kurtulmaya başlar. Başkalarının bakış açısını öğrenmek, farklı fikirlerin farkına varmak, farklı fikirlere karşı kabul ve duyarlık geliştirmek için oyun gelişimsel bir fırsattır. İstediğini ifade etme ya da erteleme, sıraya girme, sırasını bekleme, başkalarının haklarına saygı duyma, hoşgörülü olma, kurallara ve sınırlamalara saygı gösterme, haklarına ve eşyalarına sahip çıkma gibi özellikler kazanır.

Kendi güçlü yönleri ile başkalarının güçlü yönlerini fark eder, güçsüz yönlerini geliştirme ve kabul etme olgunluğuna erişir. Kazanmayı - kaybetmeyi öğrenir. Doğru-yanlış, haklı-haksız, iyi-kötü gibi ahlaki kavramları görür, dener, öğrenir, benimser ve benliğinin bir parçası yapar. Bir gruba ait olma ihtiyacını karşıladığı oyun sayesinde çocuk saldırganlığını kontrol etme ve iletişim kurma becerilerini geliştirir.

Çocuklar, oyun, oyuncak ve oyun arkadaşı tercihi yaparak inisiyatif kullanmayı öğrenirler, karar verme becerileri gelişir. Oyunda çocuğun kendine güvenleri artar; çevresindeki nesne ve canlıları korumayı ve onlara zarar vermemeyi, doğa ve insan sevgisi, yurt sevgisi, ülkeye bağlılık gibi kavramları öğrenir; görgü kurallarını öğrenir ve uygular. Bunların yanı sıra çocuk cinsel rolünü kavrar, cinsel kimliğinin farkına varır, toplumdaki çeşitli sosyal rolleri ve statüleri keşfeder.

Oyunun Çocuğun Öz Bakım Becerilerinin Gelişimine Olan Etkileri

Oyun, çocukların gerçek yaşamda çok önemli olan öz bakım becerilerini kazanmalarına da yardımcı olur. Öz bakım becerilerini kazanmak için en uygun oyun evciliktir.

Örn ek

•Çocuk grup oyunlarında sosyal ilişkileri sürdürmenin ve grupla beraber hareket etmenin özelliklerini öğrenir.

(9)

Ö rn ek

•Çocuk oyun esnasında tarak, diş macunu, diş fırçası, sabun, havlu, tabak, kaşık, çatal, bıçak, ütü gibi araçların kullanılışını öğrenir ve gerçek hayatta da kullanmak için çaba harcar. Oyun yoluyla çocuk yemek yeme kurallarını, yemeklerin nelerden ve nasıl yapıldığını; yemeklerden önce ve sonra ellerini yıkaması gerektiğini, yemekten sonra dişlerini fırçalaması gerektiğini öğrenir. Temizlik ile ilgili kavramları, temizlikte kullanılacak araçları tanır, düzen ve temizlik alışkanlığı edinir. Giyinmeyi, soyunmayı, eşyalarını toplamayı oyun yoluyla öğrenir.

Ta rtı şma

•Çocuklar oyun oynamasaydı ne yapardı ve sonuçları ne olurdu?

tartışınız.

•Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“tartışma forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz.

(10)

Öz et

•Oyun geliştirir, öğretir ve sağlıklı olarak büyümeyi garantiler. Çocukların keşfetmek ve öğrenmek için doğal bir eğilimleri vardır. Çocuklar dünyaya geldikleri ilk andan itibaren öğrenmek ve keşfetmek için büyük bir heves duyarlar; aktif bir şekilde çevrelerini keşfederler, iletişim kurmayı öğrenirler ve çevrelerinde gördükleri şeylere dair fikirler oluşturmaya başlarlar.

•Oyun; çocuğun fiziksel ve psikomotor, bilişsel, dil, yaratıcılık, sosyal ve duygusal alanlarda gelişimini sağlayan bir araçtır. Bu gelişim alanları birbirini etkiler. Çocuk oynayarak gelişir, geliştikçe oynadığı oyunlar, oyunlarda sergilediği beceriler, tercih ettiği oyun malzemeleri değişir.

•Psikomotor gelişim sürecinde kazanılan hareket modelleri ‘büyük kas hareketleri’ ve ‘küçük kas hareketleri’ olmak üzere 2 kategoride toplanır.

Büyük kas hareketleri; emekleme, yürüme, koşma, atlama, yuvarlanma, kayma, tırmanma, zıplama, sıçrama ve sekme; küçük kas hareketleri ise tutma, bırakma, sıkma, yoğurma, koparma, açma-kapama, katlama, makasla kesme, boyama, çizme, yazı yazma gibi hareketlerdir.

•Çocuk akıl yürütme, seçim yapma, sebep-sonuç ilişkileri kurma, dikkatini toplama gibi bilişsel gelişimle ilgili pek çok kavramı oyun içinde öğrenir.

Oyun; nesnelerin isimlendirilmesine, nasıl kullanıldıklarının öğrenilmesine yardımcı olur. Matematiksel düşünme becerisini geliştirir. Büyük-küçük, ince-kalın, uzun-kısa, hafif-ağır, sıcak-soğuk, tatlı-ekşi, hızlı-yavaş gibi duyularımızla algılanan pek çok kavramla birlikte eşleştirme, sınıflama, sıralama, analiz ve sentez yapma, problem çözme gibi zihinsel işlemler oyunla kendiliğinden ve kolayca öğrenilir.

•Oyun, çocuğun sözlü olarak anlatılanları kavrama yeteneğini geliştirir, çocuk anlatılanı daha iyi ve çabuk anlar. Soru sormayı ve cevap vermeyi;

doğru ve düzgün cümle kurmayı öğrenir, dolayısıyla kendini, duygu ve düşüncelerini daha iyi ve rahat ifade eder. Nesneleri, araç-gereçleri tanır, isimlendirir; durumları, kişilerle ilgili sözcükleri kavramsallaştırır, böylece sözcük dağarcığı gelişir, zenginleşir.

•Oyun yaratıcılığın kaynağı, çocuğun yaratma ortamıdır, çünkü çocuklar oyunlar sırasında sürekli olarak farklı şeyler yapar, farklı malzemelerle oynar, onları gerçek kullanımlarının dışında da kullanabileceklerini keşfeder, farklı kimliklerin rol ve sorumluluklarını alma fırsatı bulurlar.

•Çocuklar iç dünyalarındaki duygusal gereksinimlerini oyunlarında nesnelere, durumlara ya da arkadaşlarına aktararak gerginlikten, çatışmalardan arınırlar. Oyun, çocuğun ilkel, henüz olgunlaşmamış duygularını kontrol altına alabilmeyi öğrenmesi için de etkili yoldur.

•Çocuk oyunda arkadaş olma, akranları ile iyi ilişkiler kurma, paylaşma, iş birliği yapma, yardımlaşma gibi olumlu sosyal beceriler geliştirir, böylece benmerkezcilikten kurtulmaya başlar. Başkalarının bakış açısını

öğrenmek, farklı fikirlere karşı kabul ve duyarlık geliştirmek, istediğini ifade etmek ya da ertelemek, başkalarının haklarına saygı duymak, kurallara ve sınırlamalara saygı göstermek, haklarına ve eşyalarına sahip çıkma gibi özellikler kazanır.

(11)

Ö de v

•Bu bölümde anlatılan gelişim alanlarının her birini desteleyecek en az iki oyun örneği bulunuz ya da kendiniz oluşturunuz.

•Hazırladığınız ödevi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“ödev” bölümüne yükleyebilirsiniz.

(12)

Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Oyun evrensel bir dildir ifadesi ne anlama gelmektedir?

a) Dünyadaki tüm çocuklar aynı oyunları oynar.

b) Dünyadaki tüm çocuklar her koşulda oyun oynar.

c) Oyun, tüm çocukları aynı şekilde etkiler.

d) Tüm çocuklar oyunda aynı dili kullanır.

e) Farklı yaşlardaki çocuklar aynı oyunları oynar.

2. Aşağıdakilerden hangisi çocuk oyunlarıyla geliştirilmez?

a) Hayal kurmak ve yaratıcılık b) Öz düzenleme

c) Öz güven ve olumlu benlik algısı d) Rekabete yönelik davranışlar e) Problem çözme

3. Aşağıdaki ifadelerden hangisi oyunun çocuğun gelişimiyle olan ilişkisini öne çıkarmaz?

a) Oyun, çocuğun tüm gelişim alanlarını aynı düzeyde destekler.

b) Oyunun kendisi gelişimdir.

c)Oyun çocuğun sağlıklı gelişmesinde uyku, beslenme kadar önemlidir.

d) Oyun, gelişimsel tanı için en uygun araçtır.

e) Zihinsel gelişimdeki ilerlemeler oyun oynamaktan daha önemlidir.

4. Oyun gelişimini etkileyen en temel koşul aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

a) Çocukların oyunlarına dahil olmak b) Model olmak

c) Çocuk dostu bir ortam d) Çocuğun cinsiyeti e) Açık havada oyun

I. Oyun çocukluğa özgü bir davranış biçimidir.

II. Çocuklar okula başlamadan oyuna doymalıdır.

III. Oyun insan türünün en tipik özelliğidir.

IV. Oyun çocukluktan gençliğe geçişi kolaylaştıran uyum sürecidir.

V. Oyun, yaşam boyu devam eden bir süreçtir.

5. Yukarıdaki ifadelerden hangileri oyunun kapsadığı evreyi açıklamak için uygundur?

a) II-III b) I-IV c) I-V d) III-V e) Yalnız II

(13)

6. Aşağıdaki ifadelerden hangisi çocukların oyun oynama nedenini açıklamaz?

a) Çocuklar başka işleri olmadığı için oyun oynarlar.

b) Organizmanın ürettiği fazla enerjiyi harcamak için oyun oynarlar.

c) Çocuklar öğrenmek için oyun oynarlar.

d) Çocuklar eğlenmek için oyun oynarlar.

e) Azalan enerjilerini toplamak için oyun oynarlar.

7. Aşağıdakilerden hangisi oyunun özelliğini vurgulayan bir görüş değildir?

a) Oyun informel bir öğrenme ortamıdır, ama çocuk çok şey öğrenir.

b) Oyun sırasında çocuk yeni öğrenmeler için hazır hale gelir.

c) Çocuk için oyun oynamak bir gereksinimdir.

d) Oyun, doğal bir eylemdir.

e) Çocuklar nasıl oynayacaklarını öğrenmeleri için yönlendirilmelidir.

8. Aşağıdakilerden hangisi okul öncesi dönem çocuklarının oyun aracılığıyla elde ettiği kazanımlardan biri değildir?

a) İlgi ve gereksinimlerinin farkına varmaları

b) Grup içinde nasıl davranması ve davranmaması gerektiğini ayırt etmeleri c) Vücutlarını dengeli ve koordineli bir şekilde hareket ettirmeleri

d) Kendilerine sorulan sorulara doğru ve zamanında yanıt vermeleri e) Meraklarını gidermek için araştırmaya yönelik girişimlerde bulunmaları 9. Aşağıdaki ifadelerden hangisi oyunun çocuklar için önemini vurgular?

a) Üstünzekâlı çocuklar daha iyi oyunlar oynar.

b) Oyun, çocukların gerginliklerini çözümledikleri rahatlama alanıdır.

c) Oyun oynamak için çocuğun hazır bulunuşluğu önemlidir.

d) Bazı çocuklar için oyun oynamaktan daha ciddi işler vardır.

e) Kardeşi olmayan çocuklar oyundan yeterince yararlanamaz.

10. Aşağıdaki hareketlerden hangisini yapabilmek büyük kasların gelişimine bağlı değildir?

a) Yazma b) Sıçrama c) Eğilme d) Denge e) Kayma

Cevap Anahtarı 1.B, 2.D, 3.E, 4.C, 5.C, 6.A, 7.E, 8.D, 9.B, 10.A

(14)

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR

Aksoy, A. ve Dere Çiftçi, H. (2008). Erken Çocukluk Döneminde Gelişimi Destekleyen Oyunlar. Oynuyorum, Eğleniyorum, Öğreniyorum. Ankara:

Pegem Akademi.

Aksoy, A. ve Dere Çiftçi, H. (2009). Duygusal Gelişim. Eğitim Psikolojisi (Ed. N. Aral ve T. Duman). İstanbul: Kriter Yayınları, 155-181.

Bütün Ayhan, A. (2009). Bilişsel gelişim. Eğitim Psikolojisi (Ed. N. Aral ve T.

Duman). İstanbul: Kriter Yayınları, 93-113.

Ceylan, R. (2009). Fiziksel Gelişim. Eğitim Psikolojisi (Ed. N. Aral ve T. Duman).

İstanbul: Kriter Yayınları, 51-66.

Çakmak, A. ve Elibol, F. (2011). Çocuk ve Oyun. Ankara: Vize Basın Yayın.

Deniz Yöndem, Z. ve Taylı, A. (2007). Bilişsel Gelişim ve Dil Gelişimi. Eğitim Psikolojisi (Ed. A.Kaya), Ankara: Pegem A Yayıncılık, 81-131.

Durualp, E. ve Aral, N (2011). Oyun Temelli Sosyal Beceri Eğitimi. Ankara: Vize Basın Yayın.

Fazlıoğlu, Y. (2009). Sosyal Gelişim. Eğitim Psikolojisi (Ed. N. Aral ve T. Duman).

İstanbul: Kriter Yayınları, 133-153.

Güven, G. (2011). Okul Öncesi Eğitim Programında Kullanılan Yöntem ve Teknikler.

Okul Öncesi Eğitimde Özel Öğretim Yöntemleri (Ed. F. Alisinanoğlu), Ankara:

Pegem Akademi, 67-110.

Güven, N. (2003). Erken çocukluk döneminde bağımsız oyun gelişimi. Erken Çocuklukta Gelişim ve Eğitimde Yeni Yaklaşımlar (Ed. M.Sevinç), İstanbul:

Morpa Kültür Yayınları, 502-508.

Jones, M. (2007). Çocuk ve Oyun. 0-5 Yaş Arası Çocuklar İçin Oyun, Oyuncak ve Etkinlikler (2. basım). İstanbul: Kaknüs Yayınları.

Meslekî Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi-MEGEP. (2009).

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Çocuk Ekinikleri, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı.

Meslekî Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi-MEGEP. (2009).

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Oyun Etkinliği-I, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı.

Meslekî Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi-MEGEP. (2011).

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Oyun Etkinliği-II, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı.

MEB. (2012). Okul Öncesi Eğitim Programı. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü.

Özer, D. (2009). Motor gelişim. Eğitim Psikolojisi (Ed. N. Aral ve T. Duman).

İstanbul: Kriter Yayınları, 67-92.

(15)

Öztürk Aynal, Ş. (2010). Çocukta Oyun Gelişimi ve Yaratıcılık. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim (Ed. M. Engin Deniz), Ankara: Maya Akademi Yayın, 281- 316.

Pehlivan, H. (2005). Oyun ve Öğrenme. Ankara: Anı Yayıncılık.

Poyraz, H. (2003). Okul Öncesi Dönemde Oyun ve Oyuncak (2. basım). Ankara: Anı Yayıncılık.

San Bayhan, P. ve Artan, İ. (2004). Çocuk Gelişimi ve Eğitimi. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.

Sevinç, M. (2004). Erken Çocukluk Gelişimi ve Eğitiminde Oyun. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.

Seyrek, H. ve Sun, M. (1997). Okul Öncesi Eğitiminde Oyun. İzmir: MEY Müzik Eserleri Yayınları.

Siyez, D. M. (2007). Fiziksel gelişim. Eğitim Psikolojisi (Ed. A.Kaya), Ankara: Pegem A Yayıncılık, 47-80.

Tuğrul, B. (2010). Oyun Temelli Öğrenme. Okul Öncesinde Özel Öğretim Yöntemleri (Ed. R. Zembat), Ankara: Anı Yayıncılık, 187-220.

Tuğrul, B. (2013). Çocukta Oyun Gelişimi. Öğretmenlik Alan Bilgisi. Okul öncesi Öğretmenliği (Eds. N. Aral, Ü. Deniz ve A. Kan). Ankara: Alan Bilgisi Yayınları, 245-264.

Tüfekçioğlu, Ü. (2010). Okul Öncesi Eğitimde Oyun ve Önemi. Çocukta Oyun Gelişimi, Beden Eğitimi ve Oyun Öğretimi (Ed. U. Tüfekçioğlu), Eskişehir:

Anadolu Üniversitesi Yayını No 1860, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 975, 1-35.

Yazgan İnanç, B.; Bilgin, M. ve Kılıç Atıcı, M. (2011). Gelişim Psikolojisi. Çocuk ve Ergen Gelişimi (7. basım), Ankara: Pegem Akademi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Piaget bilişsel gelişimi; duyu-motor dönem, işlem öncesi dönem, somut işlemler dönemi ve soyut işlemler dönemi olmak üzere dört dönemde incelemiştir..  Duyu Motor

 Bruner bilişsel gelişimin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğunu savunmaktadır.Bilişsel gelişim için sistemli bir öğretici-öğrenici etkileşimin

 Piaget’e göre bilişsel gelişim, beyin ve sinir sisteminin olgunlaşmasıyla bireyin çevresine adapte olmasına yardımcı olan deneyimlerinin bir

 Bilişsel zihin kuramı daha çok kişilerin inançlarını ve düşüncelerini anlama olarak nitelendirilmiştir.. P

Kişiliğin ayrılmaz bir parçası olan otobiyografik bellek performansları daha iyi olan kişilerin sosyal becerilerinin de daha iyi olduğu bilinmektedir.. Düşünce, duygu ve

İfade edici dilin gelişmesinin yani çocuğun kendisini etkin bir şekilde ifade edebilmesinin ön koşulu, alıcı dilinin

 Bu durum, Vygotsky’ye göre “yakınsal gelişim alanı” olarak adlandırılan, çocukların gerçek gelişim düzeyleri ile kapasiteleri arasındaki farktan

 Sosyo-Ekonomik Koşullar: Bu konuda yapılan çalışmalarda, üst sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların sözcük sayısının, alt ve orta gruba göre daha iyi olduğu,