• Sonuç bulunamadı

Mustafa ÖNDER (*)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mustafa ÖNDER (*) "

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İNSAN HAKLARI VE DİN EGİTİMİ

Mustafa ÖNDER (*)

uzet

İnsan haklarının kapsamı, medeniyet geliştikçe daha iyi anlaşılmış ve gelişmekte olan toplumlarda ortak değer yargılarıyla koruma altına alınmıştır. İnsanın bir çok te- mel haklarından biri de kendini geliştirme, geçmişi ve toplumunu tanıma ve geleceğini

mutlu kılacak eğitimi alma hakkıdır.

İnsanın, yaratılış özelliğinden kaynaklanan inanma duygusunu tatmin etmesi ve inanma ihtiyacını karşılayabilmesi için, doğru ve doyurucu bir şekilde dinini tammas; ve gereklerini yerine getirebilecek eğitimi alması temel hakkıdır.

Bunun için gerek Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesini ve gerekse Avrupa İn­

san Hakları Sözleşmelerini kabullenen ülkelerde din eğitimi yasal bir hak olarak Anaya- sa ve yasalarında yerini almıştır.

Anahtar Kelime/er: İnsan Hakları, Eğitim Hakkı, Din Eğitimi.

Human Rights and Religious Education Abstract

lt was preserved the extent of the human rights with the comman standards of judg- ment in the societies which developed and understood very well with the development of the civilization. One of the main rights of the human being is also a right to have the edu- cation to be happy his future, developing himself, to know the past and society.

It is a right to be human be ing for which to take education can be necessary and to know the re ligian of him satisfactorily and correctly to provide the need and the emoti- on of belief which source from the creation of human be ing. The religion education, for this, took place in the laws and constitution as a legal right in the countries which ac- cept both the universal declaration of the United Nations and the Universal Declarati- on of Human Rights of Europe.

Key Words: Human rights, Education right, Religion education

*) Dr., Atatürk Üniversitesi Erzincan Eğitim Fakültesi.

(e-posta: monder@atauni.edu.tr)

(2)

238 /Dr. Mustafa ÖNDER---EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Giriş

Diline, dinine, ırkına, cinsiyetine, milliyetine, sosyal statüsüne ve rengine bakılmak­

sızın insana insan olduğu için tanınan genel haklara insan hakları denir. İnsan hakları ifa- desi çerçevesinde insan, coğrafi sınırlar dikkate alınmaksızın içinde yaşadığı toplum ve mekandan bağımsız şekilde bir varlık olarak algılanmakta ve hak sahibi olarak kabul edilmektedir.

İnsan hakları kavramı gücünü, insanı yaratıldığı güzellikte kabul edip, insanlar ara-

sında onların sorumlu olmadığı sebeplere dayanarak ayırım yapılmamasından alır.

Tarihi süreç içinde insan hakları konusunda bir çok gelişmeler olmuştur. Bunların en önemlilerinden biri II. Dünya Savaşı'nın ardından yapılan Birleşmiş Milletler Antlaşma­

sı'dır. Bu antlaşmada dünya barışı ile insan haklarına saygı arasında bir bağlantı kurul-

duğu gibi, Birleşmiş Milletiere insan hakları geliştirme görevi de verilmiştir. Ayrıca üye devletlere insan haklarına saygı gösterme yükümlülüğü getirilmiştir. Birleşmiş Milletie- rin İnsan Haklan Komisyonu'nun hazırladığı İnsan Haklan Evrensel Bildirisi 1948 yı­

lında Birleşmiş Milletler Gene! Kumlu'nda kabul edilmiştir

1

.

İnsan hakları konusundaki olumlu gelişmelerin önemli bir merhalesi sayılan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve tamamlayıcı protokoller sonucu garanti edilen haklar ve öz- gürlükler şunlardır: Yaşama hakkı, işkenceye ve zulme, gayri insani muamele veya ce- zaya tabi tutulmama hakkı, köle halinde bulundurulmama hakkı, zorla çalıştırılınama hakkı, kişi güvenliği hakkı, adil ve tarafsız bir mahkeme önünde makul bir süre içinde

yargılanma hakkı, kanunsuz suç olmayacağı, cezaların geriye yürüyemeyeceği ve kişi­

nin s uçluluğu ispat edilineeye kadar masum sayılacağı ilkesi, özel yaşama? aile hayatına ve haberleşmenin giziiğine saygı hakkı, düşünce ve din özgürlüğü hakkı, ifade özgürlü-

ğü hakkı. toplanma, dernek ve sendika kurma halclçı; evlemne halclçı; aynıncılığa tabi ol- mama hakkı, eğitim hakkı, mülkiyet hakkı, seyahat ve yerleşme hakkı, ahdi yükümlü- lükler sebebiyle hapis cezasına maruz kalınama hakkı. Sözleşmeyi imzalayan devletler bu hakları yargı alanları içinde bulunan herkese tanımayı kabul etmişlerdir2.

A. Eğitim Hakkı

Yukarda belirtilen hak ve özgürlüklerin en önemlilerinden ve insanın temel uğraş

alanlanndan biri de eğitim ve öğretim hakkıdır; bu hak aynı zamanda insanın toplum içinde kendisine etkili ve eylemli bir yer bulabilmesinin de en önemli şartıdır3.

Eğitim faaliyeti ile insanın toplumla ilişkisi karşılıklı etkileşim ve iletişim sağlamak­

ta, ayrıca bir çok ihtiyaç da bu faaliyet sonucu temin edilebilmektedir. Eğitim ve öğre-

I) Öney, Metin, "İnsan Haklarının Tarihi Gelişimi ve Türkiye", Yeni Türkiye (İnsan Hakları Özel Sayı­

sı), Sayı:

98/21, Sayfa: 54-62.

2) Gündüz, Aslan, "İnsan Hakları", Türkiye Diyanet Vakfı İslfim Ansiklopedisi(DİA), XXII, s. 323-327.

3) Yaman,

Hakkı, Eğitim Hakkı, www.turkhukuksitesi.coınlfaq/egitim

(Eylül 200)

(3)

tim ile ilgili temel haklar ve ödevler ve bunlarla ilgili her türlü uiusai ve uiusiararası ka- nuni düzenleme ve belgeler insan haklan araştırmacılann ilgi alanlarındandır4.

Eğitim, yerine ve durumuna göre, söyleyenin ve kullananın niyetine göre farklı an- lamlar kazanabilmektedir. En genel anlamda eğitim," istendik (amaçlı) davranış oluş­

turma" olarak kabul edilmektedir. Ayrıca eğitim, toplumun süzgecinden geçirilmiş de-

ğerlerin, ahlak standartlarının, bilgi ve beceri birikimlerinin yeni nesillere aktarılması ile ilgilidir. Bu anlamda eğitim, "bireyi, istenilen nitelikte kültürleme sürecidir"5. Eğitimin tamını ile ilgili görüş ve verilerin analizini yapan Sönmez6 ise eğitimi, "çevre ayarlama-

sı yoluyla kişinin davranışlarını istenilen yönde değiştirme ve değerlendirme süreci" ola- rak tanımlamaktadır.

Eğitim ile yetiştirilmesi amaçlanan insanda bulunması uygun görülen, eğitim yoluy- la kazandmlabilir nitelikteki özellikler eğitimin hedefleri denk Hedefler konusu, eğiti­

mi karakterize eden en önemli unsurdur. Amaçsız eğitim olamaz. Gelişigüzel yapılan fa- aliyetlerden eğitimi ayıran özellik, eğitimin belli bir anıaca yönelik olmasıdır. Eğitimin

esas amacı da davranışların planlı ve programlı şekilde değiştirilmesidir. Bu davranış de-

ğişikliği biigi, beceri, ilgi, ahşkanhk, yeteüek ve tutumlarda göz!enir7. Buna göre eğitim, kişiye etki etme, onu şekillendirmedir. Bu şekilleome ve değişmeden yararlanma da ki-

şinin eğitim hakkı olarak değerlendirilmelidir.

a. Uluslararası Hukuk Açısından Din Eğitimi ve Öğretimi Hakkı

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi: lO Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca kabul edilen evrensel bildiri, insan hakları konusunda bütün halklar ve milletler için ortak idea! ölçüleri belirler, Evrensel Bildiri'nin 2. maddesi, insanların

din ve inanç ayınını gözetmeksizin bütün hak ve özgürlüklerden yararlanabileceklerini

belirtmiştir. Ayrıca, bildirinin 7. maddesi kanun önünde eşitliği ve kanun himayesinden

eşit olarak yararlanmayı da herkes için bir hak olarak öngörmüştür.

Evrensel Bildiri'nin 18. maddesi din ve vicdan özgürlüğü hakkıdır ve beyannameyi imzalayan devletlere, din öğretimi özgürlüğü ve hakkını tanımasını emreder. Hatta, bu konuda üzerine düşen görevleri yapmasını ister. Maddede şöyle denilmektedir: "Herkes

düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir; bu hak, dinini veya inancını değiş­

tirmeyi de içerir. Aynı şekilde bu hak, dini ve inancını tek başına veya topluca, özel ola- rak veya açık bir şekilde öğretme, uygulama, ibadet ve törenler şeklinde gösterilmesini de kapsar."

İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi): 4 Kasım 1950 tarihli, Avrupa Konseyi üyesi devletlerin (Tür- 4) Bal cı, Muharrem, "Ulusal Ve Uluslar Arası Hukukta İnsan Haklan Çerçevesinde Eğitim ve Öğretim

Hakkı", Yeni Türkiye (Insan Hakları Özel Sayısı), Sayı: 98/22, Sayfa: 1097-1110.

5) Çelikkaya, Hasan, Eğimüne Giriş, Alfa Yay., İst.,1997, s. 27; Başaran, i. Ethem, Eğitime Giriş, An- kara, 1984, s.14; Vanş, Fatma, Eğitim Bilimine Giriş, Anadolu Üniv. Yay., Eskişehir, 1988, s. 18.

6) Sönmez, Veysel,

Eğitim

Felsefesi,

(3.Baskı), Adım

Yay., Ankara, 1993, s. 41.

7) Toz! u, Necmettin, Eğitim Sosyolojisi, (2. Baskı), Atatürk Üniv. Yay., Erzurum, 1991, s. 40.

(4)

240 /Dr. Mustafa ÖNDER---EKEV AKADEMİ DERCİSİ

kiye dahil) imzaladıkları bu sözleşmede de konumuzia ilgili hükümler yer almaktadır.

Nitekim sözleşmenin 9. maddesi, dini öğretme özgürlüğü de dahil olmak üzere vicdan ve din özgürlüklerini herkes için garanti etmiştir. Adı geçen maddede şöyle denilmekte- dir: "Her kişi düşünme, vicdan ve din hürriyetine sahiptir. Bu hak; din veya kanaat de-

ğiştirme, açık ya da kapalı bir biçimde ibadet ve ayin veya öğretim yapma; tek başına

veya toplu olarak dini inancını veya kanaatini belirtme hürriyetini ihtiva etmektedir."

Görüldüğü gibi bu madde de dinin öğretimini yapabilmek, din ve vicdan özgürlüğünü

kullanmak ile doğrudan ilgili bir temel hak olarak zikredilmektedir. Bu yasal bilgilerden, uluslar arası hukuk açısından din eğitimi ve öğretiminin insanın temel bir hakkı olduğu,

onun gereklerini öğrenmesi için kişiye devletin imkan sağlaması gerektiği açıkça anla-

şılmaktadır.

b. Ulusal Hukuk Açısından Din Eğitimi ve Öğretimi Hakkı

Temel hak ve özgürlükler, klasik gruplandınnada üç ana başlık halinde ele alınmak­

tadır. Kon.ıyucu/Oiumsuz Haklar, İsterne/Olumlu Haklar ve Katılmal Aktif Statü hakları.

İsterne/Aktif Statü hakları, kişinin devletten ve toplumdan talep edebilecekleri, sos- yal adalet anlayışının gerçekleşmesine yönelik haklardır. Bu haklar içinde yukarda geç-

tiği gibi ailenin korunması, çalışma ve sözleşme hürriyeti ile eğitim ve öğretim hakkı yer

aimaktadır ve Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasasının 41-65. maddeleri arasında dü- zenlenmektedir8.

Demokratik hukuk devlet yapısında "eğitim hakkı" insanların temel haklarındandır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 5. maddesine göre "Devletin temel amaç ve görev- leri'!' arasında, ukişinin ten1el hak ve hün·iyetleri" korııma altındadır. Yine anayasanın 42.

maddesine göre "kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz." Böylece her

vatandaşın egitim ve öğretim hakkii1in oldüğü kesin olarak anayasada yerini alm.:ştır.l\y-

nca 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 7. maddesine göre "Temel eğitim gör- mek her Türk vatandaşının hakkıdır." bu hak engellenemez ve yanlış uygulamalara dev- let karşı koyar.

Ülkemizde din eğitim ve öğretimi hakkı da Anayasamızda yerini almış olup, ulusal hukuk açısından bu hak birkaç noktada toplanabilir. Bunlardan birincisi 1924 tarihinde çıkarılan ve devrim kanunlarından sayılan "Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birliği) Kanu- nu" dur. B u kanun, 1982 Anayasası' nın 17 4. maddesine göre değiştirilmesi teklif edile- meyecek kanunlar arasına konulmuştur.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu, bazılarının iddia ettiği gibi din eğitimi ve öğretimini orta- dan kaldırmak için değil, aksine Atay'ın9 da belirttiği gibi," ... din eğitim ve öğretimini genel eğitim sistemi içinde ele almak ve onunla bütünleştirmek için çıkarılmış bir kanun-

8)

Balcı,

a.g.e., s. I 104.

9) Atay, Hüseyin. "Açış Konuşması", /.Din Eğitimi Semineri (23-25 Nisan /98/ ), ilahiyat Vakfı Yay.,

Ankara, I 98 I, s. 2.

(5)

dur." Bu kanunun (Düstur,Tertip:3) 4. maddesinde "Miiii Eğitim Bakanlığı, din bilimle- ri sahasında uzman bilim insanlan yetiştirmek üzere üniversitede bir İlı'ihiyat Fakültesi kuracak, ayrıca imam ve hatip gibi din hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumlu me- murların yetişmesi için de ayrı okullar açacaktır."l0 denilmektedir. Görüldüğü gibi bu madde çok açık olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na din eğitimi ve öğretimi görevi yükle- mektedir.

Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasası 'nın 24. maddesi din ve ahlak öğretimini zorun- lu kilmaktadır. Maddenin ilgili bendi şöyledir. " ... din ve ahlak eğitim ve öğretimi devle- tin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve orta öğre­

tim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçükterin de kanuni temsilcilerinin talebine

bağlıdır." 1982 Anayasası' nın bu maddesi de, din ve vicdan özgürlüğüne işaret etmekte- dir. Yine bu maddeye göre devlet, din ve ahlak öğretiminin sağlanması yanında ayrıca, eğitimi yaptıracak programlar da açacaktır. Bu program kişilerin ve velilerinin istekleri- ne bağlı olacak, bu programa sadece isteyenier katılacaktır. Programlarda ise mensubu olünan dinin bilgileri ve kurallan öğreti!ecektir. Aynı zamanda bunların eğitimi de yapı­

labilecektirll.

Yine anayasanın 42. maddesi sosyal bir hak olarak eğitim ve öğretim hakkim düzen- lemektedir. Kanunun ilgili bendine göre, "Kimse eğitim ve öğretim haklanndan yoksun

bırakılamaz ... " Çağdaş eğitim ve okul teorilerine göre okul, toplumsal istekleri ve bek- lentilerini gerçekleştirmek için oluşturulmuş bir örgüttür. Okulun ve eğitimin ana hedef- leri arasında, kişiyi özgürleştirme kendini gerçekleştirme, insani olgunluğa yükselme gi- bi hususlara öncelik tamnmaktadır iZ. Bir milleti meydana getiren temel kültür ve kimlik

unsurlarından birinin din olduğu sosyolojik bir gerçektir. Toplurnun dinini doğm olarak

öğreneceği ve eğitimini alacağı yer ise; yukarıdaki yasal çerçevede tespit edildiği gibi okuldur. Çünkü okul dışında yapılan din eğitimi, dinin yanlış öğretilmesi ve yanlış yol- da kullanılabilmesine her zaman yol açabilir niteliktedir.

Buna ilaveten 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 12. maddesinde "Türk milli eğitiminde laiklik esastır. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi ilkokul ve orta okul- lar ile lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu dersler arasında yer alır." ifadesi de din

eğitiminin yasal dayanaklarından bir diğerini oluşturmaktadır. Bu da Anayasarnızda de-

ğiştirilmesinin teklif bile edilerneyeceği temel ilkelerinden "laiklik"tir. Çünkü laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir. Her türlü İstisınan önleyen temel ilkedir.

lO) ifadeler sadeleştiriimi ştir.

ll) Dodurgalı, Abdurrahman. Din Eğitimi ve Öğretiminde Ilkeler ve Yöntemler, İFAV Yay., İst, s. 215;

Bolay, S. Hayri ve Türköne, Mümtaz'er, Din Eğitimi Raporu, Ankara Merkez İ.H.L. Mezunları

Vakfı

Yay., Ankara, 1995, s. 103.

12) Tosun, Cemal. Din

Eğitimi

Bilimine

Giriş,

Pegem A Yay., Ankara, 2001, s. 99.

(6)

242 1 Dr. Mustafa ÖNDER---EKEV AKADEMİ DERCİSİ

B. Din Olgusu ve Din Eğitimi

Din, insanın bir cephesini değil, bütün benliğini saran bir olgudur. Din, en kısa ve en kapsamlı bir ifade ile "İnsan-Allah ilişkisi" dir. Başka bir ifade ile din, insanın kayıtsız şartsız var olan Mutlak Varlığa yönelişi ve onun tarafından kuşatılışıdır. Antropoloji araştırmalan insanın doğuştan dine meyilli olduğu sonucuna varmıştır. İnsan kendini fark ettiği en küçük yaşlardan itibaren, kendisinin, başkalannın ve var olan her şeyin, ne- reden geldiği ve niçin var olduğu ile ilgili sorular sormaktadır. Bu sorular insanlığın he- nüz çözülmemiş, açık sonılandırl3. Baltaci0ğlu'nun14 deyimiyle, "kansız yaşanamaya­

cağı gibi dinsiz de yaşanamaz."

Din fenomonolojisi ile ilgilenen ve din olgusuna farklı açılardan yaklaşan bilim in-

sanlarının ifade ettikleri tanımlarda vurgulanan özellikler birleştirildiğinde din, kişisel ve toplumsal yam bulunan, düşünce ve uygulama açısından sistemleşmiş olan, insanlara bir

yaşama tarzı sunan, onları belli bir dünya görüşü etrafında toplayan bir kurumdur. O, bir

değer koyma, değer biçme ve yaşama tarzıdır. Aşkın ve kutsal bir yaratıcıya isteyerek

bağlanma, teslim olma, onun iradesine tabi olmadırl5.

İnsanlık tarihi incelendiğinde en çok dikkati çeken konulardan biri, kuşkusuz bütün toplumlarda din olgusunun bulunduğudur. Bu olgu, insanı hem içten hem dıştan kuşatan,

onun düşünce ve davranışlannda kendini gösteren bir disiplindirl6. Her ne kadar 19.yy.daki pozitivist akımlar dini yönelişi, geçici ve kısnli kesintiye uğratmışsa da din olgusu 20. asrın sonlarında bütün dünyada yeniden yükselen ve yükselmeye devam eden

değer olmuştur. Değerler alanındaki erozyonun doğurduğu sonuçlar, manevi arayış için- deki insanlan dine ve dini değerlere yöneltmektedir. İnsanlığın geleceğini tehdit eden ciddi sorunlann çözüme kavuşturuln1as1nda dinden yardım umulmaktadır. İşin gerçegi, Allah katından gelen vahyin ve onun etrafında şekillenen ilahi nitelikli dinin esas amacı

da, insanoğlunun sorun!ann!n çözümüne katk!da bu!unmakt!r17.

Batılı bir çok ülkede din, çağın dışında, terk edilmesi gereken bir olgu olarak değil,

modem toplumun meydana gelmesinin vazgeçilmez bir unsuru olarak himaye edilmesi ve güçlendirilmesi gereken bir kollektif değer olarak görülmektedir. Zira, acı tecrübeler toplumu ayakta tutan, sağlıklı bir bünyeyi sürdüren, uyum ve barışı sağlayan meşruiyet kaynağının din olduğunu göstermiştir. İlahi bir kaynaktan beslenmeyen değerler hiçbir devirde kalıcı ve tatmin edici olmamıştır. Yine her toplumda ahlak erozyonu ile din! de-

ğerlerin erozyonu aynı anlama gelmektedir. Buna göre din, ferdi ve kollektif bir kimlik unsuru, ayrıca temel referans kaynağidirl8.

13) Bilgin, Beyza,

Eğitim

Bilimi ve Din

Eğitimi,

Gün Yay., Ankara, 1998, s. 4.

14) Baltacıoğlu, i. Hakkı, "Dine Doğru", A.Ü. ilahiyat Fak. Dergisi, Ankara, 1957, Sayı: 1-V, sayfa: 44- 59.

15)

Aydın,

S. Mehmet, Din Felsefesi, 3.

Baskı,

Selçuk Yay., Ankara, 1992, s. 6.

16) Tümer, Günay, "Din", DiA, IX, s. 314-320.

17) Onat, Hasan. "Niçin Din

Eğitimi",/. Uluslararası

Din

Eğitimi

Sempozyumu, (20-21

Kasım

1997 Ankara), A.Ü.İ.F. veTÖMER Dil Öğretim Merkezi Yay., Ankara, 1997, sayfa: 15-23.

18) Bolay ve Türköne, a.g.e., s. 3; Onat, a.g.e., s. 16.

(7)

İnsanlığın, özellikle son bir asırdır yaşadığı tecrübeler, din olgusunu dışlayarak bir yere varmanın mümkün olmadığını bütün açıklığı ile göstermiştir. Pek çok düşünür, din ve değerler alanında ortaya çıkan boşluğun insanlığın geleceği açısından ciddi bir tehdit olduğu hususuna ısrarla dikkat çekmektedir19. Bu noktadan hareketle "dinin öğretilme­

si"nin, insanlığın temel ihtiyaçlarından biri olduğu söylenebilir. Ayrıca insan ve toplum üzerinde bu derece etkili olan insan üstü bir sistemle, insan arasında ilgi kurulması hiç

şüphesiz eğitimin bir konusu olmalıdır. Yoksa bu ilişkilerin yetersiz hatta yanlış olarak kurulması kaçımlmazdır20.

Din eğitimi, dinin mahiyetine uygun olarak insan varlığının bütünü ile ilgilenir; in-

sanın hayatını, hayatın bütünlüğü içindeki yeri ile ele alır, yani insanla insan olarak ilgi- lenir. Din eğitimi, Allah'ı, insanın menşei, yeryüzündeki anlamı ve geleceği (kaderi) ile ilgili problemleri öğretime müsait kılmaya çalışır. Bu amaçla yöntemler arar, onları de- ner ve geliştirir2I.

Din eğitiminin temel amaç ve görevi, yetişmektc olan nesilierin, ruh ve beden geli-

şimini dikkate alarak, onların duygu, zihin ve heyecan dinamizmini bozmadan, tutarlı sorumluluklarının bilincinde ve başarılı gençler olarak topluma katıimalarını sağlamak­

tır22.

Din eğitimi, kişiye hayatını düzenli yaşamak için bazı ilkeler kazandırır. Eşya ve

olayları Allah'ın iradesine bağlı olarak yorumlama anlayışı, kendi davranışianna yol gösterici olur. Böylece kişisel hayatında iman ve teslimiyet içinde olan, aklını kullanma-

sını bilen kimse, sosyal hayatta da huzurlu ve uyumlu olacaktır. Din eğitimi, özellikle ye-

tişmekte olan genç nesillere moral desteği vererek onları, her türlü sapık düşüncelerden

ve bayağı yaşamdan koruyacaktır. Çünkü dinin temel unsularından biri güzel ahHiktır.

Güzel Ahlak, dinin hedeflediği davranışları kişinin benliğine yerleştirerek "arınmış in-

san"ı meydana getirir.

Din eğitiminin kazandırdığı Allah sevgisi, genç kuşaklara eğitimimizin temel arnaç-

larından biri olan milletimizin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini be- nimsemede; ailesini, vatanını ve milletini sevrnede ve yüceltmede, diğer insanlara say-

gılı davranınada ve onlara görev ve sorumluluklarının bilincinde olma davranışı kazan- ctırınada yardımcı olur23. Din eğitimi, dinin bünyesinde taşıdığı temel iletişim kodları sa- yesinde insanların birbirini anlamasını kolaylaştınr. Eğitim, tek taraflı değil, iki taraflı

etkin olan bir süreç olduğuna göre, dini bilen insaniann birbirlerini anlamaları daha ko- lay olacağı için eğitim faaliyetleri hem kaliteli olur, hem de istenilen hedeflere daha ko-

19) Onat, a.g.e., s. 16.

20)

Dodurgalı,

a.g.e., s. 22.

21) Bilgin, a.g.e., s. 28.

22) Ayhan, Halis., Din Eğitimi ve Öğretimi, D.İ.B. Yay., Ankara, 1985, s. 25.

23) Ayhan, a.g.e., s. 66.

(8)

244 /Dr. Mustafa ÖNDER---EKEV AKADEMi DERCİSİ

lay ulaşılır24. Din eğitimi, ilgili bilimlerden yararlanarak her alandaki gelişmeleri, din ve iman gözüyle değerlendirerek ilmi bir anlayışın yerleşmesini sağlar.

Bu nedenle, hiçbir çocuk ve genç, "hayatın dini bir yorumu var olduğu" gerçeğinden

baberli kılınmadıkça, tam bir eğitim görmüş sayılmaz25. Buna göre, din eğitimi, insan-

lık eğitimidir, denebilir.

Sonuç

Evrensel değerleri önemseyen ve onayiayan ülkemizde din eğitimi, insani bir hak olarak temel yasalarda yerini almıştır. Din eğitimi hassas bir konudur. Bu nedenle hem yeterli bilgiye sahip, bilimsel anlayışa uygun, denetime açık olarak yapılmalı, hem de bir

öğretim programının temel ilkelerinden biri olan "ihtiyaca görelik" ilkesinden hareketle, devletin kurumlannda yeterince verilmelidir. Bu ihtiyacın karşılanması her vatandaşın

insan olarak temel haklarındandır. Bu bağlamda Önder'in26 yaptığı bir araştırmaya göre ülkemizde Eğitim Fakülteleri sınif öğretmenliği anabilim dalındaki ilköğretime yönelik Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretimi ve buna bağlı olarak ilköğretim okulları I.kade- mede verilen din öğretimi bir çok yönleriyle yetersizdir.

24) Onat, a.g.e., s. 21.

25) Bilgin, "Eğitimin Temellerinden Biri Olarak Din Eğitimi", Din Öğretimi Dergisi, Sayı:33, Mart-Ni- san

ı

992, sayfa: 9-

ı

4. (Daha

geniş

bilgi için

bakınız:

Co lin Alves, Terc: Mualla Selçuk, "Niçin Din Eğitimi?", Din Öğretimi Dergisi, s.33, Mart-Nisan 1992 s.20-26.; Necati Öner, "Niçin Din Öğreti­

mi?'', Din Öğretimi ve Din Hizmetleri Semineri (8-10 Nisan 1988),Ankara, 1991), s.23-26, 26) Önder, Mustafa, Eğitim Fakültelerindeki İlköğretime Yönelik Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğreti­

minin Yeterlik Durumu, (Basılmamış Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Erzurum, 2002.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yunan ve Lâtin tiyatroları- nın arzettikleri imkânlar sayesinde, zamanımız tiyatrolarında Öteden beri rastlanılmakta olan gö- rüş mahzurları yavaş yavaş önlen

[r]

Müsabakaya esas olarak verilen ve kalın bir kitap teşkil eden faydasız müsabaka şartlarına ge- lince; mimarlarımızı gerek konu gerekse mükâfat bakımından çok cezbeden

Tıp- kı bunlar gibi konumuz olan gerdek boğazı kaya mezarındaki yan odalar da sonradan eklenmişlerdir.. Profesör Richard Leonhard'm da dediği gibi bu kaya mezarın

Fabrikalarda çalışan işçilerin iş yeri civarında sıhhi ve konforlu -evlerde barındırılması neticesinde aşağıdaki faydaların temin edildiği yapılan tecrübe- lerle

Bu asrın büyük üstadlarmdan ve ingiliz Emp- resyonistlerinin en iyisi olan müteveffa Wilson Ste- er, ve bugün Ingilterenin en meşhur ressamlarından biri olan Augustus

Şartnamede, nazarı dikkatimizi çeken birkaç noktayı bu münasebetle zikretmek istiyoruz.. Memleketimizde jüri azalıklarına icabeden ehemmiyeti vermemiz

Meşhur Kaiser tarafından inşa edilen Kolumbia nehrinde Grad coules «barajı».. Kaiserin inşa ettiği