• Sonuç bulunamadı

Türkiye küçük Millet Meclisleri Aralık 2011 Raporu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türkiye küçük Millet Meclisleri Aralık 2011 Raporu"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye

küçük

Millet Meclisleri Aralık 2011 Raporu

1  

1 1

* Türkiye savaşa mı gidiyor?

* Bedelli Askerlik, Vicdani Red

* 2012 Genel ve Yerel Bütçeleri

* Dersim olayları ve yüzleşme

(2)

2

(3)

Ortak Paydalar

Türkiye Suriye'ye yönelik bir askeri müdahalede bulunmamalıdır.

Bedelli askerlik adil bir uygulama değildir.

Türkiye’de bütçe oluşum süreci katılımcılıktan uzaktır.

Adaletsiz bir vergi sistemi mevcuttur.

Bütçe dağılımında adaletsizlikler vardır.

Başbakanın Dersim olayları için özür dilemesi anlamlıdır.

3

(4)

Genel Değerlendirme:

2011 yılının son kMM toplantılarında diğer aylardan farklı olarak, konular çeşitlendi. İstanbul, İzmir ve Ankara toplantılarında yalnızca '2012 Genel ve Yerel Bütçeleri‘ görüşülürken; Bursa, Hatay, Muş ve Muğla

kMM'leri bu konunun yanında bir de 'Türkiye savaşa mı gidiyor?' konusunu görüştüler. Malatya kMM ise 'Geçmişle Yüzleşme: Dersim' konusunu işlemeyi tercih etti.

2011 yılı başında, Tunus'ta bir gencin kendini yakması ile başlayan süreç domino etkisi yaratarak tüm Ortadoğu ülkelerini etkisi altına aldı. Mısır'da ve Libya'da iktidarlar değişti. Bölge ülkelerinin ulusal siyasetleri kadar, uluslararası siyasetlerinde de ciddi değişiklikler ortaya çıkması kaçınılmazdı. Arap Baharı olarak ifade edilen bu dönemle beraber, Türkiye'nin genelde bölge siyasetinde özelde ise önce Libya’da Kaddafi, sonra da Suriye Esad rejimi ile ilişkilerinde gözle görünür değişiklikler meydana geldi. Suriye'de muhalefetin eylemlerine şiddetle cevap veren Esad yönetimi Türkiye tarafından ciddi eleştirilere maruz kaldı. Arap Liginin ve başta ABD olmak üzere dünya devletlerinin de uyardığı Suriye ile Türkiye'nin ilişkileri gerildikçe gerildi ve sonunda kamuoyunda ve medyada savaş senaryoları alenen tartışılır duruma geldi.

TkMM'ler böylesi bir atmosferde Türkiye Suriye ilişkilerinin dününü, bugünü ve geleceğini masaya yatırdılar.

4

(5)

Tartışmanın bir yönü asker ve ordu olunca, Kasım ve Aralık aylarında gündemde oldukça fazla yer tutan

“Bedelli Askerlik” ve “Vicdani Red” konuları da ilk konunun yanısıra tartışmaya sunulmuş oldu.

Bilindiği gibi her yıl Aralık ayında TBMM’de bütçe görüşülüyor. Her ne kadar, kamuoyunun ilgisini çok fazla çekmese de, TkMM “mutfak” ekibi iki yıldır illere önerdiği konular arasında bütçeye mutlaka yer açıyor.

Medya ve kamuoyu ilgisinin azlığına rağmen, bütçe görüşmeleri, Türkiye'nin bir yıllık siyasi ve ekonomik planlamasının taslağı niteliğini taşıyor. Başka bir ifade ile, yıl boyunca gündeme gelen konuların neredeyse tamamı bu ay içinde gerçekleşen bütçe görüşmeleri ile doğrudan ilişkili. TkMM'ler bu nedenle bundan sonra da, Aralık ayında bütçe görüşmelerini yakında takip etmeye ve tartışmaya devam edecekler. Ancak, bu nedenle ayın diğer güncel konularının gölgede kalmaması için, gelecek yıldan itibaren Bütçe konusunun Aralık ayında ek olarak yapılacak bir özel toplantıda görüşülmesini planlıyoruz.

CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün'ün bir gazeteye verdiği mülakatın ardından 'Dersim olayları' tartışmaları yeniden gündeme oturdu. Daha önce de CHP milletvekili Onur Öymen'in bir açıklaması vesilesiyle gündeme gelen tartışmanın akışında bu kez Başbakan'ın “Dersim özrü” harareti iyice arttırdı.

Yalnızca Malatya TkMM'nin doğrudan gündeme aldığı bu konuya başka toplantılarda da cümle aralarında göndermeler yapıldığını belirtelim.

5

(6)

Toplantılar ve Katılım

TkMM'ler Aralık ayında 17 ilde toplandı. Van kMM deprem nedeni ile toplanamazken, Bitlis, Şanlıurfa, Ordu toplantıları farklı nedenlerle yapılamadılar.

Toplantılara katılan milletvekillerinin isimleri şöyle:

Turgay Develi (Adana- CHP), Ali Demirçalı (Adana- CHP), Ahmet Aydın (Adıyaman- Ak Parti), Mehmet Metiner (Adıyaman- AK Parti), Sermin Balık (Elazığ- Ak Parti), Nabi Avcı (Eskişehir- Ak Parti), Refik Eryılmaz (Hatay- CHP), Ekrem Çelebi (Ankara- Ak Parti), Hüseyin Bürge (İstanbul- Ak Parti), Hamza Dağ (İzmir- Ak Parti), Musa Çam (İzmir- CHP)

Belediye başkanlarından katılım olmadı.

Sıfır sorundan savaşa mı?

Türkiye'nin Suriye'ye yönelik bir askeri operasyon içerisinde olmamasında herkes hemfikir. Gene neredeyse tüm konuşmacılar, Türkiye'nin Suriye ile ekonomik ve sosyal ileri düzey ilişkilerine atıf yapıyorlar. Ayrıca Hatay, Adana gibi Suriye sınırına yakın illerde 'akrabalık ilişkileri’ne de dikkat çekiliyor.

‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan dönemden önce, özellikle AK Parti hükümetleri döneminde Suriye ile ilişkilerin son derece iyi olduğu, karşılıklı ekonomik antlaşmaların imzalandığı ve iki ülke arasında vize

6

(7)

uygulamasından vazgeçildiği hatırlatılıyor. İlişkilerin nasıl olup da bu hale geldiğinde ise görüşler farklı.

Suriye özelinde yaşanan gelişmelerin, Tunus'la başlayan hareketlenmeyle yakından ilişkili olduğuna itiraz neredeyse yok. Ancak bu gelişmelerin dinamiklerine bir bütün olarak yaklaşımda iki farklı görüş var:

1- Ortadoğu'da yıllardır hüküm süren diktatörlük rejimlerinin, uzun yıllar batının desteğiyle ayakta kaldığı ve bu rejimlerin açıkça desteklendiği biliniyor. Şimdi bu rejimlerin yıkılmasını, BOP kapsamında, Ortadoğu haritasının yeniden çizilmesi gayretinin bir sonucu olarak görenler.

2- Batı devletlerinin, halk ayaklanmaları sonucunda devrilmenin eşiğine gelen bu rejimlere artık daha fazla destek olamayacağını anlamasını gösterenler.

Her iki yaklaşım da, Suriye dahil olmak üzere, bu ülkelerin rejimlerinden memnuniyetsizliklerini dile getirseler de; bu rejimlerin nasıl değişeceği sorusuna farklı cevaplar veriyorlar.

Birinci görüşü savunanlar, Türkiye'de dahil olmak üzere başka devletlerin Suriye'nin iç işlerine karışmasını doğru bulmuyorlar. Esad iktidarının yanlışlarının muhatabının Suriyeliler olduğunun ısrarla altını çiziyorlar. Bu sebeple Türkiye'nin Suriye politikasını da doğru bulmuyorlar. Özellikle dış müdahalelerin Irak ve Afganistan'da nasıl sonuçlar doğurduğu hatırlatılıyor.

Türkiye'nin Suriye karşısında bu denli agresif bir politika sergileyerek, ABD ve İsrail ile aynı safta göründüğü ve algılandığı belirtiliyor.

7

(8)

Yine bu görüştekiler, Suriye yönetiminin demokratik olmadığı iddiasının da tek başına inandırıcılıktan ve samimiyetten uzak olduğunu belirtiyorlar. Zira, Suudi Arabistan ve başka bölge ülkelerinin de otoriterlikte Suriye'den aşağı kalmadığı; fakat böyle bir muamele görmediği anlatılıyor. Türkiye'nin 'demokrasi ihraç' edecek düzeyde bir demokrasiden yoksun olduğunu da çok sayıda konuşmacı ifade etmiş.

İkinci görüştekiler ise; Türkiye'nin bölgedeki gelişmelere kayıtsız kalamayacağından hareketle, Türkiye'nin Suriye politikasına destek veriyor. Küresel ve bölgesel bir güç niteliği kazanan Türkiye'nin diğer görüşün iddia ettiğinin aksine, bağımsız bir dış politikasının olduğunu ifade ediyorlar. Bu görüşteki katılımcılar da bir savaş fikrine sıcak bakmamakla birlikte, demokratik kanallardan Suriye uygulanan yaptırımların yerinde olduğu görüşündeler. Türkiye'nin tıpkı Mısır ve Libya'da olduğu gibi Suriye'de de halkın yanında olduğu; Esad iktidarının halka, muhaliflere şiddet uyguladığını, demokratikleşme için adımlar atmadığını, ilişkilerin bu sebeple gerildiğini belirtiyorlar. Suriye'deki muhalif grupların Türkiye tarafından yönlendirildiği iddialarına karşı çıkıyorlar.

Türkiye'nin yeni dış politikasını tanımlamada da farklılıklar var. Bölgesel, etkin bir güç olmayı Türkiye'nin başarısı olarak görenler olduğu gibi, bu durumu neo-osmanlıcılık olarak olumsuzlayanlar da var. Ancak diyebiliriz ki; 'komşularla sıfır sorun' politikasının kapandığında hemen herkes hemfikir.

8

(9)

Askerliğin bedeli

Çok fazla konuşmacının değinmediği bir konu olarak

‘Bedelli askerliğin’ ayrımcı bir yöntem olduğu ifade ediliyor. Buna topyekün karşı olanlar bulunduğu gibi, ekonomik nedenlerle hükümetin bir mecburiyeti olarak görenler de var. Profesyonel orduya geçildiği taktirde, hem bedelli askerlik tartışmalarının hem de vicdani ret tartışmalarının sona ereceği düşünülüyor. Çok sayıda katılımcı, ‘profesyonel ordu’ fikrini destekliyor. Bunun yanında askerliği 'vatan borcu' olduğu için, herkes tarafından yerine getirilmesi gerektiğini ifade edenler de var. ‘Vicdani Red’ konusuna son derece az sayıda konuşmacı değinmiş. Bu konuda da iki öneri var.

Bunlardan ilki, vicdani reddin yasal bir hak olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtirken, diğeri görüş, redcilerin bir defaya mahsus cezalandırılarak zorunlu askerlikten muaf tutulmalarının doğru olacağı fikrinde.

Bütçe “Uzmanlık Alanı” mı ?

Günlük yaşamda bu kadar ekonomi konuşulmasına rağmen, mesele devletin bütçesi olunca susmanın nedeni ne olabilir? Katılımcılar açısından bu sorunun cevabı basit: ‘Bütçe’, bir uzmanlık alanı olarak görülüyor. Bu önyargıya rağmen çok sayıda TkMM 2012 bütçesini meclis ile eşzamanlı olarak konuşma ve tartışma fırsatını kaçırmadı.

Türkiye bütçesine ilişkin genel değerlendirmelerde ciddi ortaklıklar var. Hem genel bütçenin hem de yerel yönetim bütçelerinin oluşturulma ve kullanılma 9

(10)

aşamalarının katılımcılık, şeffaflık ve anlaşılabilirlikten uzak olduğunda herkes hemfikir.

Bütçeden aslan payını ‘güvenlik harcamaları’nın aldığı, eğitim, sağlık gibi sosyal harcamaların payının son derece düşük kaldığı belirtiliyor. Bütçenin dağılımı adaletsiz bulunuyor.

Bütçenin en büyük girdisini oluşturan vergilendirme politikasına da herkes itiraz ediyor. Her gelir grubundan aynı verginin alınması (dolaylı vergiler) itirazın ana kaynağı. Bütçelerin verimsiz kullanıldığı ve denetimden yoksun olduğu görüşleri de sıkça dile getiriliyor.

Bütçe hazırlanma sürecinin daha anlaşılabilir olması için, TBMM gündeminde bütçe görüşmelerinin ve planlamalarının idari değil tematik bir ayrımla yapılması öneriliyor.

Dersim olayları neydi?

Yalnızca Malatya kMM'nin gündemli olarak konuştuğu

‘Dersim olayları’ tartışmalarında bütün konuşmacılar, tarihle yüzleşmek için bu tartışmanın faydalı olduğunu belirtiyorlar. Başbakan'ın “Dersim özrü” olumlanmakla beraber, bu özrü samimi bulmayan, amacın yüzleşmek değil CHP'yi sıkıştırmak olduğunu belirtenler var.

*****

Hazırlayan Yakup Kadri Karabacak

Türkiye küçük Millet Meclisleri Koordinatörü, 21.11.2011

“Raporda yer alan görüşler TkMM katılımcılarına aittir.”

10

(11)

 

11

(12)

12 Sayılarla TkMM Mart 2011 Forum toplantıları

Gerçekleşme sayı ve oranları:

Yapılması gereken toplantı sayısı: 21

İptal edilen toplantı: 4 (Bitlis, Urfa, Ordu, Van)

Yapılan toplantı sayısı: 17, toplantı gerçekleşme oranı: %80,95 Sivil Toplum katılımı:

Olması gereken sivil toplum katılımcı sayısı: 340 Toplam sivil toplum katılımcı sayısı: 176, %51,76 Seçilmişlerin katılımı:

Katılması gereken milletvekili sayısı: 119

Katılan toplam milletvekili sayısı ve oranı: 11, %9,24 Katılması gereken belediye başkanı sayısı: 17

Katılan toplam belediye başkanı sayısı ve oranı: 0, %0 Kolaylaştırıcı ağırlayan belediye sayısı ve oranı: 1, %5,88 Medya ilgisi:

Toplantılara katılan medya muhabiri sayısı toplam: 50 Toplantı başına düşen medya muhabiri sayısı: 2 Toplantılara kim ev sahipliği yaptı?

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 13, % 76,47 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 3, %17,64 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 1, %5,88 Sivil toplum bileşenlerinin katılım oranları:

Katılımcı meslek odaları sayısı: 12, %6,81 Katılımcı sendika sayısı: 22, %12,5

Katılımcı dernek/vakıf/girişim sayısı: 142, %80,68 İzleyiciler:

İzleyici olarak katılanlar: 171

TkMM Girişimi, Uncular Sok.28/2, TR- 34672 İSTANBUL

Referanslar

Benzer Belgeler

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 6 % 42,8 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: -% - Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 8, % 57,1 Ev sahipliği yapan

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 7, % 38,88 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 2, % 11,1 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 8, % 44,4 Ev

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 12, % 85,7 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 1, %7,1 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 1, %7,1 Ev sahipliği

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 3, % 42,8 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 1, %14,2 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 3, % 42,8 Ev sahipliği

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 1, %9 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: - Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 10, %91 Ev sahipliği yapan sendika

Katılan toplam milletvekili sayısı ve oranı: 8, % 7,54 Katılması gereken belediye başkanı sayısı: 16. Katılan toplam belediye başkanı sayısı ve oranı: 0, % 0

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 7, % 53,8 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 2, % 15,3 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 4, % 30,7 Ev sahipliği

Mayıs buluşmalarında siyasi partilerin il başkanlarını/il yöneticilerini ağırlayan k MM’ler, Haziran buluşmalarında milletvekili adayları ve sivil toplum