• Sonuç bulunamadı

Türkiye küçük Millet Meclisleri Ocak 2011 Raporu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türkiye küçük Millet Meclisleri Ocak 2011 Raporu"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

Türkiye

küçük

Millet Meclisleri Ocak 2011 Raporu

İki Dillilik ve Özerklik?

(2)

2

Ortak Paydalar

Ocak 2011 toplantılarında ortaya çıkan iki ortak görüş şunlar:

* Anadil insanın maddi ve manevi bütünlüğünün önemli bir parçasıdır.

* Herkes anadilini sosyal ve gündelik yaşamda özgürce konuşabilmelidir.

Genel Değerlendirme:

Yeni yılın ilk TkMM toplantılarının tamamında, genel konu olarak "İki Dillilik ve Özerklik" tartışıldı.

BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Artık devletin karar almasını beklemeden iki dilliği hayata geçireceğiz"

açıklamasıyla iki dillilik tartışmaları başladı.

Kısa bir süre sonra, Demokratik Toplum Kongresi'nin demokratik özerklik çalıştayında gündeme gelen taslak metinle özerklik tartışmaları da başlamış oldu.

Siyasetin diline yansıyan kadar olmasa da keskin ifadeler, Ocak ayının kMM konuşmalarına da yansıdı demek yanlış olmaz.

(3)

3 TkMM katılımcılarının, bir başlıkta toplanmış olsa da, kesişme noktaları olan iki konudaki yaklaşımları, "katılımcıların dünya görüşleri ile" büyük oranda paralellik arz ediyor.

Tartışmanın esasına ilişkin en ayırt edici eksenlerden biri, iki dillilik ve özerklik tartışmasının hem içeriği hem de zamanlamasına yönelik yaklaşımlar olarak ortaya çıkıyor.

Sorunun, Türkiye'nin özellikle Kürt sorununda karşılık bulan geleneksel politikalarının başarısızlığında görenlerin yanında, bu tartışmanın "uluslararası emperyalist güçler" tarafından gündeme getirildiğini ifade edenler de mevcut. Yine bu eksende değerlendirilebilecek bir başka yaklaşım ise, tartışmanın gündemde yer bulurken aldığı hacmin abartıldığı yönünde.

Toplantı tutanaklarında gelenekselci, etnik, liberal, dinsel referanslı yaklaşımların tamamından referans alan farklı konuşmacıları okumak mümkün. Ancak en belirgin çizgi, batı- doğu eksenli bir değerlendirmede görünüyor.

Batı illerinde, "bölünme" korkusu en çok dile getirilen kaygı olmaya devam ediyor. Kürtçe ve diğer anadillerin kullanımına yaklaşımda farklılıklar olmakla birlikte daha uzlaşmacı bir dil hakim. Ancak özerklik talebinin tartışılmasının dahi ülkeyi bölünmeye götüreceği algısı egemen.

Özellikle doğu illerindeki kMM katılımcıları, "anadil"

tartışmasında son derece net ve ortak ifadelerde bulunuyorlar.

Kürtçenin eğitim ve hizmet dili olarak da kullanılmasında herkes hemfikir. Özerklik tartışmalarında ise farklı yaklaşımlar olmakla birlikte, konunun tartışılmasına kimse karşı değil.

Tartışmayı “iki dillilik” olarak tanımlamaya da çok sayıda itiraz var. Zira, tartışmanın bu şekilde Türkçe ve Kürtçe ile

(4)

4 sınırlandığını; ancak esas problemin Türkiye'deki tüm dilleri kapsadığı belirtiliyor. Bu belirlemeye uygun olarak tartışmanın

"çok dillilik" olarak başlıklandırılmasının daha doğru olacağını düşünenler çok sayıda.

Katılımcılardan, "İki dillilik ve özerklik" gibi tartışmaların, özellikle AB üyelik sürecinin de hızlandırılarak Türkiye demokrasisinin bir bütün olarak ilerlemesiyle zaten çözüleceğini ifade edenler de var.

2011 yılının ilk toplantısına yalnızca iki milletvekili (M. Emin Tutan/ Bursa ve M. Emin Ekmen/ Batman) ve bir belediye başkanı (Necmettin Dede/ Muş) katıldı.

Ankara ve Hakkari toplantıları iptal edilirken, Van ve Çanakkale toplantıları katılım sağlanamadığı için gerçekleşemedi.

Ocak ayının yerel konu başlıkları ise şu şekilde oluştu: Adana- Adana'da işsizlik, Adıyaman- Adıyaman'da ucuz işgücü, Batman- Güvencesiz ve düşük ücretli çalışanlar, Eskişehir- Demiryolunun yeraltına alınması, Hatay- Antakya büyükşehir olmaya hazır mı?, Iğdır- Iğdır'da eğitim ve öğretim konusunda yapılması gerekenler, İstanbul- Göç ve doğurduğu sorunlar, Kocaeli- 2011 dünya hoşgörü şehri İzmit, Muğla- Eski garaj alanının konut olarak projelenmesi, Muş- Sağlık ve hastane sorunları, Ordu- Çiftçi örgütlerinin durumu ve sorunları.

Hazırlayan;

Yakup Kadri Karabacak Türkiye küçük Millet Meclisleri

Koordinatörü 21.01.2011

“Raporda yer alan görüşler TkMM katılımcılarına aittir.”

(5)

5

İki Dillilik

İnsanlar konuşa konuşa...

Dilin, insanın maddi ve manevi bütünlüğündeki önemine çok sayıda ortak vurgu yapılırken, buna itiraz görünmüyor.

Türkiye'de Kürtlerin ve anadili farklı olan herkesin, anadilini özgürce konuşmasında da herkes hemfikir.

Gündelik, sosyal yaşamda herkesin anadilini kullanmasına bir itiraz olmamakla birlikte, “kullanım alanları” ve anadilin

“güvenceye alınması”nda görüşler farklılaşıyor.

"İki dillilik" talebi ile başlayan tartışmada talep edilenin ne olduğu konusunda bir ortak algı oluşmamış.

Resmi dil

Gerek basında, gerekse toplantılara katılan BDP'li yöneticiler tarafından da talep edilenin bu olmadığı ifade edilse de Kürtçe’nin "resmi dil" olarak kabulünün amaçlandığı algısı yaygın.

Ağırlıklı eğilim; resmi, kamusal, ortak dilin "Türkçe" olarak kalması gerektiği yönünde. Ancak bu görüşte olanların bir kısmı bunun da tartışılabileceğini ifade ederken; bir kısmı ise, Kürtçe’nin de resmi dil olarak Anayasa’da ifade edilebileceğini belirtiyor.

Başka bir görüş ise, Anayasa’da bir resmi dil belirtilmemesi gerektiğini söylüyor. Bu görüşe yakın, Türkiye'deki tüm dillerin anayasal güvenceye alınması talebini de aktarmak gerekir.

(6)

6 Anadil eğitimi mi, anadilde eğitim mi?

Eğitim alanında anadilin kullanımına ilişkin görüşleri şu şekilde özetlemek mümkün; bir görüş farklı iki nedenle (1.

Türkiye'nin imkanları buna uygun değil, 2. Bölünme riskini arttırır) eğitimde anadilin kapıdan içeri dahi girmesine karşı çıkıyor.

İkinci görüş ise, anadilin bir şekilde devlet okullarında öğretilmesine olur verirken, eğitim dili olmasına onay vermiyor.

Üçüncü görüş ise, eğitimin her boyutunda, hem anadilin öğrenimini hem de anadilde eğitim yapılmasını savunuyor.

Kamu hizmetleri

İki hakim fikir var. Bunlardan ilki, kamu hizmetlerinde yalnızca Türkçe’nin kullanılması gerektiğini ifade ediyor, aksi halde ülkenin birliğini parçalayacağını belirtiyorlar.

İlk görüşe karşı çıkanlar ise, belediyecilik ve diğer kamu hizmetlerinin, yalnızca Kürtçe de değil, çok dilli olarak verilmesi gerektiğini belirtiyor.

Özerklik

İki dillilik tartışmalarındaki çeşitlik ve detay, özerklik tartışmalarında görünmüyor. Nitekim, tutanaklarda açıkça görüldüğü gibi, konuşmalar içinde hacim olarak da, daha az yer tutuyor.

İfade eden görüşleri üç başlıkta toplamak mümkün:

(7)

7 1. Özerklik vb. gibi talepler, bölünme taleplerinin öncülleridir ve kesinlikle kabul edilemez.

2. Kürt siyasetinin çözüm önerisi "demokratik özerkliktir". Bu bölünme değil, birlikte yaşama projesidir.

3. İdari özerklik tartışılabilir, ancak siyasi özerklik, bölünme anlamına gelir.

İkinci ve üçüncü görüşlerin üzerinde hemfikir olduğu iddia ise, Türkiye'nin mevcut aşırı merkeziyetçi idari yapısı ile yönetilmekte zorlanıldığı. Çıkış yolu ise, Ankara'nın kimi görev ve yetkilerinin, yerel yönetimlerle paylaşılması olarak ifade ediliyor.

Bu iki görüş, Türkiye'nin idari alt bölgelere ayrılmasında bir sorun görmüyor, bunun hizmetler ve yönetişimde daha işlevsel olacağını belirtiyor.

Milletvekillerinin Görüşleri:

Toplantıya katılan iki milletvekili de Türkiye demokrasisinin kendi iktidarları döneminde ciddi bir mesafe kat ettiğini ifade ediyor; Kürtçe kurslar, TRT 6 gibi atılımlarla demokratik açılım sürecinin kuvvetlendiğini belirtiyorlar.

İki vekil, ayrıca, BDP ve DTK'nın çıkışlarının makul olmadığını, anadilin kullanımında bugün için zaten bir engel bulunmadığını, ancak ne Kürtçe’nin ne de başka bir dilin Türkçe’nin yanında resmi dil olarak kabul edilemeyeceğini;

“Demokratik Özerkliğin” ise, çağın gerisinde, manüplatif ve ayrılıkçı bir talep olduğunu söylüyorlar.

(8)

8

Sayılarla TkMM Ocak 2011 Forum toplantıları

Gerçekleşme sayı ve oranları:

Yapılması gereken toplantı sayısı: 23 İptal edilen toplantı: 2 (Hakkari, Ankara)

Katılım sağlanamayan toplantı: 2 (Çanakkale, Van)

Yapılan toplantı sayısı: 19, toplantı gerçekleşme oranı: % 82,60 Sivil Toplum katılımı:

Olması gereken sivil toplum katılımcı sayısı: 380 Toplam sivil toplum katılımcı sayısı: 225 % 59,21 Seçilmişlerin katılımı:

Katılması gereken milletvekili sayısı: 128

Katılan toplam milletvekili sayısı ve oranı: 2 % 1,56 Katılması gereken belediye başkanı sayısı: 19

Katılan toplam belediye başkanı sayısı ve oranı: 1 % 5,26 Kolaylaştırıcı ağırlayan belediye sayısı ve oranı: 5 % 26,31 Medya ilgisi:

Toplantılara katılan medya muhabiri sayısı toplam: 62 Toplantı başına düşen medya muhabiri sayısı: 3 Toplantılara kim ev sahipliği yaptı?

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 12 % 63,15 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 5 % 26,31 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 2 % 10,52 Sivil toplum bileşenlerinin katılım oranları:

Katılımcı meslek odaları sayısı: 24 % 10,66 Katılımcı sendika sayısı: 30 % 13,33

Katılımcı dernek/vakıf/girişim sayısı: 171 % 76 İzleyiciler:

İzleyici olarak katılanlar: 98

Referanslar

Benzer Belgeler

yılı eski iş Kanununun 5 nci maddesinin ikinci bendine bir fıkra eklenmiş ve «Kaloriferli konut kapıcıları ile çalışmasını aynı işverene veya aynı konuta hasreden

D) Özdeş olmayan kaplara aynı yükseklikte, farklı miktarlarda alkol ve zeytinyağı koyarak kapla- rın tabanındaki sıvı basınçlarını ölçmelidir.. 10. Su dolu kabın K, L ve

Cisimlerin grafiksel gösterimi, eğik projeksiyon, cisimlerin eğik aksonometrisi, yüzeylerin açılımı, makine malzemeleri ve teknolojilerini tanıma; aktarıcılar ve motorlar,

· Zaman ve uzaklık gibi fiziksel büyüklüklerin ölçülmesinde elde edilen verilerin, cisimlerin hareketini ve bir sistem içinde cisimler arası etkileşmeleri örneğin

23 ATÖLYE MAKİNE KALIP TASARIM VE ÜRÜN GEL.MERK... ELEKTRİK ENERJİ

Arap Baharı olarak ifade edilen bu dönemle beraber, Türkiye'nin genelde bölge siyasetinde özelde ise önce Libya’da Kaddafi, sonra da Suriye Esad rejimi ile ilişkilerinde

Katılan toplam milletvekili sayısı ve oranı: 8, % 7,54 Katılması gereken belediye başkanı sayısı: 16. Katılan toplam belediye başkanı sayısı ve oranı: 0, % 0

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 7, % 53,8 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 2, % 15,3 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 4, % 30,7 Ev sahipliği