• Sonuç bulunamadı

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2016 O.P. Raporu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2016 O.P. Raporu"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

1 1

Türkiye

küçük

Millet Meclisleri

Nisan 2016 O.P. Raporu

Sığınma hakkı

Dünyadaki uygulama

TR-AB Anlaşması

www.tkmm.net

(2)

2

(3)

3

Ortak Paydalar

1- Türkiye toplumu, sığınmacılarla ilgili üzerine düşeni yapıyor.

2- TR-AB Anlaşması sığınmacıların sorunlarına insani değil, mali çözümler odaklı. Çıkar değil insan odaklı projeler geliştirilmeli.

3- İnsan haklarıyla anılan Batı, sığınmacılara karşı ikiyüzlü, Türkiye’nin politikaları ise günü kurtarmaya yönelik.

Hazırlayan:

02 Mayıs 2016 Cemil Altay

Türkiye küçük Millet Meclisleri Koordinasyonu

“Raporda yer alan görüşler TkMM katılımcılarına aittir.”

TkMM Girişimi,Uncular Cad. 28/2, TR- 34672 İSTANBUL

(4)

4

Panorama

Nisan 2016'yı geride bıraktığımız şu günlerde, TkMM’ler uzun zamandır farklı yönleriyle toplantılara yansıyan ve illerdeki yerel gündem başlıklarına konu olan bir gündemle toplandılar.

Arap Baharı olarak adlandırılan hareketlerin Türkiye’nin en uzun sınır komşusu olan Suriye’yi de sarması ve silahlı bir karakter kazanması, 2011 yılından itibaren binlerce Suriyeli’yi ülkelerini terk etmek zorunda bıraktı.

Suriyeli mülteci hareketleri başta Türkiye ve Ürdün olmak üzere en büyük etkilerini komşularında gösterdi. Özellikle Türkiye, Avrupa’ya gitme yolunda mültecilerin en önemli geçiş ve kalış lokasyonu oldu.

Krizin başladığı ilk aylarda çatışma bölgelerine yakın illerin (Hatay, Şanlıurfa, Mardin, Adana,...) gündemini daha fazla meşgul eden bu gelişmeler; savaşın uzaması, savaşan tarafların çeşitlenmesi ve keskinleşmesi, devletlerin savaşan aktörlerle kurduğu ilişkilerin ilerlemesi ve benzeri nedenlerle uluslararası niteliğini güçlendirdi.

Geçen zaman içerisinde, göç hareketleri Türkiye’nin de parçası olduğu uluslararası toplumun en önemli aktüel tartışma meselesi haline geldi.

Bu nüfus hareketleri, kısa süre içerisinde başta güvenlik ve insani kriz olmak üzere başka bir çok alt başlığının tartışılmasını da kaçınılmaz kıldı.

(5)

5

TR-AB Anlaşması, tartışmalarda yeni bir cepheyi açtı.

Türkiye ve Avrupa kamuoyu tartışmayı daha çok “Türkiye vatandaşlarına vizesiz Avrupa” başlığıyla ele alsa da, hem taraf ülkeleri hem de Suriyeli mültecilerin geleceklerini ilgilendiren bir çok mesele bu başlığın arkasında görünmez kaldı.

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2016'da "Sığınma hakkı, dünyadaki uygulama ve TR-AB Anlaşması" genel gündemiyle toplandı.

13 ilde yaptığımız toplantılara 108 sivil toplum örgütü katılırken vekil koltuklarını 4 milletvekili doldurdu: Gaye Usluer (Eskişehir CHP) ve Utku Çakırözer (Eskişehir CHP) Eskişehir kMM’ye, Mehmet Ali Aslan (Batman HDP) ve Hüda Kaya (İstanbul HDP) Ankara kMM’ye katıldılar.

TkMM buluşmalarında katılımcıların görüşlerine bakıldığında ifade edilenleri üç ana başlıkta toplamak mümkün görünüyor:

1- Suriye’deki savaşın sebepleri ve sonuçlarına yönelik görüşler, “sığınmacıların karşılaştığı sorunlar.

(6)

6

2- Türkiye’nin ve Batının sığınmacılara karşı tutumu, izlediği politikalara ilişkin görüşler.

3- Sığınmacıların mevcut durumlarının düzeltilmesi.

Sığınma hakkı mı, Sığınmacılar kozu mu?

Sığınma hakkı ve mültecilerin durumuna yönelik görüşlerde konuyla ilgili her ilde özel konuk olmasa bile en az bir katılımcı ulusal ve uluslararası istatistiki bilgiler paylaşırken, yine konuyla ilgili yerel örnekler, tanıklıklar konuşmalarda göze çarpan ikinci başlıklar diyebiliriz.

Paylaşılan bu veriler ışığında, katılımcılar arasında

“Türkiye sığınmacılarla ilgili üzerine düşeni yapıyor”

görüşü yaygın. Bu görüş katılımcılarımızın da ilk ortak paydası.

Bunun yanında kayıt dışılık, kaçak yollarla Avrupa’ya geçerken yaşanan toplu ölümler, kötü yola düşenler, topluma entegre olamayanlar hem eleştirilerin hem de bu olumsuz tablonun sebeplerine yönelik görüş ayrılıklarının başladığı nokta görünüyor.

Haliyle tartışmalar günümüzdeki uygulamalara geliyor ve bir tarafta Suriye’deki savaşın sebepleri, bir tarafta bu savaşın sonucunda yurdundan kaçan insanların dramı- başka ülkelerdeki statüsü ve akıbeti… sıralanıyor.

(7)

7

“Türkiye sığınmacılara karşı elinden geleni yapıyor”

uzlaşısına rağmen katılımcılar, söz devlet politikalarına gelince ayrışıyor. Katılımcılarımızın bir kısmı bunu hükümetin başarısı olarak değerlendirirken, genel kanı bunu toplumun sağduyusu ve dayanışma isteğinin başarısı/sorumluluğu olarak yorumluyor.

Göze çarpan diğer bir genel değerlendirme: Suriye’den başka ülkelere ulaşmak isteyen sığınmacılara karşı ev sahipliği yapma-kapıları açma bakımından Türkiye dışında hiçbir ülkenin adı olumlu bir şekilde geçmiyor.

Türkiye’nin de eleştirildiği görüşlerde, eleştirinin başlangıç noktası yer değiştiriyor diyebiliriz. Bir kesim eleştirilerine BOP Projesi ve “Şam’da namaz kılacağız”

açıklamalarından başlarken, bir kesim savaşın uzaması ve bölgesel çıkarlara, bir kesim ise Türkiye’yi Suriye politikasında haklı bulsa bile AB Anlaşması ile başlayan süreçte eleştirilerine başlamış.

Eleştirilerin bir diğer boyutu ise sığınmacıların ihtiyaçlarının karşılanması için yapılan hazırlıklar ve planlar: Türkiye’nin bu konudaki politikaları genel olarak geçici ve günü kurtaran yaklaşımlar olarak değerlendiriliyor.

Sığınmacıların kayıt dışılığı ve istismarı, bireysel tanıklıklarla ve örneklerle bir çok katılımcı tarafından dile getirilmiş. Ve çözüm olarak sivil toplumla işbirliği, topluma entegrasyon ve eğitimin altı çizilmiş.

(8)

8

TR-AB Anlaşması:

Çözümde mi, çıkarda mı uzlaşma?

Katılımcılar çoğunluğu, günü kurtaran politikaların yerini entegrasyona -yani uyum sürecinde yürütülen politikalara- bırakmadığı müddetçe, çözümün olmayacağı ve sorunların birikeceği kanaatinde.

Mevcut sorunların ne olduğu kısmı ise katılımcıların anlattığı örneklerle-tanıklıklarla yerele-mikro boyutlara inerken; AB Anlaşmasına yönelik eleştirilerle birlikte uluslararası-makro boyuta geçiyor.

İntihar eden, fuhuşa zorlanan, insan kaçakçılarının eline düşen, ucuz iş gücü olarak görülen, dışlanan, öldürülen veya öldürülse bile kayıt dışı olduğu için ortaya çıkarılamayan insanlar... Kayıt dışılık bu olumsuz tablonun - istismarın temelini oluşturan en önemli nokta olarak görülüyor, ısrarla altı çiziliyor.

“Tüm sığınmacılar kayıtlı olsa ne olur ki?” sorusunu soran katılımcılar da yok değil. Bu görüşteki katılımcılar sığınmacıların yaşadığı sorunların merkezinde .

Sığınmacıların uluslar arası durumu ise, Türkiye eleştirilerinin bir başka tarafı. İç politikada geçici çözümler bulmakla eleştirilen Türkiye, AB Anlaşması’nda sığınmacıları koz olarak kullanan bir ülke olarak tanımlanıyor.

(9)

9

TR-AB Anlaşması’nda Türkiye’nin; sığınmacıları koz, pazarlık, blöf, şantaj unsuru olarak kullandığını söyleyen katılımcılar, AB’nin de ikiyüzlülük yaptığını, sığınmacılar arasından seçim yapmasının insani hiç bir yanının olmadığını belirtiyorlar.

Sığınmacıların durumuna yönelik çözümün insan haklarını esas alan bir yaklaşımla değil, mali, ekonomik ve iç politik nedenler göz önünde bulundurularak devletler arasında müzakere edildiği bir başka ortak görüş olarak öne çıkıyor.

Anlaşmanın; sığınmacıların sorununu çözmekten öte, AB’nin ve Türkiye’nin sığınmacılara yönelik sorunlarını belli süre için öteleyeceğini ifade eden katılımcılar, bu sorunun çözümünde dünyanın sessiz kaldığını da ekliyor.

Bir katılımcımıza ait cümle durumu özetliyor: “Kocaman dünyada bu insanlar kalacak yer bulamadılar.”

Katılımcılar savaş ortamının, bölgenin fakirliğinin ve bölgedeki anti-demokratik rejimlerin varlığının sebebi olarak Batı’yı görüyorlar.

Katılımcılarımızın çok büyük bir kısmı yine aynı tarihsel referanslara başvurarak, Türkiye vatandaşlarına vizesiz Avrupa’nın “hayal” olduğunu belirtiyor.

Toplantılarda Suriye’de ve Ortadoğu’da yaşanan sorunların çözümünün İslam birliğinde aranması gerektiğini düşünen katılımcılar da var.

(10)

10

Ancak bu görüşe karşı “O halde Müslümanlar neden Batı ülkelerine sığınmak istiyor?” sorusu ileriye sürülmüş.

Yine bu bahiste, Müslüman coğrafyasındaki zengin devletlere yönelik 1-2 katılımcının görüş belirtmesi ve bu görüşlerin sadece eleştiri içermesi dikkat çekici.

Bir tarafta yer altı dünyasının illegal emellerinin mağduru olan sığınmacılar olduğu gibi, bir tarafta da iyi koşullara alışan ve hazıra konan sığınmacıların varlığı dile getirilmiş. Bu hazıra konmanın sığınmacıların bir kısmını pasifliğe/kolaycılığa ittiği eleştirisinde bulunan katılımcılar da var.

Bu görüş farklılıklarının katılımcıları sığınmacılara yönelik maddi değil etik bir uzlaşıya yönelttiğini söylemekle hata yapmış olmayız.

Mevzuatın ve politikaların bugünün ihtiyaçlarını karşılamadığı bir durumda çok boyutlu bir “istismar sürecinin” işlediği düşünülüyor: kayıt dışı sığınmacıların istismar edilmesi; sığınmacıların hukuki boşlukları istismar etmesi; Türkiye de dahil AB, BM, uluslararası karar alıcıların sığınmacıları istismar etmesi... Çözüm ise katılımcıların son uzlaşısı: Çıkar değil insan odaklı geliştirilecek yeni düzenlemeler ve projeler.

(11)

11

(12)

12

Sayılarla TkMM Nisan 2016 Forum Toplantıları Gerçekleşme sayı ve oranları:

Yapılması gereken toplantı sayısı: 16 Gerçekleştirilemeyen toplantı: 3

Yapılan toplantı sayısı: 13, toplantı gerçekleşme oranı:

% 81,25

Sivil Toplum katılımı:

Olması gereken sivil toplum katılımcı sayısı: 260 Toplam sivil toplum katılımcı sayısı: 108 , % 41,53 Seçilmişlerin katılımı:

Katılması gereken milletvekili sayısı: 80

Katılan toplam milletvekili sayısı ve oranı: 4, % 5 Katılması gereken belediye başkanı sayısı: 13 Katılan toplam belediye başkanı sayısı ve oranı: - Kolaylaştırıcı ağırlayan belediye sayısı ve oranı: - Medya ilgisi:

Toplantılara katılan medya muhabiri sayısı toplam: 16 Toplantı başına düşen medya muhabiri sayısı: 1 Toplantılara kim ev sahipliği yaptı?

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 7, % 53,84 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 1, % 7,69 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 4, % 30,76 Ev sahipliği yapan sendika sayısı ve oranı: 1 % 7,69 Sivil toplum bileşenlerinin katılım oranları:

Katılımcı meslek odaları sayısı: 5, 4,62 Katılımcı sendika sayısı: 7, % 6,48

Katılımcı dernek/vakıf/girişim sayısı: 96, % 88,88 İzleyiciler:

İzleyici olarak katılanlar: 95 Kanaat Önderleri: 12

Parti Temsilcileri: 9

Referanslar

Benzer Belgeler

Toplantılara katılan medya muhabiri sayısı toplam: 109 Toplantı başına düşen medya muhabiri sayısı: 4,95 Toplantılara kim ev sahipliği yaptı.. Ev sahipliği yapan

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 6 % 42,8 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: -% - Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 8, % 57,1 Ev sahipliği yapan

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 7, % 38,88 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 2, % 11,1 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 8, % 44,4 Ev

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 12, % 85,7 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 1, %7,1 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 1, %7,1 Ev sahipliği

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 3, % 42,8 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 1, %14,2 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 3, % 42,8 Ev sahipliği

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 10, % 71 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: 2, % 14 Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 2, % 14 Ev sahipliği

Ev sahipliği yapan belediyeler ve oranı: 6, % 42,8 Ev sahipliği yapan meslek odaları ve oranı: - Ev sahipliği yapan STÖ sayısı ve oranı: 7, % 50 Ev sahipliği yapan

Çözüm ortağımız ile anlaşacağınız görsel hizmet paketi içeriği; sınırsız hd formatta video çekimi, organizasyon esnasında çekilen 40 adet pozdan oluşan