• Sonuç bulunamadı

JEOLOJİK ZAMANLARJEOLOJİK ZAMANLAR 

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "JEOLOJİK ZAMANLARJEOLOJİK ZAMANLAR "

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

JEOLOJİK ZAMANLAR JEOLOJİK ZAMANLAR

Fosiller, kayaç tabakalarının yaşlandırılmasında oldukça önemli bir Fosiller, kayaç tabakalarının yaşlandırılmasında oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Geçmişte yaşamış prehistorik canlılara ait türlerin yer tutmaktadır. Geçmişte yaşamış prehistorik canlılara ait türlerin farklı zaman dilimlerinde yaşadıkları bilinmektedir. Aynı zamanda farklı zaman dilimlerinde yaşadıkları bilinmektedir. Aynı zamanda farklı kıtalarda yaşayan canlılara ait benzer fosil buluntuları

farklı kıtalarda yaşayan canlılara ait benzer fosil buluntuları

bulunmakta ve bu fosiller dünyanın dört bir yanındaki kayaçların bulunmakta ve bu fosiller dünyanın dört bir yanındaki kayaçların yaşlarının karşılaştırılmasında bizlere yardımcı olmaktadır. Fosillerin yaşlarının karşılaştırılmasında bizlere yardımcı olmaktadır. Fosillerin yardımıyla jeolojik dönemlerde yaşamış canlıları tanımak ve bunların yardımıyla jeolojik dönemlerde yaşamış canlıları tanımak ve bunların zaman içerisinde geçirmiş olduğu evrimsel değişimleri anlamak

zaman içerisinde geçirmiş olduğu evrimsel değişimleri anlamak

mümkündür. Ayrıca canlının ölmeden önceki ekolojik ilişkileri ve ölüm mümkündür. Ayrıca canlının ölmeden önceki ekolojik ilişkileri ve ölüm sonrasında kalıntılarının maruz kaldığı tafonomik süreç de yine

sonrasında kalıntılarının maruz kaldığı tafonomik süreç de yine fosillerin incelenmesiyle anlaşılabilir.

fosillerin incelenmesiyle anlaşılabilir.

Dünyanın farklı alanlarından toplanan fosillerin incelenerek Dünyanın farklı alanlarından toplanan fosillerin incelenerek

karşılaştırılması, dünyanın ve canlıların evrimi hakkında önemli karşılaştırılması, dünyanın ve canlıların evrimi hakkında önemli ipuçları verebilir. Dünyanın jeolojik tabakalarının çeşitli kriterler ipuçları verebilir. Dünyanın jeolojik tabakalarının çeşitli kriterler dahilinde en eskiden en yeniye doğru bölümlere ayrılması ve dahilinde en eskiden en yeniye doğru bölümlere ayrılması ve kronolojik bir sıra takip eder şekilde dizilmesi jeolojik zaman kronolojik bir sıra takip eder şekilde dizilmesi jeolojik zaman

çizelgesini meydana getirmektedir. Buna göre yaklaşık 4,5 milyar çizelgesini meydana getirmektedir. Buna göre yaklaşık 4,5 milyar yaşındaki dünyamızın katmanlarının zamana göre dizilimi aşağıda yaşındaki dünyamızın katmanlarının zamana göre dizilimi aşağıda verilmektedir.

verilmektedir.

(2)
(3)

Jeolojik Zaman Çizelgesi Jeolojik Zaman Çizelgesi

PROTEROZOİK (PREKAMBRİYEN): PROTEROZOİK (PREKAMBRİYEN): Proterozoik ya da Proterozoik ya da Prekambriyen zaman dünyanın oluşumundan itibaren I.

Prekambriyen zaman dünyanın oluşumundan itibaren I.

Zamanın başlangıcına kadar olan zaman olarak Zamanın başlangıcına kadar olan zaman olarak

tanımlanmaktadır. Yaklaşık olarak dünyanın yaşı olan 4,5 tanımlanmaktadır. Yaklaşık olarak dünyanın yaşı olan 4,5

milyar yıl öncesinden başlayarak 570 milyon yıl öncesinde milyar yıl öncesinden başlayarak 570 milyon yıl öncesinde

kadar indirilmektedir. Yani dünyanın ilk 4 milyar yıllık zaman kadar indirilmektedir. Yani dünyanın ilk 4 milyar yıllık zaman

dilimini bu dönem oluşturmaktadır. Bu dönemde dünyamız dilimini bu dönem oluşturmaktadır. Bu dönemde dünyamız

çeşitli evrelerden geçerek günümüzdeki görünümünü çeşitli evrelerden geçerek günümüzdeki görünümünü

andırmaya başlamıştır. Bu döneme tarihlendirilen kayaçlarda andırmaya başlamıştır. Bu döneme tarihlendirilen kayaçlarda yapılan araştırmalarda mikroskobik düzeydeki ilk tek hücreli yapılan araştırmalarda mikroskobik düzeydeki ilk tek hücreli

yaşam formlarının 3,5 milyar yıl önce ortaya çıktığı, 3,2 milyar yaşam formlarının 3,5 milyar yıl önce ortaya çıktığı, 3,2 milyar

yıl önce ise yine tek hücreli ilk bitkilerin (mavi-yeşil alg) oksijen yıl önce ise yine tek hücreli ilk bitkilerin (mavi-yeşil alg) oksijen

üretmeye başladığı bilinmektedir. Yumuşak bedenli omurgasız üretmeye başladığı bilinmektedir. Yumuşak bedenli omurgasız

çok hücreli hayvanların 1 milyar yıl öncesinden beri çok hücreli hayvanların 1 milyar yıl öncesinden beri

dünyamızda yaşamlarını sürdürdükleri bilinmektedir. Tamamen dünyamızda yaşamlarını sürdürdükleri bilinmektedir. Tamamen

sularda yaşayan bu çok hücreli canlıların dönemin sonlarına sularda yaşayan bu çok hücreli canlıların dönemin sonlarına doğru mercan, sünger, denizanası ve halkalı solucanlar gibi doğru mercan, sünger, denizanası ve halkalı solucanlar gibi

yaşam formlarını ortaya çıkardıklarını biliyoruz.

yaşam formlarını ortaya çıkardıklarını biliyoruz.

(4)

I. ZAMAN: PALEOZOİK ÇAĞ: Paleozoik Çağ Kambriyen, Ordovisyen, Silüryen, Devoniyen, Karbonifer ve Permiyen olmak üzere 6 alt devire ayrılmaktadır.

Kambriyen Devir, Paleozoik Çağın ilk bölümünü oluşturmaktadır.

Yaklaşık olarak 600 milyon yıl önce başlayıp 100 milyon yıl boyunca devam etmiştir. Bu devirde canlılar “Kambriyen Patlaması” adı verilen bir çeşitlenme ve sayıca büyük artışlar göstermiştir. Bu döneme ait 900’den fazla canlı türü keşfedilmiştir. Yaşamın halen sularda devam ettiği bu dönemde üç loblu deniz böcekleri, dallı bacaklılar, süngerler, midyeler, salyangozlar, halkalı solucanlar, derisi dikenliler, eklem

bacaklılar, kanat solungaçlılar, denizanaları, kafadan bacaklılar,

mercanlar ve çeşitli kabuklu deniz hayvanlarına ait birçok tür baskın olarak sularda yaşamaya başlamışlardır.

Ordovisyen Devir, 500 milyon yıl önce başlayıp yaklaşık olarak 60 milyon yıl boyunca devam etmiştir. Bu devirin başlarında da canlıların çeşitlenmesi devam etmiş ve tamamı sularda olmak üzere üç loblu

deniz böcekleri, dallı bacaklılar, kanat solungaçlılar, kafadan bacaklılar, mercanlar, denizlaleleri, derisi dikenliler, çenesiz balıklar,

denizyıldızları gelişme göstermiştir. Bu dönemde kuzeyde (Laurasia) ve güneyde (Gondwana) olmak üzere her iki yarım kürede de karalar tek bir kara kütlesi halindedir. Denizler sığ bir yapıda karaları basmaktaydı.

Devrin sonuna doğru dünya üzerindeki büyük soy tükenmelerinden ilki gerçekleşmiş ve denizlerdeki tüm yaşantı içinde aile düzeyinde % 27, cins düzeyinde % 57 oranında bir soy tükenmesi görülmüştür. Bu soy tükenmesinin sebeplerinden en önemlisi güney kara kütlesinin güney kutbuna doğru kayması ve bu nedenle global bir soğuma fazına

girilmesidir. Bu faz yaşanırken karalarda gelişen buzullar nedeniyle deniz seviyesinde oldukça büyük düşmeler yaşanmıştır.

(5)

Silüryen Devir, yaklaşık 440 milyon yıl önce başlayıp 45 milyon yıl boyunca devam etmiş ve iki büyük kıta birbirlerine doğru yaklaşmaya başlamıştır. Bu yaklaşma karalarda dağ sırası adını verdiğimiz

yükselmeleri gerçekleştirmeye başlamış ve yaşam kuzey kara kütlelerindeki sıcak ve sığ sularda yeniden zenginleşmeye

başlamıştır. Çeneli balıklar, pullu balıklar, dev deniz akrepleri,

mercanlar, su zambakları, denizlaleleri, üç loblular, dallı bacaklılar gelişme göstermiştir. Çenesiz balıklar göl ve nehirlerde yaşamaya başlarken, devir sonlarına doğru ilk karasal bitkiler ortaya çıkmış,

akrep ve kırkayak gibi bazı eklem bacaklı hayvanlar da suyun dışında yaşamlarını sürdürmeye başlamıştır.

Devoniyen Devir, yaklaşık olarak 395 milyon yıl önce başlayıp 50 milyon yıl boyunca devam etmiş ve “Balıklar Devri” olarak

ünlenmiştir. Çenesiz balıklar, çeneli balıklar, tabaka pullular,

köpekbalıkları, kemikli balıklar, amfibiyanlar, mercanlar, üç loblular, dallı bacaklılar sularda gelişme gösterirken, topraktaki rutubeti

emebilecek şekilde tüpleri bulunan kabuklu ağaçlar, tohumlu yayılan bitkiler, dev atkuyrukları ve eğrelti otu benzeri ağaçlar dünyanın ilk karasal ormanlarını meydana getirmiştir. Amfibiyanlar, sıçrama

yeteneğine sahip henüz uçamayan bazı böcekler, örümcek ve akrepler karalardaki hayvanlar olarak gelişmiştir. Devrin sonunda dünyanın ikinci büyük soy tükenmesi gerçekleşmiştir. Bu süreçte aile düzeyinde % 19, cins düzeyinde % 50 oranında ve neredeyse tamamı denizel canlıları etkileyen tükenmeler yaşanmıştır. Bilim adamları

Gondwana ana karasının Laurasia ile birleşmeye başlarken, yeni bir global soğuma evresini ve özellikle denizlerde bu soy tükenmelerini meydana getirmiş olabileceğini öne sürmektedirler.

(6)

Karbonifer Devir, yaklaşık 345 milyon yıl önce başlayıp 65 milyon yıl boyunca sürmüş ve Pangea adı verilen tüm karaların bir araya gelmesi süreci tamamlanmıştır. Omurgasız

hayvanların yanı sıra, amfibiyan ve balık gibi omurgalı

hayvanlar yeniden gelişme göstermişlerdir. Karalarda kuzey yarımkürenin büyük bir kısmını kaplayan ormanlar, karasal hayvanların da büyük gelişme göstermesine zemin

hazırlamıştır. İlk sürüngenler, uçabilen ilk böcekler bu devir sonlarına doğru dünya üzerinde yaşamaya başlamıştır.

Permiyen Devir, yaklaşık 280 milyon yıl önce başlayıp 225 milyon yıl önce sona ermiştir. Bu devirde dev boyutlarda

amfibiyanlar, etçil sürüngenler, ilk memeli benzeri

sürüngenler, kozalaklı ağaçlar, kemikli balıklar büyük gelişme göstermişlerdir. Devrin sonunda çok büyük bir soy tükenmesi yaşanmıştır ki, canlıların evrimi çok yakından ilgilendiren bu büyük global olay ile birinci zaman sona ermiştir. Bazı

araştırmacılar tüm ailelerin % 57’si ile tüm cinslerin % 83’ünün soyunun tükenme sebebini dünyaya düşen bir göktaşının etkisi olarak görürken, bazıları global ısınma ve Sibirya’daki dev

volkanik faaliyetler sonucunda atmosferdeki oksijen miktarının azalmasını sorumlu tutmaktadırlar. Bir diğer araştırmacı grubu ise okyanus tabanındaki metan gazının açığa çıkmasını bu

büyük soy tükenmesinin sebebi olarak öne sürmektedirler.

(7)

II. ZAMAN: MEZOZOİK ÇAĞ: Mezozoik Çağ Triyas, Jura ve Kretase olmak üzere 3 alt devire ayrılmaktadır.

Triyas Devir, başta dinozorlar olmak üzere sürüngenlerin büyük gelişme gösterdiği bir devir olarak yaklaşık 35 milyon yıl sürmüştür. Bu devirde kaplumbağa, timsah, sivri burunlu fare benzeri memeliler gibi gruplar gelişirken, zırhlı, uçan ve yüzen sürüngenler, hem denizlerde ham de karalarda baskın canlılar haline gelmişlerdir. Sürüngenlerin bu büyük yayılmaları gelişmiş vücut yapıları ve dayanıklı bir kabuğa sahip

yumurtalarının değişik iklimsel ve çevresel koşullara dayanabilmeleriyle mümkün olmuştur. Pangea yeniden kuzey ve güney olarak ikiye

parçalanmaya başlamış, karalarda kurak ve çöl alanlar artmaya başlamış, buna karşın karasal bitkiler mevsimsel uyumları nedeniyle gelişme

göstermiştir. Devrin sonunda tüm ailelerin % 23’ü ile tüm cinslerin % 48’inin ortadan kalkmasına yol açan büyük soy tükenmesinin nedeni olarak Pangea’nın ikiye parçalanmasına da yol açan ve dünya tarihinde bilinen en büyük volkanik faaliyetlerden birisi olan Merkezi Atlantik

magma akıntısı gösterilmektedir.

Jura Devri, yaklaşık 65 milyon yıl sürmüştür. Triyas devrin sonunda gözlenen büyük soy tükenmelerinin ardından boşalan ekolojik nişlere

dinozorlar egemen olmuş ve dev boyutlara ulaşmışlardır. Devrin ortalarına doğru dev etçil dinozorlar ortaya çıkmış, palmiye benzeri ağaçlar, böcekler ve ilk kuşlar gelişme göstermişlerdir. İklim oldukça ılık ve nemli bir hal

alırken, önceki dönemin büyük çöl alanları yağmurlarla ıslanmaya başlamıştır.

(8)

Kretase Devir, Laurasia ve Gondwana kıtalarının

parçalanarak günümüzdeki pozisyonlarına doğru hareket etmeye başladıkları devirdir ve yaklaşık 70 milyon yıl

sürmüştür. Karalarda gözlenen bu dev parçalanmalar hayvan gruplarını izole etmiş, iklim bir miktar soğumuştur. Çiçekli

bitkiler, arılar ve kelebekler sayesinde çok geniş alanlara yayılma şansı bulmuştur. Dev boyutlardaki etçil dinozorlar, otçul gruplarla beslenerek ormanlık alanların tümüyle yok olmasına engel olurken, bataklıklarda kurbağa, kaplumbağa, yılan, martı gibi modern türler ortaya çıkıyordu. Devrin

sonunda dünyadaki canlıların evrimine yeni bir şekil verecek olan büyük bir soy tükenmesi gerçekleşti. Bu süreçte tüm ailelerin % 17’si ile tüm cinslerin % 50’sinin soyu tamamen tükendi. Yaklaşık 10 milyon yıl boyunca ekosistemin kendisini tamir etmek için uğraştığı bu soy tükenmelerine büyük bir göktaşının dünyaya düşmesi ve çok büyük volkanik

faaliyetlerin yol açmış olabileceği varsayılmaktadır.

(9)

3. ZAMAN: SENOZOIK ÇAĞ: Senozoik Çağ; Paleosen, Eosen, Oligosen, Miyosen ve Pliyosen olmak üzere 5 alt devire

ayrılmaktadır.

Paleosen Devir ile birlikte dünyanın her yerinde yeni canlı türleri görülmeye başlamıştır. Özellikle memeliler ve kuşlar, Kretase

devirdeki sürüngen ve özellikle dinozorlardan boşalan alanların tümüne yayılmaya başlamışlardır. İlk toynaklı otçullar, ilkel

kemirgenler ve primatlar yeni ortamlarına kolayca adapte olmuş ve çeşitlenmeye başlamışlardır. Denizler geri çekilerek arkalarında

canlılar için büyük kurak alanlar bırakmıştır. Köpekbalıkları baskın bir yaşam sürdürürken, karalarda çiçekli bitkiler geniş alanlara

yayılmışlardır. Paleosen Devir 10 milyon yıl boyunca devam etmiştir.

Eosen Devirde memelilerin evrimi büyük bir hızla devam etmiş ve özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa’da gelişmiş yeni türler ortaya çıkmıştır: gerçek kemirgenler, lemurlar ve tarsierler. Bu dönemde toynaklılar (gergedanlar, atlar ve tapirler), balinalar ve denizinekleri ilk kez bu dönemde görülmeye başlamıştır. Kuşlar modern bir

görünüm almaya başlarken, bazı yırtıcı türlerin (Diatryma) 2 metrelik bir büyüklüğe ulaştıkları bilinmektedir. Ördek, balıkçıl, baykuş ve atmaca gibi modern kuş türleri gelişirken, iklim giderek sıcak bir hal almıştır. Kuzey Atlantik Okyanusu Kuzey Amerika ve Avrupa’nın bağlantısını koparmış ve iklim giderek sıcak ve ılıman bir durum almıştır. Eosen Devir 18 milyon yıl boyunca devam etmiştir.

(10)

Oligosen Devirde iklim genel olarak soğumaya başlamıştır. Otlaklar ve ılımlı ağaçlar, tropikal bitki örtüsünün yerini almaya başlamıştır. Bu

iklimsel ve çevresel değişmeye paralel olarak otlayan memeliler (atlar, develer ve gergedanlar) çoğalmaya başlamıştır. Köpekler, kakımlar, kediler, domuzlar ve kemirgenler türleşmelerini sürdürmüş ve yeni ortamlara uyumlu türler haline gelmişlerdir. Afrika kıtası filler, çeşitli etçiller ve kuyruksuz büyük maymunların atası ilk Anthropoidler olan Aegyptopithecus’un evi haline gelmeye başlamıştır. Karınca ve

termitler, böcekler içerisinde oldukça yaygındır. Denizlerde ise ilkel balinaların yerini dişli modern balinalar almıştır. Oligosen Devir 13 milyon yıl boyunca devam etmiştir.

Miyosen Devir modern memelilerin gelişmeye devam ettiği ve türleşme açısından en zengin dönemdir. Dünya çapında iklimsel değişmeler başlamıştır. Antarktika buzullarla kaplanmış, Akdeniz tamamen kurumuş, Hindistan Asya’ya doğru yaptığı yolculuğu

tamamlamış ve güneyden yaptığı sıkıştırmalarla Himalayalar, Raki ve And dağlarının yükselişine yol açmıştır. Otlaklar genişlemeye devam etmiştir. Afrika memelileri arasında eski dünya maymunları gelişme gösterirken, filler Avrasya ve Kuzey Amerika’ya doğru büyük göçler

gerçekleştirmiştir. İlk geyik, sırtlan ve zürafa türleri ortaya çıkmış, kama dişli kediler, dönemin dominant avcıları olmuşlardır. Dönemin başında Hominoidler olarak Anthropoidlerden ayrılan insanın ataları, Geç

Miyosen dönemde iki ayağı üzerinde yürüyen ve kuyruksuz büyük maymunlardan ayrılan bir aile olarak (Hominidae) evrimleşmeye başlamıştır. Denizlerde balinalar hızla artmış, 13 m boyundaki dev

köpekbalıkları gelişmiş, coral (mercan), gastropod (salyangoz), echinoid (derisi dikenliler) türleri bollaşmıştır. Miyosen Devir 18 milyon yıl

boyunca devam etmiştir.

(11)

Pliyosen Devirde, kıtalar günümüzdeki pozisyonlarını almıştır.

Kuzey ve Güney Amerika arasında kara bağlantısı kurulmuş, Antarktika tamamen buzullara bürünmüş ve kuzey yarımküre ve okyanuslar giderek soğumaya başlamıştır. Pliyosen devir

omurgasızlarının çoğunun soyu bugün de yaşamaktadır ve açık denizlerde çeşitlenmişlerdir. Bitki örtüsü günümüzdekine

benzemektedir. Sığırlar, koyunlar, antiloplar ve gazellalar eski dünya karalarında büyük gelişme göstermişlerdir. Atlar,

develer, pekariler, antiloplar, mastodonlar, kunduzlar,

gelincikler, köpekler ve kılıç dişli kediler Kuzey Amerika’da

gelişme gösteren memelilerden bazılarıdır. Bu dönemde insan

evrimleşmesini sürdürmüş ve Homo cinsinin üyeleri olarak ilk

kez Afrika’da görülmeye başlamıştır. İlk insanlar taş aletleri

bilinçli olarak yapmış ve kullanmışlardır. Pliyosen Devir 3,2

milyon yıl boyunca devam etmiştir.

(12)

4. ZAMAN: KUVATERNER ÇAĞ: Kuvaterner Çağ; Pleistosen ve Holosen olmak üzere 2 alt devire ayrılmaktadır.

Pleistosen Devirde kuzey yarımküre giderek soğumuş ve uzun buzul dönemleri yaşanmıştır. Avrasya’nın soğuğa adapte olmuş canlıları tüylü mamutlar, tüylü gergedanlar, mağara

ayısı ve aslanı buzul dönemlerinin sona ermesiyle tümüyle ortadan kalkmıştır. Buzullaşmalarla birlikte deniz seviyesinde görülen alçalmalar, canlıların kıtalar arasında göçlerine izin vermiştir. Bu dönemin başlarında insanın ataları (Homo

erectus’lar) evrimleştikleri Afrika kıtasından ilk kez çıkarak dünyanın diğer kıtalarına doğru yayılmaya başlamışlardır.

Ateşin bilinçli olarak kullanımı da bu döneme rastlamaktadır.

Pleistosen Devir 1,8 milyon yıldan başlayarak 10 bin yıl öncesine kadar devam etmiştir.

Holosen Devirde buzul dönemleri sona ermiş, uzun sıcak bir faza girilmiştir. 10 bin yıldır Homo sapiens’ler kültürel

gelişimleri sayesinde dünyaya egemen olmuştur. Tarımın ve evcilleştirmenin başlaması nedeniyle insanlar artık yerleşik hayata geçmiş, köyler ve kentler kurmuş, geliştirdikleri

teknoloji sayesinde bugün dünyanın hemen her bölgesinde ve

uzayda kolaylıkla yaşayabilir hale gelmişlerdir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Nâzım 10 Eylül 1959'da Rusça kaleme aldığı vasiyetnamesinde, en değerli mirası olan eserlerinin telif hakkının üçte ikisini karım Münevver ve oğlum Mehmet'e diyerek

Veri satış simsarı olarak adlandırabileceğimiz bazı firma- lar sizin açık rızanızla verilerinizi buna ihtiyacı olan fir- malara satıp bunun karşılığında doğrudan size

parmak proksimal falanks tabanının radyal yüzünde uzama ile sınırlı bulgular gözlenirken, genin tamamı etkilendiğinde; elde orta falankslarda kısalık, 2.. parmak

Örneğin, Muğla’da belediye­ nin birkaç yıl önce gerçekleş­ tirdiği “Nâzım Hikmet Parkı” projesini, diğer kentlerimizde de yaygınlaştırmak zor olmasa gerek... Son

[r]

Hayat hikâyesini 1970'de yayımladığı "Yakın Tarihte Gördüklerim, Geçir­ diklerim" isimli dört ciltlik

Vaktile, benim de kalem yar­ dımımla milliyetçi “Turan,, gazete­ sini çıkarmış olan Zekeriya Beyin Türk ordusunu, Türk milliyetper­ verlerini ve Türk

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil