HABER BÜLTENĐ
13 Mart 2006
Haber Özetleri
Irak
• Geçtiğimiz Cumartesi günü Irak’ın Yengece Köyüne koalisyon güçlerinin yardımıyla ulusal güçler tarafından yapılan saldırıda 2 Türkmen şehit oldu, 2 Türkmen yaralandı ve Türkmenlere ait evler hasar gördü. (www.kerkuk.net)
• Irak Cumhurbaşkanlığı yayınladığı bildiride, Irak Meclisinin ilk oturumunun 19 Mart yerine 16 Mart tarihinde yapılacağını duyurdu. Bu kararın tüm siyasi tarafların anlaşmasıyla alındığı bildirildi. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ)
• Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani, Birleşik Irak Đttifakı Başkanı Abdulaziz El-Hekim, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Irak Uzlaşma Cephesi Başkanı Adnan El-Duleymi bir toplantı yaptılar. Toplantıda Irak’ın siyasi durumunun ve Irak’ta kurulacak olan yeni hükümetin konuşulduğu bildirildi. (EL-
ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ)
• Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Başbakan Đbrahim El-Caferi dün Talabani’nin ofisinde bir araya geldiler. Caferi toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, Talabaniyle Irak’ın siyasi durumunu konuştuklarını, Başbakanlık adaylığı konusunun ise hiç konuşulmadığını söyledi. Caferi, Irak Anayasası’nın tüm maddelerinin uygulanacağını bildirdi. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ)
• Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani, Irak Başbakanı Đbrahim El-Caferi’yle bir araya geldi. Görüşmede Irak’ın siyasi durumu ve yeni hükümetin kurulması konularının konuşulduğu bildirildi. (www.iraq-ina.com)
• Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani ve beraberindeki heyet dün akşam üzeri yeni hükümeti kurma çalışmaları çerçevesinde Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ve bazı parti liderleriyle bir araya geldi. Irak’ta hükümeti kurma çalışmaları devam ediyor. Bu amaçla Kürdistan Đttifakı çeşitli temaslarda bulunmayı sürdürmektedir. Bir süre önce Irak Başbakanı Đbrahim Caferi ile bir araya gelen Kürdistan heyeti daha sonra Başkan Barzani liderliğinde Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Dr. Eyad Allavi, Dr. Adnan El-Duleymi ve Şeyh Halef El-Alyan’la bir araya geldi. ABD’nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad’ın da hazır bulunduğu toplantıda Irak’ta yaşanan son gelişmeler ve hükümet kurma çalışmaları değerlendirildi. Toplantıda daha önce Kürdistan bölgesinde gerçekleştirilen toplantıların devamına ve önemine değinildi. (www.peyamner.com) (IRAK HABER AJANSI)
• Irak'ta 15 Aralık'ta yapılan genel seçimlerin ardından bir ulusal birlik hükümetini kurmaya yönelik çabaların önünde engel olarak gösterilen, Şiilerin ikinci dönem başbakan olmasını istediği Đbrahim Caferi, görevine devam etmekte ısrarlı olduğunu söyledi. Caferi, Devlet Başkanı Celal Talabani’yle görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, kendisinin Şii Đttifakı tarafından demokratik biçimde aday gösterildiğini, bu tercihe saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Caferi, hükümet kurulması çabalarında krize yol açtığı yorumlarını reddederek, ''En azından benim açımdan bir kriz yok. Demokratik diyalog bütün anlaşmazlıkları çözecektir'', dedi. (AA)(REUTERS)
• Bağdat’ta, Şiilerin yoğunlukta olduğu El-Sadr mahallesinde meydana gelen patlamada 66 kişinin öldüğü, 140’dan fazla yaralının olduğu bildirildi.
Patlamaların 5 farklı arabada meydana geldiği belirtildi. Mukteda El-Sadr bugün yaptığı açıklamada, patlamalardan koalisyon güçlerini sorumlu tuttu.
(www.iraq-ina.com)
• Irak Uzlaşma Cephesi üyesi Zafir El-Ani yaptığı açıklamada, Irak’taki hükümeti kurmak amacıyla Irak Uzlaşma Cephesi ile Birleşik Irak Đttifakı’nın 11 Mart Cumartesi günü bir toplantı yaptığını söyledi. Đki Đttifak arasında Pazar günü yeni bir toplantı daha yapıldığı bildirildi. (www.iraq-ina.com)
• Irak Đçişleri Bakanı Bakır Solak Cebir Samarra patlamalarını 20 direnişçinin gerçekleştirdiğini tahmin ettiklerini söyledi. Bakır Solak Cebir, bu direnişçilerin eğitimlerinin Saddam istihbaratı döneminde verilen eğitim şekline benzerliğine dikkat çekti. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ)
• Irak Đçişleri Bakanlığı yayınladığı bildiride, Şubat ayında tutuklananların sayısının 400 olduğunu; bu sayının 180’inin Arap ülkelerine mensup olduğunu açıkladı. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ)
• Kürdistan Hükümeti Başbakanı Neçirvan Barzani, Irak Başbakan Yardımcısı Ahmet Çelebi’yle görüştü. Görüşmede, Kürdistan Hükümeti’nin merkezi hükümetle ilişkisinin konuşulduğu bildirildi. (www.nahrain.com)
• Bağdat’ta yeni Irak hükümetini kurma çalışmaları devam ederken Kürdistan Bölgesi Heyeti de bu çalışmalar çerçevesinde çeşitli temaslarda bulunmaya devam ediyor. Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani Irak Parlamento Başkanı’yla bir araya geldi. Đki lider Irak’ta sürmekte olan hükümet kurma çalışmalarını değerlendirerek son gelişmeler hakkında bilgi alışverişinde bulundu. Đki lider Irak’ta daha yapıcı çalışmaların olması gereğine vurguda bulundu. (www.peyamner.com)
• Kerkük’ten gelen son haberlerde, Kerkük’e iki askeri tır giriş yaptı. Şehre ilk tırın Kerkük-Laylan yolundan girdiği bildirildi. Bu tırda asker taşıyan 25 araç ve 6 panzer bulunmaktadır. Diğer tırda ise 10 adet asker taşıyan araç ve 5 arabanın olduğu bildirildi. (GLOBAL TÜRKMEN HABER AJANSI)
• ABD Başkanı George W. Bush, Đran ve Suriye'yi Irak'ta demokrasinin inşası çabalarını engellememeleri konusunda uyardı. Bush, Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, Đranlılar Irak'taki siyasi sürecin sonucunu etkilemeye
çalışıyorlarsa bu durumdan hoşlanmayacaklarını belirterek, ''Komşu olanlara çağrımız, Irak'ın demokrasiyi geliştirmesine izin verilmesidir'', dedi ve bu çağrının Đran ve Suriye'ye yapıldığını kaydetti. Beyaz Saray'da Iraklı direnişçilerin araçlara ve yollara yerleştirdiği el yapımı ve uzaktan kumandalı bombalar konusunda bilgi alan Bush, Irak'ta bazı kişilerin mezhep çatışmalarını tahrik etmeye çalıştıklarının açık olduğunu ifade ederek, bunun işe yaramadığını kaydetti. ABD Başkanı Bush, Iraklı güvenlik güçlerinin daha fazla eğitime ihtiyacı olduğunu belirtirken, görevlilerin, geçen ay ülkeyi iç savaşın eşiğine getiren Şii camiine yönelik saldırıdan sonra başarılı bir performans sergilediklerini de sözlerine ekledi. (AA)(AP)
• ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad, ''Ülkelerinin iyiliğini isteyen ve Irak'ın çıkarlarını savunan silahlı kişilerle diyalog içindeyiz'', dedi. ''Bu silahlı kişilere daimi bir savaş istemediğimizi söylüyoruz'' diyen Halilzad, ''Görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Şahsen iyimserim ve ikinci safha 'direnişle' görüşmek'', diye konuştu. ''Silahlı gruplar ve direnişle'' iç savaş isteyen teröristleri kastetmediğini söyleyen Halilzad, teröristlerle hiçbir diyalog kurmayacaklarını vurguladı. Halilzad, ABD'nin, El Kaide terör örgütünün Irak'taki ayağının başındaki Ürdünlü terörist Ebu Musab El Zerkavi ya da Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in yeniden iktidara gelmesini isteyenler gibi aşırılık yanlılarıyla görüşmesinin söz konusu olmadığının altını çizdi.
Silahlı gruplara ''silahları bırakma zamanı geldi'' mesajı verdiğini ifade eden Halilzad, ''Irak'tan çekilmek istiyoruz ve kalmak istemediğimizi onlara söyledik.
Eğer ülkelerini işgal etmek ve daimi üsler kurmak istediğimizi düşünüyorlarsa onlara yanıldıklarını söylüyoruz. Tam tersine Irak'ın demokratik bir Irak olmasını ve başarmasını istiyoruz'', dedi. (AA)(AFP)
• Irak devlet televizyonu Irakiya'nın editörü silahlı saldırıda öldü. Saldırıda başından vurulan gazeteci Hamid'in öldüğünü, şoförünün ise ağır yaralandığını belirtti. Olayın ardından, yayın politikası Şii partileriyle paralel olan Irakiya televizyonunun, programlarını keserek Kuran'dan ayetler yayınlamaya başladığı kaydedildi. (AA)(REUTERS)
• Đngiliz The Independent gazetesi, ''Savaşın Temettüsü'' başlıklı yazısında, Amerikan-Đngiliz koalisyonunun Saddam Hüseyin rejimini devirmesinden sonra ortaya çıkan Yeni Irak'taki yatırım ve sözleşmelerden 61 şirketin yararlandığını, bu yatırım ve sözleşmelerin tutarının da, Corporate Watchdog ile The Independent tarafından yapılan ortak araştırmaya göre, toplam 1,1 milyar sterline yükseldiği belirtildi. Irak'taki savaşa karşıt tutumuyla tanınan Gazetedeki haberde, söz konusu şirketlerin, özel güvenlik ya da halkla ilişkiler şirketleri, bankalar, petrol şirketleri ve mimarlık şirketleri olduğu kaydedildi.
(AA)(AFP)(THE INDEPENDENT)
Orta Doğu
• Türkiye ile Đsrail arasındaki Enerji Çalışma Grubu'nun ikinci toplantısı Kudüs'te yapıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Sami Demirbilek başkanlığında Kudüs'e giden 6 kişilik teknik heyet, Đsrail Ulusal Altyapı Bakanlığı Müsteşarı Eli Ronen başkanlığındaki heyetle bir araya geldi.
Toplantıda, su satışı da dahil olmak üzere, iki ülke arasında petrol ve doğal
gaz boru hatları kurulması ve elektrik hatları inşa edilmesi gibi, kısaca "enerji koridoru" olarak adlandırılan projelerle ilgili konularda görüş alışverişinde bulunuldu, ilk toplantıdan bu yana gelişmeler değerlendirildi. Taraflar, Manavgat Suyu Projesine işlerlik kazandırılması başta olmak üzere, enerji alanında iş birliğinin olumlu seyrine dikkati çekerek, çalışmaların hızlandırılmasında hemfikir oldu. Türkiye-Đsrail Enerji Çalışma Grubu, ilk toplantısını geçen yıl Ekim ayında Ankara'da yapmıştı. (AA)
• Filistinli Baş Müzakereci Saib Erakat, Filistin lideri Mahmud Abbas'ın Cuma günü Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’la da görüşeceğini açıkladı. Abbas'ın yarın Viyana'da AB Dönem Başkanlığını yürüten Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel’le bir araya gelmesi, Çarşamba günü Strasbourg'da Avrupa Parlamentosu'nda bir konuşma yapması ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso’yla görüşmesi bekleniyor.
Çarşamba akşamı Brüksel'e geçecek olan Abbas'ın AB Yüksek Komiseri Javier Solana’yla görüşmesi ve ertesi gün de Belçikalı yetkililerle bir araya gelmesi beklenirken, Cuma günü Chirac’la görüşmesinden sonra da Mısır'ın başkenti Kahire'ye uçarak, burada Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek tarafından kabul edileceği ifade ediliyor. Abbas'ın Cumartesi günü Kahire'den sonra Ürdün'ün başkenti Amman'a gitmesi öngörülüyor. Bu arada Filistin'de 25 Ocak'ta yapılan seçimlerin galibi Hamas, diğer Filistinli partilerden, Hamas liderliğindeki yeni hükümete katılıp katılmayacaklarına Pazartesi gününe (bugün) kadar karar vermelerini istedi. Hamas Ocak’taki parlamento seçimlerinde yeterli çoğunluğu sağlamasına rağmen, diğer partilerle koalisyon hükümeti kurmak için görüşmeler yapıyor. Hamas'ın bu ayın sonuna kadar hükümeti kurması gerekiyor. Hamas, ulusal birlik hükümeti konusunda uzlaşma sağlayamazsa, kendi hükümet listesini hafta içinde meclise sunmaya hazır olduğunu bildirdi. (AA)(AP)(AFP)
• Đran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hamid Rıza Asefi, nükleer dosyalarının BM Güvenlik Konseyi'ne gönderilmesinin ardından, endüstriyel uranyum zenginleştirmeye henüz başlamadıklarını, sürecin nasıl devam edeceğini görebilmek için 2-3 gün daha bekleyeceklerini bildirdi. UAEK Yönetim Kurulu'nun Đran'ın nükleer dosyasını BM Güvenlik Konseyi'ne göndermesinden sonra şartların değiştiğine işaret eden Asefi, Rusya'nın ortak uranyum üretme önerisinin de artık gündemde olmadığını söyledi. UAEK Yönetim Kurulu'nun Đran konusundaki son kararını ''hukuki ve teknik dayanaktan yoksun, siyasi bir karar'' olarak nitelendiren Asefi, bu kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını ifade etti. Asefi, ''Viyana'daki toplantı, bizim öngörülerimizi ispatladı.
Orada tam siyasi bir toplantı yapıldı. Hatta oylama yapılmadı, karar tasarısı yayınlanmadı, görüş alışverişinde bile bulunulmadı'', diye konuştu. (AA)
• Đngiltere'de yayımlanan The Sunday Telegraph gazetesi, ''Đran'ın, Batı'dan gelebilecek bir saldırıya karşı, Tahran'da gizli bir yer altı kumanda merkezi oluşturduğunu'' öne sürdü. Nükleer silahlar konusunda yapılan tartışmalar sonucunda Đran ile Batı arasındaki tansiyonun artmasıyla, ülke yöneticilerinin çatışma ihtimaline karşı hazırlanmaya başladığını yazan Telegraph, Abbas Abad'da yapılan kumanda merkezinin yeraltındaki ofisler ve odalardan oluştuğunu ve inşasının yakın zamanda tamamlandığını bildirdi. Merkezin yeraltı tünelleri yoluyla diğer hükümet binalarıyla ilişkilendirildiğini de kaydeden
Telegraph, ''Bu yeraltı tesisinin yapılması Đran rejiminin operasyonlarını yeraltına indirme kararının bir parçası'' iddiasında bulundu. Gazetenin haberinde, tesisin yarım millik bir bölgeyi kapsadığı iddiasına da yer verildi.
(AA)(THE SUNDAY TELEGRAPH)
Kafkasya ve Orta Asya
• Japonya Hükümeti Özbekistan'a, yaklaşık 9 milyon dolar değerinde yardımda bulunacak. Japonya'nın Taşkent Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, yol yapımı projesinin 2. aşaması çerçevesinde araç hibe edileceği bildirildi.
Açıklamada, söz konusu projenin 26 Ocak 2005'te imzalandığı hatırlatıldı ve araçların bu ay teslim edileceği belirtildi. Projenin 1. aşamasında, Taşkent-Oş otoyolunda 8,7 milyon dolarlık yapım ve tamirat çalışması yapılmıştı. (AA)
• 10.03.06 tarihinde Özbekistan Cumhurbaşkanı Đslam Kerimov, Özbekistan’ı GUUAM”a bağlayan son belge “Konsolosluk Meselelerinde Yardımlaşma Anlaşması’nı iptal etti. Bununla, Özbekistan GUUAM üyeliğinden resmi olarak çıkmış oldu. (www.fergana.ru)
• 19.03.06 tarihinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, resmi bir ziyaretle Taşkent’e gidecek. Özbekistan Cumhurbaşkanı Đslam Kerimov’la görüşme sırasında ticaret, ekonomi, kültür ve sınır rejimi alanlarında 6 tane anlaşma imzalanacağı planlanmaktadır. (www.fergana.ru)
• 10.03.06 tarihinde ABD’nin Tacikistan Büyükelçisi Richard Hougland ile Tacikistan Dışişleri Bakanı Nazar Talbakov, sınır güvenliği alanında bir iş birliği anlaşması imzaladılar. (www.regnum.ru)
Avrupa Birliği
• Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Balzy, ''Türkiye ile AB arasındaki müzakerelere, başlıkların açılıp kapanmasına Komisyon raporuna göre devam edileceğini'' söyledi. Batı Balkan ülkelerine ''Avrupa perspektifi verilmesini ilk olarak Fransa'nın istediğini'' belirten Blazy, ''Romanya ve Bulgaristan'ın AB'ye katılması birlik için bir şanstır. Komisyonun olumlu görüş bildirmesi Fransa'yı mutlu eder'', dedi. Avrupa Birliği gelecekte, ''ticari bir kurum mu yoksa siyasi bir kurum mu olacak?'' diyen Blazy, ''Bizim tercihimiz, siyasi ağırlığı olan bir Birlik olması. Bu bizim çıkarımızadır. Bunun için de Batı Balkan ülkelerine Avrupa perspektifini kazandırmamız gerekiyor'', diye konuştu. (AA)
• AB Dönem Başkanı Avusturya'nın ev sahipliğinde Salzburg'ta yapılan ve Türkiye'nin de katıldığı “AB-Balkan Ülkeleri Dışişleri Bakanları Toplantısı” sona erdi. Konferans sonunda yayınlanan ortak bildiride, ''Balkan ülkelerine Selanik Zirvesinde Avrupa perspektifi verilmesinin kararlaştırıldığına'' atıfta bulunularak, ''Balkan ülkeleri için nihai hedefin tam üyelik olarak belirlendiği'' bildirildi. ''Batı Balkanlar'' deyimiyle ''bölgedeki tüm ülkelerin kastedildiği'' vurgulanan ortak açıklamada, ''Balkan ülkelerinin tam üyeliği için de AB'nin hazmetme kapasitesi koşulunun dikkate alınacağına'' işaret edildi. Ortak bildiride, Kosova'daki gelişmelere de dikkat çekilerek, Kosovalı Arnavut ve Sırplara müzakerelere devam etmeleri çağrısı yinelendi, ''Müzakerelerde
birbirlerine karşı daha çok tolerans göstermeleri'' istendi. Belgrad ve Priştine yönetimlerine, ''Bölgede multi-etnik, demokratik ve iyi komşuluk ilişkileriyle bağlı bir toplumun temelini atmaları için gayret sarf etmeleri'' çağrısı yapılan ortak açıklamada, tarafların, ''Kosova için, kabul edilebilecek bir statü bulunmasına yönelik tüm çözüm yollarını kullanmaları'' vurgulandı. AB Dışişleri Bakanlarının ortak açıklamasında, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın bölgedeki özel temsilcisi Finlandiya Eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin ''girişimlerine tam destek verdikleri'' kaydedildi. (AA)
• Đngiltere'de yayımlanan The Sunday Times gazetesi, Đngiltere'nin de ABD gibi nükleer silah geliştirilmesiyle ilgili tartışmalara rağmen gizlice nükleer silah üretmekte olduğu iddiasına yer verdi. ''Hükümetin bir yandan bu yönde alınmış bir kararı bulunmadığını öne sürerken, diğer yandan da programı sessizce yürütmekte olduğunu'' yazan Times gazetesi, Berkshire'daki atom silahları kurumunda, Başbakan Tony Blair'in geçen Mayıs’taki genel seçimi kazanmasından bu yana gizli bir faaliyetin sürdüğü iddiasında bulundu.
Haberde, bu çalışmaların ABD'ninkilerin benzeri olduğu ve şu anda Đngiliz bilim adamlarının Amerikalı bilim adamlarının birkaç adım önünde bulunduğu öne sürüldü. Đngiliz bilim adamlarının yeni nükleer başlık geliştirmek için yaptıkları çalışmalar sırasında daha önce denenmiş parçaları bir araya getirmeyi ve böylece nükleer testler konusunda konulmuş yasağı delmeden silah geliştirmeyi amaçladıkları da bildirildi. Bu parçaların daha önce denenmiş ve sonuçları bilinen parçalar olduğu için yeniden patlatılmaya ihtiyaç olmadan laboratuvar koşullarında test edilerek kullanılabildiğini de yazan Sunday Times, bir Đngiliz bilim adamının ''Hiç test etmeden bir silah üretmemiz gerek.
Bu öyle bir silah olmalı ki, kullandığımızda çalışmalı'', dedigini de kaydetti.
Times, bu gelişmenin Đngiltere'nin 10 milyar sterlinlik Trdent adlı nükleer programının iptalinden sonra yeni bir program hazırlanmasına karşı çıkan, aralarında Đşçi Partililerin de bulunduğu kitleleri kızdıracağı yorumunda bulundu. (AA)(THE TIMES)
Diğer Haberler
• Kosova Parlamentosu Bayram Kosumi'nin istifasıyla boşalan başbakanlık görevine eski bir gerilla lideri olan Agim Çeku'yu seçti. Çeku ilk konuşmasında Kosova için bağımsızlık dışında bir çözümü kabul edemeyeceklerini belirtti;
ancak Sırp azınlığın güvenliğini sağlamanın kendileri için başlıca öncelik olacağını vurguladı. (BBC)
• Savaş suçlusu sanığı eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç, Hollanda'nın Lahey kentinde eski Yugoslavya için kurulan BM Savaş Suçları Mahkemesindeki hücresinde ölü bulundu. (AA)(AP)(REUTERS)
Dünya Basını
Avrupa gazetelerinde eski Yugoslavya lideri Slobodan Miloşeviç'in hapishanedeki ölümümün ardından yaşanan tartışmalar öne çıkıyor. Daily Telegraph gazetesinde Alec Russel imzalı bir yorumda "Hücredeki ölüm dünyayı adaletten mahrum bıraktı", deniyor: "Yugoslavya'da, çeyrek milyon insanın ölümünde sorumluluğun büyük bölümü Miloşeviç'e aitti. Miloşeviç, mahkemede, hiçbir zaman katliam emri vermediğini söyledi. Belki orduyu yönetmedi; ama Sırpları dört kez savaşa soktu. "Bosna ve Hırvatistan'daki Sırp azınlığı silahlandırdı. Bu topraklara Sırp milisleri gönderdi. Milliyetçiliği bir yol gösterici olarak değil, gücü elinde tutma aracı olarak kullandı. "Büyük Sırbistan vaadiyle iktidara geldi; ama girdiği tüm savaşları kaybetti. Ardında, teslim aldığından daha küçük ve daha yoksul bir Sırbistan bıraktı. Bazı Sırplar onu her zaman, kendilerini düşmanlarına karşı koruyan bir lider olarak görecek. Diğerleri ise onu, katliamlarıyla hatırlayacak. "Miloşeviç, mahkeme kararını veremeden öldü. Bu yüzden iki taraf için de Miloşeviç efsanesi devam edecek." Aynı Gazetede, sağlık durumunun kötüleşmesinden sonra Miloşeviç'in savunmasına yardımcı olması için mahkeme tarafından atanan Đngiliz hukukçu Steven Kay'in suçlamaları yer alıyor. Miloşeviç'e soykırım dahil toplam 66 suçlama getirildiğini hatırlatan Kay şöyle diyor: "Mahkeme dört yılda tamamlanamayan davada Miloşeviç aleyhinde hiçbir şey kanıtlayamadı.
Mahkemenin başkanı yarı yolda beyin tümöründen öldü. Sonunda sanık sandalyesindeki Miloşeviç de gitti. Mahkemenin kanıtladığı tek şey var; o da bu kadar karmaşık ve büyük bir davadan sonuç alınmasının imkansız olduğu...
Çünkü mahkeme, Miloşeviç'i değil, tarihi yargılamaya soyundu."
Daily Telegraph'taki başka bir yorumda ise yine mahkeme eleştirilerek şu görüşlere yer veriliyor: "Miloşeviç'in zamansız ölümü, uluslararası adalet için büyük bir darbe. Birkaç ay daha yaşasaydı, mahkeme sonunda bir karara varacak ve bu kadar emek ve para boşa gitmecekti. Birçok gözlemciye göre, bir davanın bu kadar sürmesi, bir şeylerin yanlış gittiğini gösteriyor.
"Mahkemenin belli suçlamalara odaklanması gerekiyordu. Hem savcılar hem de yargıçların buradan çıkarması gereken önemli dersler var."
Financial Times yazarı Quentin Peel de dört yıl sonunda bir karar çıkmamasını Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nin etkinliği konusunda soru işaretleri doğurduğunu belirtiyor. Peel, Irak'ta Saddam Hüseyin davasından hızlı sonuç alınabilmesi için yargılama sürecinin basitleştirildiğini anımsatıyor: "Mahkemede 300 tanık dinlendi. 5000 sunum yapıldı. Mahkeme Miloşeviç'e eşit söz hakkı verdi, 40 saat savunma yaptı. Mahkeme, kendisiyle dalga geçmesi için Miloşeviç'e inanılmaz fırsatlar sundu. Mahkemenin adil olma kaygısı, aynı zamanda en büyük zaafı da oldu." Financial Times'ın başyazısında ise özetle şöyle deniyor: "Miloşeviç'in arkasından çok az kişi ağıt yakacak. Ölümü onu işlediği suçlardan aklamayacak. Şimdi derhal diğer önde gelen iki Sırp savaş suçu zanlısı Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç tutuklanmalı. Sonra bölgedeki ülkelerin hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı duyan demokrasilere dönüşmesi, bunun ardından da Kosova'nın nihai statüsü gibi toprak anlaşmazlıklarına barışçıl çözümler üretilmesi gerekiyor.
"Uluslararası toplum ve özellikle de Avrupa Birliği, üyelik kapısını açık tutarak ve mali yardım yaparak bu ülkelere destek vermeli. Miloşeviç'e karşı zafer ancak bu ülkeler üyeliğe hazır hale geldikleri zaman kazanılabilir.
Guardian gazetesinin başyazısında Sırp liderin işlediği suçların uluslarası müdahale doktrinine zemin oluşturduğunu belirtiyor: "Bu müdahale prensibiyle, kendi insanlarına ve komşularına saldıran bir lider ya da rejimi ne egemenlik hakları ne de iç savaş iddiaları koruyabilir. Cezadan kurtulacağını ve Sırbistan yenilgiye uğramış olsa bile iktidarda kalmaya devam edebileceğini düşünen Miloşeviç sonunda koltuğunu kaybetti ve kendisini uluslararası bir mahkemede buldu."
Đspanya'da yayımlanan La Vanguardia gazetesi, "Miloseviç faslı, hiç de tatmin edici olmayan bir şekilde kapandı", diyor ve ekliyor: "Sırbistan ve Karadağ, Miloşeviç'in ölümünü, geçmişlerini kabul edip geleceğe bakma fırsatı olarak görmeli. Mahkeme uluslararası adalet açısından bir ilk adımdı. Savaş suçlularının dünyanın hiçbir yerinde saklanacak yer bulamayacağını gösteren bir ilk adım."
Avusturya'da yayımlanan Die Presse ise Miloşeviç'in ölümüyle hem kurbanlarının hem de mahkemenin ağır bir yara aldığını yazarken, Slovak Pravda gazetesi "Miloşeviç'in kurbanları hayatları boyunca onun alaycı gülümsemesini hatırlayacak..." diyor.
Çek gazetesi Mlada Fronta Dnes ise şunları yazıyor: "Miloşeviç'in yaşamından ve ölümünden alınacak dersler var. Bu, karizmatik bir demogogun tüm bir toplumu nasıl fanatik insanlara dönüştürebileceğini gösteren bir uyarı.
Aynı zamanda, kurbanların imdadına hemen birilerinin yetişeceği zannının yanlışlığını da ortaya koyan bir uyarı..."
Fransa'da yayımlanan Liberation da, Avrupa'nın Sırpları durdurmakta geç kaldığını belirtiyor ve "Sırp lideri ancak Amerika'nın silahları durdurabildi", diyor.
Guardian'a göre, Amerikan Yüksek Mahkemesi'nde 24 yıl görev yaptıktan sonra geçen ay emekliye ayrılan yargıç Sandra Day O'Connor, Amerika Birleşik Devletleri'nin diktatörlüğe kayabileceği uyarısında bulundu. Haberde şu ayrıntılara yer veriliyor: Cumhuriyetçi Başkan Ronald Reagan döneminde Yüksek Mahkeme'ye atanmasına karşın, liberal çizgide olan O'Connor, mahkemeyi sürekli olarak fazla liberal davranmakla suçlayan Cumhuriyetçi liderlerin, yargıçlar arasında bir çatışma ortamını yaratabilecekleri uyarısında bulundu ve yargıya müdahalenin önlenmesi gerektiğini söyledi. O'Connor, gelişmekte olan ülkelerdeki otoriter rejimler ve eski komünist yönetimlere gönderme yaparak "Bir ülkenin diktatörlüğe dönüşmesi öncesinde önemli bir yozlaşma süreci yaşanır. Böyle bir sonla karşılaşmamak için bu tür başlangıçlara izin vermemeliyiz. Bunun için de yargının etki altına alınmasına karşı uyanık olmalıyız", dedi.
