(EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ)

HABER BÜLTENĐ

20 Temmuz 2006

Haber Özetleri

Irak

• Irak Başbakanı Nuri El-Maliki Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada, Ulusal Barış ve Diyalog Projesi’nin gelecek Cumartesi günü itibariyle uygulanmaya başlanacağını ifade etti. Ulusal Barış ve Diyalog Heyeti’nin Cumartesi günü toplanacağı açıklandı. El-Maliki, Milis güçlerinin elinde bulunan silahların toplanacağını ve bu durumun devam edeceğini söyledi. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ)

• Irak Uzlaşma Cephesi Başkanı Adnan El-Duleymi dün yaptığı açıklamada, Bağdat’taki Sünni ve Hıristiyanlara yapılan saldırılardan Şii milisleri sorumlu tuttu. El-Duleymi, bu milislerin, El-Sadr, El-Hüseyniye, El-Habibiye ve El- Fazıliye Bölgelerinden geldiklerini açıkladı. Adnan El-Duleymi açıklamasının devamında, Bağdat’ın Şii milislerce kontrol edilmesi için, Sünni ailelerin şehirden zorla göç ettirildiklerini ve Irak’ta bir iç savaş yaşandığını ifade etti.

Siciri üyesi Rıza Cevat Takip ise El-Duleymi’nin bu açıklamalarını yalanlayarak, bu saldırıların Baasçılar tarafından yapıldığını iddia etti. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESĐ)

• Irak Meclisi Başkanı Mahmut El-Meşhedani dün Kerkük Đl Meclisi üyeleriyle Bağdat’ta bir araya geldi. Toplantıda, Kerkük’ün normalleştirilmesi ve Anayasanın 140. maddesi üzerine konuşulduğu bildirildi. Kerkük’e göç eden ailelerin sorunlarının da ele alındığı toplantıdan sonra El-Meşhedani yaptığı açıklamada, “Meclis üyeleriyle Kerkük’ün sorunlarını ve tahsis edilen bütçesini konuştuk,” dedi. Kerkük Đl Meclisi üyelerinin temsilcisi ise yaptığı açıklamada, Kerkük’ün sorunlarının anayasaya göre çözülmesi gerektiğini ve şehre 15 bin konut yapılmasını talep ettiklerini ifade etti. (www.aswataliraq.com)

• Kürt Bölge Yönetiminin BM koordinatörü Dindar Zebari Bağdat’ta Irak Meclis Başkanı Mahmut El-Meşhedani, Başbakan Yardımcısı Berham Salih ve Đngiltere’nin Irak Büyükelçisi’yle ayrı ayrı birer görüşme yaptı. Görüşmelerde, Irak’ın uluslar arası toplantılarında Kürt Hükümeti’nin bir temsilcisinin gerekliliği üzerinde duruldu. Bu talebin anayasaya aykırı olmadığı ifade edildi.

(www.aswataliraq.com)

• Irak Ulaştırma Bakanı Kerim Mehdi Salih (El-Sadr Grubu) istifa etti. Bu istifanın Bakanlar Kurulu tarafından kabul edildiği açıklandı. Mehdi Salih’in yerine vekâleten Tarım Bakanı Yarub Nazım El-Ubudi’nin (El-Sadr Grubu) getirildiği bildirildi. (EL-SABAH GAZETESĐ)

• Irak Ordusundan bir subay yaptığı açıklamada, Çok Uluslu Güçler ve Irak Ordusunun Kerkük’ün Reşat Bölgesi’nde bir operasyon başlattığını söyledi. Bu operasyonun amacının, o bölgede bulunan teröristler ve silahlı grupların etkisiz hale getirilmesi olduğu bildirildi. (www.aswataliraq.com)

• Irak Başbakanı Nuri El-Maliki, Đranlı muhalif grup Halkın Mücahitleri Örgütüne karşı önlemler alacaklarını bildirdi. El-Maliki, yaptığı açıklamada, bu çerçevede ilk adım olarak, bu örgütün bildiri dağıtmasının yasaklanacağını ve üyelerinin ülkenin doğusundaki Diyala bölgesinde bulunan Eşref kampından çıkmalarının sınırlanacağını söyledi. Başbakan, örgütün Irak'taki statüsünü değerlendirecek ya da örgüt üyelerinin mülteci olarak alınabileceği bir ülke bulunması için komisyon kurulacağını belirtti. Đran'ın sürgündeki rejim karşıtı gruplarından Halkın Mücahitleri Örgütü 1960'lı yılların sonlarına doğru kuruldu. Đran'daki rejimi devirmeyi amaçlayan örgüt, 1980'lerin başında Irak'a kaçtı. Halkın Mücahitleri örgütü, ABD Dışişleri Bakanlığının terörist örgütler listesinde yer alıyor. (AA)(AP)

• ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, ''Son günlerde Büyükelçi Ross Wilson tarafından yapılan açıklamaların, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu güvenlik tehditleri karşısında kendini ve halkını savunma hakkı bulunmadığı şeklinde yanlış yorumlandığını'' bildirdi. Büyükelçilikten yapılan yazılı açıklamada, ''Bu yorum, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin görüşünü yansıtmamaktadır ve Büyükelçinin sözlerinde de böyle bir niyet söz konusu değildi'', denildi. Her ülke gibi Türkiye'nin de kendini ve halkını savunma hakkı ve zorunluluğu olduğu ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: ''Elli yıldan uzun bir zamanda müşterek savunma ve güvenliğe adanmış bir ittifakın üyeleri olarak omuz omuza verdik. Kısa süre önce, terörizmle mücadele ile PKK ve bağlantılarıyla mücadelenin de dâhil olduğu, iki tarafı ilgilendiren bütün meseleler üzerinde birlikte çalışma sözü verdik. ABD ve Irak hükümetiyle birlikte çalışmak Türkiye'nin güvenliğini arttırmanın temel unsuru olabilir. Ülkelerimiz PKK ve karşı karşıya olduğumuz diğer güvenlik tehditleriyle birlikte mücadele ederken, Türkiye ve Başbakan (Recep Tayyip) Erdoğan hükümetiyle yakın iş birliğimizi devam ettirme isteğindeyiz.'' (AA)

• Kerkük'te patlamaların ardı arkası kesilmiyor. Dün akşam, Kerkük'ün Büyük Festivaller Meydanında bomba yüklü bir araç infilak etti. Araba galerisi yakınında meydana gelen patlama Polis devriyesini hedef aldı. Park halinde bulunan aracın patlaması sonucu 10 kişi yaralandı. Yaralananlardan 5'inin polis olduğu belirtildi. Yaralılar Kerkük devlet hastanesine kaldırıldı. (TURKMENELĐ TV)

• Irak'ın başkenti Bağdat'ta sıkı korunan yeşil bölgeye düzenlenen havan topu saldırısında 1 sivil öldü, 2 kişi yaralandı. Öte yandan Irak'ın başkenti Bağdat'ın güneyindeki Raşid ve Mahmudiye'de çıkan şiddet olaylarında 23 kişinin öldüğü, 11'inin de yaralandığı bildirildi. Bu arada Irak'ta, ülke çapındaki camilerden ve dini mekânlardan sorumlu bir Sünni vakfın 20 çalışanının silahlı kişilerce kaçırıldığı bildirildi. Sünni toplumu içinde büyük bir yeri bulunan vakfın sözcüsü Mehdi El-Meşhedani yaptığı açıklamada, çalışanların, başkent Bağdat'tan Taci'deki evlerine giderken kaçırıldıklarını söyledi. Sözcü, vakfın,

çalışmalarına ara verdiğini ve olayla ilgili ayrıntılı açıklamanın daha sonra yapılacağını kaydetti. (AA)(AP)(AFP)(REUTERS)

Orta Doğu

• Baztab Haber ajansına göre, Đran"ın Türkiye sınırındaki “Batı Azerbaycan Eyaleti"nde bulunan Salmas Cehelsutun Bölgesi'nde PKK'lı teröristlerle güvenlik güçleri arasında dün gece çatışma çıktı. Đran güvenlik güçleri, çıkan çatışmada 4 PKK'lı teröristi ölü ele geçirdi. Đran kaynaklı Baztab Ajansı, öldürülen teröristler arasında Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan'ın eşinin babası Đsmail Socai’nın da bulunduğunu iddia etti. Teröristlerin Iraklı bir kadın, ikisinin Türk, birinin de Đranlı olduğu belirtildi. (www.baztab.ir)

• Türkiye, Filistin'e insani yardım kapsamında 10 bin ton ekmeklik unun ilk partisini teşkil eden 630 ton unu 35 TIR'la yola çıkardı. Söz konusu insani yardımın toplam 84 TIR’la nakledilecek 1500 tonunun, Türkiye'den karayolu, geri kalan 8500 tonununsa gelecek haftalarda 3 parti halinde Mersin'den deniz yoluyla Đsrail'in Ashdod Limanı üzerinden Filistin'e ulaştırılması planlanıyor.

Karayoluyla nakledilecek unun geri kalan 870 tonu 26 Temmuz ve 2 Ağustos 2006 tarihlerinde gönderilecek. Türkiye'nin bu yardımıyla Filistin halkının zor günlerinde yanında olmaya devam edeceğini gösterdiği ifade edilirken, Türkiye'nin, 10 bin ton ekmeklik un yardımının yanı sıra BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı aracılığıyla Filistin halkına 1 milyon Dolar değerinde acil gıda yardımının kısa süre içinde iletilmesi için çalışıldığı belirtildi. ^(AA)

• Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Lübnan'da halkın ülkenin içinde rahatça yolculuk yapabilmesi ve yurt dışına çıkabilmesi için ''insani koridor'' oluşturulmasını önerdi. Lübnan'daki son durumun ele alındığı ve ilgili bakanların katıldığı toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Chirac, Fransa'nın Lübnan'a ilaç, sağlık malzemesi ve su arıtma tesisi göndereceğini söyledi. Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden kalkacak Fransız nakliye uçağının önümüzdeki saatlerde ilk yardım malzemesini bölgeye bırakacağını ifade eden Chirac, daha sonra deniz yoluyla insani yardım araç ve gereçlerini gönderileceğini belirtti. Bu arada ABD Başkanı George W. Bush'un Lübnan'daki ABD vatandaşlarını ve ülke çıkarlarını korumak amacıyla bu ülkeye asker göndermek istediği bildirildi. Öte yandan Fransa'nın BM Büyükelçisi Jean-Marc de La Sabliere, BM Güvenlik Konseyi'ni, Lübnan'da kalıcı ateşkes ve insani ateşkes için acilen müzakereye çağırdı. ABD'nin BM Büyükelçisi John Bolton ise, ABD'nin ateşkese karşı olduğunu bildirdi ve ''Bir terör örgütüyle nasıl ateşkes yapılır? Bunu mümkün görmüyorum'', dedi. Diğer taraftan ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan, bugün New York'ta Lübnan'daki krizi görüşecek. (AA)(AFP)

• Lübnan'daki Hizbullah, Đsrail'i aylarca bombalayabileceğini ileri sürdü.

Hizbullah'ın Siyasi Büro üyesi Muhammed Kumati, ''Cephaneliğimizi günler veya haftalar değil, aylarca sürecek şekilde kullanabilmek amacıyla dikkatli biçimde Đsrail'e yönelik roket ateşimizi sürdürüyoruz'', diye konuştu. Hizbullah politbüro yetkilisi, Đsrail ordusunun, silah ikmali yapmalarını engellemek için

yolları kestiğini ve kamyonları bombaladığını; ancak Güney Lübnan'a ikmal hatlarını kesmeyi başaramadığını söyledi. (AA)(AFP)

• Đran yönetiminin, Suriye ve Lübnan'ın iç işlerine karışmayacağı belirtildi. Đran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hamid Rıza Asefi, mecliste gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD ve Đngiltere'ye ''Ortadoğu'daki kriz konusunda Đran'ı suçlamak yerine, Đsrail rejiminin cinayetlerini körü körüne desteklemekten vazgeçmeleri'' çağrısında bulundu. Đsrail'in Filistin ve Lübnan'da insan haklarını çiğnediğini belirten Asefi, Ortadoğu'da yaşanan krizin nedeninin ABD ve Đsrail arasındaki ''özel ilişki'' olduğunu söyledi. Sözcü, ''ABD'nin de desteğiyle siyonist rejim, gün geçtikçe daha da küstahlaşıyor'', ifadesini kullandı. Asefi, Suriye ve Lübnan'a verdikleri destek konusunda da ''Đran'ın bu iki ülkeye desteği manevidir. Bu manevi destek, ABD'nin Đsrail'e verdiği destekten farklıdır'', dedi. Sözcü, ''Đran Đslam Cumhuriyeti hiçbir şekilde Lübnan ve Suriye'nin iç işlerine karışmayacak'', diye konuştu. Asefi, Đsrail'in Suriye'ye saldırması durumunda nasıl bir tepki vereceklerinin sorulması üzerine de böyle bir durumda Đsrail'in herkesten fazla zarar göreceğini belirtti. ''Müslüman bir ülkeye saldırı bütün Müslüman ülkelere saldırı anlamına gelir'', diyen Asefi, Đslam dünyasının da böyle bir şeye kesinlikle tahammül göstermeyeceğini kaydetti. (AA)

• Đsrail askerleri ile Hizbullah gerillaları arasında Lübnan'ın Đsrail sınırı yakınlarında çatışma çıktığı bildirildi. Đsrail kara birlikleri, iki askerin kaçırıldığı 12 Temmuzda sınırın Lübnan tarafına geçmiş, sınır ötesi kara operasyonları aradan geçen bir hafta süresince devam etmişti. Taraflar arasında sıcak çatışma olduğuna dair bir bilgi ilk kez veriliyor. Đsrail askerleri ile Hizbullah gerillaları arasında, sınırın Lübnan tarafında meydana gelen çatışmada 2 Đsrail askerinin öldüğü belirtildi. Öte yandan Đsrail uçaklarının dün akşam saatlerindeki bombardımanlarında, Lübnan'ın kuzeyi ve doğusundaki Suriye’yle sınır bölgesinde bulunan 2 bölgede 4 köprüyü vurduğu bildirildi.

Lübnan polisinden yapılan açıklamada, Suriye sınırına 5 kilometre uzaklıktaki Rayak civarında 3 köprünün Đsrail tarafından bombalandığı, bu saldırılarda ölen ya da yaralanan olup olmadığının henüz bilinmediği bildirildi.

(AA)(AFP)(REUTERS)

• Đsrail Başbakan Yardımcısı Şimon Peres, ''2. Dünya Savaşından bu yana böyle bir uluslararası zayıflık görmediğini'' söyledi. ''Đran'ın, Lübnan'daki Hizbullah gerillalarını destekleyerek dünyayı gülünç duruma soktuğunu'' belirten Peres, ''2. Dünya Savaşından bu yana böyle bir uluslararası zayıflık görmedim'', dedi. Hizbullahın, bir ateşkesi kabul edeceğinden şüpheli olduğunu belirten Peres, Hizbullah silahsızlanana kadar saldırıların devam etmesi gerektiğini söyledi. Hizbullahın saldırısına karşılık verildiğini, Đsrail'in ilk defa saldırıya uğramadığını belirten Peres, kazanmaları ve bu saldırıyı durdurmaları gerektiğini bildirdi. Öte yandan Peres, Đsrail'in, Đran veya Suriye'ye saldırma projesi bulunmadığını, ''tamamen Lübnan ve Gazze Şeridi'ne yoğunlaştıklarını'' belirtti. Peres, Đran’la uluslararası toplumun meşgul olması gerektiğini söyleyerek, ''Đran ile Suriye'nin, Đsrail'e saldıracağını düşünmüyorum. Biz de onlara saldırmayacağız; çünkü Đran'ın uluslararası bir sorun olduğunu düşünüyorum. Bu sorunu ele alacak olan biz değiliz. Bunu bir

Đsrail-Đran çatışmasına dönüştürmek istemiyoruz. Biz zaten tamamen meşgulüz'', dedi. (AA)(AFP)(REUTERS)

• Đsrail'in, Batı Şeria'nın Nablus kentindeki Filistin hükümet binalarını yıktığı bildirildi. Sağlık görevlilerinin verdiği bilgiye göre, Đsrail buldozerleri, Hamas önderliğindeki Filistin hükümeti tarafından kullanılan 2 binayı yıktı. Yıkılan binaların, Hamas güvenlik güçleri ve Đçişleri Bakanlığı tarafından kullanıldığı kaydedildi. (AA)(REUTERS)

• Đsrail'in bugün 2. haftasına giren Lübnan'a yönelik bombardımanında, en kanlı günlerden biri olan dün en az 70 sivil yaşamını yitirdi. Polis kaynakları, 12 Temmuz'da başlayan Đsrail bombardımanında ölenlerin sayısının 295'i sivil, 23'ü asker toplam 325'e yükseldiğini, bu zaman zarfında 621 sivilin yanı sıra 80 Lübnanlı asker ya da polisin yaralandığını kaydetti. Öte yandan Đsrail'in Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki operasyonlarında, dün toplam 15 Filistinli'nin öldüğü bildirildi. Filistinli kaynaklar, Đsrail'in saldırılarına başlamasından bu yana ölen Filistinliler'in sayısının da 96'ya yükseldiğini kaydetti. (AA)(AFP)

• Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Đsrail-Lübnan krizini sona erdirmek için uluslararası toplumun bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Resmi SANA ajansının haberinde, Esad'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesinde, ülkesinin krizin çözümü için ateşkes isteğini dile getirdiği belirtildi. Esad ile Erdoğan'ın, krizin sona erdirilmesi ve taraflar arasında ateşkes sağlanmasındaki gecikmeyle uluslararası toplumun tutumunu ele aldıkları bildirildi. (AA)(REUTERS)

Kafkasya ve Orta Asya

• Taliban, Afganistan'daki yabancı güçlere karşı yeni cepheler açacağı ve önümüzdeki günlerde çatışmaların tırmanacağı tehdidinde bulundu.

Associated Press'e gönderilen Taliban açıklamasında, ''Afgan ordu ve polisinin yabancı işgalci güçlere yardıma son vermesi gerektiği belirtilerek, bunun yapılması halinde bağışlanacakları, aksi durumdaysa daha fazla kayıp verecekleri'' iddia edildi. Yazılı açıklamada, ''önümüzdeki günlerde mücahitlerin operasyonlarında artış görüleceği, operasyonların güçlü ve şiddetli olacağı; ayrıca düşmana karşı yeni cepheler açılacağı'' belirtildi.

Açıklamanın, Taliban rejimi döneminde kullanılan Afganistan Đslami Emirliği medya komisyonu adına gönderildiği kaydedildi. Öte yandan, Afgan güvenlik güçleri ve koalisyon birliklerinin, Taliban'ın kontrolüne geçen Helmand vilayetindeki Garmser bölgesini geri aldığı bildirildi. Afganistan Savunma Bakanlığı sözcüsü, bu vilayette Taliban'ın kontrolüne geçen Garmser bölgesinin, Afganistan güvenlik güçleriyle koalisyon güçlerinin ortak operasyonu sonucu geri alındığını, bölgede operasyonun devam ettiğini belirtti. (AA)(AP)(AFP)

• Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov Đran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun taleplerine karşılık vermemesi durumunda, ülkesinin Đran’a karşı ekonomik yaptırım uygulamak için görüşmelere hazır olduğunu bildirdi. Rusya ve Çin daha önce ekonomik yaptırımlara karşı olduğunu bildirmişti. (www.mosnews.com)

• Abhazya Parlamentosu Abhazya Cumhuriyeti’nin resmen tanınması için tüm dünya liderlerine çağrıda bulundu. Parlamento, aynı zamanda, BM ve AGĐT gibi kurumlara Gürcistan’ın militarist planlarını önlemek ve bu ülkeyi uluslar arası yasal sorumluluklar dâhilinde hareket etmeye yönlendirmek amaçlı çağrıda bulundu. (www.regnum.ru)

Avrupa Birliği

• Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinde ikinci fasıl olan işçilerin serbest dolaşımıyla ilgili tanıtıcı tarama toplantısı başladı. AB Komisyonu'nda bugün sona erecek toplantıda Türk heyetinin koordinatörlüğünü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yürütüyor. Tanıtıcı tarama toplantısında, AB'de işçilerin istedikleri üye devlette herhangi bir kısıtlamayla karşılaşmadan o ülkenin vatandaşlarıymış gibi eşit çalışma koşulları, vergi ve sosyal avantajlara sahip olarak çalışabilmesini öngören topluluk müktesebatı anlatılacak. Türkiye-AB tarama sürecine, 20 Temmuzda şirketler hukuku faslında ayrıntılı tarama toplantısıyla devam edilecek. ^(AA)

Kıbrıs

• 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarına katılmak üzere KKTC'de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC'nin resmi yayın organı Bayrak Televizyonu'nda (BRT) verdiği demeçte, ''KKTC'nin halkı bir azınlık değildir. Bir defa bunu dost düşman herkesin bilmesi lazım. Burada artık bir devlet oluşmuştur. Bu vardır. Artık her şeyiyle vardır. Onu tanıyan da bir Türkiye Cumhuriyeti vardır. Bunu bir defa herkesin bilmesi gerekiyor'', diye konuştu. Erdoğan, ziyaretiyle dünyaya vermek istediği özel bir mesaj olup olmadığı sorusuna karşılık, sorumluluk dönemi içinde KKTC'ye 2. kez geldiğini hatırlatarak, 6 bakan ve 20'ye yakın milletvekiliyle KKTC halkının heyecanını birlikte paylaşmak ve Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını göstermek için KKTC'ye geldiklerini kaydetti. ''Bir adım önde olma politikasında değişikliğin söz konusu olup olmadığı'' sorusu üzerine Erdoğan, BM Benel Sekreteri Kofi Annan’la 2003 yılında Davos'ta sürecin başlatılması için karar aldıklarını ve Kıbrıs'ın bir barış adası durumuna gelmesini istediklerini, garantör Türkiye'nin her zaman bir adım önde olacağını söylediğini vurgulayarak, 24 Nisan referandumunda, AB üyesi ülkelerin Kıbrıs Türklerinin ''evet'' diyeceğine olasılık vermediğini, KKTC'den yüzde 65 ''evet'' çıkınca da adeta şok olduklarını bildirdi. Bu arada Kıbrıs Rum Yönetimi sözcüsü Hristodulos Pashiardis, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC'ye yaptığı ziyaretin, Rum yönetimine yönelik bir ''kışkırtma eylemi olduğunu'' savundu. ^(AA)

• Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, ''Kıbrıs konusunda değişmeyen hedefin Ada'nın bütünlüğünün sağlanması olduğunu'' söyledi. Yunanistan'ın bölgede iş birliği, barış, güvenlik ve refahın hâkim olması için çalıştığını kaydeden Karamanlis, Yunanistan ile Kıbrıs Rum Kesiminin, sorunun çözümü için sıkı iş birliği içinde faaliyet gösterdiklerini bildirdi. Karamanlis, açıklamasında, Atina ve Rum Kesiminin Kıbrıs sorunun çözümü yolunda, BM

kararlarıyla Kıbrıs'ın AB'ye üyeliği çerçevesinde oluşan ortamda, atılacak yeni adımın gerçekleşmesi için çaba harcadıklarını da söyledi. (AA)

Diğer Haberler

• BM gözetiminde Viyana'da yapılan, Kosova'nın statüsünü belirlemeye yönelik görüşmelerin 7. turu da anlaşmaya varılmadan sona erdi. Belgrad yönetimiyle Kosova'daki Arnavut yönetimi arasında Viyana'da yapılan görüşmelerin 7.

turunda, taraflar arasında ''âdemimerkeziyetçilik'' konusunun ele alındığı, ancak herhangi bir anlaşma sağlanamadığı bildirildi. BM Kosova Özel Temsilciliğinden Bernhard Schlageck'in başkanlığında yapılan görüşmelerde, Sırp ve Arnavut temsilcileri arasında, Kosova'da oluşturulacak yeni Sırp belediyelerinin sayısı ve büyüklüğü konusundaki görüş ayrılıklarının giderilemediği belirtildi. Bu arada Kosova'nın statüsünü belirlemeye yönelik üst düzeyde bir görüşmenin, 24 Temmuz Pazartesi günü Viyana'da yapılacağını belirten BM yetkilileri, BM Genel Sekreteri Koffi Annan'ın Kosova Özel Temsilcisi Martti Ahtasari'nin başkanlık edeceği görüşmeye, Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç'in de katılacağını bildirdiler. ^(AA)

• Kuzey Kore ordusunun, 5 Temmuzdaki balistik füze denemelerinden beri alarm durumunda olduğu bildirildi. Güney Kore Birleşme Bakanlığının bir yetkilisi, alarm durumunun, füze denemeleri ve bu aybaşında başlayan askeri tatbikatla ilişkili olabileceğini belirtti. Yetkili bu arada, Pyongyang rejiminin topyekün bir seferberlik başlattığına dair Güney Kore basınında çıkan haberleri de yalanladı. ^(AA)(AFP)

Dünya Basını

Independent, sınırın hem Lübnan hem de Đsrail tarafında yaşanan acıları aktarıyor: Sayfanın sol üst köşesinde Lübnan'da hastanede tedavi gören yaralı çocukların gözü yaşlı fotoğrafı, sağ alt köşede de sınırın Đsrail tarafında Hizbullah saldırısı endişesiyle korku içinde birbirlerine sarılan Arap bir anne ve küçük kızının fotoğrafı var. Independent manşetinde, ''masumlara acıyın'', diyor. Independent'ın Beyrut'taki muhabiri Robert Fisk, Đsrail saldırıları nedeniyle ''savaş suçu'' ifadesinin ne zaman kullanılacağını soruyor: ''Đğrenç bir ifade olan 'savaşın istenmeyen sivil kayıpları' sözünü reddetmemiz ve insanlığa karşı savaş suçlarının soruşturulmasını konuşmaya başlamamız için daha kaç çocuğun Đsrail saldırılarının enkazı altında kalması gerekiyor?'', diyor Robert Fisk. Sınırın Đsrail tarafında Nazerat kasabasından izlenimlerini aktaran Donald Macintyre ise, Đsrail'de yaşayan Arapların çaresizliğini aktarıyor: ''Đsrail'deki sivil kurbanların büyük bölümü Yahudiler. Ancak Đsrail parlamentosunun Arap milletvekillerinden Talip Essana, Nazerat'taki saldırıların ardından, Đsrail'in Arap vatandaşlarına uyguladığı ayrımcılık nedeniyle Arapların yaşadıkları bölgelerde sığınakların ve uyarı sirenlerinin bulunmadığını söylüyor.'' ''Đsrail basını da ordu kaynaklarına dayandırılan haberlerde Hizbullah'ın Katyuşa saldırıları sırasında ne yapılması gerektiğine ilişkin halka dönük uyarıların Arapçaya çevrilmediğini yazıyor.''

Guardian'da yazan Tarık Ali, Lübnan'a yönelik saldırıları Amerika Birleşik Devletleri ve Đsrail'in Orta Doğu'daki stratejileri açısından irdeliyor. Đsrail'in dünyayı umursamayan tavrına her zaman Washington tarafından yeşil ışık yakıldığını vurgulayan Tarık Ali, Amerika Birleşik Devletleri ve Đsrail'in ''Lübnan'ı Ürdün benzeri, himayelerindeki bir ülke haline getirerek Suriye'yi tecrit etme ve rejimi devirmeyi amaçladıklarını'' kaydediyor ve özetle şöyle devam ediyor: ''Son Đsrail saldırılarının hedefi kaleyi fethetmek. Başarılı olabilir mi? Hizbullah ve Hamas'ın kitlesel destekleri olduğu için önümüzde uzatmalı bir sömürgeci savaş var. Hizbullah 'terör örgütü' olarak nitelenip defterden silinemez.'' ''Arap dünyası örgütün güçlerini sömürgeci savaşa direnen özgürlük savaşçıları olarak görüyor. Đsrail kamplarında 9 bin Filistinli siyasi tutsak var. Đsrail askerlerinin kaçırılmasının nedeni de bu. Đsrail'in son saldırıları için Suriye ve Đran'ı suçlamak manasız.'' ''Filistin meselesi çözülene ve Irak işgali sona erene kadar bölgeye barış gelmeyecek. Đsrail'i değil, Hizbullah'ı caydırmak için bir Birleşmiş Milletler gücü fikri ise ipe sapa gelmez bir görüş.''

Financial Times gazetesinin iç sayfalarında yer alan bir habere göre ise, Đsrail, Suriye'yle bir savaşa niyeti olmadığını söylüyor. Habere göre, Washington ve Đsrail saldırıların Hizbullah'la sınırlı kalması konusunda görüş birliği içinde. ''Gerçi her iki taraf da Suriye'yi 'bölgenin teröre destekçisi' olarak görüyor; ama Şam'a karşı izlenecek tavır konusunda görüş ayrılıkları da var'', diyor Financial Times. Ayrıntılar kısaca şöyle: ''Geçen yılın sonunda yapılan stratejik görüşmeler sırasında Amerikan tarafı, Suriye'de rejim değişikli politikası izlenmesi fikrini destekledi. Bölgede demokratikleşmenin yararları konusunda pek de emin olmayan Đsrail ise, Esad rejiminin çöküşünün daha radikal bir Đslamcı liderliğin işbaşına gelmesinden endişeli.'' Financial Times, ayrıca Suriye lideri Beşar Esad'ın Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'la telefon görüşmesinde ateşkes çağrısını gündeme getirmesinin Şam yönetimi üzerindeki uluslararası baskının işe yaramakta olduğunun işareti olarak görülebileceğini aktarıyor.

Financial Times bu sabah iç sayfalarında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le yaptığı bir mülakata yer veriyor. ''Türkiye'de Batı karşıtlığının arttığı'' uyarısında bulunan Gül, bu sürece iki neden gösteriyor: Türkiye'nin tam üyeliğine ilişkin Avrupa Birliği içindeki tereddüt ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Orta Doğu politikası. Washington yönetiminin Đsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarına verdiği desteğin Orta Doğu'da güçlü bir tepki yaratacağının altını çizen Gül'ün açıklamaları özetle şöyle: ''Türkiye'de ılımlı liberal insanlar, Amerika ve Avrupa Birliği karşıtı haline geliyor. Eğer genç, dinamik, eğitimli ve ekonomik açıdan aktif olan insanlar sivrileşir, tavırları ve hissiyatları değişirse bu iyi bir gelişme olmaz.'' ''Bu insanların söz konusu küresel politikalar ve stratejik konularda hissiyatları değişti. Bu tehlikeli bir durum.'' Türkiye'nin Irak’ın kuzeyindeki gelişmelere ilişkin kaygılarına da değinen Abdullah Gül, PKK militanlarının Irak'tan ve Irak ordusundan edindikleri silahlar ve uzaktan kumandalı patlayıcılarla donatıldıklarını söylüyor. Gül, ''çok tehlikeli'' olarak nitelediği bu gelişmeye hoşgörü gösterilemeyeceğini ve Türkiye'nin uluslararası hukukun kendisine verdiği bütün hakları kesinlikle kullanacağını vurguluyor. Financial Times'taki mülakatında Gül şöyle devam ediyor: ''Irak hükümetinin konumunu tabii ki

anlıyoruz. Ama eğer kendi topraklarını kontrol edemiyorlarsa, bizimle iş birliği yapmakta tereddüt etmemeleri gerekir. Eğer kendileri bunu durduramazsa o zaman biz harekete geçmek zorundayız. Bu çok açık.'' Financial Times'taki mülakatında Gül, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki müzakere sürecine de değiniyor. Kıbrıs konusunun Avrupa Birliği sürecini zehirlediğini, Kuzey Kıbrıs'a yönelik tecrit uygulamaları sürerken Türkiye'den Kıbrıs gemi ve uçaklarına sınırlamaları kaldırmasının istendiğini anımsatan Gül, ''Bu imkânsız. Türkiye'de seçilmiş hiçbir hükümet bunu yapamaz'', diyor.