• Sonuç bulunamadı

A. B. D. m i m a r l ar enstitüsü başkanile yapılan bir mülakat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "A. B. D. m i m a r l ar enstitüsü başkanile yapılan bir mülakat"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A . B. D.

m i m a r l a r

enstitüsü

başkanile

yapılan bir

mülakat

<21.000 üyesi olan Amerikan Mimarlar Enstitüsü Başkanı George E. Kassabaum

ile yapılmış bir mülâkatı yayımlıyoruz.

George E. Kassabaum b u tmülâkatm-da an'anevi Amerikan mimarisini sarsan yeni sosyal ihtiyaçların münakaşasını yap-maktadır.

SORU: Mimarlar İskân ve Şehircilik gibi ciddî bir problemli halletmek yetki-sine sahip değil midirler? Eğer daha faz-la yetki sahibi olmak istiyorfaz-larsa politik alanda güçlenmeleri gerekli diye mi dü-şünüyorsunuz?

CEVAP: Elbette, Mimarlar ve b u konuy-la ilgili herkes bilmelidirki, biz bir şehi-rin problemleşehi-rini daha güzel binalar inşa etmekle veya sadece iyi birer mimar ol-maya çalışmakla halledemeviz. A.İ.A Baş-kanı olarak benim çalışmalarımın büyük bir kısmı meslekdaşlarımm sosyal ve po-litik alanda da söz sahibi olmalarım teş-vike yöneltilmiştir.

Mimarlar başka hiç bir zümrenin ye-tiştirilmediği ve muktedir olmadığı bir şekilde bir şehire hayat verecek güce sa-hiptirler. İnsanlar içinde yaşadıkları, öğ-retim yaptıkları, (ibadet jettikleri binala-rın etkisi altında kalırlar. Bu sebeple

Mi-m a r l a r teknik ustalıklarından daha fazla vasıflara sahip olmalıdırlar.

Amerikan Mimarları bir sitenin, ara-zinin kullanımı hakkında avan projelerin yapılmasını başkalarına bırakarak büro-larında rahat koltuklarına gömülüp otur-mayı tercih etmişlerdir. Onlara sadece in-şaatı daha güzel, daha sempatik yapmak

kalmıştır. Avan p r o j e yapımlınia katilma-nın sadece iki yolu vardır: Ya çok zengin, ya da politik olmak. Amerikan Mimarları gerçek b i r e r Mimar olamamışlardır. Sa-dece mimarinin çekingen birer yardımcısı olarak kalmışlardır. Şimdiye kadar hiç bir mimar, bir eyalet Valiliği, bir Başkanlık koltuğuna oturmamıştır. Ben, Senatör veya Temsilci seçilen hiç bir Amerika Birleşik Devleti Mimarı tanımıyorum. Sadece iki şehirin Belediye Başkanı Mimardır. Ve hat. ta İdari hev'etler, komisyonlar. Okul İdare Birlikleri, arasmda dahi Mimarlar yer al-mamıştır.

SORU: Bir Mimar bir memleketin bü-yük şehirlerindeki Gecekondu mahallele-rinin (rehabilitasyon ıslahında ne derece etkili olabilir?

CEVAP: Çok zor bir soru. Bu konuda herkes bizi iğneleyip duruyor. Fakat İkin-ci Dünya Savaşından bu yana fakir

aile-lerin iskânında öğrendiğimiz tek şey var-sa; o da bir Mimar olarak müdahale edip-te «İşedip-te Siz bu şekilde yaşayacaksınız» denemiyeceğidir. Amerika Birleşik Dev-letleri sosyal meskenler programı bunu denemiş ve başaramamıştır.

St. Louis, Missourideki benim kendi firmam kritiklerce övülen mimarî mec-mualarda yayınlanan sosyal meskenlerim plânlarım yaptı. Fakat p r o j e başarısızlı-ğa uğradı, çünkü içinde yaşayacak olan insanlarla ilişkiden yoksundu. K a p ı tok-maklarını, muslukları, ışıklandırma te-sisatını, renkleri hep ben seçmiştim. Ev sahiplerinin kişiliklerini yansıtabilecekleri, gururlanabilecekleri hiç birşey kalma-mıştı. Onların yerine bütün kararları ben vermiştim.

Yine bu proje nüfus kesafeti fazla olan aynı seviyede bir çok insanı bir ara-ya getirmişti. Neticede, bu fakir zümreyi bir nevi tecrit etmiş oldu ve üstelik bu onların fikirleri ve müsaadeleri alınmadan zorla kabul ettirilmiş oluyordu.

Yapacağımız ilk şey gecekondu ma-hallelerine gitmek ve «Biz sizin için ne yapabiliriz, ne şekilde vardım edebiliriz» diye sormak olmalıdır. Onlara kapı önüne bir sundurma, bir oda ilâvesi vesaire gibi ufak meselelerinde yardımcı olmamız ge-rekir. Bu şekilde biz onları anlamaya ça-lışırken onların da itimatlarım kazanabi-liriz.

SORU: Amerikan Mimarlarının mes-leki çalışmlaları daha ziyade şiehlirlerdeki hayat seviyesinin kalitesinin yükseltilmesi yönünde midir?

CEVAP: Tamamiyle. Amerikalılar kül-türel bir olgunluğun neticesi olarak bir mazileri bulunduğunu idrak etmiş vazi-yettedirler. Eski binaları körü körüne tah-rip ettikleri takdirde çok şey kaybede-ceklerini şimdi biliyorlar. Bir şehirde eski ve yeni bir biriyle kaynaşmışsa, geçmiş-ten şimdiye bir devamlılık görülebiliyor-sa, bir şehrin zenginleşebileceği hakkında umumî bir kanaat vardır. Bir şehrin şah

siyeti olmalıdır. Bunu elde etmenin b i r yolu da geçmişteki iyi binaları muhafaza edebilmektir. Netice olarak, Amerikan Mi-marlar Enstitüsü (A.İ.A) ilk defa olarak restorasyon ve muhafaza projelerini des-teklemektedir. Bunun iyi bir örneği Louis H. Sullivan'ın 1889 da Şikago, lllinois'te

inşa ettiği Auditorium Theater binasını kurtarabilmek için yapılan başarılı çalış-madır. Nitekim, Mimarlar ve Aydınlar bu binanın Şikago için büyük bir kayıp ola-cağını söylemelerine ıkadar Şehir Yetki-lileri onu yıktırıp yerine bir Park - Garaj yaptıracaklardı.

SORU: Yeni Şehir düzenlenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz Amerikan Şehircilik buhranına bir çözüm müdür?

CEVAP: Çözümlerden bir tanesidir. Ve ben bir tanesini tebarüz ettireyim. Ye-ni bir şehir yaratmak o kadar güçki ben Federal Hükümet finanse etmedikçe Ame-rikan Birleşik Devletlerinde yeni bir şe-hir daha görebileceğimi zannetmiyorum.

Ben, en iyi çarenin Amerikan toprak-larına serpiştirilmiş binlerce şehirin ye-nileştirilmesi olduğu kanaatmdayım. Yeni bir şehirde yeni baştan inşa edilmesi ge-rekli bütün yollara, kanalizasyona ve ida-rî teşkilâta sahip olan eski şehirlerin bu avantajlarını göz önünde bulundurarak ekonomik politikanın yeni imkânlarından

faydalanıp, b u eski şehirleri büyük şeh-rin metropolitan ve nüfus kesafeti fazla alanlarından nüfus çeken birer hareket merkezi olarak kullanmanın daha iyi ola-cağını zannediyorum.

SORU: Prefabrike ve endüstrileşmdş iskân hakkında ne düşünüyorsunuz Şe-hircilik problemine bir çözüm müdür? Kullanış sahası geniş midir?

CEVAP: Mesken buhranına çare ola-bilme gayesiyle kulllanış sahlasının geniş-lemesi gereklidir. Fakat Mimarlık mesleği buna hazır olmasına rağmen kamunun ha-zır olduğu kanaatmda değilim.

Fakat yine tekrar edeyim ki, mesken yapımını endüstrileştirmek başlı başına şe-hircilik probleminin bir çözümü değildir,

tıpkı yeni şehirlerin bir çözüm yolu ol-madığı gibi...

Bir yeni binanın maliyetinin sadecc yüzde on dokuzu arazi üzerinde sarfedi'en iş gücü-ne aittir Bu sebeple iş gücünü azaltan vcni bir teknik yaratılsa, diyelim ki, iş gücünü v a n yanva azaltsın, b u oldukça ileri bir teknik olacaktır. Buna rağmen ancak yüz-de on tasarruf yapılabilir. Arazi fiyatı, lî güç, sigorta m a s r a f l a n bir binanın

ma-liyetinde iş Igücüne sarfedilenden daha yüksektir. Bu sebeple teknik bilimin ve

Referanslar

Benzer Belgeler

Iş.k ve tabiatın evi tamam- lamasına misal.. BrUnn'da bîr

Orhanın karısı Nilüfer Hatunun yaptığı köprüden tutunuz da bugünkü mahallât arasında yaşıyan birçok âbidelerin (Hatun) ke- limesi ile nihayetlenen isimleri bu kuvvetli

Bizde her şey, henüz o kadar da- ğınık, o kadar yeni ve o kadar teşekkül ve te- kevvün halindedir ki, işleri plânlaştırmak esas- tır ve daha uzun zamanlar esas kalacaktır..

inci asırlarda Romalılar tarafından A v - rupada ve müstemleke şehirlerinde tatbik edilen plânların menşei H o ç o olduğunu Selçuklarm Ana- dolu şehirlerinde tatbik

En son milâdın XII inci asrında teessüse başlıyan ve yine hudutları ta mavi Tıma kaynaklarından Kora denizine kadar uzayan geniş ülkenin sahibi büyük Moğol dsvletini

[r]

Kış bahçesini teşkil eden kısma bütün evin cephesi imtida- dınca demir sürme pencere yapılmıştır.. Bu

Talebenin tecrübe rasadlarına yarıyan küçük dürbinlerin konması için binanın çatısı iki teras halinde yapılmıştır.. Bu teraslar üzerinde âletlerin