Tan›mad›¤›n›z genifl bir ülkede
nükleer ya da kimyasal silah unsurlar›
aramak, samanl›kta i¤ne ya da
karan-l›kta gözleri kapal› siyah bir kedi
ara-maya benzer. Kolaydan zora do¤ru
flöyle bir göz atal›m...
E¤er bu silahlar denenmifl ya da
kullan›lm›flsa, bunun uzaktan ya da
sonradan belirlenmesi görece kolay.
‹ran-Irak Savafl›’nda ve Irak’›n
Halep-çe kentinde kimyasal silahlar›n
kulla-n›lm›fl, Hindistan ve Pakistan
taraf›n-dan nükleer
silahla-r›n gizlice denenmifl
oldu¤unun
belirlen-di¤i gibi. Çünkü
nükleer
patlamala-r›n yol açt›¤›,
dep-34 fiubat 2003 B‹L‹MveTEKN‹K
Kitle imha silahlar›, adlar›ndan da belli oldu¤u gibi büyük y›k›ma yol açan, kullan›ld›klar› savafl›n
çap›na ve silah(lar)›n gücüne ba¤l› olarak binlerden bafllay›p on milyonlara kadar insan› bir anda
öldürme, çok daha fazlas›n› da yaralama, sakatlama ya da yaflam boyu sürecek bedeni maddi
hasarlara maruz b›rakacak, ölçülemeyecek kadar büyük maddi y›k›ma, onar›lamayacak manevi
ac›lara yol açma potansiyeline sahip savafl araçlar›. Bu silahlar›n tekeline sahip az say›da ülkenin
bulunmas› bile insanl›¤›n uykular›n› kaç›r›rken, bunlar›n yay›lma ihtimali kabusu daha da
derinlefltiriyor. Son aylar›n gündemi de bu kitle imha silahlar›n›n, daha do¤rusu Irak’›n elinde
bulundu¤u iddia edilenlerin üzerine kurulu. Krizin taraflar› olan iki ülke, Ba¤dad’›n bu silahlar›
saklad›¤›n› öne süren ABD ve bu tür silahlar›n art›k elinde bulunmad›¤›n› söyleyen Irak, geri ad›m
atmad›klar›ndan savafl bulutlar› bir türlü da¤›lam›yor. Birleflmifl Milletler denetçilerinin neyi bulup
neyi bulmad›klar› tam olarak belli olmad›¤› gibi, neyi arad›klar› da kamuoyunca fazla biliniyor
de¤il. Bu durumda anlafl›l›yor ki, tabloyu daha net görebilmemiz için bunlar nas›l
aran›r sorusunun yan› s›ra, kitle imha silahlar› nedir, nas›l yap›l›rlar, etkileri nedir
gibi sorular›n üzerine de e¤ilmek gerekiyor.
Gündeme yeniden gelmesi
nedeniyle, gizli nükleer silah yap›m
yollar› konusunda akla gelebilecek
sorularla ilgili olarak, Bo¤aziçi
Üni-versitesi ö¤retim üyelerinden Prof.
Dr. Vural Alt›n’la ilk kez Temmuz
2001 say›m›zda yer alan bir
söylefliyi k›salt›lm›fl biçimde yeniden
yay›ml›yoruz.
N
Nüükklleeeerr ssaannttrraalllleerrddeekkii ppllüüttoonnyyuumm,, aattoomm bboommb baa--ss›› yyaapp››mm›› iiççiinn uuyygguunn nniitteelliikkttee mmii??
Nükleer bir santralde üretilen plütonyum Pu-239, Pu-240, Pu-241, Pu-242 izotoplar› halinde or-taya ç›kar. Bunlardan çift say›l› izotoplar kolay fis-yona u¤ramayan, dolay›s›yla parçalanabilir olmayan izotoplar. Tek say›da olanlarsa, yani 239 ve Pu-241, fisyona yatk›n izotoplar. Ama nükleer reaktör-de bu iki tür bir arada bulundu¤undan, yak›t kirli-dir. Bomba malzemesi yapmak için çift say›l›
izotop-lar›n ay›klanmas› gerekir. Bu da oldukça teknik ve bir hayli pahal› zenginlefltirme ifllemleri gerektirir. Öte yandan ayn› yak›t kompozisyonunu, araflt›rma reaktörlerinin yak›t›ndan elde etmek de mümkün. Dolay›s›yla bomba malzemesi yapmak amac›yla nük-leer güç santrallerine yönelmek hiç de ak›lc› bir yol de¤il.
N
Nüükklleeeerr eenneerrjjii rreeaakkttöörrlleerrii vvee aarraaflfltt››rrmmaa rreeaakkttö örr--lleerrii aarraass››nnddaakkii nniitteelliikk ffaarrkk›› nneeddiirr??
Nükleer enerji santralleri boyut olarak da-ha büyük olduklar›ndan, görece az düzeyde zenginlefltirilmifl uranyum kullan›rlar. Bu-nun anlam›, yak›t›n çok büyük k›sm›n›n parçalanamaz U-238 izotopundan, yaln›zca %1,5-%3lük k›sm›n›n parçalanabilir U-235 izotopundan olufluyor olmas›. Halbuki araflt›rma reaktörleri çok daha küçük hacimli olduklar›ndan,
çok daha zengin ya-k›t kullanmak zo-rundad›rlar. Yani yak›t›n yaklafl›k %98-%99’a va-ran bir k›sm›
parçalanabilir U-235 izotopundan oluflur. Böyle bir reaktörün yak›t›n› do¤rudan uranyuma dayal› bir bomba yapmak üzere kullanmak mümkün olabilir.
Ü
Ürreettkkeenn ((bbrreeeeddeerr)) rreeaakkttöörr nneeddiirr??
Üretken reaktör, tüketti¤inden fazla parçalana-bilir çekirdek üretebilen reaktör anlam›na geliyor. Bir çeliflki gibi geliyor ilk anda. Tüketti¤inden fazla-s›n› nas›l üretir? Bunun bir örne¤i, üretken reaktör yak›t› uranyum-235/uranyum-238 kar›fl›m›-d›r. U-235 çekirde¤i, parçalanabilir ya-p›dad›r. Bir nötron isabet etti¤inde, parçalan›p enerji a盤a ç›kar›r. U-238 çekirde¤i parçalanamaz. Bir nötron yuttu¤unda U-239 olur, daha sonra da iki beta bozunmas›na u¤rayarak elektron at›p, plütonyum-239’a dönü-flür. Plütonyum-239 çekirde¤i de parça-lanabilir yap›dad›r. Yani parçaparça-lanabilir ol-mayan U-238, parçalanabilir olan Pu-239’a dönüflür. Öte yandan parçalanabilir olan U-235, parçalan›p kaybo-lur. E¤er kulland›¤›n›z, ya-ni parçalad›¤›n›z,
U-Tafl›ma Pu’yla Bomba Olmaz
.
rem dalgalar›na benzer sars›nt›lar,
ha-vada ve toprakta radyoaktivite
art›flla-r› gibi, gözlemlerden kaç›art›flla-r›lmas› zor
etkileri vard›r. Kimyasal silah
kullan›-m›ndaysa, sa¤ kal›p da tedavi görenler
ya da olay› ikinci elden duyup
akta-ranlar bulunur. Ama kullan›m ya da
deneme söz konusu de¤ilken, üretme
çabalar› varsa, bunu a盤a ç›karmak
daha zordur.
Nükleer bafll›klar, kaç›n›lmaz
ola-rak içerdikleri aktivite
nede-niyle bir yandan ›s›n›r, d›fl
yü-zeyleri kanal›yla da
so-¤urlar. Sonuç
ola-rak, etraftaki di¤er cisimlerden daha
s›cakt›rlar ve e¤er korunmam›fllarsa
yerleri, birkaç kilometre öteden ›s›
ka-meras›yla çekilen foto¤raflardan
belir-lenebilir. Ama e¤er yeterince
z›rhlan-m›fl ya da ani bir sald›r›ya karfl›
koru-mak amac›yla silolarda
saklan-m›fllarsa, bu yöntem sonuç vermez.
Bu durumda, nükleer ya da
kimya-sal silahlar›n üretim süreçlerine
ha-kim olup, bu süreçlerin içerdi¤i
kritik bileflenler hakk›nda
ipuç-lar› yakalamaya çal›flmak
ger e
-kir. Bunlar ülkede üretiliyor mu
üre-tilemiyor mu, ülkeye d›flar›dan girmifl
mi girmemifller mi, girmiflse nerede ve
hangi amaçlarla kullan›lm›fllar: bu
so-rulara yan›t aran›r. Böyle bir denetim,
karmafl›k ve hassas bir dedektiflik ifli
gibidir. Çünkü, ilgili süreçlere dahil
olan unsurlar ço¤u kez, ekonominin
di¤er alanlar›nda da kullan›l›yor
olabi-lirler. Örne¤in nükleer silah
yap›m›n-da kullan›lan zenginlefltirilmifl
malze-me, araflt›rma reaktörlerinde ya da t›p
amaçl› radyoizotop üretiminde de
kul-lan›labilir. Veya patlat›lmas›nda
kulla-n›lan hassas elektronik bileflenler,
ekonominin baz› sektörlerinde zaten
dolafl›yor olabilir. Hele kimyasal
silah-lar›n ana maddelerinden baz›lar›,
ör-ne¤in gübre sanayii gibi masum
üretim dallar›nda, ara ürün olarak
zaten ortaya ç›kmak zorundad›r.
Dolay›s›yla, ilgili tesislerin
girdi-ç›kt› kay›tlar› incelenir ve
miktarla-r›n›n, üretim amac›na uygun olup
olmad›¤› incelenir. E¤er bu
miktar-larda, kuflku uyand›racak
tutars›zl›k-lar belirlenirse, araflt›rma
derinlefltiri-35
fiubat 2003 B‹L‹MveTEKN‹K
235’den çok Pu-239 üretebiliyorsan›z birim
za-man içinde, yak›t›n›z sürekli olarak art›yor demek-tir. Üretken reaktör bu. Baflka yak›t pozisyonlar› ör-nekleri de mevcut.
Ü
Ürreettkkeenn rreeaakkttöörrddee üürreettiilleenn PPuu--223399,, bboommbbaa yyaa--p
p››mm››nnddaa kkuullllaann››llaabbiilliiyyoorr mmuu?? YYaannii bbuu PPuu--223399,, een neerr--jjii ssaannttrraalllleerriinnddeekkii kkiirrllii PPuu--223399’’aa ggöörree ddaahhaa mm›› ttee--m
miizz??
fiimdi burada üretken santrallerin ön plana geç-mesinin nedeni flu: H›zl› üretken santrallerde yak›t›n kendisi bafllang›ç itibar›yla zaten uranyumla plüton-yumun kar›fl›m›d›r. Üretken reaktörde plütonplüton-yumun yan›na biraz da uranyum kat›p h›zl› üretken reaktö-re koyuyorsunuz. H›zl› üreaktö-retken reaktö-reaktörde bomba malzemesi olarak plütonyuma yönelirseniz yapaca-¤›n›z fley kimyasal ayr›md›r. Bu kolay birfley. ‹zotop zenginlefltirme de söz konusu. Nerede söz konusu? O plütonyumun hepsi “bomb-grade”dir, yani bomba yap›m›na uygun zenginliktedir. Ama kalite fark› var-d›r. E¤er içinde çift say›l› izotoplar az veya çoksa, kalitesi düflük veya yüksektir. Hatta çift say›l› izo-toplar›n bollu¤u, plütonyumu bomba malzemesi ola-rak kirli hale getirir denir. Kirlidir; temizlenmesi ge-rekir. Yani o çift say›l› izotoplar›n ayr›lmas› lâz›m ki, bomba “puf” demesin, “bum” diye patlas›n.
N
Nüükklleeeerr kkaarrflfl››tt›› öözzeell kkuurruulluuflflllaarr,, kkaaççaakkçç››ll››kk o
ollaayyll aa --rr››yyllaa iillggiillii rraa--p
poorrllaarr yyaayy››nnll››yyoorrllaarr.. B
Buu öözzeell kkuurruulluuflflllaarr,, nnee kkaaddaarr ggüüvveenniilliirr??
Benim flu an an›msayabildi¤im, nükleer silahla-r›n yay›lmas›na örnek teflkil edebilecek en ciddi olay, Irak’›n giriflimi. Yani Saddam’›n bir araflt›rma reaktöründe flekillendirdi¤i çabalar. Ama bu çal›flma bir bomba yap›m›n›n ne kadar uza¤›nda ya da yak›-n›nda, onun hakk›nda bir bilgiye sahip de¤iliz. Do-lay›s›yla anlat›lanlar›n ve iddialar›n, bence, ne dere-ce do¤ru oldu¤u da kuflkulu. Çünkü benzeri non-proliferasyon alan›nda bir ‹srail örne¤i var. ‹srail için bombas›n› yapt› deniyor. Gerçi denemesini bel-ki Güney Afrika’da, esbel-ki ›rkç› rejimle bir iflbirli¤i çerçevesinde gerçeklefltirdi, belki de hiç gerçeklefl-tirmedi. Bunun d›fl›nda bir Hindistan örne¤i var. Za-ten NPT (Nükleer Silahlar›n Yay›lmas›n›n Önlenme-si Antlaflmas›) ’ye üye olmayan bir ülkeydi; yapmak-ta kararl›yd›, yapt›. Pakisyapmak-tan keza. Ama bu nükleer silah, kafaya konuldu¤unda ve gerekli kaynaklar odakland›¤›nda baflar›lamayacak bir teknoloji zaten de¤il.
B
Biirr üüllkkeeddeenn flflüüpphheelleenniillddii¤¤iinnddee,, iillkk oollaarraakk aarraaflfl--tt››rrmmaa rreeaakkttöörrlleerriinnee bbaakk››ll››yyoorr.. AArraaflfltt››rrmmaa rreeaakkttöörrüün n--d
dee nnee kkuullllaann››ll››yyoorr??
Araflt›rma reaktörleri küçük boyutlu olduklar›
için, çok daha zengin yak›t kullanmak durumunda-d›r. Ya fakir yak›t kullan›p büyük kalp (core-tepkime odas›) yapars›n›z, ya da zengin yak›t kullan›p, küçük kalp yapars›n›z. Araflt›rma reaktörleri enerji üretme-yecekleri için zaten küçük olmak durumunda. O za-man kritik kütleyi sa¤lamak için zengin yak›t kullan-mak durumundas›n›z. Örne¤in %99 U-235, %1 de U-238 diyelim. U-238 zaten zamanla plütonyuma dönüflecek. O plütonyumu al›p kullanabilece¤iniz gi-bi, %99 oran›ndaki U-235’i kullanarak uranyum bombas› da yapabilirsiniz. E¤er sizin akl›n›zda bom-ba fikri varsa, gidip bir enerji santrali kurmazs›n›z; bu birkaç milyar dolarl›k ifl. Bir araflt›rma reaktörü peflinde olursunuz; yani birkaç 10 milyon dolarl›k ifl. Maliyeti daha düflük olur, bir de alaca¤›n›z yak›t zaten do¤rudan kullan›ma yatk›n bile olabilir.
P
Peekkii aarraaflfltt››rrmmaa rreeaakkttöörrlleerriinnddee üürreettiilleenn üürrüünn n nee--d
diirr?? ‹‹zzoottooppllaarr mm››??
Genellikle mühendislik kollar›nda, güç düzeyi s›-f›ra yak›n bir reaktör nas›l çal›fl›r, onu araflt›r›yorlar. Nötron da¤›l›mlar›, radyoizotop üretimi inceleniyor. T›bbi uygulamalara yönelik olarak radyoizotop üre-tilebiliyor. Fizik deneyleri yap›l›yor, nötron kayna¤› olarak kullan›l›yor, çünkü di¤erlerinden s›z›yor. Nöt-ronlar›n sonuçta belli bir ömrü var. Örne¤in serbest nötronun mesela dakika düzeyinde bir ömrü var.
En düflük enerji grubundaki nötronlardan olan
lir: ‘fazlal›klar baflka nereye gitmifl,
ek-sikler neden eksik...’
Bu arada tesis yöneticilerinin ve
il-gili konunun ülkedeki uzmanlar›n›n
ifadeleri al›n›r. Aç›klamalar aras›nda
tutars›zl›klar varsa, bunlar›n
yakalan-mas›na çal›fl›l›r. Gündeme gelen
tesis-lerde, gizlendi¤inden kuflku duyulan
maddelerin do¤rudan aranmas›na
gidi-lir. Örne¤in nükleer malzemelerin,
ye-terince yaklafl›ld›klar›nda varl›klar›n›
haber veren radyoaktiviteleri
dolay›s›y-la, dedektör ve sayaçlarla bulunmalar›,
zor, fakat mümkündür. Keza, aranan
kimyasal maddelerin depolanmas› ya
da tafl›nmas› s›ras›nda kullan›lan
ekip-man, bu maddelerin izini belirleyecek;
örne¤in üzerinde ilgili maddenin ismi
yaz›l› unutulmufl bofl bir kap dahi,
ka-n›t olarak de¤erlendirilecektir. Öte
yandan sa¤l›k kurulufllar›n›n kay›tlar›
incelenir ve bu tür ifllerde çal›flm›fl
olup da, sa¤l›k zarar› görmüfl ya da ifl
kazas›na u¤ram›fl olmakl›¤› nedeniyle
tedavi görmüfl insanlar varsa,
belirle-nerek ifadelerine baflvurulur. Böyle
durumlarda etrafa anlat›lmakta olan
ya da geçmiflte anlat›lm›fl olan
hikaye-ler, hemen mutlaka vard›r. Bütün bu
ayr›nt›l› unsurlar derlenip toparlan›p
bir araya getirilerek ve aralar›ndaki
olas› ba¤lant›lara iflaret edilerek,
ob-jektif bir rapor haz›rlanmaya çal›fl›l›r.
Bu silahlar›n flimdiye kadar yayg›n
biçimde kullan›lm›fl olmamalar›n›,
kar-fl›l›kl› bir terör dengesinin cayd›r›c›l›¤›
yan›nda, sahibi olan ülkelerin yönetim
olgunlu¤una borçluyuz. Onlar›n, ayn›
olgunlu¤u tafl›mayan odaklar›n eline
geçmesini engellemeye çal›flmak, her
fleyden önce bir insanl›k görevidir.
Do-lay›s›yla, denetçilerin görevi çok
önem-li, fakat zor ve hassas bir ifltir. Daha
ön-ce de iflaret edildi¤i gibi, karanl›k bir
odada, gözlerini kapatm›fl bir siyah
ke-diyi aray›p bulmaya benzer. Ama hele
bir de odada kedi yoksa; aramas› çok
daha zor, bulmas› imkans›zd›r.
P r o f . D r . V u r a l A l t › n
Bo¤aziçi Üniv. Nükleer Müh. Bölümü
36 fiubat 2003 B‹L‹MveTEKN‹K
termal nötronlar›n bile h›z› 2200 m/s. Yani bu nöt-ronlar 25°C s›cakl›kta, saniyede 2,2 km yol katedi-yor. Gözünüzü aç›p kapay›ncaya kadar o Çekme-ce’den ç›k›p Yeflilköy’e gidiyor. Duvar dedi¤im de tabii havuzun içindeki duvar. Yoksa reaktörün duva-r› de¤il. Reaktörün duvaduva-r›n›n d›fl›ndaki radyasyon düzeyi, yol üzerindeki korunma tedbirleri, yutucu çekirdekler nedeniyle normal radyasyon düzeylerin-de olmak zorunda. Bu duvar kurflun a¤›rl›kl› beton, yani kurflun kar›flt›r›lm›fl beton olabilir. Reaktörün kendi içinde, zincirleme reaksiyonu kontrol alt›na almak için kobalt kullan›l›r. Güçlü bir yutucudur; ama pahal› oldu¤u için duvarlara konmaz. Daha çok kurflun kullan›l›r. Reaktör yak›t kafesinin etraf› kur-flundur. Reaktör binas›n›n d›fl›ndaki nötron düzeyi izin verilebilir s›n›rlar›n alt›nda olmak zorundad›r. Ama havuzun içindeki reaktörün duvar›nda, hat›r› say›l›r miktarlarda nötron düzeyi ak›fl› vard›r. Hatta havuzun mavi rengi de nötronlar›n çarp›flt›¤› pro-tonlar›n, yani hidrojen çekirdeklerinin yayd›¤› rad-yasyondan oluflur. Konik konik maviler... Asl›nda o koninin ucunda bir proton seyahat ediyordur; ivme-lenmeye tabi oldu¤u için de zorunlu olarak radyas-yon yay›yordur. Bu o ›fl›kt›r. Herbir koninin ucunda bir proton vard›r.
Özetle, bomba yapmak istiyorsan›z araflt›rma reaktörü tavsiye edilir. Yak›t› daha zengindir, ken-disi daha ucuzdur. Bir bomba yapmak için gereken miktarlar 7-8 kg d›r. Tabii araflt›rma reaktörünüz
ciddi bir denetim alt›nda. Toplam yak›t› ne kadar? Diyelim 100 kg. 100 kg’dan çakt›rmadan 7 kg çal-mak zordur. Ama bunu 10 y›l boyunca yapabilirsi-niz, günde 1-2 gram bir köfleye saklayarak. Çünkü bu maddelerin fire paylar› da var; olmak zorunda. Gerçekten de, yak›t› bir yere koyuyorsunuz, al›yor-sunuz, koydu¤unuz yere az miktarlarda yak›t bula-fl›yor, dolay›s›yla a¤›rl›ktan bir kayb› var. Ancak bu fire paylar› içine 7 kg’› k›sa süre içinde gizlemek, 100 kg’ l›k bir yak›t stokunda ya da birkaç yüz ki-loluk yak›t stokunda, çok zor.
T
Tüürrkkiiyyee,, ‹‹rraann yyaa ddaa IIrraakk ggiibbii üüllkkeelleerriinn ““bbooddrru u--m
mddaa”” bbiirr aarraaflfltt››rrmmaa rreeaakkttöörrüü yyaappmmaallaarr›› mmüümmkküünn mmüü?? Amac›n›z “bodrumda” bir araflt›rma reaktörü yapmaksa, o zaman CANDU yapacaks›n›z. Bu tip re-aktörlerde zenginlefltirilmemifl yak›t kullan›l›r: do-¤al uranyum. Yani e¤er ben zenginlefltirmeden ya-k›t yapay›m derseniz, CANDU tipi bir reaktör uy-gun. Çünkü bir enerji santrali için, hatta bir araflt›r-ma reaktörü için zenginlefltirme yaparaflt›r-mak zorunda-s›n›z. Kilolarca yak›t› zenginlefltirmek, çok pahal› bir ifltir. Miktar artt›kça, gaz difüzyon (ayr›flt›rma) tekniklerine yönelmek durumundas›n›z. Bu da çok büyük tesisler gerektirir. Yaklafl›k 4000 MW elekt-rik gücüyle desteklenmesi gerekir. Yok ben zengin-lefltirmeden do¤al uranyumdan (flans eseri var do-¤al uranyumunuz) yapay›m derseniz CANDU tipi re-aktöre yönelmeniz flart. O zaman da a¤›r su tekno-lojisine sahip olman›z gerekiyor. Orada da o zorluk
var. A¤›r su da nedir? Hidrojen yerine döteryum kullan›m›. Orada da izotop zenginlefltirme ifli var. O da kolay ifl de¤il. Ama kafaya koyduktan sonra, e¤er do¤al uranyum kaynaklar›n›z varsa, yapars›-n›z. Örne¤in, ZZiiyyaa üüll HHaakk bbuu iiflfl iiççiinn,, ““hhaallkk››mm oott yyee--ssee ddee bbeenn bbuu bboommbbaayy›› yyaappaaccaa¤¤››mm”” ddeeddii.. Ot yedirdi, yapt›. ‹yi mi etti, o tart›fl›l›r. Ama yan›bafl›n›zda öy-le ciddi bir tehdit olunca, paranoya içinde yafl›yor-san›z, halk da ot yemeye raz› oluyor. Bir de üzeri-ne alk›fll›yor.
Bir de saçma sapan gurur sembolleri var dün-ya’da. Yani geçmifl yüzy›l›n kamuoyu psiklojisinde yaratt›¤› tahribat o kadar derin ki, olmayacak fley-leri statü sembolü olarak görüyoruz.
O
Orrttaaddoo¤¤uu’’ddaa nnüükklleeeerr aaçç››ddaann ggüüvveennllii vvee iissttiik krraarr--ll›› bbiirr oorrttaamm oolluuflflttuurrmmaakk mmüümmkküünn mmüü,, yyookkssaa bbuu ffiikkiirr b
biirr ffaanntteezziiddeenn öötteeyyee ggiiddeemmeezz mmii??
fiimdi mevcut koflullar alt›nda, mesela yeterin-ce kaynak harcansa, bu dünyan›n, Avrupa Birli-¤i’nin, Birleflmifl Milletler’in en öncelikli sorunu olarak görülse, belki bu mümkün olabilir. Ama bir veya baflka nedenle bu böyle de¤il, böyle olaca¤› da yok. Mesela Fransa Irak’a askeri malzeme sat›yor. Irak’a reaktörü götüren Fransa. Yani on-lar›n güvenli ve istikrarl› bir ortam oluflturmak gibi bir derdi yok asl›nda. Ama varsayal›m oldu. Bu güvenli¤i, örne¤in bahsetti¤imiz gizemli ölçek-te, % 90’a ç›karmak için gerekecek miktar yüzler-ce milyar dolar olacakt›r.
Irak’›n körfez savafl›nda tahrip edilen Parmiye yak›t zenginlefltirme tesisi