• Sonuç bulunamadı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ DİRENÇLİ KENTLER BAĞLAMINDA KARAMAN KENTİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Ayşe ÖZKUR KARAHAN PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI ANKARA 2018 Her hakkı saklıdır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ DİRENÇLİ KENTLER BAĞLAMINDA KARAMAN KENTİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Ayşe ÖZKUR KARAHAN PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI ANKARA 2018 Her hakkı saklıdır"

Copied!
270
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DİRENÇLİ KENTLER BAĞLAMINDA KARAMAN KENTİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ayşe ÖZKUR KARAHAN

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

ANKARA 2018

Her hakkı saklıdır

(2)
(3)
(4)

ii ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

DİRENÇLİ KENTLER BAĞLAMINDA KARAMAN KENTİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ.

Ayşe ÖZKUR KARAHAN

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı

Danışman: Prof. Dr. E. Figen İLKE

Holling (1973)’e göre dirençlilik; sistemin içten ve dıştan kaynaklanan değişim süreçlerine uyum sağlaması ve kendini geliştirmesidir. Bu tanımdan yola çıkarak dirençli kentler; sosyal, ekonomik ve teknik açıdan yaşanılan değişimler ile birlikte altyapı yetersizlikleri nedeniyle oluşan hasarları kendi kimliklerini ve işlevlerini kaybetmeden onaran ve sığalarını geliştiren kentler olarak adlandırılmaktadır.

Dirençli kentler planlamasında amaç; deprem, su baskını, kuraklık ve çeşitli afetler ile işsizlik, terör gibi sosyal olaylar karşısında uğranılan zararların ve etkilerinin en az düzeye indirilmesi, kentlerin risk yönetimlerinin yapılması, altyapılarının mekânsal planlama ve yeşil altyapı destek sistemleri ile güçlendirilmesidir. Dirençli kent yaklaşımında genel olarak ulaşım sistemi, arazi kullanımları ve yenilenebilir enerji kaynakları temel alınarak planlama süreci yürütülmektedir.

Bu bağlamda araştırma, Karaman kentinin dirençli kent ölçütleri ile ekolojik kent planlama yaklaşımları arasındaki ilişkinin (1) Kentsel Tasarım, (2) Biyo–Coğrafik ve Fiziksel Özellikler, (3) Ekolojik Duyarlılıklar, (4) Doğal Afetler ve (5) Sosyo–Kültürel Özellikler gibi ana bölümler ve bunların alt bileşenleri ile değerlendirmesini yapmaktadır. Bu yaklaşım Dirençli Kentler Hareketi ve Ekokent ölçütlerine ilişkin kavramsal çerçevenin Karaman’a nasıl uygulanacağı bölgesel, ulusal ve uluslararası strateji, plan ve programlar kapsamında değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Karaman kentinin dirençlilik durumu, ana kategoriler bazında genel olarak doğal afetler, biyocoğrafik fiziksel özellikler ve sosyo–

kültürel özellikler yönünden orta, kentsel tasarım ve çevresel duyarlılık açısından zayıf olduğu belirlenmiştir.

Eylül 2018, 254 sayfa,

Anahtar Kelimeler: Dirençli kentler, ekolojik kentler, mekânsal planlama, kentsel tasarım, Karaman

(5)

iii ABSTRACT

Master Thesıs

EVALUATION OF KARAMAN BY MEANS OF RESILIENT CITIES

Ayşe ÖZKUR KARAHAN

Ankara Unıversıty

Graduate Scholl of Natural and Applied Scienscer Landscape Architecture Department

Supervisior: Prof. Dr. E. Figen İLKE

Acording to Holling, resilience is adaptation of a system to the process of change caused from within and without and improving itself. Based on this definition 'resilient cities' are cities which can repair damages caused by changes in social, economic, technical aspects and limenesses occured in infrastructure without losing their identity and functionalities and improving their capacities.

Purpose of planning for resilient cities is minimizing damages and impacts of complex problems such as spatial and structural problems of urbanization, lack of green and blue corridors earthquake, flood, drought and various disasters, unemployment, terrorism and social risks and developing urban risk management models with spatial planning and green infrastructure support systems. In the resilient city approach, planning process is carried out on the basis of transportation system, land use and renewable energy resources.

In this context, the research, Karaman city's resilience are evaluated the relationship between resilient city criteria and ecological city planning approaches with main and their sub–components such as (1) Urban Design, (2) Bio–Geographic and Physical Properties, (3) Ecological Sensitivity, (4) Natural Disasters and (5) Socio–Cultural Characteristics. This approach evaluates the conceptual framework for the Resistance Cities Movement and the Ecocity’s Criteria to Karaman in terms of regional, national and international strategies, plans and programs. As a result, the resistance status of Karaman city was found to be weak for urban design and environmental sensitivity and medium for natural disasters, biogeographic physical characteristics and socio–cultural characteristics in terms of the basis of main categories.

September 2018, 254 pages,

Key Words: Resilience cities, ecological cities, spatial planning, urban design, Karaman

(6)

iv

ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR

Yüksek lisans eğitimim ve tez çalışmam boyunca bilimsel olarak destekleyen ve katkıda bulunan değerli hocam Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. E. Figen İLKE‘ye içten teşekkürlerimi sunarım. Bununla beraber lisans öğrenimin boyunca peyzaj mimarı olarak yetiştirilmemde katkıları bulunan Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı öğretim üyelerine ve yine lisansüstü öğrenimim süresince bilimsel çalışma perspektifi kazandıran Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı öğretim üyelerine saygılarımı sunarım.

Ayrıca tezimin geliştirilmesine özverili katkılar sunan ve değerli zamanlarını ayıran;

Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz YILMAZ ve Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Peyzaj Planlama Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner DEMİREL’e çok teşekkür ederim.

Son olarak tüm eğitim–öğretim hayatım boyunca maddi ve manevi destekleri ile yanımda olan sevgili aileme teşekkürü içten bir borç bilirim.

Ayşe ÖZKUR KARAHAN

Ankara, Eylül 2018

(7)

v

İÇİNDEKİLER

TEZ ONAYI SAYFASI

ETİK ... i

ÖZET ... ii

ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR ... iv

SİMGELER DİZİNİ ... viii

ŞEKİLLER DİZİNİ ... xi

ÇİZELGELER DİZİNİ ... xiii

1. GİRİŞ ... 1

1.1 Kent ve Kentleşme Tanımları ... 3

1.2 Kentleşme ve Çevre Sorunları ... 7

1.3 Kentleşme Sözleşmeleri / İzlemleri ... 10

1.3.1 Uluslararası kentleşme sözleşmeleri / İzlemleri ... 11

1.3.2 Ulusal kentleşme izlemleri ... 27

1.4 Türkiye’de Kentleşme Tarihi ... 35

1.5 Dirençli Kent ve İlgili Kavramlar ... 36

1.6 Kentsel Alanlarda Sakınım Planlaması Yaklaşımı ... 40

1.7 İklim Değişikliği ve Kentleşme ... 44

1.8 Dirençli Kente Dönüşüm ... 50

1.9 Neden Dirençli Kentler? ... 52

2. KURAMSAL TEMELLER ve LİTERATÜR TARAMASI ... 54

2.1 Türkiye Mekansal Planlama Aşama Sırası... 54

2.1.1 Dirençli Kent Kavramına Yönelik Ulusal ve Uluslararası Çalışmalar ... 57

2.2 Dirençli Kente Doğru Dönüşüm Yaklaşımının Unsurları ... 66

2.2.1 Yenilenebilir enerji kenti ... 66

2.2.2 Karbonsuz kent ... 67

2.2.3 Dağıtılmış kent ... 68

2.2.4 Fotosentez kent ... 69

2.2.5 Eko verimli kent ... 69

2.2.6 Bölge tabanlı kent ... 69

2.2.7 Sürdürülebilir ulaşım kenti ... 70

(8)

vi

2.3 Dirençli Kent Yaklaşımında İzlemsel Aşamalar ... 70

2.3.1 Öngörü belirlemek ve uygulama izlemi hazırlama ... 71

2.3.2 Yaşayarak öğrenme ... 72

2.3.3 Kamusal alan ve yol sistemleri için yeşil altyapı geliştirme ... 73

2.3.4 Ulaşım odaklı kalkınma, yaya odaklı kalkınma ve yeşil odaklı kalkınmayı birlikte uygulama ... 74

2.3.5 Dirençli altyapıya geçiş ... 75

2.3.6 Kaynakların en uygun kullanımı ... 76

2.3.7 Petrole olan bağımlılığı azaltarak kırsal bölgeleri yeniden düzenleme... 76

2.3.8 Konut ve mahalleleri yenileme ... 77

2.3.9 Bölgesel kullanımı kolaylaştırma ... 77

2.3.10 Petrol anlaşım kurallarını düzenleme ... 78

2.4 Dirençlilik ile İlgili Dünyadan Örnekler ... 78

2.5 Araştırmanın Amacı ... 91

3. MATERYAL ve YÖNTEM ... 92

3.1 Materyal ... 92

3.1.1 Coğrafi konum ... 92

3.1.2 Karaman’ın tarihi ... 93

3.1.3 İklim özellikleri ... 94

3.1.4 Yer yapısı özellikleri ... 96

3.1.5 Yer yüzeyi yapısı özellikleri... 97

3.1.6 Su yapısı ve hidrojeolojik özellikler... 101

3.1.7 Toprak özellikleri ... 102

3.1.8 Bitki örtüsü ... 104

3.1.9 Yaban hayatı ... 105

3.2 Yöntem ... 107

4. BULGULAR ... 119

4.1 Mekânsal Planlama ve Kentsel Tasarım ... 119

4.1.1 Çevre düzeni planları ... 120

4.1.2 Kalkınma planları ve izlemler ... 129

4.1.3 Kent merkezine ulaşım ... 143

4.1.4 Kent içi erişilebilirlik ve çevre dostu uygulamalar ... 144

4.1.5 Yeşil ve mavi koridorlar ... 146

(9)

vii

4.1.6 Konut ve yeşil binalar ... 156

4.2 Biyo–Coğrafik ve Fiziksel Özellikler ... 160

4.2.1 Hava kalitesi ... 160

4.2.2 Su güvenliği ve mekânsal su kullanımı ... 164

4.2.3 Toprak kalitesi ... 166

4.2.4 Doğal kaynaklar ve çevre sorunları... 167

4.2.5 Yenilenebilir enerji... 170

4.3 Ekolojik Duyarlılıklar ... 175

4.3.1 Biyoçeşitlilik ... 175

4.3.2 Alan kullanımları ve taşıma kapasitesi ... 177

4.3.3 Ekolojik bütünlük ve koruma alanları ... 182

4.4 Doğal Afetler ... 186

4.4.1 Deprem ... 186

4.4.2 Toprak Kayması ... 187

4.4.3 Sel ve taşkınlar ... 188

4.4.4 İklim değişikliği ve kuraklık ... 188

4.5 Sosyo–Kültürel Özellikler ... 190

4.5.1 Nüfus ve göç ... 190

4.5.2 Kültür ve turizm ... 192

4.5.3 Ekonomik yapı ve gönenç ... 193

4.5.4 Eğitim ... 196

4.6 Ekokent Ölçütleri ve Dirençli Kent Olarak Karaman ... 198

5. TARTIŞMA ve SONUÇ ... 207

KAYNAKLAR ... 231

ÖZGEÇMİŞ ... 254

(10)

viii

SİMGELER DİZİNİ

% Yüzde

o Derece

' Dakika

oC Santigrad Derece

B Bilgi Eşiği

CO2 Karbondioksit

ha Hektar

hm3 Hektometreküp

km kilometre

km2 Kilometrekare

km/sa Kilometre/saat

KWh Kilo Watt Saat

kWh/m2 Kilo Watt Saat/metrekare

L Limit Değer

M metre

m2 metrekare

m3 metreküp

m/sn Metre/saniye

mm Milimetre

S Depolamakatsayısı

SO2 Kükürt dioksit

T Akiferin transmisibilite katsayısı

U Uyarı Eşiği

Kısaltmalar

AB Avrupa Birliği

AFAD Afet ve Acil Durum Yönetimi AHS Analitik Hiyerarşi Süreci

AMGP Avrupa Mekânsal Gelişme Perspektifi APEC Asia Pacific Economic Cooperation APS Avrupa Peyzaj Sözleşmesi

Ar–Ge Araştırma Geliştirme

(11)

ix

A.Ş Anonim Şirketi

AVM Alışveriş Merkezi

BB Büyükşehir Belediyesi

BM Birleşmiş Milletler

BMİDÇS Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi CJBS Cambridge Üniversitesi Hakim İşletme Okulu

CISL Sürdürülebilir Liderlik Enstitüsü CR Critically Endangered (Çok Tehlikede) DAP Doğu Anadolu Projesi

DD Data Deficient (Veri Yetersiz) DOKAP Doğu Karadeniz Projesi DPT Devlet Planlama Teşkilatı DSİ Devlet Su İşleri

EACI İnovasyon Yürütme Ajansı

ECF Avrupa İklim Vakfı

EİEB Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi EN Endangered (Tehlikede) EPA Avrupa Kirlilik Ajansı

ESDP European Spatial Development Perspective EÜAŞ Elektrik Üretim Anonim Şirketi

EX Extinct (Tükenmiş)

EW Extıct in the Wıld (Doğada Tükenmiş) GAP Güneydoğu Anadolu Projesi

GES Güneş Enerjisi Santrali GSYİH Gayri Safi Yurt İçi Hasıla

GW Giga Watt

HKİ Ulusal Hava Kalitesi

IUCN International Union for Conservation of Nature ICLEI Sürdürülebilirlik İçin Yerel Yönetimler

IEFS Uluslararası Eko–kent Çerçevesi ve Standartları’ dokümanı İPKB İstanbul Proje Koordinasyon Birimi

İŞGEM İş Geliştirme Merkezi HES Hidroelektrik Santral

KENTGES Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı KGM Karayolları Genel Müdürlüğü

(12)

x

KMÜ Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

KOP Konya Ovası Projesi

KSS Küçük Sanayi Sitesi LPG Sıvılaştırılmış Petrol Gazı

LR Lower Risk (Az Tehdit Altında) MEDAŞ Meram Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi MEVKA Mevlana Kalkınma Ajansı

MTSIP Orta Vadeli Stratejik ve Kurumsal Plan

MW Mega Watt

NE Not Evaluated (Değerlendirilemeyen) OSB Organize Sanayi Bölgesi

ÖBA Önemli Bitki Alanları

ÖDA Önemli Doğa Alanı

ÖKA Önemli Kuş Alanları

SCP Sürdürülebilir Şehirler Projesi

SG Sera Gazı

STK Sivil Toplum Kuruluşu

SUMP Sürdürülebilir Kent İçi Hareketlilik Planları TAV Türkiye Avrupa Vakfı

TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

TEMA Türkiye Erozyon ile Mücadele ve Ağaçlandırma Vakfı TENs Trans Avrupa Ağları

TFESSD Trust Fund for Environmentally and Socially Sustainable Development TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

TOD Transit Oriented Development TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

UNESCO Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UN–HABITAT Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı

UNISDR United Nations International Strategy for Disaster Reduction VU Vulnerable (Zarar Görebilir)

WWF Dünya Doğayı Koruma Vakfı YAS Yeraltı Su Seviyesi

YHT Yüksek Hızlı Tren

(13)

xi

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1.1 Uluslararası Ekokent Danışma Kurulu’na göre kentlerin sınıflandırılması ve örnek görseller... 5 Şekil 1.2 Yeşil kent yapısının aşama sırası diyagramı ... 6 Şekil 1.3 Kentsel çevre izlemi eylem döngüsü ... 21 Şekil 1.4 Risk altındaki yerleşmelerde arazi kullanış planlaması, sakınım

planlaması ... 43 Şekil 1.5 İklim değişikliğinin küresel ve yerel etkilerinin yansımaları ... 45 Şekil 1.6 2010 yılı itibarı ile insan kaynaklı sera gazı salımlarının sektörel

dağılımı ... 46 Şekil 1.7 Sürdürülebilirlik ve dayanıklılık izlemleri arasındaki ilişkiler ... 48 Şekil 1.8 Uyum ve azaltım izlemleri arasındaki ilişkiler ... 50 Şekil 2.1 Chicago kentinde yeşil altyapı ve sistemlerin uygulanmasına yönelik

bazı örnekler ... 67 Şekil 2.2 Bill Dunster tarafından tasarlanan ilk karbonsuz gelişim

(BedZED Projesi) Londra ... 68 Şekil 3.1 Karamanın konum haritası ... 92 Şekil 3.2 Karaman ilinin güneyinde Toros dağlarının kuzey yamaçlarından

bir görünüm ... 98 Şekil 3.3 Karadağ’dan bir görünüm ... 100 Şekil 3.4 Karaman il genelinde görülen yaban hayvanları türüne örnekler ... 106 Şekil 3.5 Almanya Doğa Koruma Ajansı (Federal Agency for Nature

Conservation– BfN)’e göre yeni kentlerden beklenen perspektife örnek bir simgesel yaklaşım ... 107 Şekil 3.6 Yöntem akış şeması ... 108 Şekil 4.1 Konya–Karaman Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planına göre Karaman kenti gelişme bölgesinin durumu ... 122 Şekil 4.2 Konya–Karaman Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre

Düzeni Planına göre Karaman kenti ve yakın çevresinin durumu ... 123 Şekil 4.3 Konya–Karaman Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre

Düzeni Planı Lejantı... 124 Şekil 4.4 Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi yerleşkesinde bisiklet yolu ... 146 Şekil 4.5 Sağlıklı kentsel bir yaşama örnek oluşturabilecek ilkelerin şematik

olarak gösterimi... 148 Şekil 4.6 İngiltere’nin bazı kentlerinde uygulanan yeşil ve mavi kentsel

koridor uygulamalarından örnekler ... 149

(14)

xii

Şekil 4.7 Karaman kent mezarlığından bir görünüm ... 154

Şekil 4.8 Türk Dünyası Kültür Parkı uygulamalarından görünümler ... 154

Şekil 4.9 Karaman kentinin güncel kent parkları, mesire alanı ve mezarlıkların dağılım haritası ... 155

Şekil 4.10 Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi yerleşkesinden bir görünüm ... 156

Şekil 4.11 Karaman kentinde çok az yeşil alana sahip geleneksel yöntemlerle inşa edilmiş yerleşim alanlarından bir örnek ... 157

Şekil 4.12 Karaman kent merkezinde geleneksel kerpiç tarzda yapılmış kırsal konut ve modern tarzda inşa edilen toplu konutlarının bir arada verdiği görünüm ... 158

Şekil 4.13 Karaman kent merkezinde son yıllarda uygulanmaya başlanan yüksek katlı ve çevre düzenlemesi içeren toplu konutlara bir örnek ... 160

Şekil 4.14 Karaman’ın güneş enerjisi potansiyel atlası ... 174

Şekil 4.15 Karaman ili güneşlenme süreleri ... 175

Şekil 4.16 Karaman ili arazi dağılımı ... 177

Şekil 4.17 Karaman ili erozyon alan dağılımları ve şiddet oranları ... 178

Şekil 4.18 Kuzey çevre yolunun tarım alanları üzerinde yarattığı olumsuz etkiye çarpıcı birörnek ... 179

Şekil 4.19 Karaman ili arazi kullanım kabiliyet sınıfları ... 181

Şekil 4.20 Karaman ilinin depremsellik durumu ... 186

Şekil 4.21 Türkiye’nin doğal bitki örtüsü haritası ve Karaman ilinin durumu ... 190

Şekil 4.22 Ermenek ilçesinde rekreasyonel amaçla kullanılan bir mekanda kullanılan kırsal yaşam öğeleri ... 193

(15)

xiii

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 1.1 Kentleşme ve kent tipolojileri ... 4

Çizelge 1.2 UN–HABITAT konferansları özeti ... 12

Çizelge 1.3 Quito Deklerasyonu ile bölgelerden ve kentlerden beklenen taahhütler ve ilişkili alt bileşenler ... 25

Çizelge 1.4 İklim değişikliğinin kentsel alanlar üzerinde olası etkileri ... 44

Çizelge 2.1 Risklere ilişkin göstergeler ... 60

Çizelge 2.2 Dirençli kentler için izlemsel aşamalar ... 71

Çizelge 2.3 Dirençli kent hareketi tarafından dirençli kentlerin sınıflandırılmasında kullanılan parametreler ... 79

Çizelge 2.4 Dirençli kent hareketine üye olan kentlerin listesi ... 82

Çizelge 2.5 Kent dirençlilik izlemi hazırlayan ve uyum için çalışan kentler ... 84

Çizelge 3.1 Karaman’a ait iklim (Sıcaklık + Güneşlenme Süresi + Yağış + Rüzgar) verileri ... 95

Çizelge 3.2 Karaman’ın başlıca dağ ve tepeleri ... 99

Çizelge 3.3 Karaman ilinin akarsuları ... 101

Çizelge 3.4 Anlamsal farklılaşım tablosunda kullanılan puan skalaları ... 112

Çizelge 3.5 Uluslararası ekokent koşul düzeyleri ve göstergeleri113 Çizelge 4.1 SCP için potansiyel yatırım alanları ve kapsamı ... 140

Çizelge 4.2 Karaman kenti parkları, kent ormanı ve mezarlıkların alansal dağılımı .... 150

Çizelge 4.3 EPA hava kalitesi indeksi ... 161

Çizelge 4.4 Ulusal hava kalitesi (HKİ) indeksi değerleri ... 162

Çizelge 4.5 Karaman kent merkezinde PM10 sınır değerleri aşılan gün sayısı ... 163

Çizelge 4.6 Karaman kent merkezinde SO2 konsantrasyonları aşılan gün sayısı ... 164

Çizelge 4.7 Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği’ne göre yerüstü su kaynaklarının kalite sınıfları, oransal dağılımı ve kullanım amaçları ... 165

Çizelge 4.8 Karaman ilinde güncel sulama göletleri ... 166

Çizelge 4.9 Karaman ilinde 2014 yılında kullanılan ticari gübre tüketiminin bitki besin maddesi bazında ve yıllık tüketim miktarları ... 167

Çizelge 4.10 Karaman ilinde 2014 yılında tarımda kullanılan girdilerden gübreler haricindeki diğer kimyasal maddeleri ... 167

Çizelge 4.11 Belediye içme ve kullanma suyu şebekesi için kaynaklara göre çekilen su miktarı(1000 m3/yıl) ... 168

Çizelge 4.12 Yıllık olarak belediyelerce ya da belediye adına toplanan katı atıklar (Ton), düzenli depolanan katı atık miktarı (ton) ve oranı (% ) .... 168

(16)

xiv

Çizelge 4.13 İldeki katı atık tesis sayısı, katı atık düzenli depolama hizmeti veren belediye sayısı ve nüfus, hizmet verilen nüfusun tüm i

l nüfusuna oranı (% ) ... 169

Çizelge 4.14 Yıllar itibariyle ilde toplanan bitkisel atık yağın türlerine göre miktarı (ton), bertarafa ve geri kazanıma ilişkin oranları (% ) ... 169

Çizelge 4.15 Kullanım yerlerine göre elektrik tüketimi... 171

Çizelge 4.16 MEDAŞ Bölgesi elektrik tüketim oranları ve Karaman ili verileri Karaman Elektrik abone sayısı ... 172

Çizelge 4.17 Karaman enerji santralleri ... 172

Çizelge 4.18 Karaman enerji santralleri profili ... 173

Çizelge 4.19 Karaman ilinin doğal bitki örtüsünde bulunan ve tehdit altında bulunan bitki türlerinin kategorileri ... 176

Çizelge 4.20 Karaman ilinin koruma alanları ... 184

Çizlege 4.21 Türkiye’de deprem kuşaklarına göre illerin dağılımı ve Karaman’ın durumu ... 187

Çizelge 4.22 Karaman ili eğitim–öğretim verileri ... 197

Çizelge 4.23 Anket kapsamında görüş bildiren uzmanların özellikleri ... 198

Çizelge 4.23 Karaman kenti dirençlilik bulguları ... 199

(17)

1 1. GİRİŞ

Kentler, hızla gelişen teknoloji, beraberinde getirmiş olduğu zararların çoğalması, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin artması, doğal afetlerin sıkça görülmeye başlamasıyla kimliklerini, sistemlerini, yapı ve fonksiyonlarını kaybetmeye başlamışlardır (Yüksel ve Yılmaz 2008). Bu nedenle, kentlerin ekonomik, sosyal, teknik açıdan geliştirilmesi ve yaşadıkları şokların olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için çözüm önerileri üretilmiştir. Dirençli kentler, dünyada yetmişli yılların sonlarından itibaren, ülkemizde ise son yıllarda kullanılmaya başlanmış bir kavramdır. Dirençli kentler planlamasında amaç; deprem, iklim değişikliği, küresel ısınma, su baskını, kuraklık, orman yangını gibi yaşanan büyük afetler karşısında, insanların kaza, ihmal - yanlış kararları sonucunda; kentlerin kararlı dengesini bozmadan güçlendirilmesi, olası zararlanma yönetimi yapılması ve alınan zararların en az düzeye düşürülmesidir.

Günümüzde sürdürülebilir kent gelişimi, yönetimi, sürdürülebilir kent ve planlama için izlenen kentleşme politikaları genellikle ekonomi ile ekolojiyi karşı karşıya getirmektedir. Bu kapsamda ekonomi öncelikli tutulduğundan, ekonomik getiriler için kentler biçimlenmekte ve çevresel sürdürülebilirlik geri planda kalmaktadır.

Sürdürülebilirlik ile kurulan ilişki ancak görünür ve karlı bir yatırım planlanması koşulunda düşünülmektedir (Çalışkan 2004, Zhao vd. 2013, Çiğdem ve Akyol 2016, Korkut vd 2017).

Dirençli kentler, doğal olarak veya insan müdahaleleri ile azalan doğal kaynakların sürekliliğini ve bu kaynaklardan en uygun şekilde yararlanmayı sağlamaktadır. Bu bağlamda nüfus artışı, kontrolsüz kentleşme, çevre sorunlarının kentlerde ortaya çıkardığı kaynak yönetimine ilişkin endişeleri gidermek üzere çalışan kent yönetimleri, politikacılar ekolojik denge unsurlarını değerlendirmekte, sürdürülebilir bir gelişme modelinin ana unsurlarından biri olarak dirençli kent tasarımları geliştirmekte ve yaşam koşul düzeyi yüksek kentler oluşturulmasında etkin bir biçimde çaba göstermektedirler.

Diğer taraftan kentleşmenin yarattığı fırsat ve sorunlar, bilgi - iletişim teknolojisindeki değişim - gelişmeler, planlama, uygulamaya yönelik süreçlerin çok yönlülüğü ve bu

(18)

2

kapsamda ortaya çıkan karmaşık süreçler kentlerin bir yaşam alanı olarak yeniden ele alınmasını gerektirmektedir. Bununla birlikte, kentsel kimlik, kentsel güvenlik, siyasal katılım, kentsel dönüşüm, kıyı yönetimi, çevre sorunları, göçmenler, kent - kırsal alan arasındaki ilişkiler, kentsel mekânlar, katı atık yönetimi, kentsel hizmetler ve kalkınma, şehir - toplum ilişkilerinin sürdürülebilirlik, dolayısıyla dirençlilik ile birlikte araştırılması, sorgulanması, tanımlanması, izlemlerin ortaya konulmasını gerekli kılmaktadır (Anonim 2016a).

Sürdürülebilir kent - çevre sorunlarını çözmeye yönelik girişimlerin, dünyanın ve ülkemizin karşı karşıya bulunduğu doğrudan - dolaylı etkilerinden ayrı tutarak başarıya ulaşması da mümkün gözükmemektedir. Bu durum 2016’da İstanbul’da düzenlenen “4.

Uluslararası Kentsel, Çevresel Sorunlar ve Politikalar Kongresi” açılış konuşmalarında dile getirildiği üzere büyük ölçüde toplumların, bireylerin tavır - davranışlarında, temel değer sistemlerinde ve kaynak kullanımına yönelik yaklaşımlarında liberalizmden etkilenmesinin yanı sıra, rant adı verilen kazanılmamış gelir kapılarının kendilerine açık tutulmasını, kısa yoldan zengin olmayı arzu etmelerinin de etkili olduğu değerlendirilmektedir. Bunun bir sonucu olarak, çevre, kültür, tarih, peyzaj ve mimarlık değerlerine gösterilen duyarlılık, halkta da, yöneticilerde de, göreceli olarak azalma göstermektedir. Bu gözlemi doğrulayan gelişmeler ve örnekler Türkiye’nin kentleşme - çevre politikalarını derinden etkilemektedir (Anonim 2016a).

1980 sonrası dönemde tüm dünyada yerel/bölgesel kalkınma politikaları içsel dinamiklere ve bölgesel rekabet gücü geliştirmeye odaklanırken, kentlerin dış dünya ile giderek daha güçlü bağlantılar kurmaları küresel dinamiklerden (fiyat dalgalanmaları, talep azalması vb.) daha fazla etkilenmelerini de kaçınılmaz kılmıştır. Dayanıklılık odaklı kalkınma düşüncesinde artık kentsel sistemlerin dinamiklerini ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla daha iyi yorumlama kapasitesi kazanmaya, kırılganlıkları azaltmaya, değişime karşılık vermeye, uyum sağlamaya yönelik ne tür politikalar geliştirilebileceği üzerinde durulmaya başlanmıştır. "Sürdürülebilirlik değerlendirmesi"

aracının özünde mekânsal gelişme sorunsalını sosyal, ekonomik - çevresel bileşenlerin etkileşimi ile oluşan karmaşık bir sistem problemi olarak ele almak ve karmaşık

(19)

3

sistemin doğası gereği oluşan çıkar çatışmalarına uzun süreçte tüm bileşenler açısından olumlu gelişmeyi hedefleyen çözümler getirmek de amaçlanmaktadır (Sertesen 2015).

1.1 Kent ve Kentleşme Tanımları

Kent olgusu tarihsel süreç boyunca bulunduğu coğrafya, kültür ve etkileşimlere bağlı olarak sürekli bir değişim gösteren dinamik bir kavram niteliğindedir. Öyle ki, gerek literatürde gerekse yasal düzenlemelerde tüm zamanlar ve ülkelerde geçerli kabul edilebilecek bir kent tanımı yapılamadığı görülmektedir. Diğer taraftan kent sözcüğü sürekli olarak uygarlık kavramı ile eş anlamlı olarak kullanıldığı, bu anlamda da uygarlığın kentleşme ile var olduğu ve geliştiği de genel bir söylem haline gelmiştir.

Latince kökenli dillerde “civilization” kent anlamına gelen “civitas” sözcüğünden türemiş olup, Arap kültüründe de yine uygarlık anlamına gelen “medeniyet” kavramının kökeni de bir kent adı olan “medine” den geldiği bilinmektedir (Topal 2004 ).

Bu bağlamda Demirel ve Velibeyoğlu (2017)’ye göre kent (1) Farklılıkların mekânı ve (2) Demografik–siyasi–iktisadi ve sosyolojik boyutları olan fiziksel mekan organizasyonu; kentleşme ise (1) Çok sektörlü ve çok boyutlu nüfus birikim süreci ve (2) İktisadi, siyasi, teknolojik ve sosyo–ekonomik sebeplerle yaşam mekanlarının büyüyüp gelişmesi olarak tanımlanmaktadır Kentler ve kentleşme süreçleri bu tanımlamalara göre beş farklı kategoride ele alınmaktadır (Çizelge 1.1).

Diğer yandan 1992 de kurulan ve ilgili birçok kuruluşu (ulusal–uluslar arası) şemsiyesi altında toplayan “Eco City Builders” tarafından hazırlanan ‘Uluslararası Eko–kent Çerçevesi ve Koşul Düzeyleri’ dokümanı (IEFS); kentleri, sağlıksız (unhealthy) kentlerden, dünyanın aslında canlı bir organizma gibi olduğunu iddia eden gaia kentlere doğru bir ölçeğe oturtmuştur (Şekil 1.1). Buna göre; dünyadaki yaşamın adı gaia'dır ve karalar gaia'nın kemikleri; okyanuslar, denizler, ırmaklar onun dolaşım sistemi;

atmosfer onun solunum sistemi; üzerinde yaşayan canlılar da onun sinir sistemidir diyen gaia kentlere doğru bir ölçek ulaşılması hedeflenen en uç nokta olarak değerlendirilmektedir. Bu ölçek kentleri sırasıyla, sağlıksız kentler, yeşil kentler, eko kentler ve gaia kentler olarak adlandırmakta, belli koşul düzeyi ve ölçütlerine göre,

(20)

4

şehirler bu başlıklar altında sınıflandırılmaktadır (Anonymous 2011a, Işıldar 2011;

Anonymous 2016a, Demirel ve Velibeyoğlu 2017). Kentleşme sürecinin etkisi ile yeşil kent, ekokent kavramları da önemli bir gelişme süreci göstermiş ve kentsel yeşil altyapının sınıflandırılmasında da önemli adımlar atılmaya başlanmıştır. Kentsel yeşil altyapının kapsadığı konular Tırla (2017)’ye göre şekil 1.2’de verilmiştir.

Çizelge 1.1 Kentleşme ve kent tipolojileri (Demirel ve Velibeyoğlu 2017)

Tanım / Yaklaşım / Kavram Alttür Örnek Görsel

1. Kır’ı Yücelten Kavramlar 1.1. Bahçe Kent 1.2. Yeni Kent 1.3. Kırsal Kent 1.4. Köy–Kent 1.5. Tarım Kent 1.6. Kentsel Köy

2. Sosyal Sınıf Tabanlı Yaklaşım

2.1. Burjuva Kent 2.2. Yoksul Kent 2.3. Kayıp Kent 2.4. İslam kenti

3. Modern–Sanayi Dönemi Kent

3.1. Sanayi Kenti 3.2. Tekno Kent 3.3. Makine kenti 3.4. Pratik Kent

4. Modern Sonrası Dönemler 4.1. Sürdürülebilir Kent 4.2. Sanal–Sibernetik

Kent 4.3. Akıllı Kent 4.4. Ütopik Kent 4.5. Küresel Kent 4.6. Yaratıcı Kent 5. Doğa Temelli Yaklaşım 5.1. Ekolojik Kent

5.2. Güzel Kent 5.3. Sakin Kent

(21)

5

Şekil 1.1 Uluslararası Ekokent Danışma Kurulu’na göre kentlerin sınıflandırılması ve örnek görseller (Anonymous 2011a)

(22)

6

Şekil 1.2 Yeşil kent yapısının aşama sırası diyagramı (Tırla vd. 2017)

Yeşil Kent ve Kentsel Biyoçeşitliliğin Korunması

Yeşil Gelişme

Yeşil Altyapı

Ekolojik Mimarlık

Yeşil Çatılar Dikey

Bahçeler Yeşil Binalar

Yeşil Alanlar Yeşil Yollar

Yeşil ve Mavi Ekolojik Koridorlar

Bisiklet Yolları Kent

Ormanları Kentsel Tarım Yeşil Kuşaklar

Ormanlar

Sulak alanlar ve Nehir Boyu

Vejetasyon

Bitkisel Koridorları Yeşil Enerji

6

(23)

7 1.2 Kentleşme ve Çevre Sorunları

1900–2000 arasındaki dönem “kentsel devrim”in yüzyılı olarak isimlendirilmektedir.

Birleşmiş Milletler (UN) verilerine göre 1800’lerde dünya nüfusunun % 3’ü, 1900’lerde

% 14’ü, 2000’de %47’si kentsel alanda yaşamakta ve 2050 yılında ise %72’sinin kentlerde yaşaması beklenmektedir. Birleşmiş Milletler’in 2017 de revize ettiği Dünya Nüfus Tahmin Raporu’na göre 2017’de 7.5 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9.8 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir (Demirel ve Velibeyoğlu 2017).

Son elli yılda, sanayileşme, takip eden kentleşme pratikleri ile gelişmekte olan ülkelerdeki kentlerin çoğu büyümüştür (Niray 2002; Demirel ve Velibeyoğlu 2017) ve günümüzün kentleri dünya kaynaklarının %7 5’inin tüketiminden sorumlu tutulmaktadır (İnançlı 2015). Diğer taraftan 20.yüzyılda kendini gösteren temel insan gereksinimi olan barınma - konut sorununun çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde kentleşmenin gecekondulaşma ve betonlaşma sorunu ile karşı karşıya kalması sonucu düzensiz - plansız kentleşme ile kentsel altyapı, kentsel çevre sorunları ortaya çıkmaya başlamıştır (Uzun ve Çete 2005, Fırat 2014, Demirel ve Velibeyoğlu 2017).

“Yenilikçi merkezler” olarak tanımı yapılan kentler, plansız ve kontrolsüz gelişme nedeniyle insanlara niteliksiz bir yaşam sunmaya başlamıştır (Çetinkaya 2013).

Kentlerde meydana gelen sorunlar İnançlı (2015)’e göre:

 İnsan yoğunluğu

 Kirlilik (su, toprak, hava, gürültü)

 Çarpık kentleşme

 Farklı sosyo–ekonomik düzeye sahip insanlar arasındaki yabancılaşma

 Atıkların doğaya verdiği zarar

 Enerji tüketiminin fazlalığı vs.

 Geri dönüştürülemeyen enerji

 Yukarıda sayılan nedenlerin neden olduğu insan sağlığındaki bozulmalar (fizyolojik– mekanik ve psikolojik hastalıklar)

 Bilinçsiz arazi kullanımı ve toprak kaybı

(24)

8

 Yeşil alan azlığı

 Oluşan mikroklima

 Isı adaları

 Sağlıksız sanayileşme

 Azalan ve tükenen kaynaklar

Son yüzyılın mücadelesi, bir yandan kentlerin çevresel koşullarını geliştirirken diğer yandan da sınırlı kaynaklar üzerindeki baskılarını azaltmak şeklinde kendini göstermeye başlamıştır. Bugün, Avrupa nüfusunun 2/3’ünden fazlasının kentsel alanlarda yaşaması, kentsel çevre kalitesinin, Avrupa kentlerinin ekonomik yenilenmesinde anahtar olarak algılanmasını ortaya çıkarmaktadır (Demirel vd. 2005, Demirel ve Velibeyoğlu 2017).

Sürdürülebilirlik kavramı dünyada artan kentleşme ve çevre sorunlarına karşı büyük umutların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kentleşme ve çevre sorunları gün geçtikçe (1) yenilenebilir kaynaklarda, yenilenme oranının her zaman dikkate alınmasını, (2) petrol, kömür gibi yenilenemez kaynakların sıkı bir şekilde korunmasını, zorunlu hallerde kullanılması ve yenilenemez kaynakların kullanımında tasarruf edilmesi, (3) tüketimde yenilenebilir kaynaklara ağırlık verilmesi ve yenilenebilir kaynakların tükenmesi ya da yetersizliği durumunda yenilenemez kaynakların kullanımına başvurulması, (4) kaynakların daha az tüketimi için teknolojik olanaklardan yararlanma yoluna gidilmesi ve teknolojik olanakların kirliliğin arıtılmasında, azaltılmasında ya da yok edilmesinde kullanılması ve (5) kirlilikte eşik değerin aşılmayarak, doğanın kaldırabileceğinden daha fazlasının doğaya bırakılması süreçleri ile ilişkili araştırma, planlama ve uygulama pratiklerini kaçınılmaz bir duruma getirmektedir (Karataş ve Kılınç 2017).

Günümüzde kentleşmenin doğal sistemler üzerindeki olumsuz etkisinin her geçen gün artması, ve kentleşmeye bağlı olumsuz çevresel koşulların insan sağlığı üzerindeki etkilerini arttırması gibi gelişmeler, kenti oluşturan tüm ilgi gruplarını “ekolojik kent yenileme ve yaşanabilir sağlıklı kent” kavramı üzerinde çok boyutlu düşünmeye, stratejik planlama ve eylemler geliştirmeye itmektedir (İlke vd. 2011, Demirel ve Velibeyoğlu 2017). Kentlerin geleceğine yönelik öngörü değişikliği, izlemsel

(25)

9

yaklaşımlar T.C. Kalkınma Bakanlığı tarafından da izlenmekte ve son olarak 2014’te

“Bölgesel Gelişme Ulusal İzlemi” hazırlanarak kentleşmenin etkileri konusunda aşağıdaki saptamalar yapılmaktadır (Anonim 2014a). Bunlar:

(1) 2000’li yıllar hem dünya, hem de Türkiye için hızlı iktisadi, siyasi ve toplumsal değişimlerin yaşandığı yıllar olmuştur. Küresel düzeyde ekonominin ağırlık merkezi Asya’ya doğru kayma eğilimi gösterirken, son yıllardaki küresel ekonomik ve mali kriz yaygın bir etkiye sahip olmuştur. Sosyal - demografik yapıdaki dönüşüm, gelişmiş ülkelerde yaşlanma, gelişmekte olan ülkelerde hızlı kentleşme ve orta sınıfın yükselişi şeklinde kendini göstermektedir. Diğer taraftan, enerji, gıda ve su kaynaklarına artan taleple birlikte doğal kaynakların kalkınmadaki önemi artmaktadır. Ulaştırma ve iletişim alanındaki gelişmeler, ekonomiler arasındaki etkileşimi artırmakta, üretimin coğrafi örgütlenmesini kolaylaştırmaktadır. Bölgeler ve kentlerin gelecek öngörüleri açısından bu genel eğilimlerin değerlendirilmesi önem taşımaktadır.

(2) Önümüzdeki dönemde kentleşmenin hızlanacağı, kentsel ekonomilerin ve yaşam tarzının dünya genelinde daha da hakim olacağı, Türkiye’de de paralel gelişmelerin izleneceği görülmektedir. Dünyada şehir nüfusu kırsal alan nüfusunu aşmış olup şehirleşme sürecinin az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha da hızlanması beklenmektedir. 2011 yılı BM Şehirleşme Gelişmeleri Revize Raporuna göre, 2010 yılında 6,9 milyar kişi olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9,3 milyar kişiyi aşacağı tahmin edilmektedir. Şehir nüfusunun (kentsel nüfusun payının) ise, bu dönemde 3,6 milyar kişiden (yüzde 52), 6,3 milyar kişiye (yüzde 67) ulaşacağı tahmin edilmektedir. Buna göre, şehir nüfusunun genel nüfus artışını ve kırsal nüfusun bir kısmını emmesi nedeniyle, önümüzdeki onyıldan itibaren kırsal nüfusun dünya genelinde azalmaya başlaması beklenmektedir. Gelişmekte olan ülke şehirleri, nüfus artışının önemli bir bölümünü çekmeye aday görünmektedir. BM tahminlerine göre 2050 yılında Türkiye’nin şehir nüfusunun 80 milyon kişiye ulaşabileceği öngörülmektedir.

(26)

10

(3) Bölgelerde büyümenin, iş olanağının itici gücü olan kentler ve kentsel ağlar desteklenecektir. Ülke genelinde güncel kentleşme oranının görece düşük olması ve önümüzdeki dönemde kırdan ayrılan nüfusun kentlere yönelecek oluşu, orta – uzun süreçte kentsel altyapı, kentsel hizmet sunumu talebini artıracaktır.

Kentleşme oranının gelişmiş ülkelerdeki oranlara yaklaşması durumunda önümüzdeki on yıllık dönemde kentlerin nüfusu artacak ve yeni yerleşim alanlarına gereksinim duyulacaktır.

(4) Kentleşme ve altyapıya yönelik izleme göstergeleri ise; (a) Şehirleşme oranı, (b) İçme - kullanma suyu şebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı, (c) Kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı ve (d) Genişbant internet abone sayısı şeklinde ifade edilmektedir.

1.3 Kentleşme Sözleşmeleri / İzlemleri

Kentleşme süreçleri, bu süreçlerin çeşitli sektörler ve bölgeler arasındaki etkileşimine yönelik gelişmeler, bu sürecin uluslararası program, konferans, deklerasyon, izlem belgeleri ile yürütülmesi sonucunu doğurmakta ve bu durum sürdürülebilirlik kavramı ile eş zamanlı olarak ele alınmaya başlanmıştır. Sürdürülebilirlik kavramı üzerindeki tartışmaların başlangıcı olarak 1970’li yıllar işaret edilmiş olsa da, bu kavramın geçmişi daha eskilere dayanmaktadır. Bu düşüncenin ilk kez 18. yüzyıl sonlarında Almanya’nın Baden Württemberg Eyaleti’nde Kara Ormanların (Schwarzvald) yok oluşunu önlemek amacıyla çıkarılan yasalarda yer aldığı öne sürülmüştür (Erdinç 2016).

Sürdürülebilir kentsel gelişme kavramının temelleri sürdürülebilir gelişme yaklaşımlarının ortaya çıkmasıyla atılmaya başlanmıştır. Bu sebeple tarihsel arka planda yaşanan ilk gelişmeler sürdürülebilirlik üzerinedir. 1972 yılında Büyümenin Sınırları (The Limits To Growth) ile sürdürülebilirliğin çevresel ve ekonomik boyutlarıyla başlayan süreç Birleşmiş Milletler öncülüğünde, gelişim sürecine kentleşme ile devam etmiştir. 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı ile sürdürülebilir kentsel gelişme kavramı uluslararası politikalara

(27)

11

girmeyi başarmıştır. Bu süreçle beraber sürdürülebilir kentleşme olgusu günümüze kadar insanlık için büyük bir önem arz etmeye devam etmiştir (Yazar 2006, Alagöz 2007, Erdinç 2016).

Bu bölümde 1972 yılında yayınlanan Büyümenin Sınırları Raporu ile adından söz ettirmeye başlayan sürdürülebilirlik kavramı, ulusal - uluslararası ölçekte gerçekleştirilen konferans ve politika belgeleri ile kavramın geçirdiği değişim süreci, kentleşmeye etkileri üzerinde durulacak olduğu belirtilmiştir.

1.3.1 Uluslararası kentleşme sözleşmeleri / İzlemleri

Kentleşmenin çağın gelişen - değişen koşullarına göre yönetiminin kolaylaştırılması, herkes için sürdürülebilir ve yaşanabilir kentler oluşturabilmek amacıyla uluslararası toplum uzun bir zamandan beri çeşitli temalarda bir araya gelmekte, bu sürecin kentli hakları temelinde yönlendirilmesine çalışmaktadır. Demirel ve Velibeyoğlu (2017) ve Demirel ve Oruçkaptan (2018)’in yaptığı kronolojik sınıflandırmaya göre kentli haklarının uluslararası düzlemde ele alınması (1) Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN–HABITAT), (2) Avrupa Kentsel Şartı I, (3) Avrupa Mekânsal Gelişme Perspektifi, (4) Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, (5) Kentsel Çevre Üzerine Tematik Bir İzlem, (6) Sürdürülebilir Avrupa Kentleri için Leipzig Şartı, (7) Avrupa Kentsel Şartı II ve (8) Quito Deklarasyonu gibi süreçlerle gündemde tutulmakta ve yönlendirilmektedir.

Her bir deklarasyon, toplantı ve/veya sözleşmenin kapsadığı konular aşağıda ortaya çıkış sırasına göre özetlenmektedir.

(1) Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN–HABITAT): Bugüne kadar UN–HABITAT programları 1976, 1996, 2001, 2007 ve 2016’da olmak üzere beş defa dünyanın farklı ülke ve kentlerinde gerçekleştirilmiştir. UN–HABITAT, sürdürülebilir insan yerleşimleri oluşturulması ve herkes için yeterli konut sağlanması yönünde oluşturulmuş bir Birleşmiş Milletler Programıdır. 20 yılda bir konferans düzenleyerek tüm dünyada sürdürülebilir kentsel gelişmeye yönelik gündemi belirlenmektedir. İlk Konferans 1976 Yılında Kanada’nın Vancouver şehrinde gerçekleştirilmiştir. Türkiye 1996 yılında Habitat II Konferansına ev sahipliği yaparak,

(28)

12

“Yaşanabilir Kentler” kavramı ile konferansın sürdürülebilirlik çerçevesine katkı sağlanmıştır. Her ne kadar yukarıda 5 HABITAT konferansına değinilmiş olsa da, bu konferansların 1976’dan beri 20 yılda bir yapılanlar ana omurgasını oluşturmaktadır. Bu konferanslar düzenlenirken göz önüne alınan dünya kentsel nüfus oranı, genel değerlendirme, tema çıktıları çizelge 1.2’de verilmektedir. HABITAT konferanslarının yönlendirmesinde yararlanılan ara konferanslar ise biri 2001’de “İstanbul +5” olarak anılan “Yeni Binyılda Şehirler ve Diğer İnsan Yerleşimleri Deklarasyonu” ve diğeri 2007’deki UN–HABITAT 21. Yönetim Konseyi’nde 2008–2013 “Orta Vadeli Stratejik ve Kurumsal Plan” (MTSIP)’ın kabul edildiği konferans olarak gerçekleştirilmiştir. Bu konferansta sonuç odaklı yönetim esasına dayalı olarak geliştirilen, “sürdürülebilir kentleşme” öngörüsü ortaya konulmaktadır (Anonim 1996, Anonymous 1996, Anonim 1999, Anonim 2014b, Anonim 2014c, Anonim 2016b, Anonim 2017a, Anonymous 2017a, Demirel ve Velibeyoğlu 2017, Sipahi 2017, Demirel ve Oruçkaptan 2018).

Çizelge 1.2 UN–HABITAT konferansları özeti (Anonim 2018a)

HABITAT I HABITAT II HABITAT III

Yeri ve Tarihi Vancouver, 1976 İstanbul, 1996 Quito, 2016 Genel

Değerlendirme Hükümetlerin, gelişen dünyada hızlı

kentleşmenin etkilerini ve sürdürülebilir yerleşimlere olan ihtiyacı fark etmesi üzerine Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 1976’da Kanada’nın Vancouver kentinde

düzenlenmiştir.

O dönemde uluslararası alanda kentleşme ve etkileri nadiren yankı bulmakla beraber tarihteki en büyük kırdan kente göç hareketinin yaşanması ve ilaç sektöründeki gelişmelere bağlı olarak kentsel nüfus hızlı bir artış göstermeye başlamıştır.

Vancouver’den 20 yıl sonra taahhütler İstanbul’da düzenlenen konferansta yinelenmiştir.

Dünya liderleri Habitat Gündem belgesini kabul ederek kentleşen dünyada herkes için yeterli konut ve sürdürülebilir insan yerleşimleri oluşturulması konusunda küresel bir eylem planını kabul etmişlerdir.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine

ulaşılmasının, küresel kentleşmenin yönetilme ve yönlendirilme şekline bağlı olduğu giderek daha da netleşmektedir.

(29)

13

Çizelge 1.2 UN–HABITAT konferansları özeti (Anonim 2018a) (devam)

HABITAT I HABITAT II HABITAT III

Temel Çıktılar Barınma ve kentleşmenin ortak değerlendirilmesi gereken küresel konular olduğunun fark edilmesi

BM İnsan Yerleşmeleri Merkezi’nin (UNCHS–Habitat) kurulması

Şehirlerin küresel büyümenin motoru durumunda olduğu

Kentleşmenin bir fırsat olduğu

Yerel yönetimlerin daha güçlü bir role sahip olması

Katılımın gücünün fark edilmesi

Kentleşmenin büyümenin içsel kaynağı olduğu

Yeni kentleşme modellerinin iklim değişikliği konusuna etkin bir vurgu yapması

Kentleşmenin sosyal entegrasyon ve eşitliğin aracı olduğu, 2010 itibariyle UN–Habitat verilerine göre 827 milyon insanın gecekondu benzeri koşullarda yaşadığının belirlenmesi

Dünya Kentsel

Nüfus Oranı (% ) 37,9 45,1 54,5

(2) Avrupa Kentsel Şartı (European Urban Charter) I: Kentli haklarının uluslararası düzlemde ele alınması süreci 1980’li yıllara kadar uzansa da, bu haklar uluslararası bir metin olarak, ancak Avrupa Kentsel Şartı’nda (European Urban Charter) yer bulmuştur. Avrupa Kentsel Şartı, Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa Konseyi’ne bağlı olarak çalışan Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Konferansı’nın 17–19 Mart 1992’de Strazburg’da yapılan toplantısında kabul edilmiştir. Avrupa Kentsel Şartı’nın önceki birçok uluslararası metinden farkı ise hükümetlerin değil, yerel yönetimlerin imzasına açılmış olmasıdır. Avrupa Kentsel Şartı 1980–1982 yılları arasında Avrupa Konseyi’nce düzenlenen ve “Yerleşmelerde Daha İyi Yaşam” sloganını benimseyen

“Kentsel Rönesans İçin Avrupa Kampanyası” kapsamında geliştirilmiş kentsel politikaların bir ürünüdür. Avrupa’yı kapsayan; halk ve yerel yönetimlere yönelik söz konusu kampanya, yerleşimlerdeki yaşamın daha da iyileştirilmesini amaçlarken;

kentsel çevrenin ve var olan konut stokunun iyileştirilmesi, yerleşmelerde sosyal ve kültürel olanakların yaratılması konularının yanında ”toplumsal kalkınma ve halk katılımının özendirilmesi” ne de büyük önem atfedilmektedir. Avrupa Kentsel Şartı kentsel yerleşimlerdeki yaşam niteliğini yükseltebilmek için; karar verme mekanizmalarını merkezden çevre yerleşimlere yaymak amacıyla; yerel yönetimler ve kentlerde yaşayanlar arasında “kentlerin çeşitli sorunlarını yakından anlamak ve yerel

(30)

14

halkı karar verme süreçlerine katmak” için tüm Avrupa kentleri arasında “işbirliği ve dayanışma” nın önemli ve gerekli olduğu konusu üzerinde durmaktadır (Palabıyık 2004;

Anonymous 2009, Anonymous 2010, Pektaş ve Akın, 2010; İşçioğlu 2017, Demirel ve Oruçkaptan 2018).

Avrupa Kentsel Şartının amaçları Yılmaz (2015) ve İpek ve Çıplak (2016)’ya göre;

Yerel Yönetimler için pratik bir kent yönetimi el kitabı oluşturmak,

Gelecekte olası bir Kentli Hakları Kongresi için temel ilkeleri oluşturmak,

Avrupa Kentsel Şartı ilkelerini yerine getiren kentler için verilecek uluslararası ödüllere bir dayanak oluşturmak,

Fiziksel çevre ve yasalarıyla ilgili yaptırımlar için Avrupa Konseyi’nin bu konulara ilişkin katılımına bir “vize” oluşturmak şeklinde belirtilmektedir.

Avrupa Kentsel Şartı; şiddetten, her tür kirlilikten, bozuk ve çarpık kent çevrelerinden arınma hakkı; yaşadığı kent çevresini demokratik koşullarda kontrol edebilme hakkı;

insanca konut edinme, sağlık, kültür hizmetlerinden yararlanma, dolaşım özgürlüğü gibi temel kentli haklarının olduğu düşüncesini temel olarak kabul eder. Ayrıca Avrupa Kentsel Şartı; söz konusu hakların, yaş, cinsiyet, ırk, inanç, milliyet, sosyo–ekonomik ve politik statü, ruhsal ve bedensel özür gözetmeksizin, tüm insanlara eşit koşullarda erişilmesini ve uygulanmasını savunmaktadır. Bu nedenle, yerel ve bölgesel yönetimlerin önemli bir sorumluluğu da, doğru kalkınma izlemleriyle, söz konusu kentli haklarını korumak şeklinde belirtilmektedir (Palabıyık 2004, Karasu 2008, Pektaş ve Akın 2010, Çelebi 2014, İşçioğlu 2017, Demirel ve Oruçkaptan 2018)

Avrupa Kentsel Şartı’na göre Avrupa yerleşimlerinde yaşayan kent sakinleri mekansal planlama ilişkili olmak üzere aşağıdaki haklara sahiptir. Bunlar:

Doğal Zenginlikler ve Kaynaklar: Yerel doğal kaynak ve değerlerin; yerel yönetimlerce, akılcı, dikkatli, verimli ve adil bir biçimde, beldede yaşayanların yararı gözetilerek, korunması ve idaresi;

(31)

15

Dolaşım: Toplu taşıma, özel arabalar, yayalar ve bisikletliler gibi tüm yol kullanıcıları arasında, birbirinin hareket kabiliyetini ve dolaşım özgürlüğünü kısıtlamayan uyumlu bir düzenin sağlanması;

Kirletilmemiş, Sağlıklı Bir Çevre: Hava, gürültü, su ve toprak kirliliği olmayan, doğası ve doğal kaynakları korunan bir çevre;

Konut: Mahremiyet ve dokunulmazlığının garanti edildiği, sağlıklı, satın alınabilir, yeterli konut stokunun sağlanması;

Spor ve Dinlence: Yaş, yetenek ve gelir durumu ne olursa olsun, her birey için, spor olanaklarının sağlanması ve fırsatların yaratılması;

Kaliteli Bir Mimari ve Fiziksel Çevre: Tarihi yapı mirasının duyarlı bir biçimde restorasyonu ve nitelikli çağdaş mimarinin uygulanmasıyla, uyumlu ve güzel fiziksel mekanların yaratılması;

Sürdürülebilir Kalkınma: Yerel yönetimlerce ekonomik kalkınma ile çevrenin korunması ilkeleri arasında uzlaşmanın sağlanması;

(3) Avrupa Mekansal Gelişme Perspektifi: Avrupa Mekânsal Gelişme Perspektifi–

AMGP (European Spatial Development Perspective– ESDP), 1999 yılında Almanya’nın Potsdam şehrinde Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilmiştir. AMGP ile AB içerisinde dengeli ve sürdürülebilir bir gelişmenin sağlanabilmesi için, parasal kaynak ve bütünleşme politikalarının mekânsal yansıması ve bu sonuçların değerlendirilerek, gelecekte uygulanması planlanan mekânsal gelişme politikalarını anlatan stratejik bir belgedir (Altay 2005, Akşahin 2008, Efe 2009, Erdinç 2016). Avrupa Birliği üzerinde bağlayıcı etkisi olmayan bu belgenin, Avrupa Birliği düzeyinde yaklaşık 20 yıldır yükselen “mekânsal planlama politikaları” üzerinde AB üyesi ülke bakanlarının ortak karar metni olarak değerlendirilmektedir (Altay 2005, Anonymous 2010, Erdinç 2016, Demirel ve Oruçkaptan 2018).

Mekânsal gelişme politikalarının amacı, Avrupa Birliği topraklarında dengeli ve sürdürülebilir bir gelişmenin sağlanmasıdır. Üye ülke bakanlarının görüşüne göre önemli olan üç temel hedefin Birlik içerisindeki tüm bölgelerde eşit olarak sağlamaktır.

(32)

16 Bunlar;

 Ekonomik ve sosyal dayanışma,

 Doğal kaynakların ve kültürel mirasın yönetimi ve korunması

 Avrupa topraklarında daha dengeli rekabetin sağlanmasıdır.

AB’de “sürdürülebilir kentleşme” kavramına bakış açısını gösteren en önemli belgelerden biri olan Avrupa Mekânsal Gelişme Perspektifi’nin en önemli hedefi

“bölgesel sürdürülebilir gelişme”dir. Bunu sağlamanın yolu da “çok merkezli gelişme”dir (Demirel 2009, Erdinç 2016). Bu kavram “kentlerin tek tek değil belli bir ağ etrafında sürdürülebilir bir anlayış çerçevesinde ve fonlarla desteklenen işbirlikleri ile gelişme göstermeleri” olarak açıklanmaktadır (Çelikyay 2010, Erdinç 2016).

AMGP ile Avrupa Birliği’nin mekânsal gelişme politikalarında katkıları olabilecek ve etki yaratması muhtemel dört temel alan belirlenmiştir: “Kentsel Alanlar”, “Kırsal Alanlar”, “Ulaşım”, “Doğal ve Kültürel Miras”. Bunların yanı sıra, “yapısal fonlar”,

“Ortak Tarım Politikası”, “Rekabet Politikası”, “Trans Avrupa Ağları (TENs)”, “Çevre Politikası”, “Araştırma ve Teknolojik Gelişim” gibi konular ise sınır ötesi etkileri olan politika alanları olarak tanımlanmıştır (Altay 2005; Akşahin 2008, Demirel 2009, Erdinç 2016, Yenigül 2017; Demirel ve Oruçkaptan 2018).

(4) Avrupa Peyzaj Sözleşmesi: 20 Ekim 2000 tarihinde Floransa’da imzalanan

“Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’’, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nde 10.06.2003’te onaylanmıştır (Anonim 2003). Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (APS)’nin genel amacı, Avrupa peyzajlarını korumak, yönetmek ve planlamak üzere, kamu otoritelerini, yerel, bölgesel, ulusal ve uluslar arası düzeyde politikalar oluşturmaya ve önlemler almaya teşvik etmek ve böylece peyzajların niteliğini korumak ve iyileştirmektir. Sözleşme tüm Avrupa’yı kapsamakta ve doğal, kırsal, kentsel ve kent çevresi alanları içine almaktadır. Kara parçaları, iç sular ve deniz alanları da sözleşme kapsamına girmektedir. Peyzajların sadece kültürel, insan yapısı ya da doğal unsurları ile değil, bunların tümü ve birbirleriyle ilişkileri ele alınmaktadır (Arat vd. 2002, Ortaçeşme ve Sayan 2002, Çetinkaya vd. 2010, Anonim 2011a, Kaşka 2012, Uzun vd. 2012, Demirel ve Velibeyoğlu 2017, Demirel ve Oruçkaptan 2018).

(33)

17

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, konu ile ilgili var olan uluslararası yasal düzenlemelerle uyum içindedir ve anlaşmalar arasında bir bağ kurması beklenmektedir. Söz konusu anlaşmalar, (a) Dünya Doğal ve Kültürel Mirasının Korunmasına ilişkin UNESCO Sözleşmesi (Paris, 16 Kasım 1972), (b) Avrupa Yaban Hayatı ve Doğal Habitatlarının Korunması hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Bern, 19 Eylül 1979), (c) Avrupa Mimari Mirasının Korunmasına ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Granada, 3 Ekim 1985) ve (d) Arkeolojik Mirasın Korunmasına ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Valetta, 16 Ocak 1992)

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, sözleşmenin amacını ve kapsamını anlatmakta, konu ile ilgili tanımları vermektedir.

İkinci bölüm, ulusal düzeyde alınacak önlemleri açıklamaktadır. Üçüncü bölüm, Avrupa düzeyinde işbirliği gerekçelerini; uluslararası düzeyde alınması gereken önlemleri ve sözleşmenin uygulanmasından sorumlu komitelerin rolünü açıklamaktadır. Dördüncü bölüm ise, sözleşmenin kabul edilme işlemi ve ilgili konulara değinmektedir.

Sözleşmenin birinci bölümünde peyzaj, peyzaj politikası, peyzaj kalite hedefi, peyzaj koruma, peyzaj yönetimi ve peyzaj planlama gibi temel kavramlar tanımlanmaktadır. Buna göre;

"Peyzaj", karakteri, insan etmeni ve/veya doğal etmenler ya da bu etmenlerin etkileşimi sonucu oluşan alandır.

"Peyzaj politikası", ilgili kamu otoritesi tarafından açıklanan ve peyzajların korunması, yönetimi ve planlanması konularında özel önlemlerin alınmasını amaçlayan genel ilke, izlemler ve rehber kurallardır.

"Peyzaj kalite hedefi", çevrelerinde yer alan özel peyzaj değerlerine ilişkin halkın beklentilerinin, ilgili kamu otoritesi tarafından karşılanmasıdır.

(34)

18

"Peyzaj koruma", bir peyzajın belirgin ya da özgün özelliklerini korumak ve sürekliliğini sağlamak için alınacak önlemlerdir.

"Peyzaj yönetimi", sürdürülebilir kalkınma bakışıyla, peyzajların düzenli bakımını garanti altına almayı ve böylece sosyal, ekonomik ve çevresel süreçlerin getirdiği değişikliklere kılavuzluk etmeyi ve bunlarla uyumlu hale getirmeyi amaçlayan eylemlerdir.

"Peyzaj planlama", peyzajları oluşturmak, onarmak ve zenginleştirmek amacıyla yapılan, ileriye dönük etkili eylemlerdir.

Sözleşmenin ikinci bölümünde, ulusal düzeyde alınacak genel ve özel önlemler sıralanmaktadır. Taraf ülkelerin, Avrupa Yerel Hükümet Şartı’nı da dikkate alarak, kendi anayasal ilkeleri, yönetim yapısı ve yetki dağılımı çerçevesinde aşağıdaki genel ve özel önlemleri uygulamaya koyması beklenmektedir.

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (APS) nin Genel Önlemler bölümü (1) Peyzajları yasa çerçevesinde, insan çevresinin temel bir unsuru, ortak bir doğal ve kültürel miras, çeşitliliğin bir ifadesi ve toplum kimliğinin esası olarak tanımak, (2) Peyzajların özel önlemlerle korunması, yönetimi ve planlanmasına ilişkin peyzaj politikaları oluşturmak ve uygulamak, (3) Peyzaj politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında ilgili kamu kurumlarının, yerel ve bölgesel otoritelerin ve diğer ilgi gruplarının katılımını sağlayacak işlemleri oluşturmak ve (4) Peyzajı, şehir ve bölge planlama politikaları; kültürel, çevresel, tarımsal, sosyal ve ekonomik politikalar ve aynı zamanda peyzaj üzerinde doğrudan veya dolaylı etkileri olabilecek diğer politikalarla bütünleştirmek.

APS’nin Özel Önlemler bölümü ise;

1) Sivil toplum örgütlerinin, özel kurum ve kuruluşların ve kamu otoritelerinin peyzajların değeri, rolü ve peyzajlardaki değişiklikler

(35)

19 hakkındaki bilinç düzeylerini arttırmak,

2) Aşağıda sözü edilen eğitim–öğretim etkinliklerini teşvik etmek (Bu kapsamda (a) Peyzaj değerlendirme ve uygulamaları konusunda uzmanların eğitimi, (b) Kamu ve özel sektörde çalışanlar ve ilgili sivil toplum örgütleri için peyzaj politikası, peyzaj koruma, yönetim ve planlama konularında disiplinler arası eğitim programları oluşturulması ve (c) Peyzajların önemini ve değerini vurgulayan, peyzajların korunması, yönetimi ve planlanması ile ilgili konularda üniversite ve okullarda kurslar ve derslerin verilmesi),

3) Ülke peyzajlarına ilişkin bilgileri arttırmak (peyzajları tanımlamak) ve ilgili tarafların ve toplumun bu peyzajlara verdiği değeri göz önüne alarak, peyzajları değerlendirmek (Bu kapsamda (a) Ulusal sınırlar içindeki peyzajların tanımlanması, (b) Tanımlanan peyzajların özellikleri ve onları değiştiren baskı ve güçlerin analizi ve (c) Değişimlerin kayıt altına alınması)

4) Tanımlanan ve değerlendirilen peyzajlar için kamuoyunun da görüşü doğrultusunda peyzaj kalite hedefleri ortaya koymak,

5) Peyzaj politikalarını yaşama geçirmek üzere, peyzaj koruma, yönetme ve/veya planlama yöntemleri belirlemek.

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nin üçüncü bölümünde, sözleşmeye taraf ülkeler arasında işbirliğinin esasları verilmektedir. Uluslararası politika ve programların peyzaj boyutu konusunda işbirliği ya da peyzaj boyutunun eksikliğinde bunun politika ve programlarda kapsanması, sözleşmeye taraf ülkelerin yükümlülükleri arasında yer almaktadır. Alınacak önlemlerin etkinliğini artırmak üzere, özellikle aşağıdaki konularda işbirliği yapılması istenmektedir:

1) Peyzaj konularında, çalışma grupları oluşturulması ve deneyim alışverişi yoluyla ve yapılan araştırma projelerinin sonuçlarının duyurulmasıyla, taraf ülkelerin birbirlerine teknik ve bilimsel destek vermesi,

2) Özellikle eğitim ve bilgilenme amacıyla, peyzaj profesyonellerinin karşılıklı

(36)

20 değişiminin sağlanması,

3) Sözleşme kapsamındaki tüm konularda bilgi alışverişi.

Üçüncü bölümde ayrıca, sözleşmenin izlenme yöntemleri ve koruma, yönetim ve planlama yönünden örnek teşkil edecek peyzaj uygulamalarına verilecek "peyzaj ödülü" koşullan açıklanmaktadır.

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nin son bölümü olan dördüncü bölümde, sözleşmenin diğer yasalarla olan ilişkisi; sözleşmenin imzalanması, kabul edilmesi ve yürürlüğe konulması; sözleşmeye taraf olma; sözleşmenin uygulanacağı bölgeler; sözleşmeden ayrılma, sözleşme içeriğinde yapılacak iyileştirmeler ve tarafları bilgilendirme ile ilgili konulara yer verilmiştir.

(5) Kentsel Çevre Üzerine Tematik Bir İzlem: Avrupa Birliği Kentsel Çevre Tematik izlemi (2004) nin genel amacı; ilgili ekonomik ve toplumsal konuları dikkate alarak sürdürülebilir kentsel gelişime çevrenin katkısını güçlendirerek kentsel alanların çevre performans - niteliğini geliştirmek ve Avrupa’da kentlerde yaşayan kişiler için sağlıklı bir yaşam alanı sağlamaktır. Bu izlemin ve oluşturulan politikaların aday ülkeler nezdinde uygulamaya geçirilmesi için; başta hava, gürültü, atık ve su sektörleri olmak üzere, çevre müktesebatı uygulamasının iyileştirilmesinin yanı sıra, yerel yönetimlerin yenilikçi politika araçlarını kullanmaya ilişkin planlama kabiliyet ve kapasitelerinin artırılması ve yerel düzeyde çevresel iyileştirmeleri yapabilmeleri için farklı politika konularını bütünleştirme kabiliyetlerinin güçlendirilmesi gerekmektedir (Anonymous 2010, Erdinç 2016, Demirel ve Oruçkaptan 2018). Kentsel çevre tematik izleminin kurgusu ve döngüsü şekil 1.3’te verilmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha önce süt ürünleri için starter kültür üretimi konusunda pek çok çalışma yapılmış olmakla birlikte, elde edilen kültürlerin saklanamamış ve

Matsuda ve Yorozu 4-boyutlu Öklid uzaynda non-dejenere e§riler için yeni bir Bertrand e§ri türetme metodu öne sürmü³ ve bu e§rileri (1, 3)-Bertrand e§rileri

Sonuç olarak ardışık oksidasyon ve ısıl işlem sonucu üretilen gözenekli katı, yüzey özelikleri, yüksek yüzey alanı ve gözenek yapısı dikkate alındığında,

Yaptığı çalışmada Anderson-Darling ve Shapiro-Wilk testlerinin güçlü olduklarını ve bu iki test arasında güç bakımından çok küçük farklılıklar olduğunu

Solunan havadaki oksijen, nem, partikül oranları ve sıcaklık ile rüzgâr hızı parametrelerinin bir iklimlendirme sisteminde hassas olarak kontrol edilebilmesi

Test edilen sistem çok büyük olasılıkla böyle bir görüntüleme amacıyla kullanılacak olmamasına karşın, optik sistemin kaçak ışın performansının

Yılmaz (1987), Yalova-Termal kaplıcalar yöresinde yöreyi sosyo-ekonomik yönden güçlendirmeye, kırdan kente göçü engellemeye ve ülke ölçeğinde turistik

Çalışma kapsamında Göksu Parkı’nın bir kent parkı olarak hangi kullanım özelliklerini içermekte olduğu, yeni planlanan bir alan olarak park kullanıcıların beklentilerini