• Sonuç bulunamadı

ا ا ا. Özet Ehl-i Sünnet itikadı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ا ا ا. Özet Ehl-i Sünnet itikadı"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ِ ِ ّ ا ِ ٰ ْ ّ ا ِ ّ ا ِ ْ ِ

Özet Ehl-i Sünnet itikadı

Ehl-i Sünnet Vel Cemaat'in Kısaca Tanımı:

Sünnet ile kast edilen Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin yolu, Cemaat ile kast edilen sahabe ve tabiûn hazaratı'dır. Hadis-i şerifte belirtildiği üzere bu ümmet yetmiş üç fırkaya ayrılacak yetmişiki'si cehenneme girecek sadece bir fırka kurtulacak. O fırka da Ehl-i Sünnet Vel Cemaat fırkasıdır yani Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, sahabe, tabiiun ve onlara tabi olanların yolunda olanlardır.

Allah Teâlâ'ya iman: 1

Allah Teâlâ tektir, ortağı yoktur. Onun misli yoktur. Hiç bir şey onu aciz bırakamaz. Ondan başka ilah yoktur.

Evveli olmayan Kadîm, sonu olmayan Daim'dir. Yok olmaz. Onun dilediği olur. Ne vehim ona ulaşabilir, ne fehim onu idrak edebilir. Mahlukata benzemez. Ölmeyen diri, uyumayan ve uyuklamayan Kayyûm'dur. İhtiyaçsız yaratıcıdır, zahmetsiz rızık vericidir. Yaratmadan önce de sıfatları ile kadîm idi. Mahlukatı yarattıktan sonra fazladan bir sıfata sahip olmadı öncedende o sıfatlara sahipdi. Sıfatları ile ezelî ve ebedî'dir. Korkusuz

öldürücüdür, sıkıntısız dirilticidir. Mahlukatı yarattıktan sonra "Hâlig" = yaratıcı ismini almadı. O sıfat onda zaten vardı. O Rab'dir, Halig'dır. Onun rabbi yoktur ve hâligi yoktur. Ölüleri dirilttikten sonra "Muhyî" ismini almadı o sıfat onda zaten vardı. Onun her şeye gücü yeter ve her şey ona muhtaçtır. Mahlukatı ilmi ile yarattı ve onlara kaderler ve eceller takdir etti. Mahlukatı yaratmadan önce onların ne amel edeceğini bilmiştir. Mahlukatı yaratmadan önce hiç bir şey ona gizli kalmadı. Mahlukata kendisine itaati emretmiş, kendisine isyandan onları nehyetmiştir. Her şey onun takdiri ve dilemesi ile olmaktadır. Kulların Allah'ın dilediği hariç hiçbir dilemeleri yoktur. Onun dilediği olur dilemediği olmaz. Dilediğini hidayet eder, korur ve afiyet verir. Kendinden bir lutuf olarak böyle yapar. Dilediğini saptırır, kendi haline bırakır ve imtihan eder. Kendinden bir adelet olarak böyle yapar. Bütün hepsi adaleti ile lutfu arasında onun dilemesi içinde dönüp durmaktadırlar. O, bütün zıtlardan ve benzerlerden yüce ve münezzehtir.

Onun hükmünü geçersiz kılacak ve reddedebilecek hiç bir kimse yoktur. Onun hükmünü geri bırakabilecek hiç bir kimse yoktur. Onun emrine üstün gelebilecek hiç bir kimse yoktur. Allah Teâlâ'nın bütün bu sıfatlarına şek ve şüphe etmeksizin inandık.

Hz Muhammed ﷺ'e iman: 2

Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Allah Teâlâ'nın seçilmiş kulu'dur. Seçilmiş Nebî'sidir. Razı olunmuş Rasûlü'dür. Nebîlerin sonuncusu, takva sahiplerinin imamı, Rasûllerin efendisi ve âlemlerin Rabb'inin habîbidir.

Ondan sonra Nübüvvet davası ortaya koymak sapıklık ve nefsin hevâsıdır. Bütün cinlere ve insanlara hak, hidayet ve nûr ile gönderilmiştir.

1 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 8-12. sayfalara bakılabilir.

2 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 12. sayfaya bakılabilir.

(2)

Kuran-ı Kerim'e iman : 3

Kuran-ı Kerim Allah Teâlâ'nın kelamıdır, keyfiyeti mechul olarak ondan başlamıştır, onu Rasûlu'ne vahyetmiştir.

Müminler onu bu şekilde tastik etmiştir. Kuran-ı Kerim'in Allah Teâlâ'nın kelami olduğunda şüphe yoktur. Kim Kuranı Kerim'i işitir de bu da bir insan sözü'dür derse kâfir olur ve Cehenneme girer. Kim Kuran-ı Kerim'e 'Bu, insanların manası gibi bir mana'dır' derse kâfir olur. Çünkü o, yaratıcının sözüdür, mahlukatın sözüne benzemez.

Kuran-ı Kerim'i telaffuz ederken çıkan harf ve ses, Kuran-ı Kerimi'in mürekkebi, sayfaları ve cildi yaratılmıştır ama Kuran-ı Kerim yaratılmış değildir. Çünkü Kuran-ı Kerim telaffuz etmeden önceki mana'dır. Kuran-ı Kerim lafzen ve manen Allah Teâlâ'nın kelamıdır.

Cennetten Allah'ın Görülmesi: 4

Cennet ehlinin Cennetten Allah Teâlâ'yı görmesi haktır. Nasıl görüleceği bizce mechuldur ancak görüleceği muhakkaktır. Bu hususa Kuran-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler delildir. Allah Teâlâ'nın görülmesini, "Şöyle görülecek, Böyle görülecek" diye tevil etmeyiz. Allah Teâlâ, Cennet ehline kendisini gösterecektir.

İslâm Teslimiyettir: 5

Bir kişi Allah Teâlâ ve Rasûlu sallallahu aleyhi ve sellem'in hükmüne tam teslîm olmadıkça Müslüman olamaz.

Dinde sâlim kalamaz. Kişi kendisine karışık gelen meseleleri inkâr etmek yerine bilene havale etmelidir. Bir şahsın kalbinde İslam'ın karar kılması ancak ve ancak teslimiyet ile mümkün olur. Teslim olmayan kişi bazen inanir bazen inkâr eder, bazen tastik eder bazen yalanlar. Böylece imanda karar kılamaz ve zarar eder.

Allah Teâlâ'nın Sıfatlarını Te'vil Etmemek: 6

Nasıl ki Allah Teâlâ'nın cennetten görülmesini tevil etmemek gerekir. Aynı şekilde Allah Teala'nın sıfatlarını

"şöyleydi, böyleydi" diye te'vil etmemek gerekir. Fakat bazı Ehl-i Sünnet alimleri insanların aklında Allah Teâlâ hakkında yanlış bir itikad oluşmaması için bazı sifatları tevil etmek zorunda kalmışlardır: Mesela : Fetih Sûresinde 10. Ayette geçen "Allah'ın eli onların elleri üzerinde'dir." burada mecaz vardır yani kim Rasûlu sallallahu aleyhi ve sellem ile biat ederse Allah Teala ile biat etmiş olur. Yoksa Allah Teala mahlukat gibi elden ve azalardan

münezzehtir.

Miraç Haktır: 7

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Mescid-i Haramdan Mescid-i aksa'ya bir gecede yürütüldü ve yakazaten (uyanıkken) şahsıyla (hem bedenen hem rûhen) gökyüzüne yükseltildi. Sonra Allah Teala'nın dilediği kadar yukarı çıkartıldı. Allah Teâlâ ona dilediğini ikram etti. Allah Teâlâ ona vahyettiğini vahyetti.

3 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 12. sayfaya bakılabilir. Ayrıca Babertî şerhi sayfa 63-66. sayfalara bakılabilir.

4 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 13. sayfaya bakılabilir.

5 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 14. sayfaya bakılabilir

6 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 14-15 sayfalara bakılabilir.

7 Babertî şerhi sayfa 79 ve 80 e bakılabilir.

(3)

Havz-i kevser (Kevser Havuzu) Haktır: 8

Hesap günü Allah Teala'nın Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme ikram edeceği Havz-ı Kevser (kevser havuzu) haktır. Havz-ı kevserin kaynağı cennetten akan bir nehirdir. Suyu gümüşten beyaz, miskten daha hoş kokulu, baldan tatlıdır. Ondan bir kez içenler ebedîyyen susuzluk çekmeyecektir.

Kıyamet Günü Şefaat Haktır: 9

O gün şefaat-i uzma (en büyük şefaat) Peygamber efendimiz Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme ait olacaktır. O gün Peygamberler, Âlimler ve Şehîdler şefaat edecektir. O gün Allah'ın izin ve müsade verdiği şefaat edecektir. Kâfirlere şefaat fayda vermez. Şefaat iman ehline fayda verir. Şefaati'in manası kulun affı için veya cennete girdirilmesi için veya azabının hafifletilmesi için veya Cehennemden çıkarılması için Allah Teâlâ'ya dua etmek, kul ile Allah Teâlâ arasında aracılık yapmaktır.

Allah Teâlâ'ya Söz Verdik: 10

Allah Teâlâ Âdem aleyhisselamdan ve kıyamete kadar gelecek olan onun bütün zürriyetinden kendisine kulluk edeceğine dair söz almıştır.

Kadere îmân: 11

Kaderin asli Allah Teala'nın sırrıdır. Hiç bir mukarreb melek ve hiç bir gönderilmiş Nebî kaderin aslına muttali olamaz. Ancak Allah Teâlâ'nın öğrettiği ve bildirdiği kadar bilebilir. Allah Teâlâ'ya hesap sorarcasına "Bunu neden böyle yaptı?!" diyen kâfir olur. Çünkü kitabın hükmünü reddetmiş olur kim kitabın hükmünü red ederse kâfir olur.

Allah Teâlâ'nın takdirini bozabilecek kimse yoktur. Herkes niçin yaratıldıysa onu yapması kolaylaştırılır. Cennetlik olan da Cehennemlik olan da Allah Teala'nın kaza ve kaderi ile Cennetlik veya Cehennemlik olur.

Allah Teala'nın Dostları Vardır: 12

Allah Teâlâ'ya dost olmak iki kısımdır:

1-Velayet-i Âmme: Umumî dostluk ki bütün müminler Allah Teâlâ'nın dostudur.

2-Velayet-i Hâssa: Hususi dostluk ki müminlerden takvâda ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme ittibada gayret göstererek kalplerini mâsivallah'dan temizleyerek Allah Teala'nın özel dostluğunu kazanan kimselerdir.

Arş ve Kürsî'ye Îmân: 13

Arş mahlukatin en büyük cisimli olanıdır. Arşın altı, cennetin tavanıdır. Gök ehli yani melekler arşın etrafında tavaf ederler. Kürsî de haktır. Arş ve Kürsî'nin tam olarak ne anlama geldiğini Allah Teâlâ bilir. Allah Teâlâ arş'a

oturmaktan münezzehtir. Çünkü Allah Teala mekandan münezzehtir. Allah Teâlâ herşeyi ilmi ile kuşatmıştır.

Mekandan münezzeh olarak herkese şah damarından daha yakındır

8 Babertî şerhi sayfa 81 ve 82 ye bakılabilir.

9 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 15. sayfaya bakılabilir.

10 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 16. sayfaya bakılabilir

11 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 16-17. sayfalara bakılabilir

12 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 17. sayfaya bakılabilir. Ayrıca şerhlerine bakılabilir.

13 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 19. sayfaya bakılabilir. Ayrıca Babertî şerhi sayfa 93-94'e bakılabilir.

(4)

Levh Ve Kaleme Îmân: 14

Allah Teâlâ'nın olmuş ve olacak herşeyi yazdırdığı Levh-i Mahfuz'a ve onu yazdırdığı kaleme îmân ederiz. Bütün mahlukat bir araya gelse orada olacağı yazılan bir şeyi engelleyemez veya olmayacak diye yazan bir şeyi

olduramazlar.

Peygamberlere ve Kitaplara İman: 15

İlk Peygamber Hz Âdem aleyhisselamdır. Son peygamber Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem şöyledir.

İkisi arasında sayılarını Allah Teala'nın bildiği kadar Peygamberler gelip geçmiştir. Hepsine inanırız. Allah Teâlâ Musa aleyhisselam ile konuşmuş, İbrahim aleyhisselamı dost edinmiştir. Allah bazı peygamberlere kitap ve şeriat vermiş ve risalet ile görevlendirmiş yani Rasûl olarak göndermiş, bazı peygamberleri ise önceki Rasûl'un kitabı ile amel ettirmiştir yani Nebî olarak görevlendirmiştir.

Meleklere İman: 16

Melekler nûrdan yaratılmış varlıklardır. Erkeklik ve dişilikleri yoktur. Yemez içmez uyumaz ve yorulmazlar. Allah Teala onlara ne görev verdi ise hemen onu yerine getirirler. Cebrail (vahiy meleği) , Azrail (ölüm meleği), Mikail (tabiatla görevli melek), İsrafil (kıyameti koparmakla görevli melek) adındaki melekler dört büyük melektir. Yerde ve gökte sayısını Allah Teala'nın bildiği kadar melekler vardır. İnsanın üzerinde kıymetli yazıcı ve koruyucu melekler vardır. Kabirde Münker ve Nekir adında melekler vardır. Rahmet ve azap melekleri vardır. Cennetin bekçi meleği Rıdvan, Cehennemin bekçi meleği Mâlik'tir. Hepsine selam olsun.

Ehl-i Kıble Meselesi: 17

Kibleye yönelip namaz kılanları Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in getirdiği şeyleri itiraf ettiği müddetçe ve onun sözlerini, hadis-i şeriflerini ve verdiği haberleri tastik ettiği müddetçe "müminler, müslümanlar" olarak

isimlendiririz. İnanılması zarurî olan şeylere inanan ve namazında kıbleye yönelen mümin ve Müslüman'dır. Ancak ne zaman ki inanılması zarurî olan bir emri veya nehyi inkâr ederse namaz kılsa bile kâfir olur. Mesela namaz kılan bir kimsenin "faiz helâldir" veya "O da meşru' bir kâr'dır" demesi gibi. Böyle söyleyen kimse kâfir olur namaz kılsa bile.

Korku ve ümit Arasında Olmak Gerektiğine îmân: 18

Bir kimse kendini emniyette hissetse "Tamam, ben artık cennetliğim!" dese dinden çıkar. Çünkü Allah Teala'nın mekrinden (tuzağından) emin olmamak gerekir. Bir kimse "Bu günahlar ile benim yerim cehennemdir" dese İslam'dan çıkar. Çünkü Allah Teala'nın Rametinden ümit kesmemek gerekir. Ehl-i Sünnetin yolu bu ikisi arasındadır. Ancak rahmete daha ümitli olmak gerekir. Kesin hüküm ancak Allah Teala'ya aittir.

14 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 18. sayfaya bakılabilir

15 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 20. sayfaya bakılabilir. Ayrıca şerhlerine bakılabilir.

16 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 20. sayfaya bakılabilir. Ayrıca şerhlerine bakılabilir.

17 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 20 ve 21.sayfaya bakılabilir. Ayrıca Babertî şerhi sayfa 96 ya bakılabilir.

18 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 21. sayfaya bakılabilir.

(5)

İman Kalb ile tasdik dil ile ikrardır: 19

Bir kimse Allah Teala'nın indirdiği bütün her şeye yani Kuran-ı Kerimi ve ondan önceki kitapları ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şeriat namına getirdiği bütün her şeyi kalbi ile tasdik ettiği ve dili ile ikrar ettiği zaman Mümin ve Müslüman olur. Îman birdir. İman ehli imanda eşittirler ancak aralarındaki fark ve fazilet haşyet ve takvâ iledir. Nefsin arzusuna muhalefet ve evla olana devam iledir. Müslümanların Allah Teala indinde en kıymetli olanı Kuran-ı Kerime en çok uyan ve tabi olanlardır, yani takva sahipleridir.

Büyük günah işleyenlerin işleri Allah Teala'ya kalmıştır: 20

Büyük günah işleyen kimse muvahhid olarak, imanını kaybetmeden yaptığı günahı helal saymadan Allah Teala'ya kavuşursa Allah Teala dilerse ona lutfeder onu bağışlar, dilerse adli ile ona azap eder. Kalbinde hardal tanesi kadar îmani olan cehennemde ebedî kalmaz. Adaleti ile büyük günah sahiplerine azap etse de azap süreleri bittiği zaman veya taat ehlinden bazıları onlar için şefaat ettiği taktirde rahmeti ile oradan çıkartır ve cennete gönderir.

Allah Teâlâ hiç bir kâfir ile kalbinde hardal tanesi kadar da olsa iman olan kimseyi bir ve eşit tutmaz.

Takvâlı ve Takvâsız Müslüman olan her imamın arkasında namaz kılınır: 21

Takvâlı olsun, fâsık olsun itikadi küfre varmayan her müslüman imamın arkasında namaz kılınır. itikadı küfre varmış ise arkasında namaz kılınmaz. Mesela kabir azabını inkâr ediyorsa, şefaati inkâr ediyorsa böyle bir imamın arkasında namaz kılınmaz. Aynı şekilde itikadi küfre varmayan her müslümanın cenaze namazı da kılınır.

Kimse için "Kesin Cennetliktir" veya "Kesin Cehennemliktir" demeyiz: 22

Peygamberler (salavatullahi ve selamuhû alâ cemîil enbiyai vel mürselîn) ve onların cennete gireceğini beyan ettikleri hariç kendimiz de dahil olmak üzere kimse için "Bu kesin cennetlik!" veya "Bu kesin cehennemlik!"

demeyiz. Herkesin gizli işlerini Allah Teala'ya bırakırız. Kimse için herhangi bir delil ve onlardan sâdır olan bir şey olmaksızın küfürle, şirkle, münafıklık ile itham etmeyiz.

İslamî Yöneticilerimize Dua Ederiz: 23

Şeriat devletinin başındaki yöneticilerimize itaati farz biliriz. Bize zulüm etmiş olsalar da onlara beddua etmeyiz.

Tam tersine onlara hayır dua ederiz ki düzelsinler. Bize günah olan bir şeyi emretmedikçe yöneticimize itaat ederiz. Sünnet ve cemaate uyar ayrılıktan, anlaşmazlıktan, fırkalardan uzak dururuz.

19 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 21. sayfaya bakılabilir.

20 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 22 ve 23. sayfaya bakılabilir.

21 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 23. sayfaya bakılabilir.

22 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 23 ve 24. sayfaya bakılabilir.

23 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 24. sayfaya bakılabilir

(6)

Ümmeti Muhammed ﷺ'e. Kılıç Çekmemek: 24

Şerî' bir gerekçe olmaksızın hiç bir Ümmet-i Muhammede (ﷺ) kılıç çekmeyiz. Onlar ile savaşı uygun görmeyiz.

Fakat şera'n savaşmak gerekli olduğu taktirde savaşırız. Adalet ve emanet ehlini sever hainlerden ve zalimlerden nefret ederiz.

"Allah'u A'lem" Deriz: 25

İlmen bize karışık gelen meselelerde veya emin olmadığımız zaman "Allah'u A'lem" deriz. Yani "Allah Teâlâ daha iyi bilir" deriz. Çünkü bazı meseleler ihtilaflıdır. İhtilaflı meselede kesin hüküm beyan etmek doğru olmaz. Bu yüzden "Allah'u A'lem" bu meselede doğru görüş budur deriz. "Allah'u A'lem" demek Ehl-i Sünnetin bir özelliğidir.

Mestler Üzerine Mesh Etmek Caizdir Ve Sünnette Yeri Vardır: 26

Gerek mûkimken gerek yolcu iken mestler üzerine mesh etmek caizdir. Mesh müddeti mukim için 24 saat yolcu için 72 saattir. Mestler üzerine mesh etmek manen mütevatir derecesine ulaşmıştır. inkârı hadisleri inkar girer.

Böyle mütevatir haberi inkâr eden de Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi inkâr etmiş olur.

Hac Ve Cihâd'ın Kıyamete Kadar Devam Edeceğine Îmân: 27

Hac ve Cihâd müminlerden takvâ sahibi olsun veya fâsık olsun yönetim sahipleri ile birlikte kıyamet gününe kadar geçerlidir. O ikisini hiçbir şey iptal edemez ve bozamaz.

Kabir Azabı Haktır: 28

Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir ya da Cehennem çukurlarından bir çukurdur. Kabir Âhiret duraklarının ilki'dir. Kabirde Münker ve Nekir melekleri sorgu-sual edecektir. Verdiği cevaba göre gideceği yer kendisine

gösterilecektir. Kabir sorularına doğru yanıt vererek oradan kurtulan kişiye ondan sonrası daha kolay olacaktır.

Kabir azabı mütevatir hadis-i şerifler ile sabittir. İnkâri hadisleri inkara girer hadisleri inkâr eden de Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi inkâr etmiş olur.

Öldükten Sonra Diriltilip Hesaba Çekileceğimize Îmân: 29

O gün bütün ameller Allah Teala'ya arz olunur ve hiç bir sır gizli kalmaz. Zerre ağırlığı iyilik yapan onun karşılığını görür. Zerre ağırlığı kadar kötülük yapan da onun karşılığını görür. O gün herkese amel defterleri verilir.

Müminlere sağdan verilir. Münafıklara ve kâfirlere soldan ve sırtının arkasından verilir.

24 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 24. sayfaya bakılabilir.

25 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 24. sayfaya bakılabilir

26 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 25. sayfaya bakılabilir

27 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 25. sayfaya bakılabilir

28 Bu kısım için metnü-akidettahavî kitabı 25. sayfaya bakılabilir

29 Babertî şerhi sayfa 131 bakılabilir.

(7)

Cehennemin Üzerinde Sırat köprüsünün Varlığı Haktır: 30

Sırat köprüsü "kıldan ince kılıçtan keskin" diye tabir edilir. Gerçek durumunu Allah Teala bilir. Sırat köprüsünün iki yanında dikenli ağaçlar ve kancalar vardır. Herkes ameline göre sırat köprüsünü geçecektir.

Geçemeyen Cehenneme düşecektir. Kimisi şimşek hızında, kimisi rüzgar hızında, kimisi hızlı atabinen gibi, kimisi yürüyerek, kimisi sürünerek geçecektir bundan sonra geçemeyen düşecektir.

Amellerin Tartılacağı Mizana Iman: 31

O gün hayır ve şerr olsun kulların amellerinin tartılacağı Mizan (Terazi) haktır. Allah Teâlâ'nın terazisi zerre kadar eksik tartmaz. Hiç kimseye haksızlık yapılmaz. O amellerin tartıldığı Mizan'nın iki kefesi de şaşmaz.

Cennet ve Cehennem Şuanda Mevcuttur: 32

Cennet ve cehennem insanlar ve cinler yaratılmadan önce yaratılmıştır. Ve şu anda mevcuttur. Cennete giren ancak Allah Teâlâ'nin lutfu ile girmiştir. Cehenneme giren de Allah Teala'nın adli ile girmiştir. Cennet ve cehennem ebedî'dir. Cennet ehli yani müminler cennette, Cehennem ehli yani kâfirler cehennemde ebedî kalacaklardır.

Cennette göz görmemiş kulak duymamış nimetler vardır. Cehennemde dayanılmaz acı veren azaplar vardır.

Allah Teâlâ Hiç Bir kimseye Gücünün Üzerinde Sorumluluk Yüklemez: 33

Kul ister, Allah Teâlâ yaratır, ve neticede sorumlu tutar. Kul hayırlı işleri ve taatleri başarırsa bu "Tevfîg= ﻖﯿﻓﻮﺗ"

adını alır çünkü Allah Teala ona lutfederek onu muvaffak etmiştir. Kul günah ve isyan yaparsa bu "Hizlân=نﻻﺬﺧ"

adını alır çünkü Allah Teala onu kendi haline bıraktığı için o nefsine ve şeytana uymuştur. Allah Teâlâ hiç bir kimseye gücünün yetmeyeceği bir sorumluluk yüklemez. Mesela fakir olan bir kimseden zekât istemez. Ayakta namaz kılamayan kimseden kıyam istemez. Çünkü o kullarını ancak verdiği şeylerden ve güç yetirdiği

durumlardan hesaba çeker.

Kulların Fiilleri Allah Teala'nın Yaratmasıyladır: 34

Kul kesp eder Allah Teâlâ yaratır. Diğer bir deyişle kul ister Allah Teala yaratır ve neticede sorumlu tutar. Hiç bir kul kendi fiilini yaratamaz. Yaratmak sadece ve sadece Allah Teâlâ'ya muhsustur. Haramlar kullar içindir. Allah için haram yoktur. O haram kılar veya helâl eder. Bundan dolayı zina eden bir kişinin fiilini de Allah Teala yaratır.

Ancak yaratmış olması razı olduğu anlamına gelmez. Haramı yaratır ancak rızası yoktur. Helâli yaratır ancak rızası vardır.

Müslüman Ölü İçin Yapılan Duanın Ve Verilen Sadaka'nın Ölüye Faydası Vardır: 35

Eğer ölüye dua fayda vermeyecek olsaydı Haşr Sûresi 10. Ayette geçmişine dua edenler övülmezdi. Ayrıca eğer ölüye dua fayda vermeseydi cenaze namazı meşru' olmazdı. Cenaze namazı ölü için dua'dan başka bir şey midir?! Sevabını ölüye bağışlamak için sadaka vermenin de ölüye faydası vardır. Çünkü sevap hediye etmek caizdir.

30 Babertî şerhi sayfa 131 ve 132 ye bakılabilir.

31 Babertî şerhi 132 ye bakılabilir.

32 Babertî şerhi sayfa 133 'e bakılabilir.

33 Babertî şerhi 135 ve 136 ya bakılabilir.

34 Babertî şerhi 137 ye bakılabilir.

35 Babertî şerhi sayfa 138 e bakılabilir.

(8)

Allah Teâlâ Razı Olur Ve Ğazap Eder Ancak Mahlukatınki Gibi Değil: 36

Mahlukât, kızdığı zaman yüzünde kızarma, damarlarda şişme, kaşların çatılması olur. Mahlukât, memnun olduğu zaman yüzde gülümseme, içte rahatlama ve mutluluk olur. Allah Teala mahlukâta benzemez. Onun rızası veya ğazabı mahlukat gibi değişime uğramaz. Onun Ğazabı, mahlukattan âsi olanlardan intikam alma isteği ve onlara azab etmesidir. Onun Rızası ise kendisine itaat edenlere sevap verme isteği ve bazı âsileri af etmesi ve onlara ikramda bulunmasıdır.

Sahabeyi Sevmek İmandan'dır : 37

Sahabeyi sevmek dindir, imandır. Onlara buğz etmek küfür ve nifaktır. Hiç bir sahabeyi sevmemezlik yapmayız.

Hiçbir sahabeyi sevmede aşırı gitmeyiz. Aynı zamanda hiç bir sahabeden beri olduğumuzu söylemeyiz. Örneğin Hz Ali radiyallahu anhu'yu sevmede aşırı gitmeyiz. Hz Muaviye Radiyallahu anhu ictihad hatası yaptı diye onu sahabelikten kovmayız ve ondan uzağım demeyiz. Hidayet onlara uymakta, dalalet onları terk etmektedir. Çünkü İslam'ı bize aktaran sahabe radıyallahu anhüm efendilerimizdir.

Halifelik Hakkında: 38

Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden sonra halife Hz Ebû Bekir sonra Hz Ömer sonra Hz Osman Sonra Hz Ali radıyallahu anhum ecmain'dir. Hepsi de Raşid halifelerdir. Hulefâ-i Raşidîn'in fazilet sırası hilafet sırasına göredir. Halifesiz ümmet başsız ceset gibidir onun için Ümmet-i Muhammed'in (ﷺ) mutlaka bir halifesi olmalıdır.

Selef-i Salihîni Kötü Bir Şekilde Anmamak: 39

En hayırlı asır (100 yıl) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin ve sahâbenin asrıdır. Sonra tabiin asrı ve sonra tebe-i tabiin asrıdır. Kim Selef-i Salihîni hayırla anmaz ise yoldan çıkmış bidatçidir. İmam-ı Azam tabiindir. Diğer üç İmam ise tebe-i tabiindir. Bu üç asırda yaşayan Âlimler eser, fıkıh ve görüş ehlidir. Kim Selef-i Salihîni tahkir edici söz söylerse müslümanların gittiği yolda değildir. Sonra onlardan ilmi silsile yolu ile alan Âlimlere de kötü konuşmamak gerekir. Çünkü Âlimler Peygamberlerin (salavatullahi ve selamuhû ala cemîil enbiyai vel mürselîn) varisleridir.

Bir Tek Nebî Bütün Evliya'dan Üstündür: 40

Nebî, evliyadan üstündür. Çünkü hem Nebî hem velî'dir. Velî ise Nebî'ye tabidir.

Evliyanın kerâmeti tabi oldukları Nebî'nin mu'cizesidir. Çünkü tabi oldukları Nebî doğru olmasa idi onların ellerinde kerâmet zâhir olmazdı. Evliyanın kerâmetleri haktır. Ve onların sağlam kişlerden gelen kerâmet haberlerine inanırız.

36 Babertî şerhi sayfa 140 a bakılabilir.

37 Babertî şerhi sayfa 141 ve 142 ye bakılabilir.

38 Babertî şerhi sayfa 143 e bakılabilir.

39 Babertî şerhi sayfa 147 ye bakılabilir.

40 Babertî şerhi sayfa 148 e bakılabilir.

(9)

Kıyamet Alametlerine iman: 41

Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in bildirdiği bütün kıyamet alametlerine inanırız. Onlardan bazıları şunlardır : Deccal'in çıkması, Meryem oğlu İsa Aleyhisselâm'ın gökten inmesi, güneşin battığı yerden doğması, Dabbetü'l-Arz'ın bulunduğu yerinden çıkması, Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin soyundan Muhammed Mehdi'nin çıkması ve halife olup yer yüzünü adaletle doldurması... gibi. Her sözü doğru olan

Rasûlullah Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ğayb hakkında verdiği haberleri tastik farzdir ve iman şartıdır.

Kâhin Ve Müneccimi Tasdik Etmemek Gerektiğine Îmân: 42

Kim bir kâhini veya müneccimi söylediği şeylerde tastik ederse Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve selleme indirilen Kuran-ı Kerimi inkâr etmiş olur. Kim şeriata muhalif bir iddia ortaya atanı tasdik ederse yoldan sapar.

Ğaybı ancak Allah Teala bilir ve Rasullerine dilediği kadar bildirir. Evliyanın, bazı ğaybtan haberdar olması Peygamber varisi olmaları ve kendilerine levh-i mahfuzdan gösterilmiş olmalarındandır.

Ehl-i Sünnet Vel Cemaati Hak, Diğer Fıkraları Sapıklık Ve Dalalet Olarak Biliriz: 43

Çünkü Peygamber ve sahâbenin yolundan ayrılan cehenneme ayrılır. Ehl-i Sünnet vel cemaat ile kast edilen sahabenin ve tabiinin ve diğer asırlarda ümmetin alimlerinin icmasıdır. Fıkralar ile kast edilen icmadan ayrılıp yeni yorumlar getirenlerdir. Allah Teâlâ adına konuştuğu halde Allah Teala'nın hükümlerini bozanlardır. Kim

müslümanların, sahabe ve sonraki dönemlerden bu yana gelen icmasına karşı gelir ve kendi kendine yeni bir görüş ortaya atarsa cehenneme ayrılır.

Allah Teâlâ Katında Dîn İslam'dır: 44

Kim islamdan başka din ararsa ondan kabul edilmeyecektir. Âdem aleyhisselam'dan Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'e kadar gelen hep İslam'dı, Tevhid idi. Ancak toplumun ihtiyacına göre bazı şeriat farkları oldu. Allah Teâlâ'nın razı olduğu din İslam'dır. İslam orta yoldur. İslam güzel ahlaktır. İslam Allah Teâlâ'nın hükmü ve rızasına uygun olandır. İslamdan başka din aramak veya İslam ile başka bir dini birleştirerek yaşamak küfürdür.

41 Babertî şerhi sayfa 150 ye bakılabilir.

42 Babertî şerhi sayfa 151 e bakılabilir.

43 Babertî şerhi sayfa 152 ye bakılabilir.

44 Babertî şerhi sayfa 153-157 ye bakılabilir.

(10)

Kişiyi Küfre Sokan Başlıca Durumlar Şunlardır:

45

■ Dînin her hangi bir hükmünü inkâr etmek

■ Dînin her hangi bir hükmü ile istihza (alay) etmek

■ Dînin herhangi bir hükmü ile istihfâf (Hafife alma, küçük görme) etmek

■ Allah ve Rasulüne iftira atmak.

■ Allah ve Rasulüne itiraz etmek.

■ Nefsinin hükmünü Allah'ın ve Rasülünün hükmünden üstün tutmak.

■ Allah ve Rasulüne karşı kibirlenmek.

■ İcma'ya muhalefet ederek müminlerin yolundan sapmak.

■ Allah ve Rasulüne teslim olmamak.

■ Allah ve Resulüne güvenmemek.

■ Küfre riza göstermek ve memnun olmak.

Hazırlayan: Faruk Yılmaz (İmam-Hatip)

َ َِ َ ْ ا ِّبَر ِ ّٰ ِ ّ إ َ ُ ِ ْ َ َ َو

ُتَ ِ ّ ا ّ ِ َ ِ ِ َ ْ ِ ِ يِ ّ ا ِ ِّ ُ َْ ْ ا

45 Kişiyi küfre sokan fiiller ve sözler ile alakalı kitaplara bakılabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Arapçada gelecek zamanı olumsuz yapmak için muzari fiilin başına نَل eki getirilir ve fiil nasb edilir

Bu ayet öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları bir cümle içinde zikredilmiş, sabah namazı ayrıca belirtilip, onun önemli ve meleklerin iştiraki sebebiyle şahitli bir

Bir kelime cümle içinde başına harfi cer gelirse, muzafun ileyh olarak gelirse veya bir zarftan sonra gelirse harekesi kesra olur.. Tesniyelerde kelimenin sonuna ِﻦْﻳ

Daha az resmi, şirketin için kendi adına yazışma

mi?" başlığı altındaki makalelerimizde yepyeni bir uygulama başlatarak Osmanlıca dersleri ve öğrenilmesi için gerekli olan yazılımlara değineceğiz.. Güzide

Uydu veya anten kanalıyla yayın yapan televizyon kanallarının müdürlerine, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayatı hakkında özel programlar hazırlamalarını

Peygamber Efendimiz bunun üzerine yanýnda bulunan amcasý Hazreti Abbas’a þöyle dedi:.. – Bir olan, eþi bulunmayan Allah’tan baþka