• Sonuç bulunamadı

Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla"

Copied!
150
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

(2)

2

Sen yine de maşuka sır ol, tevhide hafî, Aşk ile ahfada vuslat, aşıksan sana kâfî.

(3)

3

Kudret Uğurlu Eminsoy

Kitabu’s-salât NAMAZ KİTABI

Namaza uygun zammı sure ve ayetler

Bir Namaz Kitabı

(4)

4

BASKI BİLGİLERİ

Kudret Uğurlu Eminsoy

Kitabu’s Salât NAMAZ KİTABI

Namaza uygun zammı sure ve ayetler

Kapak Tasarım Kudret Uğurlu Eminsoy

İmlâ Denetim ve Sayfa Düzenleme Candan Eminsoy

Baskı ve Cilt

Deniz Kitapevi Lokman Tarhan Üniversite Caddesi Ayseli Plaza Altı No.:31/C5 Mezitli / MERSİN

Tel.:0 324 36105 88 – 0 534 936 34 85 E-Mail: [email protected]

1.Baskı 15.09.2018

MERSİN

Yazar İletişim ve Kitap Temin Adresi Yenişehir / Mersin

0 533 487 71 87

[email protected] http://www.kudretugurlueminsoy.com

(5)

5

"... Bu dinin başı İslam'dır, direği namazdır, zirvesi

cihaddır..." Tirmizi, İman 8; Müslim, İman 12; Buhari,

İman 2

(6)

6

Takdim

Kovulmuş şeytanın şerrinden Allahu Subhane ve Teala’ya sığınırım ve Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla kitabımı yazmaya başlarım.

Elhamdulillahi rabbil alemin. Essalati vesselamu ala Resuluna Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim. Her ne kadar ve her ne türlü övgü varsa o, muhakkak ki yalnızca Allah’a aittir ve Allah’tan başka asla başka bir ilah yoktur ve kesinlikle

Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem O’nun kulu ve elçisidir.

“Niyet hayır, akıbet hayırdır.” diyerek Allah rızası için bu kitabı yazmaya niyet ettim. İnşaallah Allah bitirmeyi nasip eder. Dikkat ettim ki namaz kılarken bazı yanlışlıklar yapmaktayız. Bunların en başında da zammı sureleri veya ayetleri Kur’an-ı Kerim’den seçip okurken, namazda okunmaya uygun olanları değil de rastgele hangisi olursa onu ezberliyor ve okuyoruz. Ayrıca okuduğumuz bu sure ve ayetlerin manalarını bilmiyoruz. Ben de istedim ki Kur’an-ı Kerim’den namazda okunması uygun, dua içerikli sure ve ayetleri tespit edeyim ve mealen manalarını bildireyim. Madem namaz dua etmek demektir o halde namazda da dua içerikli

ayetlerin okunması daha anlamlı olacaktır. Diğer sure ve ayetlerin okunmasında şeri olarak elbette bir sakınca yoktur. Buradaki amacım kıraatte ayet seçerken, namaza uygun olacak ayetlerin seçilip okunmasının daha iyi olacağıdır. Ayrıca kitabın girişine namazla ilgili ilmihal bilgilerini de ihtiyaç duyacağımız kadarıyla özeten yazdım. Nihayet kitabın sonuna da bereketlenmek

maksadıyla ve ayetler geçen Allahu Teala’nın isimlerinin neler olduğunu ve anlamlarını ilave ettim. İşte bu kitabı, dua içerikli sure ve ayetlerin, anlamını bilerek namazda okunmasına dikkat çekmek için hazırladım. Böylece kitabın adını da “Kitabu’s Salât;

Namaz Kitabı; Namaza uygun zammı sure ve ayetler” koydum.

Sağlıcakla kalın. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.

(7)

7

İçindekiler

Takdim ... 6

İçindekiler ... 7

1.“Namaz dinin direğidir.” sözü hadis midir? ... 14

2.Namaz nedir ve hikmetleri nelerdir? ... 17

2.1.Ashâb-ı Suffe veya Ehl-i Suffe kimdir? ... 18

2.2.Namaz müminin miracıdır... 19

2.3.Son oturuşta Ettahiyyatu duası okumak ... 21

2.4.Namaz nurdur ... 22

2.5.Namaz kılarken üşenmenin sebebi ve çaresi ... 24

3.Namaz çeşitleri ve rekatleri nelerdir? ... 25

3.1. Namaz çeşitleri ... 26

3.2. Namaz rekatleri ... 27

4. Namazın şartları, rükûnları ve hükümleri ... 28

4.1. Namazın şartları ... 29

4.1.1.Hadesten taharet: ... 29

4.1.2. Necasetten taharet: ... 30

4.1.3. Setr-i avret: ... 30

4.1.4. İstikbal-i kıble: ... 31

4.1.5. Vakit ... 31

4.1.6. Niyet: ... 33

4.2. Namazın rükûnları ... 33

4.2.1. İftitah tekbiri ... 34

(8)

8

4.2.2. Kıyam ... 34

4.2.3. Kıraat ... 34

4.2.4. Rükû ... 34

4.2.5. Secde ... 35

4.2.6. Son oturuş ... 35

4.2.7. Ta’dîl-i Erkân ve Tumaninet ... 35

4.3. Namazın hükümleri ... 36

4.3.1.Kavme ve celse nedir? ... 38

5.Namazda okunan duaların Arapçası, okunuşu ve anlamları ... 38

5.1. İftitah tekbiri: ... 38

5.2. Kıyam’daki dualar ... 39

5.3. Rükû’ya gidiş tekbiri ... 39

5.4. Rükû’daki zikirler... 40

5.5.Rükû’dan Kavme’ye gidiş zikri ... 40

5.6. Kavme’deki zikirler ... 40

5.7. Secde’ye gidiş tekbiri ... 40

5.8. Secdeler’deki zikirler ... 40

5.9. Oturuşlardaki dualar ... 40

5.10. Selam ve tesbih duaları... 42

5.11. Kunut duaları ... 43

6. Dört Rekatlik farz namazının kılınışı ... 44

6.1. 1nci Rekat: ... 44

6.2. 2 nci Rekat: ... 47

(9)

9

6.3. 3 ncü Rekat: ... 48

6.4. 4 ncü Rekat: ... 48

6.5. Namazdan sonra yapılan tesbihat: ... 49

6.6. Namazlardaki bazı özel durumlar: ... 49

6.2. Sehiv (Hata) secdesi ... 51

7. Namazda okunması uygun olan zammı sure ve ayetler ... 53

7.1.Fatiha Suresi ... 54

7.2. Bakara suresi 1-2-3-4-5. Ayetler ... 55

7.3. Bakara suresi 32-115-117. Ayetler ... 56

7.4. Bakara suresi 136-156-157-163. Ayetler ... 57

7.5. Bakara suresi 255. Ayet (Ayetel Kürsî) ... 58

7.6. Bakara suresi 285-286.Ayetler(Amener Resulû) ... 59

7.7. Ali İmran suresi 1-2-5-6. Ayetler ... 60

7.8. Ali İmran suresi 8-9. Ayetler ... 61

7.9. Ali İmran suresi 16-17-18. Ayetler ... 62

7.10. Ali İmran suresi 26-27-51-53. Ayetler ... 63

7.11. Ali İmran suresi 84-147-148. Ayetler ... 64

7.12. Ali İmran suresi 189-193-194. Ayetler ... 65

7.13. Nisa suresi 69-70-80. Ayetler ... 66

7.14. Nisa suresi 110-126-132. Ayetler ... 67

7.15. En’am suresi 13-15-18. Ayetler ... 68

7.16. En’am suresi 59-79-96. Ayetler ... 69

7.17. En’am suresi 101-102-103. Ayetler ... 70

(10)

10

7.18. En’am suresi 161-162-163. Ayetler ... 71

7.19. A’raf suresi 23-121-196. Ayetler ... 72

7.20. Enfal suresi 2-3-4. Ayetler ... 73

7.21. Tevbe suresi 116-119-128. Ayetler ... 74

7.22. Yunus suresi 56-62-63-64. Ayetler ... 75

7.23. Hud suresi 47-56-123. Ayetler ... 76

7.24. Yusuf suresi 1-101-108. Ayetler ... 77

7.25. Rad suresi 9-26-29. Ayetler... 78

7.26. İbrahim suresi 38-40-41. Ayetler ... 79

7.27. Nahl suresi 77-90-128. Ayetler ... 80

7.28. İsra suresi 80-111- Meryem suresi 35. Ayetler ... 81

7.29. Kehf suresi 38- Meryem suresi 36-48. Ayetler ... 82

7.30. Taha suresi 5-6-7-8. Ayetler ... 83

7.31. Enbiya suresi 19-20-35-Hacc suresi 6. Ayetler ... 84

7.32. Hacc suresi 14-50-64. Ayetler ... 85

7.33. Mu’minun suresi 1-2-3. Ayetler ... 86

7.34. Mu’minun suresi 97-98-118. Ayetler ... 87

7.35. Furkan suresi 1-2-6. Ayetler ... 88

7.36. Şuara suresi 1-2-192-193-194-195. Ayetler ... 89

7.37. Şuara suresi 79-80-81-220. Ayetler... 90

7.38. Şuara suresi 83-84-85-87-88. Ayetler ... 91

7.39. Neml suresi 19-26-Kasas suresi 70. Ayetler ... 92

7.40. Neml suresi 75-77-Kasas suresi 16. Ayetler ... 93

(11)

11

7.41. Ankebut suresi 57-Rum suresi 19-26. Ayetler ... 94

7.42. Lokman suresi 1-2-3. Ayetler ... 95

7.43. Lokman suresi 8-9-26. Ayetler ... 96

7.44. Secde suresi 1-2-6. Ayetler ... 97

7.45. Ahzab suresi 3-Sebe suresi 1-2-48. Ayetler ... 98

7.46. Fatır suresi 1-34-38. Ayetler ... 99

7.47. Yasin suresi 1-2-55-56-57-58. Ayetler ... 100

7.48. Yasin suresi 81-82-83. Ayetler ... 101

7.49. Saffat suresi 1-2-3-4-5. Ayetler ... 102

7.50. Saffat suresi 109-120-130-181-182. Ayetler ... 103

7.51. Sad suresi 66-67-87. Ayetler ... 104

7.52. Zumer suresi 14-46-62. Ayetler ... 105

7.53. Mu’min suresi 1-2-3. Ayetler ... 106

7.54. Fussilet suresi 1-2-3. Ayetler... 107

7.55. Şura suresi 1-2-3-4. Ayetler ... 108

7.56. Şura suresi 12-19-25. Ayetler ... 109

7.57. Zuhruf suresi 1-2-14-84. Ayetler... 110

7.58. Casiye suresi 1-2-36-37. Ayetler ... 111

7.59. Necm suresi 43-44-48-49. Ayetler ... 112

7.60. Necm suresi 39-40-41-42. Ayetler ... 113

7.61. Kamer suresi 53-54-55. Ayetler ... 114

7.62. Rahman suresi 17-29-78. Ayetler ... 115

7.63. Rahman suresi 1-2-3-4. Ayetler ... 116

(12)

12

7.64. Vakıa suresi 77-78-79-80. Ayetler ... 117

7.65. Hadid suresi 1-2-3. Ayetler ... 118

7.66. Haşr suresi 22-23-24. Ayetler ... 119

7.67. Teğabun suresi 11-13-18. Ayetler ... 120

7.68. Teğabun suresi 1-3-4. Ayetler ... 121

7.69. Mülk suresi 1-Hakka suresi 48-51. Ayetler... 122

7.70. Tekvir suresi 19-20-21. Ayetler ... 123

7.71. Buruc suresi 14-15-16. Ayetler ... 124

7.72. Fecr suresi 27-28-29-30. Ayetler... 125

7.73. İnşirah suresi... 126

7.74. Alâk suresi 1-2-3-4-5. Ayetler... 127

7.75. Asr suresi ... 128

7.76. İhlâs suresi ... 129

7.77. Felâk suresi ... 130

7.78. Nas suresi ... 131

8. Namazla ilgili güncel meseleler ... 132

8.1. Kutuplarda namaz... 132

8.2. Uzayda namaz ... 132

8.3. Dünyanın meylinden dolayı Kabe’nin isabet ettirilip ettirilememesi ... 133

8.4. Denizaltındaki bir denizcinin namaz kılması ... 133

8.5. Zaruret hallerinde namaz ... 133

Esmau’l-Husna ... 136

9. Esmaul Husna nedir? ... 137

(13)

13

10. İbnü’l-Arabî’ye göre Esmaul Husna’nın faydaları ... 140 11.Esma-ul Husna ve Türkçe Anlamları ... 141

“Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl.

Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor.

Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor.” Ankebut, 45

(14)

14

1.“Namaz dinin direğidir.” sözü hadis midir?

Bu hadis halk arasında oldukça yaygın olarak kullanılan meşhur hadislerdendir. Doğruluğu şüpheli gibi görülen, şüpheli görüldüğü kadar da lisanımıza nakşolmuş manidar bir sözdür. Böyle olunca biz de bu hadisi araştırdık. Gerçekten iddia edildiği gibi hadis değil midir veya bunun aksine hadis midir?

Yaptığımız incelemelerde hadisin şu kaynaklarda geçtiğini

gördük. Beyhakî; Aclûnî, Keşful Hafa, II/31; Deylemi, Müsnedü'l Firdevs: Tirmizi, İman 8; Buhari, İman 2; Müslim, İman 12. Bu kaynaklarda geçtiği şekliyle hadis özetleri aşağıdadır.

“Namaz dinin direğidir. Namaz kılan kimse, dinini kuvvetlendirir.

Namaz kılmayan elbette dinini yıkar.” Beyhaki

“Namaz imanın direğidir. Cihad amelin zirvesidir. Zekat ise, bu ikisinin arasında yer alır.” Deylemi, Müsnedü'l Firdevs

“Namaz dinin direğidir, kim onu terk ederse dinini yıkmıştır.”

Acluni, Keşful Hafa, II/31 Keşful Hafa Aclûnî’nin halk arasında yaygın olan hadisleri derlediği kitabıdır.

“... Bu dinin başı İslam'dır, direği namazdır, zirvesi cihaddır...”

Tirmizi, İman 8; Buhari, İman 2; Müslim, İman 12

Acluni’nin Keşful Hafa’sı ile Deylemî’nin Müsnedü’l Firdevs kitaplarındaki hadisler hakkında hadis alimleri pek de olumlu konuşmazlar. Biz de onlardan farklı bir şey söylemeyiz.

Beyhakî’de bu anlamda ravileri sağlam olmayan hadislere yer verdiği için kitabı çok sağlıklı değildir. Geriye de Kütübü Sitte kitapları kalır ki bunların sıhhatinde hadisçiler arasında ittifak vardır. Kütüb-ü Sitte, altı kitap anlamına gelir. En sağlam hadis kaynakları olarak kabul edilen Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim, Sünen-i Ebu Davut, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Nesai ve Sünen-i

(15)

15

İbn Mace`den oluşmaktadır. O halde biz de Kütübü Sitte kitaplarını referans alıp, yukarıdaki rivayetlerden Tirmizi’nin Sünen’indeki hadisi esas kabul ediyoruz. Şimdi Tirmizi’nin Sünen’indeki hadisi olduğu gibi aktaralım.

Muâz b. Cebel radıyallahu anh’dan gelen rivâyete göre, şöyle demiştir: “Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir yolculukta beraberdim. Yolda yürürken yanına yakın oldum. Dedim ki:

“Ey Allah’ın Rasûlu! Bana öyle bir amel öğret ki beni

Cehennem’den uzaklaştırıp Cennete koysun!” Bunun üzerine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki:

“Bana çok büyük bir soru sordun ama bu mesele Allah’ın kolaylaştırdığı kimseler için çok kolaydır. Şöyle ki: Her konuda ve her zaman, kulluğu Allah’a yapar, ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazını devamlı ve düzgün kılarsın, zekatını verir, Ramazan orucunu tutar, haccedersin...”

Sonra şöyle devam etti: “Sana hayır yollarını göstereceğim.

Oruç kalkandır. Sadaka, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları siler süpürür. Kişinin gece kıldığı namaz da yine hataları siler süpürür.”

Muâz dedi ki: Sonra, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Secde suresinin 16-17. ayetini okudu: “Onlar yataklarından geceleri kalkarak korku ve ümid içerisinde, Rablerine yalvaranlardır ve kendilerine geçimlik verdiğimiz şeylerden başkalarına harcayanlardır. Böyle davranan mü’minlere gelince,

yaptıklarından dolayı mükafat olarak, öteki dünyada onlara, şimdiye kadar gizli kalan göz aydınlığı olarak onlar için nelerin saklanıp bekletildiğini hiç kimse bilip hayal edemez” ve sonra şöyle buyurdu:

(16)

16

“Size bütün işlerin başını, direğini ve en üst noktasını bildireyim mi?” Ben de:

“Evet, Ey Allah’ın Resulü!” dedim. Şöyle buyurdu:

“Her işin başı İslam, yani iradeyi Allah’a teslim etmek demektir. Direği namaz, zirvesi ve üst noktası da cihâddır.” Sonra şöyle devam etti:

“Sana tüm bunların can damarını bildireyim mi?” Ben de:

“Evet Ey Allah’ın Peygamberi” dedim. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem dilini tuttu ve şöyle buyurdu:

“Kendi rahatlığın için şunu tut!” Ben de:

“Ey Allah’ın Resulü! Bizler konuşmalarımız yüzünden sorguya çekilecek miyiz?” dedim. Şöyle dedi:

“Anan hasretine yansın Ey Muâz! İnsanları yüzü koyun ve burunları yerde süründürerek, Cehenneme dolduran dillerin kazandığından başkası değildir.”

Tirmizi, İman Bab 8, Hadis no: 2616; Muslim, İman: 12; Buhârî, İman: 2

Tirmizî, “ Bu hadis, hasen sahihtir.” demiştir. Buhari ve

Müslüm’in sahihlerinde de bu hadis geçmektedir. Bu kaynaklara göre de “Namaz dinin direğidir.” veya “Dinin direği, namazdır.”

diyebiliriz. Böylece anlıyoruz ki bu ifade bir hadistir.

Sağlıcakla kalın. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.

(17)

17

2.Namaz nedir ve hikmetleri nelerdir?

Namaz kelimesi türkçe bir kelime değildir. Namaz, aslı farsça olan bir kelimedir ve karşılığı kulluk ve dua etmek demektir.

Arapça'daki salât kelimesinin karşılığıdır. Sözlükte, dua, istiğfar, övgü anlamlarına gelen salât, dinî bir kavram olarak, İslâm'ın beş temel esasından biri olup, belli eylemler ve rükünleri bulunan özel bir ibadettir. Salât dua etmek ve Allah'tan rahmet dilemektir.

Namaz kılmak bir ihtilaf veya şüphe olmaksızın ümmetin tamamının ittifak ettikleri, Kur’an-ı Kerim’de ve sünnetlerde apaçık bir şekilde geçen, Allahu Teala’nın yapılmasını emrettiği kesinlikle farz olan bir ibadettir.

Namaz her şeyden önce bir insanın kulluk vazifesidir. Allahâ yakınlık kazanması ve O’na olan şükrünün ifadesidir. Namaz Allah ile rabıta kurmaktır. Bu rabıta ile Rabbi ile kul arasında muhabbet hasıl olur ki bu da rıza-ı ilahi’ye sebeptir. Rızaya kavuşan kul ise huzur bulur. Hem dünyada hem de ahirette iyiliklere mazhar olur ve Cennete girer.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîfte şöyle buyuruyor: “Allah celle celâlühû ile konuşmak isteyen Kur’ân-ı Kerîm okusun.” Kur’ân-ı Kerîm okuyan ve onunla meşgul olan kişi Kur’ân ve Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ahlakı ile ahlaklanır. Kalbi temizlenir ve ilahi feyzleri almaya başlar. İlahi feyz demek ise Allah ile rabıta kurmaktır. Bu rabıtaya bir çeşit ilahi bağlantı diyebiliriz. İşte namazın özünde Kur’an okumak olduğundan, namaz ile Allahu Teala ile irtibata geçilmiş olunur.

َناَك اَم َو َلِس ْرُي ْوَأ ٍباَج ِح ءا َر َو نِم ْوَأ اًيْح َو هلَِّإ ُ هاللَّ ُهَمِ لَكُي نَأ ٍرَشَبِل

ميِكَح ٌّيِلَع ُههنِإ ءاَشَي اَم ِهِنْذِإِب َي ِحوُيَف ًلَّوُس َر

(18)

18

“Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Şura, 51

İşte namaz da bu perdelerden bir tanesidir. Bilen bilir, bilmeyen bilmez. Bilmeyen bileni bilirse, umulur ki o da bilir. Ancak her şeyi en doğru ve en iyi Allah bilir. O subhane ve Teala, bileni de bilmeyeni de ve bilmek isteyeni de bilendir. Çünkü O alemlerin Rabbidir. Rab öğretmen demektir. O’ndan başkası ise ancak O’nun öğrettiklerini öğretenlerdir. Öyleyse ya öğreten olmak ya da öğrenen olmak lazımdır. Demem o dur ki namaz bir okuldur.

Tek kılarken Alemlerin Rabbine öğrenci olunur, cemaatle kılarken öğretilmişlere öğrenci olunur. Mescidler birer ilim yuvasıdır.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem döneminde mescidinde ilim meclisleri olurdu. Mescitte ilim dersleri verilirdi. Sıkıntısı

olanların sıkıntıları giderilir, neşesi olanların neşesi de

paylaşılırdı. Bazen bir kişinin bir derdi ile ilgilenilirken, bazen de büyük çaplı devlet meseleleri burada konuşulurdu.

2.1.Ashâb-ı Suffe veya Ehl-i Suffe kimdir?

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Mescid-i Nebevî’nin arka tarafına, etrafı açık ve üstü hurma dallarıyla örtülü bir suffe yaptırmıştır. Suffe gölgelik, çardak demektir. Uzaktan gelen ve âilesi olmayan fakir müslümanlar burada kalırdı. Onlara “Ashâb-ı Suffe” veya “Ehl-i Suffe” denirdi. Bunların geçimlerini

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem başta olmak üzere varlıklı sahabeler karşılardı. Bu kişiler hem burada kalırlar, hem de ilim kaynağına yakın olmaları nedeniyle ilim tahsil ederlerdi. Mescide gelenlere öğrendiklerini öğretirler, gerektiğinde de civar köylere gidip oradakileri yetiştirirlerdi. Dini anlatmak ve öğretmek ihtiyaçları ortaya çıktığında, öğretmen talep eden yerlere bunlardan gönderilirdi. Sahabenin en çok hadis rivayet

edenlerinden birisi olan Ebû Hüreyre radıyallalhu anh da Ashâb-ı

(19)

19

Suffe’dendi. Ebû Hüreyre radıyallalhu anh bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Suffe Ehli, İslâm misâfirleriydi. Onların ne sığınacak bir âileleri ne malları ne de bir kimseleri vardı. Bir sadaka geldiğinde Peygamber Efendimiz onlara gönderir, kendisi ondan hiçbir şey almazdı. Şâyet gelen bir hediye ise kendisi ondan bir parça alıp kalanını Ashâb-ı Suffe’ye gönderirdi.

Böylece gelen hediyeyi onlarla paylaşırdı.” Buhârî, Rikâk, 17 Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ilmin önemine dikkat çekmek için bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah o kişiyi cennetin yollarından birine sevk eder. Melekler yaptığından hoşnut

oldukları için ilim öğrenmek isteyen kimsenin üzerine kanatlarını gererler. Göklerde ve yerde bulunan her şey, hattâ suyun altındaki balıklar bile âlim için Allâh’a istiğfar ederler. Âlimin âbide üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir.

Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler, mîras olarak altın ve gümüş bırakmazlar; onlar ilmi miras bırakırlar. Kim bu mîrâsı alırsa, büyük bir nasip almış olur.” Ebû Dâvûd, İlim, 1/3641; Tirmizî, İlim, 19/2682

İşte namaz ibadeti için gidilen mescitlerde, cemaatle namaz kılmanın faydalarından birisi olan ilim öğrenmek, dinimizin ilme verdiği önemin güzel bir örneğini teşkil eder.

2.2.Namaz müminin miracıdır

نمؤملا جارعم ةلاصلا

“Namaz müminin miracıdır.” diye buyuran Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem elbette ki bunu mecazi manada

söylemiştir. Bu söz çok anlamlıdır. Manada düşünüldüğünde çok

(20)

20

güzel bir benzetmedir. Çünkü mirac yedi kat göklerde

gerçekleşmiştir. Mirac merdiven gibi yükseliş vasıtası demektir.

Miraç kelimesinin anlamı, Arapça’da merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek demektir.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’ in göğe yükselerek Allah’ın huzuruna kabul edilmesi olayıdır. Mirac olayı hicretten bir yıl ya da onyedi ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir.

Olayın iki aşaması vardır. Birincisi Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Mescid-i Aksa’ya gidişi, ikincisi de Mescid-i Aksa’dan göklere yükselmesidir. Bunun birincisi Kur’an-ı Kerim’de

geçmesi nedeniyle Mescid-i Aksa’ya gidişe iman etmek lazımdır.

Diğer ikincisi ise naslarda çok açık bir delil olmaması nedeniyle iman etmek şart değildir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Mescid-i Aksa’dan göklere gidişine inanmamak kişiye zarar vermez. Yahut cismani değil de ruhani olarak göklere gitmiş olduğuna iman etmenin de bir zararı yoktur.

Namaz ibadetinde de yedi konak vardır. Her konak bir gök katını temsil eder ki bu sadece bir mecazdır. Anlayan, hisseden kalbi fayda sağlar. İnceliktir ve rabıtanın yavaş yavaş gerçekleşmesine neden olur. Manevidir ve hissidir. Gökyüzüne yükselişe mirac denildiği gibi, namaz da kişiye miraç olur ve Rabbinin huzuruna mana olarak yükselmesine vesile teşkil eder.

1. Kat gök: Kıyam 2. Kat gök: Rûku 3. Kat gök: Kavme 4. Kat gök: 1.secde 5. Kat gök: Celse 6. Kat gök: 2.secde 7. Kat gök: Son oturuş

(21)

21

2.3.Son oturuşta Ettahiyyatu duası okumak

Son oturuşta ettehiyyatu duası okunmaktadır. Ettehiyyatu duasının da miraçla bağlantılı bir rivayeti vardır. Yedinci kat gökte Rabbi ile yaptığı görüşmede Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem selamlaşmalarını temsil eden ettehiyyatu duasının namazlarda son oturuşta okunmasını eshabına buyurmuştur. Ettehiyyatu okumak vaciptir. Ettehiyyatu içeriği bakımından bizlere dönük bir duadır.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in öğretmesiyle okunmaktadır.

ُةَمْح َر َو ُّيِبهنلا اَهُّيَأ َكْيَلَع ُمَلاهسلَا ،ُتاَبـِ يهطلا َو ُتا َوَلهصلا َو ،ِللهِ ُتاهي ِحهتل َهَلِإ َلَّ ْنَأ ُدَهْشَأ .َني ِحِلاهصلا ِالله ِداَبِعىَلَع َو اَنْيَلَع ُمَلاهسلا ،ُهُتاَك َرَب َو ِالله

َع اًدهمَحُم هنَأ ُدَهْشَأ َو ،ُالله هلَِّإ ُهُلوُس َر َو ُهُدْب

“Bütün tâzimler, ibâdetler ve güzel sözler ancak Allah içindir.

Ey nebi! Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. Selâm, bizim ve Allah’ın salih kullarının üzerine

olsun.Allah’tan başka hak ilah olmadığına şehâdet ederim. Ve yine Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim.” Buhâri, Bkz. Feth’ul-Bâri (1/13); Müslim (1/301)

O gece Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Allah’a selâmlarını şöyle arz etti:

-“E’t-tehiyyatu lillahi ve’s-salâvatu ve’t-tayyibat.” (Bütün dualar, senâlar, malî ve bedenî ibâdetler Allah’a mahsustur.) Allahu subhane ve Teala’da Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in selamına şu şekilde karşılık verdi:

(22)

22

-“E’s-selâmu aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berakâtuhu.” (Ey Peygamber, Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun.)

Bu kez Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem de şu şekilde karşılık verdi:

-“E’s-selâmu aleyna ve alâ ibadillahi’s-salihîn.” (Selam bizlere ve Allah’ın sâlih kulları üzerine olsun.)

Bu konuşmaya tanık olan Cebrail aleyhisselam da kelime-i şehadet getirir:

“Eşhedu en lâ ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resulûhu.” (Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.)

2.4.Namaz nurdur

İmam Mâlik'in rivayetine göre Ömer radıyallahu anh, valilere şöyle bir yazı gönderdi:

“Nazarımda işlerinizin en ehemmiyetlisi namazdır. Kim onu korur ve devam ederse dînini korumuş olur. Kim de onu zayi ederse, onun dışındakileri daha çok zayi eder. Öğleyi, gölge bir ziralıktan birinizin gölgesi misli oluncaya kadar kılınız. İkindiyi, güneş yüksekte, beyaz, parlak iken, hayvan binicisinin, güneş batmazdan önce iki veya üç fersahlık yol alacağı müddet

içerisinde; akşamı güneş batınca; yatsıyı ufuktaki aydınlık battımı gecenin üçte birine kadar kılınız. -Kim yatsıyı kılmadan uyursa gözüne uyku düşmesin, kim yatsıyı kılmadan uyursa gözüne uyku düşmesin, kim yatsıyı kılmadan uyursa gözüne uyku düşmesin- Sabahı da yıldızlar parlak ve cıvıldarken kılınız.” Muvatta, Mevâkît: 6, (1, 6-7)

(23)

23

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem رون ةلاصلا “Namaz nurdur.”

buyurdu. Bir lambanın karanlık bir odayı aydınlatması gibi, namaz da karanlıkta kalmış kalpleri aydınlatan bir nurdur. Kibre kapılmış ve kendini beğenen bir nefsi, içine düşmüş olduğu bu karanlıktan ancak namaz kurtarır. Çünkü namaz diğer tüm ibadetleri bünyesinde toplamış olan cem’i bir ibadettir. Namazda Kur’an okunur, dua edilir, namaz süresince bir şey yenilip içilmeyerek oruç tutulur, kabeye yönelmekle manevi olarak hac edilir, içinde kelime-i şahadet getirilir, hayatın bir süresini Allah’a ayırmakla nefsin, hayatın zekatı verilir.

Namaz bir nurdur ki namaz, kalpleri tasfiye eder ve nefsi tezkiye eder. Adeta bir tarikat terbiyesidir. Namazda zikir yapılır, salavat getirilir, rabıta kurulur, huşu ile alemlerin Rabbine yönelip, dünya terkedilir, tövbe ve istiğfar edilir.

İşte bu özelliğinden dolayı namaz, gayba açılan bir kapıdır. Rıza aleminin kapısıdır. Namaz, kişiyi abdest ile, gusul ile hem bedenen temizler, hem de maddi ve manevi yönelmeyle içini temizler. Namazda asıl olan çok kılmak değildir. Emredildiği üzere yavaş, dikkatli ve hakkını vererek kılmaktır. Güzel olanı ise vaktinde kılınan namazdır. Bu konuda Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın en sevdiği amel, vaktinde kılınan namazdır.”

َس َو ِهْيَلَع ُ هاللَّ ىهلَص هيِبهنلا ُتْلَأَس َلاَق ِ هاللَّ ىَلِإ ُّبَحَأ ِلَمَعْلا ُّيَأ َمهل

َهِتْق َو ىَلَع ُة َلاهصلا

“Allah’ın en sevdiği amel, az da olsa sürekli olanıdır.”

اَهُم َوْدَأ ِ هاللَّ ىَلِإ ِلاَمْعَ ْلْا هبَحَأ هنَأ َو

هلَق ْنِإ َو

(24)

24

2.5.Namaz kılarken üşenmenin sebebi ve çaresi

Bazı kardeşlerimiz abdestin ve özellikle sabah namazı ile yatsı namazının kendilerine zor geldiğini söylemektedir. Sabah

namazına kalkamayan, yahut gece yatsı namazını kılmadan yatan çok kişi var. Namaza kalkarken üşenmekteler. Kendilerine zor gelmektedir. Nefsin hallerinden dolayı aslında bu halleri çok normaldir. Çünkü nefs zora gelmek istemez. Sevdiği işleri yapmayı arzu eder. Sevdiğini elde edebilmek için nice zorluklara katlanır. Bu tarz hissetmenin temel sebebi işte nefsin namazı sevmiyor oluşudur.

Nefsin namazı sevmeme nedeni ise namazı yapılması gereken bir görev, mecburiyet, zorla yapılması emredilen bir faaliyet ve tabiri caiz ise bir angarya olarak görmektir. Namazın sonunda hemen ele geçecek maddi bir menfaatin olmamasıdır.

Eğer bir kimse bir işi severse, o işi koşarak yapar. Sevdiği bir yiyeceği yemek için kilometrelerce yol gidebilir. Sevdiği bir kadınla veya erkekle buluşmaya gitmeden önce üşenmeden saatlerce temizlenip hazırlanabilir. Soğuk sıcak demeden yollara düşebilir. İşte bunları yapıp da namazı aksatmanın iki ana temel sebebi vardır. Birincisi, sevmemek, ikincisi de sonucunda elde edilecek maddi bir menfaatin olmamasıdır.

Sebepler bu kadar açıksa çaresi de çok açıktır. Namazı sevmeli ve sonunda da maddi bir menfaat elde edilmelidir. Elbette ki bu hususlar henüz yetişmemiş ve olgunlaşmamış nefsler için

geçerlidir. İlerleyen zamanda nefs artık olgunlaşır ve tüm bunlara gerek kalmaz.

Şimdi bilinmesi gereken husus şudur. Nefsinizi küçük bir çocuğa benzeteceksiniz. Elinden tutmuşsunuz da her yere onunla

gidiyorsunuz. Hani, küçük bir çocuk sokakta her ne görse ister ya,

(25)

25

ağlar, bağırır. Aynen onu ikna edişiniz gibi yapacaksınız. Namaz kılarsa onu ödüllendireceksiniz ve kılmazsa cezalandıracaksınız.

Ona istediği bir şeyi namazdan sonra vereceğinizi söyleyin veya kılmazsa da istediği bir şeyden onu mahrum edin. Nefsiniz de bu cezadan kurtulmak veya mükafaatı elde etmek için severek namazı kılacaktır. Hatta güzel bir yiyecek için sizi sabah namazına kaldıracaktır.

Sevdiğiniz bir kadayıf tatlısını tabağa koyun ve mutfakta tezgahın üzerine bırakın. Nefsinize de deyin ki “Eğer sabah namazına beni kaldırır ve sabah namazını kılarsan bunu sana vereceğim. Aksi halde bunu sana vermeyeceğim.” Başlangıçta çok iyi sonuçlar alırsınız. Ancak keçi inadı olanların ise biraz uğraşmaları

gerekecek. Eğer nefsiniz yine sizi Sabah namazına kaldırmazsa, o tatlıyı ona yedirmeyin. Bütün gün sizi o tatlıyı yiyebilmek için rahatsız edecektir. Dayanın ve sakın istediğini ona vermeyin.

Emin olun ertesi gün, sizi sabah namazına kaldıracaktır. Biraz çocuksu gibi gelebilir ama zaten nefsimiz çocuk gibi değil midir?

Onu böyle böyle yetiştirmeye başlamalıdır. İlerleyen zamanda ise nefsimiz olgunlaşacak ve büyüyecek. Artık böyle şeylere gerek kalmayacak ve bu yaptıklarınıza birlikte güleceksiniz.

Sağlıcakla kalın. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.

3.Namaz çeşitleri ve rekatleri nelerdir?

اَذِإَف ْمُكِبوُنُج ىَلَع َو اًدوُعُق َو اًماَيِق َ اللَّ ْاوُرُكْذاَف َةَلاهصلا ُمُتْيَضَق اَذِإَف لا ْاوُميِقَأَف ْمُتنَنْأَمْطا اًباَتِك َنيِن ِم ْؤُمْلا ىَلَع ْتَناَك َةَلاهصلا هنِإ َةَلاهص

اًتوُق ْوهم

“Namazı kıldığınız zaman, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştuğunuzda

(26)

26

namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.” Nisa, 103

3.1. Namaz çeşitleri

Namazlar genel olarak, farz, vacip ve nafile namazlar olmak üzere üç kısma ayrılırlar. Farz namazlarda kendi içinde farz-ı ayn namazlar ve farz-ı kifaye namazlar olarak ikiye ayrılır. Böylece toplam da dört kısımdan oluşur. Bu tasnif hanefi mezhebine göredir. Vacip namazlar hanefi mezhebinde vardır.

1. Farz namazlar

a. Farz-ı ayn namazlar b. Farz-ı kifaye 2.Vacip namazlar 3. Nafile namazlar

1. Farz-ı ayn olan namazlar:

Beş vakit namaz ve cuma namazı gibi. Bunların her yükümlü için bizzat yerine getirilmesi gerekir.

2. Farz-ı kifâye olan namazlar:

Cenâze namazı gibi. Bu, topluluk tarafından yapılması istenilen bir emirdir. Topluluktan bir kısmı bunu yerine getirince,

diğerlerinden sorumluluk kalkar. Eğer bunu hiç kimse yerine getirmezse hepsi günahkâr olur.

3. Vacib olan namazlar:

Vitir namazı, bayram namazları gibi. Sübut yönünden kesin, fakat delâlet bakımından zannî olan delile dayalı emirler vâcib

hükmündedir. Bu, Hanefilerin benimsediği bir prensiptir. Diğer

(27)

27

mezheplerde farz ile vacib aynı anlamda kullanılır. Onlara göre bir şey farz değilse sünnettir.

4. Nâfile namazlar:

Farz ve vacipten fazla olarak kılınan namazlara nâfile denir.

Cenâb-ı Hakk`ın rızasını kazanmak, amacıyla kendiliğinden kılındığı için bunlara "tatavvu" denir. Sünnetler de nâfile içine girer. Her sünnet nâfiledir, fakat her nafile sünnet değildir.

Peygamberimizin kıldığı nâfile namazlar sünnettir.

Sünnetler dışında regaib olarak isimlendirilen nâfile namazlar, belirli zamanlarda veya bazı vesilelerle kılınan ya da kişinin kendi isteğiyle herhangi bir zamanda Allah’a yakınlaşmak ve sevap kazanmak amacıyla kıldığı namazlardır. Teheccüd, kuşluk/duhâ, istihâre, yağmur duası, husûf/ay tutulması, küsûf/güneş tutulması, tahiyyetü’l-mescid, evvâbîn, tesbih, ihrama giriş ve hâcet

namazları bunlara örnek verilebilir. Bu namazlar kılınırsa sevap olur, kılınmazsa günah olmaz. Kişinin bir sorumluluğu yoktur.

3.2. Namaz rekatleri

Sabah namazı: 2 rekat sünnet, 2 rekat farz

Öğle namazı: 4 rekat ilk sünnet, 4 rekat farz, 2 rekat son sünnet İkindi namazı: 4 rekat sünnet, 4 rekat farz

Akşam namazı: 3 rekat farz, 2 rekat sünnet

Yatsı namazı: 4 rekat ilk sünnet, 4 rekat farz, 2 rekat son sünnet Vitir namazı: 3 rekat

Cuma namazı: 2 rekat

Bayram namazları: 2’şer rekat kılınır.

Teravih namazı: 20 rekat

Diğer nafile namazlar: En az 2’şer rekat

Cenaze namazı: Rükû ve secdesizdir. Dolayısıyla rekatsızdır.

(28)

28

4. Namazın şartları, rükûnları ve hükümleri

Şart, alâmet demek olup varlığı kendisinin varlığına bağlı

bulunan, fakat onun gerçek varlığından ve mâhiyetinden ayrı olan şeydir. Rükün ise bir şeyin varlığı kendisine bağlı bulunan ve o şeyin esas unsur ve parçalarını teşkil eden şeydir. Bunlara farz da denilir. Yani namazın farzları şart ve rükünlarıdır. Namazın dışındaki farzlar, şartlarıdır ve içindeki fazlar da rükunlarıdır.

Hükümler ise namazdaki hareketlerin ve okunan sözlerin efal-i mükellefin’in hangi kısmına denk geldiğidir. Efal-i mükellefin sekizdir. Farz, vacip, sünnet, müstehab, mubah, haram, mekruh, müfsit. Örneğin namazda kıyam farzdır. Namazın dışında altı ve içinde de yine altı olmak üzere toplam 12 farzı vardır.

Namazın dışındaki farzlar: (Namazın şartları) 1. Hadesten taharet

2. Necasetten taharet 3. Setr-i avret

4. İstikbal-i kıble 5. Vakit

6. Niyet

Namazın içindeki farzlar: (Namazın rükûnları) 1. İftitah tekbiri

2. Kıyam 3. Kıraat 4. Rükû 5. Secde 6. Son oturuş

Bunlara ilave olarak ta`dîl-i erkân ve tumaninet’de vardır.

(29)

29

4.1. Namazın şartları

İlk olarak namazın genel şartlarını belirtelim. Bunlar müslüman olmak, büluğ çağına ulaşmak ve akıllı olmaktır. Cuma namazı içinde ayrıca hür olmak şartı aranır. Cuma namazı kadınlara şart değildir.

4.1.1.Hadesten taharet:

Taharet temizlenmek demektir. Hades ise abdestsiz, cünüp, hayız veya lohusa hallerinde olmak demektir. Bu halde olanların su ile temizlenmesi lazımdır. Su bulunmayan durumlarda ise teyemmüm yapılması emredilmiştir.

لاهصلا ىَلِإ ْمُتْمُق اَذِإ ْاوُنَمآ َنيِذهلا اَهُّيَأ اَي ْمُكَيِدْيَأ َو ْمُكَهوُج ُو ْاوُلِسْغاف ِة

ْمُتنُك نِإ َو ِنيَبْعَكْلا ىَلِإ ْمُكَلُج ْرَأ َو ْمُكِسوُؤ ُرِب ْاوُحَسْما َو ِقِفا َرَمْلا ىَلِإ َن ِ م مُكنهم دَحَأ ءاَج ْوَأ ٍرَفَس ىَلَع ْوَأ ىَض ْرهم مُتنُك نِإ َو ْاو ُرهههطاَف اًبُنُج

ُمُتْسَمَلَّ ْوَأ ِطِئاَغْلا اًبِ يَط اًديِعَص ْاوُمهمَيَتَف ءاَم ْاوُد ِجَت ْمَلَف ءاَسِ نلا

ٍج َرَح ْنِ م مُكْيَلَع َلَعْجَيِل ُ اللَّ ُدي ِرُي اَم ُهْنِ م مُكيِدْيَأ َو ْمُكِهوُج ُوِب ْاوُحَسْماَف َنو ُرُكْشَت ْمُكهلَعَل ْمُكْيَلَع ُهَتَمْعِن همِتُيِل َو ْمُك َرههَطُيِل ُدي ِرُي نِكَل َو

“Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde

bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.” Maide, 6

(30)

30

Farz, vacib, sünnet, nâfile namaz, tilâvet ve şükür secdesi için hadesten temizlenmiş olmak şarttır. Abdestsiz veya gusulsüz kılınacak bir namaz sahih olmaz.

4.1.2. Necasetten taharet:

Necasetten taharet, bedende, elbisede ve namaz kılınacak yerde bulunan pisliği temizlemek demektir. Pislik olan yerde namaz kılmak caiz değildir. Nmazdan önce bunun temizlenmesi şarttır.

4.1.3. Setr-i avret:

Setr-i avret avret yerini örtmek demektir. Avret yeri örtülmesi gereken yer demek olup bakılması haram olan uzuvlardır.

Yıkanmak, tuvalet ihtiyaçları gibi ihtiyaçların dışında avret yerlerinin kapalı olması şarttır. Namaz dışında da avret yerlerinin örtülmesi farzdır.

“Allah Teâlâ büluğa ermiş kadının namazını başörtüsüz kabul etmez.” Ibn Mâce, Tahâre,132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b.

Hanbel, VI,151, 218, 259

Erkeklerin avret yeri göbekleri altından diz kapakları da dahil olmak üzere dizleri altına kadar olan kısımdır.

“Erkeğin avret yeri, göbeği ile diz kapağı arasıdır.

Göbeğinden aşağısı diz kapaklarını geçinceye kadar olan kısımdır.” Ahmed b. Hanbel, II, 187

Kadınların yüzleriyle ellerinden başka, bütün bedenleri avrettir.

Yüz ve ellerinin açık olmasında zarar yoktur. Ayakları konusunda ise görüş ayrılığı vardır. Çoğunluğa göre, ayaklar avret değildir.

Görüş ayrılığından kurtulmak için ayakların örtülmesi uygundur.

(31)

31

4.1.4. İstikbal-i kıble:

İstikbal-i kıble, kıbleye yönelmek manasına gelir. Namazı kıbleye doğru yönelerek kılmak şarttır. İslâm’ın ilk dönemlerinde kıble Kudüs’teki Mescid-i Aksa idi. Medine döneminde ise kıble, Mekke`deki Ka`be-i Muazzama oldu.

“Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Siz de olduğunuz yerde, yüzünüzü onun tarafına döndürünüz.” Bakara, 144 Kabe’ye secde edilmez. Kabe’ye doğru secde edilir. Secde yalnız Allah için yapılır. Kabe’yi isabet ettirmek farz değildir. Bulunulan yerden Kabe’ye doğru yönelmek yeterlidir. Eğer kişi yönünü belirleyememişse birisine sorar, soracak kişi de yoksa kıble istikametini bilgisi nisbetinde zanneder ve namazını tahmin ettiği yöne doğru kılar. Yönü isabet ettirememiş bile olsa namazı istikbal-i kıble kapsamında doğru olmuştur. Sonradan kıble istikametini yanlış seçtiğini öğrenmiş olsa da namazı geri iade etmez.

4.1.5. Vakit

اَذِإَف ْمُكِبوُنُج ىَلَع َو اًدوُعُق َو اًماَيِق َ اللَّ ْاوُرُكْذاَف َةَلاهصلا ُمُتْيَضَق اَذِإَف ْاوُميِقَأَف ْمُتنَنْأَمْطا اًباَتِك َنيِن ِم ْؤُمْلا ىَلَع ْتَناَك َةَلاهصلا هنِإ َةَلاهصلا

اًتوُق ْوهم

“Namazı kıldığınız zaman, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştuğunuzda namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.” Nisa, 103

Namazların belirlenmiş olduğu vakitleri vardır. Bu vakitlerin dışında o namaz eda edilmez. Yarının namazları bu günden

(32)

32

kılınmaz. Her namazın önceden hesaplanan vakitler arasında kılınması şarttır. Örneğin ikindi vakti sanarak, ikindi namazı kılan bir kişi, sonradan ikindi ezanını duysa ve öğle namazı vaktinde ikindi namazı kılmış olduğunu fark etse, evvelce kıldığı namaz nafile namaz yerine geçer ve ikindi namazını doğru vaktinde yeniden kılması lazım olur.

َلاَق ِ هاللَّ ىَلِإ ُّبَحَأ ِلَمَعْلا ُّيَأ َمهلَس َو ِهْيَلَع ُ هاللَّ ىهلَص هيِبهنلا ُتْلَأَس َهِتْق َو ىَلَع ُة َلاهصلا

Ayrıca namazların vakitlice kılınması da önemlidir. Bu hususta Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Allah’ın en sevdiği amel, vaktinde kılınan namazdır.” buyurmuştur. Vakit girince namazı kılmak ve namazı geçiktirmemek lazımdır. Bu namazın efdal olmasındandır. Yoksa namazın şartı değildir. Öğle namazı, ikindi vaktinin girmesine 5-10 dakika kala da kılınsa namaz geçerlidir.

Ancak sünnete uygun davranıp, sünnet sevabı almaktan mahrum kalmamak da lazımdır. Güzel olan da budur.

Gün içerisinde ayrıca namaz kılınamayan mekruh zamanlar vardır. Bu zaman içerisinde nafile namazlar kılınamaz. Bu zaman dilimlerine kerahat vakitleri denir.

4.1.5.1. Namaz kılınması mekruh olan zamanlar

Namaz kılmanın mekruh olduğu vakitler dışında istenildiği kadar nâfile namaz kılınabilir. Kerahat vakitleri üçtür. Sabah, öğle, akşam.

Sabah kerahati, güneş saatinden ortalama 1 saat sonrasına kadar ki olan zaman aralığıdır. Takvimlerde namaz saatlerini gösteren satırın başlarında bir de güneş kelimesi yazılıdır. İşte güneş ifadesinin yanındaki yazılı saat başlangıç alınır ve üzerine 1 saat

(33)

33

eklenir. Örneğin güneş saati 06.00 olsun. Demek ki sabah kerahati 06.00’a 1 saat ekleyince 06.00 ile 07.00 arası olmuş olur.

Öğle kerahati ise takvimlerdeki öğle ezan vaktinden ortalama 45 dakika çıkartılarak hesaplanır. Örneğin öğle saati 12.00 olsun. 45 dk. Çıkartırsak 11.15 olur. O halde öğle kerahati 11.15 ile 12.00 arasındaki zaman dilimidir.

Akşam kerahati ise takvimlerdeki akşam ezan saatinden ortalama 30 dk. Çıkartılarak hesaplanır. Ancak bu süre değişken

olduğundan çıkartılacak süre, 45 dk. yapılırsa daha ihtiyatlı olunmuş olur. Örneğin akşam saati 18.00 olsun. 45 dk. çıkartılırsa 17.15 bulunur. Demek ki akşam kerahat vakti de 17.15 ile 18.00 arasındaki süreç olmuş olur.

4.1.6. Niyet:

Namaza kalkmadan önce yalnızca Allah rızası için o vakitteki namazı kılmak üzere niyetlenmek demektir. Hangi namazın kılındığının bilincinde olmak niyet etmektir. Niyet sadece dil ile yüksek sesle yapılmaz. Yumuşak bir lisanla, sadece kendimizin işiteceği bir ses tonuyla, mırıldanır gibi dil ile ve aynı anda kalp ile de birlikte yapılır. Niyette, vakit, namazın adı, rekatı, çeşidi bildirilir. Örneğin “Niyet ettim Allah rızası için, öğle namazının 4 rekatlik farzını kılmaya.” şeklinde niyet edilir.

4.2. Namazın rükûnları

Namazın rükûnları demek, namazın içindeki farzlar demektir.

Bunlar iftitah tekbiri (Başlama tekbiri), kıyam, kıraat, rükû, secde ve kade-i ahire (son oturuş)’tur.

(34)

34

4.2.1. İftitah tekbiri

Namazın dışındaki şartlar yerine getirildikten sonra ayakta olduğu halde, eller kulak hizasına kadar kaldırılır. İki elin baş parmakları kulak memesinin arkasına dokundurulur. Bu sırada avuç içleri diğer parmaklar kapalı haldeyken karşı tarafı gösterir. Sonra eller göbek hizasında birleştirilir. Ellerin yukarı hareketine

başlangıcından göbelte bağlanışına kadar ki hareketi müddetince de bir kez bu sürece yayılmış olarak “Allahu Ekber” denilir. İşte

“Allahu Ekber” demeye iftitah tekbiri denir. Ellerin kaldırılması, kulak memesine değdirilmesi ve göbekte bağlanması şart değil, sünnettir.

4.2.2. Kıyam

Eller göbekte birbirine bağlı, kıbleye karşı, ayaklar omuz genişliğinde açık, baş eğik ve gözler secde edilecek yere doğru bakıyor vaziyetteyken, ayakta duruyor olma haline kıyam denir.

4.2.3. Kıraat

Kıyam halindeyken, Fatiha suresi ve zammı sure olarak Kur’an-ı Kerim’den bir sure veya 3 ayet kadar ayet okumaktır. Mırıldanır gibi, ancak kendinin duyacağı ses tonunda, yanındakinin

duyamayacağı kadar ve dil ile okumaktır. Farz olan yalnızca 1 ayet okumaktır. Ancak efdal olan en az 3 ayet veya kısa surelerden bir sure okunmasıdır.

4.2.4. Rükû

Kıyamdan sonra “Allahu Ekber” diyerek belden itibaren eğilme halidir ki eller dizlerin üzerine getirilir. Bu vaziyetteyken 3 kere

“Subhane Rabbiyel Azim” diye zikredilir.

(35)

35

4.2.5. Secde

Rükûdan sonra “Semiallahu limen hamideh” diyerek kavme’ye varılır ve “Allahu Ekber” diyerek secdeye gidilir. Secde de 8 aza üzere yere temas edilir ki bunlar iki ayak, iki diz, iki el, burun ve alındır. Erkeklerin dirsekleri yere temas etmez. Kadınların dirsekleri yere temas eder.

Secde de “Subhane Rabbiyel Alâ” diye 3 kez zikredilir. Sonra

“Allahu Ekber” diyerek oturulur ki bu oturuşa celse denir. Tekrar

“Allahu Ekber” diyerek 2 nci kez secde yapılır. Tekrar 3 kere

“Subhane Rabbiyel Alâ” denir. Sonra “Allahu Ekber” diyerek 2.

rekat için kıyama kalkılır.

4.2.6. Son oturuş

Namazın son rekatının sonundaki son oturuştur. Burada dizlerinin, ayaklarının üzerine oturulur. Eller dizlerin üzerine, parmaklar hafif açık olacak şekilde konur. Ettehiyyatu, salli, barik, rabbena atine, rabbenağfirli duaları okunur. Sonra da önce sağa sonra sola olmak üzere omuzlara doğru baş çevrilerek selam verilirken selam olarak “Esselamu aleykum ve rahmetullah” denilir. Son ka'de (oturuş) farzdır. Son ka'dede tahiyyat okumak ise vâcibdir.

4.2.7. Ta’dîl-i Erkân ve Tumaninet

Namazın içinde ve dışındaki farzlara ilave olarak ayrıca şunlarda vacibdir. Ta’dîl-i erkân ve tumaninet. Farzdır diyenlerde olmuştur.

Ta’dîl-i erkân: Namazın rükû ve secdelerinde en az sübhanallah diyecek kadar hareketsiz durma hâlidir. Vâcibdir.

Tumaninet: Namazın kavme (rükudan ayağa kalkma) ve

celselerinde (iki secde arasında oturma) en az sübhanallah diyecek kadar hareketsiz durma hâlidir. Vâcibdir.

(36)

36

Ta’dîl-i erkân, namazın rükünlerini düzgün ve tam olarak yerine getirmek demektir. Ta’dîl-i erkân özellikle rükûda, kavmede (rükûdan kalktıktan sonraki duruşta), secdede ve celsede (iki secde arasındaki oturuşta) yapılır. Buralarda hareketin tamamlanması ve bir süre de hareketsiz durmak demektir.

4.3. Namazın hükümleri

Efal-i mükellefin demek sorumlu olunan işler demektir. Her işin bir hükmü olmasını ifade eder ki bu hükümler 8 tanedir. Farz, vacip, sünnet, müstehab, mubah, haram, mekruh ve müfsid’dir.

Farz kesin kanıtlarla Allah’ın yapılmasını emrettiği hususlardır.

Vacip zanni ve kesinliği zayıf olan delillerle Allah’ın emridir.

Sünnet Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in söz, fiil ve davranışlarıdır. Müstehap yapılması sevap kazandıran faydalı hayırlı işlerdir. Mubah yapılmasında ne sevap ne de günah olan işlerdir.Haram, kesin kanıtlarla Allah’ın yapılmamasını emrettiği veya yapılmasını yasakladığı şeylerdir. Mekruh, kerih olan, kötü ve çirkin olan ve Resulıllah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından yasaklanan şeylerdir. Müfsid ise bir işi bozan şeylerdir.

Yapıldığında o işi bozan hususlardır. Bu kapsamda şimdi namaz ibadetinin hükümlerini sırayla belirtelim.

1. Hadesten taharet: Farz 2. Necasetten taharet: Farz 3. Setr-i avret: Farz

4. İstikbal-i kıble: Farz 5. Vakit: Farz

6. Niyet: Farz 7. İftitah tekbiri

8. Allahu Ekber demek: Sünnet

9. Elleri kulak hizasına kaldırmak: Sünnet

10. Baş parmağı kulak memesine dokundurmak: Sünnet 11. Elleri göbek altında bağlamak: Sünnet

(37)

37

12. Baş ve serçe parmak ile el bileğini diğer 3 parmak bilek üzerine gelecek şekilde sarmak: Sünnet

13. Ayakta durmak, kıyam: Farz 14. Subhaneke okumak: Sünnet 15. Fatiha okumak: Vacip

16. İlk rekatte Fatiha’dan önce euzu besmele okumak: Sünnet 17. Sonraki rekatlerde Fatiha’dan önce besmele okumak: Sünnet 19. Zammı sure okumak: Vacip

20. Zammı sureden önce besmele okumak: Sünnet 21. Kıyamda iken kıraat: Farz

22. Kıyamda ayakların arasının omuz genişliğinde açık olup, baş eğik ve gözlerin secde edilecek yere bakıyor olması: Müstehab 23. Kıyamda iken ta`dîl-i erkân ve tumaninet: Vacip

24. Rükûya giderken tekbir getirmek: Sünnet 25.Tekbiri “Allahu Ekber” diye yapmak: Sünnet 26. Rükû: Farz

27. Rükûda iken ta`dîl-i erkân ve tumaninet: Vacip 28. “Subhane Rabbiyel Azim” demek: Sünnet

29. “Subhane Rabbiyel Azim zikrini 3 kez söylemek: Sünnet 30. Parmaklar açık, elleri dizlerin üzerine koymak: Sünnet 31. “Semiallahu limen hamideh” ile kavmeye kalkmak: Sünnet 32. “Semiallahu limen hamideh” demek: Sünnet

33. “Semiallahu limen hamideh” ‘i 3 kez söylemek: Sünnet 34. Kavme: Vacip

35. Kavmede iken ta`dîl-i erkân ve tumaninet: Vacip 24. Secdeye giderken tekbir getirmek: Sünnet

25.Tekbiri “Allahu Ekber” diye yapmak: Sünnet 26. Secde: Farz

27. Secdede iken ta`dîl-i erkân ve tumaninet: Vacip 28. “Subhane Rabbiyel Alâ” demek: Sünnet

29. “Subhane Rabbiyel Alâ” zikrini 3 kez söylemek: Sünnet 30. Parmaklar açık, elleri dizlerin üzerine koymak: Sünnet 31. Celseye giderken “Allahu Ekber” demek: Sünnet 32. Celsede iken ta`dîl-i erkân ve tumaninet: Vacip 33. Secdeyi iki kere yapmak: Farz

(38)

38

34. İkinci rekate kalkarken “Allahu Ekber” demek: Sünnet 35. Son oturuş: Farz

36. 4 rekatli namazlarda 2 nci rekatten sonra oturma: Vacip 37. İlk oturuşta Ettehiyyatu Okumak: sünnet

38. Son oturuşta Ettehiyyatu okumak: Vacip 39. Salli ve Barik dualarını okumak: Sünnet

40. Rabbena ve rabbenağfirli dualarını okumak: Sünnet 41. Selam vermek: Vacip

42: Önce sağa sonra sola selam vermek: Sünnet

43. Selamda “Esselamu aleykum ve rahmetullah” demek: Sünnet 44. Namazdan sonra eli yüze sürmek: Sünnet

45. Namazdan sonra tesbih dualarını okumak: Sünnet

4.3.1.Kavme ve celse nedir?

Kavme; namazda rükûdan kalkarken, secdeye gitmeden önce iyice doğrulmak ve en az bir kere “Sübhâne Rabbiye’l-Azîm” diyecek kadar ayakta durmak; celse ise, namazda iki secde arası en az bir kere “Sübhâne Rabbiye’l-Azîm” diyecek kadar oturmaktır.

Hanefilere göre celse ve kavme, vaciptir. Yanılarak terk edilirse sehiv secdesi yapmak gerekir. Bilerek terkedilirse tahrimen mekruhtur, namazın iade edilmesi gerekir. İmam Şâfiî, Mâlik ve Ahmed b. Hanbel’e göre ise celse ve kavme farzdır, bilerek terk edilirse namaz bozulur.

Sağlıcakla kalın. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.

5.Namazda okunan duaların Arapçası, okunuşu ve anlamları

5.1. İftitah tekbiri:

Okunuşu: Allahu Ekber Anlamı: “Allah en büyüktür.”

(39)

39

5.2. Kıyam’daki dualar

5.2.1.Subhaneke duası:

Okunuşu: Sübhânekellâhumme ve bi hamdik. Ve tebârakesmük.

Ve teâlâ ceddük. (vecelle senâük)* Ve lâ ilâhe ğayruk.

(vecelle senâük)* bölümü sadece cenaze namazlarında (ve teâlâ ceddük'ten sonra) eklenerek okunur.

Anlamı: “Allah'ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir.

Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.”

5.2.2.Fatiha suresi:

Okunuşu: Bismillahirrahmânirrahîm. Elhamdü lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în. İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn. (Amin)*

Anlamı: “Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. Hamd,

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. (O) Rahmân, Rahîm’dir.

(O) ahiret gününün Maliki’dir. Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapkınların değil.”

5.2.3.Zammı sure ve ayetler: 7 nci maddede verilmiştir.

5.3. Rükû’ya gidiş tekbiri

Okunuşu: Allahu Ekber Anlamı: “Allah en büyüktür.”

(40)

40

5.4. Rükû’daki zikirler

Okunuşu: Subhane Rabbiyel Azim (3 kez okunur)

Anlamı: “Azim olan Rabbim eksik sıfatlardan pak ve uzaktır.”

5.5.Rükû’dan Kavme’ye gidiş zikri

Okunuşu: Semiallahulimen hamideh

Anlamı: “Allah kendisine hamd edeni işitti.”

5.6. Kavme’deki zikirler

Okunuşu: Rabbena lekel hamd

Anlamı: “Ey Rabbimiz! Her çeşit hamd ancak sanadır.”

5.7. Secde’ye gidiş tekbiri

Okunuşu: Allahu Ekber Anlamı: “Allah en büyüktür.”

5.8. Secdeler’deki zikirler

Okunuşu: Subhane Rabbiyel Alâ (3 kez okunur)

Anlamı: “Yüce olan Rabbim eksik sıfatlardan pak ve uzaktır.”

5.9. Oturuşlardaki dualar

5.9.1. Ettehiyyatu duası:

Okunuşu: Ettehıyyâtü lillâhi vessalavâtu vettayyibat. Esselâmu aleyke eyyuhennebiyyu ve rahmetullahi ve berakâtuhu. Esselâmu aleyna ve alâ ibadillahissalihîn. Eşhedu en lâ ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu.

(41)

41

Anlamı: “Her türlü hürmet, salavât (dualar) ve bütün iyilikler Allahu Teala'ya mahsustur. Ey Nebî! Allah'ın selâm,

rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selâm, bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun. Şahadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve şahadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.”

Ettehiyyatü duası bütün namazların sonunda ve iki rekattan fazla olan üç ve dört rekatlı namazların ikinci rekatın sonunda da okunur. Ettehiyyatü bir sure veya ayet değildir. Kuranı Kerim'de geçmez. Ayrıca anlamı itibari ile de çok güzel bir dua olduğu için namazların dışındada istenildiği zaman okunabilir.

5.9.2. Allâhümme salli duası

Okunuşu: Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim.

İnneke hamidün mecîd.

Anlamı: “Ey Allah'ım! İbrâhîm'e ve âline rahmet ettiğin gibi, Muhammed'e ve âline de rahmet eyle. Muhakkak sen, övülen ve şanı büyük olansın.”

5.9.3. Allâhümme barik duası

Okunuşu: Allâhümme barik alâ Muhammedin ve alâ âli

Muhammed. Kemâ barekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.

Anlamı: “Ey Allah'ım! İbrâhîm'e ve âline bereketler ihsan ettiğin gibi, Muhammed'e ve âline de bereketler ihsan et. Muhakkak sen, övülen ve şanı büyük olansın.”

(42)

42 5.9.4. Rabbena atina duası

Okunuşu: Rabbena âtinâ fiddünya haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azabennar.

Anlamı: “Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.”

5.9.5. Rabbenağfirli duası

Okunuşu: Rabbenâğfirlî ve li valideyye ve lil mü'minîne yevme yekumul hisâb birahmetike yâ Erhamerrahimîn.

Anlamı: “Ey Rabb'imiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mü'minleri hesap gününde rahmetinle bağışla, ey merhamet edenlerin merhamet edicisi.

5.10. Selam ve tesbih duaları

Esselamu aleykum ve rahmetullah Allah'ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun.

Allahumme entesselamu ve minkesselam. Tebarekte ya zel celali vel ikram.

Allah'ım! Sen selamsın ve esenlik ve güvenlik sendedir. Ey Azamet ve Kerem sahibi Allah'ım! Senin şanın çok yücedir.

Ala Resulina salavat.

Peygamberimize salavat.

Subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illallahu vallahu ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.

Allah eksik sıfatlardan uzaktır ve hamd Allah'a aittir ve Allah'tan başka ilah yoktur ve Allah en büyüktür ve şüphesiz en yüce ve en büyük olan Allah'tan başka güç ve kudret yoktur.

(43)

43 Subhanallah

Allah noksan sıfatlardan uzaktır.

Elhamdulillah Hamd Allah'a aittir.

Allahu Ekber Allah en büyüktür.

Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerîke leh, lehul mülku ve lehul hamdu ve huve alâ kulli şeyin kadir.

Eşsiz olan ve ortağı olmayan Allah'tan başka ilah yoktur.

Hükümranlık Onundur, hamd Onadır ve O her şeye güç yetirendir.

Subhane Rabbiyel aliyyil alel vehhab.

Çok bahşedenlerin en yücesi olan Rabb'im! Sen noksan sıfatlardan münezzehsin.

Amin

Duamı kabul et

5.11. Kunut duaları

Yalnızca Vitr namazında okunur. Dua olarak da okunabilir. Ayet değildir. Kur’an-ı Kerim’den değildir.

5.11.1. 1 nci Kunut duası

Okunuşu: Allahumme inna nesteînuke ve nestağfiruke ve nestehdîk. Ve nu'minu bike ve netubu ileyk. Ve netevekkelu aleyk. Ve nusni aleykelhayra kullehu neşkuruk. Ve lâ nekfuruk.

Ve nahleu ve netruku men yefcuruk.

(44)

44 Anlamı:

Allahım! Sen'den yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, Sana tövbe ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek, Sen'i hayır ile överiz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkâr etmez ve onları başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkâr eden ve Sana karşı geleni bırakırız.

5.11.2. 2 nci Kunut duası

Okunuşu:

Allâhümme iyyâke na'budu ve leke nusallî ve nescud. Ve ileyke nes'â ve nahfid. Nercu rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilkuffari mulhık.

Anlamı:

Allah'ım ! Biz yalnız Sana kulluk ederiz. Namazı yalnız Sen'in için kılarız, ancak Sana secde ederiz. Yalnız Sana koşar ve Sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz. Azabından korkarız, şüphesiz Sen'in azabın kâfirlere ve inançsızlara ulaşır.

Sağlıcakla kalın. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.

6. Dört Rekatlik farz namazının kılınışı 6.1. 1nci Rekat:

1- Abdest alınıp, ayakta olarak kıbleye dönülür. Ayakların arası dört parmak açıklıkta olur. Kadınlar, vücûdun şekli belli

olmayacak şekilde örtünür. Yalnız eller ve yüz açık kalır.

Niyet edilir. Mesela, öğle namazı için “Niyet ettim Allah rızası için öğle namazının dört rekatlik farzını kılmaya” denir.

(45)

45

2- “Allahü ekber” diyerek iftitâh tekbîri alınır.

Erkekler tekbîr alırken, ellerin içi kıbleyi gösterecek şekilde ve parmak araları normal açıklıkta olmak üzere ellerini yukarı kaldırır ve baş parmaklarını kulak memesine değdirir.

Kadınlar tekbîr alırken, ellerinin içi kıbleye karşı, parmak araları normal açıklıkta ve parmak uçları omuz hizâsına gelecek şekilde ellerini yukarıya kaldırırlar.

3- Tekbîrden sonra eller bağlanır. Kıyamda yani ayakta iken secde edilecek yere bakılır. Erkekler sağ elin avucu, sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmağı sol elin bileğini kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar.

Kadınlar Sağ el sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkeklerde olduğu gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğini kavramazlar. Elleri baş örtüsünün altında tutmaya çalışmalıdır.

Kıyamda ayakta sırasıyla;

- Sübhaneke duası, - Euzu Besmele, - Fatiha suresi, - Zammı sûre okunur.

4- “Allahü ekber” diyerek rüku’ya gidilir. Bel doksan derece eğilir ve burada en az üç defa “Sübhâne rabbiyel azîm” denilir. Rükü’da iken ayakların üzerine bakılır.

Erkekler rükü’da, parmaklarını açıp, dizlerin üstüne kor. Sırtını ve başını düz tutar. Bacaklarını ve kollarını dik tutarlar.

(46)

46

Kadınlar rükûda, sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha az eğilirler. Ellerini parmaklarını açmayarak dizlerinin biraz üzerine koyarlar ve dizlerini biraz bükük bulundururlar.

Rükudayken üç defa “Sübhâne rabbiyel azîm” dedikten sonra,

“Semi’Allahu limen hamideh” diyerek rüku’dan kavmeye kalkılır ve kavmede ayakta “Rabbena lekel hamd” denilir.

5-Sonra, "Allahü ekber" diyerek secdeye varılır.

Secdeye inerken önce dizler, sonra eller, daha sonra da burun ve alın yere konur. Secdede baş iki elin arasında ve hizâsında bulunur. El parmakları birbirine bitişiktir. Secdede iken ayaklar kaldırılmaz. Topuklar bitişiktir. Secdede gözler kapalı olmaz.

Burada en az üç kere “Sübhâne rabbiyel alâ” denilir.

Erkekler, secdede dirseklerini yanlarından uzak, kollarını yerden kalkık bulundururlar. Ayaklar, parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde yere konur. Topuklar da bitişiktir.

Kadınlar, secdede kollarını yanlarına bitişik hâlde bulundururlar.

Kolları yere temas eder. Ayaklar bitişik olarak parmaklar üzerine dik tutulur ve parmak uçları kıbleye gelecek şekilde kıvrılarak yere konur.

6- “Allahü ekber” diyerek başını secdeden kaldırıp celseye gidilerek, diz üstü oturulur.

Celsede otururken, parmaklar dizlerin hizâsına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. Burada

“Sübhânallah” diyecek kadar kısa bir an oturulur. Bu oturuşta erkekler, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak, parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur. Ayağını dik koyamayanlar ve bu pozisyonda oturamayanlar veya hasta olanlar

(47)

47

iki ayağın üzerine de oturabilir. Kadınlar ise, ayaklarını yatık olarak sağ tarafına çıkarır ve öylece otururlar.

Sonra, “Allahü ekber” diyerek ikinci defa secdeye varılır ve yine en az üç kere “Subhane rabbiyel alâ” denilir. Secde veya rükudaki tesbihler 3-5-7-9-11 adet olarak da yapılabilir. Ayrıva secdeden sonra ki celse de ve rükudan sonraki kavmede tadili erkana ve tumaninete dikkat etmelidir. Tüm bu hareketleri layıkıyla yapmalı ve hareketi tamamlamalı kısa bir süre burada beklemelidir.

Namazı hızlı hızlı yatıp kalkarak kılmamalıdır. Namaz esnasında da kıyamda, rükuda ve secdede zaruret halleri hariç sabit ve hareketsiz durmalı, oynaşmamalıdır.

7- “Allahü ekber” diyerek secdeden ikinci rek’at için kıyama ayağa kalkılır ve eller bağlanır.

6.2. 2 nci Rekat:

1- Kıyamda sırasıyla:

-Besmele, - Fatiha,

- Zammı sure okunur.

Sonra, birinci rekatta olduğu gibi, “Allahü ekber” diyerek rüku’ya varılır ve en az üç kere “Subhane rabbiyel azîm” denilir.

2- “Semi’Allahu limen hamideh” diyerek rükûdan kavmeye ayağa kalkılır ve kavmede ayakta “Rabbenâ lekel hamd” denilir.

Sonra “Allahü ekber” diyerek secdeye varılır. Birinci rekatte olduğu gibi yine en az üç kere “Subhane rabbiyel alâ” denilir.

Sonra, “Allahu ekber” diyerek secdeden celseye varılır ve burada

“Subhânallah” diyecek kadar kısa bir an oturulur.

(48)

48

Sonra, “Allahu ekber” diyerek ikinci defa secdeye gidilir ve en az üç kere “Subhane rabbiyel alâ” denilir.

3- “Allahu ekber” diyerek secdeden ilk oturuşa varılır ve oturulur.

Otururken, el parmakları dizlerin hizâsına gelecek şekilde uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. Buna ilk oturuş ya'ni kâdei ula denir. Burada sadece Ettehıyyatu duası okunur ve sonra

“Allahu ekber” denilerek üçüncü rekat için kıyama ayağa kalkılır.

6.3. 3 ncü Rekat:

1-Fatiha'yı okur, rüku ve secdeyi yapıp, dördüncü rek'ate kalkar.

2- 3 ve 4 ncü rekatlerin kıyamında yalnızca Fatiha suresi okunur.

Zammı sure okunmaz. Diğer hareketler aynı 1 ve 2 nci rekatlerde anlatıldığı şekilde yapılır.

6.4. 4 ncü Rekat:

1-Dördüncü rek'atte yine Fatiha okunur sonra rüku ve secde yapılarak kâde-i ahıre yani son oturuşa oturulur.

Oturuşta sırasıyla;

- Ettehıyyatu duası, - Allahumme salli, - Allahumme bârik, - Rabbenâ âtinâ duası,

- Rabbenağfirli duası okunur.

Erkekler, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur. Yapamayanlar iki ayağınında üzerine oturabilir.

(49)

49

Kadınlar, ayaklarını yatık olarak sağ tarafa çıkarır ve öylece otururlar. Yapamayanlar sol tarafa da döndürebilir veya iki ayağının üzerinede oturabilir.

2- Önce baş sağa çevrilir ve “Esselâmü aleykum ve rahmetullah”

denir. Selâm verirken omuzlara bakılır. Sonra baş sola çevrilerek sağ tarafta olduğu gibi yine, “Esselâmü aleykum ve rahmetullah”

denilir. Böylece dört rek’at namaz tamamlanmış olur.

6.5. Namazdan sonra yapılan tesbihat:

Bundan sonra, üç kere "Estagfirullah" denir, sonra, “Subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illallahu vallahu ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.” denir ve "Âyetel kursî" okunur ve 33 defa, Sübhânallah, 33 defa Elhamdülillah, 33 defa Allahü ekber diyerek tesbih çekilir. Sonra, “Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîkeleh, lehülmülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yumit ve hüve alâ külli şey'in kadîr” denir. Bunları sessizce okumalıdır. Yüksek sesle okumak bidattır.

Daha sonra eller avuç içleri yukarıya doğru olacak şekilde göğüs hizâsına kadar kaldırılmış olduğu halde dua edilir. Kollar omuz hizasında ve genişliğinde açılır ve birbirlerine paralel halde tutulur. Duadan sonra eller yüze sürülerek yüz meshedilir.

Böylece tesbihat tamamlanmış olur.

6.6. Namazlardaki bazı özel durumlar:

1-Dört rek’atlı sünnetlerin ve farzların ikinci rek’atından sonra Tahıyyat okuyup kalkılır.

2-Sünnetlerin üç ve dördüncü rek’atlarında Fâtiha'dan sonra, zammı sûre de okunur. Farzların üçüncü ve dördüncü rekatlarında yalnız Fâtiha okunur zamm-ı sûre okunmaz. Akşamın farzı da böyledir. Ya’nî üçüncü rek’atında zamm-ı sûre okunmaz

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu kan zehirli maddelerle de akar, yine vücutta ürik asit vard ır, zararlı ve faydalı maddeler vardır, vitaminler, mineraller, mineral benzeri maddeler, çözünmü ş gazlar,

İnsanlardan Allah’a dua eden ama Zeyd’e, Ubeyd’e ümit ba ğlayanlar vardır. Allah Teala yine bir kudsi hadiste şöyle buyurmuştur:.. امع لمع نم ، كرشلا نع ءاكرشلا ىنغأ انأ

Haklıya hakkını vermek, mazluma insaflı davranmak, güçsüz insanlar için güçlü insanlardan, fakirler için zenginlerden, mazlumlar için zalimlerden al ıp, hak edene hakk

Bütün mahlûkatın beyin ağırlıklarını gövdelerine oranlasak, kesinlikle insan, bedenine göre en a ğır beyine sahip olma açısından en yüksek mertebede olurdu.. Tabi balina

Bu üç nitelik şu demektir: Güzel olan ı doğrulamak ki güzel olan cennettir, Allah’a isyandan sakınmak ve tüm hayat ını Allah için vermek üzerine inşa etmek.. Bunlar

Bunun üzerine, Ebu Talib, Peygamberimiz (a.s.)a haber

Hz Muhammed’in İslam’a ve Müslümanlara Yönelik Saldırılarla Mücadelesi.. Huneyn, Evtas Savaşları ve Taif Kuşatması (H8

“Hiçbir küçük günah da ısrar edildiği takdirde, küçük kalmaz/büyür Hiçbir büyük günah, tövbe ve isti ğfar edildiği takdirde, büyük kalmaz.”.. (Ebu Hureyre