• Sonuç bulunamadı

Namazda okunması uygun olan zammı sure ve ayetler

Kitabın kalbi olan bu bölümde namazlarda okunması uygun olan sure ve ayetler verilecektir. Namazda okuması uygun olmak derken, Kur’an-ı Kerim’de geçen dua içerikli sure ve ayetler kastedilmektedir. Zira namaz içerisinde zammı sure olarak her sure veya ayetin okunmaması daha doğrudur. Çünkü sure ve ayetlerin manaları namaz kılarken okunmaya elverişli olmayabilir.

Zekat, miras, hac, oruç vb. hüküm içeren ayetlerin okunması namazın maneviyatına aykırı olur. Kişi bunları okurken namazın bir diğer anlamı olan dua’nın manasına eremeyebilir. Bu sebeple Fatiha suresi gibi dua içerikli sure ve ayetlerin namazda okunması daha manalı, daha anlamlı ve daha akıllıca olacaktır.

İşte bu bölümde Kur’an-ı Kerim’den dua içerikli sure ve

ayetlerden namazda okunabilecek şekilde seçmeler yaptık. İstedik ki bunlar ve bunlar gibi sizlerinde özümleyerek çıkarabileceğiniz, namazın ruhuna uygun sure ve ayetler namazlarda okunsun.

Sağlıcakla kalın. Sevgi ışığınız, kalbiniz rehberiniz olsun.

54

7.1.Fatiha Suresi ِمْسِب

1- Bismillâhir rahmânir rahîm.

1- Rahmân ve rahîm olan Allah'ın ismi ile.

ُدْمَحْلا

2- El hamdu lillâhi rabbil âlemîn (âlemîne).

2- Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.

ِنمْح هرلا ِمي ِح هرلا

﴿ ٣

3- Er rahmânir rahîm(rahîmi).

3- Rahmân’dır, Rahîm’dir.

ِكِلَم

4- Mâliki yevmid dîn(dîne).

4- Dîn gününün mâlikidir.

َكاهيِإ

5- İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu).

5- Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden isteriz.

اَنِدها

6- İhdinâs sırâtel mustakîm(mustakîme).

6- Bizi, dosdoğru yola hidayet et.

َطا َر ِص

7- Sırâtallezîne enamte aleyhim gayril magdubi aleyhim ve leddâllîn.

7- O yolki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların yolu değil.

55

7.2. Bakara suresi 1-2-3-4-5. Ayetler

ملا

2- Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh, huden lil muttekîn

2-İşte bu Kitap ki, O’nda hiçbir şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidayettir.

َنيِذهلا

3- Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn

3-Onlar ki, gaybe îmân ederler, namazlarını kılarlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler.

َنيِذهلاو

4- Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik ve bil âhireti hum yûkınûn

4- Onlar ki, sana indirilene ve senden önce indirilenlere îmân ederler ve onlar ahirete yakîn seviyesinde kesin olarak inanırlar.

َكِئَل ْوُأ

5- Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn 5- İşte onlar, Rab’lerinden bir hidayet üzeredirler. Ve işte onlar,onlar kurtuluşa erenlerdir.

56

7.3. Bakara suresi 32-115-117. Ayetler

ْاوُلاَق

32- Kâlû subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmul hakîm.

32-Dediler ki: “Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bir ilmimiz yoktur. Muhakkak ki Sen, Alîm’sin, Hakîm’sin.”

ِ ِلل َو

115- Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh, innallâhe vâsiun alîm

115- Ve doğu da Allah’ındır batı da. Artık hangi tarafa dönerseniz dönün, Allah’ın Vechi işte oradadır. Muhakkak ki Allah Vâsi’dir.

ُعيِدَب

117- Bedîus semâvâti vel ard(ardı), ve izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn

117- Gökleri ve yeri örneksiz olarak yaratandır. Bir işin olmasını istediği zaman, o şeye sadece “Ol!” der. O, hemen olur.

57

7.4. Bakara suresi 136-156-157-163. Ayetler

ْاوُلوُق

136- Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn.

136- Deyin ki: “Biz Allah’a, bize indirilenlere, İbrâhîm’e, İsmail’e, İshak’a, Yâkub ve torunlarına indirilenlere, Musa ve İsa’ya verilenlere ve nebîlere, Rab’leri tarafından verilenlere imân ettik. Onların arasından hiçbirini ayırmayız. Ve biz, O’na teslim olanlarız.”

156- Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.

156- Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz ve muhakkak O’na döneceğiz” derler.

َكِئَلوُأ

157- Ulâike aleyhim salâvâtun min rabbihim ve rahmetun ve ulâike humul muhtedûn.

157- İşte onlar ki Rab’lerinden salâvât ve rahmet onların üzerinedir. İşte onlar, onlar hidayete ermiş olanlardır.

هرلا ُنَمْح هرلا َوُه هلَِّإ َهَلِإ هلَّ د ِحا َو هَلِإ ْمُكُهَلِإ َو

﴿ ُمي ِح ١٦٣

163- Ve ilâhukum ilâhun vâhid, lâ ilâhe illâ huver rahmânur rahîm 163- Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, rahmân’dır rahîm’dir.

58

7.5. Bakara suresi 255. Ayet (Ayetel Kürsî)

ُ اللَّ

255- Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm(kayyûmu), lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm, lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard, menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih, ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard, ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm

255- Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Hayy’dır Kayyum’dur.

O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. Göklerde ve yerde olan herşey O’nundur. O'nun izni olmadan, O’nun katında kim şefaat etme yetkisine sahiptir? Onların önlerinde ve

arkalarında olanları (geçmiş ve geleceklerini) bilir. Ve O’nun ilminden, O’nun dilediğinden başka bir şey ihata edemezler (kavrayamazlar). O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Ve o ikisini muhafaza etmek kendisine zor gelmez ve O Alâ’dır (çok yücedir), Azîm’dir (çok büyüktür).

59

7.6. Bakara suresi 285-286.Ayetler(Amener Resulû)

َنَمآ

285- Âmener Resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn, kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih, lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih, ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr.

285- Resûl, Rabbinden kendisine indirilene îmân etti ve mü’minler de, hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve resûllerine îmân etti. “Biz, O’nun resûlleri arasından birini,

diğerinden ayırmayız.” Dediler ki: “İşittik ve itaat ettik! Rabbimiz senin mağfiretini dileriz ve masîr (varış) sanadır.”

َلَّ

286- Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih, va’fu annâ, vagfir lenâ, verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn

286- Allah kimseyi gücünün yettiğinden başkasıyla mükellef kılmaz. Kazandığı onundur ve iktisap ettiği de onundur.

Rabbimiz! Şâyet unuttuysak veya hata yaptıysak bizi aheze etme.

Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bizim üzerimize ağır yük yükleme. Rabbimiz, takat yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükleme. Ve bizi af ve mağfiret et ve bize rahmet et. Sen bizim Mevlâmız’sın. Artık kâfirler kavmine karşı bize yardım et.

60

7.7. Ali İmran suresi 1-2-5-6. Ayetler

ملا

2- Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm.

2- Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur, O, Hayy'dır, Kayyum'dur هنِإ

5- Muhakkak ki Allah'a yeryüzünde bir şey gizli değildir ve gökte de değildir.

َوُه

6- Huvellezî yusavvirukum fîl erhâmi keyfe yeşâ’, lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm

6- O ki, rahimlerde sizi dilediği gibi tasvir eder. O'ndan başka ilâh yoktur. O Azîz'dir, Hakîm'dir.

61

7.8. Ali İmran suresi 8-9. Ayetler

اَنهب َر َلَّ

ْغ ِزُت اَنَبوُلُق َدْعَب ْذِإ اَنَتْيَدَه ْبَه َو اَنَل ِم ن َكنُدهل ًةَمْح َر َكهنِإ َتنَأ ُباهه َوْلا

﴿ ٨

8- Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahmeh, inneke entel vehhâb.

8- Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, kalplerimizi saptırma. Senin katından bize vehbi olarak rahmet bağışla.

Muhakkak ki sen, Vehhab'sın.

اَنهب َر َكهنِإ ُعِماَج ِساهنلا ٍم ْوَيِل هلَّ

َبْي َر ِهيِف هنِإ َ اللَّ

َلَّ

ُفِلْخُي َداَعيِمْلا

﴿ ٩

9- Rabbenâ inneke câmiun nâsi li yevmin lâ raybe fîh, innallâhe lâ yuhliful mîâd

9- Rabbimiz muhakkak ki insanları, hakkında şüphe olmayan günde toplayacak olan Sen'sin. Muhakkak ki Allah vaadinden dönmez.

62

7.9. Ali İmran suresi 16-17-18. Ayetler

َنيِذهل

16- Ellezîne yekûlune rabbenâ innenâ âmennâ fagfir lenâ zunûbenâ ve kınâ azâben nâr

16- Onlar derler ki: “Rabbimiz, biz hiç şüphesiz îmân ettik, artık günahlarımızı bize mağfiret et ve bizi ateşin azabından koru.”

َني ِرِباهصلا

17- Es sâbirîne ves sâdıkîne vel kânitîne vel munfikîne vel mustagfirîne bil eshâr

17- Sabredenler, sâdıklar, Allah’ın huzurunda saygı ile duranlar, infâk edenler ve seherlerde mağfiret dileyenlerdir.

َدِهَش

18- Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve, vel melâiketu ve ulûl ilmi kâimen bil kıst, lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm

18- Allah, şahitlik etti. Muhakkak ki O'ndan başka ilâh yoktur.

Melekler ve ilim sahipleri de adaletle kâim oldular ki, O'ndan başka ilâh yoktur, (O) Azîz'dir, Hakîm'dir.

63

7.10. Ali İmran suresi 26-27-51-53. Ayetler

ِلُق

26- Kulillâhumme mâlikel mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ’, ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’, bi yedikel hayr, inneke alâ kulli şey’in kadîr.

26- De ki: "Mülkün mâliki olan Allah'ım. Mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın. Ve dilediğini azîz kılarsın ve dilediğini zelil edersin. “Hayır” senin elindedir. Muhakkak ki sen herşeye kaadirsin.

هنِإ

51- İnnallâhe rabbî ve rabbikum fa’budûh, hâzâ sırâtun mustakîm 51- Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim ve sizin de

Rabbiniz'dir. O halde O'na kul olun. Bu “Sırâtı Mustakîm'dir.”

اَنهب َر

53- Rabbenâ âmennâ bi mâ enzelte vetteba’nâr resûle fektubnâ meaş şâhidîn

53- Rabbimiz, Senin indirdiğin şeye inandık ve Resûl’e tâbî olduk, artık bizi şahitlerle beraber yaz.

64

7.11. Ali İmran suresi 84-147-148. Ayetler

ْلُق

84- Kul âmennâ billâhi ve mâ unzile aleynâ ve mâ unzile alâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ven nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum, ve nahnu lehu muslimûn

84- De ki: “Allah'a ve bize indirilene ve İbrâhîm'e, İsmâil’e, İshâk'a, Yâkub'a ve Yâkub oğulları’na indirilenlere, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya ve nebilere Rab'leri tarafından verilenlere îmân ettik.

Onların arasından birini ayırdetmeyiz. Ve biz O'na teslim olanlarız.”

147- Ve mâ kâne kavlehum illâ en kâlû rabbenagfir lenâ zunûbenâ ve isrâfenâ fî emrinâ ve sebbit akdâmenâ vensurnâ alel kavmil kâfirîn

147- Ve onların sözleri: "Rabbimiz, bizim günahlarımızı mağfiret et ve işimizdeki aşırılığımızı bağışla. Ve ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler kavmine karşı bize yardım et." demekten başka birşey olmadı.

148- Fe âtâhumullâhu sevâbed dunyâ ve husne sevâbil âhireh, vallâhu yuhibbul muhsinîn

148- Böylece Allah, onlara dünya sevabını ve ahiret sevabınının en güzelini verdi. Ve Allah, muhsinleri sever.

65

7.12. Ali İmran suresi 189-193-194. Ayetler

ِلَب

150- Belillâhu mevlâkum, ve huve hayrun nâsırîn

150- Hayır! Sizin mevlânız Allah'tır. Ve O, yardımcıların en hayırlısıdır.

189- Ve lillâhi mulkus semâvâti vel ard, vallâhu alâ kulli şey’in kadîr

189- Ve göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Ve Allah her şeye kaadirdir.

193- Rabbenâ innenâ semi’nâ munâdiyen yunâdî lil îmâni en âminû bi rabbikum fe âmennâ, rabbenâ fagfir lenâ zunûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ meal ebrâr.

193- Rabbimiz! Muhakkak ki biz, “Rabbiniz’e âmenû olun” diye îmâna davet eden davetçiyi işittik, böylece îmân ettik. Rabbimiz artık bizim günahlarımızı mağfiret et, seyyiatlarımızı ört ve bizi ebrar olan kullarınla beraber vefat ettir.

اَنهب َر

194- Rabbenâ ve âtinâ mâ vaadtenâ alâ rusulike ve lâ tuhzinâ yevmel kıyâmeh, inneke lâ tuhliful mîâd

194- Rabbimiz! Resûllerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin şeyleri bize ver ve kıyamet günü bizi rezil ve perişan etme. Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin.

66

7.13. Nisa suresi 69-70-80. Ayetler

نَم َو

69- Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn ve hasune ulâike rafîkâ

69- Ve kim, Allah'a ve Resûl'e itaat ederse, o taktirde işte onlar, Allah'ın kendilerine ni'met verdiği nebîlerle ve sıddîklerle ve şehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Ve işte onlar ne güzel arkadaştır.

70- Zâlikel fadlu minallâh. Ve kefâ billâhi alîmâ.

70- İşte bu büyük ihsan Allah'tandır. Ve Allah bilen olarak kâfidir.

ْنهم

80- Men yutiır resûle fe kad atâallâh, ve men tevellâ fe mâ erselnâke aleyhim hafîzâ.

80- Kim Resûl'e itaat ederse, böylece andolsun ki Allah'a itaat etmiş olur. Ve kim yüz çevirirse, o taktirde biz seni, onların üzerine muhafız olarak göndermedik.

67

7.14. Nisa suresi 110-126-132. Ayetler

نَم َو

110- Ve men ya’mel sûen ev yazlim nefsehu summe yestagfirillâhe yecidillâhe gafûran rahîmâ

110- Ve kim kötülük yapar veya nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan mağfiret dilerse, Allah'ı mağfiret edici ve rahmet edici olarak bulur.

ِ لل َو

126- Ve, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Ve Allah, herşeyi kuşatandır.

ِ ِلل َو

132- Ve göklerde ve yeryüzünde olanlar Allah'ındır. Ve Allah, vekil olarak yeter.

68

7.15. En’am suresi 13-15-18. Ayetler

ُهَل َو اَم َنَكَس ِلْيهللايِف

ِراَههنلا َو َوُه َو ُعيِمهسلا ِلَعْلا ُمي

﴿ ١٣

13- Ve lehu mâ sekene fîl leyli ven nehâr, ve huves semîul alîm 13- Gecede ve gündüzde bulunan herşey O’nundur. O, en iyi işitendir, en iyi bilendir.

ْلُق َيِ نِإ ُفاَخَأ ْنِإ ُتْيَصَع يِ ب َر َباَذَع ٍم ْوَي ٍميِظَع

﴿ ١٥

15- Kul innî ehâfu in asaytu rabbî azâbe yevmin azîm.

15- De ki: “Muhakkak ki ben, eğer Rabbime isyan edersem, büyük günün azabından korkarım.”

َوُه َو ُرِهاَقْلا َق ْوَف ِهِداَبِع َوُه َو ُميِكَحْلا ُريِبَخْلا

﴿ ١٨

18- Ve huvel kâhiru fevka ıbâdihî, ve huvel hakîmul habîr

18- O, kullarının üstünde kahhardır (yegâne gâlip), ve O, hakîmdir (hikmet sahibi), herşeyden haberdardır (habîrdir).

69

7.16. En’am suresi 59-79-96. Ayetler

ُهَدنِع َو

59- Ve indehu mefâtihul gaybi lâ ya’lemuhâ illâ huve, ve ya’lemu mâ fîl berri vel bahr, ve mâ teskutu min varakatin illâ ya’lemuhâ ve lâ habbetin fî zulumâtil ardı ve lâ ratbin ve lâ yâbisin illâ fî kitâbin mubîn.

59- Ve gaybın anahtarları, O'nun yanındadır. Onu O’ndan başkası bilmez. Ve denizde ve karada ne varsa bilir. O bilmeksizin, bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içinde hiçbir yaş ve kuru bir dane yoktur ki, “Kitab-ı Mübîn”de bulunmasın.

يِ نِإ

79- İnnî veccehtu vechiye lillezî fataras semâvâti vel arda hanîfen ve mâ ene minel muşrikîn.

79- Muhakkak ki ben, hanif olarak yüzümü, yeri ve semaları yaratan Allah’ın Zat’ına döndürdüm. Ve ben, müşriklerden değilim.

96- Fâlikul ısbâh, ve cealel leyle sekenen veş şemse vel kamere husbânâ, zâlike takdîrul azîzil alîm.

96- Sabahı yarıp çıkarandır. Ve geceyi dinlenme vakti ve güneşi ve ayı zamanı hesaplama vasıtası kıldı. İşte bu, azîz ve alîm olanın takdiridir.

70

7.17. En’am suresi 101-102-103. Ayetler

ُعيِدَب

101- Bedîus semâvâti vel ard, ennâ yekûnu lehu veledun ve lem tekun lehu sâhıbetun, ve halaka kulle şey’in, ve huve bi kulli şey’in alîm.

101- Gökleri ve yeryüzünü örneksiz olarak yaratandır. O’nun nasıl oğlu olur ki, eşi olmamıştır. Ve herşeyi, O yarattı. Ve O, herşeyi bilendir.

102- Zâlikumullâhu rabbukum, lâ ilâhe illâ huve, hâliku kulli şey’in fa’budûhu, ve huve alâ kulli şey’in vekîl

102- Rabbiniz, işte bu Allah’tır. O’ndan başka ilâh yoktur.

Herşeyi yaratandır. Artık O’na kul olun! Ve O, herşeye vekildir.

هلَّ

103- Lâ tudrikuhul ebsâru ve huve yudrikul ebsâr ve huvel lâtîful habîr

103- Görme hassaları onu idrak edemez. Ve O, görme hassalarını idrak eder. Ve O, lâtiftir, herşeyden haberdardır.

71

7.18. En’am suresi 161-162-163. Ayetler

ْلُق

161- Kul innenî hedânî rabbî ilâ sırâtın mustekîm dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ, ve mâ kâne minel muşrikîn.

161- De ki: “Muhakkak ki; Rabbim, beni hanif olarak Sıratı Mustakîm'e, kıyâmete kadar ayakta kalacak olan Hz. İbrâhîm'in milletinin dînine hidayet etti.” Ve o, müşriklerden olmadı.

ْلُق

162- Kul inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn

162- De ki: “Muhakkak ki; benim namazım, kurbanım,

ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.”

َلَّ

163- Lâ şerîke lehu, ve bi zâlike umirtu ve ene evvelul muslimîn 163- O’nun ortağı yoktur. Ve ben bununla emrolundum. Ve ben, müslümanların ilkiyim.

72

7.19. A’raf suresi 23-121-196. Ayetler

َلَّاَق

23- Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn.

23- İkisi şöyle dedi: “Rabbimiz, biz nefslerimize zulmettik, şâyet Sen bize mağfiret ve rahmet etmezsen, biz mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz.”

ْاوُلاَق

121- Kâlû âmennâ bi rabbil âlemîn.

121- Dediler ki: “Âlemlerin Rabbine biz îmân ettik.”

هنِإ

196- İnne veliyyiyallâhullezî nezzelel kitâbe ve huve yetevelles sâlihîn.

196- Muhakkak ki; Kitab'ı indiren Allah benim dostumdur. Ve O, salihlere dosttur.

73

7.20. Enfal suresi 2-3-4. Ayetler

اَمَّنِإ

2- İnnemâl mu'minûnellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum ve izâ tuliyet aleyhim âyâtuhu zâdethum îmânen ve alâ rabbihim yetevekkelûn.

2- Gerçek mü’minler onlardır ki; Allah zikredildiği zaman kalpleri titrer. Ve onlara Allah’ın âyetleri okunduğu zaman onların

îmânlarını arttırır ve Rab’lerine tevekkül ederler.

َنيِذَّلا

3- Ellezîne yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn.

3- Onlar namazlarını ikame ederler (kılarlar) ve rızık olarak verdiğimiz şeylerden infâk ederler.

َكِئَل ْوُأ

4- Ulâike humul mu’minûne hakkâ, lehum deracâtun inde rabbihim ve magfiratun ve rızkun kerîm.

4- İşte onlar gerçek mü’minlerdir. Onların Rab’lerinin yanında dereceleri vardır. Ve onlar için mağfiret vardır ve kerim bir rızık vardır.

74

7.21. Tevbe suresi 116-119-128. Ayetler

هنِإ

116- İnnallâhe lehu mulkus semâvâti vel ard, yuhyî ve yumît, ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîr.

116- Semaların ve yerin mülkü muhakkak ki; Allah’ındır. Yaşatır ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka bir dost ve bir yardımcı yoktur.

119- Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn.

119- Ey iman edenler! Allah’a karşı takva sahibi olun ve sadıklarla beraber olun.

ْدَقَل

128- Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz, aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm.

128- Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. Sizin üzüldüğünüz şey, O'na ağır gelir (O'nu üzer). Size çok düşkün, mü’minlere şefkatli ve merhametlidir.

75

7.22. Yunus suresi 56-62-63-64. Ayetler

َوُه

56- Huve yuhyî ve yumîtu ve ileyhi turceûn.

56- O, diriltir ve öldürür. Ve O’na döndürüleceksiniz.

لََّأ

62- E lâ inne evlîyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn.

62- Muhakkak ki Allah’ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur.

Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?

َنيِذهلا

63- Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn.

63- Onlar ki iman ettiler ve takva sahibi oldular.

ُمُهَل

64- Lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhırati, lâ tebdîle li kelimâtillâh, zâlike huvel fevzul azîm

64- Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler vardır. Allah’ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir.

76

7.23. Hud suresi 47-56-123. Ayetler

َلاَق illâ tagfirlî ve terhamnî ekun minel hâsirîn.

47- Dedi ki: “Rabbim, muhakkak ki ben, onun hakkında benim bir ilmim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Ve senin, beni mağfiret etmen ve senin, bana rahmet etmen olmazsa ben, hüsrana uğrayanlardan olurum.”

يِ نِإ

56- İnnî tevekkeltu alâllâhi rabbî ve rabbikum, mâ min dâbbetin illâ huve âhızun bi nâsıyetihâ, inne rabbî alâ sırâtın mustekîm.

56- Muhakkak ki ben, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. Yürüyen hiçbir canlı mahlûk yoktur ki; O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Muhakkak ki benim Rabbim, Sıratı Mustakîm üzeredir.

ِ ِلل َو

123- Ve lillâhi gaybus semâvâti vel ardı ve ileyhi yurceul emru kulluhu fa’budhu ve tevekkel aleyhi, ve mâ rabbuke bi gâfilin ammâ ta’melûn

123- Göklerin ve arzın gaybı Allah’ındır. İşlerin hepsi O’na döndürülür. Öyleyse O’na kul olun ve tevekkül edin. Senin Rabbin, yaptığınız şeylerden habersiz değildir.

77

7.24. Yusuf suresi 1-101-108. Ayetler

َكْلِترل

1- Elif lâm râ tilke âyâtul kitâbil mubîn.

1- Elif, Lâm, Râ. Bunlar, beyan edilmiş Kitab'ın âyetleridir.

ِ ب َر

101- Rabbi kad âteytenî minel mulki ve allemtenî min te’vîlil ehâdîs, fâtıras semâvâti vel ardı ente veliyyî fîd dunyâ vel âhırati, teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn.

101- “Rabbim bana mülk verdin. Ve olayların tevîlini (yorumunu) bana öğrettin. Semaları ve yeryüzünü yaratan, Sen benim dünyada ve ahirette velîmsin (dostumsun). Beni müslüman olarak vefat ettir ve beni salihler arasına kat.”

ْلُق

108- Kul hâzihî sebîlî ed’û ilâllâhi alâ basîratin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muşrikîn.

108- De ki: “Benim ve bana tâbî olanların, basiret üzere Allah’a davet ettiğimiz yol, işte bu yoldur. Allah’ı tenzih ederim. Ve ben, müşriklerden değilim.”

78

7.25. Rad suresi 9-26-29. Ayetler

ُمِلاَع

9- Âlimul gaybi veş şehâdetil kebîrul muteâl.

9- Görünen ve görünmeyeni bilir. Büyüktür, Âlîdir.

ُ اللَّ

26- Allâhu yebsutur rızka li men yeşâu ve yakdir, ve ferihû bil hayâtid dunyâ, ve mâl hayâtud dunyâ fîl âhırati illâ metâun.

26- Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir ve daraltır. Onlar, dünya hayatı ile sevinirler. Dünya hayatı, ahiret hayatı yanında (geçici) bir metadan başka bir şey değildir.

َنيِذهلا

29- Ellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti tûbâ lehum ve husnu meâb.

29- İman edenler ve salih amel yapanlar ne mutlu onlara ve sığınağın en güzeli onların.

79

7.26. İbrahim suresi 38-40-41. Ayetler

اَنهب َر

38- Rabbenâ inneke ta’lemu mâ nuhfî ve mâ nu’linu, ve mâ yahfâ alâllâhi min şey’in fîl ardı ve lâ fîs semâi.

38- Rabbimiz, muhakkak ki Sen, bizim gizlediğimiz şeyi de gizlemediğimiz şeyi de bilirsin. Yeryüzünde ve semada hiçbir şey,

38- Rabbimiz, muhakkak ki Sen, bizim gizlediğimiz şeyi de gizlemediğimiz şeyi de bilirsin. Yeryüzünde ve semada hiçbir şey,

Benzer Belgeler